‘’Henüz lig bitmedi!‘’
Süper Lig’e iki takım yolladık, geriye bir takım kaldı. Üçüncü ekip de Play-Off’tan çıkacak. Antalyaspor son iki deplasmanda aldığı 3 puanla avantaj yakaladı ve son maçında evinde aldığı 1 puanla Süper Lig’e merhaba diyen ikinci takımdı.Şampiyon Bursaspor son maçında sahasında Sakaryaspor’a boyun eğdi. İlginçtir, Timsahlar ligin ilk yarısında deplasmanda yendiklerine, evinde mağlup oldu. Ama Bursa taraftarı bu defa yakışanı yaptı ve kendini affettirdi. Atatürk Stadı bir gelin gibi süslendi ve şampiyonluk doyasıya kutlandı. Sakaryaspor ise Play-Off oynamayı garantilediği son maçından 3 puanla dönmenin mutluluğunu yaşadı. Nejat Biyediç iki maçtır başında çıktığı Sakaryaspor’u en azından finaller önce tanıma şansı bulmuştur. Yeni sezonda Bursaspor’a Süper Lig’de başarılar diliyorum. Antalayspor sezon başında en büyük favorilerimizdendi. Ancak Kırmızı-Beyazlılar inişli-çıkışlı bir grafik çizdi. Ama Yılmaz Vural tecrübesini kanıtladı ve final maçlarından takımını zaferle çıkardı. Vural’ı ve talebelerini de alınlarından öpüyorum.Şimdi Süper Lig’e çıkacak üçüncü takım kim olacak! Bunun cevabı önümüzdeki hafta belli olacak. Çıkan iki takım Marmara ve Akdeniz’dendi. Kalan 4 takıma baktığımızda ise bir Ege, bir Karadeniz, iki Marmara takımı yer alıyor. İlk maçlarda Altay-Orduspor ve Sakaryaspor-İstanbulspor finale kalmak için oynayacaklar. Ligin sonunda nefes kesecek maçlar bizi bekliyor.Lig A’ya veda eden 3 takım Dardanelspor, Yozgatspor ve Mersin İdmanyurdu oldu. Gidenlerin yerine gelenler ise Diyarbakırspor, Samsunspor ve Malatyaspor... Bir de bunlara Yükselme Grubu’ndan gelen Kasımpaşa ve Gençlerbirliği ASAŞ’ı eklersek yine güçlü bir ligin bizi beklediğini söyleyebiliriz. Malum son takım da Ekstra Play-Off’tan gelecek.Şöyle bir sezonu gözden geçirdiğimizde gerçekten umulmadık başarılara imza atan ekipler de oldu, hayal kırıklıkları da... Ama bana göre Bursaspor ve Antalyaspor, beklenen başarıyı yakaladılar. Güçlü kadrosuna rağmen istediğini alamayan bir Mardinspor’un daha başarılı olmasını beklerdim. Zaten üst sıralardaki rakiplere attığı çelmeler bu tezimizi fazlasıyla teyid ediyor. Ege’nin içlerinden gelen Uşakspor ise bulunduğu şartalara göre oldukça başarılıydı. Aşigolar mütevazı kadrosuyla ligde korkulu rüya görmedi. Oysa imkan ve kadro kalitesi olarak daha iyi durumda olan takımlar Uşakspor’un gerisinde kaldı. Üst sıralara oynayan takımlar içinde Orduspor göz kamaştırdı. Mor-Beyazlılar, B Kategorisi’nde gösterdikleri üstün performansı, Lig A’da da tekrarlayıp Play-Off’a kalmayı başardı. Başkent’in tek temsilcisi Türk Telekom ise oynadığı kişilikli futbol ve centilmence mücadelesiyle takdir toplayan ekiplerdendi. İzmir’i Altay ile beraber temsil eden Karşıyaka ligin kinci yarısındaki çıkışıyla dikkati çekti, ama orta sıraların takımı olmaktan kurtulamadı. Öte yandan, Play-Off şansı defalarca ayağına gelmesine rağmen Elazığspor fırsat tepenler arasındaydı. Bir başka Play-Off şansını kullanamayan ekip Kocaeilspor’du. Körfez ekibi yönetim ve taraftar arasındaki uyuşmazlıktan fazlasıyla çekti. Play-Off’u son maçta kaçıran İstanbul Belediye ise kadro kalitesinin hakkını alamayanlardandı. Devre arasını soru işaretleriyle geçiren İstanbul Belediye, beraberlikler takımı olunca treni de kaçırdı. Bir başka hayal kırıklığı yaşayan takım da Mersin İdmanyurdu’ydu. Geçen sezonu ilk 6. sırada kapatan Güney ekibi, bir türlü istikrarı yakalayamadı ve Lig A’ya veda etti. Karadeniz’de Orduspor’dan sonra lige renk katan takım Sebatspor oldu. Düştü gözüyle bakılan Kırmızı-Beyazlılar, Ekrem Al ile bir mucizeye imza attı. Al, takımı aldığında gerçekten ümitsiz vakaydı. Ama Sebat’ın genç savaşçıları (!) yılmadılar ve Lig A’da kalmayı başardılar.
‘’Hüzünlü veda‘’
İlk yarı hani sabaha kadar oynansa berabere biter diyebileceğimiz nitelikteydi. Çünkü iki takımın da bir anlamda hesabı Fenerbahçe’nin kazaması üzerineydi. Ancak ilk yarıda Denizli’den gelen beraberlik haberi bir anlamda takımların kafalarında soru işareti yarattı. Ve ikinci yarıda iki takım da risk aldı. Özellikle Malatyaspor’un 3 puan üzerine kurulu oyun anlayışı Gaziantepspor’un işine geldi. Çünkü Lazarov gibi bir kontratak silahını kullanmak için fırsat doğdu. Ve gerçekten de Bulgar futbolcu oyuna ağırlığını koyunca golün kokusu da geldi. Lazarov’un kornerinde Matayaspor bir anlamda ipini çekti ve Ömer kendi kalesine attığı golle skoru belirledi. Daha sonra Ümit Kayıhan bütün hücum silahlarını sahaya sürdü, ama yetmedi. Bence ilk yarıda Malatyaspor 3 puanı düşünmeliydi. Çünkü konuk ekip ilk yarıda çok düşük tempoda ve isteksiz, tamamen beraberliğe oynadı. Oysa bu kadro ikinci yarıda deplasmanlarda aldığı galibiyetlerle küme düşme hattında umutlanmıştı. Ancak ince hesaplar bir anlamda Malatyaspor’un elini kolunu bağladı. İkinci yarıda Denizlispor’un gol haberi gelince Malatyaspor iyice demoralize oldu. Bir kere işler kötüye gitmeye görsün. Böyle anlarda top da sizi sevmiyor. Beraberlik çabaları sonuçsuz kaldı ve Malatyaspor, Gaziantep deplasmanında hem maçı hem de ligi kaybetti. Bu sonuç tabi ki, dünyanın sonu değil. Malatya büyük bir camia. Hemen kenetlenip tekrar Süper Lig’e çıkmanın hesaplarını yapmalılar. Gaziantepspor’a gelince; ligde kaldılar, ama iyi bir takım olamadılar tüm sezon boyunca. Geçmişteki başarılar ve formanın ağırlığı Gaziantepspor’u ligde bıraktı. Ama seneye bu duruma düşerlerse bir daha düşeş gelmez. Gaziantepspor’un acilen toparlanması lazım....
‘’Fahri krizi kapıda!‘’
İşte onun futbol hayatının birinci bölümü...Fener’den nasıl koptu?50 ile 100 bin dolar arasındaki bir maliyet yüzünden Fenerbahçe’den kopan Fahri’ye yine memleketi kucak açtı. Doğrusu, Fahri de onları mahçup etmedi ve formasının hakkını verdi. Yıldız futbolcu, Yeşil-Mavili renklerle A milli takıma kadar yükselip, transferin gözdeleri arasına girmeyi başardı.Aslan olacaktı ama...Geçen yıl Galatasaray’ın kapısından dönen Fahri, şimdi Beşiktaş’ın gündeminde. Galatasaray ile yönetimin 15 taksite anlaştığını çok iyi biliyorum. Ancak Rizespor Başkanı Ekrem Cengiz, çeklerin arkasına Özhan Canaydın veya Fatih Gökşen’in imzasını istemişti ve olay orada bitmişti. Bu transferden Rizespor hatırı sayılır bir bonservis parası alacaktı, ama olmadı.Perde arkası sisli...Bu sene ise Fahri’nin Beşiktaş ile ön anlaşma yaptığını duyduk. Beşiktaş, borsaya açılan bir kulüp olduğundan, ceza yememek için bu ön anlaşmayı açıklayamıyor. Öte yandan Fahri’nin sözleşmesi sona erdiği için, bu transferi Kara Kartal, kulübün kasasından para çıkmadan gerçekleştirecek. Ancak bu transferin perde arkası, biraz sisli geliyor bana...‘Burada söz, senettir’Başkan Ekrem Cengiz’i iyi tanırım... Sözünün eridir ve ‘söze’ çok önem verir. Ama bir başka özelliği de; pire için yorgan yakar, gözü hiç bir şey görmez. Fahri ile ilgili daha önce yaptığım söyleşilerde, sözleşmesinin sezon sonu bitmesinin önemli olmadığını ve Rizespor’da bir futbolcunun ağzından çıkan sözün senet olduğunu belirtmişti.Başkanlar’ın dostluğuDevre arasında yönetimin sözleşme uzatma teklifine de, Fahri’nin, ‘Rizeli sözü’ diyerek yanıt verdiğini biliyorum. Üstelik Beşiktaş Başkanı Yıldırım Demirören ile Ekrem Cengiz’in sıkı dostlukları vardır. Geçen yıl Rıza Çalımbay sezon ortası Rize’yi bırakıp giderken, hiç zorluk çıkarmayan Cengiz, Koray’ın transferine de kolayca yeşil ışık yakmıştı.Gönlünü almalılar...Şu anki manzara, iplerin gerildiğini gösteriyor. Beşiktaş, Fahri ile ön anlaşma yaptı. Fahri, söz verdiği halde Rize ile mukavelesini uzatmadı. Kriz kapıda... Benim bildiğim Ekrem Cengiz, bu transfere bu şartlarda kolay kolay izin vermez. Şahsi görüşüm; Demirören ve Fahri’nin, Cengiz’i ikna etmesi ve gönlünü alması gerek. Aksi halde Cengiz, bu işin peşini bırakmaz.Bizden hatırlatması...
‘’Antalya son virajda!‘’
Her hafta bir takıma “hoşgeldin” diyoruz. Bitime bir maç kaldı ve fikstür avantajına baktımızda, Antalyaspor’a da artık “Süper Lig’e hoş geldin” diyebiliriz. Altay, treni Mardin’de kaçırdı. O maça kadar ipler İzmir ekibinin elindeydi. Ancak Bursa ve Sakarya deplasmanlarından 6 puanla çıkan Antalyaspor, işi şansa bırakmadı ve evindeki son maçta alacağı bir beraberlik bile Süper Lig’e çıkmasına yetiyor. Çünkü aynı puanda ikili averaj Antalyaspor lehine. Bu arada geçen hafta Süper Lig’e çıkan Bursaspor’un şampiyonluğunu da kutlayalım. Timsahlar Lig’e veda eden Dardanelspor’u Çanakkale’de yenerek, hem gönül aldı hem de şampiyonluk apoletiyle Süper Lig’e geldi. Ama ben bu hafta Bursaspor taraftarından evlerindeki Sakarya maçında büyük bir jest bekliyorum. Antalyaspor karşılaşması sonrası üzdükleri başkanlarını, teknik direktörlerini ve futbolcularını bu defa Bursa Atatürk Stadı’nda onore edeceklerdir. O günü, “bir tribün kazası” olarak görüyorum ve bunu da bekliyorum.Tümü olmasa da bazı maçları ele alırsak, üst ve alt sıralardan gerçekten ilgi çekici(!) sonuçlar geldi.Sakaryaspor-AntalyasporSakaryaspor yeni teknik direktörü Nejat Biyediç ile çıktığı ilk maçta elinden geleni yaptı. İlk iki iddiası olmamasına rağmen Sakarya’ya yakışır bir mücadele gösterdi. Ancak Antalyaspor’un usta golcüsü Taner Gülleri, rakip savunmanın hatasını affetmedi ve takımını öne geçirdi. Bu gole Sakarya’daki adaşı Taner Demirbaş cevap vermekte gecikmedi. Aynı Bursa’daki Antalyaspor maçı gibi, herkes bu karşılaşmanın da berabere biteceğini beklerken bu defa golde Coşkun yoktu ama bir başka tecrübeli isim Kaan Dobra sahneye çıktı ve çok şık bir vuruşla takımını zafere taşıdı. Şu bir gerçek ki, Yılmaz Vural farkını burada ortaya koydu. Antalyaspor, lig içinde çok önemli inişler- çıkışlar yaşadı. Ama önemli olan gemiyi fırtınalardan sonra batırmadan limana yanaştırmak. İşte Vural iki önemli ve üst üste gelen deplasmanları kayıpsız geçmeyi başardı. Daha lig bitmedi ve eminim Yılmaz Vural son maça da aynı ciddiyetle takımını hazırlayacaktır. Ama evinde Türk Telekom karşısında zorlansa da, “bu kadro sahadan puansız ayrılmaz” diyorum. Sakaryaspor açısından bir anlamda bu karşılaşma Play-Off öncesi bir provaydı. Çünkü Antalyaspor da muhtemel rakiplerden biriydi. Yeşil-Siyahlılar en azından bu maçta bazı eksiklerini görmüştür. Bunları Play-Off zamanında takım analizlerinde paylaşırız.Altay-Mersin İdmanyurduAltay, kazanıp Sakarya’dan gelecek sonucu bekleyecekti. Ve Ufuk 4-0’lık galibiyete 4 gole birden imza attı ama buruk bir sevinçti. Çünkü Antalyaspor kazanmıştı. Altay’ın matematiksel şansı sürüyor, gerçekçi olursak, bu saatten sonra işi zor. Artık ümitleri Play-Off’tan Süper Lig’e gelmek. Mersin İdman Yurdu için iyi şeyler söyleyemiyoruz. Küme düşme hattında olan bir ekip yenilir ama fark yememeliydi. Şöyle bir rakip takımı incelediğimizde iki tane gol silahı var; biri Ufuk, biri de Fazlı. Eğer Ufuk 4 gol birden atıyorsa düşündürücü. Mersin İdman Yurdu gerçekten ateş hattına düştü. Çünkü rakibi Sebat kazandı. Akdeniz temsilcisi üstelik bu hafta evinde Play-Off peşinde koşan Orduspor ile oynayacak. Bakalım, bekleyip göreceğiz.İstanbulspor-SebatsporBu maçın sonucunu içime sindiremedim. Camiaların büyüklüğü veya küçüklüğü saygınlıklarını gösterir. Bir hafta evvel Mersin’de oynadığı futbol ve aldığı sonuçla taktirimizi kazanan İstanbulspor’un, evinde Sebat’a yenilmesi hiç de hoş olmadı. Bakın bir takımın evinde yenilmesinin anormal olduğunu söylemiyorum. Ama bugün Play-Off hakkını kazanmış İstanbulspor gibi köklü bir kulüp, elindeki kaliteli kadrosuyla evinde 2-0 yenik duruma düşüyorsa, kimse kusura bakmasın. Ben bu yenilginin üzerinde gölge olduğunu düşürüm. Kimse, “Sen git başka maçlara bak” demesin. Ben bu sütunlarda kafama takılan her maçı yazdım. İnanmadığım hiç bir şeyi de kimse bana yazdıramaz. Nasıl İzmirspor’un küme düştüğü Mersin’deki olaylı Mersin galibiyetini yazdımsa, İstanbulspor-Sebatspor karşılaşmasının sonucunu da bana normal gelmedi. Burada federasyona da sitem ediyorum. Bir hafta evvel bütün Türkiye’nin dehşetle izlediği Sebatspor-Uşakspor maçındaki olaylardan sonra ceza sistemi donduruldu mu! Herkes Federasyon Başkanı Haluk Ulusoy’un Trabzonlu olduğu için Sebat’ı kolladığını söylüyor. Ben bu konuda hala Haluk Ulusoy’a inananlardanım. Ancak böyle bir olay sonrası cezanın bekletilmesi ve tedbir olmaması, bu görüşte olanların eline koz veriyor. Son maçını Altay ile oynayacak Sebatspor. Yenip ligde kalabilir, ama vicdanlar rahat olacak mı! Ben pazar günü İstanbulspor gibi bir takımın hele hele Şaban Yıldırım gibi çok güvendiğim bir hocanın, ekibinin bu kadar pasif futbol oynamasını kabullenmiş değilim. Bir takım düşer, bir takım ligde kalır ama önemli olan Türk futbolunun hali. İşte bu noktada maalesef futbolumuz küme düşüyor. Ben aynı İstanbulspor’u Play Off’larda nasıl mücadele edeceğini merakla bekliyorum. Belki geçmişte haksızlıklara uğramış, İstanbulspor’un yöneticileri “O zaman nerelerdeydiniz” diyebilirsiniz. Bakın ben kendi imzamla, kendi adıma yazıyorum. Alnım açık, eğer bir gün aynısı İstanbulspor veya bu konumdaki bir başka takıma da olsa, aynı düşüncelerimi hiç çekinmeden yazarım, şimdiye kadar yazdığım gibi. Eğer yazdırmazlarsa da bu mesleği bırakırım. Çünkü ben mesleğimi seviyorum. Ama önce insanım sonra gazeteciyim.Orduspor-MardinsporHerkesin favori gördüğü bir maçtı ve öyle de oldu. Mardinspor önceki hafta ligin zirvesini sallamış ve Altay’ı yenmişti. Bu defa da Play-Off’u etkiler mi, alacağı puan veya puanlarla diye kafalarda soru işareti vardı. Ama sürpriz olmadı ve Orduspor evinde 3 puanı 2 golle almasını bildi.Kocaelispor-İstanbul BelediyeBu maçın sonucunu en çok Ordulular merak ediyordu. Çünkü berabere biterse Orduspor Play Off’u garantiliyordu. Kocaelispor, Özgür’ün penaltısıyla öne geçti ve Ordulular sevindi. Ancak ikinci yarıda İstanbul Belediye oyuna ağırlığını koydu ve sahadan 3-1’lik galibiyetle ayrıldı ve şansını son haftaya taşıdı.33. hafta sonunda düşen ikinci takım da Yozgatspor’du. Matematiksel şansını sürdürmek için 3 puan almak istiyordu Kırmızı-Siyahlılar. Ancak Gaziantep Belediye önünde sahadan puansız ayrıldılar ve lige veda ettiler. Düşecek 3. takım son hafta belli olacak.Yükselme Grubu’nda ise çıkanlar belliydi ama Ekstra-Play takımları belli değildi. Son maçlardan sonra Ünye ve Buca, Play-Off dışında kaldı. Tüm takımlara şimdiden başarılar diliyorum.
‘’Fena maç olmadı!‘’
Sarı-Kırmızılılar, her zamanki hırslı ve tempolu futbolunu biraz da rakibi tahrik etmemek için terk edince ilk yarı körler-sağırlar birbirini ağırlar misali bir maç izledik. Gerets, bu tür karşılaşmaları iyi okuyamayan bir teknik adam. Sanırım kapasitesi bu. Sanki ligin 5. haftası... Oysa ki, bitime bir hafta kalmış, kazanmak zorundasın. Fakat taktik olarak önce beraberlik diyorsun! Üstelik Kara Kartal fazla da zorlamıyor. Ama sen penaltıyı da atamazsan daha ne yapacaksın! Ardından Siyah-Beyazlılar da benden bu kadar diyerek yüklenmeye başladı... İlk 45 dakikada Mondragon’u dışarıdan zayıf şutlarla yoklayan Tümer, klasına yakışır bir vuruşla takımını öne geçirdi.Gerçekten de böyle maçlara kafaca hazır olmak çok önemli. Çünkü, karşılaşma için 1 haftadır konuşulanlara bakılırsa, bir formalite maçı izleyecektik. Oysaki Beşiktaş kupasını almıştı ve taraftarı önünde bunun da keyfini yaşamak istiyordu. Bir kere Galatasaray’ın Beşiktaş’a “Niye oynuyorsun?” deme hakkı yok. Gücün varsa çıkıp yeneceksin. Ama dün gece sahada 11 Galatasaraylı vardı ama bunlardan 3-4 tanesi oynar gibi yaptı. Başta Necati, Hasan Şaş, Ergün ve goldeki asisti hariç Hakan Şükür, hiçbir şey yapmadı. Gerets, özellikle Necati’ye 61 dakika nasıl dayandı hayret ettim.Açıkcası dün gece maçın sonucu önemli değildi. Böyle kritik bir 90 dakikaya Galatasaray’ın iyi hazırlanmadığını gördük. İnönü’de Beşiktaş karşısında izlediğim Cim Bom, “Bu mu şampiyon olacak takım?” dedirtti. Herhalde fazla söze gerek yok.Fakat oyuna sonradan girip galibiyete imzasını atan Hasan Kabze artık bu takımın ilk 11’inde olmalı. Bu benim kadar tribünlerin de fikri.
‘’Hüzünlü veda‘’
Sahaya çıkan kadroya baktığımızda Diyarbakırspor, çabuk ve hücum ağırlıklı oyunculardan kuruluydu. Gençlerbirliği karşısında alınacak beraberliğin açıkçası bir anlamı yoktu. Ev sahibi ekip, galibiyeti hedeflemişti, bence bu doğru bir seçimdi. Ama ilk yarıda konuk ekip daha etkili oynadı. Sahanın her yerinde pres yaptılar, alan daralttılar ve rakibe nefes aldırmadılar. Yaş ortalaması çok genç olan Başkent ekibi, bu kozunu böylesine ağır bir zeminde avantaja dönüştürmeyi bildi.Devre arası Rize ve Malatya’dan gelen sonuçlar umut kırıcıydı. Ancak Diyarbakırlı futbolcular yine de profesyonelce mücadelelerini sahaya yansıttılar. Ama işler bir kere ters gitmeye görsün. Gençlerbirliği ceza alanı içinde yakaladıkları pozisyonlar, ya kaleci Ömer’de kaldı ya da beceriksizce harcandı.Aslında dün gece Diyarbakır’daki yağmur, kentin takımının göz yaşlarıydı. Artık lige veda eden Diyarbakırspor’un özeleştiri yapıp, nerede hata yaptıklarını görüp, ders çıkartması gerekir. Gençlerbirliği’ni kutluyorum. UEFA şansını sürdüren konuk ekip iyi mücadele etti. Kadro dışı kalmış oyuncuları sahada kimse sormadı bile. Bu da bana göre takım olduklarının net bir göstergesiydi.
‘’Zor dostum zor!‘’
Malatya-Samsun maçında beraberlik iki takıma da yaramıyor. Kaybedenin işi gerçekten çok zorlaşacak. Gençler’deki çalkantılar Diyarbakır için avantaj olabilir. Rize’de Denizli’ye mutlak 3 puan gerekiyorTurkcell Süper Lig’inde 33. haftaya geldik. Kimin şampiyon olacağından çok, kimin düşeceği konuşuluyor. Çünkü bitime iki maç kalmasına rağmen son sıradaki Diyarbakırspor’un bile ligde kalma şansı var. Uzunca bir süredir böyle bir küme düşme hattı yaşamadık dersek yalan olmaz. Şöyle bir fikir cimnastiği yaptığımızda, Diyarbakır son iki maçını kazanırsa 35 puanı yakalıyor. Malatya-Samsun maçının berabere bittiğini düşünelim. İki takım da 34 puanda kaldılar. Son hafta Samsun’a gidecek olan Diyarbakırspor rakibini yendiği zaman üstüne çıkıyor. Malatyaspor’un Gaziantep deplasmanından puansız döndüğünü düşünün o da 34 puanda kalıyor. Öte yandan 33 puanlı Denizlispor bu hafta Rize’den 1 puanla dönerse puanı 34’e yükseliyor. Son maçta evinde Fenerbahçe ile oynayacak olan Denizlispor kaybederse Diyarbakırspor’un ligde kalma hesabı tutuyor. Ama bu hesap hiç de kolay değil. Sadece Malatyaspor-Samsunspor maçında birinden birinin kazanması bile Diyarbakırspor’un kümede kalma hesabını bitirir. Bu haftanın püf noktası da pazar günü oynanacak olan Ankargücü-Gaziantepspor karşılaşması. Rakiplerinin aldığı sonuçları bilen iki takımın mücadelesi de herhalde çok konuşulacak! Çünkü bu karşılaşmadan çıkacak her sonuç ve puan diğer takımları çok yakından ilgilendirecek. Özellikle Gaziantepspor’un son hafta evinde Malatyaspor ile oynayacak olması küme düşme hattının kaderi açısında önemli bana göre.Peki 38 puanlı Rizespor düşer mi? Bu ihtimal de söz konusu. Çünkü ikili averajların devreye gireceği opsiyonlar olacak. Malatyaspor iki maçını da kazanırsa 39 yapıyor ve Rizespor’u geçiyor. Samsunspor iki maçını da kazanırsa 39 yapıyor o da Rizespor’u geçiyor. Ankaraspor’un son maçını Erciyes’te, Ankaragücü’nün de son maçını Sivas’ta oynaması fikstür avantajı olarak değerlendiriliyor. Bu ihtimaller iki takımın da bu hafta evlerinde yenilip, son maçlarını kazanmalarına göre konuşuluyor. Ama Rizespor’a evlerinde alacakları bir beraberlik yeterli olacaktır.Ben burada küme düşme hattında en yakın ve en uzak iki takımı ele aldım. Bu iki takımın arasındaki tüm takımların Süper Lig’e veda edebileceklerini ifade edip, gelelim günün kritik maçlarına:Malatyaspor-SamsunsporBana göre haftanın maçı... Beraberlik iki takıma da yaramıyor. Belki de maçın sonunda iki takım da üzgün bir şekilde soyunma odasına gidecek. Maç öncesi bu atmosfer iki takım da 3 puan üzerine kurulu bir anlayışla sahaya çıkacaktır. Ancak futbolcular üzerindeki gerginlik de kontrollü futbolu getirecektir. Özellikle Malatyaspor’un üzerindeki seyirci baskısı, Sarı-Kırmızılılar’ı erken hücum yapmaya zorlayabilir. İki takım da tam kadro sahaya çıkıyor. Malatyaspor’da kaleci Fevzi’nin sakatlığından sonra kaleyi alan Bora, abisini aratmıyor. Savunma anlayışı açısından rakibine göre daha iyi Malatyaspor. Ümit Kayıhan da taktik kurguları ve oyun içindeki müdahaleler yönünden çok başarılı bir teknik adam. Bu da Malatyaspor’un artılarından. Ancak geçen maçta olduğu gibi şutör özelliğiyle Ceyhun ve ileride Celil, Rafael ve Caner ağır ve yaşlı Malatya savunması karşısında başarılı olur, ama yerden oynarlarsa! Herşeye rağmen ibre yine de ev sahibinden yana gözüküyor.Diyarbakır-G.BirliğiBu maç için yazımın başında Diyarbakır’ın kazanmaktan başka çaresinin olmadığını belirtmiştim. 3 puanı alıp, rakiplerini bekleyecekler. Gençlerbirliği, bu deplasmana oldukça çalkantılı geliyor. Yönetim krizi ve kadro dışı kalan oyuncular nedeniyle bu maçta Diyarbakır favori gözüküyor. Kaleci Gökhan, Baki Mercimek ve Uğur Boral kadro dışı, Ayman da sakat. Bunlar yetmez mi?..Çaykur Rize-DenizliHer ne kadar rahat konumdaki takım olarak gözükse de, Çaykur Rize korkulu rüya görmek istemeyecektir. Onların hedefi son iki maçı kazanıp, 44 puanla ligi ilk 10’da bitirmek. Denizlispor önce buradan puan veya puanlarla ayrılıp, işi Fenerbahçe maçına taşımak istiyor. Rize’de eksik yok, Denizli’de ise orta alanda Levent cezalı. Sanırım Denizli beraberliği bile düşünmez. Mehmet Yılmaz ve Selahattin ile ileride etkili olurlar. Bu iki Karadenizli’nin yanında orta alanda Yusuf da hayatının maçını oynayabilir. Her iki takım için de kolay olmayacak. Özellikle Denizlispor adına!..
‘’Hiç yakışmadı!‘’
Süper Lig’e çıkan ilk takım belli oldu. Bursaspor, sezonu başladığı gibi bitirdi. Yeşil-Beyazlılar uzun ince bir yolda 32. haftanın bitiminde Süper Lig’e çıkışını resmen ilan etti. Biraz buruk bir gündü. Antalyaspor karşısında alınan yenilgi, sahadaki futbolcuları ve tribündeki taraftarı(!) üzdü. Gönül isterdi ki, en azından Bursaspor böyle bir günde kazanmasa da kaybetmemeliydi. Çünkü Bursa kenti, aylardır bugünü bekliyordu ve şehir bir gelin gibi süslenmişti. Hedefe varıldı ama sevinç aynı güzellikte olmadı. Ben isterdim ki, sezon başından beri övdüğümüz Bursa taraftarı, maç bitiminde takımlarını tribünlere çağırıp tebrik etsin ve çiçeklerle uğurlasın soyunma odasına. Ama onlar öyle yapmadı, çirkini tercih etti ve 32 haftadır emek veren, takımı Süper Lig’e taşıyan futbolcularına “Satılmışlar” diye bağırdı. Bakın böyle bir günde ben de bu sütunlarda güzellikleri yazmak isterdim. Ama onlar böyle istedi. Oysa başta Başkan Levent Kızıl, teknik direktör Raşit Çetiner ve futbolcular, bu başarı için büyük bir stres yaşadılar ve iki yıllık aradan sonra Süper Lig’e geri döndüler. Kimse kusura bakmasın, böyle bir günde eleştiri ve çirkinlik olmaz. Böyle bir gün doyasıya kutlanır ve daha sonra da oturulur; artılar ve eksiler tartışılır. Bursa taraftarı, artık amatör küme takımının taraftarı olmadığını anlamalı. Bu takım önümüzdeki sezon Süper Lig’de oynayacak. Dışarıda kazanacak, içeride kaybedecek, futbolun doğasında her zaman olan şeyler. Bir İspanya, bir İngiltere Ligi’ni görmüyor musunuz? Adamların takımı küme düşüyor, tribünler ayakta alkışlıyor. Hakikaten beni de etrafa karşı mahçup etti Bursaspor seyircisi. Çünkü her ortamda, her platformda örnek gösteriyordum. Yine de tüm iyi niyetimle yaklaşıp, bu olayı duygusal bir şokun kontrolsüz tepkisi olarak görmek istiyorum. Bursa camiasını ve Bursaspor’u kutluyor yeni sezonda başarılar diliyorum.Antalya’ya bahar geldiAntalyaspor öyle bir 3 puan aldı ki, turnayı gözünden vurdu. Altay’ın, Mardin’de aldığı 3-0’lık yenilgi üzerine, bu 3 puan Akdeniz ekibini bir anda Süper Lig’in kapısına getirdi. Oysa Bursa’da bir puan alınsaydı, önümüzdeki hafta Sakarya’da 3 puan için sahaya çıkacaklardı. Şimdi ise Sakarya’dan alınacak bir puan ve son maçta evlerinde Türk Telekom’u yendikleri takdirde Süper Lig’deler. Açıkçası son haftalarda Altay’dan yana esen rüzgar birden bire Antalyaspor’a döndü. Ancak son iki hafta bitmeden konuşmak yine de erken. Çünkü Lig A, Süper Lig gibi değil, her sonuç beklendiği gibi çıkmıyor!Altay cephesinde üzüntü hakimMardin’i kutluyorum. Lig’de hiç bir iddiası olmadığı halde çıktı, oynadı ve kazandı. Mardin’i, şimdiye kadar gelen takımlara göstermiş olduğu konukseverlikle anıyorduk. Ama aynı konukseverliği Altay’a karşı göstermedikleri için üzüldüm. Özellikle maçtan bir gün evvel Altay antrenmanında yapılanlar, hiç de hoş değildi. Altay’ın genel menaceri Serdar Berkin’e yapılan saldırı ve misafir futbolculara karşı olan tavır, Mardin’in konukseverliğine gölge düşürdü. Belki, “İlk maçta yaşanlar sebebiyle” diyebilirler. Ama o zaman da, senin onlardan ne farkın kalıyor. Böyle güzel gollerin ve güzel futbolun sonucunda alınan haklı 3 puan sonrasında, Mardinspor hakkında, bu tür bir yazı yazmak istemezdim. Başkan Süleyman Bölünmez’in yine de bu olaylardan haberi olmadığını tahmin ediyorum. Süper Lig hesabı şaşan Altay, şimdi ne yapar? İki maçını kazanıp Antalyaspor’un en azından bir maç kaybetmesini bekleyecek ya da Play-Off’a kalıp, Süper Lig şansını buradan zorlayacak.Akçaabat’ta neler oluyor!Bugün pek iyi şeyler yazamıyoruz, daha doğrusu gelişen olaylar bizi böyle yazdırıyor. “Cumhuriyet’in Takımı” dediğimiz, sevgili Selami Yardım’ın nerelerden nerelere getirdiği ve de herkesin sempatiyle baktığı Akçaabat Sebatspor’a ne oldu. Akçaabat’a giden her takım, bin bir dertle geri dönüyordu. Sakarya’dan, Kocaeli’den daha doğrusu bir çok takımdan bir sürü serzeniş, yakınma alıyorduk ama yine toz kondurmak istemiyorduk. Ancak pazar gecesi Lig TV’deki görüntüler, maalesef bize evvelki maçlarda neler olduğu konusunda önemli ipuçları verdi. Zavallı Uşakspor, sahada mahsur kalmıştı. Tek suçu futbol oynamak olan Ege ekibi, 90 dakikanın genelinde ve sonunda ağır bir tacize uğradı. Hem saha içinde futbolcuların davranışı hem de sahaya inen bir takım şahısların tavırları, herşeyi anlatıyor. Bu anlayış bana göre; “Lig’de kalalım da sahamız seneye 5 maç kapansın, önemli değil” diyen zihniyetin bir uzantısıydı. Sahada polislere saldıran futbolcular ve biber gazı sıkan güvenlik güçleri. Sen 1-0 galipsin ve boş kaleye topu vuramıyorsun. Atsan 2-0 olacak. Kalk ondan sonra Uşaksporlu futbolculara saldır. Bravo Tolga Özkalfa’ya... Penaltıyı gözünü kırpmadan verdi. Bizler gerçekten zor ve önemli bir iş yapıyoruz. Çünkü bütün maçları izleyemiyoruz. Ama televizyon kameraları olunca, herşey ortada. Bakalım Sebatlılar bu görüntüler karşısında neyi savunacaklar, çok merak ediyorum. Şampiyon olurken, üst liglere çıkarken yazdıklarımız, röportajlarımız arşivlerde duruyor. Ama kaybetmeyi de hazmetmeliyiz. Yazık oldu Cumhuriyet ile yaşıt olan Sebatspor’a. Herhalde Sevgili Selami Yardım’ın ne kadar üzüldüğünü ve yeşertip büyüttüğü kulübünün böyle anılmasından ne kadar rahatsız olduğunu, tahmin edebiliyorum. Akçaabat’ta sağduyulu insanların olduğunu biliyorum. Bu kulüp, bu imajı haketmiyor. Biran evvel aklı başında Sebatsporlular’ın kulübe sahip çıkmaları gerekir. Bir takım düşer - çıkar, ama bir takımın isminin üzerine düşen lekeyi silmek çok zor iştir. Ben açıkçası Sebatspor’a yakıştıramadım bu görüntüleri. Uşakspor’u da profesyonelce ve centilmence yaptıkları temiz futbol mücadelesinden dolayı kutluyorum.Mersin ateşle oynuyorMersin’de çok kritik bir 90 dakika vardı. İstanbulspor beraberlikle döndü ve Play-Off’u garantiledi. Ama geçmiş yıllarda Mersin’in yine böyle küme düşme potasındayken bir karşılaşmasını izlemiştim ve çok ağır bir yazı yazmıştım. Ama pazar günü sahasında berabere kalan Mersin İdmanyurdu, bu defa tam bir centilmenlik örneği gösterdi. Maçın başından sonuna kadar İstanbulspor’a karşı hiç bir çirkinlik yapılmadan karşılaşma bitti. Aslında doğru olan da bu... Mersin belki önemli iki puan kaybetti ama olumlu yönde önemli bir puan kazandı bana göre...Bugün “Lig A için bu kadar” diyorum. Çünkü yazdıklarımla kendi motivasyonumu da etkiledim. Kısaca içimden fazla bir şey gelmiyor.Lig A’nın yenileriÖnümüzdeki sezon Lig A’da oynayacak olan üç takımdan ikisi belli oldu. Biri başkentten, biri İstanbul’dan iki takım, yeni sezonda Süper Lig için mücadele edecek. Kasımpaşa ve ASAŞ’ı kutluyor yeni sezonda başarılar diliyorum.