Pozisyon net penaltıydı. Boum da bariz gol şansını engellemekten kırmızı kartla oyun dışında kalmalıydı. Ancak hakemin devam kararı, belki de maçın kırılma anıydı. Bunun dışında Müftüoğlu genelde doğru tespitler yaptı. 85’inci dakikada rakibiyle girdiği mücadele sonrasında fiziki güçsüzlüğü belirgin şekilde hissedilen Quaresma, topu kaybedince rakibine arkadan önce sol sonra sağ ayağıyla vurdu ve doğru bir kararla direkt kırmızı kart görüp oyun dışında kaldı.

Tecrübeli hocanın taca çıkan topu oyun alanına sert bir şekilde vurması siniri ve öfkesinin resmen göstergesi olmasına rağmen, hakemin tepkisiz kalması, onun adına maçın bittiği andı! Daha sonrasında ise verdiği ve vermediği kararlarla oyundan kopması ve oyunu bozması anlamında da zayıf ve yetersiz bir yönetim sergiledi. 29’uncu dakikada Selçuk’a, Musa Nizam’ın arkadan yüklenmesi net bir penaltı olması gerekirken, devam ettirip, arkasından 34’üncü dakikada, yardımcısının uyarısıyla gecikmeli olarak yoruma açık, ancak bana göre devam etmesi gereken pozisyona bu kez penaltı çalan İlker Meral 72’nci dakikada Baros’u oyundan ihraç ederken eğer bir küfür konusu değilse, oyuncunun itiraz hareketleri bir kırmızı kartı gerektirmiyordu. Sonuçta ligin kızıştığı bu haftalarda Merkez Hakem Kurulu’nun atamalar yaparken daha dikkatli olması gerektiğini bir kez daha hatırlatarak bu maçta olumsuz hava şartları ve saha koşullarından çok İlker Meral’in maça direkt yönetim müdahalesini izledik dersek daha doğru olacak.

Ancak maç içerisinde bazı pozisyonlarda vermiş olduğu kararları da onun tecrübesine gölge düşürür cinstendi. 24. dakikada Mustafa Pektemek’in İlhan ile çarpışması sonrasında İlhan’ın düşmesini görmesine rağmen avantaja bırakıp sonuçlanmasını beklemeden oyunu kesmesi doğru olmadı. 44. dakikada Fernandes rakibinin ayağına bilerek, isteyerek bastı. Hakem daha önceden sarısı olan Fernandes’in bu hareketi sonrasında önce duraksadı sonrasında ikinci sarı ve kırmızıyı gösterdi. Aslında direkt kırmızı gerekirken Kamil Abitoğlu’nun ikinci sarıyı mükafat gibi göstermesi ve arkasından Fernandes tarafından taciz edilmesine raporunda ne yazacak merak ediyorum? Fernandes bu rapora göre ceza alacak. Ayrıca önceden sarı kartı bulunan Pekarik, Quaresma’nın önüne almak istediği topa bilerek eliyle oynayıp bu oyurncunun avantajını engelledi. Beşiktaşlı oyuncuların ve herkesin sportmenlik dışı hareket yönünde itirazları aslında doğru gibi görülmüş olsa bile hakemlere sezon başında verilen talimat doğrultusunda bu tip elle oynamalara kart gösterilmeyeceği MHK’nın kararıydı.

Kaleci Sehiç’in hareket alanını engellemiş olması nedeniyle golün iptali gerekirdi. 21. dakikada Özer, topu ağlara gönderdi. Bienvenu’nün golünde bir önceki pozisyonu atlayan yardımcı hakem Cem Satman; bu kez ofsayt bayrağını kaldırarak, golü doğru bir şekilde iptal etti. Orta hakem Barış Şimşek, mücadele gücü ve temposu zaman zaman yükselen maçta, oyuna ayak uydurmaya çalıştı. Fenerbahçe’nin ilk golünde yardımcısının yanlış tetkiki sonrasında, gol verdi. O golün skora tesir ettiğini varsaymamıza rağmen, maçın geri kalanında Barış Şimşek’in iyi bir yönetim sergilediğini söyleyebiliriz.

Fırat Aydınus’un bu maçtaki genel yönetimine baktığımızda, bundan önceki performans görüntüsünü aratan düzeyde olduğunu gördük. Özellikle yardımcıları ile uyum sorunu yaşayıp, maçı tek başına yönetmek anlayışı onun sıkıntı ve zor anlar yaşayabileceğini gösterir ki, böyle bir duygudan hemen vazgeçmeli. Maçın kontrolünde ve faullerde zaman zaman yaptığı yanlış tespitler oyunun gerilmesine yol açmadıysa hem oyuncuların centilmenliğinden, hem de ona duyulan güvendendi... Ujfalusi’nin driplinglerle Bursa ceza alanına girmek üzereyken yerde kaldığı pozisyonda Serdar Aziz’in topa uzattığı ayağı, ne topa ne de rakibe geldi, ama yine de, Ujfalusi kendini abartılı bir şekilde yere attı. Serbest vuruş kararı yanlış olduğu kadar Ujfalusi’ye abartılı düşmeden dolayı sarı kart verilmeliydi. Yine 47’nci dakikada Serdar Aziz’in, Hakan Balta’nın tendonuna kontrolsüzce basmasının karşılığı sarı kart olmalıydı. Batalla’nın attığı gol öncesinde topla buluşması esnasında herhangi bir ofsayt yoktu. Sestak’ın Melo’ya yaptığı faulden sonra, oyunu çabuk başlatmak isteyen Melo’nun, ona engel olmak isteyen Sestak’ı eliyle itmesine gösterdiği sarı kart, Aydınus’un hakemlik tecrübesine yakışmadı. Maçın son anlarında Kazım’ın kaleciyle karşı karşıya kaldığı pozisyonda topa yatarak gelen Carson’ın top göğsünden sektikten sonra Kazım’a müdahalesi sonrasında penaltı beklentisi gereksizdi. Sonuç olarak maçın sonucuna yapmış olduğu bir hata olmamasına rağmen Fırat Aydınus’un bu maçtaki genel performansı pek iyi gözükmedi.

Hemen ardından Cenk Tosun’un, çizgi halindeki iki Beşiktaşlı arasından, topu kurtardığı anda İbrahim Toraman’ın darbesiyle yerde kaldı. ‘Kartın rengi ne olacak’ derken, pozisyonu es geçen Özkalfa, Mustafa Pektemek’i itiraz dolayısıyla sarı kartla geçiştirmesi, zor anlarda panik atak görüntüsünü bir kez daha yansıtmış oldu. Özellikle de son dakikalarda elinden kaçırmış olduğu kontrolü art arda gösterdiği kartlarla sağlamaya çalışırken Tolga Özkalfa’nın oldukça zorlandığını gördük. Beşiktaş’ın 90+6’ncı dakikada kazanmış olduğu 3’üncü goldeki İbrahim Toraman’ın ofsayt pozisyonu da golle sonuçlanınca hakem ve yardımcıları üzerindeki psikolojik baskının neticesi olarak skora yansıdığını söyleyebiliriz.

Özellikle ikinci yarıda Eskişehirspor’un daha istekli ve arzulu oyunu, 90 dakika içinde zaman zaman temponun da yükseldiği bölümleri beraberinde getirdi. Son haftalardaki Baros-Elmander ikilisinin uyumu düşünüldüğünde, Çek yıldızın yokluğu Galatasaray’ın rakip kalede gol pozisyonu üretmesini engelledi.
Karşılaşmanın orta hakemi Cüneyt Çakır ise bu atmosfer içerisindeki karşılaşmayı kontrol altında tuttu. Zeminin durumuna karşın hep dikkatli davrandı, pozisyonların yakınında olup genelde doğru kararlar vererek başarılı bir maç yönetti. Pozisyonlara bakacak olursak...

Maçın ilk yarısında tarafların penaltı beklentisinde olduğu pozisyonlar yaşandı. 36’da Kamara’nın ortaya çevirdiği top, ellerini arkadan bağlamış olan Semih’in vücuduna yapışık olan koluna çarptı. 42’de Melo’nun kaleye gönderdiği top, yakın mesafedeki Nadareviç’in koluna geldi. 39’daki pozisyonda ise yine kolları vücuduna yapışık olan Hakan Balta, topa hamle yapma isteği içerisindeyken top onun da koluna geldi. Bu üç pozisyonda da Cüneyt Çakır’ın beyaz noktayı göstermek yerine, devam kararları vermesi yerindeydi. 26’da, Kamara’nın topu filelere gönderdiği pozisyon öncesinde de, Volkan Yaman için kalkan ofsayt bayrağı da doğruydu. Alper’in, 57’de Selçuk’a yaptığı sert hareketin şiddeti biraz fazla gibi görünse de bu pozisyon için
sarı kart yeterliydi.

İlk yarının sonlarına doğru öndeki Karabüksporlu Shelton’ın ayağına, arkasındaki Trabzonsporlu Celustka
dikkatsiz bir şekilde darbede bulundu. Celustka, Shelton’ın topa hamle yapmasını engelledi ve dengesinin bozularak yere düşmesine neden oldu. Dolayısıyla maçın orta hakemi Fırat Aydınus’un vermiş olduğu penaltı kararı doğruydu. Bir başka kritik pozisyonda ise Burak Yılmaz’ın Trabzonspor adına atmış olduğu golün hemen öncesinde yaşandı. Ceza alanına Serkan Balcı’nın topu ortaladığı anda, Henrique bütün oyunculardan önde olup ofsayt pozisyonundaydı. Burak’ın golle sonuçlanan pozisyonunda yardımcı hakem
Henrique’nin pozisyonunu kaçırınca, Trabzonspor lehine de ofsayttan bir gol verilmiş oldu. Sonuç olarak maç
esnasında iki kritik karar vardı. Aydınus’un penaltı kararı doğruydu, ancak Burak’ın attığı gol pozisyonun
öncesinde ofsayt kararı çıkması gerekirdi.