Arama

Popüler aramalar

‘’Samuel de Souza!‘’

Bruma’nın etkinlik alanı ceza sahası civarıyken çok gerilerde topla buluşmasının bir açıklaması olmalı. Sanırım Bruma çok fazla Tsubasa izlemiş. Biraz daha zorlasa Muslera’dan topu alıp gözünden yaşlar aka aka rakip kaleye gidecekmiş gibiydi. Bu yüksek efor gerektiren bir rol. Bruma’nın bunu tercih etmesine sebep; karşısında oynayan Lens’ti şüphesiz. Ama ikinci yarıda Bruma’nın problem çözme yeteneğiyle takım ritmini bulmuşken Tudor’un onu oyundan almasını, rakip olarak Advocaat bile düşünemezdi.

Fenerbahçe durağanlığı

Kjaer ve Skrtel henüz 40 dakika dolduğunda yaptığı pas hatalarıyla oldukça kötü bir istatistik tutturdular. Ama bu konuda en az suçlu onlardı. Zira Fenerbahçe ön alanda o kadar durağandı ki kimse boş alanda kendini göstermeyince stoperlerden çıkan uzun toplar kayıp hanesine yazıldı. Merkezde Topal ve Souza’nın savunmasına diyecek yok, standartlarını oynadılar. Fakat Fenerbahçe’nin fazlasına ihtiyacı var. Sadece savunarak bu kadar olur, o da kimseyi tatmin etmez. Kalene şut attırmamak önemli bir istatistik ama maç kazanmak için kaç şut attığına bakarlar.
Kazanan haklıdır, kabul ama kazandığında Şampiyonlar Ligi kapısı açılacakken ilk isabetli şutunu 86. dakikada atıyorsan orada sorun var demektir.

Tek planla bu kadar

Fenerbahçe için Galatasaray’a yenilmemek ilk plandı ve oldukça eleştirilebilir bir futbol oynadı. Bu biraz da Advocaat’ın tek planla sezonu bitirme isteğinin eseri. Zaten hamleleriyle bunu her maçta gösteriyor. Yine sol forvet çıktı, aynısı girdi, santrfor çıktı, muadili girdi. Advocaat da sanat sanat içindir diyenlerden, futbolu halk için oynatmıyor. Fenerbahçe taraftarı son iki sezondur buna
alıştı zaten.

Fenerbahçe, Başakşehir’i yakalamak adına çok önemli bir adım attı lakin Galatasaray için hayat bundan sonra daha zor olacak. Trabzonspor oynadığı futbolla arkadan gelir ve Tudor’un takımını geçerse kimse şaşırmasın.

24 Nisan 2017, Pazartesi 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Sneijder'siz derbi olmaz‘’

Sneijder gülerse takım güler, Selçuk güler, Muslera güler. Tudor’un bunu anlaması gerek çünkü kendisinin mutluluğu lig bitene kadar buna bağlı. ‘Büyük maçlar büyük oyuncularla kazanılır’ klişesi bu sıralar tam da Galatasaray-Fenerbahçe derbisine uyarlanabilir.

Riekerink’in gidişine Sneijder’in bir tepki koyması bekleniyordu ama Tudor’un Wesley’e bu denli duvar örmesi öngörülmüyordu. Koştu haber oldu, durdu manşet oldu ama artık Sneijder’in kenardaki tebessümü bile haber değeri taşır hale geldi. Galatasaray’ın halletmesi gereken birinci sorun bu. Sneijder gülerse takım güler, Selçuk güler, Muslera güler. Tudor’un da bunu anlaması gerek çünkü kendisinin mutluluğu en azından lig bitene kadar buna bağlı. ‘Büyük maçlar büyük oyuncularla kazanılır’ klişesi bu sıralar tam da Galatasaray-Fenerbahçe derbisine uyarlanabilir. İki teknik adam da son iki ayda denemedik oyuncu ve taktik bırakmadı. Hele de Tudor, evden çıkarken 3’lü oynuyor, Florya’ya girerken 4’lüye dönüyor. Belli ki kadro ve şablon istikrarı bu sezon Galatasaray için söz konusu olmayacak. Zorlamanın alemi yok, Tudor garantiye gitmek zorunda. Zira Başakşehir’e yenilmekle Fenerbahçe’ye kaybetmek arasında çok fark var.

Fenerbahçe’ye 3’lü oynanmaz

3’lü savunmanın versiyonları genelde hücum üzerine çözümler üretir. Kimi bunu 5’liye çevirip 2014 Dünya Kupası’nda Sampaoli’nin Şili’si ya da Miguel Herrera’nın Meksika’sı gibi defansif olanını oynar kimi Guardiola’nin Bayern’i gibi ofansif olanını. Tudor ise arada kalanlardan. Hırvat hoca kağıt üzerinde nefis şablonlar çiziyor ama bunu Galatasaray’ın mevcut oyuncu grubuyla sahaya yansıtmak kolay değil. Lens’in karşısına mutlaka iki engel koymak zorunda. 3-4-3’ün teorisinde ‘sol ön, sol iç ve stoper kademeyi alır’ görünür ama sahada pratiği çok zordur. Galatasaray’ın en zayıf halkası stoperleriyken Fenerbahçe’ye karşı 3’lü oynamak maça 1-0 yenik başlamak olur.

Galatasaray’ın stoperi!

Başakşehir maçını izledikten sonra ülkede Galatasaray’ın stoper sorunsalı üzerine cümle kurmayan fani kalmadı. Haksız da sayılmazlar. ‘Galatasaray’ın stoperi’ bir şablonu ifade eder, oyuncuyu içine koyarsınız ona göre şekil alır. Ama Galatasaray’da o şablona oturan stoper yok. Semih bu takımda oynuyorsa Florya’da geçirdiği yıllara dua etmeli. Ahmet, Serdar, Hakan tamamlayıcı, destek stoperler. Takımda Ujfalusi’den bu yana lider stoper yok. Tudor iki hatta üç yarım stoperden bir tam bulacağını zannediyor, mümkün değil, olmaz. Serdar ve Ahmet’e harcanan 7 milyon Euro’ya taşıyıcı stoper alınsa Chedjou’yu da oyunun içinde tutabilirlerdi. Futbol aklı kulüplere en çok da bu yüzden lazım işte.

7 haftada çok şey değişir

Demirel’in ‘Siyasette 24 saat çok uzundur’ sözünü pekala futbola uyarlayabiliriz. Hatta söz konusu büyük camialar olduğunda 7 haftada ligin rengi bile değişebilir. Galatasaray, Başakşehir’e kaybetmese önünde bambaşka bir sayfa açılırdı. Hâlâ da bu şansını kaybetmiş değil. Fenerbahçe’nin 1 puan gerisinde olsa da kazanırsa psikolojik üstünlüğü ele geçirir. O yüzden bu derbi iddiasız bir derbi değil tam tersi kazanan için lig yeni bir boyut kazanır. Çaykur Rize bugün Başakşehir’e yener, üstüne Galatasaray derbiyi kazanırsa şampiyonluk değil ama Şampiyonlar Ligi ön elemesinin kapısı pekala açılabilir.


22 Nisan 2017, Cumartesi 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Hastaneler doldu taştı!‘’

Beşiktaş için ilk yarıyı oynamadı kabul etmek en doğrusu. Lyon Teknik Direktörü Genesio’nun, Fekir’i dışarıda tutup maça çift ön libero ile başlamasını Oğuzhan ve Atiba topa hükmederek cezalandırmalıydı. Fakat beklenenden çok daha zor bir ilk yarı izledik. Beşiktaş topa sahip görünse de oyuna hükmedemedi. Lyon savunması baş döndürücü bir rotasyon içerisinde olduğu için duran topta herkes yerini kaybediyor. Oğuzhan ile Atiba’nın aynı anda kötü oynadığı bir günde Lyon’u çözmek için maçın anahtarı duran toptu. Talisca’nın korner organizasyonunda sağ ayakla attığı golün üzerine daha fazla gitmek gerekirdi.

Atiba uyursa herkes ölür!

Baskı sürekliliği dediğimiz şey Beşiktaş’ı ligde 5 puan farkla lider yapan özelliği. Lyon’a karşı Oğuzhan’ı anlayabiliriz ama Atiba’nın ekstra top kayıpları pozisyon oyununu imkansız hale getirdi. Atiba evin olgun çocuğu gibi. Küçükler hata yapar affedilir ama büyük oğlan yapınca göze batar ya, Atiba’nın durumu da aynı. O top kaybı yapınca Beşiktaş’ın tüm düzeni alt üst oluyor, ön alana geçemiyor, her top duvara çarpıp geri dönüyor.

İsviçre çakısı gibi

Talisca, İsviçre çakısı gibi adam. Yüksek topa vuruyor, pas oyununda var, frikik atıyor, duran topta başrol oynuyor. İlk yarı merkezden gelmeyen toplara çok takıldı, ona rağmen maçın içinde kaldı. Böylesi bir vuruş kalitesine sahipken ceza sahası dışı etkinliğine diyecek yok ama dün gece asıl farkı 18 çizgisinin içinde yarattı. İkinci santrfor olarak girdiği her pozisyonda kaleyi buldu. Uzatmada bir metreden kaçırdığı gole rağmen Atiba’nın da, Oğuzhan’ın da yerine oynadı. İki takımın savunması da o kadar bariz ve basit hatalar yaptı ki sadece son 10 dakikada kaçan gollerden hastaneler dolar taşar. Fabri ilk maçta yaptığı hatayı fazlasıyla affettirdi, inanılmaz toplar çıkardı. Beşiktaş bu savunmayla normal süreyi tek gol yiyerek bitirdiyse bunun adı mucizedir. Ama asıl acıtan sahanın en kötüleri olan Tosiç ile Mitroviç’in son iki penaltıyı kaçırmasıydı.

21 Nisan 2017, Cuma 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Paniğe gerek yok, tur avucumuzda‘’

Beşiktaş için 1-1 ile 2-1’in çok farklı olmadığını söyleyerek konuya girmekte fayda var. Temsilcimize 1-0’ın yettiğini unutmamak gerek. Yani paniğe gerek yok, bu felaket olur. 60. dakika golsüz geçilse bile telaş yapmamalı. Bu turun favorisi ilk eşleştikleri gün Lyon gibi görünse de bugün tura yakın olan taraf Beşiktaş.

Arena, Lyon’u sindirir

Beşiktaş, sahasında Şampiyonlar Ligi’nde de Avrupa Ligi’nde de maç kaybetmediyse bunda taraftarın rolü büyük. Lyon, deplasmanda sinen bir takım. İlk dakikadan itibaren Beşiktaş’ın baskı kurup Cenk’in etkili olacağı pozisyon oyununa geçmesi tahmin edilenden daha kolay olabilir.

Beşiktaş daha tecrübeli bir takım. Q7 oynuyor ve ilk maçtaki kadar saha içi döngüsüne mecbur kalmayacaklar. Herkes pozisyonunda oynayacak. Lyon yorgun geldi. Referandum dolayısıyla Beşiktaş hafta sonunu dinlenerek geçirdi. Lyon, Bastia deplasmanında tek devre oynadı ama dayak yiyerek döndü. Mental olarak iyi durumda değiller.

Mitrovic değil Tosic bozar!

Mitrovic, duran topta avantaj sağlar. Lyon topa sahip olamayacağını iyi biliyor ve duran toplar birinci plan olacak. Mitrovic ilk maçta stoper oynarken hata yapsa da ön libero oynarken duran toplarda doğru pozisyon aldı. Mitrovic’in stoper oynaması değil şayet Adriano’da son dakika sürprizi yaşanırsa Tosic’in sol beke geçmesi düzeni bozar.

Babel’in şutları...

Talisca, Babel, Q7 fark yaratmalı. İlk maçta Beşiktaş’ın 2. yarıda yediği baskının sorumlusu önde kolay top kaybeden Talisca idi. Beşiktaş’ın baskı sürekliliği için Talisca ve Q7’nin top kaybetmemesi ilk şart. Hucumda kaldıkları sureyi ne kadar artırırlarsa geri koşamayacakları için maçın son 20 dakikasına diri girerler. Babel’in akan oyun şutları için buna mecburlar.

20 Nisan 2017, Perşembe 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Lyon Başkanı empati yapar mı?‘’

Lyon, Beşiktaş ile eşleştiği günden beri maç takviminden şikayetçi. Türkiye’deki referandum sebebiyle temsilcimizin 13 ve 20 Nisan arasında lig oynamaması ve Lyon maçlarına dinlenerek çıkacak olması Fransızlar’ı fazlasıyla rahatsız ediyordu.

Lyon Başkanı Jean Michael Aulas, 1987’den beri görevde ve gerek UEFA gerekse Fransa Futbol Federasyonu’nda etkili. Sanırım buna güvenerek Beşiktaş maçı öncesi kendi taraftarının çıkardığı olayları gerekçe gösterip 20 Nisan’daki rövanşı seyircisiz oynamayı talep edecek kadar gözünü kararttı.

Bastia’da dayak yediler

Beşiktaş hafta sonunu dinlenerek geçirirken, Lyon’lular, Bastia deplasmanına gitmek istemiyorlardı. 7 as oyuncuyu Lyon’da bırakıp Bastia’ya ulaştıklarında tam da istedikleri gibi bir atmosfer buldular. Bastia taraftarı maçtan önce sahaya inerek, Depay ve kaleci Lopes başta olmak üzere tüm futbolculara saldırdı. Perşembe gecesi Lyon’da olduğu gibi Bastia’da da yeterli güvenlik önlemi alınmadığı için futbolcular soyunma odasına güç bela kaçarak maçı oynamak istemediler. Başkan Aulas, yine olayların ortasındaydı ama hakemler maçı oynattı. Devrenin bitiş düdüğüyle Lopes kendisini uyaran Bastia’lı bir yöneticiye yumruk atınca tribünler yine aşağıya indi. Fransa’da görmeye çok alışık olduğumuz bir durum değil doğrusu.

Zorlu Bastia deplasmanında maçı oynamak istememelerine rağmen tek devre de olsa sahaya çıktılar ama dayak yiyerek döndüler. Muhtemelen Bastia ağır ceza alacak ama Lyon’lular Beşiktaş maçı öncesi tahmin ettiklerinden daha çok hırpalandılar.

Beşiktaş’a ceza mantıksız

Lyon Başkanı Aulas, Bastia’da yeterli güvenlik önlemi alınmadığından şikayet edebiliyorsa Beşiktaşlılar’ın ve Başkan Fikret Orman’ın da böyle bir hakkı olduğunu hatırlamalı. UEFA talimatları gereği ev sahibi kulüpler stat güvenliklerini sağlaması gereken birinci tüzel kişiliklerdir. Yani Lyon’lular, kendi sahalarında güvenliği sağlayamadıkları için İstanbul’daki maçın seyircisiz oynamasını isteyemezler. Bastia’da Lyon Kulübü ne kadar suçluysa, Lyon’daki maçta Beşiktaş o kadar kusurludur. O yüzden UEFA’nın 20 Nisan’daki maçta Beşiktaş’ı cezalandırması hukukla da mantıkla da izah edilemez. Umarım Lyon Başkanı Aulas, biraz olsun Beşiktaş’ı anlamıştır.

18 Nisan 2017, Salı 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Kendine yenilen takım‘’

Lyon’un en zayıf halkaları iki beki şüphesiz. Talisca frikik için topun başına geçtiğinde sağ bek Rafael, Babel ile eşleşti. Fakat Talisca orta yapmak yerine ezberin dışında Babel’e derin pas attığında Rafael gözüne far tutulmuş tavşan gibi kaldı, hamle yapmak isterken de kaydı ve düştü. Burada Talisca’nın akıl dolu pasını ve Babel’in müthiş sağ ayak şutunu alkışladıktan sonra Rafael’e teşekkür etmek gerek sanırım. Tabii bu teşekkür sadece bu pozisyonla sınırlı değil. Sakarlıktan gördüğü sarı kartla cezalı duruma düştüğü ve kötü oyunuyla antrenörünü 52. dakikada diğer sağ bek Jallet’i oyuna almak zorunda bıraktığı için.

Baş döndürücü değişim

Tosiç’in sol bek, Babel’in sağ açık başladığı maçın ilk 20 dakikasında Q7’nin yokluğu çok fazla hissedildi. Marcelo’nun iki kaledeki inanılmaz performansına karşın Mitroviç’in stoperde yaptığı hatalar akıl almaz boyutlara ulaşmak üzereyken imdada Güneş’in zekası yetişti. Şenol hoca, Beşiktaş’ı resmen bir voleybol takımı gibi sahanın içinde döndürdü. 1-0’ı yakaladıktan sonra Mitroviç ön liberoya, Adriano sol beke, Babel sola, Cenk sağa, Talisca santrfora geçti. Bu baş döndürücü değişimle Beşiktaş skoru, oyunu, turu elinde tuttu desek abartmış olmayız. 20. dakikadan sonra oynanan 4-3-3’te Atiba’nın merkeze doğru yaptığı driplingler zihin açıcıydı doğrusu. Lyon’un şifrelerini çözmek için yapılacaklar listesinde; duran top savunmasında Marcelo’nun alacağı yüksek toplar ve Gökhan’ın Valbuena’yı çizgiye sürmesi ilk sıradaydı. Marcelo fazlasını yaptı, hücuma her gelişinde tehlike yarattı. Gönül sol ayağının üzerinde sağlam durdu ve onu mümkün olduğunca çizgide tuttu. Ama son 10 dakikada her şey tersine döndü. Maç 1-1’e gelmişken Fabri’nin geri pası hediye etmesi gerçekten inanılır gibi değil. Resmen kendine yenildi Beşiktaş.

Böyle hakem bulmak zor

Yakın zamanda Fenerbahçe, İvan Bebek; Beşiktaş, Craig Thompson faciasını yaşamışken İspanyol hakem Mateu Lahoz’un adil yönetimi çölde bir vaha etkisi yarattı. Fransız lobisine rağmen Lyon deplasmanında böyle bir yönetim görmek iyi geldi doğrusu. Zira maçtan önce oynanan oyunu görünce gözümüz korkmuştu. Başkan Jean Michael Aulas, Lyon taraftarlarına İstanbul’a gitmeyin diye çağrı yapıyor, 20 bin bileti Beşiktaş taraftarına satıyor, üstelik hiçbir güvenlik önlemi alınmıyor ve taraftar sahaya iniyor. İstanbul’daki maçı seyircisiz oynatmak için gereken tüm şartları sağlamış anlayacağınız Lyon Kulübü. Maçtan önceki sahaya inme hadisesi İstanbul’da yaşansaydı, Lyon bugünden itibaren yarı finaldeki rakibini bekliyor olurdu.

14 Nisan 2017, Cuma 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Güçlü oyna topu al‘’

Beşiktaş için bu gece Lyon’dan çıkmanın yolu topu almaktan geçiyor. Şenol Güneş geldiğinden beri Beşiktaş’ın oyun stratejisi buna dayanıyor. Bu sezon Adriano ve Gökhan Gönül’ün katılmasıyla hücum ve savunma geçişlerindeki akıcılık Beşiktaş’ın oyununu çok geliştirdi. Güçlü bir oyun oynuyor artık Güneş ve öğrencileri. Lyon’a karşı en büyük avantajları da bu olacak.

Q7’nin yokluğu hissedilir

Beşiktaş için Quaresma’nın eksikliği tahmin edilenden daha büyük hasara yol açabilir. Onun yokluğunda Babel sağa, Adriano sol öne, Tosic sol beke kayacak. Bu, Beşiktaş’ın oyun akıcılığını kötü etkileyebilir. Babel topu sağına aldığında karşısında kaleyi değil, taç çizgisini görecek. Babel’i çizgiden çıkarmak için Gönül’ün bindirmesi, Talisca ve Cenk’in pas seçeneği yaratması kaçınılmaz. Aksi halde bol hata yapan Lyon stoperleri rahatlayacak.

4-2-3-1 oynayacaklar

Senaryonun sorunsuz ilerlemesi biraz da Atiba’nın kusursuz oyununa bağlı. Kanadalı’nın rakip set hücumu yaparken faulsüz kazanacağı toplar nefis bir kontratak fırsatı anlamına geliyor. Lyon Teknik Direktörü Bruno Genesio son 3 lig maçında değişik formasyonlar denemiş olsa da Beşiktaş’a karşı santrforda Lacazette, arkasında Fekir ile 4-2-3-1 oynar. Lyon ligde ilk üçü kaçırdı, kupadan elendi o yüzden Avrupa Ligi tek hedefi. Roma maçında olduğu gibi Beşiktaş’a karşı da iç saha avantajını kaçırmamak için ilk 20 dakikada duran top golü arayacaklar. Roma’ya iki maçta da bu tarz gol atan Diakhaby’yi Marcelo’nun iyi savunması şart.

Duran topa dikkat

Lyon kısa takım, akan oyunda yüksek topları tercih etmiyor. Kanat forvetleri içeri kat ederek pasla ceza sahasına giriyor, şuta yöneliyor. Ceza sahasına pasla girerken tehlikeli bölgede kazanılan fauller Valbuena ve Fekir’e frikik şansı yaratıyor. Duran toplar Beşiktaş için en büyük tehdit olacak.

Lyon hücumda ne kadar iyiyse savunmada bir o kadar kötü. Lyon’a, Beşiktaş’ın gol atamaması için ekstra kötü oynaması gerek! Beraberlik ve 2-1, 3-2 gibi mağlubiyetler bile Beşiktaş’a tur için yeterli olabilir.

13 Nisan 2017, Perşembe 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Bu Lyon tam Kartal'a göre!‘’

Lyon için üç haftadır hayat Beşiktaş’tan ibaret. Ligde 3.’lük şansları mucizelere bağlı, 5. Bordeaux ile de 5 puan fark var. Fransa Kupası, Lig Kupası ve lig yarışından koptukları için Avrupa Ligi’nden başka hedefleri yok. Teknik direktör Bruno Genesio, bunu her fırsatta dile getiriyor. Metz maçının 11’inden tam 6 oyuncuyu Lorient maçında dinlendirdi. Lacazette ve Valbuena kenardayken maça 4-3-3 başladılar. Fekir önde çok etkisizdi, Lacazette girene kadar santrforsuz oynadılar. Morel’in yerine sol bekte Rafael başladı, Diakhaby dışarıda kaldı, Mbiwa-Mammana ikilisi tandemi oluşturdu. Genesio, takımı dinlendirip Beşiktaş’tan saklayacağım diye tercihleriyle büyük bir faciaya imza attı.

Beşiktaş’ın gol atmaması mucize

Set hücumunda en büyük handikap çözüm yolu ararken kaybedilen basit toptur. Hele savunmanız Lyon gibi ağır ve geri koşularda rakibi yakalamakta zorlanan oyunculardan kuruluysa iyi kontratak organizasyonunun gol olmama ihtimali yok.

Lyon’un, Lorient’ten yediği 3. gol Şenol Güneş’e çok önemli ip uçları vermiştir umarım. Topla tüfekle çıktıkları hücumda Lorient savunmasını açmaya çalışırken basit bir top kaybıyla kontrayı yediler. Bu gol Lyon’un geri koşularda ne kadar zayıf olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi. Lyon savunmasında kim oynarsa oynasın mutlaka gollük
hata yapıyor. PSG, Rennes, Metz ve Lorient maçlarını izledikten sonra Beşiktaş gibi iyi hücum takımının bu Lyon savunmasına gol atmaması mucize olur.

Lopes önde yakalanırsa...

Kaleci Lopes’i önde yakalamak önemli. Lyon iç sahada stoperlerini orta yaya çıkararak oynuyor, Lopes de mesafeleri daraltmak için çıkmak zorunda kalabiliyor. Antony Lopes fizik olarak kısa, çizgide iyi bir kaleci. Ama önde yakalandığında topu ağlardan çıkarma ihtimali yükseliyor. Waris Macid’in ceza sahası çaprazından vurduğu topta
olduğu gibi. Babel ile Talisca’nın mesafeli şutları Lopes’in kâbusu olabilir.

Lyon’u Atiba bozar

Beşiktaş maçında Lacazette santrfor, Fekir arkasında 4-2-3-1 oynarlar. Genesio için ilk plan iç sahada baskıyla maça başlayıp ilk 20 dakikada golü bulmak. Lyon kısa bir takım ve akan oyunda yüksek topları tercih etmiyor. O yüzden kanat forvetleri çizgiden içeriye kat ederek pasla ceza sahasına giriyor ya da şuta yöneliyor. Merkezde pas yoğunluğuyla bazen bunaltıcı baskı kurabiliyorlar. Fransa Ligi’nde en fazla şut çeken takım olmalarını bu oyun tarzına borçlular. Ceza sahasına pasla girme planının önemli getirilerinden biri de tehlikeli bölgede kazanılan fauller. Beşiktaş tecrübeli bir takım. Duran top şansı vermemek Güneş’in en önemli stratejilerinden biri olmalı. Atiba’nın faulsüz kazanacağı toplara her zamankinden daha çok ihtiyaç var. Zira geri koşular Lyon’un en büyük kabusu. İşin özeti şu; Lyon golün her türlüsünü yiyor Beşiktaş da her çeşidini atıyor. Turun ibresi her geçen gün Güneş ve öğrencilerine dönüyor.

10 Nisan 2017, Pazartesi 02:30
YAZININ DEVAMI