Arama

Popüler aramalar

‘’Kadıköy'ü baskı merkezi haline getirmeden hedefe ulaşmak zor‘’

Fenerbahçe ilk 4 içerisinde sahasında en çok puan kaybeden takım. Kadıköy’ü baskı merkezi haline getirmeden hedefe ulaşmak zor. Geçen sezon evde 21 puan gitmişti, bu yıl 9... Aykut Kocaman ve öğrencileri ligin fizik gücü en yüksek takımı. Ön alan baskısını onlardan daha iyi yapan bir takım yok. Başakşehir karşısındaki harika zaferi de bu baskı ve beraberindeki geçiş oyununa borçlular. Abdullah Avcı’nın düşündüğünün aksine Fenerbahçe bir savunma takımı değil, ligin en iyi geçiş takımı. Mehmet Topal ve Souza birlikte orta sahada oldukları sürece baskı yükseliyor, kazanılan topları rakip kaleye taşıyorlar.

Topa sahip olmak gerek

Giuliano ise Fenerbahçe oyununun lideri. Hem güçlü hem dayanıklı hem de teknik. Sadece kendi takımındaki top dağılımını organize etmiyor, yönlendirdiği baskıyla rakibin oyun kurulumunda bile karar mekanizması haline geliyor. Aytemiz Alanya kapanmayı beceren bir takım değil, Fenerbahçe’nin topa ve oyuna sahip olması gerekecek. Bunun için Giuliano’nun işini kolaylaştıracak bir formüle ihtiyaçları var. Kadıköy’de Aatif’in yerine Valbuena daha mantıklı duruyor.

Duran toplar önemli

Başakşehir’e karşı Valbuena’nın oynamaması çok mantıklıydı. Ama ligin en yumuşak takımına karşı Kadıköy’de Aykut Kocaman’ın Fransız yıldızı kazanma seansını izleyebiliriz -ki çok mantıklı olur... Alanya, duran top savunmasında çok zayıf. Fenerbahçe ise ligin en fazla korner golü atan takımı. Valbuena’nın orta kalitesi bu istatistiğin oluşmasında önemli faktör.

Kısa mesaj:

Fenerbahçe’nin büyük maç performansı iki sezondur hep üst düzey. Puanı rahat görünen maçlarda kaybedebiliyorlar. Aytemiz Alanya kapanmayı becerebilen bir takım değil. Fakat oynamak isterken çok top kaybı yapıyorlar. Fenerbahçe işi geçiş oyunuyla çözebilir.


17 Şubat 2018, Cumartesi 06:00
YAZININ DEVAMI

‘’38'lik Aslan!‘’

Galatasaray için bir pas takımı demek ne kadar doğru bilmem ama ligde geçiş oyununu en iyi oynayan takım olduklarına şüphe yok. Kendi seyircileri önünde coşkulu bir başlangıç sonrası ilk golü set hücumundan buldular. Sonrası topa sahip olunca oyuna hükmedeceğini düşünen Hamza hoca adına hayli trajikti. Galatasaray sahasına geldikleri her pozisyonda kolay top kayıplarıyla kendi kalelerine kadar geri koşmak zorunda kaldılar. Nitekim Galatasaray, harika iki ‘geçiş golü’ daha atarak 38’de maçı bitirdi. 40’ta Hamzaoğlu’nun sol bek ve forvet arkasını çıkarıp iki forvet sokmasıyla oyunun rengi değişti. Kalan 50 dakikada az pozisyonlu sıkışık bir oyun izledik.

Sahadaki 22 futbolcu içinde en iştahlısı Gomis’ti. İkinci golünü Rodrigues’in harika asistiyle atmış olabilir ama ilk golde ekmeğini taştan çıkardı. Gomis açık ara Türkiye’nin en iyi santrforu. Marsilya’da Rudi Garcia ve eski takım arkadaşları kafalarını taşlara vuruyor.

Gecenin sorusu

Galatasaray evinde en fazla puan (31) toplayan takım. Ama ilk 5 içinde en kötü deplasman performansı (13) yine onlarda. Son 6 deplasmanın 5’ini kaybettiler. Şampiyonluk için evde aslan olmak yeter mi?

Maçın starı

Rodrigues ilk yarı harika iş çıkardı. Gomis’in attığı iki golün mimarıydı. Ama maçın yıldızı Gomis’ti. Vücut koordinasyonu, sezgisi, vuruş kalitesi, enerjisi ve devamlılığıyla A kalite bir santrfor. Sadece maçın değil Türkiye Ligi’nin en iyisi.

Maçın olayı

38’de 3. Galatasaray golü geldikten sonra Hamza hoca sol beki Musa ile Danilo’yu çıkarıp santrfor Emre ile sağ açık Jevtoviç’i alarak oyunu dengeledi. Kalan 50 dakikayı 0-0 bitirmesini bu değişime borçlu.

Kısa mesaj

Antalyaspor ‘bir futbol kulübü nasıl batar’ adlı filmi izletiyor. Eto’o bir proje transferdi, tuttu. Nasri fiyaskosunun bedeli ağır olacağa benziyor. Yönetim değişti, 3. hoca takımın başında ve Antalyaspor için tehlike kapıda.

13 Şubat 2018, Salı 06:00
YAZININ DEVAMI

‘’Robinho salladı, Kayseri yıkılmadı!‘’

Kayseri ile Sivas arasındaki futbol rekabeti 50 yıldır süre gelen bir durum. Kadrolar ve teknik adam tarzları dikkate alındığında futbol vaad eden bir karşılaşma. Kayserispor bu sezonun flaş takımı olma özelliğini ön alan baskısına dayalı futbol karakterine borçlu olduğunu unutarak maça başladı. Sivasspor’un bu sezon Başakşehir, Beşiktaş ve son olarak Galatasaray’ı doğru kontratak oyunlarıyla yenmiş olması Sumudica’yı aşırı önlemlere yöneltti. Çok geride bekleyerek Sivas’ın oynamasına müsade ettiler. Hatta Umut Bulut’u 41’e kadar pozisyona sokamadılar. Kone’nin sakatlanıp yerini Robinho’ya bırakmasının ardından Samet Aybaba, 46’da Muhammed’i de Bifouma’nın yerine alarak önde top tutmayı tercih etti. Bu durum maçı biraz karmaşık hale getirse de Robinho’nun uzak mesafeli muhteşem frikiği maçın seyrini değiştirdi.

Baskıya geçti ama...

Kayseri golden sonra baskı oyununa geçmek için çabaladı, Güray-Varela değişimiyle başarılı da oldular. Fakat Sumudica’nın bu kadar sakin kaldığı bir maç hatırlamıyorum. Umut’un golü gelene kadar kulübeden çıkmadı. Şamil 88’de 3 metreden golü yapamayınca Kayseri 1 puana razı oldu.

Gecenin sorusu?

Sumudica, ön alan baskısına dayalı klasik oyunu yerine Sivasspor’u geride karşılamayı tercih etti. Bir iç saha maçında rakibin kontratak silahlarından bu kadar çekinmek oyun karakterini bozmaz mı?

Maçın starı

Robinho... Brezilyalı yıldızın ayağına top o kadar yakışıyor ki, izlemek büyük keyif doğrusu. Neymar’ın bile örnek aldığı özel bir yetenek. Dripling üzeri gollerine çok alışığız ama bu kadar mesafeli frikik golü çok şahit olduğumuz bir durum değildi. Değişiklik tabelası kalktığında Kone- çıkıyor, Robinho giriyor. Bu cümleyi 5 yıl önce kurmaya kalksanız minimum 30 milyon Euro harcamanız gerekirdi. Artık Sivas maçlarının reytingi hayli yüksek olacağa benziyor.

KISA MESAJ:

Ligimizde topun oyunda kalma süresine zemin hazırlayan biraz da hakemlerimiz. Ali Palabıyık 63’te Umut’un taç çizgisinde Hakan Arslan’a faul yaptığına hükmetti, alakası yok. 2 dakika içinde itirazdan Umut’a sarı gösterdi. Futbolcu faulü ister ama hakemler bu kadar çalmamalı artık.

12 Şubat 2018, Pazartesi 06:00
YAZININ DEVAMI

‘’Kırılma noktası‘’

Başakşehir’in ev sahibi olması bir avantaj gibi görünse de Fenerbahçe’nin kaygıdan motivasyon yaratma becerisi maçı dengeye getiriyor. Başakşehir puan sıralamasında olduğu gibi birçok istatistikte ligin zirvesinde. Fakat Emre Belözoğlu’nun yokluğu orta sahayı Fenerbahçe’den alma ihtimallerini zayıflatıyor, üstüne bir de Mossoro oynamazsa oyuna hükmetme konusunda işleri hayli zorlaşacak. Fenerbahçe, Başakşehir’e oranla daha düz bir takım olabilir ama fizik açıdan ligin en iyisi. Aykut Kocaman, uzun bir aradan sonra ilk kez Josef ile Topal’ı yan yana orta sahada kullanma şansını yakalayacak. Bu oyunu kurmak için sık sık orta yaya kadar çıkan Adebayor’un alanlarını kapatmak için iyi bir fırsat.

Valbuena mantıklı bir seçenek

Fenerbahçe, Trabzon deplasmanında yaptığı ön alan baskısıyla Başakşehir’i düzeninin dışına çıkarabilir. Aykut hocayı bu baskı oyununda en memnun edecek isim kesinlikle Alper olur. Epureanu-Attamah tandemine yapılacak baskı ile Volkan’ı uzun vurmaya zorladıkları her topu alma ihtimalleri yükselir. Kocaman’ın baskılı başlangıç planında Valbuena’yı düşünmemesi mantıklı bir seçenek. Zira 60’a kadar geri düşmezse maçı güçlü bitirmek adına önemli bir hamleye sahip olacaktır.

Ön plana kim çıkar?

Başakşehir’de Emre yokken stoperler baskıda topu çıkarırken uzun vurmak zorunda kalabilirler. Bu yüzden Adebayor oyunun kurulumuna daha fazla katılmak için orta sahaya gelecektir. Fenerbahçe Togolu santrfora perde için hem Souza hem de Alper’den maksimum faydalanmak zorunda olacak.

Kısa mesaj

Fenerbahçe ligin ilk yarısındaki Galatasaray derbisine de puan farkından dolayı kaygılı gitmiş ve yenilmemişti. Endişeyi motivasyona çevirme kabiliyetleri çok gelişmiş. Başakşehir kazanırsa fark 8 olacak. Ama Fenerbahçe kazanırsa 2’ye inecek ve zirvede yepyeni bir matematik ortaya çıkacak.

11 Şubat 2018, Pazar 06:00
YAZININ DEVAMI

‘’7 dakikalık maç!‘’

4 maçlık (10 puan) etkileyici serisi geçen hafta Antalya’da son bulan Yeni Malatyaspor, Kasımpaşa mücadelesine rüzgarı arkasına alarak başladı. İlk duran top şansını Mina ile gole çevirdi Sarı-Kırmızılılar. Şaşırtıcı olan Kasımpaşa’nın golü kornerden bu kadar kolay yemesiydi: 1-0. Trezeguet, Gilberto oyuna girene kadar sahadaki 21 futbolcudan daha farklı yeteneklere sahip olduğunu sadece gol vuruşlarında değil, topa her dokunduğunda hissettirdi. Kasımpaşa’yı soldan-sağdan rakip kaleye taşıdı. Genelde dripling üstü şutlarıyla golü yapan Trezeguet, 7. dakikada bu kez dar alan çalımlarının ardından fileleri havalandırdı: 1-1.

Bunda şaşılacak bir durum yok elbette. Fakat masum bir gol sevincine bile sarı kart çıkarılması hayret verici doğrusu. Hakem arkadaş nasıl bir düşünce dünyasına sahip bilinmez ama Trezeguet’in gözlük işaretli sevincine ne gerekçeyle sarı kart verdiğini açıklaması iyi olacak. Zaten gol sevincine sarı kart çıkarılması manasız. Futbolcunun sahadaki en mutlu anına neden çerçeve çizersin ki!

Gilberto heyecanlandırdı

Yeni Malatya sağ beki Chebake’nin cezalı olduğu maçta Seth’i kullansa da aynı verimi aldığını söylemek zor. Sağdan gidemeyen Erol Bulut, Cissokho’nun önünü açarak 105 metrelik koridoru tamamen Fransız sol beke bırakınca, Kemal Özdeş Trezeguet’i sağa çekti. Oyunun balansı da Trezeguet hangi kanattaysa o yöne doğru kaydı. Malatyaspor Boutaib yokken Eren ve Denning ile hücumda etkisiz kaldı. 2. yarı yeni transfer Gilberto girdiği andan itibaren bir kaç dokunuşla tribünleri de takım arkadaşlarını da ayağa kaldırdı. Ancak hepsi o kadar. Ne sonuç değişti, ne de kazanan çıktı. Maçın hakkı da zaten birer puandı.

10 Şubat 2018, Cumartesi 06:00
YAZININ DEVAMI

‘’Kadıköy'ü süslemeli‘’

Fenerbahçe rakiplerine oranla daha dar bir kadroyla şampiyonluk yarışında ilerliyor. Fikstürü zor ama Gençlerbirliği ile bu dönemde Kadıköy’de oynuyor oluşu büyük avantaj. Trabzon’da kaybetmemesi önemli, haftaya Başakşehir, 3 hafta sonra Beşiktaş deplasmanları var. Fiziksel açıdan ligin en iyi takımlarından biri Fenerbahçe. Trabzon deplasmanındaki baskı derecesi hemen her büyük maçta şahit olunan bir durum. Isırarak oynuyorlar ama işin süsleme kısmında Giuliano’nun eksikliğini fazlasıyla hissediyorlar.

Skrtel ve Neto sakat, orta sahada Topal-Souza tandemini yitirmenin sarsıntısını yaşıyorlar. Sessegnon ile topun kıymetini bilen bir takım haline gelen Gençlerbirliği’ne karşı hücumda kalma süresini artırmak ve kolay top kaybetmemek önemli. Kadıköy coşkusunu süslemek için Eljif ya da Valbuena’dan birisi mutlaka 11’de olmalı.

Kısa mesaj:

Kocaman istifadan döndüğünden bu yana 8 lig maçı oynandı. Bu süreçte Fenerbahçe 20 puanla lider. Başakşehir 19; Trabzon 18, Galatasaray ve Beşiktaş 15 puan topladı. Fenerbahçe’nin fikstürü zordan kolaya gidecek, şampiyonluk şansı konuşulurken 18 Mart sonrası takvim unutulmamalı.

03 Şubat 2018, Cumartesi 06:00
YAZININ DEVAMI

‘’Tek cephe‘’

Ülke futbolunda kulüpler hem en güçlü ve en büyük olduklarını iddia ediyorlar hem de en mağdur...Aykut Kocaman’ın son çıkışında haklılık payı yok değil. Öncelikle hakemlerin karar standardını oturtması şart. Konu sadece Fenerbahçe ile ilgili değil, dün Şenol Güneş mağduru oynadı, yarın Terim oynayacak. Burada en karlısı futbolcular. Zira bir futbol takımının teknik direktörü böyle düşünüyorsa futbolcu da işte şimdi yırttık diyebilir. Çünkü futbolcu mazereti sever.

Camia eleştirisi etkiliyor

Fenerbahçe’nin önünde zor bir fikstür, Kocaman’ın elinde ise dar bir kadro var. Hocanın hakem standardı konusundaki eleştirileri bence ülke futbolunun kanayan yarası. Aykut hocayı camianın ve kendi taraftarının eleştirileri medyadakilerden çok daha fazla etkiliyor. Camiada Aykut Kocaman tenkitleri son dönemde ayyuka çıktı çünkü. Taraftar sabah kalkıyor sosyal medyada Kocaman eleştirisi yapıyor, akşam yatıyor ‘Valbuena nasıl oynamaz?’ diyor.

Ortak cephe çağrısı

Bir de kulübün efsanesi Can Bartu’dan sert eleştiriler gelince Aykut hoca böyle bir strateji geliştirdi. Hedefe hakemleri koyarak camiayı tek bir cephede toplayıp ortak hareket etmeye davet ediyor. Bu bilindik bir stratejidir, ortak bir düşman yaratırsın ve onunla mücadele ederken seninle çatışan çatışmayan herkesle amaç birlikteliği yapar sırt sırta çarpışırsın. Hocanın yaptığı da bu.

02 Şubat 2018, Cuma 06:00
YAZININ DEVAMI

‘’Futbolu futbol için oynamak!‘’

Aykut Kocaman edebiyatçı olsa, ‘sanat sanat içindir’ akımını benimserdi kesin. Futbolu halk için değil futbol için oynatıyor Kocaman. Tercih ettiği oyun izleyene keyif vermiyor. Kaybetmediği sürece eleştiriler zırhını delmez. Fakat kaybedeceği ilk kritik maçta sanatın kendisi için icra edilmesini isteyen halk savaş baltalarını ortaya çıkarıverir. Fenerbahçe teknik bir takım değil ama taktiksel sadakati yüksek bir oyuncu grubuyla ilerliyorlardı. Bir kere, Kocaman için duran top organizasyonu hayatın ta kendisi. Akan oyundaki aksiyona takılmıyor, duran toptan netice aldığı sürece planı işlemiş sayıyor. Mehmet Topal’ın 11. haftadan bu yana yarattığı en büyük farklardan biri de bu işte. Kornerleri yarım penaltıya çeviriyor. Avrupa’nın 5 büyük ligi de dahil, kornerlerden en çok gol bulan takım Fenerbahçe. Bu taktiksel anlamda ezberlenmiş hareketler bütününün nasıl icra edildiğinin net bir göstergesi. Evet, teknik bir takım değiller, Giresun karşısında yine vasatın üzerine çıkamadılar. Taktiksel sadakatleri vasatın altında kalınca ortaya kötü bir futbol çıkıyor, Giresun’da olan da buydu. İkinci yarıda bol pozisyon verdiler, yedikleri golde Samed’in ofsaytı bozuyor oluşu taktiksel çözülmenin fitilini ateşledi.

Gecenin sorusu

Eljif Elmas ikinci yarıya çıkarken yerini Valbuena’ya bıraktı. Eljif Elmas ile Valbuena’nın ayni anda sahada ihtimali yeterince heyecan verici olmaz miydi?

Maçın starı

Carioca, Fenerbahçe savunmasını en çok zorlayan isimdi. Sonunda bu çabalarının meyvesini de attığı golle aldı. Sarı-Lacivertliler’de ise 45 dakika sahada kalan Eljif, umut verdi.

Maçın olayı

Isla’ya çalınan penaltı kararı çok zorlamaydı. Ama maçın olayı Dodo’nun kullandığı penaltıydı. Ayağını zemine vurunca ortaya komik bir görüntü çıktı.

Kısa mesaj

Fenerbahçe transfer yapamadan ara dönemi kapattı. Ozan kadro dışı, Janssen sakat, RvP gitti. Fikstür zor, kadro dar. O yüzden Kocaman futbolu tabelaya uyarlamaya devam edecek.

01 Şubat 2018, Perşembe 06:00
YAZININ DEVAMI