Arama

Popüler aramalar

‘’Galatasaraylı futbolcuların onur mücadelesi‘’

Galatasaray ligin en deneyimli ve güçlü kadrosuna sahip. En azından en fazla şampiyonluk görmüş oyunculardan oluşan kadro Sarı Kırmızılılar'da. Taraftarın ise onlardan tek istediği rakipleriyle aynı oranda ter dökmeleri.

Hocaya gözdağı

Evet puan durumuna bakarsak işler o kadar da kötü değil ancak oynanan futbol en ılımlı Galatasaraylıyı bile tatmin etmeyecek seviyede. Acaba bu ekibi kuran Başkan Dursun Özbek ve Sayın Levent Nazifoğlu takımın oynadığı futboldan memnunlar mı! Antrenör Orhan Atik neden gönderildi; Jan Olde Riekerink'e gözdağı vermek için mi? Basit bir araştırmayla ana sebebin, "Hocanın yanlışlarına sert müdahalelerde bulunmuyorsun" olduğuna ulaştım. Bir de arkadan karalama dedikoduları oluşturmak da mevcut yönetime yakışmıyor. Yok menacerlerle konuşuyormuş, yok emekli olup da çalışmaya devam etmek istiyormuş. Orhan Atik Galatasaray'a zarar verecek bir işin içinde olmaz ve Galatasaraylılığı bu kararı alanların altında değildir. Kaldı ki emeklilik bir suç değil bildiğim kadarıyla.

Aciz futbol

Konumuza dönersek; son haftalarda Trabzonspor, Başakşehir, Fenerhahçe, Kasımpaşa ve Osmanlıspor karşısında Galatasaray aciz futbol oynadı. "İstatistikler bunu göstermiyor, topa sahip olma oranı rakiplerin iki katı, isabetli pas oranı 3 katı" diyene cevabım çok basit; Selçuk'un Semih'e, Serdar'a, Serdar'ın Muslera'ya verdiği paslar da isabetli pas sayılıyorsa bu işte isabetsiz bir durum var. Galatasaraylı futbolcuların bu kadar geri pas yapmaya hakları yok. Mıymıntı bir oyunla kazanılan 3 puan hiçbir gerçek Galatasaraylıyı memnun etmez. Kafa göz mücadele ederek alınan mağlubiyetler daha değerlidir onlar için. Taraftarın ana düşüncesi, "Adam gibi oynayın, isterseniz yenilin"dir.

Çekişmeyi bırak, takım ol

Maalesef "Huzursuzluk Hastalığı" yine salgın Florya'da. Kişisel egoları bir kenara bırakıp takım için oynamanın tam zamanı. Son durağa gelmeden otobüsün burnunu doğru yola sokması gerek Florya'nın gerçek sakinlerinin. Hoca da yönetici de kaybedilen puanların ardından mağduru oynamazlarsa daha iyi olur. Kar, buz, krampon mazeretini kimse yemez. "Bize izin vermediler, stadı saati değiştiremedik" ise Galatasaray'ın ileri gelenlerinin şikayeti olamaz anca aczidir.

20 Aralık 2016, Salı 22:30
YAZININ DEVAMI

‘’Sakin olma zamanı‘’

Galatasaray, Trabzonspor'a mağlup oldu, hem de kendi sahasında, hem de 45 bin taraftarı önünde. Şimdi birçok goygoycu çıkıp, "Takım karıştı, yıldızı kızdı, hocası yetersiz, yönetimi ilgisiz" diyerek Sarı Kırmızılılar'ın rakiplerinin ekmeğine yağ sürecekler. İşte zaman zaten Türkiye'nin en kaliteli taraftar ve üye profiline sahip kulübünde kenetlenme zamanıdır.

Herşey yolunda

Galatasaray mağlup olurlen topa % 72 sahip oldu, sıfıra karşı 9 korner kullandı. Oyunun hakimiydi. Tabii ki futbol bir sonuç oyunu ancak içinde en aşağı 3 sonuç olduğu için bu kadar çok ilgi çekiyor. Arada sırada el yumruğu da yemek var ki kendisininkini bey yumruğu sanmasın insan. Neticede Galatasaray ilk 7 haftada oynadığından daha kötü bir futbol sergilemedi. Bu kez rakip defans, kaleci ve direk Sarı Kırmızılılar'dan yana değildi. Biraz klişe olacak ama "Hatalardan ders almaktan" başka düşünülecek çıkar yol yok. Türkiye'nin en kaliteli kadrosuna, en kirlenmemiş teknik heyetine ve en kaliteli ve büyük camiasına yakışır şekilde başlar dik sıradaki mücadelelere hep beraber hazırlanmak en akıllı düşünce olacaktır.

Florya ve Riva

Emlak Konut tabii ki herkesin görebildiği gibi Florya'daki büyük rantı göz önünde bulundurarak bu işe girdi. Florya'nın şu anki kredi teminatı 79 milyon lira. Bankalar bu rakama göre kredi veriyorlar. Bir şirket ya da Galatasaray'ın imkanlarıyla imar izni alabilmek ise imkansıza yakın. Başkan Dursun Özbek 1 aydır, "Değerlerimizi elden çıkartmıyoruz, ortak bulduk ve bu işten hep beraber karlı çıkacağız. Ortaya çıkacak karın da % 80'ini biz cebimize koyacağız. Bu parayı da borçlarımızı kapatmak için kullanacağız" diyor. Olağanüstü genel kurulda da hepsi çok iyi birer taraftar olan üyelerin zihinlerinde soru işareti bırakmayacak şekilde açıklamalarda bulundu. En sonunda da, "Bu projeye kendi malımdan daha iyi bakacağıma söz veriyorum" dedi.
İtimat etmek tüm Galatasaraylılar'ın görevidir.

23 Ekim 2016, Pazar 10:45
YAZININ DEVAMI

‘’Genel kurul ne diyecek?‘’

Yönetimler bu tür hamleler yapmak için var. Şu aşamada satılan veya Galatasaray’ın elinden çıkan bir arazi yok. Birçok ortamda da bu hamle, “Galatasaray’ı kurtaracak proje” olarak lanse edilecek. Ancak bu projeleri oylayacak Galatasaraylılar’ın neler düşündüğünü göz önünde bulunduran kimse yok galiba bu yönetimde. Birçok üyenin ilk saniyede tepkisini çeken bir nokta var, açıklamaya eklenmese de olacak bir cümle; “Bu protokolün Emlak Konut İdaresi ile imzalanmasında bizzat katkıları olan Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a teşekkürlerimizi sunarız” oldu.

Polat neden ibra edilmedi!

Eski başkanlardan Adnan Polat kulübü kötü yönettiği için değil, iktidar karşısında ezildiği için Galatasaray’dan kovuldu. Benim kafam politika yapmaya basmaz ama Galatasaray Genel Kurul Üyeleri’nin siyasi düşüncelerinin ne olduğunu anlamaya basar. İktidara ne kadar yakın durursanız cebiniz o kadar şen olur ama Galatasaray’da bu iş böyle işlemez. Çünkü Galatasaray’ın temellerinde Saray’a direnen bir felsefe vardır. Galatasaray Lisesi’nin efsane müdürü Tevfik Fikret’in öğrencilerini tutuklamak üzere gelen padişahın adamlarına, “Benim cesedimi çiğnemeden bu okula adım atamazsınız” sözünü duyan her Galatasaraylı’nın tüyleri diken diken olur, gözleri dolar. Tevfik Fikret’in, “Fikri hür, irfanı hür, vicdanı hür” nesiller istemesi de tüm Galatasaraylılar’ın ortak felsefesidir.

Bakalım izin verecekler mi?

Bu havada, açıklamaya cumhurbaşkanını da iliştirmek projelerin ilerlemesini durdurmuştur. Emlak Konut proje yaparak Galatasaray’a sunacaktır. Riva ve Florya için belli bir parayı Galatasaray’a ödemeyi taahhüt edecektir. Yönetim, Galatasaray’ın bir taşınmazını satarken genel kurul kararı almaya mecburdur. Böyle bir açıklamadan sonra ise dünyalar sunulsa bile Riva ve Florya arazilerinin Emlak Konut tarafından inşasına genel kurul üyeleri izin vermeyecektir.

30 Haziran 2016, Perşembe 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Aman dikkat!‘’

Galatasaray bu sene ‘bir’ lira dahi olsa kâr etmek zorunda. SPK mevzuatına göre 5 yıl üst üste zarar eden kuruluşlar A tipi hisseler üzerindeki hakkını kaybediyor. Bu ne demek; Galatasaray’ın hisselerini toplayan biri, Galatasaray Spor Kulübü Derneği, ayrıcalıklı hisselerini yitirdiği için şirketin başına geçebilir. Zor bir ihtimal ama Sarı-Kırmızılılar bu riski almamalı ve bu seneyi mutlaka kârla kapatmalılar.

Babadan kalma yöntemler

“Büyüyerek borç ödemek, borçlanarak büyümek, ne kadar borçlanırsak o kadar büyür ve borçlarımızı rahat öderiz” laflarını çok duyduk ve bu lafların sadece lafta kaldığını tecrübe ederek öğrendik. Galatasaray şu anda babadan kalma yöntemle borçlarını azaltmaya uğraşıyor. Yani israftan kaçınıp kemer sıkarak. Bence de ülke, belediye, kulüp, şirket, aile; ne ekonomisi derseniz deyin borçları azaltıp yok etmenin en etkili yolu kemer sıkma. Bu bağlamda Dursun Özbek’in sağdan soldan gelen çatlak seslere, taraftarın istifa çağrılarına, hocaların doymak bilmeyen transfer isteklerine kulaklarını tıkayıp doğru bildiği çizgiden ayrılmadan hedefine ulaşmak için çalışmalarına devam etmesi gerek. Zaten sportif başarısızlığın ve çöküşün nedeni de yapılmayan transferler, satılan yıldızlar değil!

Florya’ya layık yönetici

Dursun Özbek’in biran önce Florya’yı yönetmek için akrabadan ve Erdal Keser’den hariç bir isim bulması gerek. Bence Özbek’in en zor başkanlık görevi Florya’ya layık bir yönetici bulmak. Benim adayım Terim ama onun da işi çok!

28 Nisan 2016, Perşembe 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Kayıp çok büyük‘’

Galatasaray bir maçtan, 3 puandan çok daha fazlasını kaybetti. Kötü oynuyor bu sezon, sahada plansızlar, mahalle takımı havasında ve yenilmeyeceği takım yok görüntüsündeler. Yıldızlarını ve benliğini kaybetti. Büyük takım havasından uzaklaştı. Hakemler artık Galatasaray’ın isminden çekinmiyor. Antalyaspor’un ikinci golünü Etoo, el-kafa karışık atıyor. Sahada bir sürü hakem var ve hiçbiri görmüyor. İşte en büyük tehlike yüreklere korku salan bir takım olmaktan çıkması Galatasaray’ın. Rakip futbolcular, rakip taraftarlar ve en önemlisi hakemlerin de çekincesi kalmamış.

Yenilmiyorlar, teslim oluyorlar

Galatasaray borcu çok olduğu için kötü değil. Futbolcular sahaya ruhlarını koyamıyorlar. Takımda birlik eksik. Kağıt üzerinde kötü bir kadrosu yok Galatasaray’ın ama oyuncuların ve teknik heyetin ruhu yok. Florya’ya hoca diye gelenlerin katkısı olmadığı gibi mevcut düzenin de taşlarını yerinden oynattılar.

Bir takım yenilebilir ama teslim olmaz. Podolski top kaybediyor, arkasını dönüp bakmıyor bile. Faul bile yapmaya üşeniyor Sarı Kırmızılı futbolcular.

Artık yenilgilere, puan kayıplarına alıştı bu ekip. Mümkün olduğunca bu takımdaki isimleri değiştirmek Galatasaray’ı düzlüğe çıkarabilir. Galatasaray formasının değerini bilen futbolcular lazım bu camiaya. Yenilince soyunma odasındaki dolapları hırsından tekmeleyen futbolcuya ihtiyaç var teslim olana değil.

Şimdi tüm umutlar kupada, Avrupa’da alınan cezayı silmek için. Bu takımdaki oyuncular borçlarını ancak bu şekilde ödeyebilirler. Ondan sonra da kafaları önde çekip gitmeleri en uygunu olur.

17 Nisan 2016, Pazar 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Büyüklük ruhunda var‘’

Türkiye’nin tartışmasız en büyük camiası Galatasaray. Bunun yanı sıra en kültürlü üye profiline de Galatasaray sahip. Doğduğu okuldan kaynaklanan bir de asaleti var. Sadece spor alanında değil, lisesi ve
üniversitesiyle bilim dallarında da Galatasaray adını kürsülerin en üst noktasına taşıyabiliyor. Yerel rakipleri üniversite kurmak için uğraşadursun, Galatasaray Üniversitesi dünyadaki dev üniversitelere kafa tutmaya çalışıyor.

Tesadüf mü!

İşte bu inatçı başarı arayışı belki de Galatasaray’a en başarısız denilen senesinde iki Avrupa Kupası getirecek. Basketbol ve voleybolda dar bütçelerle Avrupa’da kupa kovalamak neredeyse mucize. Yerel rakiplerinin çok güçlü oldukları anlarda bile başaramadıklarını Galatasaray yukarıda saydığımız diğer özellikleriyle aşarak mutlu sona ulaşmasını bildi. Alınan UEFA Kupası’ndan sonra ezeli rakibin başkanının “tesadüf” yakıştırmasına en iyi cevabın susularak verilmesi ise yine Galatasaray’ın yukarıda saydığımız asil özelliklerinden kaynaklanıyor.

Galip Kulaksızoğlu!

Gönül verenlerini bir şekilde mutlu etmeyi biliyor Galatasaray. Ülke medyasında hakettiği yeri bulamıyor belki ama bunu rakipleri gibi tehdit, şantaj ve rüşvetle çözmeye de çalışmıyor. Başarıyı hep ahlak ve hukuk kuralları içinde araması ise bence binlerce kupadan ve şampiyonluktan daha değerli. Galatasaray kanunsuzlukları değil sporu Türkiye’ye getiren camiadır. Galatasaray Lisesi beden eğitimi öğretmenleri Faik Üstünidman Türkiye’yi jimnastik ile, Ahmet Robenson ise basketbol ile tanıştıran büyük isimlerdir. Ali Sami Yen ise ülkeye getirdiği futbolu istilacı güçlere karşı bir direniş aracı olarak başarıyla kullanmıştır. Bu amaç uğruna İstanbul’un diğer yakasında da daha sonra ezeli rakibi olacak bir kulüp kurarak Türk sporuna armağan etmiştir. Ezeli rakibinin kurucuları arasında başta Galip
Kulaksızoğlu olmak üzere birçok Galatasaray Lisesi öğrencisi vardır.

Topsakal ve Yüce

Şimdi Galatasaraylılar’ın tek yapacakları şey tüm takımlarını ve sporcularını desteklemek ve gelebilecek kupaların mutluluğunu nasıl yaşayacaklarını planlamaktır. Futbolda ligi en iyi yerde bitirmek ve kupa şampiyonluğunu elde etmeyi, basketbol ve voleybolda ise yöneticiler Can Topsakal ve Ali Yüce’nin sessizce dirilttikleri takımlardan Avrupa’nın zirvesine çıkmalarını beklemelidirler. Bu beklemede tabii ki çatlak ses çıkaranlar olacaktır. Yönetimde kim olursa olsun, ne kadar başarılı olurlarsa olsun, başkan ve yönetimi yerden yere vuran küçük bir grup var Galatasaray’da. Amaçlarının gündemde kalmak, belki de günün birinde yönetimden bir koltuk kapmak olduğunu düşünmekten insan kendini alamıyor. Her şeye rağmen bunlara da işin tuzu biberi diyerek tebessümle bakmak lazım.

02 Nisan 2016, Cumartesi 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Çok değişik bir kongre‘’

Galatasaray’ın bugün Mali Genel Kurul’u var. Bana göre son yılların en ılıman toplantısı olacak. Takımın iyi durumda olmaması akıl sahibi üyeler tarafından ön plana çıkartılmayacaktır.
Üyelerin esas derdi geçmiş yönetimlerle. Bu bağlamda en çok eski Başkan Ünal Aysal eleştirilecektir. Kaldı ki çok önemli bir engel olmazsa Aysal mali genel kurula katılıp kendi açısından neler yaptığını ve neler yapmak istediğini, yarıda kalmış döneminin sisler arkasındaki bölümlerini anlatacak. Anlayacağınız çok değişik bir genel kurul yaşayacak Sarı-Kırmızılı camia.

Özbek rahat

UEFA’dan ceza almasına ve sportif başarısızlığa rağmen selefleri gibi ibra endişesi yaşamıyor Başkan Dursun Özbek. Duruşu, kararlılığı ve söylemleriyle Galatasaray’ı mali olarak kendine yetebilecek bir seviyeye getirmek için çalıştığından neredeyse hiçbir üyenin endişesi yok. Özbek bu ‘geçiş dönemi’ de diyebileceğimiz yıllarda Galatasaray’ı düze çıkarmaya en yakın isim. Genel kurulun açılışında, sakin tavrıyla yapacağı hedeflerini anlatan konuşmayla kendisine ters bakan üyelerin de desteğini almaya çok yakın görünüyor.

Aysal çıkarması

Başkanlıktan ayrıldıktan sonra Galatasaray ile ilgili hiçbir polemiğin içine girmemeye özen gösteren Ünal Aysal, bu kez sesini çıkarmaya kararlı. Aysal, sürpriz yaparak Galatasaray için başkanlığı döneminde hayata geçirmeye çalıştığı “Avrupa’da da bir Galatasaray” projesini üstlendiğini açıklayabilir. Nedir bu proje kısaca hatırlayalım; çok uzun zamandır kulübün mali durumunun bozuk olduğunu gözlemleyen ve nihayetinde Galatasaray’ın Avrupa’dan men cezası alacağını tahmin eden Aysal, Avrupa hatta Almanya’dan bir takımı Sarı-Kırmızılı camiaya (satın alarak ya da sponsor olarak. Örneğin, Galatasaray Köln) bağlayarak UEFA organizasyonlarında Galatasaray ismini yaşatmak istiyordu. Tüm kulüplerimizin aynı borç batağında olduğunu düşünen Aysal,0 bu proje ile rakiplerinin bir adım önüne geçmeyi planlıyordu. Ancak hükümet, federasyon ve camia içindeki baskılara dayanamayarak görevi yarım bırakınca bu projesi de durmuştu. Bakalım Aysal’dan böyle bir açıklama gelecek mi!

İlgi az, seçim yok

Genel kurul için aidatını ödeyen üye sayısı 7 bin 651. Bu rakam son yıllarda 8 binin altına hiç düşmemişti. Ligdeki gidişat anlaşılan üyelerin de heyecanını söndürmüş.Çok konuşulan erken seçim kararının alınması ise imkansız. Yönetimin bu şekilde bir tasarrufu yok. “Muhalefet ne diyecek?” diye soran olursa, “Muhalefet yok ki” cevabı en uygunu olacaktır.Özbek ve yönetimi bin civarında oyla bugün ibra edilecektir.

19 Mart 2016, Cumartesi 00:35
YAZININ DEVAMI

‘’Tek hedef Avrupa bileti‘’

Galatasaray’ın son iki hedefi kaldı. Biri Avrupa kupalarına katılabilmek diğeri de UEFA’dan gelen cezayı en aza indirmek. Avrupa biletini almak artık Sarı- Kırmızılı futbolcuların namus borcu oldu. Nasıl ki bu takımı şampiyon yaptılar, bundan sonra ligde ilk 4’e sokmalılar, üstüne de Türkiye Kupası’nı kazanmalılar. Böylece UEFA’nın belirlediği 2 sene barajını 1 senede aşarak sezon başından beri gülmeyen taraftarların suratına bir tebessüm yerleştirmek de boyunlarının borcu.

UEFA’dan gelen ceza için tüm camia tek yumruk oldu çalışıyor, iktidar muhalefet kalmadı. Tüm hukukçular seferber durumdalar. 21 sayfalık UEFA mektubu didik didik ediliyor. Bu kadar kaliteli hukukçuların olduğu bir ortamda mutlaka Galatasaray’ın bir sene men cezasını da yok edecek bir akıl çıkacaktır.

03 Mart 2016, Perşembe 01:30
YAZININ DEVAMI