‘’Bobo'nun golü temiz‘’
FİFA kokartlı Yunus Yıldırım, bu sezon Süper Lig’de ilk defa bir Beşiktaş maçına çıkıyor olmanın tedirginliğini yaşar gibiydi....
Şunu da söylemek gerekir ki; oyuncular da Yıldırım’ın işini zorlaştırmadı. Ancak Yıldırım’ın zaman zaman oyunun bazı bölümlerini kesmeyerek oynatma düşüncesi abartıya kaçtı. Tamam, güzel; topun oyunda kalmasını sağlamak pozitif bir düşünce ama oyunun sıkışması sonrası oyuncuların ve teknik ekiplerin sinirlerinin gerilmesine neden oluyor. Bir de gerçekten çok merak ediyorum; (kaç defa uyarmamıza rağmen) özellikle ikinci devre başladıktan sonra Hasagiç’in kısa kollu formasının, altındaki farklı renk içliği giymesine kim engel olacak? Gelelim maça...
24’te Can Arat’ın tehlikeli şekilde oynaması sonrasında verilen serbest vuruş kararı doğruydu. 33’te Beşiktaş atağına Marcin Kuş topa hareketlenmek isteyen Ekrem’i tutup çekti. Pozisyon, Belediye ceza alanı önünde gerçekleşti. Sarı kart ve serbest vuruş kararı verilmeliydi. Ancak hakem Yunus Yıldırım oyunu devam ettirdi.
43’te İbrahim Üzülmez’in kaleye şut çektiği anda Bobo ofsayttaydı. Ancak top önündeki Belediyeli oyuncudan sekip tekrar ileriye dönünce, Bobo’nun da pozisyonu değişerek ofsayttan kurtuldu. Daha sonrasında Bobo’nun topla buluşması ve golü atmasında devam kararı doğruydu.
İkinci yarıda en önemli sayılabilecek pozisyonlardan bir tanesi de 62’de gerçekleşti. Belediyespor, kontratağa kalkmak isterken Ferrari’nin uzun oyunu sonrasında topla buluşan Holosko, Beşiktaş’a ikinci golünü kazandırdı. Belediyesporlu oyuncuların ofsayt itirazı gereksizdi. Holosko ofsaytta değildi.
‘’MHK'dan skandal talimat değişikliği‘’
MHK tarafından yapılan adaletsiz hakem atamaları öyle bir hale geldi ki, artık isteseler de sorunsuz bir hafta geçiremiyorlar. Çünkü hata yapan hakemleri bilerek ve isteyerek koruma altına alıp bunlara sürekli maç verilmesi; diğerlerinin unutulması, bir kısmının da yok sayılması, hataların da artmasına neden oldu. En son geçen hafta hazırlayıp, yürürlüğe sokturdukları yeni talimatın bazı maddelerinde adaletsizce yapılmış değişiklikler var. Bu zamana kadar bu talimat, hiçbir dönemde böylesine saltanat süren bir anlayışla hazırlanmamıştı. Bu talimatın özeti şu; ben MHK olarak istediğimde bir hakemi, kariyeri, maç puanı ve gözlemci notları ne olursa olsun küme düşürme yetkisine sahibim. Aynı zamanda buna kimse itiraz edemez... Bu talimat ne insan haklarına ne de vicdan duygusuna sığar.
Tolga Özkalfa klasiği!
Gelelim 24. hafta analizine... Trabzon-Gençbirliği maçında Tolga Özkalfa yine her zamanki gibi yaptığı hatalar ile öne çıktı. Gençler’in ilk golü ofsayt. Kahe kaleci Onur’un önünde ve görüş alanı içerisinde kaleciyi onu rahatsız edip, topu görmesini engelliyor. Sandro oyunun son dakikasında iki Trabzonlu futbolcu tarafından kıskaca alınıyor ve cezaalanı içinde çekilerek düşürülüyor. Pozisyonu oynatan hakem, Trabzon’un ikinci golünü, bir de ofsayttan kazanmasına neden oluyor. Tolga için fark etmez... Sürekli maç alan hakem olduğu için hata yapmış, neticeye etki etmiş, önemsiz. Diyarbakır-Bursa karşılaşmasının aylardır böyle olacağı konuşuluyordu. Mustafa Kemal Abitoğlu maçı oynatmak adına her türlü sabrı denedi ve sonuçta doğru bir şekilde tatil etti.
Makukula atılmalıydı
Kasımpaşa-Kayseri mücadelesinde Barış Şimşek, Makukula’yı rakibine attığı dirsekten dolayı oyundan ihraç etmesi gerekirken, bu oyuncunun Kayseri’nin ilk golünü atmasına sebebiyet verdi. Maçın son dakikasında ise Kasımpaşalı oyuncunun göğsünden seken topta elle oynadı diye verdiği serbest vuruş golle sonuçlanınca Kasımpaşa’nın 3 puan almasına engel oldu. Hüseyin Göçek’in yönetmiş olduğu Manisaspor-Denizlispor karşılaşmasında Güray’ın ayağının kırıldığı pozisyonda kasıt yok. Tamamen oyun gereği iki oyuncu topa müdahale etmek isterken meydana gelen bir kaza. Sivasspor’un evinde İstanbul Belediye’ye mağlup olduğu karşılaşmada Tevfik’in atmış olduğu golde ofsayt yok.
Gezer maçı tekrar izlesin
Bünyamin Gezer, düdük çaldığı Fenerbahçe-Antalyaspor maçının kasetini tekrar tekrar izlesin. Bu karşılaşma sonrasında hiç de iyi intiba bırakmadı.
3 penaltıyı, sarı kartları atladı. Emre’ye verdiği taviz ise tam otorite zaafıydı. Ankaragücü-Gaziantep müsabakasında Abdullah Yılmaz hatasız bir 90 dakika yönetti. Haftanın en son maçında Bülent Yıldırım ise Eskişehir’in iki golünü atan Koray Arslan’ı attığı goller öncesinde oyundan atmalıydı. İkinci yarıda ise eşitlemeye yönelik maç yönetim şeklini üzülerek izledim. Dos Santos lehine verilen penaltı da maalesef bu düşüncesinin göstergesiydi.
‘’Yönetim faciası‘’
Eskişehir ile Galatasaray arasında oynanan haftanın final karşılaşmasında hakem kararları geceye damgasını vurdu. Çünkü mücadelenin hakemi Bülent Yıldırım, çaldığı iki düdükle sonucu etkiledi. Konuyu detaylandıralım... Dakikalar 16’yı gösterirken Galatasaray atağında Koray Arslan, kendi ceza alanı önünde topa bilerek eliyle müdahale ediyor. Sarı kart ve serbest vuruş kararı verilmesi gereken pozisyonda hakem ‘devam’ dedi... 31’de Elano’nun Jo’ya vermiş olduğu akıl dolu ara pasında yardımcının ‘devam’ kararı doğruydu, ofsayt yoktu. Ve ilk yarının, belki de maçın kırılma anlarından biri... İlk bölümün sonuna 2 dakika var; Koray sağ ayağından seken topu, sol kolunun yardımıyla kontrolüne alıp kendisine avantaj sağlayarak gol vuruşu yapıyor. Hakemin serbest vuruş kararı vererek Koray’a sarı kart göstermesi gerekirken, karar: gol! 16. dakikada da yine elle oynadığı için ilk sarı kartını görmesi gereken Koray, gole seviniyor...
Dos Santos kendini attı
Hakem Bülent Yıldırım’ın kontrolünü kaybettiği dakika ise 57 idi. Arda’nın tepkisine sarı kart veren Yıldırım, geriye kalan bölümde sık sık kartlarına başvurdu. O kartların önüne geçen düdük ise 71’de çalındı. Dos Santos rakibiyle omuz omuza mücadeleye girdi, yerde kaldı. Bu aslında yerde kalmak değildi, kendisini yere bıraktı ama hakem ‘penaltı’ çaldı. Böylesine kritik hatalar yapan Bülent Yıldırım, maçın önüne geçti, skoru etkileyerek haftanın en kötü yönetimlerinden biri sergiledi.
‘’'Üç penaltıyı yedi'‘’
Bünyamin Gezer’in bu maçtaki yönetimini hiç beğenmedim. Aynen idare etti. İlk yarıda Fenerbahçe’nin kullandığı köşe vuruşu esnasında Lugano, Batak tarafından çekildi, 51’de Bilica, Fener ceza alanında Necati’ye bir darbede bulundu. İkisi de penaltıydı. Yine 77’de Yalçın’ın Antalya ceza alanı içerisinde Emre’ye hareketi net penaltıyı gerektirirdi. Ama hakem bu pozisyonlarda disiplin anlamında çok standart dışı yönetim sergiledi. Özellikle Emre’ye gösterdiği imtiyaz çok aşırıya kaçtı. Böylelikle de otoritesini büyük ölçüde zaafa uğrattığı bir müsabaka yönetmiş oldu. 23’te hızlı atağa kalkan Veysel’e pas atıp pozisyon almak isteyen Necati’ye topsuz alanda faul yapan Santos’un gördüğü sarı kart doğruydu. 25’te top Jedinak’tan dışarı çıktı. Ancak atış Antalya lehine verilince Vederson da reklam panolarına tekmeyi yapıştırdı. Vederson’un gördüğü sarı kart doğruydu ancak kartı görmesine neden olan da hakemdi. Bünyamin Gezer, 38’de Fenerbahçe yarı alanında, ev sahibi lehine çok gereksiz bir avantaj oynattı. Böyle avantaj olmaz. 42’de Erhan’ın, Güiza’yı arkadan, belinden tutması sonrası gördüğü sarı kart ise doğruydu. 50’de Güiza’ya, 61’de Necati’ye kalkan ofsayt bayrakları da yerinde kararlardı. 66’da Orhan Ak, ceza alanı önünde topa eliyle müdahale etti, top Fenerli oyuncunun önünde kalınca hakem oyuna devam etti. Pozisyon sonrasında Orhan Ak’a sarı kart gösterilmesi gerekirdi. 70’te ofsaytta olan Güiza, pozisyona sinirlenince topa şiddetli vurdu. İlk yarıda Vederson’un sarı kart gördüğü pozisyonun benzeriydi. Güiza’nın da sarı kart görmesi gerekirdi.
‘’Tatil kararı doğruydu‘’
Futbol Müsabaka Talimatı’nın 20. maddesinde; bir maçın hakem tarafından hangi hallerde tatil edilmesi gerektiği açıkça belirtilmiştir. Talimat der ki: Seyircilerin taşkın ve edebe aykırı hareketleriyle birlikte müsabakaya müdahaleleri sonucunda müsabakaya devam edilmesi olanağının kalmaması hallerinde hakem müsabakayı tatil ettiğini ilan eder. 17. dakikaya kadar oynanan maç içinde, bu ana kadar gerek taç ve köşe vuruşlarında, gerekse oyunun devamında Bursasporlu oyunculara karşı yoğun bir şekilde yabancı maddelerin atıldığını gördük. Buna rağmen hakem müsabakayı oynatabilme düşüncesinde bütün imkanlarını kullanmaya çalıştı. Ancak sahaya yabancı madde atılmaya devam edilmesi ve buna herhangi bir önlem alınamaması sonrasında müsabakayı tatil ettiğini belirtti. Bundan sonrasında Futbol Federasyonu’nun vereceği karar beklenecek. Federasyonun vereceği karar Diyarbakırspor’un hükmen mağlubiyeti şeklinde olacaktır. Arkasından daha ağır cezaların da gelebilmesi yüksektir. Saha kapatma ve seyircisiz oynama gibi...
‘’MHK, Aydınus'un da arkasında duracak mı?‘’
23. haftada yine neticeye tesir edecek hakem hataları gördük... Maç değerlendirmelerine geçmeden önce şunu söylemeden edemeyeceğim. MHK’nın doğru düzgün bir planlama içerisinde olmadığı bir gerçek. Öyle ki, yapmış oldukları hakem atamaları ortada... Fırat Aydınus’un arka arkaya görev aldığı son üç maçına bakalım: Bursa-Trabzon karşılaşmasında Umut’un topa eliyle müdahalesine ‘devam’ deyip neticeyi etkiledi. Ardından Aydınus, ödül gibi Beşiktaş-Galatasaray maçına görevlendirildi. İki büyük hatasına rağmen MHK kalkıp, İstanbul Belediye-Fenerbahçe maçına da onu atadı. Bu maçta da neler yaptığını gördük. Uzun süredir söylüyoruz; adamın ciddi bir problemi var gibi... Merak ettiğim bir başka konu ise Kayseri-Galatasaray maçından sonra eleştirilerin hedefi olan Tolga Özkalfa’nın arkasında duran MHK, bakalım Fırat’a da destek verecek mi?
Uilenberg hayranlığı
Son haftalarda hakem camiasında Uilenberg diye bir isim konuşuluyor... Futbol Federasyonu’ndan maaş almak kaydıyla ayda bir Türkiye’ye gelerek hakem ve gözlemcilere eğitim veriyor ve bazı maçları izliyor. Fırat’ı Beşiktaş-Galatasaray maçında izlemiş ve fena bulmamış, MHK da hemen Belediye-Fenerbahçe karşılaşmasına atamış, bu hakemimizi... Burası Türkiye, Uilenberg’in Hollanda’sı değil. Bu insandan yararlanmak mı isteniyorsa, yılda 2 veya 3 kez gelir, dersini verir ve gider. Yapılan bu çalışmaların göz boyamadan öteye gitmediğini görüyoruz.
Duran’ın dikkatine!
Gelelim maçlara... Antalya-Trabzon maçında Halis Özkahya 90. dakikada, Bordo-Mavililer’in lehine verilmesi gereken penaltıyı es geçti. Kayseri-Beşiktaş karşılaşmasında, bu zamana kadar yönettiği maçlar içerisinde en iyi performansını sergiledi, İlker Meral... Galatasaray-Kasımpaşa mücadelesinde, Kamil Abitoğlu başarılıydı. Koray’a gösterdiği kırmızı ve penaltı kararı doğruydu. Ancak Keita’nın 4. golü ofsayt, gerçi neticeye tesir etmedi ama yardımcı Bahattin Duran’ın daha dikkatli olması gerekirdi. Bursaspor-Sivasspor müsabakasında Abdullah Yılmaz’a iş düşmedi. Oyuncuların da iyi niyetleri, Yılmaz’ın hatasız maç yönetmesini sağladı.
Alkışlar Müftüoğlu’na...
Haftanın en zor ve kritik maçlarından biri Manisa-Diyarbakır arasında oynandı... Kuddusi Müftüoğlu bu karşılaşmada yönetimiyle gayet başarılıydı. Yiğit’in Manisa adına attığı golde de ofsayt yok. Gaziantep-Eskişehir müsabakasında Tolga Özkalfa, Gençlerbirliği-Ankaragücü derbisinde de Yunus Yıldırım, hatadan uzak, başarılı bir 90 dakika yönetti.
‘’Aydınus skoru etkiledi‘’
Merkez Hakem Kurulu’nun formsuz Fırat Aydınus’u bu maça nasıl atadığını anlayamadım. Aydınus önce Bursaspor-Trabzonspor karşılaşmasında Umut’un elle müdahalesini ‘es’ geçti, ardından Beşiktaş-Galatasaray derbisinde İbrahim Toraman’ın, Mehmet Topal’a yaptığı harekete penaltıyı vermedi. Dünkü maça gelecek olursak, 18. dakikada Selçuk’un orta alanda Sylla ile girdiği mücadelede dikkatsiz davranarak rakibinin ayağına basmasına ‘devam’ kararı vermesi yanlıştı. 30. dakikada Büyükşehir Belediyeli İskender’in attığı ilk golde ofsayt yoktu. Gol kararı doğruydu. 45. dakikada Deniz’in sayılmayan golünde Andre dos Santos ofsayt pozisyonundaydı ve kalecinin hareket alanı içindeydi. Bu nedenle yardımcı hakem Orkun Aktaş’ın kalkan bayrağı, doğruydu. 57. dakikada Baroni’nin, Serhat’ın bileğine, ayağının tabanıyla yaptığı sert harekete sarı kart çıkması da gerekiyordu. 69’da Ekrem Ekşioğlu, defansın son oyuncusu olarak Güiza’yı arkadan tutup, çekerek yere indirdi. Faul doğru karardı, ancak bariz gol şansı nedeniyle Ekrem’in atılması lazımdı. Fenerbahçe’nin baskılı oynadığı dakikalarda Aydınus’un yaptığı bu hata, belki de skora etki etti. 77. dakikada Alex, arkadaşına pas vermek isterken top, yanlış yerde duran Fırat Aydınus’a çarparak Büyükşehir Bld. atağına dönüştü. Bu pozisyona sinirlenen Alex’in 2 dakika sonra rakibinin dizine yaptığı sert harekette oyun dışında kalması gerekiyordu, öyle de oldu. 82. dakikada Büyükşehir Belediye’nin attığı ikinci gol nizamiydi. Fenerbahçeliler’in ofsayt beklentisi boşunaydı. Sonuçta Fırat Aydınus maç içerisinde disiplini sağlayamadı, faullerde hatalı kararlar verdi. Bir anlamda maçın gerilmesine neden oldu.
‘’'İlker Meral'in en iyi maçıydı'‘’
10’da Ömer Şişmanoğlu için kalkan ofsayt bayrağı doğru bir karardı. 13’te Bobo’nun diretkten dönen şutu öncesinde yardımcı hakem kararında haklıydı, ofsayt yoktu. 17’de Tello’nun Kayseri ceza alanı içine ortaladığı topa Kayserili oyuncu kafayla müdahale etmek isterken, top biraz da koluna çarpıp önüne düştü. Ancak oyuncunun niyetinin; topu kafayla kontrolüne almak olduğu fizik hareketlerinden de anlaşılıyordu. Dolayısıyla hakemin devam kararı yerindeydi. 33’te Tello’nun rakibine kambura yatarak yaptığı faulu doğru tespit etti ancak 38’de Tello’ya gereksiz bir sarı kart gösterdi. Tello’nun rakibine bir teması yoktu. Kayserili oyuncu ise Tello’nun üzerine düştü. 56’da Muhammet Shavkly ve İbrahim Kaş Beşiktaş ceza alanınına yandan gelen topa beraber yükseldiler, ancak iki oyuncu da topa müdahale edemedi. İlker Meral’in oyunu devam ettirmesi doğruydu. Pozisyon sonrasında Shavkly’nin hakeme karşı aşırı tepkisi sonrasında gördüğü sarı kart da yerinde bir karardı. 65’te Aydın, Bobo’nun üzerine basarak faul yaptı hakem de doğru tespit etti. 68’de Makukula güçlü fiziğini de kullanarak İbrahim Üzülmez’e faul yaptı, hakem de bu faulu verdi. Üzülmez’in kart beklentisi gereksizdi. 79’da İbrahim Kaş yan dönmesine rağmen topa eliyle müdahale edip kendisine avantaj sağlamasından dolayı haklı bir sarı kart gördü. 82’de gol öncesinde Makukula topla buluştuğu an ofsaytta değildi, devam kararı yerindeydi.
Dün gece, İlker Meral bu zamana kadar yönetmiş olduğu maçlar içerisinde en iyi performansını sergiledi diyebilirim. Gerek sakinliği gerek oyuna hakimiyeti ve kendine olan güveni pozitifti. Beşiktaş’ın bulduğu erken goller ve futbolcular da Meral’in işini kolaylaştırdı.









































