Arama

Popüler aramalar

‘’Ernst'e hayran kaldım!‘’

Beşiktaş belki de bu sezon oynadığı en kontrollü performanslardan birini sergiledi dün akşam. Schuster’in kadro seçimi, bu maç için çok iyiydi ama oyun içindeki şanssızlıklar, Beşiktaş’ın belki de çok kolay kazanabileceği maçı zora soktu. Özellikle kaleci Hakan’ın inanılmaz hatası, Beşiktaş’a ecel terleri döktürdü. Schuster, bu Hakan olayına mutlaka bir çare üretmeli. Çünkü, Hakan böyle devam ederse, Beşiktaş’ın maç kazanması biraz zorlaşacak.

Maçın neredeyse 88 dakikalık bölümünde rakibine hiç pozisyon vermeyen Beşiktaş, defansif olarak da sezonun en iyi oyununu oynadı diyebiliriz. Bunda ortada oynayan 3 ön liberonun payı çok büyüktü. Özellikle Ernst’ten bahsetmek istiyorum. Komple bir oyuncu, mükemmel bir karakter...

Bana göre Beşiktaş böyle bir oyuncuya sahip olduğu için çok şanslı. Hem defansif, hem de ofansif olarak oyunun her iki yönünü de mükemmel oynayan Ernst, Beşiktaş’ın galibiyetindeki en büyük etkendi. Bobo’nun da hakkını yememek lazım. O da attığı 2 golle galibiyette büyük pay sahibi, geceninin de yıldızı oldu.

Yalnız Beşiktaş’ta bazı bölgeler hala iyi işlemiyor. Schuster’in bu bölgelere çözüm üretmesi lazım. Quaresma’nın etkili olamamamasının nedeni ise futbolu tamamen kendi zevkine göre oynamasıydı. Yıldız oyuncu, takımının kazanması için katkıda bulunan oyuncudur. Quaresma henüz bunun farkına varamadı. Biraz takımı için oynaması lazım.

Konuşulması gereken en önemli konulardan birisi de Tabata... Tabata, bana göre Beşiktaş’ta o pozisyona soyunacak kapasiteye sahip değil. Hala bunun anlaşılamamış olması da işin entresan yanı. Beşiktaş, dün akşam özellikle Ernst ve Bobo’nun mükemmel oyununyla kazanmasını bildi. Ancak Quaresma ve Tabata’nın daha etkili olması lazımdı. Tekrarlıyorum, Beşiktaş kolay kazanması gereken bir maçı zora soktu. Ancak böyle bir müsabakayı 90+1’de lehine çevirmek de büyük bir başarı. Antalyaspor da uzatmalardaki mutlak gol pozisyonundan yararlanamayınca, ‘Beşiktaş’a şansı da yardım etti’ desek doğru olur.

Necip görevini eksiksiz yerine getirdi. Fakat Schuster’un çözüm bulması gereken bir diğer bölge de sağ kanat. Sağ kanatta Quaresma’yla bu sezon geçmez. Schuster, sadece Quaresma’nın katkısıyla kazanmayı beklerse Beşiktaş zora girer. Sonuçta, dün geceki galibiyet; hem moral, hem de puan olarak çok iyi bir pozisyona soktu Beşiktaş’ı. Şu da bir gerçek ki, Kara Kartal’ın artık daha dikkatli olması gerekiyor.

26 Eylül 2010, Pazar 04:30
YAZININ DEVAMI

‘’Fenerbahçe kaosun eşiğinde‘’

Çok çekişmeli ve heyecanlı bir derbiydi ama futbol çok fazla kendini göstermedi. Genelde oyuncular birbirleriyle didişip durdular. 90 dakikanın sonucunda üzülen tarafFenerbahçe oldu. Çünkü kazanabilecekleri bir mücadeleyi kaybettiler ve Beşiktaş bulduğu golle, umduğu bir puanla döndü Kadıköy’den. Fenerbahçe’de kurulan ekipteki eksiklik oyuncuların birbirlerinden çok uzak oynamaları ve yardımlaşmamalarıydı. Genelde kontratak futbolunu hedefleyen Aykut Kocaman bunda istediği sonucu alamadı. En büyük eksik şuydu; Fenerbahçe’nin maalesef 90 dakikalık bir derbiyi kaldıracak kondisyonu olmadığını gördüm. 55-60. dakikalarda Fenerbahçe oyundan koptu. Her zaman söylediğim gibi bu takım sezon başında iyi çalışmamış ve 90 dakikayı kaldıracak gücü yok. Bunun devamında özellikle Bilica’nın Fenerbahçe’nin en kötü oyuncusu olduğunu söylemek lazım. Pozisyon tutmada inanılmaz hatalar yapan Bilica penaltıda da başroldeydi. Fenerbahçe’nin ne oynadığını ben anlayamadım, belki siz anlamışsınızdır.

Alex depar bile atmadı
Bütün umutları Niang ve Dia’ya bağlayan Fenerbahçe oyunun uzun bölümünde savunma oynuyor gibi görünse de 5-6 gollük pozisyon buldu. İki futbolcunun kaçırdığı golleri anlamak da mümkün değildi. Alex koca bir 75 dakikayı maalesef depar atmadan tamamladı. Fenerbahçe’de çok önemli problemler var. Bu saatten sonra bu problemlerin düzeleceğini sanmıyorum. Fenerbahçe bu beraberlikle kaosun eşiğine gelmiştir. Beşiktaş’a gelince; Schuster’in istediği gibi çok ofansif bir kadroyla sahadaydı. Ama böyle bir derbide bu kadar ofansif oyuncuyla oynamak çok yanlıştı. Şunu söylemek istiyorum, güzel futbol oynayıp problem yaşamak mı daha güzel, yoksa Quaresma ve Guti gibi silahlarını öne çıkartıp kazanmak mı? Schuster ilkini tercih ediyor ama bana göre ikincisini uygulamalı. Bu oyun planı ilerideki maçlarda Beşiktaş’ın başına büyük işler açacaktır. Schuster’in mutlaka saha içine el atıp sistemi değiştirmesi gerekir, yoksa her maçta taraftarların yüreği ağzına gelir. Ama Kadıköy’de alınan bir puan her zaman için iyidir.

20 Eylül 2010, Pazartesi 04:30
YAZININ DEVAMI

‘’İnönü'de mükemmel gece‘’

Beşiktaş’tan UEFA Avrupa Ligi maçı öncesi mükemmel sonuç. Böyle kötü bir zeminde herhalde bundan daha fazlası da olamazdı. Beşiktaş yönetiminin bir an evvel bu zemin sorununu çözmesi lazım. Eğer bu zemin sıkıntısı bu şekilde devam ederse şampiyonluk kaybettirir Beşiktaş’a.

Schuster’den kadro sürprizi
Maça gelince; Siyah-Beyazlılar yine değişik bir kadroyla sahadaydı. Ama artık herkes bu değişikliklere alıştı. Bu seferde Alman teknik direktör Bernd Schuster, Bobo-Nobre ikilisiyle başladı ön tarafta. Bu iki forvet bana göre günün adamı oldular. Özellikle bunlara bir de Guti’yi katarsak bu üçlü mükemmel oynadılar. Orta alanda Ernst ve Necip’in çalışkanlıkları ve hatasız oynamaları takımın işini çok kolaylaştırdı. Özellikle öndeki ve kenardaki oyuncular çok rahat topla buluşma imkanı bulup ataklarını da çok koordineli bir şekilde gerçekleştirdiler.

İlk gol süperdi
Beşiktaş’ın attığı ilk gol hazırlanış ve sonuç bakımından mükemmel bir organizasyonun eseriydi. Bu golden sonra Ankaragücü’nün fazla yapacak bir şeyi kalmadı zaten. Oyun da tamamen Siyah-Beyazlı ekibin kontrolüne geçti. Geçen maçlara nazaran Beşiktaş çok kontrollü oynayan ve pozisyon vermeyen bir takım haline gelmiş. Elbette bunda defansif oyuncuların iyi bir performans sergilemesi en büyük etkendi. Az pozisyon veren ve rakip kalede devamlı pozisyon kovalayan bir takım her zaman için mantıklıdır. Ankaragücü için de şunu söylemek lazım: Geçen seneki benliğinden çok şey kaybetmiş Başkent temsilcisi. Çok kötü bir görüntü içinde, Beşiktaş’a en ufak bir zorluk bile çıkaramadılar. Vittek ve Sapara haricinde elle tutulur bir oyuncusu olmayan Ankaragücü’nun işi bayağı bir zor olacak. Bir an önce kendilerine çeki düzen vermeleri gerekiyor.

Quaresma aranmadı
Beşiktaş böyle kötü bir zeminde özellikle istek ve arzusunun karşılığını fazlasıyla aldı. Futbol oynamaya çalışan, sahada her şeyi deneyen Beşiktaş takımı haklı olarak çok da kolay bir galibiyet aldı. UEFA Avrupa Ligi maçı öncesi bu galibiyet çok iyi bir moral oldu Beşiktaşlı oyunculara. Quaresma’nın yokluğunu çok fazla aramadı Beşiktaş bana göre. Siyah-Beyazlılar dün akşam hücum hattında 5-6 adamla etkili olmaya çalıştı ve bunu çok iyi başardı. Eğer bu sistem devam ederse Kartal’ın gol bulmakta zorluk çekeceğini sanmıyorum. Aurelio’nun da gelişiyle birlikte savunma yönünü iyice güçlendiren Beşiktaş bol gollü galibiyetlerle taraftarlarını sevindirmeye devam edecektir.

12 Eylül 2010, Pazar 04:30
YAZININ DEVAMI

‘’Sistem değişti, galibiyet geldi‘’

Kolay olmadı. Böyle genç ve dinamik, özellikle alan savunmasını iyi uygulayan bir takımı yenmek kolay değildi tabi. Ama biz dün üretken oyuncularımızın sahada olması, biraz da şansımızın yardımıyla zoru kolaya çevirdik. Özellikle oyunun ilk bölümünde çok üretken olamadık. Ofansif bölümdeki oyuncularımızdan çok da faydalanamadık. Bu dakikalarda kronik hastalığımız olan yan top zaafından dolayı oyundaki verimliliğimiz iyice azaldı. Göbekte topu dikine oynayan oyuncumuz maalesef ilk bölümde hiç yoktu. Top bizde fazla kalmış gibi görünse de sadece defansif bölgede olduğu için fazla üretkenlik sağlayamadık.

Maçı kazanmamızdaki en büyük etken Selçuk-Semih değişikliği oldu. Bu değişiklik oyun sistemizi de değiştirdi. İkinci bölümde Hamit’in bölgesi değişti ve böylece takıma daha faydalı oldu. Tuncay da Semih’in hemen arkasına geçince istediğimiz oyun sistemine kavuştuk. İkinci yarının başında erken bulduğumuz gol bizi oyuna çok çabuk dahil etti. Rakip 10 kişi kaldıktan sonra oyun bizim kontrolümüze geçti ve bunun neticesinde müsabakayı kazandık. Ancak oyunun genelinde orta sahada üretken oyuncumuz hiç yoktu. Tamamen tesadüflere bağlı bir şekilde oynuyoruz. Yine kronik hastalığımız olan yan toplar ve Onur’un da büyük hatasıyla iki golü kalemizde gördük. Maalesef Hiddink ölü toplara istediğimiz önlemi alamamış, bu hastalığımız devam ediyor.

Ancak zor da olsa Belçika gibi önemli bir rakibe geçtik, gruba mükemmel bir başlangıç yaptık. Aferin bizim çocuklara...

08 Eylül 2010, Çarşamba 04:30
YAZININ DEVAMI

‘’Saman alevi!‘’

Başlangıçlar her zaman önemlidir. Dün akşam da Kazakistan karşısında elde ettiğimiz sonuç Avrupa Şampiyonası’na başlangıç olarak iyi bir netice oldu. Tabii rakibimiz çok zayıf bir takım. Bizim rakibimiz olacak güçte bir takım değil. Ama bizim de bu müsabakadan alacak önemli derslerimiz var. Özellikle maçla ilgili söylenecek en önemli şey, arka tarafta duran toplarda ve yan toplarda rakibimize çok pozisyon verdik. Bir türlü bu soruna çözüm bulamadık. Bunun haricinde şu anda çok da hazır değiliz bu tür müsabakalara. Öncelikle fizik olarak yetersiz gördüm futbolcularımızı. Ama bu eksiklerimiz zayıf rakibimiz karşısında ön plana çıkmadı. Yetenekli oyuncularımızın saman alevi gibi parlamaları bizim bu maçı kazanmamız için yeterli oldu. Ama her zaman böyle zayıf takımlarla oynamayacağız. O yüzden salı günkü Belçika maçı bizim için çok daha önemli. Çünkü asıl rakibimizle oynayacağız.

Rakip dişimize göre değil
Genelde dün akşamki mücadelede rakibimizin zayıf yönlerini iyi değerlendirip güzel bir galibiyet aldık. İyi bir başlangıç oldu. Arda, Hamit ve Nihat golleriyle skora katkı yaptı. İnşallah böyle de devam eder. Aslında bu tür maçlar çok da eleştiriye açık değil. Çünkü bir kere rakibimiz dişimize göre değil. Ama esas söylenecek şey. Yan toplardaki zaafiyetimizin devam etmesi ve bazı oyuncularımızın fizik olarak hazır olmaması. Pozitif olarak da şunu söyleyebiliriz; Şampiyonaya iyi bir başlangıç yaptık salı günü de böyle güzel bir galibiyet alırız.

04 Eylül 2010, Cumartesi 04:30
YAZININ DEVAMI

‘’Bıraktığı yerden devam...‘’

Beşiktaş, galibiyetlerine Helsinki’de bıraktığı yerden aynı şekilde devam ediyor. Dün gece müthiş bir galibiyet elde ettiler. Karabük deplasmanı aslında her zaman zor bir deplasmandır. Özellikle ligin ikinci yarısında işler giderek zorlaştıktan sonra bu deplasmana giden takımlar daha da zorlanacaktır. Beşiktaş sezon başına göre çok iyi oynayıp, bu maçı çok kolay geçerek önemli bir avantaj yakaladı.

Bir tek Emenike vardı

Oyuna döndüğümüzde, Karabük takımı Bank Asya’dan yeni çıkmış, hemen hemen kadrosunun tamamını değiştirmiş ve yeni bir ekiple sezona başlamış. Emenike haricinde gördüğüm çok da iyi bir oyuncu yok. Emenike’nin de Karabük’te çok fazla kalacağını sanmıyorum, zaten yakında başka bir takıma transfer olacaktır. Beşiktaş’a dönersek; Nobre-Tabata ikilisiyle başladı Schuster. Ben tabii Tabata tercihini doğrusu pek anlayamadım. Beşiktaş önemli bir müsabakaya bu kadroyla başlamaz. Çünkü genelde bir takım kadrosunun hemen her tarafı belli olan takımdır. Beşiktaş’ın sağ tarafı hala netlik kazanmadı. Tabata iki tane asist yaptı ama bana göre bu kadro takım açısından doğru bir kurgu değil. Göbekteki oyuncular bana göre Ernst ve Necip’tir.

Guti ve Tabata fazla gelir
Zaten oynaması gereken oyuncuların sahada olması gerekir. Guti ve Tabata bu takıma biraz fazla gelir. Bir de Quaresma’yı koyarsak takım bu üç oyuncuyu kaldıramaz. Karabük takımı Beşiktaş düzeyinde bir ekip olmadığı için ikinci bölümde Quaresma’nın gösterdiği performans Kartal’ın maçı kolay bitirmesine neden oldu. Quaresma oyunun içinde olduğu ve topla buluştuğu dakikalarda yine mükemmel işler yaptı. Kalitesini ve farklılığını net olarak gösterdi hem kendisi hem de Beşiktaş adına. Guti’nin ayakları ve topu kullanışı iyi ama biraz daha sorumluluk alıp ön plana çıkması lazım. Nobre oyunda kaldığı bölümlerde kendi özelliğini gösterip Beşiktaş’ın maça çok çabuk ortak olmasını sağladı.
Kartal çok pozisyon veriyor

Negatif açıdan söylenebilecek en önemli şey Beşiktaş’ın pozisyon verme zaafından kurtulamamasıydı. Defans oyuncuları adam paylaşımını iyi yapamadı. Orta sahadaki oyuncular da defansa katkı sağlayamadı. Zayıf takımlarla oynadığında bunlar pek göze batmıyor. Ama zor maçlarda bu durum çok tehlikeli. Gece adına söylenebilecek en önemli şey, Beşiktaş’ın yoluna kaldığı yerden devam etmesiydi. Necip, Ernst, Ekrem ve İbrahim Toraman gibi futbolcuların oyun anlayışı çok iyiydi. Bu da takımın kazanmasında önemli rol oynadı.

30 Ağustos 2010, Pazartesi 04:30
YAZININ DEVAMI

‘’Çok kolay oldu, ama...‘’

Beşiktaş, zayıf rakibi HJK Helsinki karşısında çok da fazla zorlanmadı. Zaten formalite gibi görünen maç, Beşiktaş açısından çok kolay geçti. Yalnız şu ayrıntı gözden kaçmamalı. Siyah-Beyazlılar, sezon başından bu yana zayıf rakiplerle oynadığı için yetenekli oyuncuları bu maçlara fazla kaçıyor. Bobo, Quaresma, Guti rakiplere çok geliyor!

Sahaya sürülen kadro doğruydu

Schuster’in sahaya sürdüğü kadroyu beğendim. Beşiktaş iki ön liberoyla oynadığı maçlarda derli toplu bir takım görüntüsü içerisinde... Önü, arkası, forveti belli. Alman hoca eskiye dönüş yaptı ve Ernst ile Necip’i aynı anda sahaya sürdü. Bu kadro, haftasonu sahaya çıkan kadroya göre çok daha mantıklıydı. Bence Beşiktaş mutlaka çift önliberoyla sahada olmalı. Futbolda bir gerçek var: Maçı ya orta saha kazandırır, ya da orta saha kaybettirir. Ernst’i ortada yalnız bırakmak büyük bir yanlış...

Ofsayt taktiği işe yaramaz!
Siyah-Beyazlı takımda zayıf gördüğüm bir nokta var: Savunma hala bazı pozisyonlarda ofsayt taktiği uygulamaya çalışıyor. Dün de bunu denediler, Büyükşehir Belediye maçında da. Beşiktaş büyük takımdır, ofsayt taktiğiyle bir yere varamaz. Schuster bu taktikten mutlaka vazgeçmeli...

Helsinki’nin mücadelesi için söylenecek fazla bir şey yok. Onlar Beşiktaş’ın rakibi olacak bir takım değiller. Ama Beşiktaş yine pozisyon verdi, kalesinde tehlike yaşadı. Schuster bu duruma bir an evvel bir çare bulmalı.

Türkiye Ligi’nde çok zorlanır
Son sözüm rotasyon konusunda Bernd Schuster’e... Alman hoca mutlaka bir takım tertibi oluşturmalı ve sürekli aynı kadroyla oynaması gerekli. Taşlarla devamlı oynarsan, ideal bir kadro oluşturamazsan sıkıntı olur. Schuster bunu anlamalı: Burası Beşiktaş... Bu takımın oyuncularını değiştiremezsin, kadroyla oynayamazsın. Zayıf maçlarda belki bu sistem işe yarar, ama Türkiye Ligi zorlu bir lig. Her takım, Beşiktaş’ı devirmek için ekstra efor sarfediyor. Schuster bunu bir an önce anlamalı. Kemik kadrosu oluşmamış bir Beşiktaş, şampiyonluk yarışında gerçekten büyük sıkıntı çeker...

27 Ağustos 2010, Cuma 04:30
YAZININ DEVAMI

‘’Fenerbahçe agresif olamıyor‘’

Gerçekten güzel bir geceydi. Son zamanlarda beklediğimiz, seyretmek istediğimiz müsabakalardan biriydi. Her iki takım da olabilecekleri en güçlü kadrolarıyla sahadaydılar. Belki Fenerbahçe’de Özer’in bölgesinde Stoch ile başlayabilirdi Aykut Hoca. Çünkü dışarıdan baktığınız zaman bu daha iyi bir tercih gibi görünüyordu.

Stoch canlılık getirdi...
İlk yarım saatte Fenerbahçe’nin klasik zaafiyeti başgösterdi ve agresif oynayan rakibine karşı orta saha ve defans aynı agresifliği gösteremedi. Maça çok iyi başlayan Trabzonspor, Fenerbahçe orta saha ve defansının yaptığı hatalarla iki farka ulaştı. Şunu da söylemek lazım, Fenerbahçe’nin özellikle orta sahasında yetenekli gibi görünen oyuncuların Trabzonspor orta sahası kadar mücadele etmemesi ve topu rakibe atması işin bir diğer ilginç yanıydı. Özer ve Mehmet Topuz’un olduğu kanat ilk bölümde çok fazla işlemedi. Stoch girdikten sonra buraya çok büyük bir canlılık getirdi. Ama onun gösterdiği bu performans da Fenerbahçe’yi mağlubiyetten kurtaramadı.

Trabzonspor çok formda
Fenerbahçe klasik defansta pozisyon verme zaafiyetine devam ediyor. Çok önemli pozisyon hataları yaptılar. Trabzonspor dün gece pozisyona girmekte hiç zorlanmadı. Ancak çok net pozisyonlara giren Trabzonsporlu futbolcular bunları cömertçe harcadılar. Şunu da söylemek lazım Trabzonspor şu anda Süper Lig’in en formda ekibi. Şenol Güneş takımı inanılmaz motive etmiş. Bir de tabi elinde kullanabileceği çok önemli kadro var. Böylece Güneş oyuna sonradan hamle yapma şansını buluyor. Oyunun devamında da gereken hamleleri yaparak ne kadar zengin bir kadrosu olduğunu gösterdi Güneş. Buna karşılık Aykut Kocaman biraz geç kaldı. Çünkü Özer’in oynadığı bölgede Alex’i oynatabilirdi. Semih çıktıktan sonra Niang-Alex ikilisi çok daha iyi olabilirdi. Brezilyalı’yı oyuna almakta geç kaldı.

Fenerbahçe yoruldu, durdu
Fenerbahçeli oyuncuların 70’ten sonra net biçimde yoruldukları görüldü. O dakikadan sonra oyuncuların maçı çevirecek güçleri yoktu. Niang’ın performansı çok iyiydi ama arkadaşlarından gereken desteği göremedi. Fenerbahçe’nin bu oyuncuyu daha iyi kullanması lazım. Buna karşın Trabzonspor’un fizik açıdan rakibi karşısında daha iyi durumda olduğu görülüdü. Her iki takım için de şunu söylemek lazım. Öncelikle çok güzel bir derbi oldu. İki takım da çok önemli pozisyon hataları yapmalarına rağmen iyi bir görüntü verdiler. İki takımı da tebrik etmek lazım.

24 Ağustos 2010, Salı 04:30
YAZININ DEVAMI