Arama

Popüler aramalar

‘’Daha çok zorlanır‘’

Geçen haftayı evinde yenilgiyle kapatan Sivasspor, gerçekten ilk 45 dakikada Pecze’nin verdiği taktiği harfiyen uyguladı. Cezalı olan Kaptan Hakkı’nın yerine Hayrettin’i çeken Slovak hoca sol kanada da İlhan’ı yerleştirmişti. 4-4-2 düzeninde oynayan Yiğidolar, Rizespor’a orta alanda pres yaparak oyun kurdurmadılar. Zaten forvette yetersiz olan ev sahibi ekip orta alanda da yok. İşler Sivasspor’un istediği gibi gitti. Bir yan topta Musa Kuş’un plasesiyle öne geçen konuk ekip ilk yarıyı istediği gibi bitirdi.Aslında ilginç olan ev sahibi Rizespor’un gol yiyene kadar rakip kalede tek bir pozisyon dahi bulamamasıydı. Altan’ın hâlâ beklenenin altındaki performansı bir anlamda takımın hücum gücünü de bitiriyor. Biraz Ferdi çabalıyor ama o da yeterli değil. Orta alanda yeni transfer Tjikuzu bence şaşkın-şaşkın dolaştı durdu. Cem Baki’nin günahı ne! Bir yabancı futbolcu alındı diye çok yönlü futbolcunu kulübeye çekiyorsun. Listedeki yedeklere baktığımda savunma hattı için bir şey diyemem ama diğer iki bölgede rahatlıkla oynayacak isimlerin olduğunu gördüm.İkinci yarıda önce beraberlik sonra da 3 puan hesabı yapan Rizespor yine ilk yarıdaki gibi karşısında taş gibi bir Sivasspor buldu. Konuk ekip maçından beri yaptığı hücum presi sahanın her yerinde uyguladı ve Rizespor’a şans tanımadı.Rizespor’da ikinci yarıda orta alan iyice oyunda düştü. Altan biraz kımıldadı ama o kadar. Rizespor bu oyun anlayışıyla özellikle sahasında çok zorlanır. Çünkü evidne galip gelmek isteyen bir ekibin rakibi kendi sahasına hapsetmesi lazım. Ancak çıkan bu kadronun bunu yapacak gücü olmadığını gördük. Çok adamla hücum yapamazsan ve topu çabuk kullanamazsan işin zor. Sivasspor’u fizik güç yönünden ve kollektif ruh açısında çok iyi buldum. Rizespor’un bu maçta bu oyunla hak ettiği tek puandı. Onu da oyuna sonradan giren Cem Baki’nin ayağından kazandı.

14 Ağustos 2006, Pazartesi 04:30
YAZININ DEVAMI

‘’Çaykur Rizespor galibiyete yakın‘’

Çaykur Rizespor galibiyete yakınRizespor kendi sahasında Süper Lig’deki ilk galibiyetini almak istiyor. Ve karşılarında sezona yenilgiyle başlayan bir Sivasspor bulacaklar. Bu da konuk ekibin kontrollü ve kalabalık bir savunmayla oynayacağı anlamına geliyor. Rize’nin yeni transferi Jelic’e, Güvenç Kurtar’ın forvette Cire ile birlikte şans vermesi bekleniyor. Çok kolay bir maç olmayacak ev sahibi takım için. Sivasspor’da ise Hakkı’nın kırmızı kart cezalısı olması önemli eksik. Konuk ekip 1 puan için geliyor Rize’ye. Rizespor ise az gol yiyen bir takım hüviyetiyle galibiyete daha yakın.Sakaryaspor-Antalyasporİki takım da sezona beraberlikle başladı. Sakaryaspor’un yeni Arjantinli transferi Cangele hücuma büyük katkı sağladı. Ancak savunma bölgesinde zaafları olan bir takım. Antalyaspor ise savunmada iyi ancak forvette sıkıntılı göründü. Saha ve seyirci faktörüne bakarsak, Sakaryaspor evinde yenilmez denilebilir. Gollü bir maç olacak gibi görünüyor. Sakarya kazanırsa sürpriz olmaz.Erciyesspor-BursasporFenerbahçe karşısındaki 6-0’lık yenilgiyi unutup Bursaspor maçında lig yeni başlıyormuş gibi çıkacak Erciyesspor. Ve Fenerbahçe maçının ilk 65 dakikasında oynadıkları futbol Bursaspor’u yenmeye yeter. Konuk ekip gol sorunu yaşıyor. Hedefi Kayseri’den 1 puanla dönmek. Bu tabii ki imkansız değil ama ofansif olarak zengin bir takım olan Erciyesspor 3 puan alacak güçte.Denizlispor-KonyasporDenizlispor cezası nedeniyle bu maçı Antalya’da oynayacak. Konyaspor açısından baktığımızda evinde ilk maçında berabere kalarak biraz buruk bir giriş yaptı lige. Denizli ise geçen yıl son haftada ligde kalabilmenin ezikliğini sezon başı hazırlık kampında üzerinden atmış göründü. Özellikle Kaptan Yusuf çok formda ve takımı iyi motive ediyor. Konyaspor Teknik Direktörü Nurullah Sağlam’ın geçen sezon Denizlispor’un başında olması rakibi tanıma açısından bir avantaj. Ama istediği oyuncuları transfer edemeyen Konyaspor’un hedefi 1 puan. Galibiyet önceliği Denizlispor’un.Ankaragücü-AnkarasporBaşkent’te hakikaten sonucu çok zor tahmin edilebilecek bir karşılaşma bizi bekliyor. Ancak yeni sezon hazırlıkları ve transferlere baktığımızda Ankaragücü yetersiz görünüyor. Ankaraspor ise giden ve gelenlerin çokluğuyla sirkülasyon yaşayan bir ekip olarak gözümüze çarptı. Ama bunun sebebi teknik direktör Aykut Kocaman’ın yıldızlardan ziyade, takım olma yolunda attığı adımların işaretidir. İlk maçında Galatasaray gibi bir takımla berabere kalarak lige moralli başladılar. Ankaragücü de Bursa’dan eli boş dönmedi ama pek de tatmin edici bir görüntüsü yok. Yalnız, istatistikler, Ankara takımları arasında hep Ankaragücü’nü üstün gösteriyor. Ama benim önceliğim Ankaraspor’un galibiyetinden yana. Beraberlik de beklenen bir sonuç.

13 Ağustos 2006, Pazar 04:30
YAZININ DEVAMI

‘’Müthiş zafer‘’

Ancak maçtan önce bir konuya değinmeden geçemeyeceğim... UEFA’da çok önemli bir yerde olan Şenes Erzik’e bir sitemimiz olacak. Tamam, Arnavutlar bizim dostumuz ve kardeşimiz. Gerçekten Türkler’i seven bir ülke. Ancak UEFA kriterleri diye bir şey var. Dün Tiran’daki stadı gördükten sonra bunun sadece Türkiye için olduğunu anladım. Sayın Erzik’in bu stadı gelip görmesini çok isterdim. Bizim 2. Lig’de bile böyle bir stat yok. Ama burada UEFA Kupası maçı oynatılıyor. Maça dönersek; Kayserispor her zamanki onbirinden farklı olarak, cezası nedeniyle Bülent Bölükbaşı’nı ve yeni transferlerden Iglesias’ı oynatmadı. Ertuğrul Sağlam forvette bu defa Gökhan’ın yanına Muhammed Hanefi’ye şans verdi. Gurbetçi oyuncumuz da hocasını mahcup etmedi ve ilk yarıda iki gol attı.Tiran’dan bahsedersek, top tekniği iyi olan bir orta sahaya sahip. Ancak savunmanın arkasına atılan toplarda çaresiz kaldılar. Sadece Gökhan ilk yarıda 3 net pozisyondan faydalanamadı. 90 dakika içinde zaman zaman Kayserispor’a yakışmayan geri paslar kalemizde tehlike yarattı. Ancak havanın yağışlı olması zemini kaygan hale getirmişti. Bu da Kayserispor’un top kontrolünü zorlaştırdı.Avrupa sahnesinde ilk kez bu sezon mücadele eden Kayserispor bence büyük bir başarıya imza atıyor. Kurumsal olarak gelişmesini tamamlayan Anadolu’nun güçlü ekibi, sorunsuz maddi yapısıyla da ektiklerinin meyvesini alıyor. Kayserispor bir de şunu kanıtladı: Çok pahalı transferlerle ve çok oyuncu almakla başarı gelmiyor. Önemli olan, doğru seçim ve ihtiyaca göre transfer. Bence başarının en büyük sırrı bu. Aslında dün Kral Gökhan gününde değildi. Eğer o da gününde olsaydı, Türkiye’ye büyük bir farkla dönerdik. Ama bu skor da Kayserispor’a yeter de artar bile.

11 Ağustos 2006, Cuma 04:30
YAZININ DEVAMI

‘’Elde var 1‘’

Ancak ben iki takımın ilginç kadro yapılarından bahsetmek istiyorum. Benzer yanları savunma hatlarıydı. Oldukça uzun oyunculardan kurulu defanslar hava toplarında pek hata yapmadı. Ancak bu uzun boylu savunmaların karşısında özellikle Antalyaspor kısa forvetlerle mücadele etti. Rizespor ise elindeki tek forvet Cire ile tam bir deplasman takımı gibiydi. Eskiden İstanbul’a gelen Anadolu takımları aynı böyle oynardı. Ama Rizespor’unki biraz da çaresizlikten olsa gerek.İlk yarıyı özetlersek Çaykur Rizespor’un oyunun ilk dakikalarındaki bir atağı hariç, hiç tehlikeli hücumu yoktu diyebiliriz. Ev sahibi ekip ise ilk maçında oldukça sıcak bir havada elinden geleni yapmaya çalıştı ancak gol kaydına muaffak olamadı.İkinci yarıya Cem Baki’nin yerine Serhat’ı alarak başlayan Çaykur Rizespor ilk yarıya oranla biraz daha atak göründü. Mutlak galibiyete oynayan Antalyaspor’un savunma güvenliği yok olunca Ferdi ve Cire ile gole yaklaşan Karadeniz ekibi amacına ulaşamadı.Çaykur Rizespor, geçen yıldan Okan Öztürk, Fahri, Şener gibi önemli kayıpları göz önünde tuttuğunuzda böyle bir ekip bekliyorduk. Antalyaspor ise risk aldı ama yeni ekibin uyum için biraz zamana ihtiyacı var. Ancak savunmanın göbeğindeki iki Polonyalı yerinde transfer olduklarını ilk maçtan belli ettiler. Tabii ki Cordoba faktörü Antalya için büyük kazanç. Onu da unutmayalım.Sonuçta iki takım da yeni sezona puanla başladı. Kısaca “Elde var 1” dediler.

07 Ağustos 2006, Pazartesi 04:30
YAZININ DEVAMI

‘’Türk futbolu kazandı‘’

Burada başta Başkan Haluk Ulusoy olmak üzere Futbol Federasyonu’nu kutlamak istiyorum. Ulusoy geçen sezon da göreve geldikten sonra ligin ikinci yarısında Lig TV’de maçları yayınlatmıştı. Ulusoy’a önümüzdeki sezon için ‘Ne olacak?’ diye sorduğumuzda, “Merak etmeyin, bu işi kökünden halledeceğim” demişti. Ve Ulusoy sözünü tuttu. Verilen teklifler içinde D Spor’u uygun gördü.2006-2007 sezonunda artık Lig A’nın maçlarını futbolseverler yeni bir spor kanalından izleyecekler. Bence bundan daha önemlisi, bu ligin artık bir değer olarak algılanması. Çünkü Futbol Federasyonu’nun yayınla ilgili alacağı gelir, kulüplerimizin kasasına girecek. Önemli olan Lig A’da oynanacak karşılaşmaların geniş kitlelere ulaşması. Yayıncılıktaki gücü ve tecrübesiyle Doğan Grubu’nun Lig A’yı layıkıyla taşıyacağına inanıyorum. Süper Lig’den sonra Lig A’nın da artık canlı yayınla verilecek olması, Türk Futbolu adına çok büyük bir kazanç. Hayırlı uğurlu olsun...

04 Ağustos 2006, Cuma 04:30
YAZININ DEVAMI

‘’Horoz öttü‘’

Zaman zaman oyunun belli bölümlerinde göze hoş gelen hareketler aldatmasın. Rizespor’un bu haliyle ligde işi çok zor. Acilen önlem alınmalı ve vakit kaybetmeden gereken transferler yapılmalı. Forvette bir tek Cire ile lig nasıl çıkar düşünün. Göze batan tek isim genç Ferdi’ydi. Ama lig maratonunda Altan başta olmak üzere tecrübeli isimlerin sahaya ağırlığını koyması lazım. Benim gördüğüm kadarıyla Rizespor Kapadokya’daki turnuvada daha lige hazır değil. O nedenle 10 gün sonra Süper Lig maçına çıkacak bir ekip için ümitli konuşmak fazla iyimserlik olur. Gördüğüm, Rizespor’nin geçen yıldan ders almadığı yönde. 2005-2006 sezonuna da kafası karışık giren Rizespor, ligi sıkıntılı bitirmişti. Karadeniz ekibi daha ısıran ve rakibi zorlayan bir yapıya kavuşmalı.Denizlispor’ye baktığmızda hem iyi oynadılar hem de kazandılar. Geçen sezon son maçta kümede kalan Horozlar, genel anlamda kadro iskeletini korumuş. Burada oynadığı 4 maçta da vasatın altına düşmediler. Rize karşısında çok oyuncu değiştirmelerine rağmen sistem takımı olduklarını gösterdiler. Özellikle kaptan Yusuf ilk yıllarını hatırlatır futboluyla müthiş bir performans sergileyip gençlere çok güzel örnek oluyor.İki takımı karşılaştırırsak görünen manzara Denizli için iyimser, Rizespor için ise negatiftir. Turnuvada bugün Denizli’nin rakibi Yozgat, Konyaspor’un ise Elazığspor. Gerçekten ilk olmasına rağmen organizasyon açısından çok seviyeli bir turnuva izliyoruz. Sezon öncesi takımlar hakkında fikir sahibi olmak açısından ekipler kadar bize de yararı dokundu.

27 Temmuz 2006, Perşembe 04:30
YAZININ DEVAMI

‘’Hazır değiller‘’

Kapadokya Turnuvası’nda özellikle orta alanda güzel işler yapan Gakgoşlar, hücumda aynı başarıyı gösteremedi. Erman’ın orta sahadaki organizatörlüğü ile iyi ataklar geliştiren Elazığspor, ilk yarıda gol bulamadı. Sadece Erman’ın uzak mesafeli şutları Karşıyaka kalecisi Tamer’de kaldı.Karşıyaka ise yeni oluşan bir ekip görünümünde. Ama kalede Tamer ve savunma üçlüsünde bir sorun olmaması sezon başı itibarıyla iyi bir gelişme. Orta sahada genç Olgay ve kaptan Atilla, oyuna tutuk başladılar ama ilerleyen dakikalarda etkiliydiler. İlk yarıyı özetlersek, mutlak üstün olan Elazığspor, net pozisyonları harcayan ise Karşıyaka idi.Fakat Elazığspor adına formda olan Korhan’ın 6. dakikada sakatlanıp çıkması ciddi bir talihsizlikti. İkinci yarıda iki teknik direktör de genç oyuncularını sahada görmek istedi ve bir takım değişikliklere gitti. Ancak maçın temposunda herhangi bir değişiklik olmadı.Şu bir gerçek ki, iki takımın da lige hazır olmadığını gördük. Elazığ’ın kadrosunu koruması önemli bir avantaj. Ancak yönetimin moral olarak bir an önce takıma gereken desteği maddi-manevi vermesi lazım. Karşıyaka’nın ise önemli takviyeler yaparak daha güçlü bir hale gelmesi şart. O zaman istenen hedeflere ulaşabilirler. Fakat bu kadroyla arzu edilen noktalara gelmek zor. Neticede bu eşitlik Elazığspor’ yaradı ve turnuvada adını çeyrek finale yazdırdı.

25 Temmuz 2006, Salı 04:30
YAZININ DEVAMI

‘’Kral böyle istedi‘’

Avrupa kupalarında ilk defa mücadele eden ekibimizin ilk sezonunda aldığı bu başarı küçümsenecek gibi değil. 15 Haziran’da yola çıkan Kayserispor, önce Macar ekibi Sopron, ardından Yunanistan’ın Larissa takımını elemeyi başardı. Karşılaşmanın ilk yarısı gerçekten kolay olmadı. Çünkü ilk maçta alınan 0-0’lık sonuç Larissa’yı Kayseri’de kontrollü futbola itmişti. Konuk ekip savunma ağırlıklı ve sol kanattan sürpriz hücumlarla Kayseri kalesinde gol arama üzerine kurulu bir plan içindeydi. Kayserispor ise geçen sezondan beri bildiğimiz ofansif gücü ve iyi kontratak yapabilen futboluyla sonuca gitmek istedi. Ancak karşısındaki rakibin savunma ağırlıklı futbolu Kayserispor’u ilk 45 dakikada oldukça zorladı. Özellikle Bülent Bölükbaş ve Mehmet Topuz’u kaleye döndürmemeyi hedefleyen Larissa bu konuda başarılı oldu diyebiliriz. Ama unuttukları bir şey vardı, o da Süper Lig’in Gol Kralı’nın Kayserispor’da oynadığıydı. Ve Gökhan Ünal ilk yarıda yakaladığı tek pozisyonu klasına yakışır bir biçimde rakip filelere gönderdi. Bu gol aslında Larissa’nın da direncini kırdı. Sol kanat oyuncusu Fatih Ceylan’ın ön bölgede oynaması olumluydu.İkinci yarı aslında beklediğmiz gibi oldu. Gökhan Ünal’ın Arjantinli yeni partneri Iglesias fizik gücü ve hava toplarındaki hakimiyetiyle Kral’ı rahatlatacak gibi. Bir diğer yeni transfer Toledo hakkında görüş belirtmek için biraz erken. Ama Paraguaylı oyuncunun en azından Fatih Ceylan’ın konumunu pozitif anlamda değiştirmesi bile olumlu gözüktü. Aslında işin açıkcası böyle maçlarda hem skoru koruyup hem de gol atmak takımı gerer. Biraz da Kayserispor bunun sıkıntısını yaşamadı değil ilk yarıda. Ancak gol bir anlamda rakibin kendi sahasından çıkıp hücum yapması demektir. İşte Gökhan Ünal’ın ilk yarıda attığı golün bence önemi buydu. Bu sayede ileri çıkan Larissa defansının arkasına bol bol hücum yapma olanağı bulan Kayserispor, istediği futbolu sahaya yansıttı. Ama ilk yarıda Kayserispor adına gözüme çarpan olumsuzluk savunmanın teke-tekteki çaresizliğiydi. Kayserispor’un bu bölgeyi transfer bitmeden önemli bir oyuncu ile takviye etmesi şart. Ayrıca sağ kanatta hâlâ adamını bulmuş değil, bu bölgede geçen yıl oynayan Muhammed Hanefi’yi gözlerimiz aradı. Ancak Aydın’ı bu hatta ayrı yere koymak lazım. Genç oyuncu gerçekten Kayserispor adına önemli bir kazanç. Toledo da ikinci yarıda daha iyi ısınmıştı. Özellikle rakip hücumlarda çabuk geriye döndüğünü gördük.Böyle bir günde güzellikleri yazarken eksiklerimizi de görmeliyiz. Ama iki Avrupa takımını eleyerek UEFA’ya katılma hakkını kazanan Kayserispor’u canı gönülden kutluyorum... İki nefis gol atarak zaferi perçinleyen Gökhan Ünal’ı da ayrıca tebrik ediyorum...

23 Temmuz 2006, Pazar 04:30
YAZININ DEVAMI