‘’Schuster doğruyu buldu‘’
Beşiktaş derbiyi ancak böyle kazanabilirdi. Önceki maçlarda ofansif oynayıp defansta inanılmaz açıklar veren Kartal’da Alman hoca dün sistemi değiştirdi, geri çekilen Siyah-Beyazlılar işi bitirdi.
Alman teknik direktör Bernd Schuster’den derbide enteresan bir oyun sistemi. Daha önceki maçlarda ofansif oynayan, rakibine inanılmaz pozisyonlar veren Başiktaş biraz daha arkada kalıp takım savunmasını iyi yapınca bana göre çok da iyi oynamadığı bir mücadeleden glibiyetle ayrıldı. Bunun sonucunda Galatasaray’ı tamamen ligin dışına iterken Beşiktaş ön tarafa tutunmaya devam etti.
Demek ki oluyormuş Schuster efendi! Takımı biraz daha arkada tutarak Türkiye Ligi’nde maç kazanmak zor değilmiş. Geçtiğimiz haftalarda yaptığı açıklamalarla Schuster, “Türiye’de 1960’ların futbolu oynanıyor” demişti. Peki dün akşam Beşiktaş ne oynadı? 90 dakikanın tamamında oyunu kendi alanında kabul eden Beşiktaş kontradan yakaladığı pozisyonlarla gol bulmaya çalıştı. Peki ne oldu Beşiktaş’ın ofansif anlayışına? Demek ki bazen maç kazanmak için saha içinde bazı şeyleri feda etmek lazımmış. Bir büyük takım gol yemediği zaman kazanma ihtimali çok yüksek. Schuster bunu anlamamıştı, dün nihayet anladı. Defans çok iyi oynadı, Guti takımı çok iyi yönlendirdi.
Ama oyunun genelinde kontratak bir futbol izledik Beşiktaş’tan. Beşiktaş bu maçı ancak böyle oynarsa kazanabilirdi ve kazandı. İnşallah Schuster bundan sonrası için doğruyu bulmuştur.
Beşiktaş bundan sonra bu sistemle devam ederse maç kazanması zor olmaz. Beşiktaş’ta kim eksik olursa olsun, burası büyük camiadır. Buradaki futbolcular her maçı kazanmak için sahaya çıkmaktadır. Önemli olan isimler değil, sistemdir. Beşiktaşlı oyuncuları tebrik etmek lazım.
Aslan’ın işi zor!
Galatasaray’a gelince; 60 dakika boyunca Beşiktaş’a göre daha iyi oynadılar, futbolun gereklerini yerine getirmeye çalıştılar. Ama şunu söylemek lazım, Ali Turan gibi tecrübeli bir defans oyuncusunun böyle basit bir penaltı yaptırması en büyük handikabıydı. Galatasaray’ın oyunu çevirecek
bir oyuncu kadrosuna sahip olduğunu düşünmüyorum. Bana göre futbolcu kalitesi yüksek olmayan bir takım Galatasaray. Bakalım takım bu kaos ortamından nasıl sıyrılacak, çok merak ediyorum. Hagi’nin işi hiç kolay değil. Kimi gönderecek, kimler kalacak, gerçekten işi zor.
Galatasaray genelde belli kriterde oyunculardan kurulu. Bu oyunculara camianın şampiyonluklara oynadığının hatırlatılması lazım. Bir çok oyuncu hala Anadolu takımında oynadığını sanıyor. Ama bu takımdan çok oyuncunun gitmesi lazım. Yönetimin ve Hagi’nin işleri çok zor. Eğer hamle yapmadan devam ederlerse önümüzdeki sezonu da kaybedecekler.
‘’3 puandan daha fazlası‘’
Belediye’yi deviren Fener iddiasını kabul ettirdi, zirve yarışında kredi sağladı. Trabzon’un kazandığı, Galatasaray ile Beşiktaş’ın karşılaşacağı haftada galip gelen Sarı-Lacivertliler güven tazeledi.
Cuamrtesi akşamki yazıma hakemle başlamak istiyorum. Böyle kararlar verdiği bir karşılaşmadan sonra, maçın hakemi Halis Özkahya eminim çok tartışılacaktır. Hem Fenerbahçe, hem Belediye, hem tribündekiler, hem de televizyon başındaki taraftarlar Özkahya’nın verdiği kararlarla çıldırdı.
Kazanan takım bozulmaz
Maça gelince... Fenerbahçe bu akşam Belediye gibi güçlü bir rakibi devirip, önemli bir virajı geçmiş oldu. Trabzonspor’u takip açısından önemli bir zaferdi...
‘Kazanan takım bozulmaz’ mantığından yola çıkan Fenerbahçe’nin hocası Aykut Kocaman yine aynı onbiri sahaya sürdü ve kazandı. Zor olması beklenen maç, yine kolay olmadı. Ancak Mahmut Tekdemir’in yaptığı hata, Fenerbahçe için zor maçı kolaya çevirdi.
Geriye düşen Belediye oyun sistemini değiştirince, herhangi bir Anadolu takımından farkı kalmadı ve sahadan yenilgiyle ayrıldı. Aslında Alex’in golü sonrasında Fenerbahçe’nin farkı artırması gerekirdi. Ama deplasmanlarda sıkıntı yaşayan Fenerbahçe’de futbolcuların skoru koruma telaşı, Sarı-Lacivertli taraftarları çıldırttı. Bekir, Cristian başta olmak üzere diğer futbolcular da fazlasıyla geriye oynayınca pozisyonları harcadılar.
Bu kadar iyi bir takım, bence ileriyi düşünmeli ve hücum oynamalı. Özellikle deplasmandaki maçlarda, oyuncuların bu tavrı Fenerbahçe’ye sorun yaratır.
Stoch’un alanı sorunlu
Sorunlar ve sıkıntılar bir yana;Fenerbahçe’yi de kutlamak gerek...
Zor şartlarda da olsa kazanmayı başardılar. Defans bloğu çok fazla ileriye çıkmasa da kalesinde ciddi bir sorun yaşamayan Fenerbahçe dün sahadan önemli bir zaferle ayrılmasını bildi. Stoch’un oynadığı bölge takımda en çok aksayan kısımdı. Ayrıca Niang da kanatlardan istediği desteği alamadı, yalnız kaldı.
Penaltıyı Niang atmamalıydı
Golcü oyuncu, buna rağmen ileride pozisyon bulmayı başardı. Ancak Niang, cumartesi günü Fenerbahçe’de penaltı kullanması gereken son isimdi. Nitekim kötü vurdu, penaltı kaçtı.
Sarı-Lacivertliler için en büyük kazanç ise Gökay’dı. Genç futbolcu cumartesi günü sahada ne yaptığını bilen oyuncular arasındaydı. Yaşına rağmen vazgeçilmez olduğunu, kalitesiyle kanıtladı. Dia’nın da performansı son derece iyi. Kesinlikle 11’de yer almalı.
Avcı’yı da tebrik etmeli
Belediye ve Abdullah Avcı’yı da tebrik etmek gerek. İyi takım kurmuşlar, ligi en azından ilk 8 takım arasında bitirirler. Mahmut’un hatasıyla yenildiler. Bu zaferle Fenerbahçe iddiasını kabul ettirdi, zirve yarışında kredi sağladı.
Her ne kadar öne oynamasa da, Sarı-Lacivertliler, Galatasaray ile Beşiktaş’ın karşılaşacağı haftada 3 puanı hanesine yazdırdı.
‘’Fener kazanmak zorunda‘’
Olimpiyat Stadı’nda Fenerbahçe, İstanbul Belediye ile oynadığı 3 karşılaşmayı da kaybetti. Tabii ki stadın olumsuz etkileri var. Futbolcular genel olarak Olimpiyat Stadı’nı sevmiyor. Ancak Fenerbahçe şampiyon olmak istiyorsa, kazanmak zorunda ve seri galibiyetler yakalamak mecburiyetinde. Kadıköy’de kazanıp, deplasmanlarda puan kaybı yaşarlarsa, şampiyon olamazlar. Sarı-Lacivertliler güçlü rakiplere karşı bocalıyor, Belediye de ligin diri takımlarından biri.
Gökay’ın yerine Topuz olmalı
5-2’lik Buca karşılaşmasında olduğu gibi yine Gökay’ı orta sahanın göbeğinde oynatırsa, Aykut Kocaman sıkıntı yaşayabilir. Gökay ayaklarına hakim ve gelecek vaat eden bir isim, ancak Belediye gibi güçlü rakibe karşı Mehmet Topuz-Cristian ikilisinin göbekte oynaması daha mantıklı olur.
Fenerbahçe’nin Belediye önündeki olası performansını değerlendirirken, Bucaspor maçını ölçüt almak doğru olmaz. Kadıköy’deki karşılaşmada kolay bir 90 dakika çıkardılar, çünkü golü erken buldular. Ama Belediye karşısında aynı durumun yaşanacağına inanmıyorum. Evet Alex formda, ancak Brezilyalı futbolcu zayıf takımlara karşı iyi oynuyor. Dışarıda bir maç kazandırdığını görmedik. Sonuç olarak Fenerbahçe liderin tam 6 puan gerisinde, bu tabloyu tersine çevirmeleri için seri galibiyetler almaları şart. Fakat unutulmamalı ki, Büyükşehir Belediye de puan cetvelinde Fenerbahçe’nin hemen 1 puan altında yer alıyor. Olimpiyat Stadı’ndaki mücadele kıran kırana geçecektir, orta saha ve kanat oyuncularının performansı çok önemli Sarı-Lacivertliler açısından. Fenerbahçe bu mücadeleyi kazanmak istiyorsa, kanat oyuncularını iyi kullanmalı. Stoch ve Dia kesinlikle kilit adam olurlar.
Eğer Fenerbahçe kaybederse...
Belediye’ye gelirsek... Abdullah Avcı çok başarılı bir teknik direktör. Zaten Süper Lig’in de en istikrarlı hocası konumunda. Büyükşehir Belediye haddini bilerek oynayan, orta sahayı sağlam tutup rakiplerini kontrataklarla yenen bir takım. Fenerbahçe karşısında da klasik oyun şablonlarıyla oynayacaklardır. İbrahim Akın, Tevfik Köse, İskender gibi isimler Sarı-Lacivertliler’in başına dert açabilir. Sonuç olarak Fenerbahçe bu maçı kazanırsa, şampiyonluk yolunda önemli bir engeli geçer. Ama kaybederse, kaos dönemine girerler.
‘’Fenerbahçe'nin zirve yürüyüşü‘’
Fenerbahçe zayıf rakibi karşısında Alex gibi bir virtüözünün büyük katkılarıyla çok da zorlanmadan kolay bir maç kazandı. Bucaspor ligin zayıf takımlarından bir tanesi. Bu kadrosuyla ligde kalma ihtimali biraz zor görünüyor. Devre arasında iyi transferler yapmazlarsa...
Fenerbahçe pazartesi akşamı oyuna çok iyi başladı. Önde basan, rakibe topla oynama imkanı vermeyen Fenerbahçe, Alex’in ayağından çok erken bir gol bulunca Sarı-Lacivertiler adına kolay bir gece yaşandı.
Ciddiyetten uzak futbolcular
Skor avantajı rahat bir maç oldu gibi görünse de oyun içinde özellikle defansta yaptığı hatalarla rakibe 4-5 gol fırsatı ikram eden Fenerbahçe arka bölgede fazla güven vermedi. Oyuncuların çok daha sorumluluk sahibi olması ve rakibin zayıf olduğunu düşünmeden aynı ciddiyet içinde 90 dakikayı bitirmesi lazım. Fenerbahçe’de Cristian ve Santos gibi oyuncular bu ciddiyetten uzaklar. Ama işin bilincinde olanlar da var. Alex, Gökhan Gönül, Mehmet Topuz ve Gökay gibi oyuncular işin farkındalar ve bu maçtan alınacak üç puanın ne kadar önemli olduğunun bilincindeler.
Gökay umut verdi
Özellikle genç oyuncu Gökay’ın topa sahip olması ve çok basit oynaması gelecekte çok önemli işler yapacağının habercisiydi. Böyle gençleri kaybetmemek lazım. Bence çok önemli bir yetenek.
Stoch’un oyunda kaldığı süre içinde onun olduğu sol kanat çok etkili işledi. Slovak oyuncu bu kanadı çok iyi kullandı. Ters tarafta Mehmet Topuz aynı özellikte değildi. Oradan da Gökhan Gönül çok bindirme yaptı. Gökhan bu alanı iyi kullanınca Fenerbahçe keyfine doyum olmaz bir futbol sergiledi. Ama 3-0’dan sonra durdu ve rakibine çok pozisyon vermeye başladı. Bu da en büyük zaafıydı.
Yobo’nun oyuna girişleri ve yerinde yaptığı hamleler ne kadar olumluysa yanında oynayan Bekir’in ona uyamaması bir o kadar kötüydü. Özellikle Santos ve Bekir Fenerbahçe savunmasında çok aksayan iki oyuncu olarak dikkat çekti.
Yarışın içinde kaldı
Fenerbahçe’nin güçlü takımlarla neden baş edemediği pazartesi akşamı net biçimde ortaya çıktı. Fenerbahçeli oyuncular mücadele açısından oyundan çok çabuk düşüyor ve kontrol rakibe geçiyor.
Fenerbahçe’nin bu sezon yaşayacağı en büyük sorun bu olacak gibi gözüküyor. Ama neticede ihtiyacı olan üç puanı alan Fenerbahçe şampiyonluk yarışında olduğunu gösterdi ve bu farklı galibiyetle zirve yarışının içinde kaldı. Ligin devamında Aykut Kocaman’ın mutlaka daha fazla katkı yapması lazım, yoksa bu takımın işi zor.
‘’Beşiktaş havluyu atmıştır‘’
Beşiktaş cumartesi akşamı itibariyle lige havluyu atmıştır. Erken diye düşünmeyin, bence bunları yazmak için geç bile kaldık. Bunun nedeni hem oyuncuların performanslarının çok düşük olması hem de teknik direktör Schuster’in takıma hiçbir katkı yapamaması. Maalesef bundan sonraki süreç hem yönetim, hem teknik direktör, hem de oyuncular için zor olacak gibi görünüyor.
Beklentilere cevap veremedi
Beşiktaş zayıf rakibi Konyaspor karşısında bile kendi evinde olmasına rağmen hem istediği oyunu oynayamadı hem de istediği skoru alamadı. Beklentinin çok fazla olduğu Beşiktaş bir türlü bunlara cevap veremiyor. Özellikle defansta ve orta saha bölgesinde büyük hatalar yapan oyuncular inanılmaz pozisyonlar verdiler rakibe. Konyasporlu oyuncular maçı kazanacaklarına inansalardı, kazanırlardı. Onlar da bu kadar kötü bir rakip beklemiyorlardı karşılarında. Ama Beşiktaşlılar’ın bilmesi gereken bir konu var ki sen kötü olduğun zaman rakibin çok da iyi olup olmaması önemli değil. Sen kötü olduğun zaman zaten kazanamıyorsun. Bir da ofansif futbol sahaya 6-7 ofansif oyuncuyla çıkmakla oynanmıyor. Buna kafa olarak yatkın hazır oyuncularla oynanıyor.
Tabata ve Holosko ile olmaz
Özellikle Holosko ve Tabata’nın performansı muhakkak eleştirilecektir ki, iki oyuncu da bu tempolarıyla Beşiktaş’ta oynamayı hak etmiyor. Maç kazandırması gereken oyuncular bu tür maçlarda kötü oynayınca takımın da kazanması zorlaşıyor. Bu saydığım isimlere Nobre ve Aurelio’yu da katabiliriz. Genç oyuncular kenarda beklerken futbol hayatının sonuna gelmiş oyuncular saha içinde mücadele ediyor. Bu durum çok anlaşılır gibi değil. Beşiktaş’ın mutlaka özüne dönmesi ve genç oyunculara yönelmesi gerekiyor. Ekonomik transferler çok da takıma faydalı olamıyor. Özellikle koskoca bir takımın Quaresma’ya bağlı olması hayret verici. O da bu sezon sakatlıktan kurtulacak gibi görünmüyor. Bu kadar yüksek paralar harcayıp da kurulan takım daha devre arası gelmeden ligin çok gerilerinde kaldı. Burada transfer politikası çok önemli Beşiktaş camiası için.
Demirören transfer yapmasın
Demek ki transfer yaparken çok daha dikkatli olmak lazım. İşin başına da işi bilenleri getirmek lazım. Yıldırım Demirören transfer yapmaktan bir an önce vazgeçmeli. Koca bir sezon boşa geçecek gibi görünüyor. Takımın eleştirileceği en büyük konu özellikle defansın öne çıkması ve rakibin de uzun toplarla pozisyona girmesi. Konyaspor ise mütevazı kadrosuyla iyi mücadele etti. Ben Konyaspor’un puanı hak ettiğini düşünüyorum. Ziya Doğan’ı da tebrik etmek lazım, oyuncularına aşıladığı moral motivasyon için.
‘’Bu futbolla zor!‘’
Bu futbolla zor!
Beşiktaş’ta değişen fazla bir şey yok. Santrforsuz başladıkları, zor geçen bir 90 dakikada Gençlerbirliği’ni mağlup etmeyi başardılar. Beşiktaş halen oyun olarak ortaya bir şey koyamıyor. Evet sonucu almayı bildi, 3 puanı zor da olsa hanesine yazdırdı ancak zirve hedefleyen bir takım kimliğini sergileyemedi. Hakemin zor şartlarda verdiği penaltı kararı galibiyeti hazırlayan faktördü. O kararı vermek çok zordu.
Quaresma tamam da...
Beşiktaş halen Quaresma odaklı bir oyun peşinde. Portekizli’ye destek verip, ona yardımcı olması gereken oyuncular performanslarını yükseltemeyince bütün yük onun omuzlarına biniyor. Quaresma bire bir kaldığı pozisyonlarda rakibini çok kolay ekarte edip, pozisyon alternatifleri yaratıyor ancak aradığı desteği bulamıyor. Quaresma’nın verimli performansına rağmen, Kartal’ın tek kanadı işledi. Ters taraftaki Holosko’nun çok fazla pozisyon üretemediğini gözledik. Tek taraflı bir oyun da Beşiktaş’ın maçın son anlarına kadar skoru artırmasını güçleştirdi.
Orta sahada çok üstünler
Holosko’nun yanı sıra Tabata’nın kötü performansı da gözardı edilmemeli. Tabata’da ısrar edilmesini anlamış değilim. Vasatın üzerine bile çıkamıyor ama Schuster hep onunla başlıyor. Genel performansı çok düşük. Takıma hiçbir katkı yapmıyor. Düşünüyorum, taşınıyorum ama Schuster’in bu ısrarını bir türlü anlayamıyorum.
Diğer bölgelere nazaran orta sahanın göbeğinin daha iyi işlediğini söyleyebiliriz. Belli bir istikrarı olan Ernst’in yanı sıra Aurelio ve sonradan giren Necip, orta sahada Gençlerbirliği’ne karşı büyük üstünlük kurdu. Bu durum da Gençlerbirliği’ni uzaktan şutlarla gol aramaya zorladı. Başkentliler’in şut denemelerinde de -hakkını vermek lazım- Rüştü çok başarılıydı. Gençlerbirliği zaten Beşiktaş’a rakip olabilecek kalitede bir kadroya sahip değil. Alternatif hücum planları da olmayınca skor bulamadılar.
Futbolunu geliştirmeli, yoksa...
Altını tekrar çiziyorum. Bu üç puan Beşiktaş’a moral verdi ancak oyun anlamında ortaya konan bir şey yok. Basit pas hataları, orta alanda kaptırılan toplar dün gece de Beşiktaş’ın zayıf yönleriydi.
Beşiktaş bu çizgide gittiği sürece işi hayli zor. Ligin zirvesiyle arasındaki fark ciddi boyutta. Beşiktaş’ın bir an önce futbolunu geliştirmesi, zirve mücadelesi yapabilecek düzeye çekmesi lazım.
Aksi takdirde bu sene işi zor!..
‘’Kocaman başına iş alabilir!‘’
Fenerbahçe bildiğiniz gibi!.. Nerede olduklarından heberi olmayan oyuncular, sorumsuz, kesinlikle galibiyeti hak etmeyen bir takım. Oyuna iyi başlayan Fenerbahçe golü erken bulunca, çok kolay gibi gideceği sanılan maç pahalıya maloldu. Çok kopuk oynayan bir takım vardı sahada... Özellikle Bekir ve Caner’in çok sırıttığı bir defans, orta sahada hiçbir şey yapmayan Cristian, Mehmet Topuz ve Kazım...
Bir tek Alex’le olmuyor
Bir tek takıma maç kazandırmaya çalışan Alex ama onun da çabası Fenerbahçe’ye 3 puanı getirmedi. Normalde kanatları iyi kullanması gerekirdi Fenerbahçe’nin. Çünkü Stoch ve Kazım gibi iki hızlı kanat adamıyla başlamıştı maça. Ama oyunun büyük bir bölümünde bunu başaramadı Sarı-Lacivertliler. Göbekte Mehmet Topuz ve Cristian’ın Alex ve Semih’e destek vermeleri lazımdı. Ancak onlar da fazla ortaya çıkmadı. Caner, kesinlikle bir sol bek değil. İnanılmaz hatalar yapıyor, pozisyonunu kaybediyor. Bekir de şu an için Fenerbahçe’de oynayacak seviyede değil.
Şampiyonluk uzaklaşıyor
Bunun yanında Fenerbahçeli oyuncular mücadele gücünden çok yoksun olunca, en azından rakip kadar mücadele etmeyince, özellikle ikinci yarıda hakimiyet Gaziantepespor’a geçti. Hatta son 20 dakikada Gaziantep, beraberlik için gelmeye başlayınca, defansif açıklar verdi. Ancak Sarı-Lacivertli oyuncular o kadar zayıflardı ki ikinci golü atmak için çaba bile göstermediler. Üstüne bir de golü yiyince tamamen oyunu bıraktılar. En azından beraberlikle dönebilirdi Fenerbahçe ama 1-1’den sonra oyundan kopan takım, ikinci golü de yiyince adeta dağıldı. Tabi eksikler çok önemliydi. Özellilke Niang, Emre ve Lugano’nun olmaması ofansif ve defansif olarak zora soktu Fenerbahçe’yi. Pozisyona girmekte zorlanan Fenerbahçe, rakibine de pozisyon verdi. Fenerbahçe zor maçları kazanamadığı gibi, kazanması gereken maçları da kaybetmeye başladı. İşler her geçen gün zorlaşıyor. Futbolcular kendilerini bir an önce toparlamazsa, Aykut Kocaman da başına iş alacak gibi görünüyor! Şampiyonluk da yavaş yavaş Fenerbahçe’den uzaklaşıyor.
Gaziantep, hakkını alıyor
Gaziantep’e gelince... Gücü belli olan, takım gibi oynamaya çalışan iyi bir ekip. 1-0 yenik duruma düştükten sonra dahi mücadeleyi bırakmayıp maçı çevirdiler. Özellikle Tolunay Kafkas’ın hamleleri üç puanda çok etkili oldu. Gaziantep yavaş yavaş ligde hakettiği yere doğru çıkacak gibi görünüyor.
‘’Hüsran‘’
Beşiktaş’ın ligin en çok gol yiyen takımı Kasımpaşa’yı rahat geçmesi beklenirken gece kötü bitti. Kartal’ın ligdeki şansı minimuma indi.
Gece hüsranla bitti. Rahat kazanacağını beklediğimiz Beşiktaş ligin en çok gol yiyen takımı Kasımpaşa karşısında pozisyon bulmakta bile zorlandı. Oyunun büyük bir bölümünde üstün oynamasını beklediğimiz Beşiktaş maalesef bu beklentiye cevap veremedi. Özellikle ofansif bölgede oynayan Nihat, Holosko ve Bobo Kasımpaşa karşısında pozisyon bulmakta zorlandılar. Ben Beşiktaş’ın ne oynadığını tam olarak anlayamadım. 70 metrelik bir alanda birbirinden çok uzak olan oyuncular, kesinlikle yardımlaşmanın çok az olduğu ve kazanmak adına neredeyse 90 dakika hiçbir şey yapamayan bir Beşiktaş vardı sahada.
Guti’ye yakışmadı
Bir de çıkan kadro var tabii sahaya. Özellikle İsmal Köybaşı ve Erhan’ın hücuma çok az destek vermeleri, orta sahada oynayan Aurelio ve Ernst’in her aldıkları topu geriye oynamaları tribündekileri çıldırtırken, izleyenleri de kahretti. Orta sahası ve ofansif hattıyla üretken olamayan Beşiktaş takımı rakibine de pozisyon verirken zaman ilerledikçe Beşiktaşlı oyuncular kendilerine güvenlerini de kaybetmeye başladılar. Bunun neticesinde Ersen Martin’in golü geldi. Bu golden sonra artık Beşiktaş’ın maçı çevirmesi zor diye düşünülürken arka arkaya gelen pozisyonlar ve İsmail’in golü Beşiktaş’ı ümitlendirdi. Ama son dakikada Guti’nin atamadığı penaltı, o kötü vuruş, yıllarca Real Madrid’de oynayan bir futbolcuya yakışmadı. Gerçekten çok kötü bir vuruş yaptı. Tabii bu sonuçtan sonra Beşiktaş Teknik Direktörü’nün şapkasını önüne koyup çok düşünmesi gerekecek. Büyük ümitler bağladığı oyuncularının gereken performansı gösterememesi Beşiktaş’ın kazanamamasındaki en büyük etkendi.
Schuster anlayamadı
Nihat ve Holosko için de ayrıca bir parantez açmak lazım. İkisi de Beşiktaş’ta oynayacak futbolcular değil. Ama bunu bir tek Schuster anlayamadı. Bir de defans dörtlüsünü ele aldığımız zaman bu bölgenin gol yemeden maç tamamlaması biraz zor. Agresif oynayan iki stoper ama hataya çok müsaitler.
Bu sonuçtan sonra artık Beşiktaş ligdeki şansını minimuma düşürdü. Bundan sonrası için Schuster nasıl bir yol izleyecek çok merak ediyorum. Devamlı rotasyon, bölgeleri değişen ve beklentiye cevap veremeyen oyuncular Beşiktaş’ı bu duruma itti. Hep Guti ve Quaresma ikilisi bekleniyordu ama bu ikili de dertlere çare olamadı.