‘’Zor da olsa Galatasaray‘’
Bursaspor dün gece Arena’da sahaya çıktığında, “Ben buraya 1 puana geldim, haberiniz olsun” der gibiydi. Açıkçası ilk 45 dakikaya baktığımızda 2’de Sestak’ın Muslera’da kalan kafa şutundan başka tek bir atakları yoktu. Galatasaray ise önce orta alanda üstünlüğünü kabul ettirdi, sonra bol ve çabuk pasla rakibine karşı etkiliydi. Ancak ev sahibinin saydığımız bu olumlu yönlerine rağmen ilk 45 dakikada onlar da sadece golde vardı. O da Engin’in ekstra yarattığı pozisyon ve al da at dediği Elmander’in golüydü. Galatasaray ilk yarıdaki iyi futboluna rağmen sıkıntısı, gol aradığı üçüncü bölgede çoğalamamasıydı. Bu noktada Kazım ile Riera’nın etkisizliği de önemli rol oynadı. Ancak ilk yarıdaki 1-0’lık skor, oyunun özeti anlamına geliyordu. İkinci yarıda Galatasaray sonucu perçinlemek için ikinci golü ararken, tedirgin bir şekilde savunmayı da elden bırakmadı. Bu anlayış, Sarı-Kırmızılılar’ın hücumda çoğalmasını da engelledi. Dolayısıyla Sarı-Kırmızılılar iç sahada oynamasına rağmen ikinci golü bulmak adına çok zorlandı.
Şampiyon olduğu sezon İstanbul’da çok başarılı sonuçlar alan Bursaspor ise 2010’daki görüntüsünden uzaktı. Yine de 1-1’i yakaladıktan sonra maçı kaybetmemek için elinden geleni yaptı, hatta ileriye de çıktı. Galatasaray’da ise “60’ta oyuna girer, krizi çözer” denilen Baros, 80’de de sahaya çıksa farkını ortaya koydu ve hem Terim’e, hem de Galatasaraylılar’a nefes aldıran golü kaydetti. Galatasaray zor, ama önemli bir galibiyet elde etti. Bursaspor ise beraberlik için yeterli bir futbol sergiledi. Ama son dakikada yedikleri golle 1 puandan da oldular.
‘’Tükeniş‘’
Kocaelispor’u bu hale getirenler utansın. Şimdi de yetmiyormuş gibi ‘kulüp kapansın’ diye kampanya yapıyorlar. Nerede o gol attıkları zaman tribünlere dönüp formayı öpenler, nerede o Sakarya’da skor 4-1 iken skorboarda plaka yazdırmamak için 5. golü kalesine atanlar... Derler ya ‘düşenin dostu olmaz’ bu sözün karşılığı Kocaelispor. Çok şey söyleniyordu yine de gidip soru işaretlerini kafamdan kaldırıp gerçek resmi görmek istedim. Bir zamanlar Türkiye Kupası’nı müzesine götüren, Avrupa’da Türkiye’yi başarıyla temsil eden kulübün tesisinden içeri girdiğimizde bizi Yakup karşıladı. Yakup kim mi? O Kocaelispor’un en sadık dostu, papağanı. Herkes terk etmiş ama Yakup ekmek yediği yere ihanet etmemiş. Katları dolaşırken de bizim peşimizdeydi. Tesisler harabe, bakımsızlıktan dökülüyor, camlar kırık, elektrikler kesik, doğalgaz kapatılmış. Yemekhanesinde yemek pişmeyen bu tesis bir zamanlar A Mili Takım’ın kamp yeriydi.
Borçlar bahane oldu
‘Takım nerede’ diye sorduk, ‘spor salonunda çalışıyor’ dedi orada bir görevli. Zaten 3 kişi kalmış koca tesiste. Yaşları 17-18 olan 20 genç antrenman yapıyordu. Bu çocuklar U-18 takımı oyuncuları. Hepsi yetenekli ama aralarında birkaç abi olsa daha moralli sahaya çıkarlar. Çok tecrübesizler. Kulüp tüm maddi sıkıntılarına rağmen yine de bu hale düşmeyebilirdi. Ancak kulübü kurtarmak için gelenler bir anlamda kulübü kapatmaya gelmişler. Borçları bahane ederek Körfezspor’a bütün oyuncuları vermişler. Üstelik bunu yaparken darbe üstüne darbe vurulmuş. Kulübün 3 yıllık kira geliri bile bu oyuncular gitmeden önce (360 bin TL) alınıp Kocaelispor’u adeta susuz çöle çevirmişler.
Tarih olmasınlar
Tarihi çınar o kadar köklü ki, bu kulübün formasını şan ve şerefle temsil etmiş eski futbolcuların gönlü razı olmamış bu tabloya. Eski kaptanlardan Orhan Görsen’in başkanlığında oluşturulan yönetim tüm olumsuzluklara rağmen liglerin gecikmesini de fırsat bilerek kazanılan zaman içinde prosedürü tamamlayıp, takımı 2. Lig’e başlatmayı başarmışlar. Sonuçlar tabii ki çok kötü. Çok farklı mağlubiyetler Kocaelispor’u sevenlerin içini kan ağlatıyor. Belediye, takımı antrenmanlara götürüp getiren bir otobüs tahsis etmiş. Ama bu temiz yönetim karşısında belediyenin de destek olacağı söyleniyor. Gerçek Kocaeliler şöyle bir Türk Futbolu’nda geçmişe baksınlar... Vanspor, Erzurumspor, Malatyaspor yok. Bu takımlar bir zamanlar nerelerdeydi, şimdi niye yoklar, bir düşünsünler.
Kurtuluş Savaşı!
Hedef Kocaelispor’u da mı bu kervana katmak. Kaybetmek çok kolay. Önemli olan bu aşkı küllerinde doğdurup tekrar canlandırmak. Bunun yolu birlik ve beraberlikten geçiyor. Kişisel hesaplaşmaları bir kenara bırakıp, görevde olan tertemiz isimlere destek olmak. Gördüğüm kadarıyla şu anda Kocaelispor’u gerçek gönüllüler ekibi yönetmeye çalışıyor. Başkan eski kaptan Orhan Görsen, teknik direktör yine eski kaptanlardan Yalçın Kıldıran, yardımcısı eski kalecileri Rüstem İsmailoğlu ile birlikte yönetici arkadaşlarıyla birlikte saygı duyulacak bir kurtuluş, onur savaşının içindeler.
Başka Kocaelispor yok
Son söz; Kocaelispor, Kocaelilerindir, O nedenle Kocaelispor’u çıkar uğruna, siyaset uğruna, rant uğruna tarihin karanlık sayfalarına gömülmesine izin vermeyin. Çünkü bundan başka Kocaelispor yok unutmayın...
‘’Hoş değil boş bir gece‘’
Maçın ilk yarısı kocaman bir sıfır. Zaten skor tabelası da öyleydi. Bizim Milli Takım el freni çekili araba gibi. Azerbaycan ununu elemiş, eleğini asmış geleceğe dönük bir yapılanma peşinde. Olsun, kardeş bir ülke gelmiş prestij maçı oynuyorlar. Bizse kazanırsak Almanya’dan gelen sonuçla birlikte play offu garantileyecğiz. Ancak ne tempo, ne gol girişimi, ne de pozisyon hak getire! En azından rakip üzerinde bunaltıcı bir baskı kurup, bunaltıp kart problemi yaşatılır. Onu bile yapamadık. Notlarıma bakıyorum; Bir Kazım’ın savunmadan dönen topa penaltı noktası üzerinden dışarıya giden vuruşu ve dört tane de Hamit’in attığı şut. Kısaca ilk yarıya bakacak olursak, bu takım play offa gitse ne olur!
İkinci yarı başladı, önümüzdeki monitörde Almanya: 3, Belçika: 0 yazıyor. Ama biz ne yapıyoruz? Nasıl olsa bize bu skor yeter havasındayız. Oysa rakibin fazla bir şey yaptığı yok. Hücum bile yapmıyor, sadece koşup, savunma yapıyorlar. Bu da çok normal. Kaleyi mi açsınlar! Tabii böyle bir maçta fanteziler üretilmez mi! Tribünde birisi dedi ki, “Şu anda biz gol yesek play offa gidemiyoruz.” Bir başka arkadaşımız, “Eğer maç böyle bitse Azerbaycan ikili averajda bizden üstün olacak. Düşünün bir milli maçta bu kadar futbol geyiği yapacak biçimde konuşabildik ve yazdık. Bu muhabbet arasında Burak ile golü bulduk, keyiflendik. Geceyi özetlersek, Gökhan, Selçuk, Servet ve Aurelio 11’de yoktu ama değişen bir şey de yoktu. Hoş değil boş bir geceydi. Arena’dan umutlar kırık, evin yolunu tuttuk.
‘’Darbenin adı Bolu‘’
Bolu Beyi bu sezon lige sağlam başladı. İlk 5 hafta Yarenler’in tam istediği gibi geçti. Bu ligde her teknik direktörün şöyle bir hesabı vardır sezon başlarken; ‘tüm sezon oynayacağımız maç sayısı 34 ve 2 puan ortalamayla 68 puanı toplar, Süper Lig’e çıkarım.’ İşte Boluspor’un ilk 5 maçlık serisi aynen böyle. Cihat Arslan’ın öğrencileri içeride kazanıp dışarıdan getirdikleri 2 beraberlikle zirvede. Tabii bu tablo Boluspor’un iyi tarafı. Peki soru işaretleri yok mu?.. Haksızlık etmeyelim ama işler iyi giderken de eleştirilerimizi söylemek daha gerçekçi olur. Sağlam savunma yapmaları iyi de gol yollarında daha atak ve üretken olmalı Boluspor. Çünkü her maç son dakikalarda veya tek golle kazanılmayabilir. Ama ligin daha başındayız, puanlar kazanıldıkça ve galibiyetler alındıkça takımın özgüveni artar ve bir takım sorunların üstesinden gelmek daha da kolay olur. Kısaca Boluspor bu avantajı yakaladı, bundan sonra iyi kullanması gerekir. Adanaspor Bolu’ya lider geldi, ama maç sonunda bu unvanını rakibine verdi. Ümit Tütünci’nin attığı tek penaltı golü, maçın skorunu belirledi.
Müthiş ikili: Jallow-Bikoko
Haftanın bir başka ilginç karşılaşması Rize’deydi. Maç öncesi tablo iki tecrübeli kadronun beraberliğe razı bir futbol ortaya koyacağı yönündeydi. Ancak önce konuk ekip, rakibinin kendi kalesine attığı golle öne geçti. Ardından Ousman Jallow sahneye çıktı. Üst üste attığı gollerle takımını rahatlattı Gambiyalı. Karadeniz ekibi, hırslı ve atak futbolunu 4 golle süslürken, sahadan 3 puanla ayrılmayı başardı. Geçtiğimiz sezon Samsunspor’da olduğu gibi Hüseyin Kalpar Rize’de de kazanmaya bilenmiş bir ekip yarattı. Bundan da önemlisi, Rize’nin en büyük sorunuydu gol. Kalpar, Samsunspor’daki Zenke-Agbetu ikilisinden daha iyisini Rİze’de oluşturmuştu. Jallow ile Bikoko bu ligin üzerinde golcüler. Bir büyük artıları da arkalarında Mehmet Al gibi klas bir oyuncu bulunması. Kasımpaşa’ya gelirsek... Tecrübeli bir takım olmalarına rağmen savunmada sıkıntıları var. Bu yenilgiden gerekli dersleri alacaklardır.
İzmir’de ise Karşıyaka’nın düşüşü sürüyor. 100. yılına büyük umutlarla giren Kaf Kaf, kendisinin beşte biri bütçeyle mücadele eden Güngörenspor’un bile altında, puan cetvelinde. İyi transferler yaptılar, ancak çok isimle bir yere varılmıyor, önemli olan takım olabilmek. Genel görünüm; birbirine uyumsuz ve katkısı olmayan isimler topluluğu var Karşıyaka’da. Reha Kapsal ligi iyi tanıyan ve bilen bir teknik adam olmasına rağmen, maya tutmamış gibi gözüküyor. Erciyesspor ise zor bir deplasmanda, kazanmasını becerdi ve beraberlik takımı olma özelliğinden kurtuldu.
Şaban hocaya ayıp edildi
Konyaspor, Sakarya’da gol orucunu bozarken ilk 3 puanını da aldı. Bu sonuç Yeşil-Beyazlılar için lige dönüş anlamına geliyor. Fakat en büyük alkış, Sakaryaspor taraftarına. Takımlarına, mağlup olmasına rağmen sahip çıkan ve maç sonrası tribünlere çağıran Tatangalar’ı kutluyorum. Çünkü bu takımın tecrübeye ihtiyaçı var ve destekleri sürerse mutlaka başarı gelecektir. Ancak aynı övgüyü Sakaryaspor yönetimi için sarfetmek zor. Teknik direktörü canlı yayında görevden alan yönetimin davranışı, çok yakışıksızdı. Çünkü bu takımı hiç umutları yokken 2.Lig’den alıp 1.Lig’e çıkartan ve bir mucizeye imza atan Şaban Yıldırım’dı. Dolayısıyla böylesi bir hareket hiç yakışık almadı. Üstelik Yıldırım, Sakaryaspor’a her şeyini verebilecek bir isimken. Kulüpte kongreye 10 gün varken, yönetimin böyle bir düşüncesi varsa bile en azından beklemesi daha etik olurdu. Gelelim ligin iddialı takımı Denizlispor’a... Lige Göztepe galibiyetiyle başlayan Horoz, 4 maçtır kazanamıyor. Tavşanlı Linyitspor’a Fethiye’de 3-1 kaybeden Güvenç Kurtar’ın ekibinin üstüne kara bulutlar erken geldi. Bir türlü savunma kurgusunu oturtamayan Denizlispor, hücumda da etkisiz gözüktü. Geçen sezonun flaş ekibi Tavşanlı ise Coşkun Demirbaka’la tekrar eski havasını bulmaya başladı.
Göztepe iyice alıştı
Bu sezon ilginç sonuçlara imza atacak takımlarından biri de Kartal olacak. İstanbul temsilcisi eskiden olduğu gibi evinde rakiplerinin kabusu olacak. Aradaki Erciyes yenilgisini bir kenara koyarsak, Elazığ’dan sonra Bucaspor’u ra devirdiler. Giresun’da ise yine beraberlik vardı. Tüm sıkıntılarına rağmen iyi bir mücadele sergileyen Çotanaklar, eldeki kadronun kıymetini bilmeli. Kent bu takıma sahip çıkarsa, rahat bir sezon geçirmeleri mümkün. Üstelik evlerinde Göztepe önünde alınan golsüz beraberliği küçümsememek lazım. Göz Göz’e gelince; Sarı-Kırmızılılar bu ligin yenisi olarak artık ısınmaya başladı. Her geçen hafta üstüne koyarak ilerliyorlar.
Beraberliğe aboneler
İstanbul’da favori, konuk ekip olarak gözüküyordu. Bu maç öncesi aleyhlerinde verilen 5 penaltı ve bol kırmızı karttan sonra Güngören’in, güçlü rakibi Elazığspor karşısında puan şansı oldukça zayıftı. Ancak Güngören iyi bir mücadele ortaya koydu ve sahadan 1 puanla ayrıldı. Akhisar’da ise beklenen bir sonuç ortaya çıktı. Gaziantep Büyükşehir Belediyespor, 5 maçta 5 beraberlik alarak dikkatleri üzerine çekti.
‘’Asya Kaplanı!‘’
Tam 4 hafta geride kaldı ve dönüp baktığımızda Süper Lig’den düşen Konyaspor’un, rakip filelere bir gol dahi atamaması ilginç. Tam 4 hafta geride kaldı ve dönüp baktığımızda Süper Lig’den düşen Konyaspor’un, rakip filelere bir gol dahi atamaması ilginç. Ayrıca Gaziantep Belediyespor da oynadığı 4 maçta ne yendi ne de yenildi. Sıkı bir beraberlik takımı olma yolunda anlaşılan. Hafta içi oynanan 4. maçlar sonunda Adanaspor, Boluspor’dan liderliği almayı başardı. Önümüzdeki hafta bu iki takımın Bolu’da oynayacakları karşılaşma, böylece daha bir anlam kazandı şimdiden. Puan cetvelinin dibindeki Güngören Belediyespor’un oynadığı 4 karşılamada 5 penaltıya sebebiyet vermesi, sezon başı için ilginç bir not. İstanbul ekibi bu ortalamayla giderse, bir rekora imza atar! 4. haftada öne çıkan özellik; 3. maçlardaki deplasman galibiyetlerinin ardından beraberliklerin çokluğu. 9 karşılaşmanın 5’i beraberlikle bitti. Gelelim maçlarımıza...
Adanaspor-Giresunspor
Adanaspor evinde oyuna iyi başlıyor, ama sonunu getiremiyor ya da bu iyi futbolu 90 dakikaya yayamıyor. Giresunspor tüm mali sıkıntılarına rağmen bu lig için iyi bir kadroya sahip. Adana’da ev sahibi 2-0’ı yakaladı ve ‘maç bitti’ zannetti. Penaltıyla gelen Giresunspor golünden sonra Adanaspor kalesinde öldü öldü dirildi. Özellikle Aydın’la çok önemli iki pozisyonu değerlendiremeyen Giresunspor, ister istemez sahadan puansız ayrıldı. Adanaspor için bu galibiyetin önemi Turuncu-Beyazlılar’ın liderliği ele geçirmesiydi.
Kasımpaşa-Karşıyaka
İstanbul’da favori kazandı. Maçın skoruna bakmayın, Kasımpaşa daha farklı kazanabileceği bir maçı zora soktu. Ev sahibi ekip hem gol kaçırdı, hem de 2-0’dan sonra rehavete girdi. Bir de bunun üzerine hakem Koray Gençerler’in uydurduğu bir penaltı kararı sonrası gelen Karşıyaka golü, maçı gerginleştirdi. Penaltıyı attıktan sonra Erhan Şentürk’ün tribünlere yaptığı el hareketi, kesinlikle direk kırmızı karttı ve Koray Gençerler gözünün önünde bunu da görmezden geldi ve maçın elektriklenmesine bir anlamda katkı yapan isim oldu. Ben Erhan’ı kaç yıldır izlerim hiç yakıştıramadım ve daha önce de hiç böyle görmemiştim.
Gaziantep B.B-Boluspor
Tam isabet bir maç aslında. Boluspor’un şansının tutmadı bir rakip Gaziantep Büyükşehir Belediye... Ve konuk ekip önce beraberlik demişti. Ev sahibi ekip ise bu maç öncesi 3 maçında da sahadan beraberlikle ayrılmıştı ve 90 dakikanın sonunda da yine beraberlik çıktı.
Elazığspor-Ç.Rizespor
İçeriden çok dışarı da daha iyi oynayan takımların maçında, normal olarak Rizespor güldü. Oysa bir önceki maçında Elazığspor, İzmir’de Karşıyaka önünde kazanırken, iyi futboluyla da göz doldurmuştu. Rizespor ise evinde Göztepe’ye yenilmenin moralsizliğiyle gelmişti Elazığ’a. Karadeniz ekibi, Adana deplasmanında da tam bir dış saha maçı oynamış ve kazanmıştı. Nitekim aynı futbolunu Elazığ’da da tekrarlayıp, 3 puanı aldı. Deplasmanda Bikoko’nuz varsa, büyük avantaj. Siyahi oyuncu, bu ligi bilmesiyle ve son vuruşlardaki kalitesiyle Rizespor’un aradığı kan gibi. Elazığspor aslında 1-0 yenikken yakaladığı penaltıyı gol yapsa, belki de maçı da çevirebilirdi. Ancak penaltı olduğunda tesadüf bu ya takımın penaltıcısı Göksu oyundan çıkmıştı.
Göztepe -Güngörenspor
Ev sahibi favoriydi maç öncesi. Ancak ilk 5 dakika bir sürprizle bitti ve Güngören soyunma odasına 1-0 önde gitti. İkinci yarı Göztepe iki penaltı kazandı ve ikisini de gole çevirdi. Kırmızı kartla 10 kişi kalan rakibi önünde sahadan 3-1’le ayrılıp korkulu rüya gördüğü karşılaşmayı mutlu bitirdi.
Akhisar Bld.-Sakarya
Akhisar’da ev sahibinin erken bir golle öne geçmesi Sakaryaspor’un hiç hesabında yoktu. Ancak Mert’in attığı golde adam paylaşımı, son derece kötüydü. Sakaryasporlu savanmacılar, rakibe çok rahat bir kafa vuruşu yaptırdılar. Böyle kolay goller yerseniz, kaybedersiniz... Sonrasında konuk ekip rakip kaleye yüklendi ve Zafer’in kafa vuruşuyla bir gol de kazandı ama sayılmadı. Aslında tekrarını izlediğimde, nizami bir goldü bana göre. Ama futbol böyle işte... Bolu’da Akhisar Belediyespor’un nizami bir golü geçersiz sayıldı ve sahadan puansız ayrıldılar. Akhisar Belediyespor 2. golü atarak skoru perçinledi ve 3 puanı hanesine yazdırdı.
T.Linyitspor-Kartal
Tavşanlı’da konuk ekip öne geçti ve uzunca bir süre de maçı önde götürdü. Kartal 3 puana çok yaklaştığı karşılaşmada oyuna sonradan giren Semavi’yi unutunca, kalesinde beraberlik golünü gördü. Aslında maçın hakkı beraberlikti. Her şeyden öte, Kartalspor bu mücadelesiyle yenilseydi yazık olurdu.
K.Erciyesspor-Denizlispor
Sezona galibiyetle başlayan Denizlispor savunma hattındaki sorunlar nedeniyle son iki maçı kaybedince, ister istemez Kayseri’ye tedirgin gitti. Erciyesspor ise beraberlik ağırlıklı bir takım olarak ‘evimde kazanamasam da kaybetmeyim’ diyordu. Kısaca iki takım da ‘ne şiş yansın ne de kebap’ misali birer puana razı oldu.
Bucasspor-Konyaspor
Süper Lig’den düşen iki takımın maçından 0-0’lık beraberlik çıktı. 4 maçtır gol oruncunda olan Konyaspor’a İzmir’de 1 puan teselli oldu. İki takım Süper Lig’den düşerken, Kasımpaşa gibi hazırlıklı düşmemiş...
‘’Evdeki yabancılar‘’
Süper Lig’e çıkmak için yola çıkan ekipler 3. maçlarını bitirirken şu mesajı verdiler: ‘Sakın ola ki şimdiden kimseyi favori göstermeyin’ Elazığspor ile başlayan deplasman galibiyeti serisi Konya’da Tavşanlı Linyitspor’un aldığı 3 puanla sona erdi. Evinde kazanan Boluspor ise bunun karşılığını liderlikle aldı. Yıllardır edindiğim tecrübe; takımların performanslarının haftalık olduğu. Buna en somut örnek olarak Kartalspor’u gösterebiliriz. İstanbul temsilcisi 1.Lig’e sıkıntılarla hazırlandı. Ama önce evinde Elazığspor’u devirdi, ardından da deplasmanda Kasımpaşa’yla berabere kalırken rakibine ecel terleri döktürdü. Aynı Kartalspor lige ısınamayan beraberlikler takımı görünümündeki Erciyes’e evinde kaybetti. Şu 3 haftalık periyotta buna benzer bir çok örnek görebiliriz. Ama 3 haftalık saptamam, genelde takımlar içerde zorlanıyor ve dış sahada daha rahat mücadele ediyor. Bir de bu 3 haftanın en ilginç olayı, Güngörenspor’un aleyhine verilen 3 penaltının gole çevrilememesi.
Şaşırtanlara gelince; başta Karşıyaka ve Denizlispor’u sayabiliriz. Ege temsilcileri gerçekten kötü bir başlangıç yaptı. Özellikle Karşıyaka’nın yeni bir takım olması ve çok transfer yapmasına rağmen evinde Adanaspor ve Elazığspor’a kaybetmesi taraftarını oldukça üzdü. Ayrıca lige Göztepe galibiyetiyle başlayan Denizlispor’un, Elazığ deplasmanında aldığı yenilgiden sonra evinde Kasımpaşa’ya 3-0 mağlup olması da oldukça ilginçti. Bir diğer şaşırtıcı ekip de Konyaspor. Yeşil-Beyazlılar oynadığı 3 maçta da henüz golle tanışamadı.
Boluspor-Akhisar Bld.
Bu hafta evinde kazanan tek takım oldu Boluspor. Bu sezon güçlenen rakibi Akhisar Belediyespor önünde 2-1’lik bir galibiyet alan Yarenler, yavaş yavaş lige ısınmaya başladı. Konuk ekip son dakikalarda sayılmayan gole çok itiraz etse de evine eli boş döndü.
Güngören Bld.-Adanaspor
Taraftarı önünde Rizespor’a kaybeden Adanaspor, İstanbul’da yara sardı. Güngören Belediyespor’un 2 kırmız kart görüp 9 kişi tamamladığı karşılaşmada goller Mbilla ve Bülent Bölükbaşı’ndan geldi, Turuncu-Beyazlılar bir de penaltıdan yararlanamadığı 90 dakikadan mutlu ayrıldı. Ev sahibi ekibin en büyük sorunu kartlar ve penaltı olarak gözüküyor. Bunu bir an önce çözmeleri gerek.
Karşıyaka-Elazığspor
Gakgoş İzmir’de iyi futbolunu galibiyetle süsledi. Arif’in nefis golüyle öne geçen Elazığspor, Karşıyaka önünde skoru korumasını bildi. Karşıyaka çok koşan mücadele eden bir takım ama biraz panik yapan bir ekip görünümü çiziyor. Fazlaca gol şansı yakaladı Yeşil-Kırmızılılar, ancak bunları cömertçe harcadılar. Akılda kalan en net pozisyon ise, Özgürcan’ın kaleci Yavuz’un büyük hatasında boş kale yerine topu dışarı göndermesi.
Denizlispor-Kasımpaşa
Süper Lig adayları arasında yer alan iki ekibin maçında Kasımpaşa rakibine şans tanımadı. Denizlispor’u evinde 3 golle geçen Kasımpaşa’da Bulgar Dimitrov, attığı 2 golle belki de geldiği günden beri takımına en büyük katkıyı sağlamış oldu. Denizlispor’da sorun takım savunmasında gözüküyor. Koray’ın yokluğu doldurulmadı ve bence Güvenç Kurtar’ın gerekirse Fatih Yiğen’i bu bölgeye çekip çözüm üretmesi gerek.
Kartalspor-K.Erciyesspor
Erciyespor 1 puana razı olduğu karşılaşmadan evine 3 puanla döndü. Oysa maç öncesi ilk iki maçtaki performansıyla Kartalspor favoriydi. Ancak bu lig ne kadar çok sürpriz barındırdığını bir kez daha gösterdi. 90 dakika sonunda çıkan 2-1’lik Erciyesspor galibiyeti bunun en güzel göstergesiydi.
Ç.Rizespor-Göztepe
Rize’de sel felaketinin yaşandığı bir günde Karadeniz ekibi bir felaketi de futbolda yaşadı. Göztepe önünde 2-0 yenik duruma düşen Hüseyin Kalpar’ın öğrencileri 2-2’yi yakalamasına rağmen sonrasında yedikleri bir golle sahadan 3-2 yenik ayrıldı. Oysa bir önceki maçta Adana’da alınan 3 puanın moraliyle sahaya çıkan Rize kaybetmeyi aklından bile geçirmiyordu. Ancak ligin yenisi Göztepe kararlı futboluyla kazanıp, ilk 3 puanını dış sahada almanın mutluluğunu yaşadı.
Sakaryaspor-Bucaspor
Adapazarı’nda Sakaryaspor tecrübesizliğinin kurbanı oldu. Bolu’da son saniye golüyle kaybeden Yeşil-Siyahlılar, Buca önünde de yine bir son dakika golüyle yenildi. Kazanma duygusunun çok öne çıktığı Sakaryaspor’un yine de bu ligde yapacak çok işi olduğuna inanıyorum. Süper Lig’den düştükten sonra kadroyu mecburi olarak gençleştiren Bucaspor ise 1.Lig’deki ilk 3 puanla tanıştı.
Konyaspor-T.Linyitspor
Konyaspor’da gol orucu sürüyor. Evinde Erdinç’in kendi kalesine attığı golle yenik duruma düşen Yeşil-Beyazlılar, Tavşanlı Linyitspor karşısında özellikle oyunun sonlarında önemli poziyonlar bulmasına rağmen sahadan puansız ayrıldı. Tavşanlı ise risk alan rakibi karşısında hızlı hücumlarla bol gol pozisyonu buldu, ama aradığı 2. golü atamadı.
Giresunspor-Gaziantep B.B.
Beraberlik takımlarının maçında yine kazanan çıkmadı. Giresunspor’un iki kere öne geçtiği karşılaşmada Gaziantep Büyükşehir Belediyespor teslim olmadı ve 90 dakikanın sonunda tabelada 2-2’lik eşitlik vardı.
‘’Yük paylaşılınca...‘’
Arena’da bu sezon Galatasaray bu iştahla kolay kolay puan kaybetmez. Yeni bir takım olarak hem de Süper Lig’in top ayağındayken en etkili takımı Eskişehirspor önünde alınan galibiyet asla küçümsenmemeli. İlk 3 haftalık Eskişehirspor performansına baktığımızda 90 dakikanın Galatasaray adına çok çetin geçmesi bekleniyordu. Nitekim iki tarafın da maçın başlarında birbirini tartan kontrollü oyunu birazda izleyenlerin canını sıkmıştı. Ama dün gece sahaya çıkan Galatasaray 11’i istekli futbolunu dakikalar ilerledikçe sahaya yansıttı. Bu karşılaşmada tabiÓ ki ön plana çıkan oyuncular vardı. Başta şimdiden taraftarın sevgilisi olan Melo ve Ujfalushi’yi gösterebiliriz. Ama alınan 3 puandaki en önemli faktör Sarı-Kırmızılılar’da herkesin sorumluluk alıp, yükü paylaşmasıydı.
Eskişehirspor’un Gençlerbirliği ile berabere kaldığı maça Fatih hoca, Tugay Kerimoğlu’nu yollamıştı. Tugay Kerimoğlu’nun, Fatih hocaya iyi bir Eskişehirspor analizi yaptığı kesin. Çünkü topu çok iyi kullanabilen ve rakip kaleye savunmadan başlayan bir kurguyla giden Eskişehirspor’u önde basarak durdurdu Galatasaray. Belki goller duran toplardan geldi, ancak yine de önemli pozisyonlar yakaladılar. Bence Galatasaray adına eksik olan; yandan gelen toplarda çapraz koşular yapmadılar ve sayıca çoğalamadılar. Yine söylüyorum, yeni oluşmuş bir kadronun 4. haftası olarak fazlasıyla geçer not aldı Galatasaray. Eskişehirspor neden kaybettiye gelince; böyle bir Galatasaray’ı beklemiyorlardı. Yoksa bu kadronun, bu kadar az pozisyonla maçı bitirmesi mümkün değil.
‘’Kıran Kırana‘’
Yazımıza bir teşekkürle başlayalım... Yıllardır bu lige emek veren bir gazeteci olarak Bank Asya 1.Lig için hazırlanıp, TRT Spor’da beğenilere sunulan programa emeği geçen herkesi kutluyorum! İzledikten sonra yıllardır böyle bir programı nasıl hiç kimse düşünememiş ve bizler de yapamamışız diye hayıflandım! Herkesin ellerine ağızlarına sağlık! Bence Bank Asya 1.Lig’in marka değeri artsa artsa, böyle bir programla artardı! Haftada 4 gün anonsu yapılan “Gerçek Futbol” adlı bu programı sakın kaçırmayın, kaçırsanız çok şey kaçırmış olursunuz. Kısaca nefesimi tutarak ve bir an olsun gözlerimi ekrandan ayıramadan izlediğim bu program, televizyonculukta adeta sözün bittiği yerdi!
Neyse biz asıl işimize dönelim.
Ligimiz bildiğiniz gibi... Geçen hafta kaybeden bu hafta kazandı, kazanan da kaybetti. Yani heyecan ve sürpriz açısından bir sürpriz yok. Nedendir bilinmez, biraz kısır başladık sezona. Bunun sebebi geciken açılış mı, yoksa futbolcuların form durumları mı? Ahkam kesmek için henüz erken. Bu konuda ahkam kesmeyi Helin Avşar’a ve konuklarına bırakalım! İkinci maçlar oynandı, puan cetveline baktığımızda; sezon sonu böyle bir tabloyu görebilir miyiz, bilemiyorum. Baksanıza geçen sezon Süper Lig’den düşen 3 takım, henüz 3 puanla bile tanışmamış. Bunlardan Konyaspor’un rakip filelere golü bile yok. Öte yandan 100. yılında yola Süper Lig parolasıyla yola çıkan Karşıyaka, en son sırada yer alıyor. Zirvede şu an Rizespor oturuyor. Aslında bugün için iyimser ve karamsar olmak için bir neden yok. Sadece bazı favori takımların Bank Asya 1.Lig’e iyi bir başlangıç yapamadıklarını söyleyebilirim. Yani paniğe gerek yok...
Adanaspor-Ç.Rizespor
Süper Lig için yola çıkmış iki takımın maçında, gülen konuk ekipti. Adanaspor ilk hafta deplasmanda Karşıyaka’yı yenmiş ve lige sükseli bir başlangıç yapmıştı. Adana tribünleri takımlarından Rizespor önünde de 3 puan bekliyordu. Ama bu ligin en büyük özelliği bu... Bir haftasının bir haftasına benzememesi... Nitekim ilk maçında evinde beraberlik alan Rizespor, Adana’dan 2 golle 3 puanı alıp gitti. Rizespor akıllıca, dış sahada nasıl oynanırsa, öyle oynadı ve kazandı.
Boluspor-Sakaryaspor
Maç öncesi, “Tecrübeli ve tecrübesiz iki takımın maçında ibre Boluspor’u gösteriyor” demiştik. Nitekim maça baktığımızda, öne geçen Boluspor oldu. Ardından oyunun sonlarında Sakaryaspor beraberliği yakalasa da, tecrübesizliği işte burada ortaya çıktı. Yeşil-Siyahlılar, son saniyelerde yenilen golle evine puansız döndü. Boluspor, Süper Lig iddiasında olan bir takım ve alınan 3 puan, ligin 2. haftasında çok çok önemli. Ancak ilk iki maça baktığımızda, Giresun’da atılan son dakika golüyle gelen beraberlik ve Sakarya maçında yine sonlarda atılan bir golle alınan 3 puan... Bu tablo hem güzel hem de düşündürücü... Her maçı böyle kurtarmak mümkün mü? “Ya atamazsak, ne olurdu?” sorusunu kendisine sorması lazım Boluspor’un.
Akhisar Bld.-Giresun
Aşırı sıcakta oynanan tatsız tuzsuz bir karşılaşmaydı. Ev sahibi favori gözükse de, karşısında oldukça dirençli ve puan almayı kafasına koymuş bir Giresunspor vardı. Akhisar, pozisyonu az maçta, oyuncu değişiklikleri sonucunda biraz olsun kımıldadı. Osman, oyuna girer girmez takımını öne geçirdi. Ancak maç bitmemişti. Onur, buna kafa golüyle cevap vermekte gecikmedi, takımını ikinci haftada da ikinci beraberliğe taşıyan isim oldu.
Kasımpaşa-Kartalspor
Haftanın son maçında Kartalspor, Kasımpaşa deplasmanından bir puanla döndü. Gerçekten iki takımın da puan istediği maçta, taraflar özellikle ikinci yarıda çok zevkli bir karşılaşma sundu izleyenlere. Kartalspor ilk yarıda kontrollü oynadı, ikinci yarının başlarında golü yese de daha sonra beraberliği buldu. Kasımpaşa, tecrübeli ve oturmuş bir kadrosuna rağmen, rakibini açmakta zorlandı. Oyunun sonlarında, Kartalspor’un yakaladığı çok önemli fırsatlar gol olsaydı, hasar Kasımpaşa için daha ağır olabilirdi. Kasımpaşa’yı biliyordum ama bu yenilenmiş Kartalaspor’u beğendim...
T.Linyitspor-Bucaspor
Evinde bu sezon ilk maçını oynayan Tavşanlı Linyitspor, kazanmasını bildi. Süper Lig’den düşen Bucaspor, bayağı kan kaybetmiş gözüküyor. Çok transfer yaparak, lige yeni bir kadroyla giren Tavşanlı Linyitspor, 3 golle 3 puanı alıp, Sakaryaspor yenilgisinin izlerini silmiş oldu.
Elazığspor-Denizlispor
İlk haftanın başarılı ve başarısız iki takımının maçında, kazanan Elazığspor oldu. Gakgoşlar, Süper Lig adayı rakiplerini, 2 golle geçerken, lige ısınmaya başladıklarını gösterdiler. Görünen o ki, Elazığspor iyi bir iç saha takımı olacak ve bu anlayışı dışarıya da taşıyabilirse, zirveye göz kırpacak... Denizlispor ise kaybetmeyi aklından geçirmediği bir maçı, puansız bitirdi.
K.Erciyesspor-Konyaspor
Maç öncesi ne dedikse çıktı. Golsüz bitecek, tam bir beraberlik maçı olarak görüyorduk karşılaşmayı ve yanıltımadı iki takım da bizi. Konyaspor henüz golle tanışmadı ve ilk iki haftayı iki puanla kapattı. Aynı şekilde Kayseri ekibi de iki maçta topladığı iki puanı cebine koyup, ısınma turlarına devam ediyor.
Gaziantep Bld.-Güngören Bld.
Ev sahibi favoriydi ama futbol, gol atarsan kazanılan bir spor. Gaziantep Büyükşehir Belediyespor, bol poziyon bulmasına rağmen, golü bulamadı. Güngören Belediyespor ise ilk hafta çok kötü bir oyunla, evinde Akhisar Belediyespor’a kaybetmişti. Zorlu deplasmanda alınan bir puan ve ortaya konan mücadele, gelecek haftalar için bir umut oldu.
Göztepe-Karşıyaka
Yıllar sonra tekrar karşı karşıya gelen iki takımın maçından 1-1’lik sonuç çıktı. Önce Göztepe öne geçti, ama Karşıyaka’nın kaybetmeye niyeti yoktu. Nitekim Erdi ile beraberliği yakaladılar ve iki takım da ikinci haftada ilk puanlarıyla tanıştı.