‘’Hesaplar tuttu‘’
Fortis Türkiye Kupası’na göz koyan Sivasspor, Ali Sami Yen’e ikinci maçı düşünerek avantajlı bir sonuçla dönmek için gelmişti. Bülent Uygun, Süper Lig’de yendikleri Galatasaray karşısına, rakibinin saldıracağını düşünürek, defansif bir kadro ile çıktı. Aslında Sivasspor’u yakından izleyenler iyi bilir, Yiğidolar özellikle ilk 45 dakikada çekilir, rakibini tartar ve darbeyi ikinci yarıya saklar. Bu karşılaşmada da puan değil önemli olan Sivas’daki maça avantajlı bir skorla dönmekti.
İleride sadece Mehmet Yıldız’ı bırakan Bülent Uygun, orta alanı kalabalık tutarak, Sarı-Kırmızılılar’a ilk yarıda çok az pozisyon verdi. Arda Turan ve Ayhan Akman ile gole yaklaşan Galatasaray önünde, Mecidiyeköy’de ilk yarı Sivasspor’un hesapları tutmuştu.
İkinci yarıda Mohamed Ali ile Tum’un yerine Balili ve Onur’u oyuna sokan Bülent Uygun, golü düşündüğünü gösterdi. Nitekim Mehmet Yıldız’ın yanında Balili uzun toplarda Galatasaray’ı rahatsız etti. Ama aradıkları golü Mehmet Yıldız, Kamanan değişikliğinden sonra buldular. Kamanan oyuna girdikten kısa bir süre sonra, yaptığı asistle Balili’yi golle buluşturdu.
Ligden sonra Galatasaray’a İstanbul’da da boyun eğmeyen ve Ayhan’ın son saniyede attığı gole engel olamayan Yiğidolar, yine de 1-1 gibi kupa için avantajlı bir sonuçla, evlerine döndüler.
‘’Trabzonspor bu!‘’
Trabzonspor'un herhalde Kadıköy'de son yıllarda bu kadar pozitif bir futbol oynadığına şahit olmamıştık. Üstelik geride kalan 16 hafta içinde oynadıkları maçların toplamında bu kadar gol pozisyonu yakalamamıştır hafızam beni yanıltmıyorsa. Ersun Yanal, Fenerbahçe'yi gerçekten iyi analiz etmiş ve savunmanın göbeğinden müthiş pozisyonlar yakalattı ekibine. Ama bu başarılı futbol ne yazık ki, biraz şanssızlık, biraz da beceriksizlik yüzünden golle taçlanmadı. Dün gece Trabzonspor, kalesinde tehlike görmedi mi! Elbette gördü. Fenerbahçe'nin Şükrü Saraçoğlu'nda her takıma karşı olan ofansif gücü belli. Ama oyun disiplininden kopmadan ve geriden çok olumlu toplar çıkartarak hücuma kalkmak herhalde Ersun Yanal'ın 16 haftadır yapmak istediği oyun anlayışıydı.
Fenerbahçe orta alanı ilk yarı daha etkili gözüktü. Aslında ev sahibi ekipte Emre Belözoğlu saklanarak oynadı. Bu bir anlamda Trabzonspor için avantajdı. Ama aynı şeyleri Trabzonspor'da Colman için söyleyebiliriz. Gerçekten birileri Colman hatta Cale'ye bu maçın çok çok önemli bir karşılaşma olduğunu söylemeliydiler! Dikkat ederseniz ikinci yarıda Colman biraz kımıldadı, Cale de oyuna girdi ve çok önemli pozisyonlar yakaladı Bordo-Mavililer. Aynı şeyleri Emre içinde söyleyebiliriz. Oyunun son bölümünde Emre rakibin de yorgunluğundan yararlanıp etkili oldu. Müthiş bir orta alan mücadalesi yapılırken Yattara belki de Türkiye'deki en enerjik performansı dün gece sergiledi. Colman, Umut’un yerine biraz Yattara ile oynasaydı takımı adına daha verimli olurdu. Ancak dün gece için bir sözüm de Cale'ye. 35 yaşındaki Roberto Carlos'un performansını bu maçın kasetini alarak defalarca izlesin. Kimse tesadüfen yıldız olmuyor demek!
Bana göre Trabzonspor hak ettiği bir puanla evine dönüyor. Ama bence puandan daha önemlisi oynadığı kişilikli futbolla taraftarına şampiyonluk yolunda önemli bir mesaj verdiğidir...
‘’4 silahşörler!‘’
Bank Asya’da ikinci yarı başladı. İlk hafta maçlarına baktığımızda ilginç bir saptama yapmak zorunda kaldık. Lider Kasımpaşa ve 3 takipçisi maçlarını kazanınca, puan cetvelindeki tablo bize şimdiden bazı şeyleri söylemek zorunda bıraktı. Neydi bunlar derseniz, söyleyelim: Bir kere önümüzde 16 maç olmasına rağmen çok çok büyük bir ihtimalle Süper Lig’e çıkacak ilk iki takım, bu 4’lünün içinden olacak gibi. Hele hele bu haftaki Çaykur Rize-Manisa maçının sonucunu gördükten sonra, bu ihtimal iyice belirginleşir. Kazanırsa Rize’yi, muhtemel 5. aday olarak görebiliriz. Geçen sezonlara oranla Play-Off mücadelesinin bile erken kopacağı izlenimine girdik. Belki 6. takım olabilmek için heyecan biraz sürer, bazı takımlar içinse lig erkenden bitebilir. Bana göre en büyük heyecan alt sıralarda yaşanacak. Gelelim maçlara...
Kasımpaşa-Adanaspor
Adana’da bir anlamda tecrübe ağır bastı. Adanaspor devre arasının yetersizliği nedeniyle, istediği fizik güce ulaşamadan lige girdi. İlk 45 dakikada iyi bir futbol vardı, ama ikinci yarıda özellikle yan top zaafları Turuncu-Beyazlılar’ı bitirdi. Maç öncesi açıkcası favori olan kazandı ve Kasımpaşa lider geldiği Adana’dan lider döndü.
Manisaspor-Boluspor
Bu maç öncesinde, sahasında oynadığı 9 maçtan 5 galibiyet, 4 beraberlik alan ve hiç yenilmeyen Manisaspor ilk yarıda ecel terleri döktü. Yaptığı transferle ilk yarıya oranla daha da güçlenen Boluspor, öne geçtiği karşılaşmada duran toplara teslim oldu. Edim’in şık golü güzeldi. Ama aynı Edim, takımı 1-0 öndeyken, bencillik yapmayıp topu bomboş durumdaki Sertan’a verse, belki de takımı maçı koparacaktı. İkinci yarıda önce Cenk, sonra da Ferhat sahneye çıktı. Son sözü ise; oyuna sonradan dahil olan Muhammed Hanefi söyledi.
Karşıyaka-Malatyaspor
Transfer yapamayan ve bir çok oyuncusuyla yollarını ayıran, adeta sahaya forvetsiz çıkan Malatyaspor, en az bir puan umuduyla geldiği İzmir’de son dakikalardaki penaltı golüne teslim oldu. Ligin sürpriz şampiyonluk adayı Karşıyaka, sert savunma yapan ve karşısında etten bir duvar oluşturan Malatya’yı, 88 dakika dövdü. İzmir ekibi, aradığı gole oyunun bitimine 2 dakika kala Cihan’ın penaltısıyla ulaşıp, 3 puan kazandı.
Orduspor-Diyarbakırspor
Ordu’da ilk yarı konuk ekip, ikinci yarıda da ev sahibi iyi oynadı. Ama maçın tek golü Diyarbakır’dan geldi ve güneydoğu ekibi, evine altın değerinde 3 puanla döndü. İkinci yarının başında Rıdvan’ın kırmızı kart görmesiyle 10 kişi kalan Orduspor’un bu zaafiyetini, hemen değerlendiren Diyarbakırspor, Orduspor’u yenmeyi başardı. Maç sonrası Ordu cephesinde orta hakeme büyük tepki oluştu. Hatta bu tepki itiraza kadar gitti. Bu konuda TFF’nin kararı bekleniyor. Ama bana kalırsa MHK, Süper Lig’in başlamadığı bir haftada, böylesine önemli bir karşılaşmaya daha tecrübeli bir hakem vermeliydi.
Güngören Bld.-Çaykur Rizespor
İstanbul’da favori olarak sahaya çıkan Rizespor, maçın sonunda şok oldu. Zor maçları iyi oynayan ve sahasında lider Kasımpaşa dahil, bir çok güçlü takımı deviren Güngören Belediye, Rizespor’u da evine puansız yolladı. Gerçekten de baştan sona oyun disiplininden kopmayan ve hak ettiği bir galibiyet alan İstanbul ekibinin, devre arasını iyi değerlendirdiği gördük.
Kartal-Altay
Maç öncesi herkesin ‘fark atar’ dediği Altay, İstanbul’da bir puanı zor aldı dersek, yalan olmaz. Devre arası bütün futbolcularını kaybeden ve kampa bile gidemeyen Kartalspor, yeni oluşturduğu kadroyla Altay’ı adeta elinden kaçırdı. Altay’ın aklının, Türkiye Kupası’nda kaldığını söyleyenler, bence haklı çıktı. Nerede o; Galatasary’a, Ankaraspor’a kök söktüren Altay. Yeni hocası Tolgay Kerimoğlu ile birlikte tam bir onur mücadelesi yapan Kartal’ı ise kutluyorum.
Sakaryaspor-Gaziantep BŞB.
Sakaryaspor için bu karşılaşma, ikinci yarının ilk maçı olmasına rağmen çok çok önemliydi. Çünkü Tatangalar son sıradaydı ve sadece 9 puanları vardı. Kazanırlarsa, umutlu bir başlangıç yapmış olacaklardı. Ancak ilk yarıda yenildikleri rakiplerine, içeride de kaybettiler. Gaziantep Büyükşehir Belediye, 10 kişi kalmasına rağmen golü düşündü ve sahadan 4-2’lik zaferle ayrıldı.
K.Erciyesspor-Samsunspor
Erciyesspor ikinci yarıya, sorunlarını devre arasında çözmüş olarak başladı. Kayseri ekibi, moralli ve lige hazırdı. Samsunspor ise transfer yasağı nedeniyle sadece kadrosunu korumuş ve iyi bir kamp dönemi geçirmişti. İbre biraz daha ev sahibini gösteriyordu, ama Karadeniz ekibi iyi direndi ve ikinci yarıya bir deplasman puanıyla başladı.
Giresunspor-K.Karabükspor
İki takımın da puan cetvelindeki yerine baktığımız da, alınan 3 puanın ne denli önemli olduğu anlaşılır. Kazanan konuk ekip oldu ve altın değerinde bir 3 puanla evine döndü. İlk yarının sonlarını iyi sonuçlarla kapatan Giresunspor ise yenilenmiş kadrosuna rağmen sahasında taraftarını üzdü.
‘’Antalyaspor söke söke‘’
Antalya’da dün oynanan Fortis Türkiye Kupası maçı hem Antalyaspor, hem de konuk ettiği rakibi Gaziantepspor açısından ölüm-kalım mücadelesiydi. Gruptan çıkıp adını çeyrek finale yazdırmak için Antalyaspor’a galibiyet gerekirken, Gaziantepspor’a ise beraberlik dahi yetiyordu. Karşılaşma öncesindeki tahminimiz de bu doğrultuda şekillendi aslında. Ev sahibi Antalyaspor risk alacak, Gaziantepspor ise kontrollü bir oyun oynayacaktı.
Futbol anlayışları benzer iki takım ofansif karakterlerinden ödün vermediler, ama gol bölgelerinde özellikle de ilk yarıda çok kısırdılar. Beşinci dakikada Tita’nın pasında Hakan Özmen’in kaçırdığı golü bir kenara koyarsak biz bu koskoca bölümden hiçbir şey anlamadık.
Artık ikinci yarıda oyunun hızlanmasını ve temponun yükselmesini bekliyorduk ki öyle de oldu... Kelimenin tam anlamıyla kılıçlar çekildi. Antalyaspor tüm hücumsal gücünü kullandı ve Gaziantepspor kalesine bastırdıkça bastırdı.
Beto’nun kaleci Ömer’den dönen şutu belki de Gaziantepspor için kader anıydı. Daha sonra, özellikle de 60. dakikanın ardından müthiş bir Antalyaspor izledik. Kırmızı-Beyazlılar, yüreğiyle oynadılar ve kazanmak için her şeyi yaptılar. Bu Antalyaspor tablosunda da Ali Zitouni ve Ertuğrul performanslarıyla ön plana çıkan oyuncular oldular. Bu iki günün yıldızına arkadaşları da katılınca, ortaya 2-0’lık galibiyet çıktı. Çok pozisyon kaçırdı belki Antalyaspor, ama ligin ikinci yarısına hazır olduklarını gösterdiler. Ve bu da çeyrek final kadar önemli bir gelişmeydi.
Gaziantepspor’da Teknik Direktör Nurullah Sağlam’ın atak işi istenilen sonucu doğurmadığında devreye sokmak üzere bir ‘B planı’ geliştirmesi lazım. Çünkü dünkü maçta gerçekten çok zorlandılar ve kupada safdışı kaldılar.
‘’Bu ligin tadı başka‘’
Bank Asya 1.Lig’de ilk yarı yine nefes nefese tamamlandı. Statüsü itibariyle heyecanı hiç dinmeyen yarışta, Süper Lig’den geçtiğimiz sezon birlikte düşen Kasımpaşa lider, Manisaspor ise onu takip ederek ikinci oldu. Zirvenin bu ikiliden oluşması da aslına bakılırsa pek sürpriz olmadı. Her iki takım da yarışın başında favoriler arasındaydı, yani beklentiler karşılandı.
17 maçlık seride ‘sürpriz’ olarak nitelendirilebilecek işi ise Karşıyaka çıkardı. Genç ve başarıya aç bir takım kuran teknik direktör Reha Kapsal önderliğindeki Kaf Kaf, üçüncülüğe kurularak hasret içindeki taraftarlarını umutlandırdı. Hem Kapsal hem Karşıyaka taraftarı hem de tüm öğrencileri, kocaman bir alkışı hak etti. 2 sezondur Karşıyaka’da forma giyen ve asıl patlamayı ise bu sezon yapan 25 yaşındaki Cihan Yılmaz, Yeşil-Kırmızılılar’ın öne çıkan ismiydi.
Bu ana kadar yaşananlar da gösterdi ki, Bank Asya 1.Lig’de büyük heyecan asıl ligin ikinci yarısında yaşanacak. Çünkü zirvenin az da olsa uzağında kalan Çaykur Rizespor, Diyarbakırspor ve Altay gibi iddialı ekipler artık daha da hırslandılar. Play-Off umudu da ligin rengini artıracak unsurlardan. İlk altıya girerek sadece iki maç sonra Süper Lig’e çıkabilme fırsatını kullanmak için yine kıyasıya bir mücadele olacağı kesin.
Bank Asya 1.Lig’de en büyük hayal kırıklığını ise Sakaryaspor yarattı. Geçtiğimiz sezon İstanbul’daki Play-Off serisine kalmayı başaran Yeşil-Siyahlılar’ın 17 maçta sadece 9 puan toplaması ve ligin dibine demir atması gerçekten de futbol adına üzücü.
Herkesin yeni yılını kutlar, tüm takımlarımıza ligin ikinci yarısı için başarılar dilerim.
‘’Devamı var‘’
Bank Asya 1.Lig’de ilk yarı nefes kesen bir mücadeleye sahne oldu. Zirvede kopma olmadı. İlk altı için neredeyse tüm takımların şansı var.
Bank Asya 1.Lig’de yarışın ilk yarısı yine çarpıcı sonuçlar, yine nefes kesen maçlarla tamamlandı. Tüm bunlar gösterdi ki, Bank Asya 1.Lig’de heyecan kasırgası durmaksızın esmeye devam edecek. Öyle bir lig yaşıyoruz ki, zirvedeki takımlar bir türlü alt sıralarla arasındaki puan farkını açamazken, neredeyse puan cetvelinin sonundaki ekiplerin dahi ilk altıdan Süper Lig’e çıkma umudu var. İşte tüm bu noktalar zaten Bank Asya 1.Lig’i çok özel kılıyor. Devre arasında tüm takımlara iyi bir kamp dönemi ve ikinci yarıda başarılar diliyor, 17. haftanın değerlendirmelerine geçiyoruz.
Sakaryaspor-Kasımpaşa
Sakaryaspor puan cetvelinin zirvesindeki takımlara karşı daha bir dirençli oynuyor ama sonuca yansıtamıyor. Altay maçında da rakip kalede 3 gol bulan ve oyunu forse etme şansı yakalayan Tatangalar, Kasımpaşa’ya da direndi ama o kadar... Kasımpaşa ise içeride-dışarıda kazanıyor, Süper Lig’e ‘geliyorum’ diyor. Artıları hayli fazla, havaları iyi.
Manisaspor-Orduspor
Manisaspor zor çözülen bir rakibi baskılı futboluyla çözdü. Zirvede işlerin karıştığı haftada 2 puanlık bir kayıp onları sıkıntıya sokacağı için durum 1-1 iken yüklendikçe yüklendiler. Orduspor da sergilediği performansla Manisa’ya galibiyet için geldiğini kanıtladı ama bu kez olmadı. Her şeye rağmen Orduspor her zaman ilk 6’yı zorlayacaktır.
Karşıyaka-Çaykur Rizespor
İki takımın da çok önemli bir sınavıydı. Kazanan çok şey kazanıp araya moralli girecekti. Fakat kaybetmek ikisinin de işine gelmezdi. Maçın önemli bir bölümü de bu felsefeyle golsüz geçti. Hem Rize’nin, hem de Karşıyaka’nın anlık patlamaları oldu ama o kadardı. Ağır zemin de futbola olumsuz etki etti. Ve bu şartlar altında Karşıyaka fırsatçısı Yunus ile bir penaltı kazandı, Cihan attı. Karşıyaka, bu sonuçla hem üst sıralara, hem de vitrine çıktı. Zamanlama olarak da hayli önemliydi.
Gaziantep BŞB.-Diyarbakır
Sezona iyi girip ‘Belki bu sezon bir Antep takımını daha Süper Lig’de izleriz’ izlenimi uyandıran Antep Belediyespor, finali kötü yaptı. Öne de geçtiler aslında ama deneyimli Diyarbakırspor kadroyu oyunu ikinci bölümde çözdü. Antep’te maç sonu Suat Kaya’nın istifası, orada bazı sıkıntıların olduğunu da artık iyice su yüzüne çıkardı. Eğer toparlanma süreçleri uzarsa sorun büyük. Ekonomisi bozuk Diyarbakırspor ise profesyonelce bir mücadele veriyor.
Kayseri Erciyesspor-Altay
Altay son periyotta öylesi kayıplar yaptı ki, ayağına kadar gelen fırsatları tepiyor. Bunun bir örneği de Erciyesspor deplasmanında yaşandı. Dış sahada skor üstünlüğü sağlayamayınca, Kayseri temsilcisi çıktı, son anlara bir gol sıkıştırdı, Altay da ilk altıya zor girdi. Feyyaz Uçar ve öğrencilerinin ilk yarıyı iyi bir şekilde analiz etmesi lazım. Erciyesspor açısından bakarsak 1 puan Altay’dan alındığı için değerli. Ancak kadrosunun hakkını veremeyen Lacivert-Siyahlılar, toparlanmak zorunda.
Kartalspor-Karabükspor
Kartalspor kelimenin tam anlamıyla eriyor... Geçen sezon son anda Play-Off’un dışında kalan İstanbul temsilcisi, çok iyi girdiği sezonda yine dağıldı. Dağılma kelimesi ise bu kez gerçek anlamda kullanılabilir. Çünkü parasal sorunlar nedeniyle birçok oyuncu kulüple ilişkisini kesiyor, Kartal’a yazık oluyor. Karabük maçına İskender Alın ile Zafer’in kulüpten ayrılmasıyla moralsiz ve kadro olarak zayıf çıkan Kartal, beklenen bir yenilgi aldı. Karabükspor rakibinin bu zaaflarından yararlandı ve kendisini suyun üzerine attı.
Güngören Belediye-Bolu
Boluspor kendi evindeki Karşıyaka yenilgisini Güngören Belediyespor deplasmanında telafi etti. Geçen sezon yakalanan Play-Off bileti bu sezondaki beklentileri de katladı. Ancak geçen sezon kısıtlı sayılabilecek bir kadroyla zaten olmazı yapan Boluspor’dan bu kez yine çok güçlü ekiplerin arasında aynı başarıyı beklemek haksızlık olur. Boluspor sürprizlerin takımı Güngören’e sürpriz yapıp tatile huzurlu çıktı.
Adanaspor-Samsunspor
Adanaspor için hayati önem taşıyan bir maçtı. Kazandılar, nefes aldılar ama ligin yeni takımı da şu an itibariyle beklentilere yanıt veremiyor. En ciddi problemleri ise istikrar. Bu hem teknik kadro hem futbolcu istikrarıdır ki, skorlara da ancak böyle yansıyabilir. Samsunspor ise cepten yedi bu deplasmanda da. Süper Lig şansı dahi olan ama bu performansıyla yakalaması da imkansız olan takımlardan.
Giresunspor-Malatyaspor
Giresunspor yönetim değişikliği ile bir hava yakaladı. Bu Malatyaspor maçında da hissedildi. Geçen sezona ciddi bir renk katan Karadeniz temsilcisi, böyle devam ederse ikinci yarıda da o görüntüsüne bürünebilir. Galibiyetin bir başka değeri de şu an itibariyle asıl rakiplerinden olan Malatyaspor önünde alınmasıdır. Artık bıçağın kemiğe dayandığı Malatyaspor’a ise yazık oluyor. Bir dönemin popüler kulübüne kalıcı çözümler üretilmezse Bank Asya 1.Lig’e bile veda edebilirler.
‘’Sivas kötüyken kazanmayı bildi‘’
Sivasspor, Ankara’da ilk yarının son maçında Gençlerbirliği’ni tabiri caiz ise iki altın golle geçerek liderliğini tescil etti. Aslında gerçekten de maçın geneline baktığınızda, daha iyi oynayan, daha çok pozisyona giren Gençlerbirliği idi. Oyuna çok hızlı başlayan Samet Aybaba’nın öğrencileri Kahe ve Djite ile önemli pozisyonlardan yararlanamadı. Şu bir gerçek ki, geride kalan haftalara baktığımızda Sivas, Başkent’te her zamanki baskılı oyununu tutturamadı. Özellikle orta alandaki dağınıklığı savunmasına da zor anlar yaşattı. Gençlerbirliği birçok oyuncusundan yoksun olmasına rağmen sahaya çıkan 11’i ile çabuk düşündü, çabuk oynadı ve iyi bir pas yüzdesiyle oynadı. Tek eksik son vuruştaki beceriksizlikti. İşte bu alanda daha verimli olduğu için kazanan Sivasspor’du. Orta alanda Musa ve Muhammed gibi ofansif özellikli oyuncuların savunmadaki eksikliğini Gençlerbirliği iyi kullandı. İlk 45 dakikada Musa’nın kendi çabasıyla geliştirdiği nefis bir Sivasspor golünü izledik. Devre böyle biter derken Gençlerbirliği’nden Djite’nin şık kafa golü geldi.
İkinci 45 dakikanın böyle geçmeyeceğini Sivas’ın hocası Bülent Uygun da biliyordu. Nitekim orta alana çabuk ve dinamik Onur’u soktu. İlerleyen dakikalarda da mücadeleci kimliğiyle savunmayı iyi yapan İbrahim’i oyuna alarak Gençler’in etkili futbolunu önlemeye çalıştı. Tüm bunlara rağmen Sivasspor kalesinde abluka devam edince üçüncü stoper olarak Diallo’yu oyuna aldı, çare aradı. Ancak sahada gerçekten de ligin ilk yarısındaki en kötü Sivas vardı diyebiliriz. Ama ilk yarının en güzel gollerinden biri de bu maçta Muhammed’ten geldi. Tecrübeli oyuncu Sivas’ta ilk golünü atarken takımını da zafere taşıyan isimdi.
Ankara 19 Mayıs Stadı’nın suni çiminin ev sahiplerine yaramadığını gördük. Çünkü bu sahada oynayan 3 Ankara takımının puan cetvelindeki hali ortada. Demek ki bu yapay zemin konukların işine yarıyor. O nedenle Ankara takımları şimdiden gelecek sezon için bir karar vermeliler.
‘’Oyun iyi goller kötü‘’
Konya’da yine çok tartışılacak bir 90 dakika izledik. Meşhur Anelka’nın elle attığı golden sonra dün gecede ‘el mi?’, ‘değil mi?’ tartışılır pozisyonda Fenerbahçe öne geçti. Aslında Konyaspor maçın geneline baktığınızda kötü oynamadı. Ama şu bir gerçek ki, çok kötü iki gol gördü kalesinde. İşte rakip Fenerbahçe olunca böyle iki kötü golün altından kalkmak kolay olmuyor. İlk golde benim kişisel görüşüm Önder’in elinden çok konuşulması gereken Konyaspor kalecisi Oğuzhan’ın büyük hatası. Süper Lig’de oynayan bir kalecinin serbest atışta böyle çıkış yapması olacak iş değil. Eminim ki, hafta içi kaleci idmanlarında bu tür toplar defalarca çalıştırılmıştır.
Maça gelince; Giray Bulak aslında Fenerbahçe’yi çözmüş. Verdiği taktik doğruydu. Ancak düşündüğünü yapacak bir kadroya sahip olmadığı ortada. İlk yarıda yan toplarda Fenerbahçe kademesini dağıtmak istedi ama rakip savunma hata yapmadı. İkinci yarıda ofansif oyuncu değişiklikleri yaptı ve aradığı golü de istediği dakikada buldu. Oyuna sonradan giren Ferdi’nin ortasında Veysel tek vuruş yapsaydı belki oyun 2-2’ye gelir, maçın kaderi değişirdi. Ancak Veysel’in mücadelesine saygı duymak gerek. Tecrübeli golcü tek başına Konyaspor’u sezon başından beri sırtlıyor. Konyaspor’un en büyük eksiği öncelikle Veysel’in yalnızlığı. Artık devre arası geldi. İkinci yarıyı kazanca çevirmek için acilen yönetimin elini çabuk tutup bu kadroyu revize etmesi gerek, aksi halde!...