Arama

Popüler aramalar

‘’Gökhan atılmalıyken, Aykut atıldı‘’

Faul olduğu bile tartışılacak, Gökhan Gönül-Halil mücadelesinde Gökhan’a 26. dakikada çok gereksiz bir sarı kart gösterdi. Bu pozisyondan 1. dakika sonra ise Gökhan Gönül, rakibinin kasıklarına doğru, kontrolsüzce sert bir darbede bulundu. Esas bu hareket net bir sarı karttı ve Gökhan Gönül’ün de oyundan ihraç edilmesi gerekiyordu. Cüneyt Çakır bu pozisyonda sadece faul kararı vermekle yetindi. 55’te ise önceden sarısı olan Aykut’a yapılan faulü vermedi. Bu pozisyonun sonrasında ise Aykut’un, Gökhan’a yaptığı harekete düdük çaldı. Kararsız bir şekilde 2. sarı kartını göstermek üzereyken, Gökhan Gönül’ün bile, ‘Aykut sarı kartlık bir hareket yapmadı’ demesine karşın, genç oyuncuyu ihraç etti.

MHK, Çakır’a çok yüklendi

İki benzer pozisyonda standartlardan uzak olan Cüneyt Çakır’ın, maçın ilk yarısında da Emre’yi ayakkabı değişikliği için oyun alanı dışındayken, maçın durmasını beklemeden oyuna alması da deneyimine yakışmadı. Çünkü oyun kurallarında der ki: Bir oyuncu giysi ve gereçlerini değiştirmek için saha dışında bulunurken, ancak karşılaşmanın durmasından sonra oyuna girebilir. MHK’nın ligin ilk yarısında özellikle önemli maçları 2 hakemin üzerine yıkması, onların da psikolojilerini olumsuz yönde etkiliyor ki, bunu dün akşam açıkça gözledik. Sonuçta; Cünet Çakır verdiği ve vermediği kararlar ile maçın gidişatını ciddi anlamda etkileyip karşılaşmaya damgasını vurdu.

19 Aralık 2011, Pazartesi 11:00
YAZININ DEVAMI

‘’Yalçın'ın golü nizamiydi...‘’

Fatih Terim, Galatasaray’ın oyun anlayışında, özellikle takım ruhunu ve özgüvenini futbolcularına ciddi anlamda kazandırmış. Bu düşünce içerisindeki oyuncularla, arka arkaya galip gelmeyi alışkanlık haline getiren bir görüntüyü saha içerisine yansıtmaya başladılar. Orduspor maçında, özellikle ev sahibi takımın önde ve baskılı başlamasına rağmen oyunun kontrolünden kopmayıp, yakalamış oldukları ilk fırsatı gole çevirmeleri bu anlayışın çok büyük bir göstergesi olarak ortaya çıktı.

Özkahya’nın zaafları!

Halis Özkahya bundan önce yönetmiş olduğu son 1-2 maçında genelde iyi görüntüler sergilemeyi başarmıştı. Ancak bu karşılaşmada pek de başarılı bir yönetim gösteremedi. Oyunun kontrolünde zaaflar yaşadı. Oyunculara karşı nasıl davranacağı konusunda halen çelişkili hareketler sergiliyor. Buna bir de oyun içerisinde yer almalardaki eksikliği de eklenince bazı faullerde yanlış kararlar vermeye başladı. Pozisyonlara bakacak olursak Culio’nun ceza alanına ortaladığı top, yine ceza alanı içerisindeki, kolları vücuduna yapışık olan Ujfalusi’nin dirseğinden dönmesinde devam kararı doğruydu. Gosso’nun, Melo ile girdiği sözlü diyalog sonrasında görmüş olduğu sarı karta rağmen, hakeme karşı itirazını devam ettirdiği, ancak Halis Özkahya’nın, Gosso’ya sadece şaşkın şaşkın bakmakla yetindiğini gördük. Maçın en kritik ve ciddi pozisyonu 37’nci dakikada yaşandı. Galatasaray kalesine atılan uzun bir topu kovalayan Dalmat top kale çizgisini tamamen geçmeden ortalamayı başardı. Oyuncunun gerisinde kalan yardımcı Erdinç Sezertam topun tamamı oyun alanını terk etmiş diye bayrağını yanlış kaldırınca, Yalçın’ın kafayla ağlara gönderdiği top da haksız yere gol olarak değer kazanmadı. Maçın geneline bakıldığında, hakemler açısından zor sayılabilecek bir oyun olmadı. Böylesine kolay geçen bir karşılaşma içerisinde de yaşanan bir iki kritik pozisyonda da yapılan hatalar ister istemez oyunun gidişatını ciddi anlamda etkiliyor. Aynen Yalçın’ın güme giden nizami golündeki iptal kararı gibi.

17 Aralık 2011, Cumartesi 11:00
YAZININ DEVAMI

‘’Zokora'ya kırmızı kart doğruydu‘’

Trabzon, özellikle hücum alanında etkisiz kalınca bırakın tehlike yaratmayı, atak geliştirmekte bile zorlandı. 55. dakikadan sonra Zokora’nın kırmızı kartla oyundan atılmasıyla Galatasaray tempoyu düşürüp, ayağa top yaparak maçın gidişatını istediği şekle getirdi. Sarı-Kırmızılılar, ortaya koydukları görüntüyle şu anda takım oyunu ve yardımlaşmayı en iyi yapan ekip olduğunu açıkça gösteriyor. Kuddusi Müftüoğlu’na gelince, zor geçmesi beklenen oyun, bir anda onun için de kolay geçti. Maçın en önemli pozisyonu 55. dakikada yaşandı. Belki Zokora bu pozisyonda yumruğunu çok şiddetli bir şekilde Melo’nun yüzüne vurmuyor gibi görülebilir, ancak iyi niyetle yapılmamış ve rakibin sağlığına açıkça etki edecek bir hareket. Dolayısıyla Kuddusi Müftüoğlu’nun Zokora’ya göstermiş olduğu kırmızı kart son derece doğruydu. Sonuçta Galatasaray’ın istekli, arzulu ve kazanma hırsını ortaya koyarak galip geldiği maç içerisinde hakem ve yardımcılarının oyuna çok fazla etki etmeden, onlar adına kolay geçmiş bir maç olduğunu söyleyebiliriz.

12 Aralık 2011, Pazartesi 11:00
YAZININ DEVAMI

‘’Yıldırım'dan güzel yönetim‘’

Bülent Yıldırım bundan önceki yönettiği maçlardaki yaşamış olduğu kritik pozisyonların bu maçta olmaması, sezon başından beri belki de yaşadığı formsuzluk adına bundan sonraki maçlar için ona eski güvenini kazandıracağı düşüncesindeyim. Oyunun genelinde oynatma isteği, maça tempo kazandırma arzusu hep pozitifti. İyi bir maç yönettiğini söyleyebiliriz. Quaresma’nın golü öncesinde Veli güzel bir vücut hareketiyle Dixon’dan kurtulduğu an ceza alanına yaklaşık bir metre mesafeyle yerde kaldı. Bu harekete serbest vuruş ve sarı kart gösteren Yıldırım haklıydı. Yine başka önemli gördüğümüz pozisyon 70. dakikada yaşandı. Isaac, Rüştü ile karşı karşıya kaldığı an yardımcı Erdinç Sezertam’ın kaldırmış olduğu ofsayt bayrağı da doğruydu. Sonuçta Bülent Yıldırım ve yardımcılarının başarılı bir maç yönettiklerini gözlemledik.

09 Aralık 2011, Cuma 11:00
YAZININ DEVAMI

‘’Aydınus'tan süper yönetim‘’

İki takım oyuncularındaki hırs, istek, arka arkaya yaşanan pozisyonlar seyir zevkini de oyunun temposunu da yükseltti. Hakem Fırat Aydınus, 3. dakikada Eboue’ye doğru zamanda sarı kartı göstererek oyunun kontrolünü eline almayı başardı. Aydınus’un, 40. dakikada Bilica’nın önünde seken topa hamle yapan Elmander’in, ikili bir mücadele sonrasında filelere gönderdiği pozisyonda yerde kalan Brezilyalı’ya rağmen oyunu devam ettirerek verdiği gol kararı doğruydu.

Aydınus, Galatasaray kalesini karşıdan gören bir pozisyonda da Fenerbahçeli Semih’in, adaşının formasından çekerek yerde kaldığı pozisyonu da doğru tespit etti. Böylesine önemli ve zor bir karşılaşmada daha istekli, arzulu ve kazanmayı hak edecek bir oyun ortaya koyanın kazandığı maçta Fırat Aydınus genel anlamda iyi ve başarılı bir maç yönetti.

08 Aralık 2011, Perşembe 11:00
YAZININ DEVAMI

‘’İlker Meral başarılıydı‘’

İlginç bir maç oldu. Fenerbahçe’nin iyi oynadığı, arka arkaya yakalayıp da değerlendiremediği pozisyonlar sonrasında ilk devrenin sonunda Ankaragücü eşitliği sağladı. İkinci yarıya hızlı geliştirdiği ataklarla net pozisyonlar bularak başlayan Ankaragücü, Baroni’nin golüne engel olamayınca oyun da Fenerbahçe’nin istediği şekle büründü. İlker Meral’e gelince; Bu sezon yönetmiş olduğu maçlardaki form düzeyine baktığımızda genelde başarılı gözüküyordu. Bu maçta da göze çarpan en önemli özelliği oyunun başından sonuna kadar gösterdiği sakinliğiydi. Oyunu oynatma düşüncesi de maça tempo kazandırdı. İki takım oyuncularının genelde centilmen olmaları da belki işini kolaylaştırdı. Ancak buna rağmen başarılı bir yönetime imza attığını söyleyebiliriz.
Maçta dikkatimizi çeken pozisyonlara baktığımızda, 15. dakikada Ankaragücü ceza alanında Hürriyet tarafından çekildiği gerekçesiyle yerde kalan Alex’in pozisyonunda penaltı yoktu. Devam kararı yerindeydi. Aynı şekilde 76. dakikada Serdar Özkan’ın Fenerbahçe ceza alanında Gökhan’ın üzerine giderek düştüğü pozisyonda da oynatması doğruydu.42 ve 58. dakikalarda yardımcı hakem Cem Hanoğlu ise gollerle sonuçlanan iki pozisyonda da doğru kararlar verdi. Ankaragücü’nün golünde Özgür’ün topa vurduğu anda Murat topun gerisinde, Bekir’den sekip önüne düşen meşin yuvarlağı ağlarla buluşturduğu pozisyon goldü. Yine Stoch’un golü öncesinde pası veren Semih, Ankaragücü defans oyuncuları ile aynı hizada bulunuyordu. Dolayısıyla bu pozisyonda da verilen gol kararı yerindeydi.

04 Aralık 2011, Pazar 11:00
YAZININ DEVAMI

‘’MHK ve hakemler Sivas'ı yaktı!‘’

Geçen hafta oynadığı Beşiktaş maçının ardından epey serzenişte bulunan Trabzonspor’un Sivasspor maçına, 36 hakemin bulunduğu kadroda başka ilden verilecek hakem kalmamış gibi tekrar İstanbul bölgesinden bir hakem görevlendiren MHK sınıfta kaldı! Maçın hakemi Süleyman Abay, üzerinde oluşan bu psikolojik baskının etkisini maç boyunca atamadı. Daha 3. dakikada Pedriel, Tolga ile karşı karşıya kalabileceği ve gol olma ihtimali yüksek olan bir pozisyonda, yardımcı hakem Kemal Yılmaz’ın yanlış ofsayt bayrağına takıldı. 5’te Trabzonspor ceza alanında Cech, topa kafasıyla oynayamayacığını anlayınca, eliyle bilerek müdahalede bulunarak kendisine avantaj sağladı. Pozisyon net bir penaltıydı. Bu pozisyona ‘devam’ diyen Süleyman Abay, benzer bir pozisyonda bu kez Sivasspor aleyhine serbest vuruş kararı verdi. 16’da Sapara, Erman’ın ayağına topla alakasız bir şekilde vurdu. Bu pozisyon da açık sarı olması gerekirken, sadece faul kararı çıkı.

‘Burak Yılmaz ihraç edilmeliydi’

32’de, maç boyunca sürekli karşı karşıya gelen iki isimden Burak, eli ve dirseğiyle Murat’ın önce karnına sonra yüzüne vurdu. Burak öndeyken, top taç atışından geliyordu ve bu hareketi iyi niyetle yapmayan Burak’a, sarı yerine kırmızı çıkmalıydı. Sonuçta MHK, uzun ve daha zor haftaların oynanacağı maçları da düşünerek, daha mantıklı görevlendirmeler yapmalı ki, bu maçta verilen yanlış hakem kararları asgariye insin.

03 Aralık 2011, Cumartesi 11:00
YAZININ DEVAMI

‘’Hakem penaltıyı vermedi‘’

Beşiktaş’ın, oyunun başlarında özellikle bireysel hatalardan kalesinde ciddi sayılacak pozisyonlarda rakibine vermiş olduğu iştah Maccabi Tel Aviv’in daha agresif, sert ve hırslı oynamasına neden oldu. 30’uncu dakikadan sonra oyunda yavaş yavaş ağırlığını hissettirmeye başlayan Siyah-Beyazlılar pozisyonları da bulmaya başladılar. İlk devrenin sonunda ve maçın 90+2’nci dakikasında Quaresma’nın nefis iki golü galibiyeti getirdi. Ancak çok basit ve bireysel hatalarla, özellikle de iki farklı skor avantajını deplasmanda yakalayan Beşiktaş gibi bir takımın zayıf ve sıradan bir takıma karşı oyunu istediği gibi forse edememesinin anlaşılır bir tarafı yok. Maçın Belçikalı hakemine gelince; kritik anlarda ciddi hatalar yaptı. Özellikle 29’uncu dakikada Quaresma’nın rakip ceza alanında kaleye gönderdiği top rakibin yana doğru açık ve alan genişleten kolundan döndü. Net bir penaltı olması gereken pozisyonda ‘devam’ kararı çıktı. Yine 50’nci dakikada İbrahim Toraman’la girdiği bir itişme sonrasında sarı kart gören Pavicevic, 67’nci dakikada Quaresma’nın tehlikeli olabilecek bir atağı başlatmak isterken direk yapıp net sarı kartlık harekete sadece faul vermesi, bu oyuncuyu ikinci sarıdan ihraç etmemesi maçın gidişatını da doğrudan etikledi. 88’inci dakikada Almeida’nın rakibini iterek atmış olduğu goldeki iptal kararı ise doğruydu.

02 Aralık 2011, Cuma 11:00
YAZININ DEVAMI