Arama

Popüler aramalar

‘’Akdeniz kasırgası‘’

Antalyaspor, Kasımpaşa’yı deplasmanda yenerek ligin zirvesine ayrı bir renk getirdi. İlk 10’da yer alan takımlar arasında en çok gol yiyen takım olmanın getirdiği tedirginlikle Bülent Korkmaz’ın önce savunma demesi ve ön liberoda Chico ile başlaması Antalya’nın hücum düzenini negatif etkilemiş olabilir. Zira ilk 30 dakika Kasımpaşa rüzgar gibi esti. Ceza sahasına kadar topu rahat getirdiler bol şut çektiler.

Ama Diego ile Celutska ikilisi, Diagne’yi temas ederek topun yörüngesinden çıkarmayı başardı. Trezeguet’in maçın hemen başında çift vuruş işaretine rağmen doğrudan ağlara gönderdiği top şaşırtıcıydı. Zira futbolcuların çift vuruş kuralını iyi biliyor olmaları gerekiyor. Keza benzer pozisyonda Antalyaspor doğru organizasyon ile Yekta üzerinden Diego’ya golü yaptırmayı başardı. Duran toplar bizim ligimizin karakterini yansıtıyor.

Kontra planı işledi

Maçın ikinci yarısında Doğukan-Serdar Özkan değişimiyle yüklenen Kasımpaşa’yı arkada kontra yakalamak isteyen Bülent Korkmaz’ın planları işledi. Hakan Özmert’in harika iş çıkardığı bir günde Serdar’ın genç sağ bek Onur’un tecrübesizliğinden faydalanarak kazandırdığı penaltı maçın sonucunu tayin etti.

04 Kasım 2018, Pazar 02:45
YAZININ DEVAMI

‘’Kusurlu takımlar kusursuz heyecan‘’

Galatasaray sakatlıklarla boğuşurken liderlik koltuğunu kaptırdı, Fenerbahçe ise 15. sıraya kadar gerilemesine yol açan hocasını gönderdi. İki kusurlu takım sahaya çıkacak ama kusursuz bir heyecan yaşayacağımıza şüphe yok.

Rodrigues’e bağlı

Galatasaray adına sezona müthiş bir başlangıç, ligde liderlik, Şampiyonlar Ligi’nde Lokomotiv zaferi. Derken bir anda dişlinin parçaları tek tek arıza vermeye başladı. Sanırım Terim’in de kariyerinde az rastlanır bir sakatlık durumu söz konusu. Malatya’da liderlik koltuğunu Başakşehir’e kaptırmalarına yol açan hezimetin ardından Fenerbahçe’yle evde oynamak risk elbette. Mariano yok, Nagatomo, Fernando sakat, santrfor performansı öngörülemez seviyede. Fenerbahçe’ye karşı her şeye rağmen Eren ile başlamak gerekecektir. Fenerbahçe top çıkarmakta zorlanan bir takım ve Galatasaray forvetlerinin stoperlere baskısı Harun’u uzun topa yönlendirir. Bu da Terim’in tercih edeceği bir durum. 2. topları almak ve kenardan Rodrigues ile doğrudan kaleye gitmek maçın anahtarı olur.

Zorunlu değişim

Cocu gitti ama ruhu devam ediyor. Yardımcılarından siyahtan beyaza bir değişim beklenemez. Fakat bazı zaruretler işleri yoluna sokabilir. Slimani cezalı, eğer yine çift forvet oynayacaksa zaten Soldado sahada olur. Ama 4-3-3 veya türevleriyle sahaya çıkılacaksa Frey’i kulübeye çekmek derbinin seyrini negatif değiştirir. Frey, total takım kalitesinin altında kalabilir ama onun fiziğine, Harun’un merkeze atacağı hedefsiz yüksek topları almasına her zamankinden daha fazla ihtiyaç var. İdeali 4-4-Soldado-Frey’dir. Ama 3’lü savunma Skrtel ve Eljif’in rolünü bozan bir düzen. Deplasmanda oynuyorken iyice 5’liye yaslanır hale getirir. Bu sadece yediği baskıyı artırır. O yüzden Fenerbahçe’yi cesaret kurtarır. Koeman şöyle düşünmeli; “Kaybedersem zaten yarın yokum, ama kazanırsam belki yeni bir teknik direktörlük kariyeri başlar.”

Galatasaray’da ön plana kim çıkar?

Eren’i baskıya gönderip topu merkeze oynatmak ve dönenleri toplamak Terim’in önceliği olacaktır. Böylelikle baskılı bir oyun planlayarak mümkün. Galatasaray, Linnes ve Ömer ile iki koridoru dolduracak. Rodrigues ve Onyekuru gibi iki hızlı forvet için arkada iki savunmacı bekle oynamak top kaybı pahasına ekstra dripling denemeleri demek. Çünkü santrfor baskısıyla top bu ikilinin ayağına çok sık gelecektir.

Fenerbahçe’de ön plana kim çıkar?

İlginçtir Fenerbahçe’nin Seyrantepe’de en çok ihtiyaç duyacağı oyuncu Michael Frey olabilir. Galatasaray, Fenerbahçe’yi hedefsiz uzun toplara yönlendirmek için ön alan baskısını yoğun deneyecektir. Harun Tekin’den ya da stoperlerden çıkacak uzun topları merkezde Çubuklular’a indirecek adam Frey’dir. İsviçreli forvet işçi arı rolünü oynarken, Roberto Soldado oyuna kalite katabilir.

02 Kasım 2018, Cuma 01:15
YAZININ DEVAMI

‘’Yolun sonu‘’

Cocu için yolun sonu geldi artık. Fenerbahçe, tarihinin en kötü sezon başlangıçlarından birine imza attığında bile taraftarın hâlâ bir umudu vardı. Taa ki Ankaragücü maçına kadar. Cocu dün gece Fenerbahçe taraftarının kalbindeki son umut kırıntılarını da kuruttu. Bu takımı elbet Cocu tek başına kurmadı, hatta bu konuda oklar tamamen Comolli’yi gösteriyor. Ali Koç, neredeyse kendini siper ederek bu ikilinin arkasında duruyor, ama Galatasaray derbisine Hollandalı hocayla çıkarsa o sonsuz kredisini ciddi oranda kaybeder. Bu işin artık Cocu ile olmayacağına şüphe yok. Kadro kalitesi vasatın altında, ortada ne ruh var, ne mücadele ne de oyun pratiği. Öyle ki yenen ilk golde duran top savunması çaresizliğin fotoğrafıydı. Jailson ve İsmail’in vurdurması mı hata, yoksa havuza indirilen topa kimsenin gitmemesi mi? Erdem korneri kullandığında 10 Fenerbahçeli oyuncu ceza sahasının içinde. Alan savunmasında herkes sabit bekliyor. Topa iki Ankaragücülü oyuncu dokunuyor ama yerden yükselen tek bir Fenerbahçe’li yok.

Gecenin sorusu

Slimani’nin VAR incelemesinin ardından hakeme aşırı tepki gösterip atılmasının sebebi kötü pefromansını örtmek mi?

Maçın starı

İki stoperi erkenden sakatlanıp çıkmasına rağmen İsmail Kartal’ın Bifouma’nun hızı üzerine kurduğu planlar işledi. Gecenin iki yıldızı Bifouma ve İsmail Kartal’dı.

Maçın olayı

Fenerbahçe taraftarının Cocu’yu ıslıklarken İsmail Kartal’ı alkışlaması, Kartal’ın da önlerinde eğilerek selamlaması.

Kısa mesaj

Fenerbahçe’nin sorunu bir maçla ortaya çıkmadı. Bu bir süreçti ve Cocu bu süreci berbat etti.

29 Ekim 2018, Pazartesi 02:04
YAZININ DEVAMI

‘’Zafer için parola 10 numara‘’

Beşiktaş, gerek saha içi gerek saha dışında son 4 sezonun en dağınık dönemini yaşıyor. Sahada işler iyi gitmediğinde küçücük sürtüşmeler bile koca problemlere dönüşebiliyor.

Genk mağlubiyetinden ziyade ortaya konan futbol endişe vericiydi doğrusu.

Kaleci Karius’tan başlayarak Quaresma’ya kadar uzanan eleştiri bombardımanları bu işin fıtratında var maalesef.

Beşiktaş için krizden çıkışın yolu fabrika ayarlarına dönmekten geçer. Elbette bunu sağlayacak olan başta Oğuzhan olmak üzere sahadaki aktörler.

Ciddi düşüş var...

Takımın total olarak ciddi bir form düşüklüğü var. Mesele Atiba oynadı, Medel oynadı meselesi değil...

Beşiktaş’ın sorunu, Ocak ayında güçlü bir santrfor alırsa çözülür. Güneş’in takımlarına dikkat ettiğinizde genelde santrfor odaklı oyunların oynandığını görmek zor değil. Bunu çözmenin yolu Love’un, Larin’in haftalık performanslarından değil, güçlü bir santrfor transferinden geçer.

Forvet arkası önemli

Her şeye rağmen Beşiktaş ligde hala yarışın güçlü favorilerinden biri.

Çaykur Rize’ye karşı cezalı Lens’in yerine Gökhan Töre’ye fırsat verilebilir. Atiba-Medel’in orta sahada, Oğuzhan-Töre- Quaresma’lı forvet arkası topun kıymetini bilirse santrforda Love oynamış, Larin oynamış çok fark etmez.

Zira santrforların değil forvet arkasının ne oynayacağı artık önemli Beşiktaş için.

Ön plana kim çıkar?

Rizespor’un 10 numarası Boldrin tam bizim ligimizin oyuncusu. Takımını ön alana yerleştiriyor ve tüm ince işleri organize ediyor.

Beşiktaş’ta ise Quaresma ile Oğuzhan’ın Genk maçındaki ıslıkların ardından ekstra oynaması sürpriz olmaz.

Kısa mesaj

Beşiktaş geçmiş yılların tersine savunmasında ciddi açıklar veriyor ve kolay gol yiyor. Roco bu seviyenin stoperi değil, ama Vida da uçmuyor.

Rizespor’un Beşiktaş’tan az gol yemiş olması sanırım durumun vehametini anlatıyordur.

29 Ekim 2018, Pazartesi 02:04
YAZININ DEVAMI

‘’Lider‘’

Başakşehir sabırlı oynamayı beceren, asla telaş yapmayan, disiplinden kopmayan bir takım olmanın meyvesini Konya’da topladı. Maçın ana fikri, iyi savunma yapanın kazanması oldu. Konya, kağıt üzerinde sezonun en ofansif başlangıcını yapmış olsa da Başakşehir, Kerim ve Clichy’nin sol kenar oyunuyla inisiyatifi elinden bırakmadı ama topa sahip olma dışında da bir şey yapmadı. İki takım o kadar çok pas hatası yaptı ki, 5 pası üst üste yapana ödül verilecek hale geldi. İlk yarı Konya 3, Başakşehir ise sadece 2 kez ceza sahasında topla buluşarak hücumdan ne kadar feragat ettiklerini gösterdiler. İkinci yarıda Başakşehir Kerim’in üzerinden oynamanın meyvesini Bajiç’in golüyle topladı. Konya golü yedikten sonra Yatabare ile Jahoviç’li 4-4-2’yi oynamaya başladı ama Traore beklentilerin altında kalınca çok basit top kayıpları beraberinde geldi.

7 maçta gol yemedi

Vedat’ın girmesiyle Miloseviç merkeze, Fofana sol kenara geçti ve Konya maçın başından beri ilk kez tehlikeli gelmeye başladı. Avcı’nın buna karşılık, Jojiç ve Soner’i sokmasıyla merkez üstünlüğü yeniden Başakşehir’e geçti ve 90 dakikayı bu sezon 7. kez bir maçı gol yemeden bitirdi.

28 Ekim 2018, Pazar 02:23
YAZININ DEVAMI

‘’Forvetler artık oyuna girmeli‘’

Phillip Cocu’nun Anderlecht karşısındaki 3-1-4-2’sinin Fenerbahçe’ye ofansif getirileri sınırlı oldu. Reyes-Skrtel-Neustadter arasındaki rol paylaşımını negatif etkilendiğine de şüphe yok. Ankaragücü karşısında bu sistem devam edecekse forvet tercihlerinin çok doğru yapılması şart. Slimani-Frey ikilisi çok çalışkan, doğru savunma koşuları yapıyorlar. Ama işin kalite yönünde hep takımı eksik bırakıyorlar. Cocu’nun Soldado kalitesine ihtiyacı olduğu aşikar. Ama o yine kaliteden değil mücadeleden yana tercih yapabilir. Fenerbahçe forvetleri hayli kısır bir sezon başlangıcı yaptılar, Cocu da bunu iyi mücadele ettik diyerek kapatmak niyetinde. Ama yineliyorum Fenerbahçe’nin mücadeleden önce kaliteye ihtiyacı var. O da Soldado’da var.

Özgüvenli bir takım şart

Artık Fenerbahçe forvetlerinin devreye girmesi, sorumluluk alması, atması ve takımı taşıması gerekiyor. Cocu, Galatasaray derbisine öz güvenini kazanmış bir takım çıkarmalı. Bunun yolu da Ankaragücü maçındaki skor ve futboldan geçiyor sanırım. Hasan Ali’nin kariyerindeki ilk Avrupa Kupası golünü atması kendi adına önemli. Bu tip goller futbolcuyu kendi standardının üstüne çıkarır. Ama Hasan’ın bir terfiye daha ihtiyacı var. Büyük takım oyuncusu için sürekli oynamak yeterli olmaz. Sürekli iyi olmak, faydalı oynamak yazılı bir kural olmasa da bir teamüldür. Ve bu kurala uymayan hep eleştirilir. Maalesef Hasan Ali’nin sorunu da bu.

***

Ön plana kim çıkar?

Fenerbahçe forvetlerinden hangileri oynar bilmiyorum ama takımın ayağa kalkması için artık devreye girmeleri şart. Bence bu maça forvetler damga vurur. Ligde tek golü olan Slimani ve diğer hücumcuların sorumluluk alması gerekiyor.

Bu istatistiğe dikkat!

Fenerbahçe, Süper Lig’de Ankaragücü ile oynadığı 49 maçta sadece üç kez mağlup oldu (35G 11B). Ankara ekibi bu deplasmandaki son lig galibiyetini Nisan 2009’da elde etmişti.

Kısa mesaj

Fenerbahçe son 4 maçını kazanamadı, taraftar her şeye rağmen müthiş hoş görülü yaklaşıyor takıma ve yönetime. Cocu’nun bunun farkına varması hatta kıymetini bilmesi gerekiyor. Hatta bunun için Ankaragücü’nün başında Kadıköy’e gelen İsmail Kartal’dan yardım alabilir.

28 Ekim 2018, Pazar 02:23
YAZININ DEVAMI

‘’Cocu pişman mıdır?‘’

Cocu’nun Anderlecht deplasmanına 3-1-4-2 ile başlaması rakibin de benzer taktikle oynaması neticesinde orta sahaları kullanılamaz hale getirdi. Eljif ve Benzia başta olmak üzere anormal pas hataları Fenerbahçe’nin kısa paslarla merkezden gidişini imkansız hale getirdi. Slimani ve Frey gibi fizikli forvetlere yüksek top da gitmeyince rakip ceza sahasında topla buluşma sayısı gözle görülür oranda azaldı ve ilk yarı oyunun momentumu Anderlecht’e geçti. Bakkali, 96 doğumlu ve Fas ile Belçika arasında kalıp Avrupalı olmayı tercih eden bir kenar forvet. Onun iki golüyle 50’de 2-0 geri düşmek korkutucuydu. Frey, kalitesiyle değil mücadelesiyle tanımlayacağımız bir santrfor. Ama kısa süreli de olsa bu tanımın dışında oynadı. 1 gol 1 asistle geri dönüşü hazırlayan oyuncuydu. Fenerbahçe’de santrforlardan biri genelde diğerini tamamlamıyor. Sanırım Cocu, Soldado’yu Avrupa listesinin dışında bıraktığına pişman olmuştur

Gecenin sorusu

Fenerbahçe 57’de geri dönmüş ve maçı 2-2’ye getirmişken 3’lüden vazgeçip oyuna daha ofansif bir hamle yapılamaz mıydı?

Maçın starı

Frey 1 gol 1 asistle geri dönüşün fitilini ateşledi. Fas asıllı Belçikalı forvet Bakkali de attığı 2 golle Anderlecht adına maçın adamıydı.

Maçın olayı

Fenerbahçe’nin 50’de 2-0 yenik duruma düşmesinin ardından 7 dakikada maçı 2-2’ye getirmesi.

Kısa mesaj

Avrupa Ligi’nde hakem kalitesi de vasatın üzerine pek çıkmıyor. Maçın Bulgar hakemi yarısı alakasız olmak üzere Fenerbahçe’ye tam 7 sarı kart gösterdi

26 Ekim 2018, Cuma 04:51
YAZININ DEVAMI

‘’Pansuman maçı‘’

Beşiktaş, son 4 sezonun en dağınık dönemlerini yaşıyor. Bunu hem saha içi hem saha dışı için söylemek mümkün. Bir kere bu sezon kadro planlamasında sınıfta kalmanın bedeli ödeniyor. Geçen sezonun ocak ayından itibaren patlak veren santrfor krizi Beşiktaş’ı fabrika ayarlarından uzaklaştırıyor. Bu sezon oyunda gözle görülür bir değişim söz konusu. Gomez’lerden Aboubakar’lardan Larin’e kadar gelinirken santrforun oyuna etkisi günden güne azalarak yok oluyor. Artık güçlü bir santrforu, son vuruşçusu yok Beşiktaş’ın. Babel’in sorumluluk alması karşılığında dönemsel performanslar izliyor olsak da o baskılı pozisyon oyunundan hala çok uzaktalar.

Genk, baskıda pes ediyor

Genk, Belçika Ligi’ne harika bir başlangıç yaptı ve liderlik koltuğuna oturdu. Kendi liginde dengeli bir takım ama Avrupa Ligi’nde Sarpsborg’a yenildi. Baskı karşısında çabuk pes edebiliyorlar. Vodafane Park’ın yenilenen zemininde Beşiktaş’ın Medel, Oğuzhan ve Tolgay’la merkezde yaratacağı pas trafiği, baskılı bir pozisyon oyunu getirebilir. Medel en az Atiba kadar yüzdeli pas yapabiliyor bunu oyunun yönünü değiştirmek için kullanırsa Love ve Lens’i savunma arkasına indirebilir. Beşiktaş Love ile oynadığında Quaresma’nın ortaları hedefsiz yüksek toplara dönüşebiliyor. Kenardan değil, merkezden kısa paslarla gelmek Genk’in şifrelerini çok daha kolay çözebilir. Genk maçı belki fotoğrafı biraz rötuşlar ama eski güzel fotoğrafa ulaşmak için makinaya eski iyi parçaları takmak şart.

25 Ekim 2018, Perşembe 01:46
YAZININ DEVAMI