Arama

Popüler aramalar

‘’Rakibe ver Mustafa‘’

Kasımpaşa’da sadece takımın değil, Bilic’in de düşüncelerini okuyan bir hoca Önder Özen. Yıllardır bilirim Önder Özen’in hep bir amacı vardı. O da bir takımın teknik patronu olmak. Onu da Kasımpaşa’da yakaladı. İlk maç hedefi az gol yemekti, planları oydu, ancak alışmış kudurmuştan beterdir. Veli yok, Gökhan yok Beşiktaş sorun yaşayacak mı? diye sıkıntılar vardı. Kasımpaşa kalesine direkt inecek 2 oyuncu, Gökhan ve Veli. Takımın yüzde 40’ı Tolga, Cenk sakat. Akıllarda olmayan ancak kritik dakikalarda, hamleler yaparak, farklı skorun yaratıcısı Günay. Şehrin göbeğinde muhteşem bir hava, tribünler bomboş. Yazık çok yazık. Erken gol, Sosa’nın mükemmel ölü topu Sivok ve Mustafa. Mustafa’nın kendini bulması açısından gol hem onun hem de Beşiktaş’ın kazancı. İlk dakikada gelen gol, Mustafa’nın rahatlaması açısından ‘Lütuftu’ ama Mustafa ne yaptı? Telaşe memuru... Siyahı görüp vermesi gerekirken, bütün toplar rakipte. Onun içindir ki, ‘Mustafa ayağına gelen topu rakibine at’ demek geliyor içimden. Çünkü Tolgay, Atiba, Olcay, Sosa rakipten daha rahat top kapıyorlar.

Olcay nazire yaptı

İlk yarının en şık hareketi, gol atmasına rağmen alkışlanacak şekilde oynayan Olcay, evliliğine nazire yaparcasına Demba Ba’ya bıraktığı gol... Sivok’un gelmesine çok sevindim. Defans düzeldi diyordum. Yalnız, Beşiktaş defansı bilhassa ölü toplar, böyle gol yemez. Önder Özen’in işi çok zor. Başarılı olmasını istiyorum. Böyle arkadaşlara Türk futbolunun ihtiyacı var. Ama bu defanstan başı çok ağrır. Benim en çok dikkat ettiğim Adem Büyük... Ancak Adem aynı tas aynı hamam.

19 Nisan 2015, Pazar 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Akıllı olun!‘’

Öncelikle Fenerbahçe takım otobüsüne yapılan şerefsizce yapılan saldırıyı kınıyorum. Geçmiş olsun dileklerimle birlikte, yaşananlar olayın sportif bir eylem olmadığı aşikar. Ancak sportif de olabilir. Yöneticiler, ligleri 1 hafta ötelemekle topluca mesaj vermek yerine bu olayların ana unsurları olan birilerine hakim olmaları gerekiyordu. Güvenlik kameraları dahi, gördükleri her kamera dönüp, konuşmaları bundan sonraki olumsuzlukların zaten %50'sini hallederler. Dün akşam konuşulan müsabakadan daha çok cumartesi geceki terör olayıydı.

Anormal bir yağmur... Zemin yukarıdan görüldüğü kadarıyla mükemmel. Oyuncuları pek zorlamadı. Ceza sahalarına kadar, çok hareketli bir maç izledik. Seyirci bağırıyor 'Kartal gol gol' tamam da golü kim atacak? Ha ismi var kendi yok; Demba Ba. O da çok yalnız. Yalçın ve Adriano'nun arasında sıkıştı kaldı. Hele Yalçın her pozisyonda nazire yapıyor. Ben buyum, beni niye gönderdiniz? Beşiktaş'ın en sıkıntılı döneminde Franco-Ersan, Necip-Ersan dün niye maç eksiği olan 6 aydır lig maçına çıkmamış, Sivok. Ha Sivok o kadar kötü değildi. Ama bir önünde Atiba sadece topu kesiyor. Oyunu yönlendirecek Gökhan'a Demba Ba'ya Olcay'a pozisyon yaratacak bir lider oyuncu yok. Aslında var... O da sahaya dizilişte kadroda yani Sosa. Atiba ve Tolgay'in önünde liderlik konumunda soyunması gerekirken, maalesef seyiatta öyle olmadı. Hep kenarlara kaçtı. İkili mücadelelerde yoktu. Gerçi Beşiktaş'ın tek pozisyonunda o vardı, klasına yakışmadı. Cenk iyi sağlam olduğunu öğrendim. Kulübede olmazdı, sahada olmalıydı. Bunu söylerken Günay'ı üzmek istemem. Dün de çok çok çok iyiydi. Ama ismi varya ismi Günay ismi Başakşehir'in iştahını kabarttı. Sanki kalede ben vardım, her pozisyonda şut. Beşiktaş kalesini yokladılar. Günay da hakkını vermedi değil, aferin.

Müsabakadan önce her iki takım, sahaya bir pankartla çıktı. 'Futbol camiası tek yürek, futbol şiddetine karşı omuz omuza' evet son zamanlarda yaşananlarla yerinde bir pankart. Ancak yukarıda da belirttiğim gibi bütün takımlara sesleniyorum. 'Elleri ceplerinden Paris kadar uzak olan yöneticiler' biraz 'dilleriniz yerine' parmaklarınız çalışsın. Belki liglerini ötelenmesinden sonrası biraz aklınız başınıza gelir. Bu şerefsiz teröristlere fırsat vermezsiniz. Milletçe bu huzura ihtiyaç var. Gerçi PTT 1. Ligi'nde, 2. Lig'de, 3. Lig'de, yöneticiliğini yaptığım amatör kümelerde yaşanılanların terörizmden farkı yok. Onun içindir ki dünkü kayıbı hiç umursamıyorum. Beşiktaş'ın sakalı kesildi. Daha gür çıkabilir. 1 puan, 2 puan, 3 puan kayıplar değil bazı eylemlere bir damla kana bile değmez. Herkes aklını başına almalı. Sadece futbolumuza değil, millet olarak huzura ihtiyacımız var. Ha unutmadan söylemek istiyorum, buna futbolcular da dahil. Mesela Emre Belözoğlu, otobüsten inip gazeteci arkadaşlarımıza 'bir arkadaşımız ölürse amacınıza ulaşırsınız' diyerek küfür ediyor. Yapma Emre, bütün dikkatler senin üzerine... Keser döner sap döner, bir gün öyle bir hesap döner ki feleğini şaşırırsın. Akıllı ol, hem de çok akıllı.

07 Nisan 2015, Salı 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Hiç kimse vazgeçilmez değil‘’

Sergen Yalçın ve Ahmet Dursun kardeşlerimin başları sağolsun... Can damarlarını kaybettiler... Özer amcanın Sergen için ne derece önemli olduğunu herkesten iyi bilirim. Dün cenazesine giderken Zincirlikuyu’da, Sarıyer Mezarlığı’nda ve Kilyos Mezarlığı’nda yatan ebediyete intikal etmiş insanlara dua ettim. Geçtiğim bu mezarlıklarda birçok ‘vazgeçilmez’ yatıyordu... Bu hayatta kendilerini ‘vazgeçilmez’ ilan eden binlerce insan, mezarlıklarında rahat uyuyordu. Ne biz dünyadakilerin ‘umurundalar’ ne de onların dünyadakiler ‘umurunda’.

Yöneticilere gavur eziyeti!

Kupa gitti, Avrupa gitti, elde kaldı sadece Süper Lig... Ama bazıları, burunlarından kıl aldırmıyor... Buna, futbolcular da teknik patron ‘her şeyi bilen’ Bilic de dahil... UEFA kriterlerine göre, Beşiktaş’ın bir takım evrakları, bu kuruma gönderilmesi lazım. Bunların başında da futbolcuların ‘oluru’ lazım. Ama maalesef, bütün takım, hep beraber bu evrakları imzalarken iki üç tane futbolcu arkadaşımız, bu evrakları imzalamamak için yöneticilere gavur eziyeti çektirdi. Araştırsınlar, baksınlar... Beşiktaş’ta kimin parası kalmış? Şunu söylemek istiyorum temmuz ayına yaklaşıyoruz... Hiç kimse vazgeçilmez değildir, bu herkes için geçerli.

Tahsin Babaş alkışlarla...

Geçen hafta sonunda U-15 finali için Kastamonu’daydım. Maalesef Beşiktaş U-15 Takımı, bu sezon da turnuva dışında kaldı. Ama Galatasaray ve Kasımpaşa vardı. O gün Kastamonuspor-Turhalspor mücadelesini de takip ettim. Kastamonu, 3. Lig’e çıktı. Önceki gün gazeteniz FANATİK’te bunu okudunuz. Ama orada bir kahraman vardı. O kahramanın ismi Tahsin Babaş... Tam bir baba... Onun için Sergen ve Ahmet’in babasıyla ilgili olarak girdim yazıya... 35 yıldır tarihinde ilk defa Kastamonuspor şampiyon oldu. Kastamonuspor’un öz çocuğu Tahsin Babaş’la... Ben gezdim gördüm. Tahsin Babaş’ın babalığı, halkına da yansımış. İnanın tabiat olarak ve konum olarak herkesin gitmesi, görmesi gereken bir şehir... Sarmısağı her derde deva Tahsin Babaş’la...

01 Nisan 2015, Çarşamba 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Sakat derbi‘’

Derbide heralde bugün maçtan önce maç içinde ve maç sonunda sakatlıklar konuşulacak. Bilic, Brugge hayal kırıklığından sonra derbi fakirliğine son vermek istiyordu. Gökhan, Sosa, Tolgay’ı bir arada
oynatarak ki bu oyuncular top ayaktayken varolan ama maalesef topsuz oyunda olmayan oyuncular. Hâl böyle olunca bütün yük Atiba ile Veli’ye kalıyordu. Bu iki arkadaşımız, ilk müdahaleyi yaptı, yapamayınca Necip, Serdar, Ersan, Motta çok sıkıntı yaşadı. Ancak burada bir konuyu belirtmek istiyorum, Necip... Kötü değildi, takımın iyilerindendi. Ama Franco sağlam iken Necip’i kullanmak akıl işi
değildi. Beşiktaş’a gol lazım. Hep aynı şarkıyı söylüyoruz. Demba Ba yalnız yapayalnız. Alves, Egemen arasında kayboldu gitti ve tabii ki Bilic yine yanıldı, bir derbi daha gitti. Dakika 80 maç bitmişti. Demba Ba, Oğuzhan ve Olcay hiç klasmanına yakışmayacak pozisyonlarda maalesef 3 direk arasına topu atamadılar. Transfer ayında burunlarından kıl aldırmayan arkadaşlar, şimdi de bu eleştirilere
sakın laf etmesinler. O zaman ‘canlı’ istiyorlardı. Biz de biraz heyecanlı olsunlar, gol atsınlar istiyoruz. Fırat Aydınus, en çok beğendiğim hakemlerden biri. Sorarım kendisine sadece, Emenike’ye neden kart yok? Emre’ye neden kart yok? Peki Veli ve Motta’ya neden bu kadar ucuz kart var! Fırat hocam klasına yakışmadı. Sende mi Emre’den korktun. Biz tribünden gördük. Gökhan Gönül, sakatlanınca Beşiktaş o bölgeden maden bulacak diye ama maalesef Bilic, ısrarla Gökhan Töre’yi Caner Erkin’e mahkum etti. Yollasa Mehmet Topuz’un karşısına şu anda başka şeyler konuşabilirdik.

23 Mart 2015, Pazartesi 01:30
YAZININ DEVAMI

‘’Yaş günü zehir oldu‘’

Dünkü yazımda sabırlı olmak gerektiğini, Brugge takımının yabana atılır bir ekip olmadığını bu turnuvadaki oynadığı bir hassas deplasman maçlarındaki başarısı işi hiç de kolay olmadığını söylemiştim. 65 bin kişi kahroldu. Bizim için asıl sıkıntı, bu kadar ucuz elenmek. Aslında Rus hakemin işgüzarlığı daha 4. dakikada ortaya çıkmıştı. Oscar Cuarda müdahalesiyle Demba Ba yerde, kırmızı kart ceza sahası üstünde yarı penaltı. Ama Rus hakem “Devam” dedi. Kötünün kötüsü! Club Brugge Teknik direktörü Michael Preud’homme oyunu okudu. Motta’nın mükemmel golünden sonra oyunu bir güzel okudu ki sağ bekten ve orta sahadan iki adam çıkarak ilk maçın yıldızı Felipe Gedoz oyunu aldı ve turu da aldı.

Bilic benim gibi tribünde yerinde duramıyordu. Bir sağa bir sola maçı mükemmel yaşadı, o kadar. Ancak maçı okuyamadı. Sorun burada. Demba Ba mirasını yiyor, Mustafa Pektemek serseri mayın gibi ortalarda geziyor. Hele 60’ta bir gol kaçırdı ki film kopacaktı, tur gelecekti. Topun altına girerek, yakışmayan bir vuruşla top dışarı tur hayal. Böyle mi olmalıydı yaş günü. Bütün ümitler Gökhan Töre de. O da tek başına ne yapsın. Tolga, Veli, Necip, Franco karşılarında takım oyunu oynayan koşan mücadele eden bir rakip. İsteseler de olmazdı. Kalede 3 gol hiç beklemiyordum. Cenk Gönen’in ahı tuttu. Kaç haftadır kalede çok iyi işler yapan Cenk Gönen, neden kulübede. Hazır olmayan Tolga neden kalede ve hayal de bitti. Sabun köpüğü gibi uçtu gitti. Gel Fenerbahçe maçı... Bu ayıbı inşallah kapatırlar. Üzüldüm,
saat 12.00, 3 saatlik trafik Allah yardımcımız olsun, yol bitmez. Nasılsa dert bitmiyor. Teşekkürler Bilic, valla iyi seyrettin benim gibi. Dün önemli değil bana bugün ne verdin ona bakarım.

20 Mart 2015, Cuma 11:00
YAZININ DEVAMI

‘’Herkes sabırlı olmalı‘’

Belçika’daki ilk maçı Brugge’de canlı olarak seyrettim. Brugge takımının ligdeki son maçını da televizyondan seyrettim. Öyle yabana atılır bir takım değil. Hele bu turnuvadaki deplasman maçlarını göz önüne alırsak... Olimpiyat’ta yer alacak 70 bin kişilik seyirci de, takım da sabırlı olmalı. Çünkü Brugge takımı, çok koşan, atağa çabuk çıkan ve özellikle yan toplarda becerisi yüksek oyunculardan kurulu bir takım. Onun içindir ki Beşiktaş takımının topu rakip alanda tutması lazım. Brugge’deki müsabakada bunu yapamadı. İşte bunun için ayağa pas yaparak sabırlı olmalı.Tabii ki Gökhan Töre ve Olcay’a da çok iş düşüyor. Demba Ba, Erciyes maçındaki attığı penaltı golüne rağmen maalesef pek yok. Bu gece Demba Ba’dan az şey değil çok şey bekliyorum. Veli, Atiba da beklentilerimin çok olduğu oyuncular...

19 Mart 2015, Perşembe 01:30
YAZININ DEVAMI

‘’Perşembe eziyet değil, mutluluk‘’

Brugge’deki maç trafiğinde yaşanan eziyetten sonra Osmanlı Stadı bile Olimpiyat trafiğini arattı. Artık yönetim bundan sonraki programlanmasını lütfen Olimpiyat ya da İstanbul’a yakın yerlerde yapmalı. Kongre üyeleri, taraftar ve Vodafona Arena’dan koltuk ve loca alan ‘MÜŞTERİ’sine göre yapmalı. Nasılsa yönetim, müşteri velinimetimizdir diyorsa davranışlar ters. Müşteriler, gel artık İstanbul’a fayda bizden diyor.

5-1’lik skordan dolayı değil. Bilic doğruyu görmüş. Beşiktaş takımı tek forvetle oynamaz. Bilic dün Demba Ba’nın yanına Mustafa Pektemek’i yerleştirmiş. Cenk de olsa farketmezdi. Ölü topların dışında hemen hemen her pozisyon zenginliğinde Beşiktaş rakibinden bir fazlaydı. İşte biz bunu istiyoruz. Pozisyondaki skor zenginliğinin ana sebebi bu. Her ne kadar Erciyes puanlamada çok aşağılardaysa, hatırlatırım ilk maçı 3-2 kaybetmişti Beşiktaş. Gökhan Töre, illa Erciyes müsabakasından dolayı değil niyet önemli. Dün topun sibobunu aramadı. Beyazı gördü verdi. Gol attı, attırdı.

Necip kalede de olabilir!

Necip... Onun iş ahlakını zaten biliyoruz. Yama nerede Necip orada. Allah Cenk’e bir sakatlık vermesin, Necip kalede de olabilir! Bilic ona ayrı bir gözle bakıyor, ilgileniyor. Yanağına istediği öpücük de ondan! Olcay’ı özlemiştim. Maaşallah dün çok iyi işler yaptı, golünü de attı. Oğuzhan’a üzüldüm. Ama o kendine üzülmüyor. Nereden nereye... Son 10 dakikalık oyuncu mu? Üstelik Sosa’nın yokluğunda. Brugge maçında Tolgay’ı beğenmiştim. Dün Veli’yle çok uyumluydu. Günlük bir oyuncu değil, yarınlar da Beşiktaş’a çok faydalı olacak. Bu skor perşembeye nasıl yansır. İhtiyaç vardı Bilic ve talebelerine böyle bir moral. Perşembe günü bu takım 70 bin kişiyle birlikte bütün sporseverleri mutlu edecektir, sadece Beşiktaşlılar’ı değil. Olimpiyat’ın yolundan dolayı sabahlasak dahi. Hele Brugge’deki eziyeti, insanlık dışı hareketleri yaşadıktan sonra buna ihtiyacımız var. Buyrun Olimpiyat’a...

16 Mart 2015, Pazartesi 01:30
YAZININ DEVAMI

‘’Anlatılmaz yaşanır‘’

Bir daha Olimpiyat Stadı’nın yoluna laf edersem çarpılayım. Güne ne güzel başladık. Brugge kenti Avrupa’da en düzenli ve halkı da en centilmen şehir. Laf eden çarpılır. Beşiktaş taraftarı şehrin altını üstüne getirdi. Çıt yok! Kanallarda sandal turu yaptık bağırmalar, çağırmalar. Evlerden sadece sevgi gösterileri. Polis de nezaketli. Buraya kadar her şey çok güzel. Ancak futbol işin içine girince; ne Beşiktaş, ne de Brugge taraftarı bu övgüleri almıyor. Stada gitmek bir eziyet. Yürüyerek 5 km. Stat dışında insanlar yollara döküyorlar. Kısacası siyah ile beyaz kadar farklı. Bu şartlarda stat içinde koltuklara oturduğumuz anda en mutlu insan bizdik. Öncelikle belirteyim ki, hakem Thomson, süper bir yönetim gösterdi. Taraftarın etkisinde kalmadı.

Necip harikaydı

Brugge çok genç, koşup mücadele eden Beşiktaş’ı önde kabul eden takım. Bu da, baskı kurmasını sağladı. Özellikle yan toplarda çok tehlikeli. Geldikleri yeri inkar etmeyen bir takım. Ligleri bitmiş Play-Off’lar başlıyor. Beşiktaş gibi genç, koşan tekmeye kafa sokan takım. İşte fark burada ortaya çıkıyor. Çok sevdiğimden, özel biri olduğundan değil. İş ahlaki ve son haftalarda gösterdiği performanstan dolayı Necip harikaydı. Tolgay klasını yavaş yavaş ortaya koydu. Kartal, ilk yarıda istediğini alabilirdi. Gökhan ve Oğuzhan topla biraz az oynasalardı. Hele Oğuzhan birkaç kez pas değil, ‘iftira’ attı. İlk yarı Cenk’in mükemmel yan top becerisinden sonra, ikinci yarı içinde umutlandık.

Doldur boşaltla bu iş olmaz

Gökhan Töre ikinci yarı bir başladı, bir başladı. Bu gol yenilmemize rağmen, rövanşta turu getirecektir. Ancak Bilic, ne yapıp edecek kale ve defansı rahatlatacak. Bir de ileride topun durması iyi olur. Savunma ve orta alanın çıkabilmesi için bunun olması şart. Yoksa Ba’ya doldur boşalt ile Kartal’ın başı çok ağrır. Oğuzhan kementi yedi. Bu kement inşallah O’nu akıllandırır. Sosa’nın yokluğunda bu oluyorsa bundan ders almalı. Maç öncesi 2-1’e inşallah derdik. Üzüntülü değiliz. 19 Mart’ta 70 bin kişilik taraftarı önünde turu kutlamaya bekliyoruz.

13 Mart 2015, Cuma 01:30
YAZININ DEVAMI