Arama

Popüler aramalar

İş ahlakı

Abone OlGoogle News
Haberin Devamı

Öncelikle belirtmeliyim. Kupanın hakkını hem Bahri Kaya hem de Bilic verdi. Sahaya, tam takım çıkarak kupanın ciddiyetini ve iş ahlakını ortaya koydular. Benim aslında maç yazım 50. dakikadan sonra başladı. 50 dakikaya kadar Beşiktaş skoru yakaladı. Ve artık bu dakikadan sonra benim evlatlar sahaya sürüldü. Kimdi bunlar: Atınç, Necip, Ümit, Furkan ve Tugay...

Nasıl oynadılar?

Skor rahatlığı gelince oyuncular da etkilendi. Necip; yerinde oynayınca sahanın en iyisi. Atınç; gerek boy hakimiyetiyle gerekse defanstaki rahatlığıyla Bilic’e göz kırptı. ‘Bak hocam! Beni kimseyle mukayese etme. Forma ver bana!’ dedi. Furkan Yaman ise fiziğiyle ve oyun anlayışıyla bir forvetin olabilecek tüm özelliklerine sahip. Hele Cenk’e öyle bir gol attırdı ki.. ‘Hocam, Demba Ba’nın yanına beni
koy’ dedi. Erken mi ? Hayır! Takım oynarken bu gençleri oynatacaksın ki futbolculardan faydalanabilesin. Yoksa sıkışık anlarda bu çocukları koyarsan, çocuklara da yazık bu takıma da yazık olur. Ümit Karaal, kendi yaş grubunda Avrupa’nın en iyi sol beki seçildi. Bir daha söylüyorum, Avrupa’nın en iyisi.. Yani dün Motta’dan ne farkı var. Dün 30 dakika oynadı ve ‘Ben hazırım’ dedi. Urfa’da stajını yapmıştı. İsmail’in ardından en önemli isim. Tugay Kaya; rahmetli Süleyman Seba’nın köyünden gelen bir genç. Onun için de iyi şeyler söylemek isterim. Ama henüz hazır değil. Birkaç fırın ekmek yemesi lazım. Bilic’in kazancı bu gençler oldu. Ama bu gençlerin hepsinin birden değil, teker teker, maç maç sahaya sürmeli ki Beşiktaş da sefasını sürmeli. Bilic’e, Türkiye Kupası’na verdiği değerden dolayı tebrik ediyorum. Dünkü mücadelede tribünde sertlik yoktu, sahada da yoktu. Tam bir jübile maçıydı. Hakem Özgüç Türkalp’in hayatında yönettiği en rahat maç oldu.