Arama

Popüler aramalar

‘’İnandırıcı olmalı‘’

Türkiye’de uzun yıllardır futbolumuzdaki bu pis kokular aslında yeni değil, yıllardır burnumuza geliyordu ama hiç kimse belli bir yerden sonrasına dokunamıyordu. Bir kaç mültezip olayda garibanlar, alt düzeydeki insanlar gözaltına alınıp olay geçiştiriliyordu. İlk defa bir yerden düğmeye basıldı ve üst düzey bir operasyon yapıldığını gördük. Bütün gözaltına alılanlar suçlu değil ama bir soruşturma varsa çok geniş kapsamlı ve her yere dokunabilecek düzeyde olmalıydı. Bence yapılan bu. Tabi ki gözaltına alınan insanlar kendisini savunacaktır ama kamuoyu vicdanı açısından ve bu insanların kendinilerini aklayabilmeleri için bir fırsattır. Çünkü kamuoyu sadece bu sezon değil, yıllardır bu tür olayları dillendiriyor ama nasıl olsa ispatlanmaz denilip olay kapanıyordu. Son söz; kismenin yaptığı yanına kar kalmasın. Eğer insanlar bunu görürse kimse bir daha bu işlere tenezzül etmez.

04 Temmuz 2011, Pazartesi 12:00
YAZININ DEVAMI

‘’Düşenlerin suçu ne?‘’

Türkiye bir sorunu hallederken arkasından bir sorunu doğuran ender ülkelerden biridir herhalde. Sadece sporda değil, siyasette, ekonomide, günlük hayatımızda dahi hep böyle değil miyiz? İki gün önce futbolumuzn patronunu seçip rahatlayıp işimize bakalım derken, bir de baktık ki genel kurulda nur topu gibi bir sornumuz oldu. Aziz Yıldırım, Melih Gökçek’i kapalı kapılar arkasında ikna edip huzura çıktıktan sonra, delegelerin oylarıyla Ankaraspor’u futbolumuza döndürdü! Görünürde güzel ve hayırlı bir iş yaptı Aziz başkan. Çünkü bu konudu uluslararası boyuta taşınmış ve federasyonu maddi manevi yıpratan konu, bir anda halledilmişti.

Ancak bu konunun niye sorun olduğunu ve Ankaraspor’un niçin mahkum edildiğini, askıya alındığını kimse sormayacak mı? Bunu yapanlar ve şu anda yeni federasyonda da görev almaya devam ettiklerine göre bu kişilerin yaptığı işlerin hangisi doğru. Ve bu kiişlerin bundan sonra yapacaklarına nasıl güvenip inanacağız. Bir kere benim kişisel fikrim zaten Ankaraspor için önceden alınan kararın haksız olduğu yönündeydi. Peki bu karar ne zaman alındı, Ankaraspor Süper Lig’deyken değil mi? O halde bu takım Süper Lig’de olsa hangi maddi imkanlara sahip olacaktı. Ya da mahrum edildiyse bunlar nasıl karşılanacak? Ayrıca Süper Lig’de askıya alınan bir kulüp, niye Süper Lig’e iade edilmiyor. Bunu niçin soruyorum, çünkü Bank Asya 1.Lig’de geçen yıl düştü kabul edildiği varsayılan bir takımın maçlarını oynamadan nasıl ligde kaldığını biri bize anlatsın.

Kaç takım çıkacak, kaç takım düşecek?
O zaman da oynamadan bir takım ligde kalıyorsa oynayan takımların günahı ne? Altay ve Diyarbakırspor da lige katılmasıydı, Bank Asya’da kalmayı garantilemiş olacaklar mıydı? Ankaraspor nedeniyle Süper Ligi ve Bank Asya’yı bir türlü 18 takımda tutumayan federasyon, şimdi bu liglerden kaç takımı çıkaracak, kaç takımı düşürecek merak ediyorum. Son söz; her şey daha iyi olacak derken, yine bir oldu bittiyle, yine bir sorun yaratma marifetini gösterdik. Tebrikler...

01 Temmuz 2011, Cuma 12:00
YAZININ DEVAMI

‘’Yarışa devam‘’

İlk dakikalarda buldukları gol ise onları fazlasıyla rahatlattı. Ve biz de inanılmaz şaşkın bir duruma düştük. Savunmanın yan toplardaki zaafı ve Volkan’ın kale çizgisinin içinden çıkmaması, karşılaşmayı aleyhimize çok erken bitirebilirdi. Neyse ki korkulan olmadı. Orta alanı ele geçirdikten sonra toparlandık, pas yapıp rakibin temposunu durdurup, biraz da sinirlendirdik. Arda’nın müthiş asistinde ise Burak ile beraberliği yakaladık. Devamında Kazım ile yakaladığımızı atabilsek, ilk yarı soyunma odasına önde gidebilirdik.

Dün gece sahaya çıkan ilk 11’e baktığımızda, eleştiri alan isimlerin başındaydı Selçuk Şahin. Ancak tecrübeli oyuncu, gecenin görünmeyen kahramanıydı. Çok kritik toplar çaldı, yerinde kademeler ile orta alanı ve savunmayı toparladı. Çağlar’ın şanssızlığı ise yaptığı hatanın golle sonuçlanmasıydı. Ama o da ikinci yarıda kendine geldi. Belki de en büyük sıkıntısı, Hazard ile karşılıklı oynamanın kafasındaki önyargısıydı.
Koştuğumuz, mücadele ettiğimizde vasat halimizin bile Belçika’ya yettiğini gördük. Oyun disiplininden kopmayıp, gücümüzü bilirsek, milli takım olarak her zaman başarılı oluruz.

İkinci yarıda beklenen baskı Belçika’dan geldi, fakat panik yapmadan belli bir süre iyi savunma yaptık. Ancak ileriye gönderilen toplar çabuk dönünce, bir de buna orta alanın yokluğu eklenince endişe duymaya başlamıştık. Nitekim bu bölümlerde Hiddink de gerekli hamleleri yapmadı. Ve beklemediğimiz bir anda basit bir hatadan çalınan penaltı yüreğimizi ağzımıza getirdi. Neyse ki gol olmadı. Son yarım saatlik bölümde ise Volkan kusursuz oynadı ve istediğimiz sonucu almayı başardık, yarışa devam dedik.

04 Haziran 2011, Cumartesi 12:00
YAZININ DEVAMI

‘’Tebrikler Ordu‘’

Orduspor’da tam 26 yıllık özlem sona erdi. Mor Menekşeler gerçekten muhteşem bir sezonun ardından finalde Gaziantep Belediye’yi bir son dakika golüyle yenip Süper Lig’e geldiler. Bu sezonun ilginç olan özelliği Süper Lig’den uzak kalan takımların ligi gibi. Tam 28 yıl sonra Mersin İdman Yurdu Süper Lig’e gelmişti. 26 yıl sonra da Orduspor Play-Off finalinde hedefe ulaştı. Dün gece 19 Mayıs Stadı’nda sergilenen futbol adına çok şey söyleyemeyeceğiz. İki takım da final gerginliği ve yorgunluk nedeniyle kısır bir maç ortaya çıkardı. Az pozisyon oldu. Bunun sebebi iki takımın da gol yememe duygusunu ön plana çıkarmasıydı. Gaziantep Belediye neredeyse 90 dakikayı gol pozisyonu bulamadan bitirdi. Orduspor ise taraftar desteğiyle ve Play-Off’un yıldızı Ahmet Kuru’nun mükemmel vuruşuyla son noktayı koydu. Karadeniz, Süper Lig’de belki üzüldü, ama Samsunspor ve Orduspor’un gelmesiyle mutluluk yaşadılar. Herkesin ortak duygusu başka bir büyük kentin başarılı olmasıydı. Ama futbolun 11’e 11 ve sahada oynandığını unutmamak gerekiyordu. Bu duygu sahaya da yansıdı. Metin Diyadin, Oftaş’ta, Eskişehir’de lige başlayıp da sonunu getiremediği başarı öyküsünü mutlu sonla bitirdi. Gerçekten hem Orduspor’u hem de bu büyük başarıda emeği geçen herkesi kutluyorum.

30 Mayıs 2011, Pazartesi 12:00
YAZININ DEVAMI

‘’Orduspor haketti‘’

Dün gece Rize'de ev sahibi ekip maça aşırı motive çıktı. Hedef ilk yarıda bulacakları bir golle rakibin dengesini bozup, mucizeye imza atmaktı.

Fakat ilk 45 dakika şunu gösterdi ki; pozisyonsuz çok hücum yapmak sonucu etkilemiyor. Önemli olan, etkili ataklarla kaleye gidebilmek. İlk yarıda sadece Adu'nun direkten dönen bir frikiği vardı. Zaten bu pozisyonun devamında da kalesinde golü gördü Çaykur Rizespor. İrfan'ın attığı müthiş golden sonra, ev sahibi için maç bitmişti.

Aslında Yeşil-Mavili ekip daha sakin ve bildiğimiz iç saha futbolunu sergileseydi, en azından kazanabilirdi. Ancak öyle gergin ve sert oynadılar ki, bu kontrolsüzlük, hataları ve ardından da diğer iki golü getirdi.

Orduspor sadece fizik olarak değil, mental olarak da hazır taraftı. Konuk ekip, ilk maçtaki gibi yine akıllı oynadı. Metin Diyadin takımını 4-0'ın rehavetine kapılmadan, ciddiyetle rövanşa hazırlamıştı.

İki takımı aslında mevki mevki karşılaştırsanız, Rize'nin pek çok bölgede daha iyi olduğu söylenebilir. Ama önemli olan takım olabilmek. Orduspor iki maçı da takım olduğu için kazandı. Başkent'te bizi güzel bir final bekliyor.

Rize'ye gelince... Play-Off'u unutup gelecek sezonun hazırlıklarını yapmaya başlamalılar. Tabii Yunus Yıldırım'a da değinmeden de olmaz. Böylesine tecrübeli bir hakem, ev sahibinin penaltısını vermeyerek ciddi bir hata yaptı.

27 Mayıs 2011, Cuma 12:00
YAZININ DEVAMI

‘’Dört dörtlük‘’

Maç öncesi tahminlere bakıp, böylesine farklı skoru kimse beklemezdi. Ancak bir gerçek var ki; Orduspor orta alanı sağlam tutup, rakibinden fazla mücadele edip, istediği golleri de bulup zafere uzandı. Metin Diyadin rakibini iyi analiz etmiş, ama Çaykur Rizespor Teknik Direktörü Ümit Kayıhan için bunları söyleyemem.

Rize’nin kadrosu tam bir iç saha 11’iydi. Top kendisindeyken oynayan, rakipteyken izleyen bir takım vardı sahada. Gol yedikçe demoralize oldular. Oysa bu tecrübeli kadro, en azından daha çabuk toparlanıp, oyunda dengeyi sağlayabilirdi. Kayıhan doğru hamleleri yapamadı, ikinci yarıdaki değişiklikler ise artık çok geçti.Orduspor karşılaşmanın ikinci devresinde temkinli ve kontrollü oynamasına rağmen yine de hızlı hücumlar yaptı, farkı daha da çoğaltabilirdi. Açıkçası fizik güç olarak sezonun bu döneminde, bu kadar hazır bir Orduspor beklemiyordum. Gerçekten bu işe inanmışlar ve 26 yıllık Süper Lig özlemini sona erdirmek için bütün şehir tek vücut olmuş.

Maçın özeti, sahada oynadığı futbolun karşılığını alan bir Orduspor ile oyun kurgusu olmayan ve ne yaptığını bilmeyen bir Çaykur Rizespor izledik.

24 Mayıs 2011, Salı 12:00
YAZININ DEVAMI

‘’Sıra geldi son bilete‘’

Bank Asya 1. Lig’de sezon bitti ve iki takımı Süper Lig’e yolladık. Son maçlarda Play-Off’a kalan 4 takım ile Bank Asya’ya veda eden son takım da belli oldu. Son hafta maçlarında gerçekten büyük bir heyecan yaşadık. Özellikle düşme hattını ilgilendiren karşılaşmalar nefes kesti. Ve yılların Altay’ı kulüp tarihinde ilk defa 2. Lig’e düştü. Aslında başlı başına bir olay Altay’ın düşmesi. Düşünün geçen sezon Play-Off oynayan ve finalde Konyaspor’a yenilip Süper Lig’in kapısında dönen Siyah-Beyazlılar, bir sezon sonra bir alt lige düşüyor. Futbol acımasızdır, kulüpler büyük demekle büyük olmuyor. Büyüklük, büyük düşünüp doğru işler yaparak olunuyor. Altay maalesef köklü bir kulüp olmasına rağmen bir türlü bütçesini iyi yönetemedi ve bu sezonda transfer yapamaz hale geldi. Sonuçta bir kez işler kötü gitti mi, arkası gelir. Adana’da alınan 4-1’lik yenilgiyle lige veda etti. Umarım bundan sona doğru yapılanır ve küllerinden doğar. Bir başka İzmir takımı Göztepe de buna benzer bir süreç yaşadı ve şimdi Bank Asya
1. Lig’de...
Rize tecrübeli ama...
Artı ilk iki takımdan Mersin İdman Yurdu son hafta Samsunspor’un sahasında Rizespor’a kaybetmesiyle şampiyonluk ünvanını aldı. Şimdi iki tane takımın çıktığı ve iki takımın da düştüğü Bank Asya 1. Lig’de, Süper Lig’e çıkacak
3. takım kim olacak? Bu sorunun cevabı 23-26 Mayıs’ta 4 takım arasında yapılacak maçlardan sonra finalde sahibini bulacak. Gaziantep Büyükşehir Belediye, Çaykur Rizespor, Orduspor ve Tavşanlı Linyitspor kozlarını paylaşacak.
Bir başarı hikayesi
Bu takımlar arasında en tecrübelisi Çaykur Rizespor gözüküyor. En iştahlısı da bana göre Orduspor. Ancak bu ekipler arasında en istikrarlısı ise Gaziantep Büyükşehir Belediyespor. Bu üç takımı bir yana bırakıp bu sezon Bank Asya
1. Ligi 6. sırada bitiren Tavşanlı Linyitspor başlı başına bir başarı hikayesi. Amatör kümeden beri süre gelen başarı süreci aralıksız buraya kadar geldi. Eğer bu Play-Off’ta da başarılı olurlarsa herhalde dünya futbol tarihinde bir ilk olacak Tavşanlı Linyitspor... Ama şu ana kadarki yaptıkları dahi övgüye fazlasıyla değer. O nedenle şimdiden başkanından yöneticisine teknik kadroya ve futbolculara peşinen kocaman bir alkış yolluyorum...

18 Mayıs 2011, Çarşamba 12:00
YAZININ DEVAMI

‘’Sakarya'nın dönüşü...‘’

Sakaryaspor Antalya’da küllerinden doğuyor. İlk maç için belki erken bir yorum olabilir, ancak dün Konya Torku Şekerspor karşısında oynadıkları pozitif futbol ve mücadeleden dolayı bunu söylüyorum. Kadrolarına baktığımız zaman kalede Sivasspor’dan tanıdığımız Harun, Gökhan Kök ve Levent Demiray tecrübeli isimler. Kalanlar tamamen genç futbolcular. Konya Torku’da ise fazlasıyla deneyimli isimler var; Savaş Bahadır, Cafer Can, Sedat Yeşilkaya, Ömer Yalçın, Muhammet Reis... Bu oyuncular 2.Lig’deki bir takımın ne kadar güçlü olduğunun göstergesi. Ancak futbolu isimler oynamıyor, mücadele eden kazanıyor. Dün de Mardan Stadı’nda daha fazla mücadele eden kazandı.
İlk yarısı aşırı sıcak altında oynanan, kısır bir 45 dakikaydı. İkinci devrede Konya Torku Şekerspor, Cafer Can’ın nefis frikik golüyle öne geçti. Bu gol aslında Konya ekibini bitirdi, Sakarya’yı uyandırdı. Çünkü Şekerspor skoru korumaya yöneldi, Sakaryaspor ise bastırdı ve beraberliği yakaladı. Ardından Yeşil-Siyahlılar son 30 dakikalık bölümde genç kadrosunun avantajını farketti. Fizik gücü ve kondisyonuyla rakibini yıldıran Sakaryaspor, Levent Demiray ve Berat’la sonuca gitti.
Gerçekten Şaban Yıldırım’ı kutlamak lazım. Bu genç kadroyu Play-Off’a getirmek ve ‘erken final’ niteliğindeki maçta galip getirmek büyük iş. Sakaryaspor artık yarı finalde. Önlerinde Bank Asya 1.Lig için 2 maç daha var. Ancak şimdiden ciddi bir final adayı olduklarını gösterdiler. Konya Torku Şekerspor ise ligde son anda Elazığspor’a kaptırdığı liderliğin ardından bir şok daha yaşadı. Bana kalırsa, daha gerçekçi bir takım kurmalılar.

17 Mayıs 2011, Salı 12:00
YAZININ DEVAMI