‘’Aklın eksikliği!‘’
‘Konuşulacak yerde susmak, susulacak yerde de konuşmak aklın eksikliğini gösterir’ demiş Sadi Şirazi. Belhanda’nın konuşması gereken yer, futbol sanatları meydanıydı. Liderliğin çatır çatır kaçırıldığı, 90 dakikada sustu. Sonra? Ortada sanki matah bir başarı varmış gibi konuştu. Üstelik saçma sapan konuştu! Neymiş? Yöneticiler orada burada konuşacağına, saha zeminine bakmalıymış, o yüzden gerektiği gibi oynayamamışlar.
Eeeey Belhanda PSG karşısı da çarpık çarşambaya dönüp 5’lik olduğunuz müsabakada zemin nasıldı? Ya da Glasgow Rangers'a elendiğinizde; Galatasaray’ın kaybettiği 6 milyon Euro hüznünde ne diye sustun? Keşke anlatsaydın oradaki havayı da!
Türkiye’de ‘imam-cemaat’ hikayesi vardır, herkesçe bilinen. Fas veya Fransa’da benzer olaylar nasıl dillendirilir bilemem! ‘Bir hayalim var’ romantizminde başlayan Fatih Terim, daha sonra transfer şikayetleriyle gündem yaptı. Emre Akbaba, Okan, Marcao, Emre Mor, Nzonzi, Jimmy, Sekidika, Şener, Ömer, Mbaye Diagne, Lemina, Falcao, Andone, T. Emre, Luyindama, Mitroglu, Seri, Saracchi kesmedi! Üzerine de Babel, Taylan, Arda, Emre, Oğulcan, Fatih, Omar, Kerem, Etebo, Gedson, Onyekuru, Yedlin, Mostafa geldi. Bu arada bir vagon dolusu outlet mevcutlar da Florya'da kadro dahilindeydi! Şikayetler farklı yönlere döndü sonra, Terim yönetime diş gösterdi, seslendi ‘çekirdek çıtlayıp, maç seyretmek istiyorlar’ dedi. ‘Tek başıma gerekeni yaparım ha’ dahi dedi!
E tabii hocanın talebesi, saf ve bakir; Belhanda da gaza geldi ve ‘güle güle’ denildi.
Fatih Terim bilmeli; böylesi zorlu, pahalı ve bedeli çok ağır yarışta hiç kimse, suya tirit şikayetlerinize ve bahanelerinize bakmaz. Her ne kadar gözlerini kapayarak hayaller ve anılar dünyasında yaşamak isteyenler olsa da; gözünü dört açarak doğruları tespit etmek isteyenler de var. Hem de çok sayıda var !
Bahaneler üretme işi değildir ve asla öyle de, olmamalı futbol di mi ?
‘’İdiyopatik hipersomnia!‘’
Alanyaspor müsabakasında yazmadım mı? Galatasaray’da ‘narkolepsi’ vakası var diye. Bu hal devam ederse, ciddi sıkıntılar yaşanabileceğini de söyledim. O şanslı gece kazasız belasız atlatılmış olsa da, Sarı Kırmızılı sporcuların, mikro uyku nöbetleri yaşadığından kuşkulanıyordum. Dün akşam itibarıyla kuşkum kalmadı, emin oldum! Yine Ankara’daki gibi bir Donk kafadan ıskası, Linnes uyuması Sivasspor 9’da önde 1-0 14’te Falcao çok şık vurdu 1-1 38’de Boyd ve 2-1 Bu golde Muslera, Donk, Linnes 4X4 uyku halindedir. 15’inde başlayan, 30’undan sonra zirveye taşınan 'İdiyopatik hipersomnia' vakalarına ciddi anlamda müdahale edilmesi lazım Galatasaray'da. Hipertansiyon nöbetim tuttu diye mi, yoksa ev sahibi beceremiyor diye mi? Organize hücum yok. Pas organizasyonu yok. 'Kara Murat' Cüneyt Arkın modeli hücum girişimi çok! Ama karşılarında Bizanslı figüranlar yok. Tophane modeli dan dun oyununa da futbolda geçit yok. Doğru dürüst bir Galatasaray futbol projesi göremiyorum yani; 2-2 bitti. Sivas bir ilki becerdi!
Gecenin sorusu
Kritik müsabakalar kazanılamasa, hatta şampiyonluk kaçsa da; Gedson kazanılacak ya! O kazanç sonunda Galatasaray acaba ne kazanacak usta?
Maçın starı
Gradel attı, attırdı ve sahne sanatçılarına taş çıkaracak gösteriler sonunda kendini de sahadan attırdı. Bravo!
Maçın olayı
Her daim söz ettiğim; kimi futbolcuların hakemleri mandepsiye getirme çabasını Ali Şansalan yemedi. Linnes’i Gergedan yerine koyan Gradel’e sarı kartını gösterdi.
Kısa mesaj
Galatasaraylı teknik kadro ve oyuncular; Alanya’dan pozisyon, Ankaragücü’nden gol yerken sebep yine zemin miydi? Ayıp ediyor, kişisel futbol üretim ve ruh zemininizdeki arızayı ne diye öncelikle onarmıyorsunuz?
‘’Ankara'nın taşına bak!‘’
Sakın ola henüz 90 dakika oynanmadan, gaza gelip büyük söz söyleme. ‘Neden böyle darmadağın oldum da‘ deme. Bu nasihat öncelikle kendime! Çünkü müsabaka öncesi Galatasaray’ın farklı kazanacağını söylemiştim. Bunca deneyim ve yaşıma rağmen, faka basmışım yani. Hikmet Karaman ve ekibinin hangi sürprizleri sahneye koyacağını, Karaman’ın koyununun oyununu zerre tahmin etmemişim demek ki. İnsan çok şey öğrendiğini zannetse de alacağı ders, öğreneceği mevzular asla bitmiyor. E tabii bu hal Terim ve öğrencileri için de geçerli elbette. Temposuz, kanatsız ve nasılsa kazanırız havasında; Galatasaray adına başlayan müsabaka, yüzde 100 motive, mükemmel disiplinli Ankaragücü tarafından ders tadında geçti ve öyle de bitti. Hiç kimse hakeme konuşmasın, kendi işini gereği gibi yaptı mı, yapmadı mı? Ona baksın! Donk’un kafasıyla ıskaladığı topu, Arda ıskalamadı ve dokundu. Penaltı, 1-0, Lobzhnidze 55’te 2-0
90+ Kerem ve 2-1 bitti. Ankara’nın taşına, gözlerimin yaşına bak hali yani! Ankaragücü galibiyeti haketti, şampiyonluk adayı seyretti nokta.
Gecenin sorusu?
Gedson Terim’in olmazsa olmazı mı ?
Maçın starı
Hikmet Karaman. Farkını fark ettirdi. Lobzhnıdze müthiş çalımına, mükemmel de gol vuruşu ekledi.
Maçın olayı
Mohammed ne umdum ne buldum? Gol beklerken, dirsek görmek!
Kısa mesaj
Süper Lig yolu daha, nice nice sürprizlere... Savunmacılar da beklenmedik nefis çalımlar yemeye gebe!
‘’Hoş gelmiş...‘’
Mostafa Mohammed‘in attığı ikinci golden sonra; ki şahsi kriterlerimce ofsayt kokusu olsa da ‘hoş gelmiş’ diye mırıldandım. Galatasaray geceye ‘bu sahne benim’ modunda start verdi. Topu vals, tango, mambo ritminde envai figürle süslemeleriyle kullandılar. Emre Kılınç, Madrid fatihi Bülent Ünder’i hatırlattı. Erzurumspor zaman zaman tehlikeli gelse de, yerelde kaldı. Ya kuru sıkı, ya da boşa attı! Muslera da yine 300 Spartalı’ya 300’üncü müsabakasında maşallah taş çıkarttı. Spartalı’lar sanal, Muslera realdir yani değil mi? Fatih Terim zaman zaman oluşan pozisyonlar nedeniyle; şahsıma ‘narkolepsi’ problemi mi var acaba diye düşündüren sıkıntılara derhal çözüm bulmalı. Çünkü o tehlikeler gol vakasına dönüştüğünde ciddi problemler yaşanması, işten bile olmaz. 4X4 teknolojisinden ‘Nano 8X8’ teknolojisine doğru yol alınırken, böylesi defolar olmaz. Olmamalı! Hayırlısıyla 3 puan daha kazanıldı.
Gecenin sorusu
Onun yanında, ötekinin arkasında durduğunu ilan eden eden müflislere soruyorum ‘kurtlar sofrasında böylesi dimdik duran, başarılı olan Mustafa Cengiz; daha ne yapacaktı?’
Maçın starı
Süzülüp göklerden Türk Telekom zeminine doğru, inşallah bir Metin Oktay daha doğdu. Mostafa Mohamed...
Maçın olayı
Arda’nın ofsayt pozisyonundaki fake hamlesine, tüm Erzurumspor savunmasının kanması ve cümlemizin kafasının karışması!
Kısa mesaj
Galatasaray şampiyonluk mücadelesinde teknik ve idari yönetimleri, tüm sporcuları ve emekçileriyle fedakârca mücadele ederken, malûm mihraklar ve bedhahlar yine iş başında. Olmuyor, olmamalı!
‘’Bi sağ, bi sol ve gooool ...‘’
Galatasaraylı Yedlin ; ben diyeyim ‘elli’ siz deyin ‘kırk’ metreden, ters kanada öyle şahane bir pas attı ki, anlatmak zor valla. 54 plaka Emre Kılınç’tan mükemmel konsantrasyon, üst düzey kontrol ve topa bir sağ, rakipten dönünce de bi sol ve goool !
Kritik müsabaka iki taraf adına da keyifli, tempolu ve pozisyon zenginliği ile start aldı. Dakika 18’de de Emre Kılınç ortayı asiste çevirdiği şık golü attı. Daha önce de Mostafa’nın şutu dakika 5 ‘te, Salih’in şutu da 17’de direkten dönmüş, mücadele çatır çatır sürmüştü. Sonra? Diyarbakırlı vatandaşımız senfonik müzik konseri sonrası demişti ya ‘Diyarbekir Diyarbekir olalı, böyle ıstırap çekmemiştir!’ Dün gecenin 18. dakikadaki gol sonrası dakikaları da, Galatasaray adına aynen öyle geçmiştir! Musleranın kaç mutlak golü önlediğini söylemicem. Orta saha ve savunmada görevli aslanlara ayıp olur.
‘Zafer karargahta kazanılır’ derler ya! Kazanılamazmış da ara sıra ! Çağdaş Atan’ın çok çok iyi planlama yaptığını ve futbolcularının uyguladığını da söylemezsem, haksızlık olur. Mükemmel organize oldular Luyindama ve arkadaşlarını bunaltsalar da, Muslera karşısında pes ettiler. Alanya 0-1 Galatasaray’a 3 puan daha. Kutlu olsun...
Gecenin sorusu
Onyekuru’ya yapılan ve Luyindama’ya Babacar tarafından reva görülen muamelelerin gerçek tecziyesi neydi ?
Maçın starı
Muslera Halley kuyruklu yıldızı & Emre Kılınç Sakarya vilayeti özlenen üretimi yıldızı...
Maçın olayı
Kanaryanın bücürü isim ve reçete yazarak tarif yoluyla tüm hakemlerin kafasına ulaştı ! Alanya riski kazasız belasız atlatıldı! Bakalım kendisi de, istediğini bugün alacak mı ?
Kısa mesaj
Eskiden ‘şöhrete giden yol, rejisörün yatak odasından geçer!’ Derlerdi. Şimdi de VAR odasından geçiyor! Hoş geldin Emre Malok, konuşulacak mevzu çok.
‘’Zarar veriyorsunuz!‘’
Galiba erişilemez deha Mimar Sinan'a rakip olma çabasında düdükler var! Bu şahıslar bilge pozunda gazete, tv gibi naklenci podyumlarda; hırslarına esir beşer, baytekin modunda tarafsız (!) zeka harikaları örnekleme peşinde. Gün ola harman ola, aklınızı başınıza toplayın, haddinizi aşmayın!
Kimi bitik, kimi müstafi düdük modelleri, gaza da geldikleri meydanda aynı pozisyona beş ayrı değerlendirme ürettikleri an, ortalık batıyor. Daldıkları işleri gördükçe ‘eyvah bunlar Mimar Sinan’ı bile yaya bırakamaya niyetli bedhahlar mı?’ Diye düşünmemek mümkün değil! Mimarlık tarihinin şaheseri Selimiye camii minareleri şerefelerine çıkan 3 müezzinin; birbirini görmemesini temin, muazzam bir dehanın ürünüdür de... Aynı pozisyona tırmanan 5 müstafi düdüğün, 5 ayrı tespit üretmesi ne?
Aynı görüntüde, 5 ayrı tarif, sonra aynı noktada buluşma, ne âlâ di mi? İki metre çapındaki minareye 3 ayrı kişinin birbirini görmeden çıkması misali, 1 metre çapındaki olaya da 5 kişi 5 ayrı yorumla çıkıp, aynı çıkarda buluşuyor! Ve tamamı gözünde, aynı kuşlar uçuşuyor.
Süleymaniye camiinde onlarca kandil yakıldığında, çıkan duman is odasına gider. Mimar Sinan bunu nasıl başarmış, hangi hesabı yapmış henüz çözülmüş değil. Eski düdükler; sistemi bulup, derin hesabı çözmüş. Gübrenin tamamı, aynı bahçede biriktiriliyor!
Eşsiz Mimar Sinan doğal matematik hamili dehaydı. Matematik yanıltır ama geometri yanıltmaz. Geometri yanıltmadığı için; geometriyi de uygulayıp doğal statiği temin edip eşsiz şekilde değerlendirdi. Bu buluş sonucu da, mimariyi ulaşılamaz kriterlerle uyguladı. Hem de yüzyıllar önce. Geçmişte izlenen antique düdüklerin faal dönemlerindeki uygulama ve haltlarını unuttuk mu ne! Kime neyi yutturuyorlar?
Siz eski düdüklerin ürettiği yapay statik etki, doğal ortamı bozduğu gibi; gönül renklerinizi berbat edip, restorasyonla dahi onarılamaz hale getiriyor! Yaptığınız hakem dünyasına ve topluma katkı değil, insafsızca karalama!
Mimar Sinan’ın 13 bilinmeyenli bir denklemi, matematiğin bilinen 4 ana işleminden farklı bir beşinci işlem üretip uygulamasıyla çözdüğü ortaya çıktı. Bu hesabı çözebilen bir başka fani daha da, ortaya çıkmadı! Yersiz uyanıklık ve hesaplara girişmeyin yeter artık. Zarar veriyorsunuz toplum kriterleri ve dürüst hakem değerlerine!
‘’Popcorn patladı!‘’
Yine karlı ve ayaz hava. Galatasaray 4X4 SUV standartı donanımla sahada. Luyindama ve Etebo paletli panzer gibi. İlk 45’te müthiş tempo üretti ev sahibi.
Bir düzine şut girişimi ve Mohamed'in kafadan asisti, Kerem’le gol ; 1-0 devre bitti. Fuat Çapa, Balkan fizik kalite hamili futbolcularıyla; ikinci yarıya hava şartları ve zemine yüzde 100 uyumlu uzun toplarla başladı. 47’de Linnes tehlikeyi önledi. Önledi de Muslera 51’de boşa çıktı ama Thelin dolu attı: 1-1. 2 taraf sadece birbiriyle değil, ağır zemin ve kar mevsimi amansız şartlarıyla da aslanlar gibi mücadele etti. Terim 3 sporcu değiştirdi. 82’de Belhanda‘yı kattı. 87’de Onyekuru yerde kaldı penaltı. Popcorn bi patladı, 2-1 bitti.
Gecenin sorusu
Erkan Özdamar’ın hakem kulvarında, mükemmel ve doğru damar olduğunu hissettiniz mi?
Maçın starı
İlk yarı 8 şutu kurtaran Ertuğrul, son dakikada talihsizlik yaşamış olsa da, stardır... Linnes ise NorthStar’dır ahlakı, sportmenliği ve hümanist değerleriyle.
Maçın olayı
Bunca zaman eşsiz müdahalelerini, hayranlıkla alkışladığımız Muslera’nın kontrolsüz kalıp boşa çıkması. Nazar yani!
Kısa mesaj
Kazanmaya dönük mantalite hamili iki kulüpten Kasımpaşa’nın direnci ; diğerininse gümrükten geçiş işlemleri ile engebesiz vize şartları, dikkatimi çekti de!
‘’Beşiktaşlı İdris Yamantürk‘’
‘Türk milletine borcumuz var’ sözü yaşam felsefesi, onur parolasıydı son nefesine kadar. Mekanın cennet olsun, ışıklar içinde uyu Beşiktaş sevdalısı sevgili İdris Yamantürk. 10 gün önce hastanede görüntülü sohbetteydik, doktoru kontrole geldi; ‘Oğuz Galatasaraylı’ , ben Beşiktaşlıyım ama çok iyi arkadaşımdır’ dedi dostluk kavramını doğru anlamda renklendirdi ! Gerçek duayen, örnek yaşam gurmesiydi .
Anlatımına göre: Altmışaltı yaşındaki bir babanın beşinci karısının ilk çocuğu olarak 1926 yılının ‘kiraz ayında’ yani Haziran’ın sonunda doğdu Zeliha ve İlyas oğlu İdris Yamantürk. Babası vefat ettiğinde ilkokul ikinci sınıftaydı ve İlyas bey’in ‘mesul olmadığın işle meşgul olma’ nasihati yaşamı boyunca hayat prensibi oldu. Okumaya hergün 12 kilometre yol yürüyerek başladı. Doğduğu ve çocukluğunun geçtiği Hemşin’i çok sevdi. ‘Yeniden dünyaya gelsem yine orada doğmak isterdim’ diyecek kadar çok.
Hemşinde okul 1-2-3 ‘e kadar var. 4 ve 5’inci sınıf için Sürmene- Çamburnu’ya gitmek zorunda kalıyor. Sonra bir yıl köyde bekliyor ve Hopa’da bulunabilen ortaokula başlayıp, ve iki yıl hergün 10 kilometre yolu, ayağındaki yamalı çarıklarla katetmenin azmi, keyfi.
Hopa’da kazanılan parasız yatılı imtihanı sonrası Erzurum’a doğru yola çıkış. Pazar’dan Trabzon’a vapurla. Oradan da 10 kişilik minibüslerle Erzurum’a. İdris Yamantürk; o zamanlar köyden çıkıp, Erzurum’a ulaşabilmenin en az 5 gün sürdüğünü anlatıyor. Sene 1942’dir. Ve 1946’da köyden Rize’ye geliş, vapurla 3 günlük yolculuk sonrası Samsun’a varış. Akşam binilen posta treni ile Ankara. Yani köyden Ankara 8 buçuk gün! Ve Ankara’dan trenle İstanbul. İstanbul 500 veya 600 bin nüfuslu bir şehir o zamanlar. İTÜ Elektrik Fakültesine kayıt ve üniversite yaşamı. Mekan Karaköy’de “Rize - Pazar Oteli” Fakir fukara bir hemşeri geldiğinde otel aramasın diye oluşturulmuş iş hanının hallicesi bir yapı yani. Okul dönemi sonrası staj askerlik dönemi ve 1957’de kendi işini kuruyor ve 1958’de Güriş Kollektif Şirketine imzasını atıyor. Hamdolsun Güriş Holding’e erişiyor.
İdris Yamantürk 12 Şubat Cuma günü Hakk’a yürüdü. Mekanı cennet olsun. Yiğit, ışıl ışıl aydın büyüğüm, eşsiz dostumdu. ‘Bİr Cumhuriyet Çocuğunun Hayat Hikaye’sini anlattığı ve Osman Çakır’ın hazırladığı biyografisinin adı ‘TÜRK MİLLETİNE BORCUMUZ VAR’ Ötüken yayınlarından yayınlandı. Okunmalı!
Güle güle Türk milleti yiğit, aydın ve pırıl pırıl yürekli erdemli insanı. Yaşam felsefen, yurtseverliğin herkese örnek olmalı. Dualarınızı eksik etmeyiniz lütfen...