Arama

Popüler aramalar

‘’Fernandes'in zeka üstü pası‘’

Pozisyon, hem yardımcı hakemin, hem de Yunus Yıldırım’ın kabak gibi önünde ve açık. Devam kararında, Fernandes, Almeida’ya tabiri yerinde ise zeka üstü bir gol attırdı ki, Antalyalı oyuncular bile, ne Diarra’ya yapılan faule, ne de Almeida’nın kritik olabilecek pozisyonuna dahi itiraz edemediler. 71. dakikada ise Fernandes’in, Hugo Almeida’ya asistinde yardımcı hakemin ofsayt kararı doğruydu. 56. dakikada Ömer Şişmanoğlu ile Holosko’nun ikili mücadelesinde penaltı yoktu, ancak Emre’nin McGregor’a yaptığı hareketler sonrasında sarı kart görmeliydi. Sonuçta Beşiktaş patentli oyuncular ve teknik adamların oluşturdukları iki takım arasındaki maçta, öne çıkan en sevindirici görüntü centilmenliğin öne çıkmasıydı.

19 Kasım 2012, Pazartesi 11:00
YAZININ DEVAMI

‘’Burak'ın pozisyonu penaltıydı!‘’

Yine ilk yarının uzatmalarında Galatasaray’ın iptal edilen golünde Melo’ya kalkan ofsaytta Tolga Özkalfa’nın doğru kararlarını gördük. Ancak 46’ncı dakikada Burak, Karabük ceza alanı içerisinde üzerine gelen topa bakarak sahip olmak isterken, arkasındaki Deumi topla ilgisiz ve kontrolsüzce Burak’ı bozup yere indirdi. Bana göre net bir penaltı olmalıydı. Pozisyonun ikinci yarının başında olması, ilk yarıdaki pozisyonlarda doğru yorumlamalara özellikle seyircinin aşırı tepkisi belki de bu pozisyonda psikolojik olarak hakemin kararını etkiledi.

Yardımcılar başarılıydı
Bu pozisyon Karabük’ün iyi direnç gösterdiği haklı galibiyetine gölge düşürmesin, fakat son haftalardaki Galatasaray’ın maçlarında hakem hatalarının lehte ve aleyhte devam ettiğini görüyoruz. Sonuçta hakem Tolga Özkalfa’yı, Burak’ın pozisyonu dışında, oyundaki yardımcılarıyla uyumu iyiydi. 22’nci dakikada Ahmet İlhan’ın defansın arkasına attığı ince pasta verilen gol kararı, yine Hamit’in Burak’a pasındaki gol kararında iki yardımcının da devam kararları yerindeydi.

17 Kasım 2012, Cumartesi 11:00
YAZININ DEVAMI

‘’Penaltı!‘’

48. dakikada Burak’ın geliştirdiği atakta, Mersinli oyuncuyla ikili mücadele içerisindeyken top dışarıya çıkıyor. Yardımcı hakem Bahtiyar Birinci, pozisyonun 3-4 metre önünde, kabak gibi açık ve net görüş alanı içerisinde, ancak hakem ile göz göze gelip bir türlü topun korner mi, yoksa kale vuruşu mu olduğuna karar veremiyorlar. Sonra da köşe vuruşu kararı ve arkasından Galatasaray’ın golü. Bana göre kale vuruşu olmalıydı. Zaten çok kalitesiz ve seyir açısından son derece de kötü giden maça, bir de hakem hatası ayrı bir boyut kazandırdı.

Sarı kart çok ilginç

Mustafa İlker Coşkun bu maça gelinciye kadar genelde yönetmiş olduğu maçlarda, vasatın üstünde olup, böylesine önemli bir karşılaşmada görevlendiriliyor. Ama ondan, bu şansını iyi kullanmasını beklerken, Riera’ya öyle bir sarı kart gösterdi ki, sanki rakibe dokunmak yasakçasına. Burak, iki Mersinli oyuncunun arasına giriyor, Culio’nun vücut darbesiyle yerde kalıyor. Bakıyoruz buna da devam kararı çıkıyor. İlk yarının son dakikasında, Burak ile Hakan Bayraktar’ın ikili mücadelesinde, top kaleci Sehic’e geliyor. Sehic de 20 metre ilerisindeki İvan’a pas olarak veriyor. Yaklaşık 20 metre mesafe var ve İvan’ın önü açık, topla oynamasına engel olabilecek hiçbir olumsuzluk yok. Ancak avantajı kesip faul veriyor.

Avantajı göremiyor!

Bu hareketlerinin oyunun devamını güzelleştirmediğini bile düşünemiyor. Bunlarla beraber 74. dakika içerisinde Culio, uzun bir pas ile Galatasaray ceza alanına giriyor, Amrabat bir adım arkasında, elini Culio’nun omuzuna basıp çekiyor, bu hareket oyunun her bölümünde bir fauldür. Hakem de pozisyona yakın. Çok net penaltı, ancak karar devam. Sonrasında itirazdan da Culio’ya sarı kart. Mustafa İlker Coşkun bu maçtaki yönetimi ile izleyenlere şunu gösterdi: Hakemlik kişiliğini henüz tam olarak sağlayamamış durumda.

12 Kasım 2012, Pazartesi 11:00
YAZININ DEVAMI

‘’Bu ne hal Aydunus!‘’

Son yıllarda alışılagelmiş Beşiktaş-Bursaspor maçlarından birini dün akşam tekrar izledik. Fırat Aydınus kalitesinde bir hakemin, Veli’nin pozisyonunda verdiği penaltı kararını çözmekte bayağı zorlandım. Pozisyonun penaltıyla uzaktan yakından alakası yok. Veli ayakları birbirine dolanmış gibi yaparak kendini yere atıyor. Veli’ye hakemi aldatmadan dolayı sarı kart verilmeliydi.

Ferhat kırmızı görmeliydi


Carson kalede değil, Veli topla buluşmuş olsa bir vuruşta topu boş kaleye gönderebilecek rahatlıkta, o zaman sarı niye? Ferhat’a gösterilen kart, bariz gol şansını engellemekten kırmızı olmalıydı. Şimdi bu pozisyonda sarı kart gören Ferhat, ‘kendini attın’ diye tartışma içerisine girdiği Veli’ye tokat sallıyor. Bu hareketler es geçilince, sahada kalan Ferhat’ın asistiyle Bursaspor’un Batalla’yla üçüncü golü geldi. Yardımcı hakemler de yaptıkları hatalarla karşılaşmanın seyrini değiştirdi.

Holosko ofsayttaydı


En önemlisi 55’inci dakikada Holosko’nun attığı golde yaşandı. Holosko arkadaşının kafasından top sektiği anda net bir şekilde Bursalı oyuncunun önünde belki santimlerle ölçülebilecek bir mesafede, ofsayttaydı. Bu pozisyonda yardımcı hakem Cemal Bingül’ün hatalı bayrağı skoru değiştirdi.
Diğer yardımcı Alpaslan Dedeş, Batalla’nın Beşiktaş defansının arkasına sarktığı ilk pozisyonda kaldırdığı yanlış bayrakla, Bursaspor adına çok önemli bir avantajı kesti. Özellikle ikinci yarıda arka arkaya gelişen iki takım adına kritik pozisyonlarda Fırat Aydınus ve arkadaşlarından, doğrusunu söylemek gerekirse iki takım adına da çok hatalı kararlar gördük. Sonuçta hakem Fırat Aydınus’un dün akşamki performansı beklediğimiz gibi değildi.

10 Kasım 2012, Cumartesi 11:00
YAZININ DEVAMI

‘’Mükemmel İskoç...‘’

Belki maç içerisinde iki takım adına da çok kritik pozisyonlar yaşanmadı, ancak karşılaşmanın başından sonuna kadar oyundaki hakimiyeti elinde bulundurmayı başardı. Oyunculara karşı davranışı da pozitifti. Galatasaray’ın haklı galibiyetinde İskoç hakem yardımcılarıyla beraber başarılı performansıyla gecenin öne çıkan yıldızlarından biri oldu.

08 Kasım 2012, Perşembe 11:00
YAZININ DEVAMI

‘’Halis Özkahya başarılıydı...‘’

Orta alan mücadelesi şeklinde geçmesine rağmen, oyunda futbolcuların sportmence davranışları Bamba ile Isaac arasındaki tartışmayı bir kenara bırakırsak olumlu olarak öne çıkan bir faktör oldu. 11’inci dakikada Janko’ya çok kritik bir ofsayt bayrağı kalktı. Trabzonspor adına önemli ciddi bir atak olabilirdi. Yanlış bayrak pozisyonun kesilmesine neden oldu. Aynı Janko’nun 64’üncü dakikada bu kez doğru şekilde kalkan ofsayt bayrağıyla atmış olduğu golün iptali doğruydu. Tita ve Yasin, aynı dakika içerisinde rakiplerine benzer pozisyonlarda çelme takmaktan sarı kart gördüler. Standart açısından hakem adına pozitif kararlardı. 55’inci dakikada belki de maçın en kritik pozisyonlarından birisi yaşandı. Trabzon ceza alanında kısa ve yakın mesafeden çekilen şut Giray’ın üzerine doğru gelip koluna çarptı. Halis Özkahya’nın penaltı vermeyerek oyunu devam ettirmesi, bana göre de doğruydu. Akabinde İbrahim Dağaşan’ın abartılı itirazına gördüğü sarı kart da yerinde oldu. 77’nci dakikada Antalya ceza alanında Volkan ile Musa Nizam mücadelesine devam kararı da yerindeydi. Volkan, Musa’nın ayağına takılıp düştü. Bu karşılaşmanın genelinde Halis Özkahya’nın yardımcılarıyla uyumu saha içerisindeki pozisyonlara yakınlığı, sakinliği ve oyunculara yaklaşımı olumluydu. Böyle olunca da ortaya hakem performansı açısından iyi yönetilmiş bir maç çıktı.

06 Kasım 2012, Salı 11:00
YAZININ DEVAMI

‘’Barış Şimşek yardım mı alamadı?‘’

49 da Oğuzhan, barajda üzerine gelen topa dirseğiyle dokunup, bu posizyonu gecikmeli çalıp, sarı kartı göstereceğini kulaklıkla sorması insanın aklına gelmiyor da değil. Holosko’yla çarpışan Sehic’in, pozisyonunda da önce oynatıp, sonra düdük çalması da insanın aklına yardımcısının uyarılarıyla verdiği karar olduğu geliyor. 5. dakikada Oğuzhan’a, 54. dakikada Boum’a, yapılan penaltıları devam ettirmesi, yardım mı alamadın diye mi insanın aklına geliyor. Barış Şimşek, ocakta ‘FİFA’ kokartı takacak. Onun için hayırlı olsun, ancak gösterdiği bu hakemlik performansının üzerine çok fazla koyması lazım.

05 Kasım 2012, Pazartesi 11:00
YAZININ DEVAMI

‘’Hem ofsayt, hem faul, hem el...‘’

Doğrusu; Hasan Ali’nin aleyhine endirekt serbest vuruş olmalıydı. Çünkü serbest vuruşlarda bir oyuncu, başka bir oyuncu oynamadan veya temas etmeden ikinci kez topla oynayamaz. Sonrasında Serkan hızla kontratağa çıktığı anda Gökhan Gönül arkadan itince, doğru sarı ve serbest vuruş oldu. Ancak atışın kullanılışında top ayaktan çıktığı anda iki Akhisarlı oyuncu da ofsayttı ve bunlardan Çağdaş, önündeki Selçuk’un omuzuna basıp faul yapıp, hem de topa elleriyle vurdu. Yani üçü bir arada oldu: Ofsayt-faul-el. Ancak ilginç olanı gol kararının verilmesiydi. Hasan Ali Kaldırım’ın ayağının dışıyla yumuşattığı topu Volkan eline aldı, bu bilerek kaleciye bir pas olmadığından ‘devam’ kararı doğruydu. Fakat Bülent Yıldırım’ın oyun içerisinde kontrolü sağlamak isterken genelde sarı kartına başvurduğunu gördük. Buradan Yıldırım’a bir tavsiyede bulunalım: Otorite, pozisyonlarda doğru inandırıcı kararlarla sağlanır. Serdar Kesimal, Bruno’nun kolunu çekip yere indirdi. Yine Kenan, Fenerbahçe cezaalanına girmek isterken Bekir’in faulüne maruz kaldı. Bu iki pozisyonda da haklı olarak serbest vuruş beklentisi içerisinde, abartılı olmayan itirazlara çıkan kartlar, maç içerisinde iki ayrı pozisyonda oyunu kesip itirazdan kart gösterip, endirekt vuruşla oyuna başlamak Bülent Yıldırım deneyimindeki bir hakeme hiç yakışmayan görüntüler oldu.

04 Kasım 2012, Pazar 11:00
YAZININ DEVAMI