Sonuç güzel ama...

Haberin Devamı ›
Müsabakadan önce sıkıntım vardı. Bu tamamen saha dışında iki gündür yaşananlardan dolayı. Galatasaray maçında Özgür Yankaya, Fenerbahçe maçında FIFA'ya layık görülen ama onun yerine birçok daha iyi hakem varken, hiç de hak etmeyen Tolga Özkalfa'nın yönettiği maçlar medyada masaya yatırılmıştı. Bu maçlardaki hakem hataları beni korkuttu. Çünkü 'dört büyükler' lafı yapılarak Kamil Abitoğlu'nun kafasını karıştırmış olabilirlerdi. Ama müsabaka başladıktan sonra bu düşüncemde yanıldığımı anladım. Bunda Kamil Abitoğlu değil, daha çok her iki takım oyuncularının iyi niyeti, kulübelerin, Bilic ve Tolunay Kaskas'ın art niyetli olmaması, futbolcuları sahada top oynamaya yöneltmişti.
Topu alan gidiyor!
Yalnızca Yiğit'e biraz kafam takıldı. Sosa, Beşiktaş'ın en önemli oyuncusu. Tabii oynarsa, oynatılırsa, sahada... Maalesef Yiğit'e 'oynama, oynatma' talimatı verilmiş ve bu şekilde olunca da Sosa yerden kalkmadı. Ta ki 55. dakikaya kadar. O dakikaya kadar Sosa 2 öldürücü pas, Demba Ba 2 gol ve tabii ki Yiğit de kulübeye, Aykut sahaya. İş işten geçmişti bu değişiklikle.
Gökhan Töre... Topla çok oynuyor. Sadece o değil. Bilhassa ilk yarı disiplin sıfır. Topu alan gidiyor. 2-3 kişiyi geçmeden pas atan yok. Halbuki pas hatası da çok. Beyazı görse verse belki de işlem ilk yarıda tamamlanacak. Nitekim ilk yarı çoğunlukla Karabük yarı alanında oynandı. Yan pas, yan pas, yan pas nereye kadar, ileriye oynasa 52 ve 55. dakikalarda olduğu gibi, Demba Ba pozisyona girecek, tabelayı değiştirecek.
Süpürücü lazım
Beşiktaş, defansını mutlaka çabuk bir oyuncuyla takviye etmeli. Yani süpürücü lazım. Franco tek başına yetmiyor. Ersan bildiğimiz gibi, İsmail sakatlıktan çıkmış. Bu tür maçlar onun için iyi bir hazırlık dönemi. Perşembe günkü Sarıyer maçı dahil. Ama Serdar; çok iyi şeyler söylemek istiyordum, yine topun sibobunu aramaya başladı. Sıkıntılı bir maçtı. Tolunay'ın takımları Beşiktaş'a hep ters gelmiştir. Bu defansa Bilic'in bir çare bulması lazım. Bu çareyi ben bulacak değilim.