Arama

Popüler aramalar

‘’Şampiyon olduğu gibi‘’

Ligin yeni ekibi tecrübeli oyunculardan kurulu ama zamana ihtiyaçları var. Defansif anlamda da daha ısıran bir takım olması lazım Mersin’in. Dün Bursaspor’a karşı orta alan mücadelesinde çok yetersiz kaldılar. Bu kırılgan yapı bir anlamda mağlubiyetin hazırlayıcısı oldu. Bursaspor’un orta alandaki müthiş dörtlüsü Turgay, Ozan, N’Diaye ve Adem; takımın can damarı. Savunmaya da katkıları var, hücuma da...
Hava sıcak olmasına rağmen son saniyeye kadar hücum presi yapan Bursa, Mersin’de hak ettiği bir galibiyeti aldı. Mersin İdman Yurdu’nun yenilmesinin ana nedeni ‘ne derseniz’, Lacivert-Kırmızılılar henüz Nurallah Sağlam’ın oyun sistemini sahaya yansıtamadılar. Bu sistemin damar oyuncularından biri Zurita’nın güçlü orta sahalar karşısında yetersiz kaldığı bir gerçek. Dün de yanında ona katkı yapacak olan Nduka vardı. Ama Nduka’nın da Süper Lig tecrübesi ortada.
Sonuçta Nurullah Sağlam orta sahası zayıf, hücum gücü yüksek bir 11’le Bursaspor karşısında ister istemez sınıfta kaldı. İşte Kamanan, Moritz ortada. Sanırım Nurullah Sağlam, sonraki haftalarda daha fazla koşan, oyunu iki yönlü oynayan oyuncuları seçer.
Son olarak Bursaspor, yeni sezona da, şampiyon olduğu sezonun sinyallerini veren bir giriş yaptı. Bu yürüyüş gelecek haftalarda da sürer.

19 Eylül 2011, Pazartesi 12:00
YAZININ DEVAMI

‘’Burada futbol konuşuyor!‘’

Tabii ki, bu kadro koruma, bazı ekipler için zorunluluktan yani transfer yasağından kaynaklandı(Sakarayaspor-Konyaspor gibi). Öte yandan transfere doymayan ve hemen hemen kadrosunu baştan sona yenileyip yarışa başlayanlar da vardı.
İlk hafta maçlarına bu gözle baktık ve alınan neticelerden bir sonuç çıkarmaya çalıştık. Kısaca kadrosunu koruyanlar daha kazançlı gibi geldi bana. Örnek mi; Adanaspor, Gaziantep Büyükşehir Belediyespor ve Sakaryaspor’u hemen ilk sıraya koyabiliriz. Gelelim maçlara;

Denizlispor-Göztepe
Denizli’de ev sahibi, erken gollerle öne geçip rahatladı. Güvenç Kurtar’ın öğrencileri, rakibin iki savunma hatasını iyi değerlendirdi ve ilk yarıda işi bitirdi. Genel anlamda da ilk yarıda daha iyi oynayan bir Denizlispor vardı sahada. Ama Horozlar ikinci yarıya bu oyunlarını taşıyamadı. Göztepe zengin kadro yapısına rağmen Bank Asya 1.Lig’in yenisiydi. Belki de tecrübeli isimler bu faktörün acemiliğini yaşadı. İlk gol, Evren ve kaleci Akın’ın ortaklaşa hatasıydı. İkinci gol güzeldi ama Gohou, o kadar rahat kafa vurdu ki, savunmadan en ufak bir engelleme görmedi. 2. yarıda Göztepe toparlandı ve iyi bir dakikada da farkı bire indirdi. Özcan Kızıltan’ın ikinci yarıda Korhan Öztürk’ü oyuna sokması ile orta alandaki Göztepe etkinliğinin artırması, yine de puan için yetmedi.

Karşıyaka-Adanaspor
Kuruluşunun 100. yılında Süper Lig’i hedefleyen Karşıyaka, evinde şok yaşadı. Taraftarın 1 puanı bile buruk karşılayacağı 90 dakikadan puansız ayrılan Kaf Kaf, sezona kötü bir başlangıç yaptı. Adanaspor ise Levent Eriş yönetimindeki tecrübeli kadrosu ve atılan 2 golle galibiyete ulaştı. Güney ekibi geçen sezonki kadroyu koruyup, az sayıda nokta transfer yaparak lige hazırlanmıştı. Aslında kadroyu korumanın da bir anlamda transfer olduğunu bilmek lazım. Sanırım Adanaspor, sezon içinde saha dışı bir sıkıntı olmazsa, bunun meyvesini toplar.

Güngören Bld.-Akhisar Bld.
İstanbul temsilcisi, transfer rekortmenleri arasında yer alan güçlü rakibi karşısında evindeki randevuda gününde değildi. Hazırlık maçlarında göz dolduran mütevazi kadrolu Güngören Belediyespor’un futbolu, olsa olsa bir puana karşılıktı. Ancak Akhisar Belediyespor, kaptanı Emrah’ın saha içi yönetimiyle 3 puanı alıp, lige deplasman galibiyetiyle başladı. Konuk ekip, iki penaltıdan yararlanamamasına rağmen gülen taraf oldu.

Kartal-Elazığspor
Geçen sezon sahasında gol atmakta, maç kazanmakta çok çok zorlanan Kartalspor, ilk maçında sahadan 3 puanla ayrılmayı başardı. Bu sezon Bank Asya 1.Lig’e yükselen Elazığspor için, aslında kolay gözüken, en azından 1 puan koparabileceği bir karşılaşma gibi gözüküyordu Kartalspor maçı. Çünkü maddi sıkıntılar içinde olan ve kadro oluşturmakta zorlanan ev sahibinin karşısında, moralli ve 1.Lig’i özlemiş, transferlerle güçlenmiş Elazığspor’un, maçı kaybetmeden evine dönme ihtimali yüksekti. Ama futbol kağıt üzerinde değil, sahada oynanıyor. Kartalspor, sert ve mücadeleci futbolunu tek gollü bir galibiyetle ödüllendirdi.

Sakaryaspor-T.Linyitspor
Sakaryaspor 2.Lig’deki başarılı kadrosuyla Bank Asya macerasına çıktı. Transfer yasaklı Yeşil-Siyahlı ekip evinde Tavşanlı Linyitspor’u devirirken, bu ligin sürpriz ekibi olacağını gösterdi. Levent Demiray’ın frikik golüyle öne geçen Sakaryaspor, Tavşanlı Linyitspor’un bir de penaltıdan yararlanamadığı maçta, 3 puanı tek golle almayı başardı. Teknik direktör Şaban Yıldırım, sezon başında yaptığımız söyleşide bana, “Bu ligde durmak yok. Hedefimiz hemen Süper Lig. Çünkü Sakaryaspor’un kurtuluşunda ve uzun vadeli planlarında bu başarı çok önemli” demişti. Hocayı yakından tanıyanlar, boş konuşmadığını bilir. Pazartesi gecesi genç ve mücadeleci Sakaryaspor’u görünce, “Neden olmasın” dedim.

Giresunspor-Boluspor
Belirsizlikler ve sıkıntıntılarla lige hazırlanan Giresunspor karşısında, konuk ekip Boluspor, herkesce favori gösteriliyordu. Ancak Boluspor, beraberlik golünü oyunun son dakikalarında bulunca, beraberliğe sevinerek evine döndü. Sahada, kaybetmeyi asla aklından geçirmeyen mücadeleci bir Giresunspor vardı. Çotanaklar, ayaklarına gelen 3 puan şansını, ellerinden kaçırmanın burukluğuyla haftayı kapattı. Bolusporlular ise 1 puana sevinmek zorunda kaldı.

Bucaspor-K.Erciyesspor
İzmir’de ev sahibi iç saha avantajını kullanamadı. Bucaspor öne geçtiği karşılaşmada Emrah’ın golüne engel olamadı ve sezona bir puanla başladı. Erciyesspor ise çalkantılı bir sezon öncesi yaşamıştı. Kayseri ekibi için beraberlik iyi bir moral oldu.

Ç.Rizespor-Gaziantep B.B.
Takımın başına Hüseyin Kalpar’ı getiren ve önemli transferler yapan Çaykur Rize, taraftarı önünde sezona 3 puanla merhaba demek istiyordu. Ancak geçtiğimiz sezonun flaş takımlarından Gaziantep Belediye, beklediklerinden çok daha dişli çıktı. Geçtiğimiz sezonun flaş takımlarından biri olan Güneydoğu temsilcisi, 90 dakikada üstün olan taraftı. Ama onlar da gol yollarında etkisiz kalınca, mücadele başladığı gibi bitti.

Konyaspor-Kasımpaşa
Süper Lig’den bu sezon düşen iki takımın mücadelesinden, beklenen bir sonuç çıktı bana göre. İdddialı olan iki ekip de sezona mağlubiyetle başlamak istemezdi ve o nedenle kontrollü bir futbol oynadılar. Sonuçta 90 dakikadan golsüz beraberlik çıktı.

14 Eylül 2011, Çarşamba 12:00
YAZININ DEVAMI

‘’Darbe soldan geldi!‘’

Süper Lig’in ilk haftasında Anadolu futbolunun iki temsilcisi Bursaspor ile Kayserispor karşı karşıya geldi. Bursaspor umduğundan çok daha rahat galibiyet aldı. Maç öncesi kontrollü bir futbol beklentimiz vardı. İki takım da kaybetmek istemez ve lige puanla başlamak hedefinde olurlar düşüncesi vardı. Kayserispor’un sahaya çıktığı 11’inde iddialı bir diziliş gördük. Deplasmanda olmasına rağmen Şota zaman zaman 4-2-4, zaman zaman 4-3-3’e yatkın, asla savunmayı düşünmeyen, hücum orjinli bir kadroyla sahadaydı. İlk 25 dakikası sıkıntılı geçen karşılaşmada Ozan İpek’le gelen golden sonra Vederson’un füzesi Bursaspor’u rahatlattı. İkinci yarıda yine kontrolü elinde bulunduran ve hücumdan vazgeçmeyen bir Bursaspor vardı. Sahanın yıldızı Batalla 3. golü attıktan sonra Kayserispor’un karşılaşmaya havlu attığını söyleyebiriz. Bursaspor tarihi farka gidebilecek pozisyonlar yakaladı ama gol olmadı.

Genel olarak baktığımızda skoru bir kenara koyarsak, Bursaspor’da taşlar yerine oturmuş. Gidenleri kimse sormadı ama gelenlerin takıma büyük katkı sağladığı gerçek. Adem Koçak-N’Diaye ikilisi gerçekten iyi. Savunmanın sağındak Basser yerini bulmuş. Ama bir kişi hariç. O da Bangura. Gerçekten Sierra Leoneli’nin bu kadronun futbolcusu olmadığı belli. İyi niyetli ama potansiyali yeterli değil. Sestak ve Tagoe takıma girerlerse, Bursaspor şampiyon olduğu senedeki havasına bürünür. Kısacası Bursaspor her geçen hafta üstüne koyar.

12 Eylül 2011, Pazartesi 12:00
YAZININ DEVAMI

‘’İlk yarıda iş bitti!‘’

90 dakikayı analiz ettiğimizde sorunun yanıtını çok net görüyoruz. Göztepe de, Denizlispor da sezon öncesi en çok transfer yapan ekiplerden. Ancak Yeşil- Siyahlılar yenilenme sürecini çabuk aşmış ve daha birbirini
tanıyan, koordinasyonu iyi bir takım görüntüsü verdi. Özellikle ilk 45 dakikada maç ev sahibi adına kopabilirdi. Gohou, Fatih Ceylan ve Güray üçlüsü her seferinde o kadar rahat geldi ki Göztepe savunmasının üzerine, ilk yarıda iki golden daha fazlası da olabilirdi. Futbol adına Göztepe ilk yarıda hiçbir şey yapmadı. İkinci devrede Özcan Kızıltan oyuncu değişikliklerine gidip, dengeyi kurdu. İlhan Şahin’le 64. dakikada gelen golün amanlaması da güzeldi. Bu dakikadan sonra Göztepe ne yaptığını bilen bir takım haline gelirken, Denizlispor’un paniklemesi ve Koray’ın sakatlanıp çıkması, Göz Göz’ü beraberliğe yaklaştırdı. Ancak Denizlispor daha fazla takım olmayı başardığı için sahadan 3 puanla ayrıldı. Kısacası her şey ilk yarıda bitti. 32 dakikalık bölümde golleri bulan ve rakibini boğan Denizli, sezona zaferle başladı. Bir anlamda hak eden
kazandı.

10 Eylül 2011, Cumartesi 12:00
YAZININ DEVAMI

‘’İlk 6 sürpriz olmaz‘’

Sıkıntı saha dışında
Konyaspor: Geride bıraktığımız sezon Süper Lig’den düşen Konyaspor’un en büyük sıkıntısı saha içinden çok, saha dışında. Mali yapının bozukluğu, ister istemez takımın kimyasını etkiliyor. Ancak Yeşil-Beyazlılar tecrübesi ve ismiyle lige ağırılığını koyacaktır.

En hazır takım
Kasımpaşa: Geçtiğimiz sezon Süper Lig’e veda eden bir başka takım olan Kasımpaşa, en hazır ekiplerden biri. Düşerken tekrar çıkmak adına iyi hamleler yapan Kasımpaşa, kadrosunu korudu ve iyi mali hamleler yaptı. Teknik direktörlük koltuğuna ise daha önce Kasımpaşa’da çalışmış çalışmış Uğur Tütüneker getirildi. Sorunsuz yapısı ve bu ligde daha önce yaşadığı başarılara bakarsak Kasımpaşa’yı en güçlü Süper Sig adayları arasında görmek hayal olmaz.

Transferde boş durmadılar
Bucaspor: Buca Arena’da geçen yılki Süper Lig tecrübesiyle etkili bir Bucaspor izleyebiliriz. Transferde boş durmayan Ege ekibi, hedefleri olan bir takım. Bucasspor’u ilk 6 adayları içinde sayabiliriz.

Yepyeni Kaf Kaf!
Karşıyaka: 100. yılında Süper Lig hedefine kilitlenen Karşıyaka, yepyeni bir kadro kurdu. Başlarına bu ligde daha önce iki takımı Süper Lig’e taşımış Reha Kapsal gibi bir isim var. İzmir ekibi şampiyonluk yarışında kesinlikle yerini alacaktır. Kaf Kaflar’ın etkili taraftarı kontrolü elinde tutarsa, takımları özellikle içerideki tüm maçlarda çok daha müthiş bir performans sergiler.

Kalpar büyük avantaj
Rizespor: Karadeniz ekibi sezona yine Süper Lig parolasıyla başlıyor. Ofansif anlamda güçlendirilen kadronun defansif anlamda çok da yeterli olduğunu söyleyemeyiz. Geçen yıl Samsunspor’u Süper Lig’e taşıyan Hüseyin Kalpar’ın takımın başında olması artı değer. Ancak şu an için çok tatmin edici bir düzeyde değiller.

Misafir olmazlar
Göztepe: Yıllar sonra tekrar Bank Asya 1. Lig’e yükselen Göztepe, bu ligde misafir olmak istemiyor. Bir holding takımı olarak, müthiş taraftar desteğiyle Süper Lig’e çıkmak isteyen Göztepe’nin yeni kadrosuyla biraz sabırlı olması gerekir. Çünkü erken başarı baskısı takımı olumsuz etkileyebilir ve bu baskı da muhtemelen olacaktır.

Çıtayı yükselttiler
Akhisar Belediyespor: Geçen yıl ligde kalmayı başaran Ege temsilcisi, bu sezon çıtayı yükseltmiş görünüyor. Yapılan transferlerin niteliği ve sayısı haklı olarak Akhisar Belediyespor’un ligde kalma gibi bir hedef içinde olmadığını gösteriyor. Benim de kişisel kanım; bu yenilenmiş kadronun korkulu rüya göremeyeceği yönünde.

Hedefleri belli!
Güngören Belediyespor: İstanbul temsilcisi, bu sezon da ligde kalmak için mücadele edecek ve sürprizlere gebe bir ekip olarak izleyebiliriz. Kadrosunu kısmen revize eden Güngören Belediyespor, geçen sezon takımda fazla oynamamış ama yetenekli olan isimleri transfer etti. Bu sezon da sürprizlere imza atan bir Güngören Belediyespor bizi bekliyor.

Kriz onları da vurdu!
Kartalspor: Yönetimsel anlamdaki sıkıntıları ve mali yetersizliği Kartalspor’un belini büken en büyük faktörlerin başında geliyor. İstanbul temsilcisi eski başarılı günlerini arar bir vaziyette. Kısaca Kartalaspor’un yeni sezon öncesi
pek de tadı yok.

İş gençlere kaldı
Sakaryaspor: Bu sezon Bank Asya 1. Lig’e yükselen Sakaryaspor da transfer yasaklılardan. Çoğunluğu Sakaryalı gençlerden oluşan Tatangalar, bu ligin sürpriz takımı olur. Ancak haftalar ilerledikçe tecrübe kazanan ekibin daha iyi işler yapması mümkün.

Top tecrübelilerde!
Tavşanlı Linyitspor: Geçen sezonun flaş takımı yeni sezonun da transfer rekortmenlerinden. Başlarına tecrübeli bir teknik adam Coşkun Demirbakan’ı getiren Kütahya ekibinde yapılan revizyonun etkisi hemen olmayabilir. Ancak geçen sezonki başarı Tavşanlı Linyitspor’un üzerinde yeni sezonda bir baskı yaratabilir. Oğuz Dağlaroğlu, Tanju ve Mehmet
Akyüz’ün yerini doldururlarsa işler yolunda demektir. Tecrübeli isimlerin katkısı takımın kaderini belirler.

Az ama öz iş...
Gaziantep Bld.: Bu ligin her zaman çekinilen takımlarından biri. Düzgün yönetimi ve dengeli bütçesiyle iyi bir kulüp. Kadro olarak çok fazla transfer yapmadılar ama çok da kayıp yaşamadılar. İstemediklerini gönderdiler, istediklerini oyuncular da kaldı. Az ama öz transferle yeni sezona hazırlandılar.

Play-Off adaylarından
Elazığspor: Doğu ekibi uzun bir aradan sonra tekrar bu lige gelmenin heyecanını yaşıyor. Yabancısı olmayan tek takım konumundaki Gakkoşlar kadroyu büyük ölçüde korurken önemli isimleri de takviye etti. Elazğıspor’un play-off adayları arasında yer alacağını söyleyebilirim.

Şampiyonluğa yeter
Boluspor: Bu ligde inişli-çıkışlı bir grafik çizen Boluspor yeni sezon öncesi orta halli diyebiliriz. Geçen yıla göre daha kontrollü davranan Boluspor için sezon ortasını görmek gerek. Çünkü sezon başlarındaki hedeflerinin altında kalarak taraftarını hayal kırıklığına uğratan Yarenler; sütten ağzı yanmış, yoğurdu üfleyerek yer haldeler. Ancak kadronun yine de şampiyonluk için çok yeterli olduğunu söyleyemeyiz.

Işık vermiyorlar
Erciyesspor: Kayseri temsilcisi çok ışık vermiyor. Başkanın futbol sevgisi ve maddi gücünün takıma pek yansıdığını söyleyemeyiz. Sanırım ligin ilk yarısındaki konumu, Erciyesspor’un bu sezonki yarıştaki durumunu da belirler.

Horoz’dan korkulur!
Denizlispor: Yeşil-Siyahlılar’da genel anlamda kurulan kadronun şampiyonluğa oynayabileceği görmek mümkün. Güvenç Kurtar’ın yönetimindeki Horozlar, yeni yönetimin de sağladığı mali destekle bu sezon Bank Asya 1. Lig’de ses getirir.

‘Ligde kalalım yeter!’
Giresunspor: Transfer yasağı ve kulübün kayyuma teslim edilmesi Giresunspor’un en büyük handikapları. Havasını kaybetmiş ve önünün çok iyi göremeyen Karadeniz ekibinin sezon başı tablosu, ‘ligde kalalım yeter.’

09 Eylül 2011, Cuma 12:00
YAZININ DEVAMI

‘’Hiddink'in kararları!‘’

Yanıt: Oyuna, kadroya ve tempoya bakarsanız Hiddink bir kazaya uğramaktan çok korkuyordu. Sahadaki oyuncuların mantalitesi de bunu doğrular nitelikteydi. Diyebilirsiniz ki sakatlar, cezalılar nedeniyle zorunluluktan böyle bir 11 çıkarmak zorunda kaldı. Ancak bir maç önce Almanya’dan 6 gol yiyen ve aşırı savunma zaafı içinde olan bir ekibe karşı çıkan kadro bize bunu söylemekten başka bir şey bırakmadı. Kulübeye baktığınızda Kazım, Cenk Tosun, Gökhan’ı görmek düşündürücü. Oysa en azından bu 11’e bir Cenk Tosun eklenip Burak ile ikisinin rakibi kısa sürede dağıtması planlanabilirdi. Hollandalı hoca ilk yarıda Umut, Burak ve Arda’yı hücumda yer değiştirerek oynatıp rakibin dengesini bozmak isterken, takımımız ancak Burak’ın forvetin ortasında oynadığı anlarda gole yaklaştı. Orta alan tercihi, yan pası seven, oyunu yavaşlatan ve taktik gereği böyle oynayan oyuncular topluluğu şeklindeydi. Bunun iyi bir karar olmadığı da ortada. Evet, avantajlıyız ama işi garantilemek gerekirken kötü anılarımızın da olduğu son
maça bırakmak niye?

07 Eylül 2011, Çarşamba 12:00
YAZININ DEVAMI

‘’Nefesler tutuldu‘’

Kazanmamız gereken maça çıkarken futbolcularımızın üzerinde bu duygunun bir baskı yaratması normal. Üstelik erken gol atıp rahatlama isteği çabuk oynamaya zorladı bizi. Bu da beraberinde pas hatalarını getirdi. Dün gece Türk Telekom Arena’da bunu yaşadık. Allah’tan Burak’la gelen gol 1-0 soyunma odasına girmemezi sağladı. Selçuk eski takım arkadaşına geçen sezondan bir esinti yaşattı. Burak da aynı güzellikte bir gol attı. Bu gol olmasaydı evimizde bir kabus yaşardık diye düşünmüştüm.

İlk yarıya baktığımızda Emre ve Selçuk ikilisinin futboluyla ayakta kaldık. Ama ikinci yarı hakikaten tribündeki ve ekran başındakileri şaşkına çeviren bir oyun vardı sahada. Herkes fark bekliyordu ama rakibin attığı şok gol karşısında dağıldık. Ardından kaçan penaltı ve hakemin nizami bir goülümüzü saymaması bizi oldukça gerdi. Belçika’nın aldığı beraberlik grup ikinciliği açısından bize çok büyük avantaj sağlamış oldu. Kazakistan’a kaybedeceğimiz puanın bedeli ağır olabilirdi. Hiddink, Gökhan Töre, Selçuk Şahin ve Umut’u oyuna sokarak son saniyeye kadar kazanma hamlelerini yaptı ama asıl hamle olan anlayıştaydı. Çok zayıf bir rakibiniz var. Ofansif görünen bir kadroya rağmen sahada bir golücünüz yok. A Milli Takım’ın en büyük sıkıntısı bu. İstediğiniz kadar iyi oynayın Burak’ın iyi veya kötü gününde olmasına bağlı bir kader çizginiz var. Milli futbolcu olma özelliğini gösteren Arda ise maça damgasını vuran isim oldu. Böylece Avusturya yolculuğuna umutla gitme fırsatı yakaladık.

03 Eylül 2011, Cumartesi 12:00
YAZININ DEVAMI

‘’Eyvah!‘’

O nedenle top bizdeyken iyi de, top rakipteyken bu takım ne yapacak, diye merak ettim. Çünkü genel anlamda savunmayı sevmeyen değil, yapamayan oyuncular topluluğuydu Bursaspor. Nitekim ilk 45 dakika da bizi yanıltmadı. Skor hariç. Öyle pozisyonlar verdik ki rakibe, Allah’tan Carson devleşti, Serdar Aziz sahneye çıktı, rakip beceriksizdi ve Bursaspor gol yemeden soyunma odasına gitmeyi başardı. Peki bu kadro ne yaptı derseniz. Yan paslarla rakibin kademesini bozup hatalardan yararlanmaya çalıştı. Bir pozisyonda Bangura ile gole yaklaştık ama aradığımız golü Çek hakemin hediye penaltısıyla bulduk. Bana göre ilk yarının sonucu bizim adımıza mucize bir skordu.

İkinci yarıya Ertuğrul Sağlam, İnsua’nın yerine orta sahaya Krita’yı alarak başladı. Savunması ve sert futboluyla Krita iyi bir tercihti. Ama en önemlisi skoru korumak ve gol yememekti. Ancak Kaptan Ömer’in tecrübesine yakışmayacak bir şekilde verdiği penaltı, morallerimizi bozdu. Aslında Anderlecht’in bir Gomel olmadığını maç oynanırken farketti Bursaspor. Kendi sahamda nasıl olsa kazanırım, duygusu biraz ağır basmıştı. Oysa Belçika ekibi oyun disiplini ve kurgusuyla ne yaptığını bilen bir takımdı. Bursaspor’da hücum presini en iyi yapan Turgay gibi bir oyuncunun cezası nedeniyle olmayışı büyük bir eksiklikti.
Çünkü geriden oyunu iyi kuran ve hücumu iyi yapan takımlara karşı hücum presi yapmazsanız, sıkıntı yaşarsınız. Anderlecht karşısında taraftarın coşkusuyla kopuk kopuk hücumlar yaptık. Ama yaparken de kendimize inanmadık. 90 dakikaya baktığımızda, rakibe bu kadar pozisyon verdiğimizi de düşünürsek maçın istediğimiz gibi bitmesi mümkün değildi. Rakibin attığı 2. gol de gardımızı düşürdü.
Gerçekçi düşünmemiz gerekirse bizim için bu maçın hakkı en fazla beraberlik olurdu ama onu da beceremedik. Dün gece sahada Bursaspor’da ayakta kalan kim vardı derseniz, kaleci Carson ve Serdar Aziz..

19 Ağustos 2011, Cuma 12:00
YAZININ DEVAMI