‘’Demba Ba tatilde‘’
Beşiktaş, son iki haftada 5 puan kaybederek harcıyabileceği krediyi tüketmiş ve Sivas’a karşı böyle çıkmıştı. Sergen Yalçın, Taner Tuna, Murat Şahin, Sarp Yiğit tekhik kadro kenarda... Batuhan, İbrahim Akın, Aydın Karabulut sahada... Yani yüzde 50’si Beşiktaş olan bir takım Sivas... Beşiktaş’ın iliklerine kadar kalp atışını hisseden Sergen komutasındaki müsabaka, zor değil çok zor geçti. Bülent Yıldırım, son dakikada Utaka’nın direkten dönen topu dahil olmak üzere, yüreğimiz hep ağzımızdaydı. 80 dakikada koca Beşiktaş, 2 pozisyon Sivas ise kalburla pozisyon buldu...
Kalede Cenk var
Sergen Yalçın, talebelerine dedi ki, ‘Gördüğünüz yerden vurun’ tamam da Sergen koçum, kalede sanki ben varım! Cenk var Sergenim Cenk var. Yıllar önce bir şarkı vardı, onu bugüne düne uygularsan hiç yanlış olmaz. Kalemizde panter Cenk var, geri dörtlü (Serdar, Ersan, 5 yıldız Necip ve Opare) çelikten duvar... Orta saha (Veli, Atiba) hepsi canavar... İleride maalesef kimse yok... Çünkü akıllar hala Liverpool maçında akıllar hala Brugge’de. Önceki akşamda televizyon kanalında Brugge’ün maçını izledim. Forveti ve en iyi adamları yok deniliyordu.
Vay halimize
Eğer dünkü Beşiktaş, perşembe günü bu şekilde oynarsa dönüşte, vay ki vay halimize... Cenk ve Necip’e, ayrı bir yer ayırmak istiyorum. Ne hikmetse iki, üç sezondur Cenk, Rüştü’nün arkasındayken de Tolga’nın arkasındayken de kritik maçlar öncesinde, ‘Fark etmez ben hazırım’ diyor. Necip ise iş ahlakıyla tam bir Beşiktaşlı duruşunu sergileyen kardeşimiz... Onun yeri benim için farklı. Demba Ba, Gökhan ve Sosa nerede diye sorarsanız, başlıkta dedim ya, tatilde... Haftaya Belçika’da sahadalar,. İnşallah bu tatil rehavetinden çabuk kurtulurlar..
‘’Dön artık İstanbul'a‘’
Olimpiyat’ta konsantrasyon bozuluyor. Takım iyi oynayamıyor, deniyor. Tamam da tarihinin en önemli başarısı üstelik seyirci patlaması ile Liverpool’u elemedi mi! O gazla Olimpiyat’ta oynamalıydı bu maçı. İki tribün kapalı olmasına rağmen, en az 25 bin Beşiktaşlı’ya oynardı. Yolu, Olimpiyat’tan daha beter. İstanbul’a dönüş yolu neden Ankara’da ısrar ediliyor. Donkişotluğun anlamı yok. Aslında fikstürdeki yerine bakınca, Balıkesir’in maçı şanstı. Stresi az, ancak Perşembe’nin yorgunluğu o kadar sahaya yansıdı ki bu açıkca gözüküyordu. Hep şunu diyorduk, Veli-Atiba defansın önünde olduğu takdirde problem yok. Ama bu kadar çok topla oynanmaz pas hatası yapılmaz. Anlatmak istediğim şu... Demba Ba, bu kadar ceza sahası dışında olmasının sebebi nedir? Arkadaşlar sezon başından beri bu maçı baz almıyorum yorgunluktan dolayı. Devamlı yalnızları oynuyor. Kemal hoca, Gökhan, Sercan’ı çift santrfor oynatıyor. Demba Ba aylardır yalnızları oynuyor. Gökhan Töre, belki Türkiye’nin şu anda vücudunu en iyi kullanan, takıma da katkısı en özellikli oyuncusu. Ancak bu derece topla oynamak, top kaybı yapan ve egoist ikinci bir oyuncu yoktur. İki gol yemesine rağmen kaleci Cenk’e hiç kusur bulmuyorum, hatasızdı. Bilic haksızlık yapıp, Tolga iyileşince formasını almasın. Aynı duygular Opare için de geçerli. Bu Balıkesir maçı ders olabilir. İlginç bir şey, gözümden kaçmadı. İşgüzarlık yapıp, baraj ihlali yaptı diye Atiba’ya kırmızı kart gösteren Halis Özkahya’nın barajını dün herkes ihlal etti. O arkasını dönüp gitti. Ama Atiba barajın 50 metresine bile yanaşmadı, ne olur ne olmaz diye. Dün gözüme çok çarptı. Ama enteresan bir şey dünkü beraberliğe rağmen Halis Özkahya’ya ilk defa olumsuz bir şey söylemeyeceğim. Bunu da belirtmek istiyorum, Ali Palabıyık Eskişehir maçında Lawal’ı es geçti ama dün Rize maçında Bülent Yıldırım, hakkını verdi. Ali Palabıyık’ta vazifesini yerine getirdi, dün de maç aldı.
‘’Kaleci şansı değil, KALECİ‘’
Maçtan önceki basın toplantısında Bilic, ‘bizim hedefimiz zaten lig şampiyonluğu’ demişti. Heralde Motta’nın hatasından yenen ilk golün Olimpiyat’ta karşılığını veremeyeceğini düşündü. Ancak unuttuğu bir şey vardı. Güvenmediği Beşiktaş futbolcularına, Beşiktaş taraftarları güvenmişti. Resmi rakam ne bilmiyorum ama 70 binin üzerindeydi. Beşiktaş taraftarı futbolcudan daha çok maçı oynuyordu. Bir ilk 45 dakika var, onu yaşanmamış kabul ediyorum. Ama 60. dakikada Sosa’nın çıkıp, Tolgay’ın oyuna girmesi Beşiktaş’ı ve tribünleri ateşleyen en önemli faktördü. Belki satırlar yetmez.
Tolgay parasını çıkardı
Önce Cenk Gönen’i ayakta alkışlıyorum. Maçın bana göre Tolgay’la birlikte kahramanıydı. Tolgay’la devam edelim... Önce 69’da kaleyi yokladı. 71’de Liverpoollular’ı şarkılarınin aksine, yalnızlığa terk etti.
Ah Demba Baba ah... O direkler bizi bir 30 dakika daha strese soktu. Koca Liverpool, sahada Beşiktaş’ı seyretmeye başladı. Adeta gündüzden belliydi hava şartları, tribünlerin mutluluğu getireceği. Veli, Gökhan Töre, çıkana kadar Olcay, Franco, Serdar ve kaptan Necip hepinizi alnınızdan öpüyorum yaşattıklarınızdan dolayı. ‘Sinek ikiliyi niye aldınız. Ben bunu oynatmam’ diyordu Bilic. Opare, Bilic’i de yanılttı, bizleri de. Mevkiisi değildi, vallahi billahi Motta’dan kat kat iyiydi. Atiba Hutchinson-Veli ikilisini ne şartlarda olursa olsun, birbirinden ayırmamak lazım. Hafızanızı yoklayın, Veli-Atiba ikilisinin defansın önünde olduğu hangi maçta sıkıntı yaşanmıştır. Gelelim penaltılara; Demba Ba, Atiba, Gökhan Töre, Veli, Tolgay hepsini tebrik ediyorum. Ama Cenk Gönen... Kaleci şansı değil, kaleci olduğu için dün akşam Beşiktaş tur atlamıştır. Ha unutmadan söyleyeyim; Tolgay Arslan parasını çıkarmıştır.
‘’Oynamadan kazanılmaz‘’
Nasılsa kazanırız diye bir şey yok. Oynamadan oyun kazanılmaz. Bilic dedi ‘Kalan sağlar bizimdir’ katrandan şeker yapmaya çalışıyor. Demba Ba’ya bir şey demiyorum. Isınırken sakatlandı, o bir şanssızlık. Mustafa Pektemek yerinde ama o da Mustafa Yumlu’yla harbetmekten yine sakatlık ister istemez, korkaklık. Korkak demiyorum ama pozisyonlara girerken kafası hep sakat olacağım diye. Topla da kavga ediyor, maalesef oyun da bir türlü Eskişehir sahasına geçmiyor. Merak ediyorum, Gökhan Töre, Atiba niye kulübede. Bir şey daha var merak ettiğim... Sakın ola mağlubiyete kılıf aramıyorum. Ali Palabıyık, FIFA hakemi Edirne’den dışarı zor çıkar. Öyle bir belirlemişki Motta, Kerim, Necip, Oğuzhan ve Veli hepsi sarı kartlı. Lawal’a neden yok. Balıkesir maçında Bilic heralde stoper oynayacak. Köşebaşı maçıydı. Eskişehirspor, belki Beşiktaş’ın şansıydı. Çok kötü bir oyun ortaya koydu. Haa unutmadan söyleyeyim... Mufstafa Yumlu’nun Sosa’ya yaptığı Mori’nin Kerim’e yaptığı penaltı değil de ne! Bazıları kına yaksın. Beşiktaş’a penaltı veriliyor diye dün gösterdi. Kerim, oyuna sonradan dahil olmalı, daha etkili oluyor. Eskişehir’de Serdar Özkan, heralde dün demiştir, ‘ben nasıl olur da Beşiktaş’ta oynayamadı’ diyordur. Türkiye’nin en yetenekli oyuncusuydu. Soyunma odasında kafasını duvarlara vurmuştur heralde. Devre arası transferleri dün akşam sahada görmeyince inandım Bilic’in istemediğini. Sahada yoklar, kulübede oturan adamın bana faydası ne? Dün gece gösterdi. Uzun seyehatlerde gün aşırı yapılan maçlarda Siyah-Beyazlılar, çok yorulmuş, bu gösteriyor kendini. Top Beşiktaş’taymış. Hiç umrumda değil. Top Eskişehir’de olsaydı, tabelada Beşiktaş’a olsaydı. Demekki Demba Ba bu takımın yarısı değil, tamamıymış.
‘’Çok ama çok yazık oldu‘’
Anfield Road’da ‘Asla yalnız yürümeyeceksin’ şarkısını bedenimize kafamızın içine kazıya kazıya işleyen Liverpool seyircisini asla unutamam. Dün geceki statda müsabaka başlamadan 5 dakika önce tribünden dışarı çıktım. Yiyecek bir şeyler almak, ihtiyaç gidermek için. Yerime döndüm. Oturana kadar Hakan’ın koruduğu kalede 5 gol gördüm. Feleğimi şaşırdım. Kafam hala o gündeydi. İçimden bildiğim tüm duaları okudum. Bu işler Allah’a kalmıyor. Çalışanın Allah yüzüne gülüyor. İlk yarı balkondaydım. Rahat hatta Demba Ba, Veli ve Töre’yle çok iyi pozisyonlar yakaladık. Lirepool’un en önemli özelliği topu kanatlara yayarak yan topları kullanmak. 80. dakikaya kadar çok rahattık. Ama orada Balotelli ve Sterling sahaya çıktı. Serdar Kurtuluş’un bölgesindeki verimi Motta’nın bölgesinde yaşıyamadık. Zaten bir ikinci yarı yaşandı. Ellerimiz başımızın arasından bir türlü rahat olmadı. Bir de tabii hakem faktörü ortaya çıkınca, oyunun tek bir izahı vardı, yazık oldu. Hem de çok yazık. Aslında 46 ile 90 arasında takım çok heyecan yaptı. Topun Beşiktaş’ta kalması gerekirken ki topla çok iyi oynayan oyuncular var. Sosa, Gökhan Töre, Oğuzhan, Demba Ba ama maalesef Liverpoollular’ın baskısı Beşiktaş’ı pas hatalarına itti. Rakip alanda ilk yarıdaki verimliliği maalesef yaşıyamadı. Yazık oldu dedik. İlk şutları 42. dakikada geldi. Orada da Cenk mükemmeldi. Kaptan Gerard yok, ama kaptan Henderson, Gerard’ı hiç aratmadı. Bir İbe vardı ki dün gece tek başına Beşiktaş’a yetti. Filim koptu mu? Hayır. Eğer Beşiktaş taraftarı 2007’de İnönü’de olduğu gibi Olimpiyat’ı doldururusa, o gün İnönü’de Bobo vardı. Bugün Demba Ba var. Yola trafiğe kurtlar inecek. Hiçbir şeye bakmadan o gün Olimpiyat’ta olmalıyız.
‘’Fark var mı?‘’
5920 biletli, gişelerden içeriye giren toplam 11 bin 153 kişi. Bursa Beşaktaşlılar bile pankartlarıyla tribünde, İstanbullu Beşiktaşlılar nerede? Müsabakadan sonra tribünlerin tamamı Abitoğlu’na hiç de hoş olmayan söylemde bulundular. Bursa’ya verilen haksız penaltı ve Fernandao’nun 61. dakikada tek celsede idam-ı harbe gönderilecek pozisyonda sarı göstererek tribünün tepkisini topladı. Madem sarı veriyorsun, görmedim de pas geç daha olumlu olurdu.
Haftalardır söylüyorum, bu satırlardan birçok kere okumuşsunuzdur. Beşiktaş’ın defansı Allah’a kalmış, kalecilerinde Allah yardımcısı olsun. Bilic huzurlu ve rahat değil. Serdar, Franco, Atınç ve Motta tek hat üzerinde, derinlik yok, arkalarına atılan her top sıkıntı yaratıyor. Tolga için tribünde ‘göreceksin her an sakatlandım, çıkacağım’ der diyorlar. Niçin? Problem insanların kafasında bu düşünce neden hakim?
Gökhan Töre dünkü maçın beklentisi en çok olan futbolcusuydu. Saman alevi gibi. Top ayağına geldiği zaman oynuyor, zamansız ve yersiz hamlelerle kendisini yoruyor. Diri olduğu zaman dün akşamki gibi her an tabelayı değiştirebiliyor.
Pozisyonsuz iki golü var...
Dün çok yalnız kaldı. Sebebi de Sosa. Beşiktaş’ın en çok değer verdiği oyunculardan bir tanesi. Ancak dün beklentiden çok uzaktaydı. İkinci yarı yağmurla Beşiktaş çok daha iyiydi. Bursa’nın iki golü var, pozisyonsuz iki gol. Ceza sahasına girmeden iki gol. İkinci gol ofsayt kokuyor. Bilic, her maç Atiba ya da Veli-Olcay’ı kulübeye çekmek zorunda değil. Dün en çalışkan iki oyuncuyu yanına çekti, tek forvetle üstüne gelen Fernandao’yu 4 kişiyle kontrol etmeye çalıştı. O da yukarıda belirttiğim gibi Abitoğlu kontenjanından 90 dakika sahadaydı. Ancak son 5 dakika var ki, maçın bitmesini kimse istemedi.
3-2 öne geçen Beşiktaşlılar da dahil, çok zevkli, adrenalini yüksek, bol pozisyonlu son 5 dakika izledik. Kartal’ın köşe başı maçıydı. Sahi dün sabah Fanatik Gazetesi’ni elime aldım. Birinci sayfada başlık ‘Fark var’. Bu sabah başlığını çok merak ediyorum. Fark nerede?
‘’Olmadı Bilic‘’
Beşiktaş, 11 Mayıs 2011’de Kadir Has Stadı’nda İstanbul Büşükşehir Belediyesi’ni 6-5 penaltılarla yenerken, öldü öldü dirildi. Dün akşam Anıl Taşdemir’in attığı penaltıda ise öldü ama dirilemedi. O gün kupayı aldı, dün gece elendi. Bilic belli ki kupayı gözden çıkarmış. Demba Ba, Olcay, Sosa, Oğuzhan eğer Kayseri’ye geliyorsa, kulübede battaniyeler altında olmamalı. Bilic bunu hep denedi. Sarıyer müsabakası hariç, diğer bütün maçlarda dün geceki işgüzarlığı yaptı. Oğuzhan, Olcay ve Demba Ba’yı oyuna aldı, ısınamadan maç bitti. Haftalardır Beşiktaş’ta bir gerçek var. İyi oynamıyor. Hele Demba
Ba, Sosa’sız sudan çıkmış balığa dönüyor. Sağa gidiyor top yok, sola gidiyor top yok. Arkadaşlarının yapması gereken çok basit. Siyah’ı göreceksin vereceksin, siyahı bile fark edemiyorlar. Topun sibobunu
arıyorlar. Son zamanlarda seyrettiğim, en çok topla çıkarken rakibe kaptıran, pas hatası yapan bir takım. Bir tarafta Türkiye Süper Ligi’nin lideri diğer tarafta PTT 1. Lig’in lideri. Koca Beşiktaş’ın ilk ve tek ciddi pozisyonu 90. dakikada Demba Ba’dan. Beşiktaş, çok zorlu bir yolculuğa çıkıyor.
18 günde 6 maç
İdmanları neredeyse uçakta ya da otobüste yapacaklar. Bu yorgunluktan dolayı sahada cam bebek gibiler, kırılgan. Yerden kalkmıyorlar. Gökhan Töre’ye kızıyordum, ama daha ağzımı açmayacağım. Rakip sahaya Töre’siz gidemiyor, Siyah-Bayazlılar. İyi ki var diyorum. Bazı oyuncuların tamamlayıcı oyuncuları vardır. Eskiden Rıdvan Dilmen’le Çelebiç, Aykut Kocaman’la Oğuz Çetin, Demba Ba da Sosa’sız olmuyor. Bu hem lig maçlarında hem de kupa maçlarında gözüktü. Mustafa Pektemek’in dün maç eksiği bakımından oynamasına bir diyeceğim yok. Dünkü müsabaka onun için sahada kaldığı kadar maç eksikliği açısından iyi oldu. Ama o da Beşiktaş’ın 3. bölgeye geçememe eksikliğinden yalnız, yapayalnız. Sıkıntılı 2 maç var, Bursa ve Liperpool mücadeleleri. Olası olumsuzluklarda olacakları düşünemiyorum. Bu camiada fazla toleransa yer yok. Dün gece de sakal kesilmiş olabilir, daha gür çıkar.
‘’Korkak Bilic‘’
Öncelikle bu sıkıntılı skor Bilic’in eseridir bilinsin. Rakip 9 kişi Serdar, Franco, Ersan, Motta hatta Ersan, Bursa maçında cezalı duruma düşmüş. Oyundan çıkması gerekirken, üstelik sana gol lazım sen Olcay’ı Veli’yi Oğuzhan’ı kulübeye çekiyorsun korktun. Zaten bu tür maçlarda ruhunda korkaklık var Bilic. Dakika 46... Rize 6 korner atmış, Beşiktaş 0. Dakika 47’de Beşiktaş ilk kornerini attı. Bu dakikadan sonra sanki sihirli bir değnek deymiş gibi Rize’nin 2 oyuncusu Cüneyt Çakır tarafından kulübeye, Beşiktaş oynamaya başladı. Ancak nereye kadar ceza sahasına kadar! Kimse Cüneyt Çakır’a kızmasın, ben Rizeliyim. Penaltı babası, kırmızı kartları vermese cinayet işlerdi. Onun için Hikmet Karaman sahanın içerisinden çıkmadı, kimseye kızmasın. Gitsin Kıvanç’a ve Koray’a kızsın.
Kaptan’a yakışmadı
Tolga, Hopa’dan orta yapıldı, Rize’de golü yedin. Bir kaptanın yapmaması gereken bir hareketti. Beşiktaşlı bazı futbolcuların kazanma arzusu bireysel performansını da oyuna yansıttı. Sosa, üst düzeydeydi, Demba Ba, Gökhan Töre Bilic’in korkaklığından dışarı alınan Veli ve Olcay da sahada iyi olan oyunculardandı. Dün Oğuzhan’ı da beğendim. Eğer Beşiktaş, final paslarında biraz daha etkili
olsaydı, Demba Ba’yı kullansaydı, temposuz zevksiz tatı tuzu olmayan dünkü maçı daha farklı kazanabilirdi. Yalnız Rize’nin devre arası Hikmet Karaman tarafından aldırılan Obraniak kaliteli bir oyuncu. Rize’ye çok güç katacak düşüncesindeyim. Kroke’nin sakatlanması Rize’nin gol umudu olarak Holosko’yu sahaya sürmesi, yerinde bir karardı. Ama Hikmet hocam Holosko bal vermez arı. Neyse Bilic’in korkaklığından zor da olsa Cüneyt Çakır’ın doğru kararlarıyla Beşiktaş 3 puanı aldı. Ama dost acı söyler, Bursa maçında aynı senaryo tekrarlanırsa Bilic’i kimse kurtaramaz.