Arama

Popüler aramalar

‘’Rezillik‘’

Başlığa bakmayın, sahada muhteşem bir Beşiktaş vardı. Yedeklerinin İsmail Köybaşı, Furkan Yaman, Ümit Karaal, Atınç Nukan ve Tugay Kaya olduğu Beşiktaş’ın sahadaki 11’ini siz düşünün. 750 özel
güvenlik, 1250 çevik kuvvet, 560 kadrolu polis, 260 polis memuru ile birlikte yaklaşık 3 bin emniyet görevlisi vardı. Üstelik hepsi aç açık, kumanya paraları bile ödenmiyor. 19 bin 511 seyirci vardı dün akşam. Bundan sonra bir daha sakın Beşiktaş taraftarı, “İstanbul’da niye maç yapmıyoruz?” diye sitem etmesin. Bu tribünler ders vermeliydi. Ama toplamda 19 binle değil yazık...

Alkışlıyorum

Sahadaki arkadaşları alkışlıyoruz. Düşünün bu takımın 2 tane olmazsa olmazı var. Veli ve Atiba. Yani takımın yüzde ellisi. Gökhan Töre, Demba Ba varken, takım çok daha çabuk rakip sahaya gidiyor en az top da 30-40 saniye rakip alanda kalıyor. Dün gol atmasına rağmen Cenk’e pek bir laf söylemek istemiyorum. Ama giden top duvara çarpıp dönüyor. Bu da şu demek: “Tottenham orta alanı ve forveti ile Beşiktaş defansı arasında maç oynandı”. Trabzon maçının intikamı dün alındı. Nasıl mı? Trabzon maçında yere yatmayan Tolga dün gece yerden kalkmadı. Aferin Tolga. Ersan ilk yarının en iyisiydi. Ama ikinci yarı evlat girdi, Atınç. Hiç de sırıtmadı. Başlıkta dedik ya ‘Rezillik’. O da ışıklar. Aylardır Beşiktaş seyircisi ile arası hiç olmayan Serdar Kurtuluş, sahaya çıktığı zaman arkadaşlarının arasında ilk önce o tribünlere çağrıldı. Bir de Necip’le beraber sahanın en iyisiydi. Müjdeler olsun. Evlatlar tek tek sahnede. Atınç’tan sonra, bir dakika da olsa Furkan Yaman. Emeği olanlara teşekkürler.

12 Aralık 2014, Cuma 01:30
YAZININ DEVAMI

‘’Güzel günler yakında‘’

Görevlilerle beraber 40 bine yakın izleyici vardı. Beşiktaşlı futbolcular hem zevk verdi hem de tribündekiler zevk aldı. İlk defa bir Trabzon maçı Tolga yere yatmadan, Beşiktaş net kazandı. Kim iyiydi? Tolga hariç bütün takım iyiydi. Tolga’ya da top gelmediğinden dolayı iyi demedim. Beşiktaş’ta Veli ve Atiba’ya ayrı yer açmak lazım. Orta alandaki verimliliğin başaktörleriydi. Top Trabzon’da top Beşiktaş’ta fark etmiyor. Bu ikili hem top kapmakta hem de oyunu yönlendirme konusunda Beşiktaş’n olmazsa olmazı. Ve Jose Sosa. Çok zamandır böyle bir 10 numaraya ihtiyacımız vardı. Forması 5 numara ama müsaade ederseniz dünkü oyunuyla ayağa kalkıp alkışlamak istiyorum. Olcay, ayrı bir paragraf açmak istiyorum ona. Tom amcanın kulübesine otura otura kafasını yedek kulübelerine vura vura ‘benim burada işim yok. Ben sahada olmalıyım’ dedi. Dün çok farklı bir Olcay izledim. Geçen hafta Trabzon-Gençlerbirliği maçını yazarken, Bosingwa’yı izlerken, ‘Biz Konya’da ne yapacağız?” diye düşündüm. İşte o anda Olcay çıktı, “Merak etme abi beni ne çubuk unuttunuz “ dedi ve Sosa ile birlikte sahanın yıldızı oldu. Ah Gökhan ah. Seni çarmıha germek lazım. Bireysel oyundan ne zaman kurtulacaksın. Aynı şeyler Kerim için de geçerli. Mustafa Pektemek geçmiş olsun bu dağınık futboluna bir son ver!

08 Aralık 2014, Pazartesi 01:30
YAZININ DEVAMI

‘’İş ahlakı‘’

Öncelikle belirtmeliyim. Kupanın hakkını hem Bahri Kaya hem de Bilic verdi. Sahaya, tam takım çıkarak kupanın ciddiyetini ve iş ahlakını ortaya koydular. Benim aslında maç yazım 50. dakikadan sonra başladı. 50 dakikaya kadar Beşiktaş skoru yakaladı. Ve artık bu dakikadan sonra benim evlatlar sahaya sürüldü. Kimdi bunlar: Atınç, Necip, Ümit, Furkan ve Tugay...

Nasıl oynadılar?

Skor rahatlığı gelince oyuncular da etkilendi. Necip; yerinde oynayınca sahanın en iyisi. Atınç; gerek boy hakimiyetiyle gerekse defanstaki rahatlığıyla Bilic’e göz kırptı. ‘Bak hocam! Beni kimseyle mukayese etme. Forma ver bana!’ dedi. Furkan Yaman ise fiziğiyle ve oyun anlayışıyla bir forvetin olabilecek tüm özelliklerine sahip. Hele Cenk’e öyle bir gol attırdı ki.. ‘Hocam, Demba Ba’nın yanına beni
koy’ dedi. Erken mi ? Hayır! Takım oynarken bu gençleri oynatacaksın ki futbolculardan faydalanabilesin. Yoksa sıkışık anlarda bu çocukları koyarsan, çocuklara da yazık bu takıma da yazık olur. Ümit Karaal, kendi yaş grubunda Avrupa’nın en iyi sol beki seçildi. Bir daha söylüyorum, Avrupa’nın en iyisi.. Yani dün Motta’dan ne farkı var. Dün 30 dakika oynadı ve ‘Ben hazırım’ dedi. Urfa’da stajını yapmıştı. İsmail’in ardından en önemli isim. Tugay Kaya; rahmetli Süleyman Seba’nın köyünden gelen bir genç. Onun için de iyi şeyler söylemek isterim. Ama henüz hazır değil. Birkaç fırın ekmek yemesi lazım. Bilic’in kazancı bu gençler oldu. Ama bu gençlerin hepsinin birden değil, teker teker, maç maç sahaya sürmeli ki Beşiktaş da sefasını sürmeli. Bilic’e, Türkiye Kupası’na verdiği değerden dolayı tebrik ediyorum. Dünkü mücadelede tribünde sertlik yoktu, sahada da yoktu. Tam bir jübile maçıydı. Hakem Özgüç Türkalp’in hayatında yönettiği en rahat maç oldu.

05 Aralık 2014, Cuma 01:30
YAZININ DEVAMI

‘’Yanal'ın takımı‘’

Her iki hoca da oyunu açık oynayarak çirkinleştirmeden, seyir zevki yüksek bir tempoda ve bu tempoya da ayak uyduran her topun, her pozisyonun başında olan Hüseyin Göçek ve ekibine dünkü güzellikler için teşekkür etmek lazım. Ancak Ersun hoca geldi geleli 20 güne yakın oldu. Trabzonspor'da gözle görülür bir değişiklik var. Zevk veriyor ve heyecan yaratıyor. Tamam da pardon yani tribünlerin hali ne böyle Trabzon varsa taraftarıyla var. Yoksa zaten yok. Yağmur problem değil dün gece için. Karadeniz'in hep ruhunda var yağmur. Trabzon Şota'dan sonra ilk defa bir yabancıyı bu kadar içine sindirdi. Üstelik kaptanlık pazubandını da verdi. Bosingwa, helal olsun. Yalnız Ersun hoca Bosingwa'daki verimliliğini solda da yaşamalı, yaşatmalı. Cardozo hattrick yaptı. Ama attığı gollerden çok daha rahat olanları kaçırdı. Golcü gol pozisyonuna giren tabelayı değiştiren oyuncudur. Cardozo bunu yapıyor. Medjani-Özer-Mehmet Ersun'un oyun anlayışında bu 3 oyuncunun yeri çok farklı yalnız Ersun hocanın ısıran oyuncusu yok. Ölü top kullanmak meziyet ister. Trabzon da bunu çok iyi yapıyor. Attığı gollerden belli. Fatih Öztürk, Tolga ve Onur'dan sonra kendini çık iyi yetiştirmiş bir kaleci. İstikbali var. Dakika 23, müsabakanın kader anı. Kurtardığı top farkı getirdi. Mehmet Ekinci bu oyuncuyu haftalardır takip ediyorum. Ayrı bir özelliği var. Eğer başkan bu oyuncuyu para için satarsa, Trabzon için çok yazık olur. Yeni yapılaşma diye yola çıkmışken, bu oyuncuları elinde tutmalı. Ondan daha çok yararlanmalı. Ve dün gece Belkalem-Bosingwa- Mehmet Ekinci-Yusuf Erdoğan ve Ersun Yanal'ın oyun anlayışını ayakta alkışlıyorum.

02 Aralık 2014, Salı 01:30
YAZININ DEVAMI

‘’Sonuç güzel ama...‘’

Müsabakadan önce sıkıntım vardı. Bu tamamen saha dışında iki gündür yaşananlardan dolayı. Galatasaray maçında Özgür Yankaya, Fenerbahçe maçında FIFA'ya layık görülen ama onun yerine birçok daha iyi hakem varken, hiç de hak etmeyen Tolga Özkalfa'nın yönettiği maçlar medyada masaya yatırılmıştı. Bu maçlardaki hakem hataları beni korkuttu. Çünkü 'dört büyükler' lafı yapılarak Kamil Abitoğlu'nun kafasını karıştırmış olabilirlerdi. Ama müsabaka başladıktan sonra bu düşüncemde yanıldığımı anladım. Bunda Kamil Abitoğlu değil, daha çok her iki takım oyuncularının iyi niyeti, kulübelerin, Bilic ve Tolunay Kaskas'ın art niyetli olmaması, futbolcuları sahada top oynamaya yöneltmişti.

Topu alan gidiyor!

Yalnızca Yiğit'e biraz kafam takıldı. Sosa, Beşiktaş'ın en önemli oyuncusu. Tabii oynarsa, oynatılırsa, sahada... Maalesef Yiğit'e 'oynama, oynatma' talimatı verilmiş ve bu şekilde olunca da Sosa yerden kalkmadı. Ta ki 55. dakikaya kadar. O dakikaya kadar Sosa 2 öldürücü pas, Demba Ba 2 gol ve tabii ki Yiğit de kulübeye, Aykut sahaya. İş işten geçmişti bu değişiklikle.
Gökhan Töre... Topla çok oynuyor. Sadece o değil. Bilhassa ilk yarı disiplin sıfır. Topu alan gidiyor. 2-3 kişiyi geçmeden pas atan yok. Halbuki pas hatası da çok. Beyazı görse verse belki de işlem ilk yarıda tamamlanacak. Nitekim ilk yarı çoğunlukla Karabük yarı alanında oynandı. Yan pas, yan pas, yan pas nereye kadar, ileriye oynasa 52 ve 55. dakikalarda olduğu gibi, Demba Ba pozisyona girecek, tabelayı değiştirecek.

Süpürücü lazım

Beşiktaş, defansını mutlaka çabuk bir oyuncuyla takviye etmeli. Yani süpürücü lazım. Franco tek başına yetmiyor. Ersan bildiğimiz gibi, İsmail sakatlıktan çıkmış. Bu tür maçlar onun için iyi bir hazırlık dönemi. Perşembe günkü Sarıyer maçı dahil. Ama Serdar; çok iyi şeyler söylemek istiyordum, yine topun sibobunu aramaya başladı. Sıkıntılı bir maçtı. Tolunay'ın takımları Beşiktaş'a hep ters gelmiştir. Bu defansa Bilic'in bir çare bulması lazım. Bu çareyi ben bulacak değilim.

01 Aralık 2014, Pazartesi 19:15
YAZININ DEVAMI

‘’Anti Necip'cilere‘’

Her takım sahaya çıktığında, en çok gururlananların isimlerin başındaydım. İki takım kaptanları Necip Uysal ve Adem Büyük yıllarca Beşiktaş altyapısında forma için ter attılar. Bu gurur benim için çok farklı. Asıl üzüldüğüm Bonus diye Manisa’ya Verdiğimiz Adem’i bu gün hara ile alamazsın. Üç sezondur söylüyorum Necip’ten sağ bek olmaz yazık oluyor diye. Minik takımdan bu güne kadar dün akşam gibi stoper ya da libero oynar diye. Diğer türlü genç oyuncuya da yazık oluyordu. 22’de kale çizgisinden topu çıkardı, 45’te Ba’ya gol pasını verdi. O hep oynadığı yerin vermiş olduğu güvendendir. Necip’i eleştirenler utanmıştır.

Dakika altı. Sahanın en iyi oyuncusu Sosa, Mert tarafından indirildi. Hakem hariç herkes penaltı dedi. O saatten sonra Özgür Yankaya’yı kaybettik. Allah rahmet eylesin! Vardığı ve veremediği tüm kararlar tartışıldı. Verdiği en doğru karar, İlhan’ın Ersek’i düşürüp penaltı yaptığı pozisyondu.

Defansını sağlam diye kuran Biliç, maalesef Adem ve Tunay tarafından bayağı zorlandı. Orada da müzmin yedek Cenk Gönen’in kalede maşallahım vardı. İki farklı Ekici yarıya başladı ama rahat değil. Daha ne istiyorsunuz diyeceksiniz. Ben de çok bir şey istemiyorum. Kalbim var. Şekerim var. Sadece rahat maç izlemek istiyorum. Oyunu genelinde Serdar, Necip, Ersan, Motta önde Veli ve Hutchinson ile kurgusu, oyunu geride kabul etti. Gökhan ve Kerim ile arada kopukluk var. Önde ise her zamanki ki Ba yalnız. Bilic buna çare bulmadı. Ba’yı rahatlatacak sürpriz oyuncuları, Sağına soluna gönderemeyip çakılı tutarsa, her rakip Kasımpaşa gibi olmaz. Geçmiş maçlarda olduğu gibi büyük sıkıntı çeker. Ersan’ı Bilic çok tutuyor. Hep diyorum bu Beşiktaş’ın oyuncusu değil, sözleşme yenileyecekmiş. Aldığı paranın yarısını getirip gitsin. Yanlış sularda yüzüyor. Olay ve Oğuzhan da formayı bir kaybetti dün kulübede idiler.

24 Kasım 2014, Pazartesi 01:30
YAZININ DEVAMI

‘’Böyle kartlara tamam‘’

Dün akşamki müsabakada Beşiktaş galibiyet dışında hangi skoru yaşarsa yaşasın çok yazık olurdu. Çünkü Franco’nun atıldığı ana kadar Beşiktaş takımı futbol adına her şeyi ortaya koydu. Bu Beşiktaş takımı formayı kim giyerse hakkını vermek zorunda. Düne kadar eleştirdiğim Serdar Kurtuluş, Sosa ile beraber en çok beğendiğim oyuncular. Serdar, bazı pozisyonlarda dağlara taşlara vurdu topu. Hiç ayıplamadım. Defans adamı tabii ki vuracak. Başakşehir, ligin en az gol yiyen takımı 3 gol. Bunlar da ölü toplarla. Ligimizin defansif yönünden en istikrarlı takımı. Abdullah hocanın takımlarının tamamı böyle. Beşiktaş’ın da en kötü bölgesi forvet. Gökhan Töre ve Olcay yok. Ceza alanında Demba Ba nasıl top alacak diye kafamı hep kurcaladı. Ama dün Oğuzhan, Kerim Frei ve Sosa yanılttı. Demba Ba ceza sahası içerisinde çok iyi işler yaptı. Veli eline diline sahip olsaydı, en ihtiyacı olduğu gece tribünde değil sahada olmalıydı. Aynı şeyleri Gökhan Töre için de söylebilirim. Seyretmişlerdir müsabakayı acı içinde. Köşebaşı maçıydı. Zor da olsa kazanıldı. İnşallah ders olur onlara. Dün müsabakanın en sıkıntılısı Bilic’ti. Teknik adam çizgisinde oyunun sıkıştığı anda devamlı kulübeye bakıyor. Motta, Atınç, Ümit, Necip, Uğur ve Ersan kimi soksa da maçı kurtarsa. Hepsi defans adamı yani oyunu çevirecek biri yok. İşte onun içindir ki pozisyon direği dışında Franco ve İsmail’in kırmızı kartlarına ses edersem çarpılırım. Ya diğerleri Gökhan ve Veli’nin verdiği sıkıntıyı gördünüz değil mi? Kayseri, Fenerbahçe mağlubiyetleri bir yerde Bilic’i de tartışılır hale getirmişti. Dünkü maç rakiplerin kazanmışken, olmazsa olmaz bir müsabakaydı. Köşebaşı bir maçtı. Cenk tebrik ederim.

10 Kasım 2014, Pazartesi 01:30
YAZININ DEVAMI

‘’Neredesiniz!‘’

Beşiktaş’ın gruplardan çıkabilmesi için, en kritik müsabakalardan biriydi Partizan. Mevcut taraftarlar ve takımın tamamı reklamlarda avazı çıktığı kadar bağırıyor ‘BEŞİKTAŞ AŞKTIR’ diye. Hadi canım aşk diyenler neredesiniz, 70 bin kişilik statta 11 bin kişi vardı. Sakın aşk demesinler. Tıraş arkadaş, tıraş. Sebebini araştırmalılar. Passolig, pahalı bilet, trafik derken insanlar futboldan soğudu ve soğutuldu.
Pazar günü Başakşehir maçı var. Orada olmayacak 3 tane oyuncu sahada. Gökhan Töre, Olcay ve Veli Kavlak. Ancak dün gece gözüktü ki, bu 3 oyuncu da Beşiktaş için olmazsa olmaz. Katkılarını inkar edemeyiz. Tolga’yı saymıyorum Cenk’le de çok güzel günler yaşamadık değil. Bilhassa son dakikadaki pozisyonda. Ah Gökhan Töre, ona bir değil iki top lazım. Sağı solu bomboş topu alıp eve götürecekmiş gibi hareket ediyor. Bazen akıl almaz işler yapıyor, bazen de saçbaş yolduruyor. Demba Ba’ya attırdığı gol ve penaltı pozisyonundan sonra iki haftadır yaşananlardan dolayı, biraz tribünlere oynuyor.

Defans pozisyon vermedi dün gece. Açıkça söylemek gerekirse Franco farkı vardı. Ersan ve Sivok tek hamle oyuncular. Franco çabuk, süpürücü. Oyunu ikinci bölgeye en etkili ve rahat aktaran bir oyuncu. Bilic, Franco-Sivok ikilisiyle pek fazla oynamamalı.

Haftalardır söylüyoruz. Demba Ba ceza sahasından uzaklaşmasın diye. Sezon başından bu tarafa, attığı goller hep altıpastan. Gökhan-Olcay-Oğuzhan olduğu zaman Sosa, Demba Ba’ya ne kadar yakın oynarlarsa Demba Ba’nın verimi o kadar çok artacaktır.

07 Kasım 2014, Cuma 01:30
YAZININ DEVAMI