‘’Sivaş başladı Paşa bitirdi‘’
Evinde devlere kök söktüren Yiğidolar, Paşa’ya takıldı. Kone’nin iki golüne Eduok ve Diagne karşılık verdi, nefes kesen düello 2-2 eşitlikle bitti. Sivas 38, Kasımpaşa ise 31 puana yükseldi.
Kasımpaşa geriden pasla oyunu kurmayı becerebilen bir takımken en güçlü olduğu yerden golü yedi. Maçın henüz başında Ben Youssef’in görüş açısı var ve oyunda tempo yokken yaptığı bir pas hatası Sivas’ı ejderhaya çevirdi. Robinho’nun akıl dolu pasını Kone becerisiyle asiste çevirince Sivas için maçta bambaşka bir sayfa açılmış oldu.
Kasımpaşa pasa ve topa daha yatkın bir takım. Yedikleri golün ardından kısa süreli bir panik yaşayıp pozisyon yeseler de sakin kalmayı pasla çıkmayı terketmediler. Bu da onlara beraberlik golünü getirdi. Veysel’in harika ön asisti Sivas savunmasını adeta ikiye böldü. Diagne de Eduok’a golü attırdı. Sivas’ın yediği golde Medjani’nin ağır kanlı oyun tarzının önemli bir rolü vardı. Samet hoca henüz 38. dakikada John Boye’u alıp Medjani’yi çıkararak Kasımpaşa’nın hızını kesti.
Müthiş son...
Hakan Arslan ve Emre Kılınç Sivas’ın akciğerleri gibi. Robinho ve Kone gibi büyük futbolculara sahip Sivas’ta bu ikili yardımcı oyuncu rollerini harika oynuyorlar. Bir bölümde Trezeguet’e açmak şart. Zira sahada topla arasında en estetik ilişkiyi kurabilen adam o. Onu izlemek büyük keyif. 86’da Kone’nin penaltı golü, uzatmada ise bir kez daha sahne alan Diagne’nin beraberliği getiren vuruşu kaliteli maçın da sonucunu belirledi.
‘’Önce şu seksist dili değiştirelim‘’
İnsan var olduğundan bu yana toplumların içerisinde çeşitli ayrımcılık zehirleri süre gelmiş, ırktan sosyal sınıfa kadar çeşitli ayrışmalar bir çok savaşın bile başlama sebebi sayılmıştır. Görüldüğü üzere toplumun en büyük yarası, ayrışmadır. Hele bu ayrım cinsiyet üzerinden yapılmaya başladığında karşısındakini cinsiyetinden dolayı hakir görme gibi hastalıklı seksist söylemler ortaya çıkıyor ki, insanların önce kullandıkları dili değiştirmesi gerekiyor.
Ayrıştırmayalım...
Aslında farkında olmadan hayatımızın her alanında bu ayrıştırma değirmenine su taşıyoruz. Ekonomi dünyası başarılı bir iş kadınını tanımlarken bile ona çekinmeden ‘işadamı’ kartvizitini uygun görebilirken, hayatın en seçkin alanı bilimde bile yıllarca kadın görmezden gelinip ‘bilim adamı’ tanımının içine katılmıştır. Bence işe kullandığımız dilden başlamalı. Önce iş insanı, bilim insanı gibi tabirleri beynimize kazımalıyız ki, erkek egemen toplum fikrinden sıyrılıp daha eşitlikçi bir platforma taşınabilelim.
‘’Tercihlerin bedeli!‘’
Fikstürü zor ya da kolay yapan senin formundur. Fenerbahçe ilk 6 haftada zorlu bir fikstürü geride bırakıp rüzgarı yelkenlerine dolduracakken Akhisar’a sahasında yeniliyorsa dönüp kulübeye bakmak gerek. Aykut Kocaman’ın tabiriyle büküldü Fenerbahçe.
Bükülmesine yol açan en önemli faktör ise hocanın tercihleriydi. Sadece oyuncu değil oyun tercihi de belirleyici oldu. Fenerbahçe’nin orta sahası bu sezonun genelinde iyi iş çıkardı. Akhisar’ın merkez baskısı ve akabindeki geçiş oyunları Souza ile Topal’ın tüm handikaplarını ortaya çıkardı. Souza kötü günündeydi, Topal’ın uzun zamandır topla şiddetli geçimsizliği var. Dün gece bunun bedelini ödediler. Bu yüzden Fenerbahçe topa sahip olmadı, top Fenerbahçe’ye sahip oldu.
Asıl sorun ikinci yarıda daha net ortaya çıktı. Kocaman, Soldado ile çift santrfora döndükten sonra Valbuena’yı çıkardığı için top taşıyan oyuncusu kalmadı sahada. Topal rakip savunmaya gömüldü, Souza’dan anlamsız uzun toplar gidince oyun tam bir kaosa döndü. Oysa Ekici daha erken girse, Fenerbahçe topu indirip kısa pasla daha dengeli hücum edebilirdi.
Gecenin sorusu
Soldado, Valbuena’nın yerine girince topu 3. bölgeye getirmek için Topal’ı ileri çıkarıp Souza ile uzun top oynamak iyi fikir değildi. Neden Valbuena çıktı, Topal ya da Souza’dan biri çıkmadı? Ve Ekici neden 80’de girdi?
Maçın starı
Serginho, Kadıköy’de Akhisar’ın can damarı oldu. Merkezden top taşıdı, ikili mücadele kazandı, golünü attı, daha da önemlisi Souza ile Topal’a yaptığı baskılarla pas hatasına zorladı.
Maçın olayı
Fenerbahçe bu sezon Kadıköy’de 3. kez bir maçta 3 gol yiyor. İlk 4 içerisinde sahasında en az puan toplayan takım Fenerbahçe. Fikstür kolaya giderken şampiyonluğun yolu Kadıköy’den geçiyor.
Kısa mesaj
Fikstürün en zor kısmını atlatmış ve rampa aşağıya hızlanmak üzereyken Kadıköy’de maç kaybetmek Fenerbahçe adına büyük hayal kırıklığıydı.
‘’Zafer zamanı‘’
İkinci yarının ilk 6 hafta fikstürü Fenerbahçe’yi türbülansa sokacak kadar sertti. Trabzon’a yenilmedi, Başakşehir’i liderken yendi, derbilerin 3/4’ünü temizledi. Fikstürün rüzgarını arkasına alma zamanı geldi. Fenerbahçe’nin şampiyonluk için hala şansı çok yüksek. Son derbide Mehmet Ekici’nin performansı sahada bir farklı yeteneğin bile takımı ne kadar ileri ittiğinin göstergesi. Ekici’nin formu henüz yüzde 70’lerde, şayet sağlık durumu müsade ederse bugün Akhisar’a karşı 11 başlaması maçın seyrini değiştirebilir. Ekici eldeki en yeteneklilerden biri. Ne Aatif kadar düz, ne Valbuena kadar savruk. Her şeyi kıvamında yapan komple bir oyuncu. Aykut Hoca’nın Ekici’yi yine solda oynatma ihtimali yüksek.
İç saha belirleyici olacak
Giuliano ile uyumları sezonun geri kalanı için de önemli bir gösterge olacağa benziyor. Fenerbahçe için iç saha coşkusu şampiyonluk yolunda en belirleyici unsur. Zira son 11 haftada 6 maçı içeride oynayacaklar. Akhisar 3 haftadır kazanarak Kadıköy’e geliyor. Devre arasında Seleznov’u alınca hücumdaki sorunları çözdüler. Geride bekleyip, kenardan hızlı çıkan bir takım Akhisar. Seleznyov’a uzun attıklarında cüssesiyle indirip takımı yerleştiriyor, Larsson ise atletizmiyle pozisyon yaratıyor. Sağ bek Lopez ve sol bek Ömer Bayram’ın kanalları tıkanınca merkezde zorlanan bir takım Akhisar. Fenerbahçe ise ligde merkezini en iyi kapatan takımlardan biri.
Kısa mesaj
Fenerbahçe ilk 4 içerisinde hâlâ sahasında en az puan toplayan takım. (24) Güçlü bir iç saha oyununu yakalamak için bugün önemli bir fırsatları var. Son 11 haftada 6 maçı içeride oynayacağı düşünülürse Fenerbahçe için şampiyonluğun yolu Kadıköy’den geçer.
‘’Türkiye'nin derbilerle imtihanı‘’
Fenerbahçe, 4 gün sonra bambaşka bir kimlikle oynadı. Korkmadan, baskıyı doğru yapıp, toptan kaçmayarak Dolmabahçe’de ayakta kaldı. Alper’in kendini attırdığı 44. dakikaya kadar Fenerbahçe oyunun ibresini lehine çevirmeyi başardı. Ekici solda, Alper merkezdeydi ve sahada bir tane ekstra yetenek olunca Fenerbahçe’nin oyun standardı yükseldi. Mehmet Ekici’nin Şener’e attığı o harika pas gecenin en klas hareketlerinden biriydi. Takımını 10 kişi kalmışken 2-1 öne geçirmeyi başardı. Lens sahanın en kötüsüydü, Beşiktaş o oyundayken sağdan gidemedi. Solda da Tosic-Caner olunca kanatlar kilitlendi. Oğuzhan’ın çilingirliğine ihtiyaç duydular. Talisca’yı topla buluşturamadılar. Gelelim Quaresma’ya... Bir maç için sezonu yakmak ne kadar mantıklı? Quaresma, Lens’in yerine oyuna girdikten birkaç dakika sonra Souza’ya vurduğu için atıldı, yatışmadı Ekici’ye de vurdu. Hem kendini hem takımını yaktı. Ya Alper ve Volkan’a ne demeli. Kendilerini attırmak için herşeyi yaptılar. Derbiden anladığımız bu mudur? Olaylar, kartlar, kavgalar... İşte Türk futbolunun gerçeği. Ve elbette derbilerle bitmeyen imtihanımız.
Gecenin sorusu:
Pazar gecesi 11’e 11 biten, sadece futbolun konuşulduğu randevu mu, yoksa artık klaşikleşen kavgalı, bol kartlı maç mı? Hangisi gerçek derbi?
Maçın starı
Josef de Souza; Volkan ve Alper’in atıldığı bir gecede takımını ayakta tutan ilk oyuncuydu. Kimsenin eksikliğini hissettirmedi, iki hatta üç kişilik oynadı, harika iş çıkardı.
Maçın olayı
Alper maça çok agresif başladı. Oyunun ibresi Fenerbahçe’yi gösterirken 44’te Hasan Ali’yle tartışan Tolgay’ı iterek düşürdü ve ikinci sarıdan atıldı. Peşinden Quaresma ve Volkan da kırmızı görerek derbiyi çığırından çıkardı.
Kısa mesaj
İki takım arasında oynanan son lig derbisi hariç hemen her randevuda olayların futbolun önüne geçmesi kural haline mi geldi?
‘’Sadakat değil, yetenek!‘’
Beşiktaş ligin en yeteneklisi olduğunu gösterdi, en iyi derbi performanslarından birine imza atarak Fenerbahçe’yi yendi. Güneş’in planı ilk yarım saat tuttu denemez. Beşiktaş tutuk başlayıp, erken golü yemesine rağmen Güneş’in iki kritik hamlesi kaderi değiştirdi. Fenerbahçe, Beşiktaş kadar topa yatkın ve yetenekli bir takım değil, fakat oyuncu grubunun taktik sadakati düne kadar iş yapmıştı. Güneş’in ilk hamlesi, Kocaman’ı şaşırttı. Medel stopere, Tosiç sol beke, Babel de Love’un yanına geçince kabus başladı, stoperler top çıkaramadı, Fenerbahçe bu sezon ilk kez ilk yarıda sadece 92 pas yaptı. Beşiktaş; Porto ve Galatasaray maçlarındaki 45-60 coşkusunun bir benzerini gösterdi. Vida-Negredo değişiminden sonra Fenerbahçe tempoya karşılık verdi. Love-Caner hamlesiyle Güneş şah çekti, Kocaman Valbuena’yı geç alarak mat oldu.
Gecenin sorusu
Beşiktaş hem topa hem oyuna sahipken, Aykut Kocaman’dan Valbuena hamlesi daha erken gelemez miydi?
Maçın starı
Büyük maçlar büyük oyuncularla kazanılır. Quaresma iki kanadı da etkin kullandı, bazen abartılı ortalar da yaptı ama Beşiktaş’ı hep öne taşıdı. İlk yarıda Kameni’yi trivela ile yokladı, ikinci yarıda aynı açıdan golü attı.
Maçın olayı
Fenerbahçe golü attıktan sonra Beşiktaş’ta taşlar yerinden oynadı. Maça merkezde başlayan Medel stopere, Tosiç sol beke, Babel de forvete geçince Beşiktaş ilk yarım saatin ardından maçı eline aldı.
Kısa mesaj
Beşiktaş 6 puanlık bir maç kazandı ve zirvede kartlar yeniden dağıtıldı. Beşiktaş’ın fikstürü kolay değil elbette. Derbilerdeki oyun gücü yeterli ama Trabzon, Başakşehir ve Galatasaray ile deplasmanda karşılaşacak.
‘’Sezon derbisi‘’
Bu akşam beşiktaş için beraberlik bile şampiyonluğu küçük çaplı bir mucizeye bağlar. Fenerbahçe için ise 1 puan hedefe atılmış bir adım olur. Fenerbahçe bu derbiden 3 puanla çıkarsa şampiyonluğun en büyük favorisi haline gelir.
İki farklı oyun tarzının çarpışması ligin kaderini belirleyecek gibi görünüyor. Beşiktaş için beraberlik bile şampiyonluğu küçük çaplı bir mucizeye bağlarken Fenerbahçe için 1 puan hedefe atılmış bir adım olur. Fenerbahçe bu derbiden 3 puanla çıkarsa şampiyonluğun en büyük favorisi haline gelir. Beşiktaş, Pepe ve Talisca yokken stratejisini değiştirip kısa pas oyununa dönerek Fenerbahçe’ye karşı topa sahip olmayı seçecektir. Seyirci desteği, genelde Beşiktaş’ın bu oyununu pozitif etkiliyor, özellikle 45- 60 arasındaki baskı derecesi rakip için bunaltıcı olabiliyor. Porto ve Galatasaray maçlarındaki seviyeye çıkabilmek için Güneş’in orta alandaki tercihinin Tolgay Arslan olması şart. Böylesine harika bir orta sahanın Bayern maçında düşünülmemiş olması hayli şaşırtıcıydı doğrusu.
Sadakat mi yetenek mi?
Fenerbahçe, Beşiktaş kadar topa yatkın ve yetenekli bir takım olmayabilir ama ligin en sert ve geçiş oyununu kusursuza yakın oynayan takımı oldukları gerçeğini kimse inkar edemez. Beşiktaş, yeteneğine güvenerek bazen doğaçlama hücumlar yapabilirken Fenerbahçe’de Aykut Kocaman maçın her dakikasını senarize ediyor. Karşılığında oyuncularından harika bir taktik sadakat görüyor olması derbileri kolaya çeviriyor. Fenerbahçe, Başakşehir deplasmanında olduğu gibi yine topun karşısına geçerek fiziksel üstünlüğünü Giuliano’nun yönlendirmeleriyle baskı silahına çevirebilirse, Beşiktaş’ın top hakimiyeti avantaj olmaktan çıkar.
Beşiktaş adına maçın adamı
Takımın 10 numarası kim olursa pozitif ya da negatif anlamda maçın kaderini belirler. Oğuzhan’ın derbi performansları sorunlu. Tolgay ile ligin en sert orta sahasına karşı fizik olarak ayakta kalabilirler.
Fener adına maçın adamı
Giuliano Fenerbahçe’nin oyun aklını temsil ediyor. Fizik olarak güçlü, fit ve çok yetenekli. İşi sadece ceza sahası civarıyla sınırlı değil, Beşiktaş’ın oyun kurulumunda baskıyı kime getirip topu kimin kullanacağına da o karar veriyor.
Kısa mesaj
Beşiktaş için bu derbi ya tamam ya devam maçı olacak. Beşiktaş kazanırsa, zirvede kağıtlar yeniden dağıtılır. Diğer yandan 1 puan bile Beşiktaş’ı yarış dışı bırakmaya yetebilir. Fenerbahçe için 1 puan kayıp olmaz. Şayet kazanırsa Fenerbahçe şampiyonluğun en büyük favorisi olur. Zira 17 Mart’ta Galatasaray Kadıköy’e gelecek sonra fikstürü arkasına alacak.
‘’'Yüzde 100'le oynamalı'‘’
Heynckes’in gelmesiyle Bayern Münih, oyun anlamında fabrika ayarlarına geri döndü. Siyah-Beyazlılar’ın, Alman devine karşı yüzde 100’le oynaması gerekiyor. Lewandowski’ye karşı Pepe-Vida ikilisine her zamankinden fazla ihtiyaç var. Hele Pepe’nin Şampiyonlar Ligi tecrübesi sadece maçın değil, turun anahtarı olur.
Dünyanın en kurumsal kulübü olan Bayern Münih’in hoca konusunda son 5 yıldaki tercihleri şaşırtıcıydı doğrusu. Guardiola’nın Messi’si olmasa da pas odaklı dominant bir takımı vardı. Ancelotti ile kafalar karışsa da 3 kupalı efsane teknik adam Heynckes Bayern’i fabrika ayarlarına döndürmeyi başardı. Ne Ancelotti’nin takımı kadar dağınık ne pep’in takımı kadar düzenli, ama doğrudan kaleye gitmeyi hedefleyen aşırı yetenekli bir Bayern var karşımızda. Heynckes’in göreve geldiği Freiburg macından bu yana ligde sadece Mönchengladbach’a kaybettiler, Şampiyonlar Ligi’nde oynadıkları her maçı kazandılar.
Orta sahaya dikkat
Bayern sahanın her yerinde çok güçlü, zayıf bir halkasını bulmak zor. Son Wolfsburg maçına bakarak Bayern analizi yapmamız mümkün değil. Zira Heynckes, rotasyonla çıktığı maçı son dakikalarda Lewandowski’nin penaltısıyla kazandı. Defans hattının tamamını Beşiktaş maçına sakladı. Beşiktaş’ın sahada en zorlanacağı yer Vidal, Tolisso ve James rodriguez’in uyumları düşünüldüğünde orta saha. Güneş’in savunmada pepe- Vida’ya güvenmesi halinde merkezde Atiba-Medel tercihi direnci artırmak adına daha mantıklı bir seçenek gibi duruyor. Bu ikilinin top kazanma konusundaki iştah ve becerilerine her zamankinden daha çok ihtiyaç var.
Negredo başlar, Love bitirir
Beşiktaş ligde son zamanlarda uzun topları deneyerek oyun genetiğinin dışına çıkıyor. Bir bakıma Bayern maçının provasını yapıyor. Bu denemeler topla oynamak zorunda kaldığı Bursa ve Konya maçlarında işe yaramadı. Fakat Bayern’e karşı topu almak kolay olmadığından buna mecbur kalacaklar gibi görünüyor. Şenol hoca, pepe’den çıkacak uzun toplar için yüksek ihtimal Negredo’yla başlar ama kısa sürede Love’a döner. Bayern’in stoper tandemi Hummels ve Boateng’ten kurulu. Hummels’in topu oyuna sokuşu kusursuz. Boateng ise son derece güçlü. Maçın ikinci yarısında Talisca fizik olarak düşerse Negredo ile Love maçı birlikte bitirebilir.
Risk yüksek olacak
Beşiktaş genel anlamda topsuz oyunu kusursuz oynayan bir takım değil. Güneş’li Beşiktaş hep topa sahip olmak zorunda. Fakat Bayern’e karşı bu ihtimal düşecek. Yani Beşiktaş Münih’teki maçı savunarak oynamak zorunda kalabilir. Bu alışık olmadığı bir durum ve Aboubakar gibi bir forveti olmadığı için riski de hayli yüksek. Lewandowski’ye karşı Pepe-Vida ikilisine her zamankinden fazla ihtiyaç var. Pepe’nin tecrübesi sadece maçın değil turun anahtarı olur. Beşiktaş bir devle savaşacak ve Münih’te 2-1’lik mağlubiyet bile tur için umut verici olabilir. Zira İstanbul’un havası farklı, Beşiktaş Dolmabahçe’de demiri bükebilecek seviyeye ulaşabiliyor.
Bekler büyük dert...
Sol bek Alaba ile sağ bek Kimmich Bayern’in en güçlü noktası. Alaba esnek ve akıllı bir oyuncu. Avusturya Milli Takımı’nda 10 numara oynamasının ona kattığı harika bir görüş açısı var. Quaresma’nın Alaba’ya karşı çok ekstra oynaması gerekiyor. Şayet Lens istenen seviyeye gelebilseydi tam da onun tarzına uygun bir maç olacaktı. Kimmich ise bir orta saha olmasına rağmen sağ bekte uçuyor. Babel’in fizik gücüne ve sürpriz şutlarına her zamankinden daha fazla ihtiyaç olacağı kesin.









































