Rize’de ev sahibi puan cetvelindeki sıralamasına doğru oranla çok başarılı bir ilk yarı oynadı. En az 6 gollük pozisyon yakalayan Rizespor sadece bir tanesini değerlendirebildi. Bursaspor ise çok sakin, çok rahat oynadı ama hücumda neredeyse yoktular ve tek pozisyonu gole çevirip öne geçtiler. 5. dakikada Kweuke’nin şutu kaleye giderken savunmaya çarpıp kornere çıktı. 29’da Rizespor savunmasının arkasına sarkan Necid topla buluştu, Bursaspor’u öne geçirdi: 0-1. 38’de ise ev sahibi beraberliği yakaladı. Eren’in soldan ortasında Kweuke düşürdü, Deniz topla birlikte kaleye girdi adeta: 1-1. Bursa ilk yarının aksine ikinci yarıya hücumu düşünerek başladı.

Bambaşka ikinci yarı

56’da Kweuke sağ kanattan girdi, hareket halindeyken şutu yan direkten döndü, gelen topa Deniz vuramayınca evsahibi ekip öne geçme fırsatını kaçırdı. 59’da korner atışında Serdar Aziz’in kafasından gelen topu Necid Rizespor ağlarına yolladı: 1-2. 80’de günün yıldızı Necid sağdan Advincula’dan gelen ortaya ayak içi ile dokundu ve hat-trick yaptı: 1-3. 90 artı 4’te Rize penaltı kazandı, atışı kullanan Kweuke skoru ilan etti: 2-3.

Savunma düşündürdü!

Dün Rizespor ilk yenilgisini alırken ‘niye kaybetti?’ diyebilirsiniz. Bence ilk yarıda maçı kopartabilirlerdi yakaladıkları fırsatları değerlendirebilseler. Ancak Rizespor’un yedikleri gollerdeki savunma zaafları düşündürücüydü. Bursaspor ilk dış saha 3 puanını ikinci yarıdaki akıllı futboluyla kazandı.

Galatasaray Şampiyonlar Ligi’ndeki ikinci maçında biraz da sahaya çekingen çıkmıştı. Bir iş kazası yaşar mıyız duygusu ve alınacak kötü bir sonuç Atletico Madrid yenilgisinden sonra Galatasaray’da tam ligde işler düzeldi derken yeni bir kriz yaratabilirdi. Bu duygularla sahaya çıkıldı ve hedef tabii ki kazanmaktı. Hamza hoca bir gün önce basın toplantısında sabır demişti. Gerçekten de ilk 45 dakikada hem sabırlı hem de akıllı oynadık. Aslında rakibin kalibre olarak Galatasaray’ın altında olduğu çok açıktı. İlk yarıda suni çim sahada zorluklar yaşadık ama çabuk uyum sağladık. Uzaktan etkili şutlar meyvesini verdi ve öne geçtik. Sneijder ve Yasin biraz becerikli olsalar, skoru kopartabilirdik.

Savunma zaafı hortladı

İkinci yarıya Astana baskılı başladı, bu da beklenen bir baskıydı. Muslera’nın kalede kendinden emin performansı Galatasaray’a telaş yaptırmadı. Ancak ikinci yarıda zaman zaman zor anlar da yaşamadık değil. Allahtan rakip tecrübesizdi ve mutlak gol pozisyonlarını hovardaca harcadılar. Kısaca Galatasaray’ın savunma zaafı tekrar hortladı. Hamzaoğlu orta alandaki etkisiz oyun karşısında Podolski’yi çıkarıp Rodriguez’i alarak doğru bir hamle yaptı. Buna rağmen Astana hücumlarının hız kesmediğini gördük.

Skoru korumaya dayalı anlayış kalemize bir kaza golü getirdi tabii ki. Semih’in en kötü huyu düşme hastalığı pahalıya patladı ve kalemizde kendi ayağımızdan golü gördük. Bu maçın sonucuna göre yazmıyorum, bu kadro asla Şampiyonlar Ligi kadrosu olamaz. Neden derseniz, savunmaya bakın fazla söze gerek yok...Yediğimiz goller bir Şampiyonlar Ligi takımına yakışıyor mu, hem de bu golleri Astana’dan yiyorsanız, gerçekten çok acı...

Arena’da Galatasaray sezonun ilk 3 puanı için sahaya çıktı. Gaziantepspor’un hedefi bundan önceki iki maçta Galatasaray’dan rakipleri nasıl puan aldıysa onu başarmaktı. Bence Mutlu Topçu dün oynattığı futbolla bunu da gösterdi.

Gaziantepspor çok koşarak, mücadele ederek ve rakibe alan daraltarak puan peşinde koştu. Oyunun başında gelen Gaziantepspor golü misafir takım için önemliydi ama bunu korumaları çok kısa sürdü.

Dün Galatasaray futbol adına top ayağındayken çok kaliteliydi. Özellikle iki bek takımdaki seviyeyi yükseltti. Hem Carole hem de Denayer oyunun iki tarafında da fark koydular ve geleceğe dönük Galatasaray’a büyük umut verdiler. Ayağa top oynama konusunda çok maharetli olan Galatasaray’ın top rakipteyken bilinen zaafı yine fazlasıyla vardı. Gaziantepspor önemli pozisyonlar yakaladı ama beceriksizdi. İşte Galatasaray’ın eleştiri konusu olan sıkıntısı da bu. Şampiyonlar Ligi’nde bu tür pozisyonları rakip gole çeviriyor ve hayalkırıklığı yaşanıyor.

Sinan erken girmeliydi

Astana maçı öncesi bir anlamda provaydı. Çünkü Selçuk, Burak yoktu ama sahadakiler, Bilal ve Rodrigez onları aratmayacak düzeydeydiler. Hamza hoca, Sinan Gümüş değişikliğini biraz daha erken yapsa daha iyi olurdu. Çünkü kazanırken oyuncu da kazanmak gerekli. Atletico Madrid maçı kaybedildi ama Denayer gibi bir sağ bek kazanıldı.

Dün gece özetle Galatasaray iyi oynadı, izleyenlere zevk verdi ve de hak ettiği bir 3 puan aldı. Gaziantepspor oyunu çirkinleştirmedi, gücü nispetinde ellerinden geleni yaptılar...

PTT 1. Lig’in bu sezon çok çetin geçeği kesin. Niye derseniz geçtiğimiz haftanın sonuçlarının yanı sıra takımların ortaya koyduğu kazanma arzusu bizlere bunu fazlasıyla gösteriyor. Her zaman söylüyoruz; çok para harcamak, çok oyuncu almak iyi takım olmaya yetmiyor. İyi takım olmanın, yani bu ligde başarılı olmanın, şampiyonluğa ulaşmanın belirli ayakları var.

Her alanda icraat

Birincisi tabii ki doğru tercih edilmiş teknik kadro ve takım... İkincisi ise taraftar. Arkanızda sizi havaya sokacak, destekleyecek ve zor günde sahip çıkacak taraftar olması şart. Bu iki unsur tamamlandıktan sonra üçüncüsü ve belki de tamamlayıcı olarak tanımlanabilecek olan en önemlisi de yönetim. Birisi sahada işini yapacak, ikincisi tribünde, üçüncüsü de mülk anlamında vecibelerini yerine getirecek. Aslında zirveye baktığımızda ilk iki takımın saha başarıları ortada ama diğer iki faktör tam olarak devreye girmiş değil.

Bu sezon sürpriz var

Geçen sezon başı tahminlerde yanılmadık ve 3 favori takım da Süper Lig’e çıktı. Ama bu sezon sürpriz olma ihtimali yüksek görünüyor. Tabii ki bu hafta kaybedenler, ligi kaybetmedi ama çıkarılacak dersler olmalı. Yani herkesin ayakları yere basmalı ve herkesin birbirini yenebileceğini düşünmeli. Hayalkırıklığı Adana Demirspor ve Karşıyaka oldu. Malatyaspor ezeli rakibi Elazığspor’a kaybederken savunma hataları önplandaydı.

Hocalara kıymayın!

Şunu açık söyleyelim kadroyu geç kuranlar ister istemez lige uyum açısından zamana ihtiyaçları var. Ama bu tür takımların teknik direktörlerine de gereken kredi verilmeli, başarısızlığın faturası onlara kesilmemeli diyelim ve noktayı koyarken kurban bayramının ülkemize barış ve mutluluk getirmesini diliyorum...

‘Bursa istediği sonucu alır’

“Bursaspor, bu maça mutlak galibiyet parolasıyla çıkıyor. Gençlerbirliği karşısında saha ve seyirci avantajlarını kullanacaklar. Yeşil-Beyazlılar’da ligin ilk 3 haftasında işler istenildiği gibi gitmedi. Sebebi ise geçen seneki kaliteli kadronun dağılmasıydı. Yeni kadronun sancısını çekiyorlar. Beklemedikleri ilk 3 hafta geçirdiler ancak Gençlerbirliği karşısında gereken sinerjiyi sağlayacaklar ve bu maçta istedikleri sonucu alacaklardır. Başkent ekibi ise yeni teknik direktörleri ile daha dirençli ve Bursa’yı zorlayacak ama puan şansları çok ama çok zor”

‘Antep sürpriz peşinde’

“Bu maç, gol sayısının düşük olacağı bir maç gibi görünüyor. İki takım da kontrollü futbolu seviyor. Akhisar Belediyespor ilk 3 hafta başarılı bir performans sergiledi. Zaten güçlü olan kadrosunu nokta transferlerle daha da güçlendirdi. Manisa’da oynanacak karşılaşmada rakibine göre bir adım önde. Gaziantepspor bundan önce oynadığı Bursasspor deplasmanında kazanmıştı. Akhisar’da da bu başarıyı tekrarlamayı düşünüyorlar. Beşiktaş karşısında aldıkları farklı mağlubiyetin travmasını atlatacaklarını düşünüyorum. Ama Akhisar’da bu sezon ligde artık emin adımlarla yoluna ilerliyor”

‘Antalya bir adım önde’

“Antalyaspor, sadece Eto’o ile oynayan bir takım olmadığını ilk 3 maçta gösterdi. Kurulan kadro Eto’o yüzünden göz ardı edildi. Eskişehirspor ise Skibbe’nin eline verilen genç ve yetenekli kadro ile Süper Lig’de ilk 10 içine girmeyi ve bu sezon başı yaptığı transferleri ortaya çıkarmayı planlıyor. Bu deplasmanda sürpriz arıyorlar ancak işleri çok zor. Bu sürpriz 3 puan olmasa da bir puan olabilir. Antalyaspor’un kağıt üzerinde yeni ve güçlü kadrosuyla bir adım önde olduğunu düşünüyorum”

İlk 3 hafta neredeyse hiçbir takım hazır değildi. Transfer dönemi sona erdi, kadrolar güçlendi. 1461 Trabzonspor’un performans olarak öne çıktığı lig asıl bundan sonra başlıyor. Milli aradan sonra herkesi büyük bir heyecan bekliyor.

Bu ligde iddalı olmak zor, hele ki yeni bir takımla çok daha zor. Bir kere taraftarınız sizden hemen başarı bekliyor. Öte yandan rakipler size karşı diğerlerine oranla daha farklı motive oluyor, deyim yerindeyse bileniyor. Bakın geçen sezon lig başlarken favorilerimiz belliydi ve sürpriz de olmadı, 3 takım da Süper Lig’e çıktı.

Aklın yolu bir!

Ama bu 3 takım içinde özellikle Kayserispor için daha sezon başı herkesin ortak fikri, uzak ara çıkar şeklindeydi. Kayserispor sezon başı biraz sendelese de hedefi tutturdu. Bu sezon biraz daha farklı olacak gibi. Yarışta baktığınızda en az 6 takım ilk 2 için oynayacak, ona göre kadro kurdular. Sanırım burada yerli oyunculardan çok yabancılar belirleyici olacak.

Yabancılara bağlı

Sahada 5 yabancı müsadesi PTT 1. Lig’deki ekiplerin iştahını kabarttı. Ancak bu oyuncuların uyum sorunu var ve bu lig kolay bir lig değil, unutulmamalı. O nedenle elinde iyi yerli olan takımlar yabancı konusunda da yanılmazlarsa işleri kolaylaşır, aksi halde gitti paralar, gitti ümitler.

Favoriler belli

İlk 3 haftaya baktığımızda favori diyebileceğimiz takımlar son dakika golleriyle ya beraberlik aldılar ya da kazandılar. Her takımın üzerinde bir tuttukluk olduğu kesin. Şu bir gerçek ki yenilenmiş kadroların oturması
4-5 haftayı bulur. Yani bu şu demek; milli maç arası hepsine ilaç gibi geldi.

En iyisi 1461

Şu ana kadar, ‘en başarılı takım kim?’ derseniz 1461 Trabzon derim. Hamdi hocanın öğrencileri 2 deplasmandan 6 puan çıkartıp zirvede yerini aldı. Adana Demirspor ise bu hafta, geçen sezonda kazanırken zorlandığı Boluspor’u son dakika golüyle yendi. Diğer şampiyonluk adaylarından Göztepe’yi ipten alan isim son saniyelerde yine Vleminckx oldu. Balıkesir’de ise geçen sezon Süper Lig’e veda eden takımların mücadelesinde Balıkesirspor ev sahibi avantajının iyi kullandı ve Karabükspor’u 2-0’la geçti. Kısaca transfer bitti, lig yeni başlıyor haydi hayırlısı...

Süper Lig’e doğru yine yeni bir sezon için yola çıktık. Geçen sezon belki de yıllardır ilk defa sürpriz yaşamadık ve 3 favori takım Süper Lig’e çıktı. Bu sezon adaylar çok görünüyor. Baksanıza yeni transferler göz kamaştırıcı ancak ilk hafta sonuçları ‘isimleri alanlar değil, takım olanlar’ın başarılı olacağını gösterdi.

Hakemler böyle devam!

İlk hafta belki de uzun yıllar rastlayamayağımız bir Altınordu- Samsunspor maçı izledik. Bu maçta Samsunspor lehine verilen 3 penaltı liglerimizde pek de alışık olduğumuz
bir durum değil. ‘Penaltılar doğru muydu?’ derseniz evet doğruydu. Bunun için yazıyorum. Umarım bütün sezon boyunca hakemlerimiz maçın skoru ne olursa olsun inandıkları
düdükleri çalarlar. Yani ortamdan etkilenmeden, ambiansa bakmadan kararlı tutumlarını göstermeliler.

Karabük kararlı

Öte yandan Süper Lig’den bu sezon düşen Karabükspor çıkmaya kararlı olduğunu kurduğu zengin kadroyla gösterdi. Ancak aynı Karabük, Giresun deplasmanında 3-0 öne geçtiği maçta biraz rehavete kapılınca elindeki galibiyeti kaçırıyordu.

Göz Göz son anda...

İzmir’in Göztepe’si saha yokluğundan Bursa’da oynadı ve bunun da bir anlamda bedelini ödedi. Elazığspor karşısında favori olduğu maçta Göztepe bir puanı son dakikada
kurtardı. Tabii ki Göztepe gibi flaş transferler yapan takımın en büyük sorunu rakiplerin iyi motive olması. O nedenle bu ligde başarılı olmak isteniyorsa her maçta bu gerçeği
bilmelerinde fayda var diye düşünüyorum.

Son vuruşlar kazandı

Adana Demirspor evinde Karşıyaka’yı yenerken kaleci farkının ya da bir kalecinin ne kadar önemli olduğu gerçeğini ispatladı bir kez daha. Oğuz Dağlaroğlu takımı adına öyle kritik kurtarışlar yaptı ki Karşıyaka’nın en azından bir puan umutlarını 5 Ocak Stadı’na gömdü. Özetle ilk hafta hava sıcaklıklarını ve gece maçlarını yan yana koyarsak iyi futbol fazla izleyemedik. Son vuruşlarda becerili olanlar kazandı, savunmaları kötü olanlar da kaybetti.

Trabzonspor, geçen sezon bir adım önünde bitirdiği rakibi Bursaspor’u ağırladı. Aslında iki kulüp de iki ekip de sezona farklı farklı da olsa sorunlu başladılar. Trabzonspor’un Avrupa Kupaları’na erken vedası ve teknik kadronun değişmesi kısmi krizler yarattı Karadeniz ekibinde... Açıkçası Trabzonspor, çok da huzurlu değildi bu maça gelene kadar. Bursaspor ise transferin en çok oyuncu satan takımı... Bir taraftan kaybetttiler bir taraftan da kasalarını doldurdular. Burada en zor iş böyle bir ortamda futbolcu sirkülasyonu içinde takımı sezona hazırlayan Ertuğrul Sağlam’ındı. Düşünün ki bu maç bile çıkarken Bakambu’nun ilk 11 de olması planlanıyordu ama Fransız çıkmayınca perşembe günü takıma katılan kiralık Sercan bir anda kendini sahada buldu.

Cardozo topla buluşamadıyarı Bursaspor’un istediği gibi geçti. Yeşil-Beyazlılar, herşeye rağmen sakin oynadılar. Akıllı paslarla olgun ataklar geliştirdiler ve bir topları direkten dönmese belki de 1-0 önde soyunma odasına gidebilirlerdi. Trabzonspor’da Şota, bu şartlarda sürebileceği en iyi 11’i çıkarmıştı. Ancak onların da sorunu en uçta topu Cardozo’ya ulaştırmamaktı. Mbia’nın şutu haricinde tribünler heyecanlandıran bir aktivasyona yoktu evsahibi adına.

Öncelik skordu

Şota, ikinci yarıya statik oynayan Cardozo’nun yerine N’dyoe ile başlayınca Trabzonspor hücum hattı da daha rahatsız edici oldu. Gol belki karambolden geldi ancak ilk yarıya oranla baskı yiyen bir Bursaspor izledik. Sağlam’ın işi kolay değil; yepyeni ve son anda bir araya gelen oyuncuların koordinasyon sorunu yaşamaları normaldi ki maç içinde bunu gördük. Timsah, bu oyunla en azından 3 değil ama bir puanı alabilirdi. Ön bölgede yeteri kadar çoğalamadılar ve Erkan’ın arkası dönük topuk golüyle sezona puansız başladılar. Trabzonspor için öncelik iyi futboldan çok skordu. Nitekim iyi mücadele ettiler ve zorlu bir rakipten 3 puanı almayı başardılar.