Arama

Popüler aramalar

‘’Hakemde bahane aranmasın‘’

Kuyt iyi bir profesyonel. Ancak santrfor problemini çözememiş olan Fenerbahçe, ondan bekleneni almak doğrusu zor görünüyor. Fenerbahçe’nin pek de iyi bir hazırlık dönemi geçirmediğini gördük. Fizik ve güç olarak Vaslui’nun çok gerisinde kaldılar. Sakın Romanya’da ligin başlaması bahane edilmesin. Sonuçta maç programları aylar öncesinden açıklanıyor. Maçın İspanyol hakemine gelince, oyunun genelinde birkaç pozisyonda belki hataları oldu ancak maçın skoruyla ilgili kimse hakemde bahane aramasın. Bekir’in atmış olduğu gol belki Fenerbahçe’ye rövanş için büyük bir ümit oldu. Ancak Fenerbahçe’nin işi Romanya’da çok zor olacağa benziyor.

02 Ağustos 2012, Perşembe 12:00
YAZININ DEVAMI

‘’İlk 45'te mükemmeldi‘’

31. dakikada kale alanı içerisinde yakın mesafeden İrlanda ceza alanı içerisinde Ledger’in omuzundan dönen topa devam kararında haklıydı. Pozisyonda penaltı yoktu. 35. dakikada İtalya’nın kazanmış olduğu golde çizgi hakemliği görevini yapan Hüseyin Göçek ve yardımcı Bahattin Duran’ın kale alanı içerisinden oyun alanına tekrar dönen pozisyondaki kararı gayet yerinde oldu. Verilen gol kararı doğruydu, çünkü top tamamen çizgiyi geçmişti. İkinci yarıda biraz daha rahat bir görüntü içerisindeki Cüneyt Çakır’ın özellikle İrlandalı oyuncu O’Shea’nin kontrolsüz bazı hareketlerindeki kararları pek yerinde olmadı. Çakır, daha önceden sarı kartı olan bu oyuncu, İtalyan oyuncunun tehlikeli bir atak başlangıcı içerisindeyken formasından tutup çekmesine sadece faul kararı verdi. Yine aynı oyuncunun tekrar kontrolsüz bir şekilde ceza alanı içerisinde doğal konumunda olmayan eliyle topa yapmış olduğu müdahalede de penaltı kararı vermemesi belki de İtalya’nın müsabakayı rahat galip bitirmesini sağladı ve fazla itiraza maruz kalmadı. Ancak bu pozisyonlardaki tercihlerinde hata yaptığını söylememiz gerekiyor. Sonuçta Avrupa Şampiyonası’nda ilk defa bir Türk hakeminin yakalamış olduğu ikinci maçı yönetme başarısı gösteren Cüneyt Çakır genel anlamda skora etki etmemiş gibi görünse de beklediğimiz daha önceki iyi performanslarından birazcık daha uzaktı.

19 Haziran 2012, Salı 12:00
YAZININ DEVAMI

‘’İkinci maçlarda da görev alır‘’

Çünkü iyi performans bir sonraki maçı getirir. Tersi bir durumda ise evinizin yolunu tutarsınız. Uzun yıllar sonrasında böylesine çok önemli bir arenada sahne alan Cüneyt Çakır karşılaşmaya kontrollü başladı. Daha 10. dakikada Kallström’e gösterdiği sarı kartla da oyunun tamamında sertliğe ve kural dışı hareketlere müsade etmeyeceğini gösterdi. Yardımcılarıyla uyumu da yerindeydi. Kıdemli yardımcı Bahattin Duran’ın ilk devre Shevchenko’nun çok ince bir pozisyonuna ve İbrahimoviç’in atmış olduğu goldeki devam kararlarında da doğru tespitler yaptı. Sonuçta maçın genelinde üstün fiziği, kendine güveni ve sahaya yansıtmış olduğu otoritesiyle iyi bir izlenim ortaya koymayı başaran Çakır ikinci maçlarda da göreve devam edeceğinin sinyallerini verdi.

12 Haziran 2012, Salı 12:00
YAZININ DEVAMI

‘’'Maçın Yıldızı'‘’

Özellikle maçın ikinci yarısında oyun fazlaca durdu. Psikolojik açıdan baktığımızda karşılaşmanın gidişatının böyle olacağı belliydi. Cüneyt Çakır genel anlamda mental olarak kendisini çok iyi hazırlamış ve oyun içerisinde gelişen her gerilimde sakinliğini korudu. Pozisyonlar sırasındaki tavrı ve davranışlarıyla oyunun kontrolünü sağlayıp, saha içi ve dışı olaylarla gündeme gelen böylesine bir final müsabakasında başarılı bir sınav verdi. 8. dakikada Muslera elindeki topu oyuna sokmak isterken, Semih, Galatasaray’ın kalecisinin önüne geçip çok net bir engelleme yaptı. Dikkatli ve niyeti topa vurmak olan Muslera bunu başaramayınca boşta kalan topun filelerle buluşmasındaki iptal kararı son derece doğruydu.

Yüzünün akıyla çıktı

Gerilimin üst düzeye çıktığı ikinci yarıda, Dia’nın topa sportmenlik dışı bir gerekçeyle vurmasında gördüğü ikinci sarı doğruydu. Yine sarı kartı olan Ujfalusi’nin de topu uzağa atarak takımına avantaj kazandırma niyetine gördüğü ikinci sarı da isabetliydi. Kamuoyunu uzun zamandır meşgul eden böylesine önemli derbide düdük çalan Çakır, başarılı bir yönetim göstererek, yüzünün akıyla bu karşılaşmadan çıkmıştır.

13 Mayıs 2012, Pazar 12:00
YAZININ DEVAMI

‘’Derbiye ek hakem atanamaz mıydı?‘’

3 Temmuz’dan beri süre gelen futbolumuzdaki saha içi ve saha dışı olaylar, bütün kesimi yakından ilgilendirmişti. Futbol Federasyonu sezon başında ligin 34 haftalık süreçte bitmeyeceğini, Play-Off sistemi uygulanacağını ve ligin boyunu uzattığını söylediğinde, sezonun hangi haftada biteceğini kulüpler pek fazla hesap etmemişti. Normal sezonun bitmesine yakın bir süreçte yayıncı kuruluş Play-Off’un adını Süper Final olarak değiştirip -şampiyonluk maçının son haftada çözülebileceğini tahmin edercesine- farklı bir yaklaşım gösterdi. Sonuç; yarınki Fenerbahçe-Galatasaray mücadelesi adına yakışır bir final havasına bürünmüş durumda.

Federasyon hayır mı diyecekti!

Merkez Hakem Kurulu (MHK) bu karşılaşmaya gerçekten Türk hakemliğinin son yıllarda isminden en fazla söz ettiren ve yaklaşık 1 ay sonra 2012 Avrupa Futbol Şampiyonası’nda düdük çalacak olan tek hakemi Cüneyt Çakır’ı atadı. Soruyoruz... MHK, herkesin gözünü çevirdiği, tam bir şampiyonluk maçı olacak bu karşılaşmada, kendi yaratıcılığını gösterip, neden Avrupa Ligi ve Şampiyonlar Ligi’nde uygulanan ilave yardımcı hakem uygulamasını hayata geçirmedi? Tartışmalı pozisyonların yaşanabileceğini, olası bir topun gol çizgisini geçip geçmediği yönündeki pozisyonların olabileceğini de düşünürsek, böylesine bir karşılaşmada bunu neden yapmadıklarını anlamak gerçekten zor. Kaldı ki Merkez Hakem Kurulu böyle bir uygulama yapsaydı, federasyon buna ‘Hayır’ mı diyecekti!

11 Mayıs 2012, Cuma 12:00
YAZININ DEVAMI

‘’Hakemlik ve insanlık ayıbı‘’

Kamil Abitoğlu nasıl bir performans gösterdi, diye merak eden okuyucularımıza kestirmeden söyleyelim. Sahada oyun kurallarını ve futbol müsabaka talimatlarını uygulayan bir hakem değil de sadece bu maçı her türlü şartlara rağmen idare edip tamamlamaya çalışan bir Kamil Abitoğlu’nu izledik. Özellikle ilk 45 dakikada Fenerbahçeli oyuncular, hem tribünlerden gelen cisimlere hem de saha içerisindeki birkaç Trabzonsporlu oyuncunun agresif ve sert hareketlerine maruz kaldılar. Volkan’ın koruduğu kaleye patlayıcılar, meşaleler, çakmak ve bozuk paraların atılması sonrasında birkaç kez oyun durdu. Fenerbahçe’nin kazandığı köşe vuruşları sonrasında özellikle Emre ve Stoch’a isabet eden çakmakların bu oyuncuları ciddi anlamda yaralamamış olması, bir anlamda şans oldu. Sonuçta iki farklı bir görüntü ortaya koyan Kamil Abitoğlu, bu hareketlere caydırıcı önlem alacağına, kuralları uygulamadaki umursamazlığıyla bu hareketlerin yapılmasına fırsat tanıdı. Hele hele 5 metre önünde Zokora’nın Emre Belözoğlu’nun kasıklarına doğru vurmuş olduğu tekmeyi görmesine rağmen, sadece sarı kart göstermesi ise hakemlik ve insanlık adına utanılacak bir karardı. Sonuç olarak ilk 45 dakikada eyyamcı bir görüntü ortaya koyan Abitoğlu, ikinci 45 dakikada ise tamamen değişip maç yönetmeye çalışan bir Abitoğlu oldu.

07 Mayıs 2012, Pazartesi 12:00
YAZININ DEVAMI

‘’Alkışlar Aydınus'a‘’

Süper Final maçlarında tartışılan ciddi hakem kararlarına şahit olduk. Özellikle bu iki takımın Kadıköy’deki maçında saha içerisinde yaşananlar da bu maçın hakem performansını merak konusu haline getirmişti. Sezon içerisinde bu tip maçlarda çokça gördüğümüz Fırat Aydınus, ligin başından beri ortaya koyduğu başarılı performansını dün akşam da sürdürdü. Otoriter ve oyuncularla kurduğu pozitif iletişim sayesinde sportmence bir oyunun temellerini oluşturdu. Belki kritik sayılabilecek pozisyonlar yaşanmadı, ancak maçın başından sonuna kadar sergilediği dikkatli görüntüsü onun adına, yardımcılarıyla beraber başarılı bir yönetim sergiledi. Bazı pozisyonlara bakacak olursak... Birkaç penaltı beklentisi oldu. Fenerbahçe’nin yapmış olduğu bir atak sırasında kolu vücuduna yapışık olan İsmail’in dirseğine çarpan topta ve 56. dakikada Simao’nun Fenerbahçe ceza alanında Bekir’le girdiği pozisyonda yerde kalmasına verdiği devam kararlarını yerindeydi. Her ne kadar elle oynamalara sarı gösterilmemesi gerekiyorsa da, Aydınus’un Egemen’in umut vadeden bir atağı elle kesmesine verdiği sarı da yerindeydi.

04 Mayıs 2012, Cuma 12:00
YAZININ DEVAMI

‘’Özkalfa, Olcan'a yapılan penaltıyı atladı‘’

Sadece son dakikalarda Galatasaray taraftarının yaratmaya çalıştığı heyecan dışında pek de zevk vermeyen bir karşılaşma izledik. Böylesine geçen maçın gelişen kritik pozisyonlarını irdelediğimizde, verdiği, vermediği kararlarında Tolga Özkalfa’nın bazı pozisyonlarda ciddi yorum hataları yaptığını gördük. 59’uncu dakikada Selçuk’a sarı kart gösterdi. Ancak aynı Selçuk ilk yarıda ona benzer hareketi Burak’a yaptığında sadece faulle cezalandırılmıştı. İlk yarının son dakikasında Burak’ın, önündeki Semih’e çok net bir faul yapıp, Muslera ile karşı karşı yakaldığı pozisyonun golle sonuçlanmaması hakem adına şans oldu, yoksa ciddi anlamda sorun yaşardı. Aydın’ın atmış olduğu golün ofsayt gerekçesiyle iptal edilmesi doğruydu. Çünkü topla en son oynandığında, Aydın bütün futbolculardan öndeydi. Top Zokora’dan çarpıp geldiği anda yardımcının bayrağı yerinde oldu. 61’inci dakikada Cech’in arkadan sert bir şekilde kayarak Selçuk’a yapmış olduğu hareketin karşılığı doğru bir sarı karttı. Galatasaray’ın kullandığı bir köşe vuruşunda Baros, kaleci Tolga’ya çok ustaca, profesyonelce bir faul yapıp Tolga’yı bir anda oyundan düşürdü. Necati’nin kafasında meşin yuvarlağın filelerle buluşmaması hakem adına yine bir şans oldu. Çünkü net faulü devam ettirmesi ciddi hata olurdu.

Karşılaşmanın en ciddi pozisyonyorumlaması da 51’inci dakikada yaşandı. Galatasaray ceza alanı içerisinde Olcan’ın önündeki topa vurmak isterken Semih’in yakın mesafeden Olcan’ın ayağına gelen darbeyi değerlendirmeyerek penaltı kararı vermemesi belki de ciddi anlamda maçın gidişatını doğrudan etkiledi.

03 Mayıs 2012, Perşembe 12:00
YAZININ DEVAMI