Arama

Popüler aramalar

‘’Bayram hediyesi‘’

Öncelikle tüm Beşiktaş ailesinin kurban bayramını kutlar, hayırlı olmasını dilerim. Senelerdir Beşiktaş, bayram arifelerini hep mutlu giriyor. Şenol Güneş de salı günkü Benfica maçı öncesi takımı gizledi mi ne Quaresma bile tribündeydi. Hep söyleriz, maçı kulübe kazanır diye... Beşiktaş kulübesine bir bakın son iki haftanın kusursuz oyuncusu Beck, Oğuzhan, Aboubakar, Tolga, Adriano, Rhodolfo ve Kerim Frei kulübede. Bunların hangisini düşünmezsiniz. Oğuzhan’ı harcamak istemem ama dün oyuna girene kadar hiç aramadım. Çünhkü Gökhan İnler gerçekten iyiydi. İlk iki maç rakip kaleye 37 şut atan Karabük, dün Beşiktaş kalesine 3 şut atabildi. Onda da Tolga’yı hiç aramadık. Kaleci Fabri, gerçekten hoşuma gitti. Tam bir cezaalanı kalecisi. En iyi yönü de topu oyuna sokması. Her top oyuna sokuşta aklıma Tolga geldi...

Gelelim forvete...

Şenol Güneş’i dünkü adalet dağıtımdan dolayı kutlarım. Beşiktaş için hep şunu derdim... Top Beşiktaş’tayken değil, sıkıntı top rakipteyken. Ancak kadro kalitesi dün kendisini gösterdi. Gökhan İnler, Tolgay, Gökhan Gönül, Talisca ve Caner de tempo vardı, mücadele vardı, hırs vardı ve tribünden bakılınca sahada bir kadro kalitesi vardı. Ve gelelim forvete... Tamam Cenk Tosun ve Ömer gollerini attılar. Orada tebrikler, alkışlıyoruz. Ama bilmeliler ki defans rakip kalede başlar. 1 sefer bile Olcay gibi rakibi kovalamadılar. Rakibin defansı ve orta sahası boş alanlar bularak, bilhassa
ikinci yarıda sıkıntı yarattılar. Beşiktaş, ilk 45 dakikadaki verimliliği, 65-70 dakikaya taşımalılar. Bu kadar da yumuşak oynamamalı. Caner’in dışında ısıran oyuncu yoktu.

Tebrik ederim ancak...

Geçen hafta dediğim gibi yönetim kurulunu, Fikret Orman ve arkadaşlarını kurdukları bu kadrodan dolayı tebrik ediyorum. Ancak takımın yüzde 70’i mayıs ayından sonra yoklar. Bağlasan durmaz. Hele borç hiç azalmaz. Aksine çoğalır. Onun için affetmem, çevremdekilere de affettirmem.

11 Eylül 2016, Pazar 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Nasıl olacak!..‘’

Son yazılarımda gerek oyun olarak, gerekse yapılan transferler açısından takımı hep övdüm. Fikret Orman ve arkadaşlarını yaptıkları olumlu şeyler nedeniyle destekledim. Hatta bu nedenle camiadan büyük eleştiriler aldım. Ancak kulüp için yapılan iyi şeyleri överken, hiç popülist davranmadım. Mali tabloyu sürekli gündeme getirip, kulübün içinde bulunduğu maddi sıkıntıyı gözler önüne serdim. Bu konu ile ilgili Divan Başkanımız Sayın Yalçın Karadeniz’in açıklamaları hiç de iç açıcı değil. Beşiktaş’ın dışındaki bütün kulüplerde, kulüp başkanları ile divan başkanları gönül birliği yapmış, camiaları için el ele vermiştir. Beşiktaş Kulübü’nde ise yönetim kurulu malesef, divan başkanlığından uzatılan ellere sürekli sırt çeviriyor.

4 koldan kıskaç!

Kulübün gerçek borcu 2 milyar 350 milyon TL... (Ama ben bu yazıyı yazarken kulüpten resmi açıklama geldi. Borç 1 milyar 262 milyon TL’ymiş!) Borsa Başkanı, Beşiktaş gibi şirket olan tüm kulüplere yıllardır uyarı yazısı yazıp, zararda olduklarına dikkat çekiyor. ‘Borsada işlem gören tahtalarınız kapanma tehlikesi içinde’ uyarısında bulunuyor. Ayrıca UEFA, ‘Benim kriterlerime uymuyorsun’ diyerek, transfere kısıtlama getiriyor. Avrupa Kupaları’ndan men etmekle tehdit ediyor. Beşiktaş’ın yanı sıra Süper Lig takımlarına kredi veren bankalardan Denizbank’ın Genel Müdürü Hakan Ateş, “Böyle devam ederse, kulüpler batacak. Bankacılar olarak çok endişeliyiz. Paraların geri dönmeme tehlikesi var” diyor.

Bu borç peşimizi bırakmaz

Divan Başkanı Yalçın Karadeniz, son uyarısını yaptı, “Bu borcun ödenmesi artık imkansız hale geliyor. Frene basın, yoksa Akaretler, Ümraniye gibi varlıklarımız elden gidecek. 300 milyonluk mal varlığımız, borcumuz olan miktarın yanında devede kulak kalıyor” ifadesini kullandı. Ben buradan kongre üyelerine yalvarıyorum, “Takım iyi olabilir. Şampiyon olabiliriz. Ama hangimiz 1996’daki başarımızı, 100. yılımızdaki muhteşem şampiyonluğu hatırlıyoruz. Sergen’in Galatasaray’a attığı golü hatırlayan var mı!.. Mehmet Ekşi, Ulvi, İlhan Mansız, Fikret, Gökhan Keskin’i hatırlayan var mı. Millet olarak çok unutkanız. Hadi diyelim ki, dünü unuttuk. Ama gelecekte camia olarak karşılaşacağımız tehlikelerden kaçamayız. Bu borç peşimizi bırakmaz...

Geleceğimiz ipotek altında

Ey Beşiktaşlılar, maalesef geleceğimiz ipotek altında. Şu andaki yönetim adına çok üzülüyorum. Sizler tarihe, şampiyon takımın yöneticileri olarak değil, kulübü batıran yönetim olarak geçeceksiniz. Bu konuda ilk harcı Yıldırım Demirören atmıştır. Vebali büyük. Sevgili arkadaşlar, kısaca artık sözün bittiği yerdeyiz. Daha fazla bir şey söylemiyorum...

08 Eylül 2016, Perşembe 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Beşiktaş nereye gidiyor?‘’

Fikret Orman’nın mesai arkadaşları Ahmet Nur Çebi, Umut Güner, Metin Albayrak... Sizleri tebrik ediyorum. Orhan Yıldırım’dan aldığımız idman raporları sonrası, Gaziantepspor maçında çıplak gözle seyrettiğimiz son dakika transferlerinin hepsi ‘cuk’ oturmuş. Gomez, Sosa ve Gökhan Töre’nin gitmesinin ardından Beşiktaş’ın yeni yıldızları Şenol Güneş’in elini rahatlattı, Şampiyonlar Ligi, Süper Lig ve Türkiye Kupası maçları için, “İşte bu benim takımım” diyecek rahatlığı kazandırdı.

Ancak bir de madalyonun öbür yüzü var. Orman ve arkadaşları, yapılan transferlerle takımı güçlendirdi, taraftarı sevindirdi. Ama Finansal Fair-Play nedeniyle UEFA’nın radarına takılan kulübün mali yapısını ne duruma getirdi. Bunun cevabını sezon sonunda alacağız. 31 Mayıs 2017’de sezon bittiğinde bu takımdan 7 oyuncu birden gidecek. 100 milyon Türk lirası da böylece havaya uçmuş olacak. Bunun yanı sıra bir de kulüpte çalışanlara boşu boşuna ödenen aylık 50-60 bin liralar var. Yani kısaca gelir yok, gider çok... Kiralanan bu oyuncular keşke bonservisleri ile alınsaydı, zamanı gelince ederine satılır, zarar edilmezdi. Buna en büyük örnek Sosa. Arjantinli giderken takımına aslanlar gibi para kazandırdı. Ama kiralıklar öyle mi!...

Güneş neden çark etti!...

Şenol Güneş, tutarlılığı ile, özü-sözü bir olmakla bilinirdi. Taa ki, yaptığı son çıkışa kadar. Hem yöneticileri hem de kendini çok zan altında bıraktı. Üstelik, sözlerinin arkasında duramadı, tutarlılık sergileyemeyip hemen çark etti. Bir araya geldiğimizde, işine geldiği zaman, “Benimle futbol konuşmayın. Ben futbolu bilmiyorum” diyor, işine gelmeyince ise, ‘bilmiyorum’ dediği futbol hakkında ahkam kesiyor. Kabahat onun değil, bütün sorun Türk futbolunun yapısal bozukluğunda. Bir futbolcu jübile yapıyor, çıraklık dönemi yaşamadan hemen antrenör oluyor. Şu anda Türkiye Faal Futbol Antrenörleri Derneği’ne kayıtlı, 11 bin antrenörümüz var. Bunların 10 bini yıllardır görev bekliyor. İşin en önemlisi, bu işsiz antrenörlerin çoğu arkadaşlarının ayaklarını kaydırmak için maçtan maça gidip, kulis yapıyor. Ondan sonra da aidiyetten ve aile olmaktan bahsediliyor. Aksine herkes birbirinin kuyusunu kazıyor.

Menacerler cirit atıyor

Evet, Şenol hocam, senin yerine de en az 100 göz çevrilmiş vaziyette. Kulübün içinde menacerler cirit atıyor, ayağının bir an önce kayması bekleniyor. Bu nedenle, yaptığın açıklamalardan çark etmen hiç hoş olmadı. Belki bu hareketin sonrası yakakaların seni alkışlayıp, yüzüne gülüyor. Ama bil ki, yine en iyi dostların bizleriz. Biliyorsun, bizimle rahat rahat futbol konuşabilirsin...

06 Eylül 2016, Salı 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Şenol hocanın başı ağrıyacak‘’

Ligin ikinci haftası, 10 gün sonra Şampiyonlar Ligi maçın var. Başkan, yönetim kendilerini leyleklerle birlikte havada gördü. Konya’da takım hala eski kadro. Ligin son haftası, Galatasaray’la oynanan Süper Kupa, mutsuz bir Beşiktaş, Konya’dan çıktı. Dünden çok ümitliydik. Necip’ten başlamak istiyorum. Takımda Rhodolfo var, Necip stoper, neden? Gerçi Necip kötü oynamadı ancak top kesmede çok iyi de kullanmada zorlandı. Uzun top sevdası, pas hataları yapmasına sebep oldu. Tolgay, Benim en çok ümitli olduğum oyunculardan biri. Atiba ile yapışık kardeş gibi. O, oyuna katılmalı, Cenk’in arkasında olmalı. Haa, diyeceksiniz ki, ‘orada Oğuzhan var’. Tamam da, Sosa’sız bir Oğuzhan, sudan çıkmış balık gibi. Zaten o da serseri mayın gibi nereye çarpacağını bilmiyor. Sonunda Şenol hocaya çarptı, kendini kulübede buldu. Hatırlar mısınız? Delgado, Opera nerede? Necip sahada. Nerede derken, bu iki oyuncuya 3 milyon Euro verilmişti. İki bek, biri Beck, biri Tosiç.

Bu paralara yazık

İkisinin yerine de adam alındı, 30 milyon. Tosiç’in alternatifi Adriano... İspanya gazeteleri yazıyor, müzmin sakat, yine hortladı’ diye. O halde, bu paralara yazık değil mi? Tolga, Allah aşkına şu çizgi kaleciliğini bırak. Ceza sahasına gelen her topta yüreğimiz ağzımıza geliyor. Cenk’e birşey demiyorum. Sahada çok yalnız. Çakılı santrfor. İstediği topları da Quaresma çok iyi kullandı. 90 dakika boyunca iki topla buluştu, biri gol oldu. Daha fazla buluşmasını isterdim. Ama bu da forvette kalabalık olmaktan geçer. Quaresma bir tarafta, ama orta sahadan destek kimse yok. Şenol hocanın başı en çok burada ağrıyacak. Gerçi hafta içinde söylemlerinde çark etmekle çok başı ağrıyacak ya... Ancak burası Türkiye. Şenol hoca çok konuşuyor. Ne yapacaksın ağzı olan konuşuyor.

27 Ağustos 2016, Cumartesi 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Farklı ama yetmez!‘’

2015-2016 Turgay Şeren sezonu başladı. Beşiktaş için biraz sıkıntılıydı. Ancak 3 puan ilk hafta için hayırlı uğurlu olsun. Son şampiyon ünvanını korumak için ligin çiçeği burnunda takımı Alanyaspor karşısında hiç de zorlanmadı. Farklı skor herkesi memnun etti. Peki farklı skora rağmen oyun tatmin etti mi? Hayır... Gol pozisyonları dışında Beşiktaş, Vodafone Arena’da Alanya’nın ceza sahasına giremedi.

Ayağa kalk Cenk!

Öncelikle şunu söylemeliyim... Beşiktaş’ın defansını mutlaka toparlaması lazım. Tosic-Necip olmuyor, olmaz da Şenol hoca... Cenk Tosun, Gomez’in gölgesinde kalmıştı. Dün ilk lig maçı. ‘Stres, heyecan olabilir’ diyorlar. Ancak 2 milyon Dolar isterken stres heyecan olmuyor. Bu işi de benim aklım almıyor. Cenk Tosun’un yerden bir an önce kalkması lazım. Forvet adam yere sağlam basmalı. Bunları Cenk Tosun’un iyi olmasını istediğimizden söylüyoruz. Yönetim harıl harıl santrfor arıyor. Sen kendi kendine, ‘Ben ne işe yarıyorum’ demiyor musun!

Oğuzhan kaldığı yerden

Rakip Alanyaspor iki kez geldi. İkisinde de Tolga altıpastan dışarı çıkmadı. Altıpas kalecisi değil, sen Beşiktaş’ın 1 numarasısın. Çıktın mı topu alacaksın ya da çıkmayacaksın. Tolga eleştirilere kızıyor ama kusura bakmasın. Geçen sene çoğu maçta dişimiz, ağzımıza geldi. Galatasaray maçında Muslera kupayı aldı, bizimki yol geçen hanıydı! Ligin ilk maçı bu. Her hatanın telafisi olur. Quaresma’nın çabası, Tolgay’ın mücadelesi, arayışları beni ümitlendirdi. Oğuzhan aynı Oğuzhan. Kaldığı yerden devam ediyor. İlk hafta 3 puan iyidir. Kendi sahasında huzurlu başlamak önemli. Yine de her rakip Alanya gibi olmaz. Akdeniz ekibi çok özür dilerim ama geldiği gibi gider.

21 Ağustos 2016, Pazar 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Binlerce dansöz var!‘’

Gomez gitti, ardından Sosa da İtalya’nın yolunu tuttu. Bu isimler gidince, şampiyon takımın bu sezonki başarı şansı yüzde 70 bitti. Ünlü isimler alınacakmış da, sezona hemen yetiştirilecekmiş de... Hangi kulüp, en iyi adamını lig başlarken başka bir takıma verir? Diyelim ki verdiler. Futbolcu hemen takıma adapte olacak, Şenol Güneş’ten formayı kapacak. Ölme eşeğim ölme!.. Güneş’in önceki gün yaptığı açıklamalara harfiyen katılıyorum. Onun dile getirdiklerini, kulübün başındaki tehlikeleri haftalardır yazıyorum. Ancak Başkan Fikret Orman’ın etrafında “binlerce dansöz” varken, doğru işlere nasıl imza atılacak, merak ediyorum. Kulübün düşürülmek istendiği bu durumu her vesile ile dile getirdim.

Seba’nın bir lafı var...

Borca dikkat çekip, miktarını sürekli olarak telaffuz ettim. Ama ne çare, bütün bu uyarılarıma rağmen asalaklar, papazlar kulüp içinde azalacağına artıyor. Başkan Orman da kulüpte huzur olsun, Beşiktaş’ın adı lekelenmesin diye bu asalaklara uzun süredir mavi boncuk dağıtıyor, “eyvallah” diyor. İşte ben en çok bu duruma üzülüyorum. Efsane başkanımız Sevgili Süleyman Seba’nın çok sevdiğim bir lafı var, “Beşiktaş’a hizmet etmek istiyorsan, kimsenin adamı olmayacaksın. Sadece Beşiktaş’ın adamı olacaksın...” Şimdilerde öyle mi, kongre fareleri bu kulübün etrafını sarmış durumda. Ey Beşiktaş Kongre üyeleri; kulüp elden gidiyor değil, gitti... Artık borcun miktarını telaffuz bile eden yok. Sırf menfaatini düşünenler, Seba’nın dediği gibi, birilerinin adamı olmuşlar.

Bir dakika durmam

Duydum ki Beşiktaş Travel’e bakan Arda, Şenol Güneş’in kaprisleri sonrası kapı dışarı edilmiş. İnanın, son 5-6 senedir, şu kulübün içinde adam gibi çalışanlardan bir tanesiydi. Şimdilerde 60-70 bin lira gibi uçuk maaşlar alan asalaklar, kulübün içinde cirit atıyor.. Ve ondan sonra da biz bu satırlarda, “Beşiktaş kulübünün borcu şu kadara çıkmış, bu kadar olmuş” diye tartışıyoruz. Ey arkadaşlar, sezon öncesi Süper Kupa’nın kaybedilmesi, takımın hangi tehlikeleri beklediği konusunda biraz olsun camianın gözünü açmış olsun. Şenol Güneş, Galatasaray’a karşı takım mağlupken, “Fark yemeyelim” diye defans oyuncusu alıyor... Sezon başlamadan Gomez ile Sosa gitmiş, Adriano kulübede, Gökhan tribünde... Benimse içim yanıyor, farkında mısınız beyler kulüp elden gidiyor. Siz hâlâ asalaklara prim tanıyorsunuz. Yönetici kardeşlerim, sizin yerinizde olsam, bu durumu gördükten sonra bir dakika orada durmam, hemen istifa ederim... Seba’nın kemiklerini sızlatmayın, yerinizi bu işi başarı ile yapacak arkadaşlara bırakın...

Dipnot: Şenol Güneş, ‘Kovsalar gitmem’ diyor. Bu paraları ben de alsam, tüfekle kovsalar ben de gitmem. Kimi kandırıyor. Şahane döndü!

[Content:{1248159}]

20 Ağustos 2016, Cumartesi 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Böyle mi olmalıydı!‘’

Maçtan önce bıçaklar, tırmıklar ve hastanelik olanlar... Ne için geliyorsunuz? Tarla mı kazacaksınız? Bunu yapan da kusura bakmasın ama Galatasaray taraftarının ta kendisi. Beşiktaşlılar’ın ne anası kaldı, ne de avradı. Hâlâ ‘Passolig gelsin mi gelmesin mi’ diye bu ağzı salyalı canavarlar ortalığı karıştırıyor, ‘Passolig’e hayır’ diye. Yok be... Böyle bir günde pankartlarda saygı, sevgiden bahsediyorsun, ağza alınmayacak şeyler söylüyorsun. TFF Yönetim Başkanı Yıldırım Demirören ve arkadaşları her küfürde birbirlerine bakıyorlar. Bakmayacaksın. Basacaksın cezayı 5-10 maç. ‘Hadi sen de’ demeyin. ‘İbreti alem’ diye basacaksın. Bu ağzı salyalı adamlar maçı iki sefer durdurdu. Yazık, çok yazık. Galatasaray kazanmış, Beşiktaş kazanmış, bu saatten sonra kim kazanmışsa kazanmış, hiç umrumda değil. Ligimiz önemli. Turgay Şeren gibi dürüstlük imsali bir ağabeyimizin liginin başlangıcında bu ayıp Galatasaray’a yeter. Şenol hoca, 60 trilyon (eski parayla) vermişsin, sahada ikisi de yok. ‘Hazır değil’ hikayesine başvurmayın. Adriano da, Gökhan Gönül de oynamalı. Hele Sosa kulübe de hiç olmaz. Mücadelenin ikinci yarısında almış olman tatmin edici değil.

Teşekkürler Beşiktaş taraftarı...
Maçın hakemi Mete Kalkavan... Ligin en hazır hocası. Ancak o penaltıyı tribünden ben çalardım. Çok ayıp etti. Vereceksin. Gördüğünü çalacaksın. Teşekkürler Beşiktaş taraftarı... Başından sonuna kadar, tek olumsuz küfür duymadım. Kutlarım kendilerini. Son sözüm Şenol hocaya; artık anlaman lazım bu takım tek forvet olmaz, hele Cenk Tosun ile hiç olmaz.

14 Ağustos 2016, Pazar 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Kimi kandırıyorsunuz!‘’

Kulübün yeni sezon öncesi mali ve idari durumuna bakıyorum, çok üzülüyorum. Beşiktaş kulübü felakete gitmiyor. Adeta felaketin tam ortasında... Takım Süper Lig şampiyonu oldu, Şampiyonlar Ligi’ne direkt katılma hakkı elde edildi, üstüne üstlük Şampiyonlar Ligi’nden elenmesi sonrası Fenerbahçe’nin kasasına girmesi gereken kabarık bir meblağ da Beşiktaş’ın oldu.
Divan Kurulu’nda borç açıklanıyor. 500 küsur milyon lirayı duyanlar, boşu boşuna ‘oh’ çekiyor. Neden doğrular kamuoyu ile paylaşılmıyor, kimler kandırılıyor? Borç 2 milyar lirayı geçmiş, ABD parası ile 800 milyon Dolar...

Varlıklar, borcu karşılamıyor

Kulübün halihazırdaki değerleri Akaretler, Fulya ve Vodafone Arena’nın (arsası devletin) değerini toplasan, 300 milyon Dolar etmez. Diyelim ki, bu kıymetler, bu paraya satıldı, borçlara yatırıldı. Geri kalan 500 milyon Dolar nasıl ödenecek? Devletten vergi affı isteniyor. Beklentiler bu yönde. Diyelim ki, böyle bir af çıktı. Peki, kimin parasını kimden alıp kime veriyorsunuz. Halkımızın vergilerine yazık değil mi. Son darbe kalkışması, Türk ekonomisini zaten yerle bir etti. Kısa sürede toparlanmak mümkün değil. Bu ekonomik zorlukta, devletin kulüplere yapacağı iltimas, yine halkın cebinden çıkacak. Yazık ki, ne yazık!..

Eskiden olsa...

Zamanında biz de bu kulüpte yöneticilik yaptık. O dönemde 1-2 milyon Türk Lirası’na futbolcu alıyorduk. Bir yönetici bunu cebinden rahatlıkla karşılaşabiliyordu. Benim bile paranın para olduğu 1980 senesinden 3.5 milyon lira alacağım var. Babamın parasıydı, hibe ettim. Bugün olsa, 5 kuruşunu bile vermem. Ya şimdi, öyle mi! Fenerbahçe, Galatasaray ve Beşiktaşlı yöneticiler birlikte toplanıp, “Hadi şu Beşiktaş’ın borcunu ödeyelim” dese, 50 milyon TL bile toplanamaz...

Kulübe sahip çıkalım

O nedenle yöneticilere sesleniyorum: Gomez’e gidiyorlar, Sosa’yı ikna etmeye çalışıyorlar. Gelmezse, gelmesinler. Bu kulübün parasını boşa harcamayın. Sevgili Divan Kurulu başkanımız Yalçın Karadeniz... Borçlar neden Divan’da doğru açıklanmıyor. Allah aşkına biraz kımıldayın. 3 ay sonra lüks bir otelde yapılacak bir başka Divan toplantısını mı bekleyelim.
Sayın başkanım Fikret Orman, size oy vermiş biri olarak, sizi çok seven ve Beşiktaş ailesinden biri olarak yalvarıyorum, “Ne olur lütfen, bu hovardalığı bırakın...” Hele etrafınızdaki asalak menacerleri, lütfen acilen kulüpten uzaklaştırın. Divan başkanımız Yalçın Karadeniz’e ricamdır. Ne olur kulübümüze sahip çıkalım.

Bu hatadan dönülmeli

Beni, Rahmi Koç’u, Nevzat Demir’i, Serdar Bilgili’yi, Hüsnü GÜreli’yi, Divan’a iki toplantıya katılmadık diye attınız, ne oldu. Birden bire ayranınız niye kabardı. Eğer bu hatanızdan dönmek istiyorsanız, bu insanları ne yapıp yapıp, tekrar geri alın. Bu sizin namus borcunuzdur. Koç ve Demir gibiler kolay kolay yetişmez. Serdar Bilgili bu kulüpte başkanlık yaptı. Bazılarının kişisel ihtirası nedeniyle aldığınız bu kararı, kısacası ayıbınızı hemen temizleyin. Kulüp tarihine mal olmuş bu isimleri affedin. Sakın ola ki, bu ricayı ceza verdiğiniz isimler istiyor sanmayın. Bu rica Beşiktaş’a gönül verenlerin ricasıdır. Çünkü bu ayıbın bu Divan üyelerine yettiğini biliyorlar...

11 Ağustos 2016, Perşembe 02:30
YAZININ DEVAMI