‘’Rövanş zor olacak‘’
Zico, riske girip Tuncay ve Anelka’dan oluşan ikili forvetle maça başladı. Alex’in pres eksikliği, Tuncay’ın ise eskisi gibi orta alana fazla girmemesi bu bölgede rakibin üstünlüğü sağlamasına neden oldu. Rebrov, Rincon, Correa ve defanstan çıkan Yussuf seri paslaşma ve verkaçlarla pozisyonlar yarattılar. ilk yarıdaki bariz Kiev üstünlüğüne rağmen az sayıda fırsat bulan Fenerbahçe, Anelka ve Tuncay’la iki pozisyondan yararlanamadı.İkinci 45 dakikaya bu kez Fenerbahçe golle başladı. Beraberlik Sarı-Lacivertliler’in mücadele gücünü yükseltti. Kornerden gelen gole kadar Kiev tehlikeli denecek pozisyon bulamadı. Beklenmedik bir anda gelen golün ardından Serkan’ın kırmızı kart görmesiyle sayısal üstünlüğü de ele geçiren Kiev’in yoğun baskısını getirdi. Rüştü’nün gününde olması farklı bir yenilgiyi engelledi. Maçın sonlarına doğru Fenerbahçe kalesine yoğun bir şekilde yüklenen Dinamo Kiev, Yussuf’un mükemmel bir golüyle iki farklı öne geçti. Daha sonra Fenerbahçe’nin hücum organizasyonları sıklaştı. Maçın hakemi, Semih’in attığı golü ofsayt gerekçesiyle iptal ederken Tuncay, Uğur ve Alex ele geçirdikleri fırsatları değerlendiremedi.Fenerbahçe pek iyi oynamadığı maçta tur için fırsatlar buldu. Ancak Sarı-Lacivertli oyuncular pozisyonları gole çeviremedi. Fenerbahçe’yi İstanbul’da zor bir rövanş bekliyor. Sarı-Lacivertli ekibin kadrosundaki yıldızlar Saraçoğlu’nda meziyetlerini tam olarak sahaya yayabilirse Fenerbahçe’nin turu geçmesi mucize olmaz. Anelka için keşke kalsa demiştik. Şayet Fransız dünkü performansıyla devam edecekse gitmesi hem Fenerbahçe için hem de Anelka için hayırlı olur.
‘’Anelka aranmadı ama keşke kalsa‘’
Bence müthiş atmosferde tribünleri hop oturtup, hop kaldırırdı. Rakibi donduran çalımları, savunmaları çaresiz bırakan deparlarıyla Saracoğlu’na ayrı bir hava verirdi. Keşke inadı bırakıp Fenerbahçe’de kalsa. Herkes onu istiyor ama o takılmış plak gibi ille de “Fransız Milli Takımı” diyor, başka bir şey söylemiyor.Gelelim asıl konuya: Fenerbahçe-Kayseri Erciyes maçında Anelka’yı aradı mı! Appiah kırmızı kart görene kadar bence hayır. Çünkü Tümer-Alex adam eksiltmelerde gerekeni yaptılar. Ümit-Serkan-Semih-Tümer-Tuncay rakip savunmanın arkasına çokça indiler. Emre Toraman’ın tahriki sonucu Appiah, Zidane’a özeninceye kadar Sarı-Lacivertliler Anelka’yı aramadı. Eksik Fenerbahçe’nin üstüne gelmeye başlayan konuk takım Anelka sahada olsaydı bu kadar cesur çıkamazdı. Çünkü Anelka kontra toplarda Erciyes savunmasını sırtına alır giderdi. Dedim ya, Fransız çok farklı. Keşke kalsa.Anelka yoktu ama Tümer vardı, Alex’in şovu mest etti. Fenerbahçeli oyuncuların her bölgede ortaya koyduğu müthiş mücadele vardı. Appiah ile birlikte çok rahat oynayan Fenerbahçe Ganalı’nın oyun dışı kalmasıyla zorunlu olarak alan savunması yapıp, kontra hücumlarla gol aradı. Alex’in, Tümer’in ve Murat Hacıoğlu’nun şık golleri böyle geldi. Erciyes baskılı gözükse de 10 kişilik Fenerbahçe’ye direnemedi. Fenerbahçe eksik olmasına rağmen rakibini adeta sürklase etti.Hakem Bülent Demirlek ısınma sırasında tribünlerden gelen protestoya çok alınmış olmalı ki, Erciyes lehine düdüğünü cömertçe çaldı. Hele Fenerbahçe farklı skorla öndeyken zaman geçiriyor düşüncesiyle Rüştü’ye sarı kart göstermesi çok komik kaçtı.
‘’Antrenman oldu‘’
“O zaman neden ilk yarı 2-0 bitti”, diyeceksiniz. En az net 4-5 pozisyon kaçtı. Tuncay, Anelka, Alex, Serkan, şık bir gol atmasına rağmen Tümer, becerilerini sahaya yansıtamadılar. Appiah ve Aurelio’nun dışında hırslanan yoktu. Savunma çok rahattı. Çünkü onlara hiç iş düşmedi. Fenerbahçe 10 dakika sıkıp, tüm hatlarıyla tempo koysaydı, inanıyorum ki, gole doyardık.Fenerbahçe ikinci yarıda sahneye çıktı. Belki gol rekoru kıramadılar ama Tümer, Alex, Anelka, Aurelio ve Appiah topla dripling, verkaç, nefis çalımlar, kısacası futbol adına ne varsa döktüler ortaya. Özellikle sol kanattan sayısız bindirmeler yaptılar. Serkan’ın top kullanma yüzdesinin düşük olması, sağ çizginin etkisini azalttı. Sarı-Lacivertliler 3-0’dan sonra kedinin fareyle oynadığı gibiydi. Zayıf Torshavn karşısında güzel hareketlerle mest olan tribünler de maçı bırakıp, Meksika şovuna büründüler.Zico’nun 4-3-1-2 sistemi bir antrenman havasında tıkır tıkır işledi. Brezilyalı hoca yeni şablonu oturtmak için bundan daha güzel bir rakip bulamazdı. Fenerbahçe, Faroe Adaları’na kısa süreli turistik bir seyahat yapacak.
‘’İki transfer mutlaka şart‘’
Brezilyalı çalıştırıcının zamanı çok kısa. Şampiyonlar Ligi ön elemeleri, ardından lig başlıyor. Anelka’nın kalmaya niyeti yok. Zafer bir türlü form tutamadı. Murat’ı da pek düşünmüyor. Zico, şu anda Semih ile Tuncay’a kaldı. Fenerbahçe Yönetimi, şayet ileride bir sorun yaşamak istemiyorsa, kesinlikle bir santrfor almalı. Savunmanın göbeği de, Fenerbahçe’nin diğer yumuşak karnı. Luciano-Önder, Önder-Servet, Servet-Luciano denemeleri, Daum döneminden beri oturmadı. Uruguay Milli Takımı’nın Kaptanı Lugano, bu anlamda doğru tercih. Ayrıca genç Can, Valencia maçındaki performansıyla dikkat çekti. Zico, bu bölgeye Can’ı da alternatif olarak düşünmeli. Orta alanda pek fazla sıkıntı olacağını sanmıyorum. Maçların önem derecesine göre, Beyaz Pele, bu bölgede değişik isimleri kullanabilir. Bir de Zico’nun elinde fazlaca genç oyuncu bulunuyor. Olcan, Kerim, Gürhan, Onur, Can ve Mustafa gibi yetenekleri Zico, Fenerbahçe’ye kazandırırsa büyük iş yapar. Sarı-Lacivertli yönetim, cesur adım atıp, “Zico” dedi. Şimdi maceraya girmeden korkusuzca hamle yapma sırası Zico’da.Fenerbahçe’nin öncelikle savunmanın göbeği ve forvet olmak üzere, iki yabancı transfere ihtiyacı var. Fazlası artı güç olur. Yönetim, yabancı seçiminde yaşı ilerlemiş kariyerli oyuncularla, henüz yıldızı parlamayan gençler arasındaki tercihi isabetli yapmak zorunda. Futbolcunun sorunsuz, başarıya aç olmasına özellikle dikkat edilmeli. Pduyulacak transfer asla yapılmamalı.
‘’Fenerbahçe iyi yolda‘’
Baraja, Angulo, Vicente, Mista sahada, Morientes, Rogerio ve daha bir çok İspanyol yıldız kulübedeydi. Kadrolar geldiğinde basın tribününde Fenerbahçe fark yiyebilir düşüncesi vardı. Ama Fenerbahçe’nin savunma disiplini mükemmeldi. Genç Can zamanlaması ve kademe anlayışı ile dikkat çekti. Aurelio defansın önünde koordinasyonu eksiksiz sağladı. Alex müthiş zekasıyla klasını birlikte sahaya koydu. Mehmet orta alandaki yeni görevinde her geçen gün daha iyiye gidiyor. Semih İspanyol savunmasına zor anlar yaşattı. İlk kez onbirde oynayan Zafer ile yeni transfer Uğur aksamalarına rağmen istekliydi. Fenerbahçe’nin bu mücadeleci oyun anlayışı karşısında Valencia ilk tehlikeli atağını 27. dakikada yaptı. Bu da Fenerbahçe savunmasının hatasından gelen bir kontrataktı. İlk 45 dakikada kontrol Fenerbahçe’deydi. Ayağa top yapan, rakibe boş alan bırakmayan Fenerbahçe iyi oynayan taraftı. İkinci yarıya kontrollü ama tutuk başladı Fenerbahçe. Valencia’nın savunmaya pres yapması defanstan rahat top çıkmasını engelledi. Bir süre kontrol İspanyol ekibine geçti. Fenerbahçe dengeyi kurduğunda ve iyi oynadığı dakikalarda yenik duruma düştü. Rogerio’nun aut çizgisine yakın yerden vurduğu sert şut ağlara giderken, kaleci Volkan’ın da hata yüzdesi fazlaydı. Zico ilerleyen dakikalarda Murat, Olcan ve Kerim’i sahaya sürdü. Üçü de tecrübeli rakipleri karşısında hiç sırıtmadı. Hatta zaman zaman yaptıkları olumlu hareketlerle İspanyollar’ı zor durumlara da düşürdüler. Fenerbahçe yenilmesine rağmen ortaya koyduğu etkili futbol ile hem İspanyol yöneticilerin hem de gurbetçilerin beğenisini haklı olarak aldı. Bir de gurbetçilerin sahaya girip 90 dakikanın bitmesini engellemesi olmasaydı.
‘’Alex farkı‘’
Her takımın keşke bir Alex’i olsa. Brezilyalı pek fazla koşmuyor ama öldürücü paslarıyla savunmaları da bitiriyor. Tuncay’ın attığı iki golün asisti Alex’in ayağından çıktı. Brezilyalı bir yüzde yüz gol pası da Semih’e bıraktı, ama genç oyuncu son vuruşunda başarılı olamadı. Yeni teknik patron Zico, ilk yarıda iki kez kulübeden çıkıp oyuncuları uyardı. Diğer zamanlarda takımını seyretmekle yetindi. Zico savunmada Servet’in yerine Can, orta sahada ise Deniz’in yerine Mehmet’i sahaya sürdü ikinci yarıda. Beyaz Pele’nin bu hamlesi defans ile orta alana hareket getirdi. Ancak savunmanın forvetle arasında oluşan 60 metrelik boşluğa ne yazık ki, çare bulamadı. İkinci yarı her iki takımın da yaptığı fazlaca değişiklikler yüzünden birara jübile maçı havasına büründü. Zico Alex’in yerine Tümer’i sahaya sürünce, “İkisini aynı anda düşünmüyor mu” sorusunu akıllara getirdi. Alex ile Tümer beraber oynamadan yorum yapmak doğru olmaz. Önce oynasınlar. Kulübesinden çıkıp oyuna pek müdahale etme alışkanlığı bulunmayan Zico 21 futbolcuya şans verdi. Yeni transfer Uğur Boral ikinci yarıda zaman zaman etkili oldu. Aurelio yine orta sahanın hamalıydı. Brezilyalı hoca sanırım Valencia maçından sonra kafasındaki 11’i netleştirecek. Bir satır da Donetsk’e ayıralım. Ukrayna ekibinin 6 yabancı milli oyuncusu var. Boş bir takım değil.
‘’Fenerbahçe görücüye çıkıyor‘’
Zico’nun Fenerbahçe’de işi hem zor hem de kolay. Takımın fiziki açıdan hazır olması, dayanıklılık ve çabukluk testlerinin büyük bölümünün yapılması, Brezilyalı hocanın avantajı. Beyaz Pele, sistem ve kadroyu oluşturma sürecinde sıkıntılar yaşayacak gibi. Zico, kasetlerden Fenerbahçe’yi çok izledi. Bu, futbolcuları tüm detaylarıyla tanıması için yeterli olmayacak. Bugün Ukrayna ekibi Metallurg Donetsk ile yapılacak hazırlık maçında futbolcuları canlı izleyecek. Kısacası, Fenerbahçe bugün görücüye çıkacak. Oyuncular, Zico’nun gözüne girmek için yorgunluğa rağmen kıyasıya rekabet içinde olacak.Yabancı transferinin henüz netleşmemesi, Zico’nun diğer dezavantajı. Fenerbahçe, 100. yılda koyduğu hedefi yakalamak istiyorsa, yabancı sorununu hafta başına kadar çözmeli ve futbolcu, Hollanda kampına katılmalı. Zico, Santana, Edu, Tümer ve Uğur 100. yılda Fenerbahçe’yi kesmez.Fenerbahçe, İstanbul’dan sonra Hollanda’da da iyi bir hazırlık dönemi geçiriyor. Herkes işini ciddi ve özveriyle yapıyor. Çalışmaları aksatmayan Kemal ile Selçuk kısa sürede kadroya dahil olacak. Anelka da kısa bir ayrılıktan sonra dün akşam idmana çıktı.Kampta Semih, Tuncay, Ümit, Rüştü, yeni transferler Tümer, Uğur ile genç oyunculardan Olcan ve Kerim performanslarıyla ilk günden Zico’nun dikkatini çekti. Özellikle Edu’nun futbolcularını teknik açıdan daha ileriye taşımak için yaptırdığı birebir çalışmalar, kampın bir başka renk görüntüsüne bürünmesini sağladı. Alex ve Luciano kampa geç katıldıklarından henüz çift kaleler dışında takımla beraber çalışma fırsatı bulamıyorlar. Ama Santana ile Zico ve Edu ikilisi, vatandaşlarının bir an önce açıklarını kapatması konusunda yoğun çaba sarfediyor.Hollanda’da işler iyi gidiyor. Hazırlık maçlarının sonunda Zico, futbolcular hakkında bilgi ve yetenekler açısından daha donanımlı olacak. Büyük bir olasılıkla da Hollanda’da ilk 11’i belirleyip, İstanbul’a dönecek.
‘’Tümer&Anelka uyumu‘’
Beşiktaş’tan gelen tecrübeli oyuncu, Telstar karşısında Alex’in pozisyonunda oynadı. 45 dakika sahada kalan Tümer, şık bir gol attı, Anelka’ya da bir gol attırdı. Boşa çıkışları, yardımlaşmaya özen göstermesi, Anelka ve Tuncay ile uyum içinde olması önemli artılarıydı. Anelka ile sanki uzun yıllardır birlikte oynuyormuş gibiydi. Tümer Fenerbahçe’de her zaman iş yapabileceğini gösterdi. Bir ara Avrupa’da takım arayan, çalışmalarda isteksiz gözüken Anelka ise ne hikmetse Telstar maçında çok arzuluydu. Yaptığı koşular, arkadaşlarına hazırladığı pozisyonlar, mücadele hırsı bu sezon için ışık verdi. Fransız gösterdiği havadan kopmazsa Tümer, Tuncay ve bunlara Alex’in katılımıyla önemli işler yapar. Fenerbahçe zayıf Telstar karşısında 90 dakika üstün oynadı. Genelde 4-4-2 anlayışını benimseyen Sarı-Lacivertliler rakibe tek pozisyon vermedi. Tuncay ve Anelka’dan oluşan forvet kurgusu başarılı gözüktü. Antrenman yorgunu olan Fenerbahçe zaman zaman tempo düşürmesine rağmen genel anlamda hazır bir görüntü sergiledi. Hazırlık maçları hiçbir zaman resmi karşılaşmalar bazında ölçü değildir. Bu nedenle Fenerbahçe’nin zayıf Telstar karşısındaki etkili futbolu kimseyi yanıltmasın. Ancak Sarı-Lacivertli futbolcuların antrenmanlardaki istekli anlayışlarının hazırlık maçında da sahaya yansıması önemli bir ayrıntıydı. Ayrıca Zico’nun yardımcısı Santana’nın maçı izlemesi Fenerbahçeli oyuncular açısından da önemliydi. Sanırım her olumlu ya da olumsuz harekette oyuncuların gözleri Santana’daydı.