‘’Yarışa hazır kadro‘’
Trabzonspor genç isimlerle kamuoyunda müthiş bir heyecan yarattı. Tabii ki en çok merak edilen bu aşının geçen sezonki tadı verip vermeyeceği. Burada bana göre soru işareti olan kısmı yeni alınan yeteneklerin genelde Trabzon dışından olması. Çünkü geçen sezonki parlayan isimler Trabzon altyapısının ürünüydü. Ve oyuncuların tek isteği şanstı. Abdulkadir Ömür ve Yusuf Yazıcı başta olmak üzere birçok genç isim Ünal Karaman’ın yönetiminde güzel bir tat verdiler.
Adına yakışır şekilde
Bu sezona bakarsak eldeki kadro yerlisiyle yabancısıyla mental olarak yarışa hazırlar. İşte önemli olan gelen ve gelecek olanların takıma ne kadar sürede uyum sağlayacağı... Bu süreyi kısaltırsa şampiyonluk yolunda Trabzonspor iddiası güçlenir. Bana göre Tabzonspor kulüp yapısı kurumsal hafızasını bu çocuklara aktarmak gerek. Bir de başta söylediğim gibi gençlik aşısını Trabzonspor’un ruhuyla birleştirip Cemil Usta Sezonuna ismine yakışır bir giriş yapabilir.
Transferler belirleyici olacak
Hücum hattında geçen sezon devre arasında Burak gitti, bu açığı Rodallega ve Nwakaeme ve de orta alaının sağladığı ofansif destekle kapattı. Bence bu sezon bu bölgeye yapılacak transferler Trabzonspor için yarışta belirleyici olur diye düşünüyorum. Bir de bu sezonun geçen sezondan farkı çıta yükseğe kondu. Bakalım bu yükseklik baskı yapacak. Ya da takımı pozitif yönde motive mi edecek. Bunun yanıtını yeni sezonda göreceğiz...
‘’Ya Diagne satılamazsa?‘’
Galatasaray transferde strateji hatası yapıyor. Sadece Diagne üzerinde baktığımızda bir kulüp, bir alıcı karşısında bu kadar elini belli edemez. Sizin elinizde 20’si başka takımnda da olsa 30 gol atmış bir kral var. Geçen sezon da elinizde bir gol kralı vardı ve nasıl satıldığı ortadayken, Diagne’yi bu kadar ayağa düşürmek bence büyük hata. Diyelim Diagne’yi satamadınız, ne yapacaksınız, kadro dışı mı bırakacaksınız? Yani Eren Derdiyok’a yaptğınızı mı yapacaksınız? Böyle bir şeyin olması tabii ki mümkün değil. İşte bu nokta da şu an Afrika Kupası’nda olan oyuncunun gerçek sahibi olarak hareket edilmeli. Ayrıca Diagne takımda kalırsa pozitif anlamda Galatasaray’da daha etkili bir performans göstereceğini düşünüyorum.
Paraya ihtiyacı var
Muriç ve Deniz Türüç konusunda Galatasaray’ın avantajı büyük. Rize geçen sezon ligde kalmak için kiralık oyuncularla mücadele etti ve şimdi ortada bir takım yok. Hem oyuncuya hem de paraya ihtiyacı var. Muriç için oyuncu artı ciddi para teklifi bu transferi çözer. Kayserispor ise borçlu yapısı ve transferi kapalı bir takım olarak zor bir dönem yaşıyor. Deniz Türüç de belirtti, “Kimse bana 10 milyon Euro vermez” diye. İki önemli isim ve takıma katkıları çok yüksek olacak oyuncuları tereyağdan kıl çeker gibi kadronuza alabilirsiniz.
Çıtayı yükseltirler
Burada Abdurrahim Albayrak gibi tecrübeli bir yönetici iki kulüple de masaya oturduğunda hem Galatasaray’ı hem de bu kulüpleri memnun edecek bir çözüm bulabilir. Takasta kullanabileceğiniz ama kaldıklarında pek faydalanma şansınız olmayan zayıf isimleri de değerlendirmiş olursunuz. Babel, Adem Büyük ve Şener gibi önemli isimlerin takıma katkıları konusunda kimsenin şüphesi olmasın. Forma rekabetinde çıtayı fazlasıyla yükseltirler.
‘’Strateji değişmezse başarı gelir‘’
Trabzonspor geçen sezon yakaladığı popülariteyi yeni sezonda devam ettirmek istediğini söylemleriyle ve attıkları adımlarla gösteriyor. Tabii ki bu işin iki mimarı var; biri Başkan Ahmet Ağaoğlu diğer isim de teknik direktör Ünal Karaman. Başkan kulübü çizdiği strateji ile yönetirken, bunun meyvelerini de almak Ünal Karaman’ın işi. Geçen sezonki gençlik aşısının tutması çok çok önemliydi. Çünkü alacağınız kararlarda katalizör görevi yapıyordu bu gelişim. Eğer yıllar sonra Trabzonspor inandırıcı bir şekilde şampiyonluk kelimesini telaffuz ediyorsa sebebi yaşanan bu gelişmelerdir.
Artık şampiyonluk gerekiyor
Gelelim yeni sezona; evet gençleştirme ve genç yetenekler bulup takıma entegre etmek çok güzel. Ancak hani deriz ya ‘Her şeyin fazlası zarar’ diye, bu konuda da abartmamak gerekir. Niye bunu diyorum açayım. Trabzonspor bir proje kulubü değil, yarışmacı bir takım. O nedenle bir taraftan geleceğe yatırım yapılırken, bir taraftan da günü düşünmek zorundasınız. Çünkü bu taraftar yıllardır büyük bir sabır gösterdi ve artık bundan sonra 4 büyük sözünün içinde gerçekten o ‘Büyük’ kelimesinin içinin doldurulmasını bekliyor. Büyüklüğün de şampiyonluktan geçtiği herkesin malumu.
Eskiler, bugüne ışık tutacaktır
Bu yolda Trabzonspor’un artıları da var eksileri de. En büyük artıları, başkan-teknik direktör uyumu ve taraftarı. Geçmiş başarılara bakıp önemli çıkarımlar yapabiliriz. O başarılı kadrolar bugünlere ışık tutacaktır. Ancak o zaman ne yabancı kuralı vardı, ne de diğer kulüplerin alt yapıları güçlüydü. Trabzonspor lokal avantajını yetenekli isimlerle birleştirdi ve ligi domine etti. Şimdi aynı şeyleri beklemek yanıltıcı olur.
Geri adım atılmasın
Bir taraftan gençlik hamlesi hem Trabzon hem de Türkiye için sürmeli. Diğer taraftan da bünyeye uygun kaliteli yabancı konusunda doğru seçimler yapılmalı. Yeni Yusuf ve Abdülkadirler’in önünü açmak için ‘üret sat’ politikası doğru işlemeli. Tabii ki bunu yapabilmek için çok güçlü bir altyapı ekibi olmalı. Trabzon’da da fazlasıyla olduğuna inanıyorum. Sözün özü; Trabzonspor’da un var, şeker var, yağ var. Çok güzel helva yapacak aşcılara da sahip görünüyor. Yeter ki bu ilkeli, kararlı ve tutmuş gözüken stratejiden geri adım atılmasın.
‘’Yusuf için büyük şans‘’
Bir zamanlar Trabzonspor’da Yusuf Yazıcı’ların esamesi okunmazken, Yusuf Erdoğan bir güneş gibi parlayan bir yıldızdı. Ancak çoğu futbolcunun yaşadığı yıldız sendromundan nasibini aldı ve kariyer planlamasında gerilere düştü. Şimdi, ‘Galatasaray’da ne yapar’ sorusunun cevabına bakalım. Bir kere küme düşen bir takımdan gelen oyuncu olmak, taraftarın onayını almak için işinizin kolay olmadığını gösteriyor. Örnek mi? Muğdat! Yerli oyuncu kontenjanı için alınmış bir dolgu oyuncusu duygusunu yenmesi gerekir. Bence Yusuf için Trabzon’daki güzel günlerinden sonra çok önemli bir şans. O performansı yakalamanın kolay olmadığını ve maça 1-0 mağlup başladığını belirteyim. Kitleleri bu görüşten çevirip hepimizi yanıltmak onun elinde. Temennim Yusuf Erdoğan’ın hepimizi mahcup etmesi. En çok sevinen ben olurum.
‘’Hoş geldin Gazişehir‘’
Finalde Süper Lig biletini kim kapacaktı? Bu sorunun cevabını dün gece vermek için sahaya çıkan iki takım kıyasıya bir mücadele gösterdi. Her iki teknik adamın da bu maça çok iyi hazırlandığını daha ilk 45 dakikada gördük. Aslında ilk yarı biraz da bana Hatayspor - Adana Demirspor maçının ilk yarısını hatırlattı. Hem oyun olarak hem de skor olarak. Bir kere ilk yarıda Ankara’daki Gazişehir yoktu sahada.
Sistem bozuldu!
Mehmet Altıparmak’ın öğrencileri rakibi kendi ceza alanlarına sokmadı ve ardından tehlikeli ataklarla da gol pozisyonları yakaladı. Bjarnason sürpriz bir isim olarak bu yarıya damgasını vurdu. Özellikle sol kanattan ataklar aradıkları golü getirdi Gazişehir’e. Hatayspor bildiğimiz sistemini kurmaya çalıştı ama rakibin önde baskısı biraz onların oyun kurgusunu bozdu.
Tebrikler Palut’a
Gazişehir’de Bjarnason ve Gökhan’ın etkili oyunları ikinci yarıda da Hatay’a zor anlar yaşattı ama İlhan Palut’un öğrencileri doğru bir hücum organizasyonuyla sonuca ulaşmayı başardı. Skor eşitlendikten sonra iki takımın da hata yapma telaşı temkinli bir oyun getirdi ve Play-Off finali üst üste 5. kez penaltılara gitti. Osmanlı maçından penaltılara alışkın olan Gazişehir gülmeyi başardı. Hatay’ı gönülden tebrik ederiz. Alkışı hak ettiler. Ancak finallerin hocası Mehmet Altıparmak tarihe geçen taraf oldu. Hoş geldin Gazişehir...
‘’Sezon finali‘’
Her sene olduğu gibi sezon finali geldi, çattı. Klasik olacak ama finalin favorisi olmaz. Sezonluk performansa bakarsak son maça kadar ligin tozunu atan Hatayspor’un yaydığı pozitif dalga İlhan Palut’un öğrencilerini bir adım öne çıkartıyor. Asla pes etmeyen, oyunun son saniyesine kadar taktik disiplinden ödün vermeyen ve ofansif görünse de bu ligin en az gol yiyen takımı olarak savunma da yapabilen Hatayspor gerçekten hepimizi çok etkiledi. Hatayspor’un en büyük gücü kompakt bir takım olması. Oyunu, dikine çabuk ve etkili oynayabiliyorlar. Ayrıca geri dönüşlerde oldukça çabuklar. Orta alanda Diallo ile Kubilay tam bir sibop. savnumada Yusuf hem tecrübeli hem de skorer. Keza partneri Sadi ile de iyi bir tandemler. İlhan Palut duygu patlamasını son maçta yaşadı haklı olarak. Ama finalde rakibine saygılı ve gücünü bilerek temkinli olacaktır.
Altıparmak’ın artıları çok
Gazişehir ise sezona ilk iki rüyası ile başlayıp sonrasında Play-Off’a razı oldu. Mehmet Altıparmak geçen sezon Erzurum’u çalıştırırken rakibi olan takımın başında bu defa üst üste ikinci kez finalde. Bu önemli bir artı. Rakibin enerjisi ve yüksek performansı karşısında onun da en büyük kozu takımın ağırlığı. Poepon’un oynayacak olması da gol bölgesindeki sıkıntıyı çözecektir. Kalede Günay, Göztepe- Eskişehir finalinde iki yıl önce Göztepep’nin kalesindeydi ve bu heyecanı biliyor. Gazişehir’de kanatların performansı belirleyci olur. Oğulcan, Kenan, Del Valle vasatın üstüne çıkarlarsa Altıparmak’ın yüzü güler. Gönüllerin favorisi Hatayspor ama son sözü futbolcular söyleyecek. iki ekibe de bol şanslar, inşallah güzel bir futbol gecesi olur...
‘’Şampiyon Karagümrük‘’
Bursa’da çok renkli bir final izledik. Sakaryaspor taraftarıyla Bursa’ya çıkartma yapmış, Karagümrük ise semti bu maça taşımıştı. Karagümrük tecrübe ve kalite olarak bir adım önde gözüküyordu. Sakaryaspor’un artısı enerjisi, daha kompakt bir takım olmasıydı. Zaten Sakaryaspor Teknik Direktörü Şaban Yıldırım rakibin üstünlüğünü bilerek oynamasına müsade etti. Nereye kadar, kendi ceza alanına kadar. Ama bu düşünce sahaya ne kadar yansıdı derseniz, tam değil. Karagümrük orta alanda ara paslarla Sakarya savunmasının arkasına sarksa da gol atmayı başaramadı. İkinci yarıda bu oyunun iki tarafa da gol için yeterli olmadığını görmedik. Karagümrük rakibine göre daha dominant gözüken oyununu sürpriz bir golle süsledi ve psikolojik üstünlüğü de eline almayı başardı. Yenik duruma düştükten sonra hücumu düşünen Sakaryaspor rakip savunmayı açmakta zorlandı.
Kaleci Tarık’a takıldılar
Tabii ki bu anlarda artık duran toplar devreye girer. Eğer iyi kullanabilirseniz şansı yakalarsınız. Sakaryaspor da fazlasıyla bunu denedi... Kaleci Tarık’ın 81’de üst üste kurtardığı iki top bir anlamda kaderleri oldu. Son sözü kalite söyledi. Erkan Zengin eski parlak günlerini hatırlatan çalımlarla Ahmet Aras’a 2. golü attırarak skoru perçinledi... 1. Lig’e hoş geldin, tebrikler Karagümrük. Sakaryaspor’a da geçmiş olsun buraya kadarmış demekten başka söz kalmıyor...
‘’Dadaşlar'dan hüzünlü veda‘’
Erzurumspor için dramatik bir maçtı. Geçen sezon bu vakitler Play-Off finalini kazanıp Süper Lig mutluluğu yaşayan Dadaşlar bir yıl sonra lige veda etti.
Kayserispor karşısında kazanmalarının yetmediği yani iplerin kendilerinde olmadığı bir 90 dakikaya çıktılar. Rakip ligde kalmayı garantilemiş. Futbolcular sahaya ‘bitse de bir an evvel tatile çıksak’ modunda çıkmış.
Gerçekten bir teknik adam için böyle maçlarda futbolcuyu motive etmek kolay değildir. Bir taraftan mücadele edeceksin, ismine gölge düşürmemek için hassas olacaksın. Çünkü bu maçın sonucunu ayrıca iki ekip Bursaspor ve Göztepe’de takip ediyordu, aynı Erzurumspor’un onları takip ettiği gibi.
Erzurumspor’un en büyük kozu son maça çıkarken eşitlik halinde 3’lü averajla ligde kalabilmesiydi. Tabi ki hakemin son düdüğüne kadar bu umudu yaşadılar.
Ders almaları gerek
Taylan’ın daha oyunun başlarında gelen golüyle rahatladılar ve biz buradan 3 puanı kopartırız dedikten sonra İzmir ve Malatya’dan gelen sonucu beklediler 90 dakika boyunca...
Aslında Erzurumspor lige dün veda etmedi. Dadaşlar önceki hafta evinde Fenerbahçe’ye karşı kaybettiği maçta düştü.
Umarım yönetim Süper Lig’de yaşadıkları bu hüsrandan sonra yabancı transfer seçimi ve yetersizliği konusunda gerekli dersi çıkarır.