‘’Kontrol Alman Brych'teydi!‘’
Alman hakem Felix Brych’in oyunu yakından takip ederek, özellikle ikili mücadelelerde, oynatmaya yönelik tarzını maçın tamamına yansıtan bir yönetim sergilediğini söyleyebiliriz. Oyun içinde kendine güvenli görüntüsüyle, otoriter kimliğini maçın her anında hissettirdi. Müsabakanın geneline baktığımızda hakemi zorlayabilecek bir pozisyon dışında, fazla kritik pozisyon olmamasına rağmen genel görüntüsüne baktığımızda iyi bir yönetim gösteren bir hakem profili izledik. Maç içerisindeki en önemli pozisyon ise karşılaşmanın 44’üncü dakikasında yaşandı. Tolga’dan seken top Matavz’ın açık
olan kolundan sekip önüne düştü. Golle sonuçlanan pozisyonda yardımcı hakem doğru bir uyarıyla
golün iptalini sağladı. Çünkü bu oyuncunun kolu büküktü ve top da dirseğinden önüne düşmüştü. Sonuçta karar doğruydu.
‘’Kontrol Hollandalı'daydı‘’
Maçın Hollanda’lı hakemi Kevin Blom, oyunun başından sonuna kadar kontrolü elinden kaçırmadı. Kural dışı hareketlere hiç müsamaha göstermeyerek, kartlarına anında başvuran bir tarzı olduğu izlenimi uyandırdı. Maçın kırılma anı 29’uncu dakikaydı. Daha önceden doğru bir şekilde görmüş olduğu sarı kartla oynayan Braga’lı oyuncu Helder Barbosa, Egemen’le girdiği bir mücadelede, ceza alanına yakın bir yerde, serbest vuruş kazanmak için kendini abartılı bir şekilde yere bırakınca pozisyona hakim olan hakem Blom, ikinci sarı kartı gösterip bu oyuncuyu kırmızı kartla oyundan ihraç etti. Bana göre hakemin bu kararı, maç içindeki yönetim şekli, kişilik ve karakterine baktığımızda, kırmızı kartı göstermekle maçın geneline yaydığı tarzına uyum sağladı. Dolayısıyla kartın doğru olduğu düşüncesindeyim.
‘’Çok kötü bir yönetim‘’
Yorum hataları yapıp, maçın gidişatını etkileyecek ciddi kararları vardı. Yardımcısı Serkan Ok da iki Karabük atağında yanlış ofsayt bayrakları kaldırdı. Cernat’ın attığı gol öncesinde, Stoch’un Fırat Aydınus’a, “önümü kapattın göremedim” diye bir serzenişi oldu. Hakemlerin maçlarda yer alma konusunda zaman zaman ciddi hatalar yaptığını söylemeliyiz. 55’te Stoch’un topu kurtarmaya çalıştığı anda, Uğur’un eli doğal konumundan uzak ve açıktı. Top da kolundan döndü. Bu pozisyona bile Fırat Aydınus, ‘devam’ dedi. 67’de frikik golü öncesinde, Alex vücudunu kullanıp, rakibine isteyerek faul yaptırdı. Bu pozisyona aldanan Aydınus, bir başka ciddi hatasını da 68. dakikada yaptı. Stoch’un kaleye attığı şutta Jahiç, toptan kendisini korumaya çalışırken sol kolunu kapatıp vücudu ile birleştirdi ve yan döndü. Top da bu oyuncunun omuzundan sekip doğal konumundaki diğer koluna çarptı. Bir an duraklayan Aydınus, gereksiz ve anlamsız bir şekilde penaltı noktasını gösterdi.
‘’Yankaya'nın notu düşüyor...‘’
Özgür Yankaya hakkındaki düşüncelerim genelde pozitif oldu bugüne kadar. Bunun en önemli nedeni, genç, istikbal vaat eden ve yeni bir yüz olmasından kaynaklanıyordu. Buna karşılık, Özgür Yankaya’dan da her maçında üstüne koyarak, kendisini geliştirmesini ve bunu açık açık göstermesini bekliyorduk. Ancak her maçında ortaya koyduğu eksik ve yetersiz taraflarını, bu karşılaşmada da gözlemledik. Özellikle maçın zorlaştığı anlarda otoriteyi sağlamadaki zaafını açık açık gördük. Oyunun başında Engin ile Zurab’ın görmüş olduğu sarı kartlar gereksizdi, çünkü bu pozisyonlarda sadece serbest vuruş kararı yeterliydi. Abartılı sakatlık gösterisi yapan oyunculara da aldandı. Riveros’un topa elle oynamadan gördüğü kart da gereksizdi. Çünkü bu pozisyonda da umut vaat eden bir atak söz konusu değildi. 12’nci kuralda, yani; faullerin değerlendirilmesinde, çok ciddi hatalar yaptı. 80’inci dakikada, daha önceden sarı kartı olan Engin, rakibine tekrar çok açık bir şekilde sarı kartlık hareket yaptı. Sadece serbest vuruş kararı çıktı. Yine 84’üncü dakikada Elmander’in girmiş olduğu yüzde yüz gollük pozisyonda, Zurab’ın hareketini kırmızı kartla cezalandırması gerekirken, yine devam ettirdi. Sonuç olarak baktığımızda belki hakemin maçın sonucuna etki etmediği görülebilir, ancak gösterdiği-göstermediği kartlarla ve
bariz gol şansında yaptığı yanlış yorum değerlendirmesiyle maçın gidişatını ciddi
şekilde etkileyen bir yönetim sergiledi.
‘’Bekleneni verdi...‘’
Kontrolü sürekli elinde tutarak, hava ve saha şartlarını da dikkate alıp, pozisyonlara yakın oldu. 66’ncı dakikada Eneramo’nun, Ernst’e faul yapıp, topu kontrolüne alarak, Cenk’le karşı karşıya kaldığı pozisyonda vermiş olduğu faul kararında haklıydı. Şartları düşündüğümüzde, Navratil ile Mustafa Pektemek düdükten sonra topa vurdukları için göstermiş olduğu sarı kartlarda daha anlayışlı olabilirdi. Bunun dışında gösterdiği diğer kartlar yerindeydi. Yalnız yardımcı Alpaslan Dedeş, ikinci yarıda Sivasspor’un iki atağında kaldırmış olduğu ofsayt bayraklarında hatalıydı. Sonuçta Cüneyt Çakır’ın genel performansına baktığımızda, kendisinden beklenen objektif yönetimi, gerektiği gibi sergilemiş olduğunu söyleyebiliriz.
‘’Özgür Yankaya sınıfı geçti‘’
Kadro kurgusu içindeki önemli oyuncularının eksikliğine Carvalhal’ın da Stoch gibi hızlı ve çabuk bir oyuncunun karşısına Tanju tercihi yapmasının Beşiktaş’ın özellikle ilk yarıdaki mücadele ve hücum gücüne ayağı olumsuz yansıdığını gördük. Tipik bir derbiydi Bundan yararlanan Fenerbahçe maçın hemen başında erken rolü bulunca oyun da bir anda tipik derbi müsabakasına dönmüş oldu. Beşiktaş’ın ikinci yarıda istekli ve arzulu bir oyunu olmasına rağmen Fenerbahçe ceza alanı içerisinde istediği pozisyonları bulamayınca maç da Fenerbahçe’nin istediği şekle büründü. SarıLacivertliler son dakikadaki organize bir atak sonrasında ikinci golle maçı kazanmasını bildi. İlk yarıda zorlandı Özgür Yankaya oyunun kontrolünü sağlamada zorlanan bir yönetim sergiledi. Özellikle bunu ilk yarıda hissedilir şekilde gözlemledik. Oyuncuların birbirleriyle kavgayı andıran itişmelerinde örneğin, Yobo Egemen, Emre-Mustafa Pektemek arasında yaşanan tartışmalar ve kendisine yapılan itirazlara kayıtsız kaldığını gördük. İkinci yarıda oyuncular sinirlerinden biraz daha arınıp, oyuna konsantrasyonları eklenince hakem de kendini buldu. Tartışmalı tek pozisyon var Böylesine bir maçta kritik zisyonların yaşanmaması hakem adına bir şans ve bundan sonrası için önemli bir deneyim ve tecrübe. Maçın belki de tartışılacak tek pozisyonu vardı o da 44. dakikada yaşandı. Fenerbahçe ceza alanı içerisinde Mustafa Pektemek topla buluşup kontrolüne almak isterken Yobo kayarak bu oyuncunun önündeki topu dışarı Topa vuruş esnasında Yobo’nun hafif dokunuşundan dolayı yerde kalan Beşiktaşlı oyuncunun penaltı isteği gereksizdi. Özgür Yankaya’nın ‘devam’ kararı yerindeydi. Sonuçta oyunun kontrolünü sağlamada zaman zaman zorlanan bin yönetim sergilese de Özgür Yankaya’nın maçın gidişatına ve sonucuna etki etmeyen bir yönetim sergilediğini söyleyebiliriz.
Serdar Tatlı
‘’Yıldırım'ın derslik hatası!‘’
Hakan Balta önce hata yapıp, topu ıskaladı, Sosa da önündeki topu Muslera’nın üzerinden boş kaleye aşırttı. Kaleye giden topu, birlikte takip eden iki oyuncu, top tam kale çizgisi üzerine geldiğinde, Sosa kafayla tamamlamak üzereydi ki Hakan Balta ayağını gerektiğinden fazla kaldırıp, topu gol olmadan çıkardı.
UEFA maçı yönetemeyecek!
İki gün öncesinde Antalya’da yapılan UEFA’nın düzenlediği FIFA Hakem Semineri’nden taze eğitim bilgileri alarak maça çıkan Bülent Yıldırım bu pozisyonda, tehlikeli hareketten, endirekt serbest vuruş kararı verip, atışı da kale alanı çizgisi üzerinden yaptırmalı ve bariz gol şansını engellediği için Hakan Balta’ya da kırmızı kart göstermeliydi. Ama oyunu köşe vuruşu ile devam ettiren Bülent Yıldırım, örneğine ender rastlanacak bu hareket için hakem camiasına da ders nitelikli bir karar verebilirdi. Ancak bu fırsatı kullanamadığı gibi oyunun gidişatına ve sonucuna da doğrudan etki etmiş oldu. Yalnız, bir sorum da MHK’ya: İki gün önce yapılan hakem seminerinde atletik testler sırasında koşamayan, bu nedenle de UEFA’dan bu sezon maç alamayacak olan bir hakemin psikolojik durumunu düşünmeden, böyle bir maça atamak nasıl bir yöneticilik özelliği? Yıldırım’ın yaptığı yanlış yorumlamalar, bununla da kalmadı... Karcemarskas’ın, Necati’ye yaptığı ve penaltı olması gereken hareketi devam ettirmesi, yine serbest vuruşlar ve kartlardaki hatalarla maçın her devresinde hakem adına kötü yönetilmiş bir maç izledik.
Antalyaspor-Trabzonspor maçı
Penaltı ağır karardı!
Maçın geneline baktığımızda, dikkat çeken 3 önemli pozisyon var. Trabzon ceza alanı içerisinde havadan gelen topa, Emrah ile Colman’ın müdahale etmeye çalıştıklarını gördük. İki oyuncunun da gözleri toptaydı. Colman, önündeki Emrah’a herhangi bir faul yapma niyeti içerisinde değildi. Buna rağmen birbirlerine yakın olmalarından dolayı topa bakarken, önündeki Emrah’a bir teması söz konusu oldu. Yapılan bu teması penaltı olarak nitelendiren Hüseyin Göçek’in yorumu ağırdı. Bunu ikili mücadele esnasında bir temas olarak değerlendirseydi, daha iyi olacaktı. Penaltı atışı esnasında ise topa vurulmadan önce Mustafa Yumlu, açık bir şekilde kural ihlali yaptı. Tolga’dan seken topa da müdahale edip, topu dışarı attı. Hüseyin Göçek’in burada atışı tekrar ettirmesi doğruydu. Bir başka pozisyonda ise Antalyaspor atağında yaklaşık kaleye 35-40 metre mesafelik pozisyonda Cech’in rakibine yapmış olduğu faul sonrasında görmüş olduğu sarı kart, doğruydu. Pozisyonda bariz gol şansı yoktu.
‘’MHK'dan riskli karar‘’
MHK’nın belki de böylesine çok yüksek atmosferli bir karşılaşmayı tam anlamıyla yaşamamış olan genç bir hakeme görevlendirme yapıp büyük bir cesaret örneği sergilerek riskli bir karar vermiş olduğunu görmekteyiz. Özgür Yankaya, istikbal vaat eden bir hakem, bu onun adına en önemli ‘ilk deneyim’ olacak. Özgür Yankaya’nın bundan önceki performanslarına baktığımızda, inişli çıkışlı bir görüntü sergilemişti. Yankaya’nın en büyük eksikliği maç içerisinde oyunun kontrolünü sağlamaya çalışırken, kartlarına fazla başvurması. Bu tip müsabakalarda kartlardan çok oyun içerisinde oyunculara karşı otoriteyi daha farklı hisstettirmek gerektiğini bilmeli.