Arama

Popüler aramalar

‘’Kazançlı olur!‘’

Vaziyetin en masum zanlıları Ziya Doğan ve Hagi olmalı! Biri yoktan yonga çıkarma, diğeri karaya oturmuş gemiyi yüzdürmenin peşinde. Anılası, Anıl golü dahi fikrimi değiştirmez. Çünkü ‘futbol’ diye yutturulmaya çalışılan ürün kolay hazmedilemez. Hele hele Edirne ötesi, hiç! Futbolcularda iştah yok. Öyle olunca, kuvvet de yok. Çabukluk zaten hak getire. Hareket yeteneği sınırlı adamların, kısır 90 dakikalarını Anıl renklendirdi. Kere ve Cana da şenlendirdi! Bir sarı Aykut’a, iki kırmızı kapışan asabı bozuklara!
Hagi doğru bir kadro oluşturmuş ama çoğu ‘kuş kaçtıktan’ sonra sahada! Aykut, Neill, Gökhan, Servet, Çağdaş doğru savunma. Serdar Özkan özel hayatındaki devamlılıkları(!) durdurup, futbolunda devamlılık örneklemeli. Balta da kendine gelmeli. Ayhan’a ‘gık’ diyemem, ne kadar sütü varsa hizmette. Cana ve Çağlar fizik kalitelerini koydu, böyle giderlerse problem olmaz. Bir de Galatasaray santrforsuz olmaz! Bu vaziyet nasıl bir yönetim aymazlığıdır?
Ona da cevap bulunamaz. Kewell kendi gibi oynadı da, yakınına işi bilen biri lazımdı. Hani o ‘Papaz’ dedikleri türden! ‘Top Galatasaray’da çok kaldı’ istatistiğine kanmayalım. Konya ligin en az top tutan ekibidir zaten. Kadro kalitesi de belli. Yönetim uyuma Konyaspor’a sahip çık! Ama düşünüyorum da, Galatasaray’ın çuvalla döviz savurup az ötenizde olduğu yerde, siz de haklısınız. Polat yönetimi popülizme esir olmadan, bir oyun kurucu, bir santrforla takımı tamamlamalı. Sıkıntı futbolculardan çok yönetimde. Esasen değiştirilmesi gerekenler de, onlar elbette. Masraflı değil, aksine kazançlı olur hem de!

20 Aralık 2010, Pazartesi 03:30
YAZININ DEVAMI

‘’Miktarı çohtur!‘’

Özel televizyonların başlangıç dönemleri. Hayatında kaloriferden başka ısınma aracı görmemiş genci, doğu illerine gönderir yöneticileri. Amaç kış sezonuyla ilgili gözlemler içeren programlar oluşturmak. Erzurum çevresinde, bir köy ziyaret edilir. Muhtarla sohbetteyken, muhabirin gözleri ahırın hemen yanındaki dam altında istiflenmiş kümeye takılıp kalmıştır. Sorar muhtara ‘Şunlar nedir?’ Cevap ‘Isınmada kullandığımız tezektir!’ Anlamaz çocuk ‘Tezek nedir?’ Anlatır muhtar ‘Tezek bohtur, miktarı çohtur, kalorisi yohtur!’ Soğuk kış gecesinde Galatasaray’ı izlerken, aklıma geldi bu anektod! Sarı-Kırmızılı kulübün transferler miktarı çok ama hiçbirinde kalori yok! Tezek hiç olmazsa bedavaya yakın elde edilip, kullanılıyor. Ya Galatasaray forması giyenler? Adnan Polat’ın son Divan tolantısındaki açıklamasına göre, ortalama 77 milyon Dolar’a! Yani halk diliyle, neredeyse 150 trilyona! İşte böylesi uçuk rakamlarla, Cim Bom futbolu madara. Özellikle de dışarıdan ithal edilenler, ‘Madara üstü bomba!’ Pilav üzeri az dönerin bile, kısmi kalori sağladığı yerde, Camiayı once paraya rağmen ‘derin dondurucu’ standartlarına hapis ettiler.

Düşünüyor insan! Bunları bulmak için yurt dışına ‘acemi muhabir’ gibi, dünyadan bi haber benzerleri mi gönderildi? Bakıyor ama ne olduğunu anlamıyorlar belli. Ehhh Erzurumlu muhtar da yok ki açıklasın acemilere! Öyle ya! Her getirilen futbolcu bu denli, Doğu yörelerimiz, ısınma materyaline mi benzer? Üstelik yıllardır ‘bi dünya’ maaş alıp da, bu işi yapamayanlar yine iş başında! Bir de İngilizce isim takmışlar ‘Scout’! Anlamayanlar da kimbilir ne iş yaptıklarını zannediyor. Oysa ‘yıllardır araştırıp, çarşafa dolananlar takımı’ sıfatını alayı hakediyor! Adnan Polat takılmıştı bir gün, “Yazılarını 5 defa okuyor, ancak anlıyabiliyorum” diye. Anladığını zannediyordu oysa! Anlasa üst üste bu kadar hataya devam eder miydi? Kabahat bende olmalı, bir de ‘açıklamalı ilmihal’ gönderip, tedbir almasını sağlamalıydım. Tüh be! Suç yine medyaya kaldı. İdman kapatmak yetmez, müsabakaları da kapatın müsabakaları da!

15 Aralık 2010, Çarşamba 03:30
YAZININ DEVAMI

‘’Eyvah eyvah...‘’

Ya Balta’nın da böylesi körelmesi, neyin belirtisi? Baltayı taşa vurup, yanlış bileycilerde gezinmesi mi? Neyse! Galatasaray şok goller yediği halde, kimleri devirmemişti?
Real Madrid, Milan daha kimler, kimler. ‘Henüz ilk dakika, toparlanır ve ASY’ye gereği gibi veda ederler’ diye düşündüm de! Konuk hücumda çoğaldığında, ev sahibi eksik kaldığı gibi, savunmasında kalabalıklaştığında da, bu sefer Galatasaray’dan kimse gözükmüyor! Nerelerde bunlar? Oralarda, buralarda! Nasıl bir düzen bu? Bir türlü organize olamıyor, hep altta kalıyorlar yahu!
Tamam Polat’ın işi futbol değil belli de, futbolcuların işi ne?
Eyvah eyvah! Yine Hurşut ve Orhan Şam alışverişi, Ufuk’un kalesinde ‘noktalı virgül’ haline gelişi. Şamfıstığı gibi ‘Çıt’ 0-2. Gören de top hep Sarı-Kırmızılılar’da sanıyor ama herkes biliyor, ‘çok ziyaretten çok çocuk olmuyor!’ Usûlü var her şeyin. Nasıl atıyor Gençler öğrenin.
Cim Bom’da usûlsüzlük gırla. Hani derler ya ‘Arızayı seven, sonucuna katlanır’, aynen öyle. Baştan sona arıza. Arda; senin de kulübeden hakeme itiraza gitmen, Hagi ve Kerimoğlu’na karşı yapılmış bir arıza!
Onlar bilmiyor mu takımın hakkını aramayı? Hagi en akıllı işi yaptı ve futbolcusunu sahaya attı. Kafası dinlenmiştir, Hoca’nın!
Arda girince Gençlerbirliği savunması yoruldu bu sefer! Ama Cavcav’ın gençleri duracağı, Serdar uçacağı, kurtaracağı yeri bilince, işi hallettiler. Üzülme Galatasaraylı! Son 4 sezon gelir 468, gider 505 milyon dolar.
Futbol şubesi yıllık ortalama gideri de 77 milyon dolar... Ehhh devre arası yirmiüç’çük daha harcar, hedefe varırlar. ASY tamam, Aslantepe’ye devam...
Eyvah eyvah, hem de aynı kafayla!

12 Aralık 2010, Pazar 03:30
YAZININ DEVAMI

‘’Gözünü seveceğum...‘’

Fadime önce peruğunu ve kirpiklerini çıkarıp komidinin üzerine bırakıyor, Fadime kel mi? Kel! Güzelce yüzünü silince, o bölgede de kaş namına bir şey yok. Ardından protez sol göz ve dişler bardak içine. Son olarak da takma bacağı yere ve korse...
Uzun süre Fadime’nin kalan kısmına baka kalmış Temel ve sinirlenip alt kata inip, atmış kendini bahçeye...Bir süre dolanmış, dolanmış ve seslenmiş ‘Ula Fadimeeee at gözünü aşağıya, seveceğum!’
Galatasaray yönetimine talip olup sorumluluk alacak olan her kimse, karşılacağı gerçekler damat Temel’in yaşadıklarından farklı olmaz, diye düşünüyorum. Makyaj ürünleri silinip, protezler çıkarılınca geriye pek bir şey kalmayacak! Tünelin ucu değil, ‘kaos’ gözüküyor da, ya ‘ışık’ zannediyor ya da öyle gösterrmek istiyorlar. Neymiş? Herşey düzeldi diye, daha önce ortada olmayanlar şimdi talipmiş. Bu tür bir yaklaşım Galatasaray camiasına büyük hakarettir de, ‘Ne dedin ne?’ diye soran yok.
Faruk Süren düşündüğünü paylaşıyor ama yalnız kalınca olmuyor. Aslında Polat’ın söylemleri de uymuyor! Faruk Süren’e konuşacak başkan portföyünde, 1 Süper Kupa, 1 UEFA ve üst üste 4 lig şampiyonluğu bulunacak ki, hak kazanacak. Sen 3. yılı da başarısızlıkla devirmiş, 4 ve 5’e uygun adım gidiyor, plaketi eline tutuşturduğunu da gönderiyorsun. Ayrıca Galatasaray etiğinde olmayan şekilde, eski reislerine sallamak, ailelerini üzmek de caba! Süren, MOBESE’lere dahi konuşsa az yahu!
Galatasaray asla ifade edildiği gibi ‘Pür-ü pak ve cedid’ değil. Çünkü var olan problemlerin daha büyükleri de, kapıda değil, içeride. Gelecek olan başkan, Temel gibi nazikçe ‘At aşağı seveceğum’ diye değil, farklı söylemlerle seslenebilir 6. kata...
Uyarıyorum... Saray’ın kendisi de çıplak! Çıplak da... Kim görecek? Kongre üyeleri mi, divan mı? Bekleyelim bakalım!

09 Aralık 2010, Perşembe 03:30
YAZININ DEVAMI

‘’Tebeddül&Tahavvül‘’

Galatasaray idare edenleri, değişim ve başkalaşım sürecini bir arada yürütme niyetinde. Sahadakiler tebeddül sürecini bire bir yaşarken, kadronun tamamı da tahavvül devri gereklilikleri neyse katlanacak. Darısı başkan ve yönetiminin de başına! Zaten birer, ikişer giden gidene. Yönetici, futbolcu her kimse, plaketi alan yolcu!

Kalanlar ‘plaket operasyonu’ hamili olmamak için daha bir gayretli miydi ne? Öyle! Üstelik Yankaya’nın müsabaka başlar başlamaz görmezden geldiği Kasımpaşa faulleri ve ‘Yandüdük’ tavrına rağmen! Eskiden olsa kendilerini salar, pozisyonlara yan bakar, Yankaya yanlışlarına olumlu katkı yaparlardı. Değişim işte bu! Takım ol, mücadele et kazan.

Sadece Kasımpaşa ve Galatasaray değil, futbolumuzun umumi zafiyeti göbek! ‘Belly dans’ın dünya çapında icra edildiği ülkemizde, futbolun göbeği bomba! Bomba da, sanki canlı bomba! Hasarı kendilerine hep! Kasımpaşa ve Galatasaray hangi topu kaldırdıysa tehlike yarattı. Ev sahibi atamadı, konuk kısmen attı! Avrupalı da Galatasaray’a attı. Duruş bozukluğu artı fizik zafiyeti mi diyorlar ne? İşte sıkıntı o. Kaleci ve teknik adamlar bağırır ‘Düşürme’ diye. Boşa yırtınma! Düşüren düşürene. Tabii düşürünce de kümeden, tepeden, elbette Avrupa’dan düşen düşene.

Sabri, Aydın, Kewell ve Pino mükemmelliklerine, Ayhan’ın katkıları da bir başka Galatasaray güzelliğiydi tabii. Vural ‘Sol yanımı kuvvetlendirirsem, belki değişim olur’ dedi ama göbek yine enseydi! Ense olunca da Balta kesti! Bir gol faturası daha tabii. 3-0 sallamalarımızı keser mi, kesmez! Çünkü böylesi hatalar silsilesi sallamayla kesilmez. Matbuat 100 senedir sallıyor da, ‘Tebeddül&Tahavvül’ yeterince olmadan olmuyor!

05 Aralık 2010, Pazar 03:30
YAZININ DEVAMI

‘’Zorunlu açıklama!‘’

Bu tür iddialar gerçek dışı olup, böylesi yaklaşımlarla gündeme taşınmak istenmemiz manidardır. dankaya.org.fly
Başkanımız ile futbolcumuzun restoranda karşılaşmaları tesadüftür. Bu tür magazinel yaklaşımlarla gündeme taşınmak istenmemiz de manidardır! Üstelik ‘Paparazzi medyası’ haklarına da tasalluttur. Onlar ‘Spor medyası’ kanalına girmediği gibi, ellerindeki malzemeyi de paylaşmıyor. Ne güzel hihhiii...’ -gülme efekti- dankaya.org.fly
Bir kasım akşamı TV’de yayınlanan ‘Hayat-ı ruzmerre’ programında yer alan söylem ve iddialarının tümü kurgu olup, aslını yansıtmamaktadır. Tüyo kesinlikle, dışarıdan değil, yönetimimiz içindendir. Vaziyet de daha beterdir. Bu halde, kamuoyu yanıltılmak ve provoke edilmek istenmiştir. Bu manidar fiili de kınıyoruz. dankaya.org.fly
Hocahacımız raporuyla ilgili medyada yer alan haberler ve isimler gerçeği yansıtmamaktadır. ‘4you!’ Şey ‘4tıss’ kredisi tıslamazsa, en güzel mankenler! Öfff! En havalı futbolcular yine en okkalı Euro’lara alınacak ve Etiler’e arz edilecektir. Takdir hakkı kongre üyelerimiz, alkış divanımız sorumluluğundadır. dankaya.org.fly
Bir gazete sayın başkanımızın, sayın dostuna ‘Sen git helva yap’ dediğini yazarak moral bozmuş, futbolcularımızın aklını karıştırmıştır. Sporcularımız ‘Acaba yönetimin mi, yoksa bizim mi helvamız kavrulacak?’ stresiyle göçtü be! Kanaatimiz o gazete umum yönetmeninin, karşı kulüp sempatizanı olduğundan yanadır. dankaya.org.fly
Adam sevgilisiyle aynı yatakta çırılçıplak. Karısı basıyor. Demiş ki suçüstü yakalanan koca ‘Karıcığım gözlerine değil, bana inan!’ Bu da mı ‘manidar’ oldu org? Şu yöntemlerinizle olacak kulübün sonu morg.dzr.com.tr
Düştüğü yerden kalkarmış! Zaten hep düşüyorsun da, neden düştüğüne baktın mı hiç Ednan? Camia feryad-ı figan!

30 Kasım 2010, Salı 03:30
YAZININ DEVAMI

‘’Nasıl bilirsiz!‘’

Cemaatin bildiğini, hoca bilmiyormuş ki, yanlışın kralını yaptı! Nasıl? Beşiktaş’ın ‘La havle’ çektirecek adamı kim? Holosko. Ya Galatasaray’ın? Ali Turan, hem de iki kere. Balta bir kere çektirir çünkü! Yanlar ‘Kara şanzuman BMC.’ Göbektekiler ne yapsın? Göbek atsın! Kenarlardan gelen tehlikeleri önlemek için, dikkat dağıtmaktan başka çareleri yok çünkü. Ali Turan; Holosko’yu çizgiye doğru sıkıştıracağına, içeri doğru sollamasına müsade etti ve penaltı geldi.
Guti 0-1... Hagi çabuk Sabri’yi arkada ikinci yarı akıl etti, iyi etti! Forvete de bir ağır vasıta daha. Kabadayılıkta ‘Ağır ol molla desinler’ uyar da, futbolda uymaz. Aslında Pino’nun yanına bir çabuk adam konulacak da, kim konulacak? Yok ki! Kusura bakma Hagi, kime sallayacağımızı şaşırdık bizde... Hidding istifa... Lukesku dışarı...’ Ohhh beeee Baros girdi. Sana sanki Sana yağı, her tarafa uyuyor! Servet dışarı, Sana göbeğe, Nobre de filelere. ‘Avustralian Ağır Layns’ lastik patlattı, kalkamadı! 0-2. Sevgili dinlemeyenler (çünkü çok söyledim, dinlemediniz) Galatasaray bu haliyle orta halli bir Anadolu ekibinden farksız. Pino ara sıra Emenike taklidi yapmaya çalışıyor ama yapamıyor. Çünkü Emenike’nin tork vaziyeti bu arkadaşta bulunmuyor. ‘Orta alan mı dediniz?’ Marlon Brando! Paris’te değil de, ASY’de son tango. ‘Caaaaaaart!’ Debriyaj plakası sıyırma sesi... Cenk’in! Kewell sözde affetmedi ama ip çoktaaaan çekilmişti. 1-2.

29 Kasım 2010, Pazartesi 03:30
YAZININ DEVAMI

‘’Mesela yani!‘’

Galatasaray’ın durumu meydanda da! Sezon başından itibaren hakem aymazlıkları sonucu verilmeyen penaltıları da, şöyle bir anımsayın. Üzerine de yine ‘düdük özrüyle’ yenilen golleri zihninizden geçirin! Aslan’ın büyük bir haksızlık silsilesine tabi tutulduğunu görürsünüz. E olur mu yani? Felek vurmuş zaten, bir de ‘düdük’lerin kastı ne?

Mesela yani! Diyelim hakemler gördüğünü çaldı, yüreğini saklamadı. Açıkçası korkmadı! İşte o zaman Galatasaray en tepe yerde olmasa da, müstesna bir konumda bulunacak, iddiasını da sürdürecekti. ‘Mahmudiye suyu’ diye yazmış ve ‘Kimine gürül-gürül, kimine damlalıkla, kimine de kesik’ demiştim ya! TFF Başkanı alamamış ‘teşbihli’ mesajı. İlle de ‘Sayın Orkinos hakemlerin hali ne böyle?’ mi yazacaktım? Nafiz davranacak, kurt gibi olacaksın Mahmut! Yanlışları, haksızlıkları, hava ve cıvaları anında tespit edecek, hiç kimsenin hakkını, hiç kimseye yedirmeyeceksin. Alma mazlumun ahını, çıkar sonra aheste-aheste, yaparlar yoksa senin de hakkında beste. Bir eski ağabey olarak uyarıyorum! Yeni ağabeylerin de ‘Ne der?’ bilmem. ‘Her şey yolunda, fevkaladenin fevkinde.’ şeklinde maruzatta bulunuyorlarsa, inanma! Vaziyet hiç de öyle gözükmüyor.

Gorbon, morbon, limuzin, mumuzin, Amerika, mamerika işlerine benzemez kulüplerin işleri. Hele hele Galatasaray, Beşiktaş, Fenerbahçe, Trabzonspor hiç benzemez. Milyonların çatırtısı öyle bir sallar ki, yanlışlarınızdan dönmek için pusulayı düzeltseniz de, para etmez. Üstelik onca bolluğun içine ‘Gark’ olmuşken, ‘Gurk’ olursunuz sonra. Ev yapımı tadında limonata!

Bir hakem yüreğini Emanetçi Sultana’ya bırakıyor, bakın bedelini kimler ödüyor? Kulüp başkanı, asbaşkanlar, yönetim kurulu, teknik direktör ve ekibi, futbolcular, sponsorlar ve milyonlarca taraftar. Yazık günah değil mi? Paralar ne denli çar-çur edilse de yazık... Vallahi yazık, billahi yazık. Hele hele vaziyetten bihaber taraftarlara milyonlarca kere yazık. Kahrolan, intihara teşebbüs eden, evinden-barkından, sevgilisinden, eşinden vazgeçen ahalinin vebali tamamen üzerinizde. Hiç mi sızlamaz vicdanınız?

Bakın, Adnan ve Mehmet Beyler de sizin yüzünüzden birbirine girdi, Şardan’ın söylemleri bitti, köşesine çekildi. Ne olacak şimdi? Hiç olmazsa bundan sonra hakemler üstlerine başlarına, saçlarına gösterdiği özeni, pozisyonlara da göstersin, ahaliyi delirtmesin e mi? Nur içinde yatsın Baba’nı severdim ama artık seni sevmiyorum Mahmut... Çünkü ya ‘O’ Mahmut sen değildin, ya da bu Mahmut! Neylesin mabud?

23 Kasım 2010, Salı 03:30
YAZININ DEVAMI