‘’Fabrika ayarlarına dönmeli!‘’
Trabzonspor evinde çok önemli bir rövanş mücadelesi verecek. Deplasmanda hikayesi umutlarla başlamış bir karşılaşmanın hesap dışı gelişmelerle bambaşka bir yere gittiğine hep birlikte tanıklık etmiştik. Kabul etmek gerekir ki Monaco, grubun favori takımı. Yine kabul etmek gerekir ki Trabzonspor da bu grubu ilk 2 içinde bitirmesi beklenen diğer takım... Hafta başında Kasımpaşa önünde mutlak favorisi olduğu karşılaşmada, 1 puana rağmen, bir çok açıdan maçın kaybedeni gibiydi Trabzonspor.
Taraftarların oyuna reaksiyonu, özellikle bazı oyunculara reaksiyonu keyifleri kaçırmıştı. Dün artık dünde kaldı. Fırsat bir kaç gün içinde yine ayağına kadar geliyor Trabzonspor’un.
Takım savunması önemli
Monaco ilk karşılaşmada 10 kişi kalan rakibine karşı istediği an tempoyu artırıp; istediği golleri bulan taraf olmuştu. Şimdi karşılaşma 11-11 yeniden başlıyor, tıpkı orada oynanan ilk 10 dakikadaki gibi. Asla unutulmamalı, bu bir gruptan çıkma maçı ve Monaco bu grubun favorisi. Ancak bu maçın değil. Haliyle aslına rücu etmiş bir Trabzonspor oyunu gerekiyor. Aslına rücu etmiş, fabrika ayarlarına dönmüş bir Trabzonspor ise; takım savunması demek. Oyunu doğru başlatmak, doğru kurgulamak demek. Doğru kapanmak, alan daraltmak, geçişleri doğru zamanda yapmak demek. Rakibe at koşturan alanlar bırakmamak demek.
Kilit nokta taraftar
Bunları koca oyun boyunca yapabilmek için de sıkça geri ve yan pas demek. Taraftarlar bu ikisini sevmiyor olsa da bunun bir oyun kurma stratejisi olduğunu kabul etmek gerekiyor. Geri ve yana paslarda tempo ve hız konusunda haklı eleştirilere ben de katılıyorum. Ancak bu akşam sabır oyunu, pas oyunu, geçiş oyunu... Özetle de oyuna dair oluşturulacak ‘her üçgenin en önemli açısı taraftarlar olacak’. Böylece Bakasetas daha rahat şut atacak, Trezeguet daha fazla defans arkasına koşacak, Trabzonspor grubun liderinden en az bir puan alacak.
‘’Bu oyun düşündürücü‘’
Agresif olmasa da önde sakin basan bir Kasımpaşa ve Bartra ile uzun oynamaya mecburmuş gibi bir başlangıç oyunu oynayan Trabzonspor... Orta alanı etkili kullanamayan,Hamsik’in bile pas alma ve atma konusunda eski günlerini aratan görüntüsü o bölgeyi tamamen işlevsiz hale getirdi.Düşük enerji, düşük yardımlaşma isteği, düşük profilli oyunu kaçınılmaz hale getirdi. Kasımpaşa için istenen ortam, Trabzonspor içinse rahat bir ilk yarı geçilmiş oldu. Aslında bu karşılıklı başlangıç fazı ilk 45 dakikanın nasıl geçeceğinin de işareti gibi oldu. Bu tarz 45 dakikaları Trabzonspor’un uzun zamandır oynadığı düşünülürse ilk yarıdan beklenti zaten bundan fazlası değildi. İkinci yarıda hamlelerle, oyunun karşılıklı hareketlenebileceği beklentisi açıkçası kısmen karşılık buldu da...
Fırsatı kaçırdılar
Hamlelere, risklere, karşı alanda daha sık görülmelerine rağmen, istenen Trabzonspor ortaya çıkamadı. Liderlik şansı, psikolojik üstünlük fırsatı böylece kaçırılmış da oldu. Sağ ön tarafı bir türlü tedavi edilemeyen, edilse de tedaviye yanıt vermeyen, verdirilemeyen Trabzonspor değişim sancıları çekmeye devam edecek gibi görünüyor. Kabul edelim oyunda tempo son derece düşüktü, Trabzonspor’un hızlanacağını düşündüğümüz anlarda ise; sarı kartları bile bir şölen havasında uzun uzun, dura dura verip not alan hakemin kaleci Ertuğrul’u zaman konusunda uyarması son derece ironik bir durumdu. Trabzonspor kaybetti. Daha kötüsü oyunu umut vermedi. Dışardan anlamak güç ama oyuncuların yardımlaşamıyor olmaları düşündürücüydü.
‘’Hücum gücüyle kazanır‘’
Trabzonspor kazanması halinde liderlik koltuğuna oturma şansına sahip. Monaco ile oynanacak rövanş öncesi Bordo- Mavililer bu fırsatı kaçırmak istemeyecektir. Sağlam bir Bakasetas ve Hamsik’le birlikte Gomez ile Umut’un çok pozisyona girdiğini görebiliriz. Bu hücum gücü, Fırtına’yı avantajlı kılıyor.
Trabzonspor, UEFA Avrupa Ligi’nde aldığı mağlubiyet sonrası bugün çok önemli bir karşılamaya çıkıyor. Aslında bir o kadar da; ‘perşembe günkü rövanş öncesi çok önemli bir maç’ da diyebiliriz. O nedenle bakış açısını değiştirmiş bir Trabzonspor futbolda düne asla takılmadan, günü ve yarını planladığını göstermek için Kasımpaşa maçını fırsata dönüştürmek isteyecektir. Kasımpaşa maçının kazanılması halinde Trabzonspor’un liderlik koltuğuna oturma ihtimali söz konusu. Bu psikolojik oyunda liderliğin ne kadar önemli olduğunu daha bir yıl evvel test etmiş bir takımın bu fırsatı tepmeyeceği ortada. Ligde yükselişte Trabzonspor. Avrupa konusu şimdilik rövanşını bekler durumda. Hâl böyle olunca Trabzonspor eleştirilerden de olumlu etkilendiğini taraftarlarına göstermek için Kasımpaşa maçını mutlak kazanmak isteyecek. Maxi Gomez kendini affettirmek için ekstra işler yapabilir. Trezeguet’yi kendi yerinde izlerken, Umut’u sağ önde görürsek şaşırmayız.
Trezeguet damga vurur
Bambaşka bir Trabzonspor izleyeceğimizi düşünüyorum. Monaco’da skora ve mücadelenin zayıflığına rağmen 90 dakika takımına destekten vazgeçmeyen taraftarlarının, Trabzon’daki tezahürünü de iyi hesap etmiş bir oyuncu grubu sahada olacaktır. Trezeguet gol ve asistleriyle maçın adamı olabilir. Sağlam bir Bakasetas, Hamsik’le birlikte sahada olursa Gomez ve Umut’un rakip ceza sahası içinde kaleciyle burun buruna kalacağı çok pozisyon izleriz. Kısacası bu hücum gücü, Fırtına’yı avantajlı kılıyor.
‘’10 kişiyle de mümkündü!‘’
Açıkçası son derece dengeli başlayan bir karşılaşmaydı Monaco-Trabzonspor maçı... İlk 10 dakikalık periyotta herkesin aklından geçen düşünce özetle “biz bu rakibi yeneriz ya da en azından berabere kalır, avantaj elde ederiz” şeklindeydi... Dakikalar 11’i gösterdiğinde tribünlerde, saha içinde ve ekranları başında olan herkes için büyük bir şok yaşandı... Futbolda bunlar var diyenler elbette olacaktır ama... Karşılaşmanın belki de en anlamsız, en tuhaf, en kabul edilmesi zor pozisyonunda Maxi Gomez rakibine yaptığı hareket sonrası ‘VAR’ kararıyla takımını eksik bıraktı.
2-0 maçı bitirdi
Bir Avrupa bileti için çekilen cefa, harcanan dövizler düşünüldüğünde bu tip kırmızı kartların ağırlığı daha da net anlaşılabilir diye düşünüyorum. Elbette 11. dakikada maç bitmedi, 10 kişiyle de doğru oyun ve doğru oyuncu tercihleriyle oyunda kalınabilirdi. Lakin böylesi zorlu bir takım ve deplasmanda direnmeyi, savaşmayı, öncelikle kafasında bitirmiş bir oyuncu grubuna dönüştü sahadaki futbolcular. Çok kısa sürede kalelerinde gol görmeleri de bunun en önemli işareti oldu. Soyunma odasına bu skorla gidilebilirdi ama o da olmadı. 2-0’lık ilk yarı sonucu maçı da bitiren unsur oldu. 10 kişilik oyundan çıkan malzeme bu kadar olabilirdi, denilebilir... Ancak oyuna bir oyuncu girdi ve aslında 10 kişiyle de savaşmak mümkün dedirtti adeta... Bakasetas’ın oyuna girişinden bahsediyorum elbette...
‘’Bu dönüş önemliydi‘’
Orta sahası kolay geçilince, orta alanda ciddi ciddi değişikliğe gitti Abdullah Avcı. Risk aldı. Risk aldığı dakikalarda da tempo kazandı Trabzonspor. Tempo kazanan Trabzonspor, rakip alanda önce penaltı kazandı. Penaltıyı Bakasetas gole çevirdi ve oyunda tüm akış Kayserispor tarafına doğru da dönmüş oldu. Psikolojik üstünlük de Trabzonspor lehine dönünce, golcüleri devreye girdi. Maxi Gomez, Umut Bozok’un önüne harika bıraktı ve gol vuruşları çok iyi olan Umut Bozok da golü yapmakta zorlanmadı. Milli ara dönüşleri sıkıntılıdır. Milli aralardan dönüşlerde hiçbir şeyi bıraktığınız gibi bulamayabilirsiniz. Bu durum yıllardır böyledir. Milli takımlarına gidenler, idmanlarda sayısal eksikler, idman kalitelerini de direkt etkileyen unsurlar. Hâl böyle olunca, Trabzonspor’un da nasıl döneceği merak konusuydu. Oyun anlamında çok iyi bir dönüş olduğu söylenemese de skor ve sonuç anlamında mükemmel bir dönüş oldu. Son şampiyonun, şampiyonluk sezonunda bu tip maçlar oynadığı ve sonuç aldığını hatırlayalım. Haliyle bu oyuna rağmen sonuç almak önemliydi.
Gomez & Umut uyumu
Trabzonspor’un Avrupa maçı öncesi çok kritik bir maçı kazandığını da not etmek gerekiyor. Bu özelliğiyle de karşılaşma ve galibiyet önemliydi. Maç trafiğine girilirken, kazanmak önemliydi. Oyuncu bazlı bir kaç notumuz daha var. Örneğin;
Abdülkadir Ömür’ün önü boş koşarken bile, ürkek tavırlarla sağına soluna, arkasına bakıyor olması bile cesaretini de yitirdiğini gösteriyor. Maxi Gomez çok büyük bir santrfor olduğunu gösterirken, Umut Bozok’la uyumu da birlikte oynamalarının formülüne itebilir Abdullah Avcı’yı. Uğurcan Çakır maç içinde gitti ama maç içinde de geri döndü. Bu dönüş önemliydi. Takımının dönüşü gibi...
‘’Şampiyon yapan oyuna dönüş‘’
Milli araya moralli giren Trabzonspor yine kendisi gibi moralli olan Kayserispor ile deplasmanda karşılaşıyor. Trabzonspor’da, kadro istikrarı yakaladığında oyunda da belirgin bir estetik dikkat çekiyor. Defans kurgusu artık her türlü zor maçı çıkaracak düzeyde bir birliktelik dönemi geçirdi denilebilir. Forvet hattı adeta Visca’nın dönmesini bekler vaziyetteydi son bıraktığımızda.
O nedenle sağ ön taraf için teknik adamın tercihi önemli olacak. Şu an için defans ve forvet hattıyla kıyaslandığında en hazır bölgesi orta alanı Trabzonspor’un. Yani adeta takımın kalbi... Hamsik’in dönüşü takımda oyun kalitesini artırırken oyuncuların da bireysel anlamda performansını belirli yüzdelerde yükseltti. Eleştiri alan bir çok oyuncu, onun dönüşü sonrası övgü alan isim haline geldi. Yaşı, yaşadığı sakatlığı ve pozisyonu gereği onu tüm enerjisi ile Siopis korumaya almış gibi. Bu ikilinin önünde Bakasetas adeta bilmem kaçıncı baharını yaşayacak görüntü veriyor.
Bakasetas dikkatli olmalı!
Kayserispor ise Çağdaş Atan ile transfersizliği, eldekilerle ‘takımdaşlık’ oluşturup fırsata dönüştürdü. Ortada birbirini iyi tanıyan, 90 dakika disiplinli, oyun gücü ile sonuç alan ciddi bir takım var. Geriden oyun başlatma en belirgin ısrarları gibi duruyor. Ön alan baskısı Trabzonspor’u sonuca erken ulaştırabilir.
Bu bir seçenek. Ancak ben Avcı’nın takımını şampiyon yapan, onu da şampiyon teknik adam yapan sabırlı, ölçülü, kontrollü pas oyunuyla ilmek ilmek örgülediği oyununa Kayseri’de start vereceği ihtimallini daha güçlü görüyorum. Hamsik ve Trezeguet maça damga vurabilecek isimler. Yusuf Yazıcı da süre alırsa golünü atabilir. Şunu da not düşelim; Bakasetas’ın çok dikkatli olması gereken bir karşılaşma!
‘’Özlenen oyun‘’
Çok erken geri düşen ve çok erken de reaksiyon veren Trabzonspor, karşılaşmanın ilk yarısını beklenenin çok üstünde bir moralle kapattı... Tam da bu moral kazanımıyla ikinci yarıda arzu ettiği golü, hatta golleri bulabilir düşüncesi Gaziantep’in ön alan oyunu ve baskısıyla gerçekleşmemiş oldu... Trabzonspor 2-0 geri düştükten sonra bu sezonki en güzel oyununu oynadı... Takımda hızlanan, hızlı düşünen oyuncular top alabilmek için kendilerini gösteren ve hedefe bir an evvel ulaşma gayretinde oyuncular grubu izliyor olduk... Bu özlenen oyundu, bu uzun zamandır Trabzonspor’un onu yarışın içinde belirleyici bir aktör olarak kalmasını sağlayacak oyundu... Marek Hamsik’in sahada varlığı bile Trabzonspor’da oyunu estetik hale getirmeye yeten en önemli unsur...
Ara öncesi önemliydi...
Siopis’in de ona eklenmesi, önlerinde Bakasetas’ın bolca şut atması anlamı taşıyor olacaktı, öyle de oldu... Bakasetas yine çok istedi, yine çok şeyler yaptı... Milli maç arasına kazanarak gitmek Trabzonspor gibi çok maç yapmış, çok sakatlık yaşamış, çok yıpranmış bir takım için çok önemliydi... Şu bir gerçek... Trabzonspor’da kaliteli oyuncular var, sakatlıklar var ve her ne olursa olsun bir oyun ezberi var... Bu oyun ezberine yıldız oyuncular eklendikçe, formsuz olan bazıları form tuttukça Trabzonspor yine yarışın en önemli aktörü olacak... Tartışmalı pozisyonlar, saha içerisindeki yanlışlar, hatalar, doğrular; dün akşamki karşılaşmayı hocalar dahil tüm ilgilileri için bir eğitim karşılaşmasına da dönüştürmüş oldu... Trabzonspor ligin ilk kırılma döneminde istediği oyunu üretti mi bilemem ama moral motivasyonla bitirmiş oldu... En önemlisi de buydu...
‘’Kırılma maçı olabilir‘’
Sezona istediği gibi başlayamayan Trabzonspor dün gece istediği galibiyeti, taraftarlarının da arzu ettiği oyunla almasını bildi. Hem sonuç hem de oyun büyük bir moral oldu. Bir kırılma yaşanırken, koca bir eşikten de geçilmiş oldu. Dün gece Trabzonspor’un oyununda gözle görülür değişim vardı. Hamsik’in sahada oluşunun bir çok şeyi değiştirdiği ilginç bir mekanizmaya sahip Trabzonspor.
Onun sahadaki varlığına Siopis’in de temaslı oyunla destek vermesi Trabzonspor adına bir çok şeyi bir anda güzelleştirmeye yetti. Trabzonspor dün gece Avrupa Ligi’nde 3 puanla tanışırken öne, hızlı oynayan bir takım görüntüsü de verdi. Maxi Gomez istediği topları alamasa da Trabzonspor için kanatlar etkili çalıştı diyebiliriz. Özellikle Trezeguet veDjaniny, Hamsik gibi bir organizatör olduğunda yeteneklerini gösterme açısından daha cüretkar olabildiklerini belki de unutanlara göstermiş oldular.
Psikolojik toparlanma
Bakasetas’ın, orta alanda arkasında sağlam ikili olduğunu hissettiğinde daha etkili olduğu bir kez daha görülmüş oldu. İdeal orta alan üçlüsünün de ilanı gibiydi dünkü kurgudaki Hamsik-Siopis Bakasetas üçlüsü. Her şey bir tarafa Trabzonspor psikolojik açıdan kendini tamir etti. Lig için moral buldu. Bir nevi aslına rücu etmiş oldu. Ülke puanına katkı görevi de yerine getirilmiş oldu. Rakibin gücü, rakibin 10 kişi kalışı sonrası farkı artıramama ve kalesinde gördüğü gol ise işlerin tamamen düzelmediği konusunda küçük bir uyarıydı.
Ayrıca Trabzonspor bu tribünleri dolu bırakmıştı. Bazen taraftar oyuna çok daha önce başlar takımdan… Bazen de takım çoktan başlamıştır… Takım sırasını savdı. Sıra taraftarda…