‘’Göçek, Aslan'a çalıştı‘’
Dakikaya bakıyoruz 7, skor da berabere... Şimdi MHK’ya soruyorum, “Hüseyin Göçek ağırlığı zor olan ve büyük takımların oynadıkları hangi maçı sorunsuz yönetmiş? Hüseyin Göçek’in Galatasaray’ın lehine yaptığı hatalardan sonra gazetelerde ve tv ekranlarında Galatasaray formasıyla yayınlanan boy boy fotoğraflarını görmediniz mi?” Oyuna daha 7’inci dakikada direkt etki eden göğsünde FIFA kokartı taşıyan hakem, aklı bu pozisyonda kalmış olmalı ki, yanlış yaptığını anlayıp sonraki dakikalarda enteresan kararlar vermeye başladı. İçinde eyyam kokanlar da yok değildi. Neye kart göstereceğini, nerede avantaj oynatacağını bilmeyen acemi bir hakem görüntüsünü maç sonuna kadar sahaya yansıttı.
‘’Çakır iki penaltıyı vermedi...‘’
Yeni bir statta bu tip sorunların olması doğrusunu söylemek gerekirse ayıplanacak bir durum. Galatasaray, o kadar iştahlı, arzulu maça başladı ki üst üste kritik sayılacak pozisyonları da beraberinde izledik. Daha 3’ncü dakikada top Yekta’nın ayağından Burak’a pas olarak çıktığı anda Burak, bütün oyuncuların önünde ve ofsayttaydı. Attığı golün iptali de yerindeydi. Bu pozisyonda doğru karar veren yardımcı Mustafa İspiroğlu, ikinci yarıda ise Bobo’nun geriden çıktığı ve Muslera’yla karşı karşıya kaldığı pozisyonda ise bayrağını yanlış kaldırdı. Saha ağır olmasına rağmen iki takım oyuncularının ilk yarıda ortaya koydukları mücadele, bazen dikkatsiz ve kontrolsüzce hareketleri de ortaya çıkarttı. Bunlardan birinde Amrabat, kendi ceza alanında koluyla Kayserili oyuncuyu itince net penaltı oldu. Cüneyt Çakır, mesafe olarak da pozisyona yakın olmasına rağmen çok inanmamış olmalı ki devam dedi. Yine Kayseri ceza alanında kritik bir pozisyon yaşandı. Hamit, kaleye sert bir şut gönderdi. Kayserili oyuncu kendini toptan koruma düşüncesi içerisinde, topun üzerine geldiğini görünce yan döndü. Ancak kolunu doğal konumundan çıkartıp yana doğru açıp avantajlı duruma getirip topla oynayınca bu hareketi de açık bir penaltıya sebebiyet verdi. Ancak Cüneyt Çakır, arka arkaya gelişen ve net 2 penaltıya devam dedi. İkinci yarıda daha kontrollü oynayan Galatasaray, tempoyu da düşürünce maçta pek kritik başka pozisyon da yaşanmadı. Bu yarıda Cüneyt Çakır için daha rahat geçti.
‘’Tolga Özkalfa yine bildiğimiz gibi...‘’
Ancak şunu da belirtelim, kıdemli yardımcı İsmail Köse bu gol öncesinde Uche’nin ofsaytını atladı, Sivok da topa müdahale edip kornere gönderdi ve köşe vuruşu da golle sonuçlandı. Diğer yardımcı Mehmet Metin ise 69’uncu dakikada Kasımpaşa’nın iptal edilen golündeki ofsayt tespitinde haklıydı. Tolga Özkalfa bildiğimiz gibi, çok kolay ve sportmence geçen bu maçta bile kontrolü sağlamada ciddi şekilde zorlandı. Oyunun genelinde verdiği kararlarda standart olmayınca çalmış olduğu düdüklere de itirazlar artıyor. Maçın başında Hüseyin Beşiktaş ceza alanına girmek üzereyken Hilbert formasından tutup çekerek net faul yaptı. Faul ve sarı kart olması gerekirken hakem ‘devam’ dedi. İkinci yarının başında Kasımpaşa lehine olan taç atışını, ‘ileriden kullanıldı’ diye tekrar ettirip geriden attırdı. Şimdi soralım; ‘Taç atışı yanlış yerden kullanıldığında atışı aynı takım mı yapar, yoksa rakip takıma mı geçer?’...
Hakan Özmert’in kolu Oğuzhan’ın yüzünde patladı, hareket hem faul hem de pozisyonda avantajının olmadığı bir ölü noktada. Oyunu devam ettirmesi gerçekten gereksiz oldu. Aynı dakika içinde oyunun içinde kalıp topa temas etmesi, sonrasında Oğuzhan’a yapmış olduğu perdeleme de tabiri yerindeyse tuz-biber oldu. Sonuçta başta da söylediğimiz gibi Tolga Özkalfa’yı kolay geçen maçı bile zorlaştırabilecek bir hakem tiplemesiyle izlemeye devam ediyoruz.
‘’Fatura Cüneyt Çakır'a çıkarılmamalı‘’
Bulunduğu yerden Olcan’a uyarısını yapıp çekilmesini istiyor. Fernandes rakip oyuncuya sarı kart aldırabilmek için topu oyuna çabuk sokmak davranışı sergileyip, bilerek Olcan’a çarptırmak istiyor. Ancak Olcan topa ayağını uzatıyor gibi olsa da temas olmadan top Emerson’da kalıp, Trabzon’un atağı olarak başlıyor ve golle sonuçlanıyor. Şimdi bu pozisyonda Olcan topun önünde abartılı durarak topa çarpsa ve sonucunda avantaj Trabzon lehine dönse anlarım, ancak Fernandes’in kendi lehine yaratmak istediği ancak başaramadığı pozisyonun faturasını hakem Cüneyt Çakır’a yüklemesi doğru değil. Özellikkle 2. yarıda hızlı ve tempolu bir oyun izledik. Futbol çok kaliteli olmamasına rağmen son dakikalardaki pozisyonlar gerçekten heyecan yarattı diyebiliriz. Bu maçta çok kritik pozisyonların olmaması da bir bakıma hakem ve yardımcıları için şanstı. Olcay Şahan’ın bir atakta Onur’la karşı karşıya kaldığı kritik pozisyonda hakemin devam kararı yerindeydi. Ancak 85. dakikada Olcay Şahan’ın omuzuyla önüne aldığı pozisyona serbest vuruş kararı hataydı. Belki de Beşiktaş adına önemli bir atak olabilirdi. Sonuçta oyunun başından sonuna kadar kontrolü elinde bulunduran ve saha içinde otorite sağlayan, ayrıca oyuncularıyla ikili temaslarda sergilediği tavırlarıyla Cüneyt Çakır’ın bu karşılaşmanın genelinde iyi maç yönettiği söylenebilir.
‘’Özkahya'nın otoritesi sorgulanabilir...‘’
Bu maçta oyunun genelinde maç gollü geçmesine rağmen hakemi zorlayacak posizyonların olmaması Halis Özkahya adına bir anlamda şans olduğunu söyleyebiliriz. Belki birkaç posizyonda vermesi gereken fauller ve kartlar olmasına rağmen göstermiş olduğu sarı kartlar da haklıydı. Oyunun ikinci yarısında kaleci Ramazan’a faul yapan Umut’un hareketini doğru tespit etti. Sonuçta atılan 6 golün tartışmalardan uzak olması, özellikle maçın son anlarının daha hareketli geçmesine rağmen, bu anlarda doğu tespitleri hakem performansı açısından ortaya iyi yönetilmiş bir maç çıkarttı. Ancak oyunun mutlak hakimi ve otoritesi olan bir hakemin, her ne kadar kendi takımının kötü oyunun ve oyuncusunun yapmış olduğu bireysel hataya kızarak üzerine gelen topu vurup oyun alanına gönderen Fatih Terim’in bu hareketini görmemezlikten gelmesi, otoritesinin gerçekliğinin sorgulanacağını düşünebilmeli.
‘’Erken karar‘’
Kaldı ki; Şanlıurfaspor kalecisinin bariz gol şansını engellemeden dolayı gördüğü kırmızı karta rağmen ortam bozulmamıştı. Urfa’nın yemiş olduğu gol sonrasında Hüseyin Sabancı’nın ikili mücadeleye yanlış bir faul tespiti sonrasında gösterdiği sarı kart, bu olayların fitilini ateşleyen karar oldu. Bir kaç taraftarın sahaya girmesiyle maç tatil edildi. Taraftarın hakeme karşı her hangi bir fiziki teması söz konusu değil. Dolayısıyla oyuncular ve görevliler tarafından bu seyirci oyun alanı dışına çıkartılıyor. Daha sonra oyuncuların kendi aralarında itiş kakışları yaşanıyor. Futbolcuların toplu olarak birbirine yapmış oldukları hareketlerde Hüseyin Sabancı’nın pozisyonları izlemesi doğru. Ancak, bir kaç seyircinin sahaya atlayıp, oyuna veya hakeme müdahale etmek istemeleri üzerine Hüseyin Sabancı’nın direkt olarak soyunma odasına gitmesi erken alınmış bir karar. Yardımcıları ve dördüncü hakemiyle beraber orta alanda bekleyip, olayların yatışmasını, sahanın güvenli bir hale geldiğini görüp, oyuna tekrar başlaması gerekirdi. Ancak, tekrar oyun alanında, futbolculara ve kendi yardımcılarına olabilecek bir güvensizlik ortamı hissetmiş olsaydı, soyunma odasına gidebilirdi.
‘’Maçın hakemi ne yaptı?‘’
İlker Meral dün akşam özellikle 12’nci kuralda, yani faullerde ciddi yorum hataları yaptı. Çok net faulleri, özellikle de ceza alanlarına yakın bölgelerde devam ettirerek, oyunu gereksiz yere germe eğiliminde bulundu. Nitekim Burak’ın görmüş olduğu sarı kart, sert oyundan hakeme yapılan itirazdan oldu. İlk yarının sonlarında bire bir pozisyonda Cris, Necati’yi omuzundan formasından çekerek topa sahip olmasını açık biçimde engelledi. Hakem Meral devam ettirdiği bu pozisyonu doğru değerlendirip düdük çalsa Cris’i de bariz gol şansından atması gerekirdi. İkinci yarıda bu kez İlker Meral’e yardımcıları da ayak uydurdu. Önce Burak’ın golünde Umut net ofsayt pozisyonunda gelip topa ve oyuna müdahalede bulunarak takımına avantaj sağladı. Erkan’ın Eskişehirspor adına atmış olduğu golde de Atdhe Nuhiu, Muslera’dan dönen topu tamamladığında bütün oyunculardan önde ve açık biçimde ofsayttaydı. Oyuna, kaleciye müdahalede bulunup, bu oyuncu da kendi takımına avantaj sağladı. Sonuçta İlker Meral’in ve yardımcılarının ortaya koymuş oldukları yönetim, maçın gidişatına ciddi anlamda etken oldu.
‘’Skora etkisi olmadı ama...‘’
Ancak maç içerisinde özellikle ikili mücadelelerde oyunu oynatmaya yönelik anlayışında standardı pek fazla yakalayamadığını gördük. Ayrıca ciddi faullü pozisyonlara bazen devam ettirme düşüncesi oyundaki sertlik düzeyini artırdı. Bazen de kart gerektirebilecek pozisyonlarda kartına başvurmadı. Örneğin; Kasımpaşalı İlhan’ın sarı kartı olmasına rağmen bir pozisyonda yerde topa kaleci gibi hamle yapıp, elle oynamasına ikinci sarı kartı göstermemesi gibi... Sonuçta, Avrupa’da maç yöneten göğsünde FIFA kokartı taşıyan bir hakeme bu tip kararlar pek de yakışmadı.