En son, Manchester United-Real Madrid Şampiyonlar Ligi rövanş maçı yönetmiş, önümüzdeki hafta da Dünya Kupası Eleme Grubu’nda önemli bir maç yönetecek. Cüneyt Çakır; maçın genelinde pozisyonlara yakın olmaya çalışan, ikili mücadelelerde genelde doğru kararlar veren bir yönetim göstermeye çalıştı. Bunda genel anlamda, başarılı olduğunu söyleyebiliriz. Ancak disiplin anlamında, çok da başarılı değildi.

Örneğin... İbrahim Toraman 37. dakikada Djalma’ya umut vaat edebilecek bir atakta arkadan kontrolsüz bir hareket yaptı. Bu pozisyonda Toraman’ın gördüğü sarı kart doğruydu. Ancak aynı Toraman, 43’te taç çizgisi kenarında Uche’nin yüzüne eliyle kontrolsüz ve dikkatsizce vurdu. Pozisyona sadece serbest vuruş kararı veren hakem, sarıyı ve elbette dolayısıyla kırmızı kartı es geçti.

Üstelik aynı İbrahim Toraman, maçın ikinci 45 dakikasında agresif ve saldırgan tutumunu devam ettiren bir görünümdeydi. Toraman; canla başla oyuna konsantre olan, mücadele gücü yüksek bir oyuncu.
Yardımcı hakem Tarık Ongun’un önünde rakibiyle girmiş olduğu ikili mücadelede, yardımcının gereksiz bayrağı sonrasında, Cüneyt Çakır’a karşı aşırı itirazları oldu. Bu pozisyondan da sarı kart çıkmadı.
Aynı İbrahim, maçın sonlarında daha fazla sinirlenip ağzından küfürler de çıktı. Sonuçta, oyundaki faulleri, serbest vuruşları doğru değerlendiren, ancak kartlarda toleranslı bir yönetim ortaya koyan bir Cüneyt Çakır sahada vardı.

Henrique atmış olduğu golde, top kale çizgisini geçmesine rağmen yardımcı hakem Arkın Akgöl pozisyonu süzemeyince, Henrique ikinci kez vurdu ve topu filelere gönderdi. Aynı yardımcı, Henrique’ye alakası olmayan bir de ofsayt bayrağı kaldırdı. Bu, Trabzonspor adına çok önemli bir atak olabilirdi, çünkü topla buluştuğu an kaleci Carson’la karşı karşıya kalmıştı. Yine 45+2’de Musa Nizam’ın Bursaspor ceza alanı önünde Adrian’a yaptığı net faulü de Serkan Çınar devam ettirdi. Sonuçta maçın geneline baktığımızda yardımcının bir iki pozisyonda kaldırdığı yanlış ofsayt bayrakları, Serkan Çınar’ın da birkaç pozisyonda hatalı kararları oldu. Ancak Serkan Çınar açısından fena yönetilmemiş bir maç olduğunu söyleyebiliriz.

İki hafta önce Beşiktaş-Fenerbahçe maçına Mete Kalkavan’ı atayan Merkez Hakem Kurulu (MHK), bu kez de Kayseri-Galatasaray karşılaşmasına bu hakemi atayarak kafaları karıştırdı. Beşiktaş-Fenerbahçe maçında konuk takım aleyhine ofsayttan olmak üzere iki önemli kritik hatada bulunan hakeme maç sonrasında büyük tepki vardı. MHK Başkanı Zekeriya Alp yaptığı açıklamalarda hakeminin arkasında olduğunu söylemişti. Ancak zamansız yapılan bu açıklamalar hem federasyon hem de hakemler üzerinde olumsuz etki yapmıştır. Akıllara, ‘MHK, Kalkavan’ın arkasında mı duruyor, yoksa Kalkavan’ı harcamaya mı çalışıyor?’ sorusu gelmişti. Bakıyorsunuz Kalkavan, geçen hafta süper amatör küme maçına veriliyor ve o karşılaşma 11. dakikada olaylar nedeniyle yarım kalıyor. Arkasından haftanın en önemli maçı Kayseri ve Galatasaray karşılaşmasına yine Kalkavan gönderiliyor.

‘Zamanlama çok yanlış’

Bir de arada Cüneyt Çakır’a ilave yardımcı hakemlik görevi sırasında yaşananlar var. 15 günde hakkında birçok eleştiri yapıldı. Genç bir hakem psikolojik olarak bunları ne derecede kaldırabilir. Bu atamanın Mete Kalkavan’ı kazanmak veya arkasında durulduğunu birilerine karşı ima etmek düşüncesi olabilir. Fakat bunun zamanlaması doğru değil. Böyle yaparsanız son 5-6 yılda zaten alttan hakem taşıyamadınız, mevcut olan hakemleri de tek tek kaybedersiniz.

Özellikle 12’nci kuralda, yani faullerde doğru kararlar versin de bırakalım hobi olarak yapmaya devam etsin. Bakıyoruz pozisyonlara, maçın genelinde tutarsız ve yanlış kararları çoğunluktaydı. 6’ncı dakikada Burak’a çok net bir penaltı yapıldı. Ceza alanının içerisinde Schalke’li oyuncu kontrolsüz bir şekilde Burak’ın bacağına darbede bulundu. 17’nci dakikada Schalke’nin attığı gol öncesinde, Drogba’ya rakip oyuncu iki elini kullanarak faul yapıyor, yani itiyor. Drogba’nın yerde kalması Roman Neustadter’in topa rahat vurmasını sağlıyor. 63’üncü dakikada yine Schalke’nin atmış olduğu 2’nci gol öncesinde topu kontrol altına almak isteyen Muslera’ya bir hareket var. Muslera topa eliyle uzanıyor, rakip de kayarak geliyor. Hakem bu pozisyonda oyunu devam ettirdi. Ancak bu pozisyona da faul çalması daha doğru olurdu. Sonuçta Galatasaray maçın büyük bir bölümünü iyi oynayarak tur atladığı bu önemli bir gecede İsveçli hakemin kötü yönetimine rağmen
kazanması bildi.

Volkan’ın çok aşırı itirazlarına maruz kalan Özkalfa, taraftarın da yoğun protestoları eşliğinde soyunma odasına gitti. Tolga Özkalfa koridorlarda bir de (iddialar doğruysa) Aziz Yıldırım’ın hışmına uğrayınca, kontrolü bozuk bir şekilde 2. devreye çıktı ve belki de tek konuşulacak kritik pozisyonu 50’de yaşadı. Semih’in kafasından top havalandığı an Meireles ofsayttaydı. Carson havadaki topu kontrol ederken Sow da kafa vurmak için sıçradı, ancak bu esnada Carson’ın koluna temas etti. Yani pozisyonda faul vardı. Devamında ise Carson topu kontol edemeyince pozisyon Meireles’in golüyle sonuçlandı. Kısacası pozisyon hem faul hem de ofsayttı. Gol kararı sonrasında kimyaları bozulan hakem ve yardımcı hakemin 2 dakika birbirleriyle konuştukları ve anlaşamadıkları gözlendi. Sonuç şu; Maçı iyi götürürken baskıdan etkilenen hakemin verdiği kontrolsüz bir karar, onun adına ciddi tartışma yarattı.

Hafta içerisinde Fırat Aydınus’un maça atanmasından sonra Trabzon cephesinden MHK’ye çok büyük eleştiriler gelmişti. Hatta bu eleştiriler büyüyerek Fırat Aydınus’un bu karşılaşmadan azledilmesi gerektiğine kadar gittiğini gördük. Dersine iyi çalışmayan MHK, Trabzonspor’un bu çıkışına maalesef bir cevap bile veremedi. Aydınus ise büyük ihtimalle bu maça atandığını, Juventus-Celtic karşılaşmasında düdük çalmadan önce öğrendi. Fırat Aydınus, muhtemelen bilinç altında Trabzon aleyhine hata yapmama duygusunu oluşturdu. Önemli bir camianın kendisi hakında oluşturduğu kamuoyu, Aydınus’u bu maça hazırlanış sırasında psikolojik olarak belli ki etkilemiş.

Serkan Ok’tan hatalı kararlar

18. dakikada Sivok serbest vuruştan gelen topa kafayla vurduğu an ofsayttaki Holosko’nun ayağından seken topu Onur çizgi üzerinde kontrol etti. Top çizgiyi tamamen geçmediği için gol değildi. Ancak asıl pozisyon zaten ofsayttı ve yardımcı Serkan Ok’un bayrak kaldırmaması ciddi bir hataydı. 38. dakikada Zokora, İbrahim Toraman’a ayak tabanını göstererek haklı bir sarı kart gördü. 53. dakikada Gökhan Süzen, Halil’in ayağına bastı. Yine Serkan Ok, bayrağını aceleyle kaldırdı ve Trabzonspor’un önemli sayılacak bir atağını kesti. 63. dakikada Olcan’ın verkaç girişiminde Adrian pasif olarak ofsayttaydı, devam kararı doğruydu. Ancak maçın en önemli pozisyonu 31. dakikada Trabzon ceza sahasında yaşandı. Serkan Balcı, topla oynama niyeti olmaksızın arkadan Fernandes’in ayağına kontrolsüz, çok net bir darbe yapıp bu oyuncuya açıkça faul yaptı. Pozisyon net penaltı. Fırat Aydınus pozisyona çok yakın olmasına rağmen oyunu devam ettirerek çok önemli bir hataya imza atmış oldu.

Komik penaltı

Örneğin Eboue 60. dakikada Vleminckx’in attığı gol öncesinde el temasını vücudunda hissettiği sırada kendisini çok kolay yere bıraktı. Bu pozisyona benzer birkaç kez serbest vuruş kararı veren Özgür Yankaya, bu kez doğru bir şekilde oyunu devam ettirdi.

Herkes şaşkındı...

83’te Gençlerbirliği ceza alanı içerisinde Drogba, Eboue gibi kendini yere bıraktı. Rakibin bir teması yoktu. Ancak hakem, bütün oyuncuların şaşkınlığı içerisinde penaltı noktasını gösterdi. İki benzer pozisyon ve iki farklı karar ortaya çıktı. Penaltıyla uzaktan yakından ilgisi yoktu. Hatta son zamanlarda görmüş olduğum en komik penaltı kararıydı. Özellikle Başkent ekibinin oyuncularının penaltı kararı sonrasında aşırı itirazları karşısında Yankaya’nın otoritesini yitirmesi, hakemlik adına kötüydü. Sonuç olarak; hakemlerin gerçekten kötü maçlar yönettiklerini üzülerek görmekteyiz. Artık şu atmosferde kimsenin yanlış kararlara tahammülü yok.

Mete Kalkavan, genel yüz ifadesiyle heyecanlı bir görüntü sergilediği oyunda başlama düdüğünden sonra normale dönebildi. 10. dakikada Niang’ın yüzüne gelen kol darbesinde Egemen’e sarı kartını göstermeyerek uyarı ile geçiştirmesi, maçın zorluk derecesi göz önüne alınınca bana göre de doğruydu. Aynı Egemen’in 15. dakikada yine Niang’a yapmış olduğu sert harakette sarı kartını göstererek doğru bir karar verdi. İlk pozisyona kart göstermiş olsaydı oyunun kontrolünü maç sonuna kadar sağlamada problem yaşayabilirdi. 19. dakikada Beşiktaş ceza alanında Veli’nin, kolunu toptan saklama isteği içerisindeki pozisyonda, top kola çarparak dışarı çıktı. Bu pozisyona penaltı vermeyip köşe vuruşuna hükmetmesi yerindeydi. Aynı köşe vuruşu sırasında Kuyt’un şutunda, McGregor’dan seken topu Webo ağlara gönderdiğinde yardımcı Emre Eyisoy, ofsayt bayrağını kaldırdı.

Gol kararı vermeliydi

Oysa Olcay Şahan, kale içinden ileriye doğru çıkarken ofsaytı bozmuştu ve gol kararı verilmesi gerekiyordu. 40. dakikada Kuyt’ın kendi kalesine attığı gol öncesi, Meireles’in pozisyonunda elle oynama gerekçesiyle serbest vuruşa hükmetmesi çok yanlıştı. Çünkü Portekizli oyuncunun kolu, topla oynama düşüncesi dışında doğal konumundaydı. Yani oyun devam etmeliydi. 2. yarıda çok kritik pozisyonların olmaması, oyuncuların centilmence mücadele etmeleri ortaya çıkan güzel görüntülerdendi. Mete Kalkavan genç bir hakem. İlk karşılaşmasında ciddi 2 kritik hata yaptı. Bu hataların maçın skorunu ve gidişatını etkilemesi onun adına şansızlıktı.