‘’Fırat Aydınus'tan süper kararlar‘’
*Burak’ın, Toraman’ın ceza alanında topa elle dokunduğunu iddia ettiği pozisyon temizdi, penaltı yoktu.
*Sivok, kalesine gol atmadan önce Glowacki, Egemen’e bariz faul yaptı. İptal kararı doğruydu.
İki takımın mücadelesi zaman zaman net pozisyonları da beraberinde getirdi. Kontrollü oynayan Beşiktaş’a karşı, Trabzonspor orta alanda istediği pas trafiğini yakalayamayınca, pozisyon bulmakta da zorlandı. Saman alevi misali, bir sönüp bir parlayan maçta göze çarpan en büyük unsur, iki takım oyuncularının sportmenlikleriydi. Son dakikalardaki yerinde değişiklikleriyle Carvalhal, galibiyette büyük rol oynadı. Fırat Aydınus, Türk hakemliğinin parlayan bir yıldızı ve Cüneyt Çakır’la beraber lokomotifi durumunda. Derbiler bu iki isme emanet. Aydınus, bu performansını sürdürürse 14. haftadaki Galatasaray-Fenerbahçe derbisini yönetmeye Cüneyt Çakır kadar yakın...
Özgüvenli ve kendinden emin
Aydınus’taki özgüven ve kendinden emin tavırlar, oyuncular kadar izleyenler tarafından da kabul görüyor. 77. dakikada, Tolga’dan seken topu boş kaleye tamamlamak isteyen Mustafa Pektemek’i arkadan iten Celustka, hem penaltıya sebep oldu hem de bariz gol şansını önlediği için kırmızı kartla oyundan ihraç edildi. Karar son derece doğruydu. Bu dakikadan sonra atmosferin yükseldiği oyunda, Aydınus kontrolü hiç kaybetmedi. Beşiktaş ceza alanında Burak ile İbrahim Toraman arasındaki mücadelede, Burak avantaj sağlamak isterken top kendi kolundan sekip Toraman’ın göğsünden döndü. Trabzonspor’un beklediği penaltı yersiz, devam kararı ise doğruydu. Maçın 90+2. dakikasında Trabzonspor’un kullanmış olduğu bir serbest vuruş sırasında, topa yükselmek isteyen Egemen’in dengesini, Glowacki arkasından iterek bozdu ve topa vurmasını engelledi. Sonrasında seken top Beşiktaş ağlarına gitti. Bu pozisyonda Aydınus’un, Glowacki’nin Egemen’i ittiği için vermiş olduğu serbest vuruş kararı da son derece yerindeydi. Sonuç olarak Aydınus, böylesine zor ve stresli bir maçı başarılı yöneterek son haftalardaki başarılı yönetimine bir yenisini daha ekledi.
‘’Arena'ya Yıldırım düştü!‘’
Sezona formsuz başlayan Bülent Yıldırım, dün akşamki yönetimiyle bu gidişatını sürdürdü, kritik kararlar vermesi gereken noktalarda inanılmaz yorum hataları yaptı. Mesela; Eboue’nin göğsünden, topun açık bir şekilde sekip önüne düşmesine ‘elle oynama’ diye düdük çaldı. Bir başka pozisyonda ise rakibinin elini vücudunda hissettiği anda Baros kendini yere bırakmayarak, Bülent Yıldırım’ın işini kolaylaştırdı. Çek yıldız kendini yere bırakmış olsaydı, Yıldırım’ın vereceği karar çok tartışılacaktı. Ancak futbolcuların bu yardımlarına karşın, Bülent Yıldırım, verdiği kararlarla kendini tartışmalardan uzaklaştıramadı.
İlk gol öncesi faul vardı
İlk yarının uzatma dakikalarında, Hakan Balta’nın ortasından gelen topa, kafayı vurmak isteyen Sivassporlu oyuncunun hemen yanındaki Engin Baytar, ayağını gereğinden fazla ve tehlikeli bir şekilde kaldırdı. Bundan ürken Sivassporlu oyuncu da topa istediği gibi vuramayınca, Engin topu Sivas ağlarına gönderdi. Pozisyon yüzde 100 tehlikeli hareketti ve golün iptali gerekirdi. 52’de Sivasspor ceza alanında, Hayrettin’in Baros’a hiçbir teması yokken, Çek futbolcunun yerde kalmasına önce penaltı, sonra da yardımcının doğru işaretiyle kale vuruşu verilmesi yerinde oldu.
Semih kırmızıyı görmeliydi
58’de kaleci Borjan’ın, Baros’a yapmış olduğu hareket net penaltıydı. Bu pozisyondaki penaltı kararı ve kaleciye gösterilen sarı kart, doğru kararlardı. 65’te bu kez Galatasaray ceza alanında, genç Semih çok net bir şekilde, Pedriel’i, ayağına basıp dengesini bozarak yere indirdi. Bu pozisyonda da Semih’e bariz gol şansını engellemesinden dolayı kırmızı kart, Sivasspor lehine de penaltı verilmesi gerekirdi.
Borjan da ihraç edilmeliydi
81’de Sivasspor kalecisi Borjan, sözde topu oyuna çabuk sokma niyetindeymiş gibi bir görüntü sergileyip, kendisine hiçbir müdahalede bulunmayan Engin Baytar’a çok net bir şekilde itti ve topu oyuna soktu. Sonrasında Engin, kaleciye kafa vurdu. Yardımcısının uyarısıyla Engin Batyar’a kırmızı gösteren Yıldırım’ın, öncesinde kalecinin Engin’e yaptığı hareketi penaltı olarak değerlendirmemesi de ciddi bir hataydı ve bu durum Engin’in hırslanıp oyundan ihraç olmasına neden oldu. 89’da Elmander’in, Hayrettin’in aşil tendonuna arkadan basmasına verilen kırmızı kart ise doğruydu. Sonuç olarak Bülent Yıldırım, verdiği ve vermediği kararlarla dün akşam TT Arena’da çok tartışılacak bir yönetim sergiledi ve karşılaşmanın önüne geçti.
‘’Cüneyt Çakır bildiğiniz gibi‘’
İlk dakikalarda, kesmeden oynatma düşüncesini, oyuncuların kontrolden çıktığını gördüğü an bir kenara bırakıp Semih ve Melo’nun rakiplerine art arda yapmış oldukları sert hareketleri sarı kartla cezalandırarak, otoriteyi sağladı. Son zamanlarda özellikle Avrupa arenasında göstermiş olduğu önemli başarılar, Çakır’ın oyuncular tarafından saygı görmesini sağlıyor. Bu da onun için büyük avantaj... Maç öncesi teknik adamların güzel demeçlerinin sahaya olumlu yansıması ve futbolcuların geneldeki centilmen tavırları, Çakır’ın işini kolaylaştırdı. Sabri ile Necip’in sakatlık yaşadıkları pozisyonlar tamamen oyun gereği ve kasıtlı olmayan hareketlerdi. 83’te Almeida’nn iptal edilen golü öncesinde ise Mustafa Pektemek, önündeki Ujfalusi’ye yüklenerek çok net bir faul yaptı. İlk yarıda Ernst’in penaltı beklentisi boşunaydı. Çünkü Alman oyuncu kendisini yere bıraktı. Bir önemli pozisyon da Galatasaray’ın kendi ceza alanı içerisinde kullandığı ofsayt atışında yaşandı. Ujfalisi topu Melo’ya pas olarak verdi. Beşiktaşlı oyuncu baskı yapıp topu alınca Melo, ‘oyun daha başlamadı’ der gibi bir işaret yaptı ki, devam kararı son derece doğruydu. Sonuçta, birkaç pozisyonda yorum hatası yapılmış olsa da Cüneyt Çakır iyi yönettim sergilediği maçlarına bir yenisini daha ekledi.
‘’Nadarevic'e kırmızı kart doğruydu‘’
Bir de Eskişehir, maçın başında 1 kişi eksik kalınca, karşılaşma tamamen ev sahibi takımın üstünlüğünde geçti. Buna rağmen Fenerbahçe’nin pozisyon bulmakta zorlanması ise geçen maçtan süregelen düşüşün devam ettiğini gösterir gibiydi. Hakem Tolga Özkalfa açısından baktığımızda, kolay geçen bir maç oldu. Maçın en önemli tartışmalı pozisyonu 19’uncu dakikada yaşandı. Eskişehirspor kalesini cepheden gören ve ceza alanı yayının içerisinde topla buluşan Bienvenu’ya en son savunma oyuncusu olan Nadarevic zamanlama hatası yaparak, kontrolsüz bir hareket yaptı. Hakemin ‘bariz gol şansını engellemek’ten dolayı serbest vuruş kararı verip, Nadarevic’i kırmızı kartla oyundan ihraç etmesi doğru bir karardı. Yine tartışılacak bir başka pozisyon da 47’nci dakikada yaşandı. Mehmet Topuz Eskişehir ceza alanının içinde topla ilerlerken kendi kendine takılıp düştü. Yanındaki Kamara’nın herhangi bir teması söz konusu değildi. Dolayısıyla devam kararı da yerinde oldu. Yalnız yardımcı hakem Emre Eyisoy’un bir pozisyonda Eskişehir ceza alanını yaklaşık 1 metre geçen topu Mehmet Topuz’un oyun alanına çevirmesini tespit edemedi. Dönen topun tehlike yaratmaması onun adına şanstı. Yine aynı yardımcının, orta alanın yaklaşık 5-6 metre önünde, en son Eskişehirli oyuncunun arkasına sarkan topla buluşan Bienvenu için kaldırdığı ofsayt bayrağı da yanlıştı. Sonuçta hakemlerin skora ve neticeye tesir eden bir yönetim ortaya koymadıklarını söyleyebiliriz.
‘’Keşke görseydin Brych!‘’
A Milli Takım oyunularının yaşadığı şok ve şaşkınlıkla, agresif ve sert mücadele sergilediği anlarda, Alman hakem Felix Brych’in, çok kart gösteren yapısına rağmen sadece uyarılarla futbolcuları sakinleştirmek istediğini gördük. Ancak Brych, 3-0’lık yenilginin ardından rövanşa gitmek istemeyen oyuncularımıza da maçın sonlarına doğru art arda sarı kartları gösterdi.
Alman hakem genelde pozisyonların yakınındaydı, ancak maçın seyrini değiştirebilecek olan 26. dakikadaki pozisyonda lehimize verilmesi gereken penaltıyı es geçti. Bu dakikada Olic, ceza alanında topla buluşan Hamit’in ayağına isteyerek ve bilerek değil, ancak dikkatsizce basınca, hareket halindeki Hamit de kontrolünü kaybetip düştü. Penaltı noktasını göstermesi gereken Brych, ‘devam diyerek ciddi bir hata yaptı. Maçın genelinde iyi görünen Alman Hakem, keşke bu pozisyonu görerek doğru karar vermiş olsaydı, belki skor da lehimize değişirdi.
‘’Bir değil üç hatası var‘’
Bir değil üç hatası var
Burak kullandığı serbest vuruşta topa öyle bir vurdu ki tabiri caizse füze gibiydi. Bilardo izler gibi top önce üst direğe vurup, gol çizgisini tamamıyla geçip, yere vurduktan sonra tekrar üst direkten oyun alanına döndü. Yardımcının kaleye uzaklığı yaklaşık 11 metre. Topun kale çizgisini geçtiğini göremeyen yardımcı hakem, devam kararı verince yüzde 100 bir gol de güme gitmiş oldu. Bu pozisyona yapılan itirazlar sonrasında yardımcının uyarısıyla Trabzon yedek kulübesine doğru yaklaşık 60-70 metre mesefeden koşarak elinde sarı kartla gelen Halis Özkahya’nın, bu pozisyona kafasının takılı olduğu izlemini de uyandırmış oldu bizlere. Alanzinho topla seri bir şekilde dribling yaparak Kayseri ceza alanına girmek üzereyken Santana kayarak nizami bir şekilde Alanzinho’nun ayağından topu çeldi. Çok temiz bir pozisyonda hakemin faul kararı çok gereksiz oldu. Yine Trabzon’un bir atağında ceza alanı çizgisinin üzerinde kaleci Navarro topu eline alıp, dengesini kaybedince topu tamamıyla ceza alanı dışına taşıyınca doğru bir serbest vuruş kararı geldi, yalnız kaleciye de bir sarı kart gösterilmeliydi.
Zokora santimlerle ofsaytta
Adrian’ın attığı uzun pasta Zokora topla buluştuğu an, son savunma oyuncusuna bakıldığında belki santimlerle ölçülebilecek şekilde öndeydi Trabzonlu futbolcu. Pozisyonun devamında topla buluşan Burak, Trabzon’un ikinci golünü kaydetti. Yalnız FIFA’nın ve UEFA’nın kriterleri ve talimatları gole yönelik şüpheli pozisyonlarda hakemin pozisyonları devam ettirmesi şeklinde. Bunu dikkate aldığımızda bu pozisyonun devam kararını bu şekilde yorumlayabiliriz, ancak pozisyon ofsayt.
Eren’e kırmızı vermeliydi
Sonuçta genel olarak baktığımızda özellikle Burak’ın frikiğinden sonra hakemin oyunun kontrolünü zaman zaman kaçırıp, hatalı ve yanlış kararlar verdiğini gözlemledik. 75. dakikada Burak’ın atmış olduğu ikinci golde oyundaki tansiyonun normale döndüğünü söylebiliriz. Ancak hakem, 88. dakikada Eren’in Adrian’a yaptığı arkadan çok net kırmızı kartlık hareketini atladı ve Kayserili futbolcuyu sarı kartla cezalandırdı.
‘’Yankaya iyiydi‘’
Beşiktaş için sezon başından beri hep söylediğimiz gibi; uzun süreli standardı yakalayıp, zirveyi zorlamak ve hedefe ulaşmak istiyorsa, öncelikle takım olmak zorunda. 2-0’dan maç kaybetmek, özellikle Siyah-Beyazlılar adına düşünüldüğünde, ciddi bir disiplinsizlik! Beşiktaş isminin, oyunculardan daha yüksekte olduğunu herkesin anlaması gerek. Mücadelenin hakemi Özgür Yankaya’ya gelirsek, fena bir maç yönetmedi. İleride çok daha iyi olacağını düşündüğümüz bu genç hakemin, çok kısa aralıklarla Beşiktaş’ın karşılaşmalarında görevlendirilmesi, çok da başarılı bir yöneticilik göstergesi olmasa gerek. Mücadele içindeki en önemli birkaç pozisyona bakacak olursak, Cenk’in elindeki topa, Oktay’ın kafayla vurup önüne almasına çalınan faul kararı doğruydu. Ancak Oktay’a sarı gereksizdi. Quaresma’nın, topla beraber Gençlerbirliği ceza alanına girdiği anda, Cem Can’ın omuz temasıyla kendisini yere atmasına da, Yankaya yerinde bir kararla devam dedi.
‘’Aydınus ve ekibi tebrikleri haketti‘’
Oyunun güzelleşmesinde en büyük pay, şüphesiz sahanın yıldızı olan Fırat Aydınus’undu. Aydınus az düdük çalarak ufak tefek pozisyonları devam ettirdi. Mücadeleye yönelik tanıdığı prim, oyunu kontrolü ve pozisyonları yorumlaması mükemmeldi. 20. dakikada Ben Yahia, Galatasaray ceza alanında Melo’nun topa ayağını uzattığını gördüğü an, kendisine faul yapılmış izlenimi yaratmak için havuza atlar gibi düştü. Aldatmaya yönelik hareketten dolayı gösterilen kart doğruydu. 22’de
Mert Nobre avuç içiyle Ujfalusi’nin üzerine dikkatsiz ve kontrolsüz bir biçimde darbede bulununca doğru bir sarı gördü. Nobre’nin Melo’nun yüzüne gelen kolunda ise sadece faulle cezalandırılması yeterliydi. 44’te Muslera, zamanlama hatası yaparak Moritz’i ceza alanı içerisinde yere indirdi. Penaltı doğru karardı. Topun yönü köşe gönderine doğru açıldığı için Muslera’ya gösterilen sarı kart da yerindeydi. 78’de Sercan, İbrahim Kaş’la girdiği mücadelede, oyuncunun elini vücudunda hissettiği an kendini yere bıraktı. Yine 86’da Sercan’ın kafasından seken topu, Erhan Güven omzuyla oynadı. Bu 2 pozisyonda da penaltı beklentileri boşunaydı. Sonuçta, Fırat Aydınus ve ekibi, iyi bir uyum içerisinde başarılı bir müsabaka yöneterek tebrikleri hak etti.