Arama

Popüler aramalar

‘’Uyanın beyler!‘’

İddaa’yı oynatan kurumun komisyon hakkı düştü ama bu kulüp gelirlerine olumlu yansımadı. Temliksiz şekilde dağıtılacak bu pay, lisans çıkarmada dahi zorlanan kulüplere ilaç olur.

Türkiye Ligleri’nde birçok kulüp hem ekonomik krizden hem de geçmişte yapılan birçok hatalar nedeniyle mali yönden can çekişiyor. Birçok takımda transfer döneminde dikkatinizi çekmiştir. Tek taraflı fesihlerle serbest kalan futbolcuların haberleri yapıldı. İşte dar boğazda olan kulüpler buradan çıkmak için ne yapıyorlar hiç düşündünzü mü?
Ben size söyleyeyim... Birçoğu belediye başkanlarının kapılarını aşındırıyor veya siyasilerin vereceği sözlere bakarak kurtuluş peşinde. Gerçekten de bu mali sıkıntılar nedeniyle bu sezon önemli kulüpler ihtiyaçları olduğu halde federasyonun transfer yasağına tosladılar. Bu yasak bence doğruydu. Sizler ayaklarınızı yorganınıza göre uzatmazsanız sonucuna da katlanmak zorundasınız. Eğer böyle bir yaptırım uygulanmazsa bana göre işini doğru yapanlar cezalandırılmış olur.
İşte böyle bir maddi kaos ortamında gözlerden kaçan bir ayrıntıyı
sizlerle paylaşmak istedim.

Biliyorsunuz geçen yıl ‘İddaa’ ihalesi oldu ve yine aynı kurum ihaleyi kazandı. Ama bu kazanımın öncekine göre önemli bir farkı vardı. ‘İddaa’yı oynatan aracı kurum Türkiye’de bu oyunu işletme hakkını kazandığında yüzde 10 civarında bir komisyon alıyordu. Ve bu oyunun patronu da Spor Toto’dan gelen geliri, kazanılan parayı kulüplerimize bir kaynak olarak dağıtıyordu. İlk başta herşey çok güzeldi. Birçok kulübümüz azımsanmayacak derecede gelir kaynağına kavuşmuştu. Ama bu sezona baktığımızda gelirlerde düşüşler gözlüyoruz. Hemen hemen yarı yarıya düşen gelirler kulüplerin tam da ihtiyacı olduğu bir döneme rastlaması bizleri de neler oluyor diye sorgulmaya itti. Gerçekten de futboldan gelen para niye futbola gitmiyor veya hakettiği kadar ulaşmıyor. İşin püf noktası da burada bana göre. Bir kere yeni ihalede aracı kurum İnteltek’in komisyonu yüzde 10’dan yüzde 1.4’e düşmüş. Hasılatta da bir değşiklik yok tam tersi ilgi hala üst düzeyde. Ama komisyonda bu kadar Spor-Toto lehine bir avantaj varken bu 8.6’lık farkın kulüplere olan yansıması nerede? Bırakın farkı, gelirler kulüp başına azalmış, neredeyse yarı yarıya düşmüş. Spor-Toto yönetimi “Biz sadece bu parayı kulüplere değil tesisleşmeye yatırıyoruz” diyebilir. Evet, ama bunu önceki dönemde de yapıyordunuz derler, size.

Daha ciddi denetlenmeli
Gelelim sonuca; benim derdim üzüm yemek açıkçası. Spor-Toto yetkilileri bu konuda gelirlerin niye düştüğünü açıklarlarsa sevinirim. Ve bu ihale sonrası aradaki komisyondan doğan ve lehlerine olan bu önemli kazanımdan kulüplerimiz niye yararlanmıyor? Bu sorunun da cevabını bekliyorum. Çünkü devre arası Antalya’da yapılan İddaa turnuvalarında da organizasyon disiplininin kaybolduğunu gözlemledim. Artık bir para maçı haline gelmiş bir turnuva düzeni içindeydi karşılaşmalar. Oysa bu ilk başlarda kulüpler için bir nimetti. Hem hazırlık maçı sorunu ortadan kalkmış hem de gelen gelirlerle kulüpler kamplarını bedava yapıp, üstünede para kazanıyorlardı. Ama son senelerde gelişi güzel maçların alındığı ve takımların kurallar koyulmasına rağmen oynayıcıyı mağdur edecek duruma geldiğini gördüm. O nedenle yetkililerin bundan sonraki yaz ve kış turnuvalarının daha ciddi denetlemesini bekliyorum.

Aslanoğlu ilk adımı attı
Finale gelince; burada kulüplerimizi çok yakından ilgilendiren bir yasa teklifi meclise verildi. Tüm kulüp yöneticilerinin bu teklife atlaması lazım. Ama hepsi sanırım konudan habersiz. Ben burada bu teklifle ilgili özet bilgileri vereyim. Çünkü içinde çok önemli satır başları var. En önemlisi de İddaa gelirine hiçbir temlik konulmaması maddesi. Ve de devamında gelirin iki katına çıkacak olması. Eğer bu kanun teklifi yasalaşırsa bence zorda olan veya olmayan kulüplerimiz kaynak olarak gördükleri bu oyundan üzerlerine düşen hakkı fazlasıyla alıp rahatça da kullanabilecekler. Bizler yaptırımcı değiliz, görevimiz gereği araştırmacı ve sorgulayıcıyız.

Son söz: Uyanın ey kulüp yöneticileri artık top sizde. Meclisteki bu yasa teklifini kovalayın, yasalaştırın ve düzlüğe çıkın!

Not: Yasa teklifi CHP Malatya Milletvekili Mevlut Aslanoğlu’na ait.

13 Şubat 2009, Cuma 03:30
YAZININ DEVAMI

‘’Orada neler oluyor‘’

Manisa, Karabük’te dağıldı... Giresun, dolu dizgin... Samsun, Kaf Kaf’a acımadı... Çaykur Rize, kayıplarda... Altay, hayata döndü... 21. hafta sonunda Fanatik, maçların başlıklarını böyle verdi. Gerçekten birbirinden şok sonuçlara imza attı Süper Lig adayları. Baksanıza lider Manisa, herkesin favori gördüğü maçta tarihi fark yedi.
Sadece Manisa mı, İstanbul’da da büyük şok vardı. İstikrar abidesi Kasımpaşa, evinde Giresunspor önünde döküldü. Çotanaklar 19 yıl sonra İstanbul’dan, 3 puanla dönmeyi başardı. Bank Asya’nın en az yenilen ekiplerinden biri olan Karşıyaka ise Samsunspor karşısında, hiç de beklemediği bir kayıp yaşadı. Diyarbakır ise üstündeki rakiplerinin yenildiği haftada, en son sahne alan takımdı. Güneydoğu ekibi, bir başka güney takımı Adanaspor karşısında zorlansa da, zafere ulaştı.
Ve bütün bunlara ek olarak Kartal, deplasmanda Gaziantep B.B’yi devirdi. İkinci yarının flaş takımı Boluspor, Rize’de gol oldu yağdı. Sakaryaspor yine Özgürcan’la Erciyesspor’u evine puansız yolladı. Malatya ise büyük bir mücadele gösterip, Orduspor’u 4 golle uğurladı. Altay evinde geriye düştüğü maçı kazanıp, beraberlik serisine son veren ekipti. Gerçekten Bank Asya 1. Ligi, ilginç ve zor tahmin edilen sonuçlarıyla, futbolumuzun rengi olmaya devam ediyor.

Kardemir Karabükspor-Manisaspor

Bank Asya’nın en iyi futbol oynayan ekibi, herhalde fazla havaya girmiş. Aslında şampiyonluğa oynayan takımlara, bazen böyle şoklar “hayırlı” olur. Tarzan, bence bu maçtan iyi bir ders çıkarmıştır. İkinci yarının flaş ekibi Karabükspor’u biraz küçümsediler anlaşılan. İşte bu küçümsemeye Hüsnü Özkara’nın öğrencileri, sahada ağır bir fatura çıkardı. Karabükspor, hem ligin ilk yarısındaki farklı yenilginin rövanşını, farklı bir galibiyetle aldı, hem de “Bu ligde biz de varız” mesajını gönderdi.

Kasımpaşa-Giresunspor

Bu maçın Kasımpaşa adına bence mazereti yok. Kötü oynadılar, yenildiler. Giresunspor ise iyi oynadı ve kazandı. Gerçekten İstanbul’da en son 19 yıl evvel Beykoz ile berabere kaldıktan sonra hiç puan alamayan Çotanaklar, bu defa güçlü rakibi karşısında hak ettiği altın değerinde bir 3 puanla Giresun’a döndü.

Samsunspor-Karşıyaka

Bank Asya’nın en az gol yiyen ve en az mağlup olan ekiplerinden Karşıyaka, öne geçtiği Samsun deplasmanında genç Sercan’ın gollerine engel olamadı ve kaybetti. İzmir ekibi kazansa, belki de üstündeki iki rakibinin mağlup olduğu bir haftada büyük fırsat yakalayacaktı. Samsunspor için bu karşılaşma; ligde kalma ve nefes alma maçlarından biriydi.

Diyarbakırspor-Adanaspor

Ev sahibi ekip, maça biraz gergin çıktı. Çünkü üst üste yenilgiler nedeniyle bu mücadelede de kayıp yaşansa, telafisi zor olabilirdi. Üstelik zirve yarışında herkes kaybetmiş, kazanırlarsa çok şey kazanacaklardı. Adanaspor ise ikinci yarıya iyi başlayan ve toparlanan bir ekip olarak, kolay teslim olacak gibi değildi. Nitekim öyle de oldu. Diyarbakırspor, bu zorlu maçı ikinci yarıda attığı tek golle kazandı.

Altay-Güngören Belediyespor

Ligin en çok berabere kalan ekibi Altay, bir puan serisine, Güngören Belediye önünde son verdi. Siyah-Beyazlılar bir ara kabus gördüğü karşılaşmada, genç golcüsü Burak’la güldü. Üstündeki rakiplerinin kaybettiği bir haftada Altay’ın kazancı 3 puanın kat be kat üstündeydi.

Çaykur Rizespor-Boluspor

Rizespor, Bank Asya 1. Ligi’nin ikinci yarısında hiç puan alamayan tek takım. Karadeniz ekibi, ilk dakikalarda öne geçtiği maçta skoru uzun süre koruyamadı. İstim üzerindeki Boluspor, üst üste attığı gollerle deplasmandan zaferle döndü. Cezası nedeniyle seyircisiz oynayan Rizespor’da, artık tek umut yeni teknik direktör Raşit Çetiner...

Gaziantep B.B.-Kartalspor

Ev sahibi ekip hızlı bir düşüş yaşıyor. İkinci yarıya Sakarya’da aldığı deplasman galibiyetiyle başlayan Gaziantep ekibi, üst üste 3 maçta da kaybedip bir anda kendini tehlikeli bölgede buluverdi. Kartal ise sancılı başladığı ikinci yarıda, deplasmanda bulduğu altın değerinde 3 puanla lige dönüş yaptı. Tecrübeli isimleri kadroya katan Kartal, bir anlamda kafalardaki soru işaretlerini de yavaş yavaş ortadan kaldıracağa benziyor.


Malatyaspor-Orduspor

Kayısı diyarı Malatyaspor’un sezon başından beri tadı yok. Ama Hamza Hamzaoğlu’nun talebeleri, bu hafta sonu Orduspor karşısında çok çok önemli bir 3 puan almayı başardı. Sarı-Kırmızılılar, kısıtlı ama kaliteli kadrolarıyla, ligde kalma savaşında iç sahada iyi bir sonuç aldı. Ordu ise en azından bir puanı garanti gördüğü maçta, yıkıldı.

Sakaryaspor-Erciyesspor

Ligde kalma mücadelesi veren iki takımdan gülen taraf; ev sahibiydi. Sakaryaspor, golcüsü Özgürcan’ın attığı iki golle Erciyes’i devirdi. Tatangalar’ın galibiyetini sadece Özgürcan’a bağlamak haksızlık olur. Özgürcan görevini yaptı. Ama Sakaryaspor gerçekten takım olarak iyi oynadığı maçta, 3 puanı hak etti.

11 Şubat 2009, Çarşamba 03:30
YAZININ DEVAMI

‘’Aynı ciddiyetle...‘’

Sivasspor bugün kağıt üzerinde çok kolay gözüken bir maça çıkıyor. Aslında dünyada futbolun bu kadar popüler olmasının en büyük sebebi, büyük sürprizlere gebe olmasıdır. Bunu niçin söylüyorum, onu da açıklayayım. Futbolda kolay, zor rakip yoktur ve futbol günlük bir spordur. Diğer sporlar genelde salonda yapıldığı için şartlar standarttır. Ama futbol, açık havada oynanan bir spor olarak hangi şartlarla karşılaşacağınız belli olmaz.
Biliyorum ki, Bülent Uygun gibi zeki ve çabuk düşünen bir teknik adam, benim bu düşündüklerimi düşünmüş ve futbolcularıyla paylaşmıştır. Baksanıza, Kocaelispor bu maçı önemsediğini 3 gün evvel Sivas’a gelerek gösterdi. Körfez ekibi rakım farkına alışsın diye, teknik direktör Erhan Altın böyle bir karar almış. Açakçası koyun can derdinde, kasap et derdinde.
Tabiki bu maçın kesin favorisi Sivasspor. Ligin ilk maçında Kayserispor’la 0-0 berabere kalan Sivasspor, diğer maçlarını evinde hep kazanmış. Yiğidolar kısaca tam bir iç saha canavarı. Ancak şu bir gerçek ki; üst üste kupa ve ligde zorlu maçlar oynamaları onlara sadece fiziksel değil, zihinsel bir yorgunluk da getirdi. Kocaelispor maçında kırmız kart cezalısı Mehmet Yıldız’ın olmayışı önemli bir eksiklik. Kim ne derse desin, Yıldız Sivasspor için çok önemli bir futbolcu ve düşüşe geçmesi de gayet normal, her oyuncu böyle dönemler geçirebilir.
Her şeye rağmen lider ve kupada yarı finale yükselmiş Sivasspor’un evinde taratarına tatsız bir sürpriz yaşatacağını zannetmiyorum. Ama Sivassporlu futbolcular asla şunu unutmamalılar; Kocaelispor oldukça iyi hücum yapıyor ve aradığı golü de buluyor, rakiplerini asla hafife almamalılar. Nasıl Galatasaray’a karşı motive oldularsa, bu karşılaşmaya da öyle çıkmalılar. Çünkü, ligin ikinci yarısında, bir şampiyonluk adayının bu tür maçlardaki puan kayıplarının telafisi çok zor olur.

07 Şubat 2009, Cumartesi 03:30
YAZININ DEVAMI

‘’Zirve şekillendi‘’

Manisa ve Kasımpaşa haftayı 3 puanla kapatırken, takipçileriyle olan fark iyice açıldı. Düşme hattındaki heyecan ise sonuna kadar süreceğe benziyor.

Bank Asya 1. Lig’de zirve yarışında kopmalar başladı. Manisaspor ve Kasımpaşa haftayı kayıpsız geçirerek, Süper Lig’e doğru adeta uçuşa geçti. Özellikle ikinci yarıda oynadığı 3 maçı da kaybeden Çaykur Rizespor ve yine son iki maçından puansız ayrılan Diyarbakırspor ise yollarına, kredileri bitmiş olarak devam edecek. Öte yandan “Süper Lig’de İzmir takımı yok” diye yakınanları her zaman duyarız. Ama İzmir derbisinde kim kimin önünü kesti bilemem ama, bu beraberliğin İzmir ekiplerinin Süper Lig’e giden yoluna darbe vurduğu kesin.
Bu haftaki maçlara baktığımızda düşme hattında büyük bir mücadele oluştu. Sakaryaspor, Diyarbakır galibiyetini perçinlemek için çıktığı maçta, Adana’ya yenilince, işini oldukça zorlaştırdı. Ama alttakilerin bir çoğu kazanarak, kolay teslim olmayacaklarını gösterdi. Hoş daha 14 maç var ve belki de hiç ummadığımız takımlar, kendilerini ateş çemberinin içinde bulacak, hiç beklemediklerimiz ise bir anda Play-Off’un içinde olacak. Burası Bank Asya, kısaca burada her an herşey olabilir. Gelelim haftanın maçlarına...

Manisaspor-Malatyaspor
Lider evinde ilk yarıda zorlandı. Gerçekten ilk gole kadar sahada oldukça dirençli bir Malatyaspor buldu karşısında, ev sahibi ekip. Ancak ilk 45 dakikanın sonlarına doğru gelen Rafael’in golü, bir anlamda Malatyaspor’un direncini kırdı. İkinci yarı hem bu golün altından kalkmak, hem de iyi savunma yapabilmek zordu. Nitekim Manisaspor as oyuncularının devreye girmesiyle sahadan 4-1’lik bir skorla ayrılan taraf oldu.

Kartalspor-Kasımpaşa
Kartalspor, ikinci yarının ikinci iç saha maçında Altay’a yaptığını, Kasımpaşa’ya yapamadı. Süper Lig adayı Kasımpaşa, tecrübesiyle, kadro zenginliğiyle, oldukça kötü günler geçiren rakibini deplasmanda yenerek haftayı kazasız kapattı.

Karşıyaka-Altay
İzmir’de iki takım için de 3 puan çok önemliydi. Ama bir taraftan da kaybetmek, büyük riskti şampiyonluk yolunda. İşte bu duygularla maça çıkan iki takımın futbolcuları, sonuç olarak istediklerini almadılar ama yine kaybetmemenin verdiği buruk bir sevinçle sahadan ayrıldılar.

Boluspor-Diyarbakırspor
Boluspor, ligin ikinci yarısında geçen sezonki formunu hatırlatmaya başladı. Yarenler, güçlü rakibi Diyarbakırspor önünde genç forveti Edim’in 2 golüyle galip geldi ve Play-Off yolunda umutlarını artırdı. İkinci yarıya deplasmanda Orduspor galibiyetiyle başlayan Diyarbakırspor, üst üste aldığı iki yenilgiyle taraftarını da hayal kırıklığına uğrattı. Bolu ise ne denli doğru bir yolda olduğunu gösterdi.

Orduspor-Çaykur Rizespor
Ordu’da iki takım da bıçak sırtında bir karşılaşmaya çıktı. İkisi de ikinci yarıda oynadıkları iki maçı kaybetmişlerdi. Sezon başı herkesin favori gösterdiği Rizespor; İstanbul’da Güngören Belediye, ardından da Manisaspor’a yenilerek, harakiri yapmıştı! Ordu ise Play-Off adayı olarak, devre arasını iyi geçirmesine rağmen, puanla tanışamamıştı. İşte böyle bir atmosferin olduğu Ordu’da, yüzü gülen ev sahibi oldu. Üstelik Orduspor kazanırken, iki golünü atan Serdar ve Bruno’yu da moral olarak kazanmasını bildi. Rizespor’un ise; üst üste 3. maçında 6 gol yemesi, 1 gol atması düşündürücü.

Adanaspor-Sakaryaspor
Güneyde tam bir can pazarı vardı. Bir hafta önce dış sahada Diyarbakırspor’u yenen Sakaryaspor, umutlarını gelecek haftalara taşımak için, Adana’dan mutlaka puan veya puanlarla dönmek istiyordu. Tatangalar, Adanaspor önünde kötü oynamadılar ama topu rakip kalenin içine atmayı beceremeyince, kaybettiler. Adana ise bu beceriyi Cemre ile gösterdi ve çok önemli bir 3 puan kazandı.

Güngören Belediyespor-K.Karabükspor
İstanbul’da gülen, konuk ekip oldu. Son iki deplasman maçını kazanan Kardemir Karabükspor, galibiyet serisine İstanbul’da bir yenisini ekledi. Güngören Belediyespor’un iç sahada mutlaka kazanması gereken maçlardan biriydi. Ev sahibi ekip, ligin sonunda korkulu rüya görmemek için, 3 puan parolasıyla çıktığı 90 dakikada, Karabüksporlu Süleyman’ın iki golüne engel olamayınca, sahadan buruk ayrıldı.

K.Erciyesspor-Gaziantep B.B.
İlk iki maçta 2 puan alan Erciyesspor, deplasmanların başarılı ekibi Gaziantep B.B.’yi 3-1’le geçmeyi başardı. Oldukça sıkıntılı günler geçiren Kayseri ekibi, elde edilen bu galibiyetle rahat bir nefes aldı. Gaziantep Belediye ise üst üste iki maçını da kaybedip, biraz da havasını yitirdi. Oysa konuk ekip son iki maçında 6 puan alsa, şu anda ilk altıdaydı.

Giresunspor-Samsunspor
Çotanaklar, uzatmalarda turnayı gözünden vurdu. İç saha maçlarında bir türlü başarılı olamayan Giresunspor, ilk önce savunma güvenliğini elinde tuttu. Ali Eren’in öğrencileri bu alanda gol yemeyerek başarılı oldu. Ama gol yollarındaki gecikme, “Artık bu maç beraber biter” havası yarattı. Ancak tecrübeli Aydın son saniyelerde Giresunspor’u adeta uçurdu.

04 Şubat 2009, Çarşamba 03:30
YAZININ DEVAMI

‘’Alkışlar Sivas'a‘’

10 günlük periyotta iki takımı üç kez karşı karşıya getiren maçların sonuncusunda gülen taraf bir kez daha Sivasspor oldu. Oysa ki, karşılaşmaya Arda’nın golüyle şok bir başlangıç yapan Galatasaray bu sezon kendine hem ligde hem de kupada oldukça zorluk çıkaran rakibine karşı daha önce bulamadığı bir avantajı yakalamıştı. Henüz top Petkoviç’e değmeden Cim Bom’un gol bulması ilginçti. Devre arasında Yiğidolar’ın kadrosuna kattığı Kamanan attığı mükemmel golle kalitesini ispatladı. Ali Sami Yen’deki mücadele sonradan oyuna girip, Balili’ye asist yapan Fransız forvet attığı golün yanısıra futbol anlayışı ve performansıyla da Sivasspor için önemli bir kazanım olduğunu gösterdi. Kalan dakikalarda beklenen goller gelmedi. Ancak bunda ağır saha, soğuk hava ve iki takımın oyuncularında da hissedilen fiziksel yorgunluk önemli bir etkendi. Avustralyalı file bekçisi kurtardığı üç penaltıyla ev sahibi adına turun anahtarı oldu ve karşılaşmaya damgasını vurdu. Sivas’ın lig kupa ayrımı yapmadan kaleyi 1. file bekçisine teslim etmesi, Galatasaray’ın ise Sanctis değil yedek Aykut’a şans tanımasının farkı penaltılarda ortaya çıktı.
Bir futbol devrimine imza atmaya hazırlanan Sivasspor iki kulvarda da yoluna emin adımlarla devam ediyor. Galatasaray gibi önemli bir rakibe karşı hem ligde hem de kupada üstünlük sağlamak her yiğidin harcı değildir. Bu sezon resmi maçlarda henüz 4 Büyükler’e kaybetmeyen Kırmızı-Beyazlılar üstün performanslarıyla alkışı hakediyor.

04 Şubat 2009, Çarşamba 03:30
YAZININ DEVAMI

‘’Ankaraspor ders almalı‘’

Trabzonspor Başkent’te hem futbol olarak göz doldurdu hem de hak ettiği bir 3 puan kazandı. Bordo-Mavililer, ligin devre arasını çok iyi geçirdiklerini oynadıkları son iki maçla kanıtladılar. Kendisi gibi 3 puan hedefiyle sahaya çıkan Ankaraspor karşısında beklenenden daha kolay galibiyet alınması şampiyonluk hesapları yapan Trabzonspor için büyük moral. Aslında 90 dakikanın bu kadar zevkli geçmesinde iki takımın da galibiyet için pozitif futbolu ön planda tutmasının payı fazlaydı.
İlk yarı hayli ilginç geçti. Ankaraspor özellikle Özer Hurmacı’nın önderliğinde pres yapıp topları iyi kullanarak Trabzonspor’a şok bir gol peşindeyken tam tersini yaşadılar. Gökhan Ünal’ın uzun süre unutulmayacak nefis ayak içi vuruşu Ankaraspor kalecisini de çaresiz bıraktı. Bu golün ardından Trabzonspor her alanda ilk yarının hakimi oldu. Belki de Gökhan’ın üst direkten dönen şutu gol olmuş olsaydı, karşılaşma o dakikada kopabilirdi.
İkinci 45 dakikada Ankaraspor’un risk almasını bekliyorduk. Öyle de oldu ve bu da Trabzonspor’a yaradı, boş alanlar ortaya çıkardı. Bunun neticesinde de sahanın en çok koşan ve özverili mücadele eden ismi Umut, biraz da kalecinin hatasından faydalanarak takımını rahatlattı.
Sonuç itibariyle belli oldu ki; Ersun Yanal rakibini çok iyi analiz etmiş. Üstelik Trabzonspor’un Fenerbahçe maçında kalmayan ve bu mücadeleye hemen dönerek iyi konsantre olması da önemli bir iş.
Oyun disiplinleri hep üst düzeydeydi, öne geçmelerine rağmen 1-0 ile yetinmediler.
Ankaraspor’a gelince... Takımın sadece Özer ve Hürriyet’in çabalarıyla yola devam edemeyeceği açık. Bugünlere takım oyunuyla gelmeliler ve eskiye dönmeliler. Ankaraspor’un bu karşılaşmadan çok önemli dersler çıkarması lazım.

01 Şubat 2009, Pazar 03:30
YAZININ DEVAMI

‘’Bu iş olur... Yeter ki!‘’

Yiğidolar hem Lig’de hem Kupa’da doludizgin gidiyor. Bülent Uygun’un öğrencileri, gerçekten rekor üstüne rekor kırarken, destansı bir başarı öyküsüne de imza atıyor. Şu bir gerçek ki, geçen sezonki Sivasspor ile bu sezonki Sivasspor arasında, pozitif yönde önemli bir fark var. Geçen sezonki Sivasspor’da; kafalarda, “nasıl olsa bu işi bize yedirmezler” gibi bir önyargı vardı. Ama bu sezon, başkanından yönetimine, teknik direktöründen futbolcusuna kadar, bir “inanmışlar topluluğu” gözlemliyoruz.
Ben Sivasspor’u çok yakından izleyen bir spor yazarı olarak, bu özgüveni kulübün bütün birimlerde rahatlıkla görebiliyorum. Aslında buraya kadar herşey güzel ve işler yolunda. Ama herkesin kafasında, “Bu işin sonu mutlu bitir mi?” sorusu var. İşte işin püf noktası da burada. Bu Sivasspor ipi göğüsler mi, Kupa’da finale çıkar mı, şampiyon olur mu?
İşte şimdiye kadar çok yakından izlediğim Sivasspor’la ilgili bu konudaki düşüncelerimi sizlerle paylaşayım: Bir kere Sivasspor’da muhteşem bir kollektif ruh var ve arakadaşlık üst düzeyde... Hemen her mevki için devre arasında nokta transferler yapıldı, alternatifler oluşturuldu. Örnek mi: Mehmet Yıldız’ın yanına Kamanan transferi...
Teknik direktör Bülent Uygun, taktik ve teknik becerisinin yanına bir de strateji uzmanlığını ekledi. Duruşuyla, verdiği taktik demeçlerle, ipler hep onun elinde. Bu işin çok kolay bir iş olmadığını ve asla küçümsenmemesi gerektiğini söylemeliyim. Çünkü karşısında; arkasındaki dev medyasıyla, 4 büyüklerin olduğunu unutmayalım. Ama Bülent Uygun, bir satranç ustası gibi tansiyonu o kadar güzel ayarlıyor ve zamanlamaları o kadar isabetli ki, bu yarışta ekibine hiç darbe aldırmıyor.
Yönetim cephesinde ise herşey yerli yerine oturmuş ve kimse kişisel bir çekişme içinde olmadan, yükü paylaşmış. Şimdi bir de diğer rakiplere baktığınızda, böyle bir kusursuz uyumun olduğunu söylemek, aşırı iyimserlik olur. İlk yarıda 4 büyüklere karşı bileği bükülmeyen ve hatta ikisini evinde yenmeyi başaran Sivasspor’un, ligin ikinci yarısı için çok şeyler yapacağını söylemek, hayalcilik olmaz. Üstelik sezon başı “Avrupa’ya gitmenin en kolay yolu” olarak Kupa’yı gösterip, bir anlamda rakiplerine hedef şaşırtan Sivasspor’da, “Sessiz bir Anadolu devrimin ayak sesleri”ni duyar gibiyiz. Açıkcası İstanbul’da Galatasaray’a karşı, son oynadıkları Kupa maçını izledikten sonra, “Sivasspor’un bu sade ve basit futbol anlayışının başarısını hala çözemeyenler”, aynı Sivasspor gibi basit düşünürlerse, gerçeği daha çabuk keşfederler.
Sözün özü; bu bir eyyam yazısı değildir. İkinci Lig’den beri Sivasspor’un her dönemini çok yakından izleyen birisinin, inanarak yaptığı bir saptamadır...

29 Ocak 2009, Perşembe 03:30
YAZININ DEVAMI

‘’Tarzan'ın haftası‘’

1.Lig’de ilk 6 takımdan sadece Manisapor zafere ulaştı. Çaykur Rize’yi deplasmanda deviren Siyah-Beyazlılar, liderliği de Kasımpaşa’dan devraldı.

19. hafta sonunda zirvenin yeni sahibi Manisaspor oldu. Aslında sadece zirvede değil, dipte de hareket vardı. Sakaryaspor’un Diyarbakırspor, karşısında aldığı galibiyet, bir o kadar şaşırtıcıydı. Adanaspor’un yine Gaziantep Belediye’den deplasmanda kopardığı 3 puan, ligin ne denli çetrefilli olduğunun göstergesi...
Bu arada uzun süredir unuttuğumuz ‘istifa rüzgarı’ da ikinci yarının ikinci haftasında hortladı. Altay Teknik Direktörü Feyyaz Uçar, üst üste alınan 2 beraberlikten sonra tribünlerin tepkisine daha fazla dayanamadı ve istifa etti. Ama bu haftanın en endişe veren olayı; Rize-Manisa maçının sonlarına doğru, ev sahibi ekibin taraftarlarının protestosunun aşırı boyuta ulaşması ve neredeyse karşılaşmanın tatil edilecek noktaya gelmesiydi. TFF’nin bir an evvel bu konuda titiz davranması ve polisiye önlemleri devreye sokması gerekir.
Bu önlemler Rize’de devreye girmedi mi! Girdi ama biraz geç. Güvenlik görevlileri uzunca bir süre bekledi. Artık ateş bacayı sardıktan sonra müdahale edildi ama iş işten geçmişti. İşte bütün bu sonuçlarıyla, olaylarıyla geçen bir haftanın maçlarında neler olmuş...

Ç.Rizespor-Manisaspor
Baştan sona Manisaspor’un üstünlüğü altında geçen bir 90 dakikaydı. Rafael’in 30. saniyede gelen golü, Rizespor’u şok etmiş olabilir. Ama bu gol 89’da gelse, daha mı iyi olurdu? Açıkcası Rizespor gibi tecrübeli ve klas oyunculardan kurulu bir kadronun, sahasında toparlanması gerekirdi. Ama maç boyunca, el freni çekilmiş bir araba gibi oynayan Rizespor izledik. Manisaspor ise ligin başından beri oyun kurgusundan ve sistemden ödün vermeyen yapısını bu maçta da sürdürdü ve 3 puanın yanı sıra liderliği de geri aldı.

Kasımpaşa-K.Erciyesspor
Kasımpaşa’nın iç sahadaki eski hastalığı bu maçta depreşti. Erciyesspor önünde sahaya lider çıkan İstanbul ekibi, 1-0 yenik duruma düştüğü karşılaşmada, Erhan Küçük’ün nefis frikik golüyle bir puanı yakaladı. Üstelik 45. dakikada Erdinç’in kırmızı kart görmesiyle 10 kişi kalan Erciyesspor önünde, Kasımpaşa liderliği kaybetti, hem de haftayı buruk kapattı.

K.Karabükspor-Karşıyaka
İkinci yarının ilk haftasında kazanan iki ekip, bu maçta kaybetmek istemiyordu. 90 dakikanın sonunda ikisinin de istediği oldu ve takımlar sahadan golsüz beraberlikle ayrıldı. Karşıyaka’nın zirve iddiası için kritik bir karşılaşmaydı. Ve Kaf Kaf, ilk yarıda mücadele eden ve devre arası transfer yapamayan kadrosuyla, önce 1, sonra 3 puan parolasıyla çıktığı maçta, teselli bir beraberlik aldı. Karabük ise evinde galibiyet bekliyordu ama rakip oldukça dişliydi ve 1 puana razı oldular.

Diyarbakırspor-Sakaryaspor
Cezası nedeniyle Gaziantep’te oynamak zorunda olduğu maçta Diyarbakırspor, şok bir yenilgi aldı. Bir cezanın nelere malolduğunun acısını çekti Diyarbakırspor. Oysa bu maç Diyarbakır’da oynansa, daha farklı bir sonuç çıkma ihtimali yüksekti. İşte Sakaryaspor kendinden beklenen patlamayı bu maçta yaptı. Tatangalar ikinci yarının ilk maçında, evinde Gaziantep Belediyespor’a yenilerek, taraftarını üzmüştü. Ama aynı Sakaryaspor bu defa Gaizantep’te küllerinden doğdu ve Özgürcan’ın golüyle, hayata döndü.

Altay-Giresunspor
Biz aslında Altay’ı fazla abartmışız. Siyah-Beyazlılar, Türkiye Kupası’nda güçlü rakiplere karşı, aşırı motive olup iyi oynamıştı. Ama ligde gördük ki, bu takım o takım değilmiş. Kartal maçından sonra, Giresunspor önünde İzmir’de alınan 1-1’lik beraberlik, Altay’ı ilk iki yarışından oldukça uzaklaştırdı. Şimdi Feyyaz Uçar gitti, bakalım “sorun hoca mıymış” göreceğiz. Artık top bu saatten sonra futbolcularda.

Samsunspor-Kartal
İç sahadaki başarılarına bir yenisini daha ekledi genç Samsunspor. Kartalspor önünde 4-0 kazanan Karadeniz ekibi, ilk iki haftada 4 puan toplayıp, devre arasını iyi geçirdiğini gösterdi. Kartal için, ‘Altay beraberliğinin aldatıcı’ ve ‘takımın zamana ihtiyacı’ olduğunu söylemiştik. Kartal’da yeni transferlerin toparlanma süreci geçireceğini biliyorduk. Sadece bu kadar farklı yenilmelerini beklemiyorduk.

Boluspor-Orduspor
İki takım da Antalya kampında iyiydi. Transferde de boş durmadılar ama ikinci yarıya mağlubiyetle başlamışlardı. Kısaca ikisinin de puana ihtiyacı vardı. Boluspor ev sahibi olmanın avantajını iyi kullandı ve Orduspor’a şans tanımadı.

Malatyaspor-Güngören Bld.
Malatyaspor ilk yarıda deplasmanda 1-0 yendiği rakibini, bu defa evinde 2-1’le geçip rahat bir nefes aldı. Açıkcası ilk hafta İstanbul’da Rizespor’u deviren Güngören Belediye, bir anlamda tecrübeye teslim oldu.

Gaziantep B.B-Adanaspor
Devre arasında en fazla transfer yapan takımlardan biri olan Adanaspor, geçen haftaki 3-1’lik Kasımpaşa mağlubiyetinin acısını Gaziantep Belediye’den çıkardı. Deplasmanda oldukça etkili bir futbol oynayan Turuncu-Beyazlılar, bu galibiyetle ateş hattından uzaklaştı. İlk yarıda fırtına gibi esen Gaziantep B.B. ise ikinci yarıdaki ilk yenilgisini aldı.

28 Ocak 2009, Çarşamba 03:30
YAZININ DEVAMI