‘’Oyuncular izin verirse...‘’
Nenad Bjelica için olağanüstü bir çalışma alanı oluyor Trabzonspor. Sezonun kalan maçlarında görev alarak özünde büyük bir risk almıştı. Ancak hem takımını hem de ligimizi tanıma fırsatını da yakalamış oldu böylece!
Düşünün, ikinci maçınıza çıkıyorsunuz ve takımınız yine eksik kalıyor. Eksik takımla mücadele ediyor ve sonuç almaya çalışıyorsunuz.Ne büyük bir öğreti...
Hep söylediğimiz bir söz var. Gelecek sezonun planlaması yapılıyor diye. Gelecek sezon da 10 kişi ya da daha eksik kalacak bu takım. Pratiğini yapmak için isteseniz de böyle bir uygulama sahası bulamazdınız (!)
Trabzonspor bu yıl özellikle oyuncuları marifetiyle olmaz denebilecek her şeyi yaşatıyor. Hem yönetimlerine hem teknik adamlarına hem de taraftarlarına. Bitirmiş oyuncuları var demiştik, tükenmişler de aynı zamanda.
Kırmızı kartın izahı yok. Anlaşılır yanı yok. Kredisinden yiyen oyuncular da alabildiğine çok Trabzonspor'da.
Kötü başlamadılar oyuna.Ne yaptığı anlaşılır bir diziliş bile vardı denilebilir. Golü de buldular, lakin akabinde golü de yediler. Teknik adam sağ tarafta mecburiyet nedeniyle tüm firelerin de kaynağını kendi gözleriyle gözlemledi.
Onbir kişiyle bir maçı tamamlarsa bir fikir edinebileceğiz hoca hakkında. Ama oyuncular buna izin verecek gibi durmuyor. Oyuncuları henüz tanımıyor. Bu normal. Onbirine ve hamlelerine bu gözle bakıyorum. Yoksa Lazar Markovic neden en baştan sahada yoktu sorusunu sorabilirdim! Ama sormuyorum.
‘’Yeni umutlar için!‘’
Nenad Bjelica yeni takımıyla ilk sınavında cesur bir karar alıp kenarda olmayı tercih etmişti. Bu durum bizim için, ligimiz için sıradışı bir davranıştı. Bireysel istatistiklerini takımıyla bir an evvel kaynaşabilmek adına riske atması önemli bir tercihti. Bence de büyük bir özveriydi. Takımıyla ikinci maçı ve değişimin, dönüşümün izlerini arayacağız. Sivasspor karşısında öne geçen, eksik kalan, bırakan bir Trabzonspor izlemiştik. Bırakmış oyunculara sahip Trabzonspor’da şimdi ‘bırakanları bırakma’ zamanı geldi diye düşünüyorum. Konyaspor ve Trabzonspor’un son maçlarına bakıldığında ev sahibinde toparlanma süreci yaşanıyor. Gelecek sezonun planlaması onlarda da yaşanıyor. Konyaspor asla bırakmayan, Trabzonspor ise kolay bırakan takım.
Beşiktaş maçı gösterdi...
Bugün Bjelica’dan radikal dokunuşlar beklenebilir. Bunun ötesinde son şansları da tanıyabilir bazı oyunculara. Kısa sürede çözülebileceği konular var hocanın. Uzun vadeye yayılacak olanlar da... Beşiktaş maçı mevcut oyuncuların konsantre olduklarında aslında kendi kimliklerini hatırladıklarını da göstermişti. Yine benzeri olabilir. Ama şu bir gerçek ki taraftarlar genç oyuncu izlemek istiyor ve yeni hocanın hırsının sahaya yansımasını bekliyor. Korakor bir oyun olursa Trabzonspor kazanabilir ama son haftalarda bırakmışlık hali bu ihtimali zayıflatıyor. Yeni teknik adam yeni umutlar harici oyuncular istemeyince ne desek boş gibi!
‘’Radikal hamleler şart‘’
Önemli isimlerini Trabzon’da bırakarak Sivas’a gelen Trabzonspor, öne geçtiği karşılaşmada mağlup olmaktan kurtulamadı. Larsen’in gördüğü kırmızı kartla birlikte verilen penaltı sonrası Sivasspor oyunda psikolojik üstünlüğü de eline geçirdi. İkinci golü bulmaları, saha içinde üstünlük kurmaları yeni teknik adamın saha içinde değişiklikleri mevcut oyuncu grubuyla imkansızı zorlamak anlamı taşıdı. Trabzonspor’da bitirmiş, tükenmiş ve kalibre olarak bir türlü Trabzonspor seviyesine yükselemeyen oyuncuların çokluğu mağlubiyeti de kolaylaştıran diğer faktörlerdi. Şiddetle puana ihtiyacı olan taraf Sivasspor’un, eksik gelen, eksik de kalan Trabzonspor’a karşı farklı kazanması böylece normalleşmiş oldu. Benim anlayamadığım çok şey var ama özellikle birkaç konu var ki izahı gerçekten zor. Trabzonsporlu oyuncuların 10 kişi kaldığında mutlak mağlubiyet geliyor havasına girmeleri. Kafalarda oluşan mağlubiyetin akabinde sahaya da yansıması kolay oluyor Trabzonspor’da.
İhtiyacı olan kazandı
Yeni teknik adamın kenarda olma isteği gerçekten alkışlık bir özveriydi kariyeri açısından. Onun kenarda olması oyuncuları motive edecek mi diye merak ediyorduk ama bu merakımızı bir hafta daha ertelemiş olduk. İstekli ve ihtiyacı olan kazandı. Savaşamayan, kırılgan olan, uyumsuz olan, becerileri sınırlı olanların böylesi birleşiminden “Teslim olan” bir takımın ortaya çıkması da son derece normal. Yeni hocaya Allah kuvvet versin. Radikal işler yapmazsa onun da işi hayli zor...
‘’Kazanma zamanı!‘’
Trabzonspor adına derbide oynanan oyun takdir gördü. Oyuncular kötü gidişata adeta tepki verdi. Favorisi olunamayan maçın üç puan kaybeden tarafı oldular maç sonunda. Puan cetvelinde kötü durumda gözükse de Sivasspor’un bir Rıza Çalımbay takımı olduğunu unutmamak gerekiyor. Evinde kolay teslim olmayan, büyüklerin her zaman çekindiği bir deplasmandan bahsediyoruz. Trabzonsporlu oyuncuların yeni teknik adamlarıyla buluşma maçında savaşan, mücadele eden taraflarını göreceğimizi düşünüyorum.
Sorun fazlalıklar
Beşiktaş maçında oynanan doğru oyundan taviz verilmemesi gerekiyor. Eksikler var ancak Trabzonspor’da eksiklerden daha büyük sorun fazlalıklar! Yeni teknik adama kendini gösterecek, gelecek planları yapabilmesi için doğru veriler üretecek oyuncu grubu gerekiyor. Trabzonspor bu akşam yeni hocasıyla, onun küçük direktifleriyle kazanmaya daha yakın taraf. Ancak başta da söylediğim gibi, Sivasspor puan durumu riskli bölgede olduklarını işaret ediyor. Onlar adına mutlak kazanma maçı. Trabzonspor içinse Avrupa hedefi için mutlak kazanma maçı.
‘’Onlar isterse olur‘’
Şiddetle kazanmaya ihtiyacı olan iki büyük takımın mücadelesi ilk yarısı itibariyle 'Şiddetle kaybetmeme' senaryolarıyla başladı. Karşılıklı kontrollü oyun ilk bölüme damgasını vururken, izleyenler açısından keyifsiz, zevksiz ama kenardaki teknik adamlar açısından 'Amacı belli' bir oyun gibi gözüktü. İhsan Derelioğlu, birkaç sene evvel Alanyaspor önünde Pereira ile yaptığının benzerini bu kez Peres ile yaparak hem rakibini hem de taraftarlarını şaşırttı. Sezon başından itibaren bir türlü çare bulunamayan sağ açık mevkiine adeta ‘Açıklık’ getirip Peres’i oraya monte etti. Bu tercih rakibinin sol taraf akınlarını tıpkı sağ kanat organizasyonları gibi etkisizleştirdi.
Formda ve favori rakibine karşı, formsuz ve favorisi olamadığı karşılaşmanın bu ilk bölüme dair önlem planı kusursuz işledi. İkinci yarıda Trezeguet hamlesiyle oyunda tempo da arttı. Pozisyonlar, gol pozisyonları birbiri ardına gelmeye başladı. Türkiye’nin iki özel kalecisinin devleştiği gece de gol ayakları da bir o kadar suskun kaldı.
Eleştiriler terse döndü
Daha birkaç hafta geriye gidildiğinde oyuncu grubunun 'Bırakmışlığı' üzerine yaptığımız tüm eleştirilerin tersine döndüğü bir karşılaşma oldu. Dün gece Trabzonsporlu oyuncuların 'Eğer onlar isterse olur' dediğimiz motivasyonu sahadaydı. Neydi bu değişimin, isyanın, reaksiyonun nedeni diye düşünürken aklıma gelen tek ekstra şey şu oldu. Abdülkadir Ömür’ün sağ ayak baş parmağındaki çatlak nedeniyle oynamayacağı düşünülüyordu. “Maç öncesi büyük bir özveriyle “iğne” gayretiyle sahaya çıkan bir arkadaşı olan takım tam da böyle takımdaşlık gösterebilirdi” dedim. Öyle de oldu.
‘’Fırtına isterse!‘’
Son dönemin en etkili oyun üreticisi Beşiktaş takımı ile yine son dönemin en kafada bitirmiş takımı Trabzonspor karşılaşıyor... Böylesi bir ezeli mücadelede Trabzonspor adına maçı kazanmak için “eğer oyuncular isterse” seçeneği haricinde taktiksel bir görüş aklımıza gelmiyor... Lig ve kupa maçlarında verdikleri görüntü umutsuz vaka olduklarını düşündürüyor... Teknik adam belirsizliğine karşı İhsan Derelioğlu geçici çözümü oyuncu grubunda heyecan yaratmamış olacak ki Kasımpaşa maçında yine bitse de gitsek durumu yaşandı... İhsan hoca maç önü ve sonunda yaptığı tespitlerle durumu anlatmıştı. Bugün teknik, taktik değerlendirme adına hoca tarafında bir sıkıntı olacağını düşünmüyorum. Oyuncular ne kadar savaşacak, ne denli isteyeceklerse gecenin de belirleyici bu psikolojileri olacak... Rakipleri Beşiktaş Şenol Güneş’le şampiyonluk yaşadıkları moral değerlere erişmiş gözüküyor.
Başkanın konuşması...
Oyuncuların bireysel performanslarını yine yükselten, oyunu güzelleştiren bir teknik adama sahipler... Şenol Güneş, “Bundan olmaz” denilen bir çok oyuncuyu sistemin içine çekerek yeniden değerine ulaştırdı. İbreler Beşiktaş’tan yana bu gece... Ancak son şampiyon haftalardır veremediği reaksiyonu ezeli rekabetin ve derbinin havasına girerek verebilir de... Saha ve seyirci avantajı da birleşirse Trabzonspor “buradayım” diyebilir. Siopis, Bakasetas gibi mücadele gücü yüksek oyunculara diğer oyuncular da eklenmeden hiçbir şey olmaz. Kim ne derse desin Trabzonspor’un iyi bir kadrosu var. Oyuncular bunun farkında olmalı... Maç öncesi başkanın motivasyon konuşması ilaçları olabilir mi? Bunu bekleyip de görmek mümkün...
‘’Galibiyet her şeyi değiştirir‘’
Trabzonspor’da adı geçen hoca adayları arasında en doğru tercih hangi isim olur?
'Montella tercihi heyecanlandırabilir'
En doğru tercihi isimden ziyade öncelikle kriterler açısından değerlendirmek gerekiyor. Şampiyonluğun hemen ertesinde yaşanacak bu değişiklik için çıta epeyce yüksekte artık. Yerli tercih için boşta ve şampiyon teknik adam olması özelliğiyle Sergen Yalçın ismi ön plandaydı. Kendi içinde son derece tutarlı, mantıklı gözüken bu hamle pürüzlerin küçükten büyüğe sıralanmasıyla olumsuz sonuçlanmış gözüküyor. Yabancı tercihi içinse öncelik ülkemizi bilen güçlü isimler olmalıydı. Öyle de oldu. Adeta parıldayan iki İtalyan teknik adamın isminin sıklıkla konuşulması da bu nedenle. Hatta Pirlo ile sıcak temasa bile geçildi. Bu son derece doğru bir girişimdi. İzinler alındı, görüşmeler yapıldı, pürüzler aşamasına geçildi. İşin uzaması, sorunların aşılamadığını düşündürüyor. Eğer sezon sonu beklenecekse, bence Montella tercihi camiayı daha fazla heyecanlandırabilir.
Trabzonspor, gelecek planlaması konusunda nasıl bir yol izlemeli?
'Ağırlıklardan kurtulmalı'
Öncelikle bir panik havası esmemeli. Panik görüntüsü, gelecek ve gidecek olanların elini güçlendirir. Trabzonspor elini her daim güçlü tutmalı. Büyük olan taraf kulüp elbette. Bu gelecek olanlara da gidecek olanlara da hissettirilmeli. Sosyal medyanın son dönem kulüpleri yanlış yönlendirmelerine tanığız. Dikkat edilmeli. Camiaya doğru mesajlar verilmeli ve bu kayıp sezonun kazanımlarının da olabileceği unutulmamalı. Şampiyonluk bütçesine çekilecek takımda, doğru tercihler, doğru vazgeçişlerle kalite düşmeden tekrar yarışan takım oluşturulabilir. Trabzonspor bir an evvel ağırlıklarından kurtulmalı. Takım içi denge ve arkadaşlık bağları öncelenmeli. Yabancı tercihler yurt içinden yapılmalı. Tüm bunlar yapılırken camia başkan ağzından kısa, net bilgilerle sürece dahil edilmeli.
Hedefsiz kalan Trabzonspor için Beşiktaş maçı ne ifade ediyor?
'Fırsatlar teselli olabilir'
Hedefsiz Trabzonspor maalesef hedefsiz oyuncuların da eseri biraz da. Ancak bu kadar para kazanılan bir sektörde 'Etkilendim kısmını uzun haftalara yaymaları kabul edilebilir değil. Oyuncu en azından bireysel hedefleri için işine saygısını göstermeli. Kupadan uzaklaşmak, ligden uzaklaşmak futbolda var. Sahada savaşamamak ise yok. Hedefsizlik sendromu kötüdür. Ancak fırsatlar da sizi teselli edebilir. Bundan sonra oynanacak büyük maçların kazanılması hedefi Trabzonsporlu taraftarları kayıp sezon da olsa memnun eder. Sahada savaşan, ezilmeyen, takımdaş bir görüntü ve derbi galibiyeti de gelirse sezon sonuna kadar kalan maçlar için yeni bir hedef konulur. Ayrıca Trabzonspor’un şu an matematiksel hesapları tutarsa Avrupa’ya gitme ihtimali var. Bu durumu oyunculara iyi anlatmak, anlamayanlarla şimdiden vedalaşmak da bir çözümdür.
‘’'Bitse de gitsek' oyunu‘’
Trabzonspor için koca bir ilk 45 dakika yine yoksunluklarla geçti. İlk kurguyla birlikte daha önceden test edilmiş başarısızlıkların bir tekrarı daha yaşanmış oldu. Aşırı korunaklı olan 'Defans önüne iki defansif oyuncu daha' tercih edilmesi, Trabzonspor’u daha da hareketsiz hale getirdi. Trabzonsporlu oyuncuların haftalardır kulvar fark etmeksizin oynadıkları 'Bitse de gitsek oyunu' için hoca değişimi de çare olmadı. İhsan Derelioğlu için zor bir dönemde üstlenilmiş bu görev onun tercih ettiği onbire de böylece yansıdı diyebiliriz. Onun ilk maçında sağlamcı bir kurguyla başlayıp, adeta kazaya kalmak istememesi; bu kez bırakın kazayı hasarı da büyüttü. Elbette şu saha içi performans düşüklüğünü teknik adamla ilişkilendirmek en son yapılacak eleştiri. Ancak hoca için önemli bir şanstı farklı şeyler gösterebilmek adına. Mesela genç oyuncu tercih etmek gibi. Olmadı, hoca tercih etmedi.
3 puanı hak ettiler
Ülkemizde özellikle işlerin planlandığı gibi gitmediği ilk yarılarda oyuna 'Oyuncu değiştirmek' suretiyle hamle yapılamaması hâlâ büyük sorun benim gözümde. Ben yazmaktan bıkmayacağım. Öyle gözüküyor ki, teknik adamlar da bu konuda oyuncularını korumaya devam edecekler. Üstelik takımları kaybetmeleri pahasına. Kasımpaşa baştan sona üstünü olduğu oyunu hak edilmiş bir 3 puan alarak tamamlamış oldu. Trabzonspor kötü gidişe dur diyemediği gibi, umut da vermedi.









































