Arama

Popüler aramalar

‘’İkinci tükürük vakası‘’

Melo, üzerine gelen Oğuzhan’ın yüzüne doğru tükürük yapar gibi bir eylemde bulunuyor. Ancak ağzından sıvı çıkmıyor. Şunu belirtelim ki, oyun kurallarında ya tükürme vardır, ya da yoktur. Tükürmeye yönelik bir teşebbüsün karşılığında kart gerektirdiği yazılmaz. Sanırım Cem Satman, Melo’nun tükürmeye yönelik bu eylemini tükürdü gibi değerlendirip, Tolga Özkalfa’ya bilgi verdi, Özkalfa da Melo’yu oyundan ihraç etti. Halbuki, aynı yardımcı ilk yarıda Gökhan Süzen’in, Hamit’in yüzüne gelen darbesini çok yakınında olmasına rağmen devam ettirmişti. Gelelim Beşiktaş’ın yediği ilk gol öncesine... Riera, yerde kayarak Necip’in ayağına doğru ayak tabanını kullanarak çok net faul yapıyor. Özkalfa’nın pozisyonun çok yakınında olmasına rağmen oyunu devam ettirince Riera, sarı karttan da kurtulmuş oldu. Bu pozisyonun devamında da Emre Çolak’ın golü geldi. Maç öncesinde yaptığımız yorumda Özkalfa’nın bu maça verilmesinin çok yanlış olduğunu söylemiştik. Sonuçta Özkalfa, oyunun gerilimini kaldıramayarak, özellikle kırmızı karttan sonra kontrolünü kaybederek, abuk-sabuk sarı kartlar ve serbest vuruşlar verdi.

28 Ocak 2013, Pazartesi 11:00
YAZININ DEVAMI

‘’Sow'un golü ofsayt...‘’

Gol ofsayt olarak iptal edilmeliydi. Yine Adil Sinem’in bir başka pozisyonda Sow’un kaleye direkt yaptığı bir atakta bu kez kaldırdığı ofsayt bayrağı ise yanlıştı. Maçın hakemi Kamil Abitoğlu da yardımcısına ayak uydurunca bu kez 70’inci dakikada Fenerbahçe ceza alanı içerisinde Cenk Tosun top önündeyken hemen arkasında ve kendisine bitişik olan Egemen dikkatsizce ayak ucuyla oyuncunun tendonuna basarak dengesini bozdu ve pozisyonu kaybetmesine neden oldu. Bana göre bu pozisyon net bir penaltıydı. Ancak Abitoğlu da yardımcısı gibi yanlış bir karar alıp penaltıyı vermedi. Burada herkes Egemen’in eline odaklandı, ancak el teması görünüyor gibi olsa bile, bu cezayı gerektirecek bir temas değildi. Cenk’in düşmesinin asıl nedeni ayağına aldığı darbeydi.

27 Ocak 2013, Pazar 11:00
YAZININ DEVAMI

‘’FIFA'yı aldılar derbiyi verdiler‘’

Daha 2 hafta önce FIFA kokartı elinden alınan Tolga Özkalfa’nın derbiye atanması akıl alır gibi değil. Çünkü bu karar, yaşından ya da yabancı dilden dolayı değil, hakemlikte yetersiz olduğu için verildi. Ortada büyük risk var.

Merkez Hakem Kurulu’nun yaptığına açıkçası akıl sır erdirmek mümkün değil. Daha kısa bir süre önce Tolga Özkalfa 2013 yılının FIFA listesinin dışında kaldı. Enteresandır ki; liste dışında kaldıktan sonra ilk görevlendirildiği maç da bu oldu. Şimdi sormak lazım; madem ki Tolga Özkalfa bu tür zor karşılaşmaları yönetecek bir hakemdi niçin FIFA listesi dışında kaldı? Ya da bu tip maçları yönetemeyeceğine inandınız da mı listeden çıkardınız? Açıkçası anlaşılması gerçekten zor bir durumla karşı karşıyayız. Halis Özkahya ve Bülent Yıldırım dışındaki FIFA hakemleri İtalya’daki UEFA’nın seminerine katılmak üzere yola çıkıyorlar. Bülent Yıldırım ilk maçı yönettiği için, Halis Özkahya’nın da yaşadığı sıkıntılı süreçten bu maça verilmemesi gayet normal. Ancak Barış Şimşek’e cuma maçı, Cüneyt Çakır’a cumartesi maçı vermek de nereden çıktı! Eğer bu hakemlerin salı günü onlara uygulanacak koşu testi düşünülüyorsa neden maç verildi? Bu hakemlere maç verebiliyorsanız derbiye de çok rahat atayabilirdiniz...

Bu iş şansla olmaz

Tolga Özkalfa’nın yönettiği maçlara baktığımızda zor ve kritik maçları sıkıntılı bitiren bir hakem olduğunu görüyoruz. Böyle de bir sorun var önümüzde. MHK ligin birincisi ve ikincisinin karşı karşıya geldiği bu kritik karşılaşmaya, yönetmiş olduğu maçlarda sorunlar yaşayan Tolga Özkalfa’yı görevlendirerek ciddi anlamda risk almıştır. Umarım hakem çok başarılı bir yönetim göstererek bizleri yanıltır. Ancak atmosferi çok yüksek olması beklenen Galatasaray-Beşiktaş derbisinde Tolga Özkalfa’yı çok önemli bir sınav bekliyor. Şansı yanında olursa sorunsuz atlatır, ama şansla beceri ve kabiliyeti de birbirinden ayırmamız gerektiğini söylemeliyiz.

Serdar Tatlı

24 Ocak 2013, Perşembe 11:00
YAZININ DEVAMI

‘’Kırmızılar doğru‘’

Gökhan önce yerdeyken şiddeti az olmakla beraber önce Marvin’in ayağına bir tekme salladı. Marvin de Gökhan’a tekme vurur gibi yaptı. Sonra kalkıp boğazından sıkarak itti. Sonrasında Marvin, eliyle Gökhan’ı yüzünden tutup şiddetlice itti.

İlker Meral’in birbirlerine şiddetlice sportmenlik dışı hareket yapan bu iki oyuncuyu direkt kırmızı kartla oyundan ihraç etmesi, son derece yerinde bir karardı. Sanica Boru Elazığ ceza alanı içerisinde Egemen, Mustafa Sarp’ın yanında topa müdahale etme düşüncesi içersindeyken kendini yere bıraktı. Mustafa Sarp’ın herhangi bir müdahalesi yoktu. Penaltı da yoktu. Yine başka bir Sanica Boru Elazığ ceza alanındaki pozisyonda, Kuyt’ın kaleye gönderdiği top, pozisyona sırtını dönen Sedat’ın koluna çarptı. Hem yakın mesafe hem de Sedat topu görmüyor. 90+5’te ise Sinan Kaloğlu’nu, umut vaat edecek bir atak başlatmak üzereyken Mehmet Topuz belinden sarılarak tutunca ikinci sarı kart ve kırmızı kartla oyundan ihraç edildi ki bu da doğru bir karardı. Sonuçta gerilimi yüksek seyreden karşılaşmada, İlkar Meral oyunun kontrolünü sağlamada yardımcılarıyla uyumunda başarılı bir performans sergilediğini söyleyebiliriz.

21 Ocak 2013, Pazartesi 11:00
YAZININ DEVAMI

‘’İlk haftadan hakem hatası!‘’

Pozisyon çok net: Elle kontrol. Hakeme bakıyorum; önü açık, yani Doka’yı da topu da görüyor. ‘Devam’ kararı demek ki Serkan Çınar’ın pozisyon yorumlama algılamasının zayıf olmasından kaynaklanıyor. Daha sonrasında Hilbert, Doka’ya arka arkaya iki kez faul yaptı. Hakem bu pozisyonları da görmesine rağmen devam ettirdi. Bu da şunu gösterdi; Serkan Çınar bir önceki pozisyona takılmış, yani hata yaptığının farkında. Beşiktaş bu maçı kazanmış olsaydı, lider olacaktı. Ancak hakemin ciddi hatası, karşılaşmanın sonucunu tayin etti. Artık ligin ikinci yarısı bu tip hataları kaldırmaya doğrusu çok da müsait değil. O yüzden bu tip maçlara yapılacak atamaların da, görev alan hakemlerin de azami özeni göstermesi gerekiyor. Sonuçta, ligin ikinci devresinin ilk haftası da hakem hatasının öne çıktığı bir maçla dikkat çekti.

20 Ocak 2013, Pazar 11:00
YAZININ DEVAMI

‘’Kararları doğruydu‘’

53. dakikada Deniz’in ceza sahası içinde Olcan Adın’a yaptığı harekette hakemin beyaz noktayı göstermesi yerinde bir karardı. Aynı şekilde 64. dakikada kaleci Ndjock’un yine Olcan’ı düşürmesine de doğru bir şekilde penaltı düdüğü çaldı. Burada kaleciye kırmızı çıkartmaması yerindeydi ancak sarı kartına başvurmalıydı, yapmadı. Hemen 1 dakika sonrasında Adrian, Deniz’in ayak bileğine bir hamle yaptı. Hüseyin Göçek pozisyonu iyi süzerek Polonyalı oyuncuya ikinci sarısını gösterip oyundan attı. 84. dakikada ise Uğur İnceman’ın, temas olmadan kendisini yere bırakmasını da affetmedi ve bu oyuncu da ikinci sarıdan atıldı.
Kısacası Göçek, zorlu 90 dakikada başarılı bir yönetim gösterdi.

13 Ocak 2013, Pazar 11:00
YAZININ DEVAMI

‘’Kafasına göre maç yönetti‘’

Örneğin oyunun başında Halil, Riera’dan sıyrılabilseydi ceza sahasına girecekti nitekim öyle olmadı. Bu kez umut vaadeden atağı önlediği için, sarı kart göstermesi gerekiyordu, fakat sadece faul veriyor. Yunus Yıldırım oyun kurallarında yazılı olmayan, kendi kurallarına göre maç yönetiyor. Şunu da belirtelim ki oyunu oynatmaya yönelik düşünceyle, bunun hiçbir alakası yok. Eğer hakemin bu tutarsız ve anlamsız kararlarını, oyun içindeki futbolcular sakinliklerini muhafaza edip, problem çıkartmıyorlarsa bu hakem için büyük bir şans. İki takımında pozisyon üretmekte zorlandığı heyecansız, zevksiz maçın en kritik pozisyonunda; ilk yarıda yardımcının Burak’ın pozisyonunu devam ettirmesiydi.

Son söz de MHK’ya: Devre arasını iyi değerlendiremezseniz hakemlerinizin bu formuyla ikinci yarıda çok büyük sıkıntılar yaşarsınız. Bizden söylemesi...

24 Aralık 2012, Pazartesi 11:00
YAZININ DEVAMI

‘’Kabahat hakemde değil‘’

MHK, bu atamayla Fenerbahçe’ye “Hakemimin arkasındayım” mesajı verdi.

Aklı derbi ve sonrasında kalan FIFA kokartlı hakem, kabak gibi net pozisyonları göremedi!

Otorite yok, ciddiyetten uzak bir yönetim. Ama en az Halis Özkahya kadar MHK da sorumlu.

Polemikler günden güne artarken MHK ne yaptı? Sadece 5 gün sonra Özkahya’yı haftanın en önemli maçlarından birine atadı. Bu işi çok iyi bildiğini düşünen(!) MHK sözde, hakemini ödüllendirdi, Fenerbahçe’ye de ‘Hakemimin arkasındayım’ mesajı verdi. Sanki, bu maça atayacak hiç hakemi kalmamış gibi.

Aynı harekete farklı yorum


Başarıyla yönettiği derbinin keyfini bile yaşayamayan, kafası dalgın olan Halis Özkahya’nın psikolojisini düşünemeyen MHK, bu maçtaki kararları gördükten sonra ne söyleyecek, orası da bir muamma. Halis Özkahya daha oyunun başında Uğur Boral’ın, Bobo’ya arkadan kontrolsüz hareketine sadece faul çalıp, Abdullah’ın, Toraman’a yaptığı aynı harekete sarı gösterdi. Dağınık görüntüler sergiledi, Hilbert’in çok önemli bir avantajını kesti. Nurettin’ın, Holosko’nun beline sarılmasına rağmen topu sökerek avantaj kazandığı pozisyonda önce ters karar verdi, sonra da Kayseri lehine faul çaldı. Holosko’ya sarıyı da göstermedi.

Gol öncesinde hatalı karar

Şimdi bir kez daha soralım. Geçen hafta Meireles’e gösterilen ikinci sarı kartla bunun ne farkı var? En önemlisi de Almeida’nın, Olcan’a attırdığı gol öncesindeki kararı. Yardımcısının ve kendisinin önünde Veli’nin topa elle teması kabak gibi ortadayken, oyunu devam ettirdi. Pozisyon o kadar açık ki buna ne yorum yapılacağını kestiremiyorum. Sonuç: Oyun kontrolü yok. Otorite yok. Ciddiyetten uzak bir hakem yönetimi var. Bu kötü yönetim sadece Halis Özkahya’ya maledilemez. En az onun kadar MHK da sorumlu.

22 Aralık 2012, Cumartesi 11:00
YAZININ DEVAMI