Arama

Popüler aramalar

‘’Sakarya kümeye!‘’

Dün gece Sakaryalılar ile Trabzonlular’ın futbol değerlerine bakınca sormaz mı insan; Bordo - Mavi nereye? Üç gün sonra İspanya’ya... Herkes biliyor da ligde nereye? Havalanmış, zeplin gibi olmuşlar. Lütfen viyolonsel çalan kemençeci gibiydiler. Oyun disiplini şartı ve teknik adam tekmiliyle hedef kovalayanlara şişine şişine futbol yaramaz. Fatih Tekke, bırakın Türkiye’yi dünyanın en usta futbolcularından biri. Kafası ya da ayaklarının topla her buluşması mükemmellikler üretiyor. Ama bir yerlerde bir eksik var! Kendisi bulamazsa, ben hiç bulamam. Gecenin bir başka virtiözü Sakaryasporlu Burak, şefi ise hakem Deda’dır. Genç hakem ve ekibi iyi niyetli genelde de başarılıydı. Birbirinden güzel iki gole Cemil ilave yapabilirdi, olmadı. Adem 30 metreden Trabzon adına çaktı: 1-2, bir Fatih ustalığı daha: 1-3.Sakaryaspor’un doğru futbol oynayan namuslu mütevazı bir takım olduğunu hep tekrarladım. Israr ediyorum; yıldız statüsünde sporcusu olanın futbol defterini dürse dahi, malı götürdüğü ligimizde Fatih’in üç goldeki katkısı, Trabzonspor’un Avrupa patentli deneyimi galip geldi. Hepsi o... Sakaryalı ve Trabzonlular lig denizinde daha çok uzun süre yol alacak. Birileri çok sevinmesin, diğerleri de kahretmesin.

26 Eylül 2004, Pazar 04:30
YAZININ DEVAMI

‘’Ceset ölünce!‘’

Hemen kendi kapsama alanımla örtüştürdüm, ‘Ceset ölünce bagaja koyduk’ meselesini...Gözümün önüne Canaydın, Cansun, Süren ve sanırım savcı konumunda olan Haznedaroğlu geldi birden...Semih Haznedaroğlu: Galatasaray’ı ne yaptınız Sayın Süren?Faruk Süren: Efendim biz bir şey yapmadık. Sadece ceset ölünce bagaja koyduk!Semih Haznedaroğlu: Sevgili Cansun ya sen ne yaptın?Mehmet Cansun: Ben mi... Ben de bagajı kapattım.Semih Haznedaroğlu: Ya sen Canaydın?Özhan Canaydın: Efendim vallahi billahi ben sadece baktım!Ne yapacak Haznedaroğlu? Düşünmüştür ki, ceset öldüğüne göre mezara değil de bagaja konulmasında fazla sorun yoktur. Tek mesele etrafa yayılan kötü kokudur! İnşallah temizleriz.Alp Yalman döneminde tarihinin en doğru ekonomi ve transfer politikalarını uyguladığından emin olduğum Galatasaray Yönetimi, mükemmel bir kadro ve kasa bırakmıştı Süren’e... Yalman’ın kurgusu, Avrupa zirvelerini yakalayacak tüm donanıma sahipti üstelik. Adnan Polat, Yurdaşen Karahasan, Ergun Gürsoy, İrfan Kurdoğlu asla unutulamayacak transfer doğrularına imza atmış, kulübü günümüzde dahi taşıyan sporcu ekibini miras bırakmıştı Süren’e... ‘Bay Vizyon’ ilginç misyonuyla Galatasaray’ı, tarihinin en çok para ve sportif başarı kazandığı döneminde, aç susuz ve perişan bırakmış, futbolcuları çil yavrusu gibi dağıtırken, kasayı da boşaltacak yanlışlara imza atmıştır. Bu yıkımı yıllarca büyük sabırla seyreden Canaydın, en sonunda düğmeye basmış, fakat geç kalmıştır. Üstelik doğru ekipleri seçmeyi beceremeyince, ceset iki sene daha bagajda kalmış, fena halde kokuşmuştur. Şimdi çok zor bir operasyonun altından kalkmaya mecburdur başkan... Tanrı ve camiası yardımcısı olsun.Geçmiş günah filmleri rejisörleri mi! Gerçek Galatasaraylılar, onların şefahatından vazgeçti, mezardan taş çalmasınlar yeter!

25 Eylül 2004, Cumartesi 04:30
YAZININ DEVAMI

‘’Kıraç ve Çulcu‘’

Üstelik yanlış tanıtım yapıp, kamu vicdanını da yanıltmışlar. Hani o varsa Galatasaray yoktu! Kimin kafasında soru işareti kaldı derbi sonrası? Bir maç mükemmel yönetilir de bu kadar olur mu? Olurmuş... Oyunu şöyle bir saldı hoca. Ardından önce sporcuları, sonra tribünleri gönül bahçesine ve yönetimine aldı, 90 dakika bitimine kadar da bırakmadı. Bravo. Mustafa Çulcu, hakem camiasının yüzakı, Cahit Kıraç da devletimin güzel yüzüdür. Sakarya’nın çok sevilen valisi, şimdi Adana’nın emrindedir. Evet, en tepede olup da en alt kademe memuru hevesiyle çalışan, üstelik sporun daima yanında olan örnek bir vali modeli şimdi Adanalılar’ın hizmetinde... Sakarya’nın değerli bir devlet adamı katkılarından olduğunu düşünür, üzülürken, Adanalılar adına da seviniyorum. Vatanın her noktası bizim, elbette devletimin... Başarılarının devamı dileklerim, senin için Sayın Valim... Rabbim yurttaşına ve devletine hizmet edenlerle olsun daima...Hagi hep güvendiğim teknik adamdır... Yanıltmadı. Şimdi herkes gördü ki, Galatasaray doğru yolda. Alınacak çok mesafe var. Var da, ilkeler belirlenince yol haritası daha kolay izlenmekte.Metin hocanın (Yıldız) oğluna “hoşgeldin” diyor, Aslan yavrusunun şampiyonluk müjdecisi olduğunu düşünüyorum.Takım olma, dayanışma, çabuk düşünüp hemen uygulama yetisi, futbol değerleri, kalite belgeli Galatasaraylılar’ı hedefe ulaştıracak. Eminim...Eski açık aynen çöl gibi duruyor, birileri de dalga geçiyor! Düşündüm, galiba çareyi de buldum. Hayri Kozak ele alacak, oralar orman olacak. Metin Oktay, Coşkun Özarı, Turgay Şeren, Torik Necmi, Ayhan Elmastaşoğlu, Talat Özkaslı, Candemir Berkman, Fatih Terim, Tanju Çolak, Zoran Simoviç ve tüm diğer sembol isimler için oluşturulacak eski açıktaki korulardan, 100. yıl Galatasaray Ormanı’na kavuşacak, ‘Aslan Tepe’yi tam bir Aslan ‘Yuvası’ yapacağız. İstanbulspor maçından itibaren ‘Cim Bomluyum’ diyen herkes bir çam fidanı alıp, eski açığa bırakacak, ‘Galatasaray Ormanı’nın temelini atacak. İlk fidan, ASY’yi mükemmel hale getiren Kozak’tan, sonra Başkan, yönetim ve sporculardan, hemen ardından tüm Galatasaraylılar’dan...Haydi işbaşına...

22 Eylül 2004, Çarşamba 04:30
YAZININ DEVAMI

‘’Kon kon kelebek!‘’

Yapaylık olur, olur da bu kadarına pes doğrusu. Birileri dalga mı geçmekte? Sergen daha geçen hafta Fair Play olgusunun içine eden, Sakarya’yı yakan adan değil miydi? Bu çocuğun cezası ganyan kuponları mı, bin defa “Futbola ayıp, Sakaryalı futbolcuların emeğine de yazık ettim” diye ev ödevi olmalıydı. Böyle fuzuli hikaye anonsu değil. Zaten 20 dakika sonra kendi ayağından çıkan topu, yine kendi kullanmaya gitti. Song’la elleşti, müsamerenin de içine etti.Dolmabahçe, gerçek futbol stadı olmuş. Tribünler de gerçek futbol seyircisi olup, rakibe kornerleri rahat attırırsa mesele kalmaz.Takım olmanın dayanılmaz güzellikleri örnekleyen Galatasaray, özellikle ilk 30 dakika Beşiktaş’a futbol dayağı atmış, rakibini serseme çevirmiştir. Çabuk, etkili ve yürekli oynayan Galatasaraylılar, isabetli pas yüzdeleriyle taraflı tarafsız herkese ‘helal olsun’ dedirtti.İkinci yarıda Beşiktaş, topla daha haşır neşir, ama Cim Bom yine etkiliydi. Necati gecenin futbol lideri, Hasan Şaş gözlerin bebeği...Her iki taraf futbolcularının da müthiş çabalarına, Mustafa Çulcu da mükemmel hakem katkısı yapmış, ezeli rekabet, müthiş zevkli, keyfli ve çabuk geçmiştir. 90 dakika oynanan ama kısa süren derbilerden biriydi! İki tarafa da helal olsun.

20 Eylül 2004, Pazartesi 04:30
YAZININ DEVAMI

‘’Çomak ve düdük!‘’

Oysa elinizde FANATİK varsa, bu probleme son veren, doğru yönden başlatıp, doğruları okutan bir gazeteyle başbaşasınız demek ki...Eveeet... Bu sezonun gerçekten takım gibi takım olan ve geçmiş başarılı dönemler ruhunu yine yansıtan, ekibiyle ışıldayan Galatasaray’ı okuyacak ve keyifle pazarı bekleyeceksiniz... Güzel bir Eylül akşamı yaşanacak kuşkusuz ayın 19’unda! Tüm veriler Sarı - Kırmızılılar’ın, yaşanacak ezeli rekabetten zaferle ayrılabileceği doğrultusunda... Öyleyse kahvaltı başına geçiyor ve sizi gün boyu zinde tutacak besinleri depoluyorsunuz... Bu saatlerde futbolcularınız da kesinlikle yürüyüşe çıkmış ve maç havasına girmeye başlamışlardır. Müzik setinizde çalan ‘Summer in Turkey 2004’ melodileri size enerji verir, ritm denizinde sallanmanızı sağlarken, oluşacak sinerji 12. adam olarak futbolcuların yanında olacak belki...Akşam Caz’ın harika çocuğu Aydın Esen Akbank Kültür Sanat Merkezi’nde sahne alacak... Tüm gecenizi keyifle geçirip, ertesi güne de moralli ve neşe dolu girmenizi sağlayacak güzel bir etkinlik.Geldik 7. güne, yani pazara... Bonus Card 3. Uluslararası Komedi Filmleri Festivali’ne gidin. Neşelenin... Gülmek ne güzel şeydir bir kez daha anımsayın! Selçuk Dereli ve benzerlerinin Türkiye’de hayata geçirdikleri komedi filmlerinin neden bu 50 film içinde olmadığını da merak edin! Demek ki tanıtım ve pazarlama sorunlarımız var... Kendi ürünümüz olan komedi yapıtlarını, kendi ülkemizde bile vizyona sokamıyoruz... Film dedim de aklıma geldi!.. Arçelik’in robotu var, reklamlardaki ismiyle; ‘Robot Çelik’. Bu robot bile kendi kendine kararlar verip uyguluyor! Fakat bizim etkili, yetkili ve de kıymetli bazı çeliklerimiz, özerkliğin ruhuna tuz ruhu döküp, tercihlerini bıçakçıbaşına onaylatıyor! Veya onaylatamıyor... Öyleyse en iyi çelik ‘Robot Çelik’ mi!Neredeydik? Nerelere geldik! Ne işimiz var ‘Robot Çelik’le... Biz bakalım hakemlerimize... Son haftalarda ligin kaderini yazma gayretleri, lig senaryosu oluşturma tutkuları, umarım son bulur. Mızrak çuvala sığmamak üzere, bazıları farkına varamadı. Pazartesi umarım ki, çalınan hakların değil, teslim edilen başarıların konuşulduğu bir platform olur.Yarın Galatasaraylılar için güzel bir gün olacak... Araya çomak, hayır düdük sokulmazsa!

18 Eylül 2004, Cumartesi 04:30
YAZININ DEVAMI

‘’Her şey yolunda!‘’

Güzel iş... Hooijdonk tutacak, Alex pişirecek! Miloşevski de yiyecek! Hayrettir ki... Hiç kimse de görmeyecek. Herşey yolunda olur, olur da bu kadar olur mu? Şey! Daum maçı çözmek için neden 83 dakika bekledi acaba? Fahrettin Cüreklibatur musun birader, baştan itibaren dayak yiyor, sonunda herkesi deviriyorsun! Tam ‘Turkish Senaryo’... ‘The End’i baştan belli film...Ben Fenerbahçe’yi severim, yabancılara karşı olunca daha fazla severim... Bize daima ters gelen Çek futboluna da aynı senaryoyla kafa tutacaklarını zannederlerse, kalbura dönerler. Sparta Prag defansında Ogün benzeri futbolcu olmadığı gibi; biri tuttu, öteki pişirdi, kaleci de yedi ama hiç kimse görmedi projesi, hüsranla biter... Bu ligin AB ligi olduğunu anımsayıp, rakibin ve hakemin farklı olduğunun farkına varmak, orta alanı sağlama alıp realist oynamak zorunda Sarı Kanaryalar...Galatasaray- Samsunspor maçı esnasında gemisini kurtaran ‘captain’ rahatlığında oturuyordu MHK Başkanı ASY’de... Dereli, Sakarya nehrini çoooook rahat geçirtmişti Beşiktaş’a... Olmayan penaltılar verilmese, Beşiktaş nehrin dibine çökecek, kimbilir neler olacaktı... Hayrettir ki, dışarı çıkan topu ve Sergen Yalçın’ın akrobasi numarasını Sakaryalılar’dan başka gören de olmamıştı! Her iki takım teknik direktörü; Sert ve Birinci hakem marifetleri ve futbolcu aleveraları sonucu gitti. O insanlara, emekleri ve ekmeklerine yazık değil mi?Galatasaray karşısına yarasız, beresiz ve moralli bir Beşiktaş çıkartmak yönetim ve teknik kadronun işi olmalıydı... Fakat geçen haftaki görevi Çelik ve ekibi üstlenmişti. Dereli’yi de tebrik ediyorum! Düşük not aldığı için hiç üzülmesin... Bu performansı gösterdiği müddetçe ona bu alemde daha çoook ekmek var! Ama ne zamana kadar?Galatasaray takım olma yolunda mükemmele doğru gidiyor. Mücadele güçleri ve bütünlükleri bu hafta çok göz alıcıydı Sarı- Kırmızılılar’ın. Üstelik hakem marifeti değil, kendi hünerleriyle golü bulmaları, Cim Bomlular’ı her geçen hafta zirveye daha sağlam adımlarla taşıyacak...Bu ülkede birileri, tezekle yapılanın suyla bozulduğunu 100 senedir öğrenemedi... Belli ki yine öğrenemeyecek... Kervan mı? İttir- kaktır içerde yürüyecek ama Edirne’yi geçince tekleyecek! Herşey yolunda da... Gerçekten fazla yolunda!

15 Eylül 2004, Çarşamba 04:30
YAZININ DEVAMI

‘’Fuzuli iştah!‘’

Önceki gece Hooijdonk, Akçaabat Sebatspor’lu futbolcuyu tutup, Alex’e yol veriyor, gören yok, kaside eden çok(!) Sonra Beşiktaş’ın kurtarılma operasyonu. Dereli, Sakarya Nehri’ni kurutmuştur. Top dışarıda ama penaltı. Sergen’le Diallo harmandalı figürü yapıyor, yine penaltı. Kartal uçurulurken, Sakarya Nehri kurutuluyor. Ayıp be. Şimdi soruyorum, Akçaabat Sebat, Sakarya, Samsun, Galatasaray ve diğerleri neyin mücadelesini yapmakta? Yalan Dünya’nın mı? Oysa Beşiktaş ve Fenerbahçe örnekleri var (!) Hakan, Kenan Yelek’i tutacak, Necati aradan sıyrılıp atacak. Sonra Ivanov, Song’a kafa-kol atacak, boşta kalan topu Cenk gol yapacak! Olmazsa, hakem yoktan penaltı yaratıp ihtiyacı olanı kurtaracak. Ama dün gece bunlardan hiçbiri olmadı. Allah var, hakem Bülent Yıldırım ve yardımcıları işini iyi yaptı. Maçı güç dengelerin çekişmesine ve becerisine bıraktı. Eh, zaten önceden yazılmış Fener ve Beşiktaş gösterileri sonrası da böyle olmalıydı!Galatasaray ve Samsunspor, dolu dolu futbol oynamış, namuslu bir gösterinin kahramanları olmuştur. Kırita’nın muhteşem golü, Necati’nin mermileri ve Hakan Şükür’ün son vuruşu Ali Sami Yen skorboardunu süslerken, tribünleri de mutlu etti.

13 Eylül 2004, Pazartesi 04:30
YAZININ DEVAMI

‘’Pislik torbası!‘’

Evet işinde daha da zirve yakalayacaksın. Yakalayacaksın da(!) bundan sonra sen de hep kokacaksın. Aklanıp paklanman zor olacak, belli. Galatasaraylı futbolcuların günahı çoook ama çok. Tam 10 yıl dünyanın her köşesindeki Türkler’i sevindirdi. Ezilen, dışlanan insanlarımıza ‘NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE’ diye haykırma onurunu yaşattı. Kaybettirilmek istenen milli bütünlüğümüzü şahlandırdı. Futbolumuz, sportif umutlarımız, ulus ruhumuz tüm dünyaya baş kaldırdı. Bölünmek istenen ülke, gördük ki her yerde tek bayrak altında birleşti. Böyle bir büyük günah işleyen Galatasaraylı Aslanlar cezasız kalmayacak mıydı? Ne kadar da çok kıskanç, kirli kimlik, dahili bedhah varmış. Onlar kustu, birileri de kandı, o kokudan medet umdu.Bu kahramanlara ilk ateş eden Faruk Süren olmuştur maalesef. Eski başkan yenilmez armadayı paramparça bölen, yerle yeksan edendir. Sonra? Pislik torbalarının sesine kulak veren, baskısına boyun eğen Şenol Güneş ve Fatih Terim asla infazdan kaçınmamış, milleti de, kendilerini de yakmıştır. Evet, Güneş milli takımı Terim de Galatasaray’ı yerle yeksan etti. Hedef hep aynı ‘Mehmetçikler’di. İngiltere maçı, milli takım kamplarına 3 yıl boyunca ‘merhaba’ demek için bile gelmeyen Sergen’e emanet edilirken, Portekiz umutları da kurban edilmemiş miydi? Peki perde arkasında kim vardı? Güneş, Terim ve şimdi de Yanal’ın arkasındaki kimlikler aynı. Sonuç; Türkiye milyonlarca dolar kazanma ve tanıtım şansını kaybetti, Galatasaray da batmanın eşiğine geldi. Bak Ersun, o ikili yendi, sıra şimdi sana geldi. Senin yerin için ‘Fatih’ diyorlar ama yanlış biliyorlar. İmparator olmaz. Futbolun başkoltuğunun hemen ardında yatan güneş doğmak için sabırla beklemekte! Sen bu kokuyla sonbahar ve kışı belki çıkarırsın da ilkbaharda bilmem ne yaparsın? Gördüğüm, bildiğim kadarıyla şahsınla ilgili plan proje budur. İstersen Can’ı (Çobanoğlu) köşeye çek, soruştur. İkinizin de dibinizdeki bir kısım muhabire verdiği sufleden çok daha yararlı olur.Galatasaraylı... Bir çok zafere imza atmış ‘Mehmetçikler’inin infazı için elele veren, tetik çekenlere, evlatlarını kurban ettirme. Bu ‘Aslanlar’a sahip çık. Çünkü onlar yıllardır medyada her fırsatta reva görülen aşırılama ve karalamayı değil, saygıyı hakettiler.

11 Eylül 2004, Cumartesi 04:30
YAZININ DEVAMI