Süper Kupa’nın peşinden önce Riyad ardından da Urfa’ geldim. Riyad başlı başına bir faciaydi. Son haftalarda iki kulüp arasındaki gerginlik sonucu Fenerbahce, Urfa’ya U19 takımıyla geleceğini açıklayınca ortalık daha da gerildi. Son haftalarda Galatasaray camiası yönetim ve teknik ekip tansiyonu düşürmek adına açıklamalar yapsa da Fenerbahçe kararından dönmedi. Urfa’ya geldiğimizde taksicisinden, öğretmenine, öğrencisine, esnafına memuruna kadar bize bir gün önce, “Ağabey Fenerbahce” gelecek mi sorusunu sorup, durdu. Fenerbahce’nin U19 takımı ile geleceğini öğrenen kimi taraftar yıkıldı, kimisi federasyonu, kimisi de Fenerbahce Yönetimi’ni suçladı, kimi de maçın ertelenmesini istemeyen Galatasaray ve federasyonu suçladı.

Karar kesinleşince vazgeçtiler

Fenerbahçe’nin A takımdan yoksun geleceği kesinleşince de çoğu Fenerbahçe taraftarı maça gelmekten vazgeçti. Maç öncesi ve maç günü şehrin önemli yerlerinde Anadolu’da sıklıkla gördüğümüz dostluk hakimdi. İki takım taraftarı el ele kolkola şehri geziyordu.

Galatasaray'ın, medyaya açık ilk çalışmasın da bizim de gözümüz kulağımız herkes gibi Okan Buruk'taydı. Florya'nın Florya olduğu zamanlarının en baş kahramanlarından biri Okan Buruk'tu. O zamanda futbolcu Okan Buruk aynı heyecanla sahadaydı şimdi de aynı heyecanla Florya'da. Çünkü bende oradaydım.

Florya'nın ruhunu da en iyi bilenlerden biri. İlk basın toplantısında da mesajı çoktan net bir şekilde almış görünüyordu. Camianın bu sezonki en net hedefi Şampiyonluk. Hoca herkesten çok farkında. Sezon başı klasiğidir alt yapıdan 10 a yakın oyuncu alınır ilk kampa götürülür daha sonra bu 10 kişi 2. kampta en 2 'ye düşer sonra da lig boyunca altyapıdan oyuncuları zorunlu haller dışında göremeyiz.

Okan hoca sanki bu kez alt yapı oyuncuları için şansını sonuna kadar zorlayacak izlenimi verdi. İletişim stratejisi gerçekten genç hocanın çok iyi. Yönetim, Futbolcu, taraftar ve medya ile olan iletişimi şu ana kadar kusursuz.

İdmanda Gomis'ten, Hamza'ya, Omar'dan, Florya'nın çim çalışanına kadar herkesle birebir ilgilendi. Fakat çok zor bir zamanda göreve geldiğinin de farkında genç hoca o yüzden de bir kulağı yönetimden gelecek transfer haberlerinde.

A Milli takımımızın yeni teknik direktörü Stefan Kuntz takım, personel ve hatta medya mensupları ile oldukça samimi iletişim kuruyor. Zaten basın toplantısında da bunun sinyallerini vermişti . Alman hocanın en büyük avantajlarından biri de neredeyse takımdaki tüm futbolcuların Almanca bilmesi. Diğerleriyle İngilizce olarak anlaşıyor. Kendisi de zaman zaman Türkçe konuşuyor.

En büyük silahı Hakan

Özellikle önceki günkü idmanda çift kale maçta tüm oyuncularla bire bir diyaloglar kuran Kuntz, Hakan Çalhanoğlu ile çift kale maçta özel ilgilendi ve isteklerini belirtti. İdmanda gördük ki, Alman hocanın en büyük silahı Hakan olacak. Yeni dönemde Milli takımlar sorumlusu olan Hamit Altıntop da her idmanı yakından takip ediyor. Rüştü Reçber ve Servet Yardımcı da her idmanda neredeyse var. Şu ana kadar izlediğim idmanlarda şunu gördüm; Milliler galibiyet için pozitif çalışıyor ama maç havası başka. Norveç maçını kazanmak zorundayız. Hem puan hem de moral için.

Azerbaycan'ın Başkenti Bakü'ye iner inmez soluğu Galler’in dünkü idmanında aldık. Tarihi Tofiq Behramov Stadı’nda teknik direktör Rob Page yönetiminde gerçekleştirilen idmanın ilk 15 dakikası basına açıktı. İtalya'ya yenilmemiz, onların da İsviçre'den 1 puan alması, Galler’i daha da istekli hale getirmiş. Galler'de göze çarpan ilk şey oyuncuların motivasyonuydu. Forma rekabeti için idmandaki sesleri, adeta stadı inletiyordu.

Antrenman performansı yeterli olmaz

Görevliler, "Galler, 14.00'teki idmana 12.00'de gelip, idman bittikten 2 saat sonra sahayı terk ediyorlar" dedi. Karşımızda direnen bir rakip olacağını gördük. Ancak takım kaliteleri bizimle boy ölçüşecek seviyede değil. Yalnızca idmandaki bağırıp çağırmayla, motivasyonla Millilerimiz’e karşı sonuç almaları beklenemez. Bu arada idman sonrası stadın dışında üzgün bir genç grupla karşılaştık. Galler'in idmanı sebebiyle antrenmanları iptal olmuş. Hem bu yüzden hem de Gareth Bale gibi futbolcuları görememekten yakındılar. Kardeş ülke Azerbaycan'ın Başkenti Bakü'de harika bir ortam var.

Polis, Beşiktaşlı çıktı

Pandemi nedeniyle ülkelere girişler çıkışlar çok zorlaştı. Özellikle İtalya'da bunu ciddi anlamda yaşadık. Ancak Azerbaycan'a girişte pasaport kontrolündeki polis, pasaportumu eline alıp, gazeteci olduğumu anlayınca ilk sorusu, "Ağabey Beşiktaş'a transfer var mı?" deyince, ülkeye rahat bir giriş yapacağımı anladım. Cevabım ise "Beşiktaş'ın ilk transferi Sergen Yalçın" oldu. Bu da görevli polisi oldukça memnun etti.

Uzun zamandır Milli Takımımız'ın adım adım peşindeyiz. Sonunda gecikmeli de olsa EURO 2020 futbol şöleni bu akşam başlıyor. Roma Olimpiyat Stadı'nda İtalya ile oynayacağımız açılış maçında Fanatik Gazetesi olarak saha kenarında olacağız. Tüm hazırlık dönemi, antrenmanlar, toplantılar ve maçlar... Hepsinde oradaydık. Önceki gün Roma'ya geldik. Şunu gördük; Roma finallere hazır. Ancak biz de Milli Takım olarak hazırız.

Tek değişiklik olabilir

Ay-Yıldızlılarımız, çok iyi bir hazırlık dönemi sonrası Cenk Tosun dışında tam kadro burada. Bugün İtalya karşısında Moldova kadrosu sahada olacak. Belki bir oyuncu farklı olabilir. Uzun süredir kaybetmeyen ev sahibi ekip karşısında Şenol hoca bir şekilde Kaan Ayhan'ı 11'e ekleyebilir.

İtalyanlar da maçı dört gözle bekliyor

Tüm dünyada olduğu gibi turizm şehri Roma da pandemiden çok büyük oranda etkilenmiş. Ancak Roma sokakları, eski şâşâlı günlerine yavaş yavaş dönüyor. Bugünkü maçı onlar da dört gözle bekliyor. Şenol hoca İtalya maçı için her defasında, "Bu maç çok önemli ama sonraki maçlar daha da önemli" diyerek takımımızın yol haritasını belirledi. Son maça kadar devam. Hedef Londra.

20 binden fazla taraftar önünde oynayacaklar

Uzun zamandır seyircisiz oynayan futbolcular bugün Roma Olimpiyat Stadı’nda 20 binden fazla kişinin önüne çıkacak. En büyük heyecan futbolcularda. Sonunun güzel bitmesini dilediğimiz şampiyonaya güzel bir başlangıç yap Türkiyem.

Mesut Özil’in, kariyerinin en iyi zamanlarında o zamanki haber müdürümüz Mehmet Demircan’la beraber Londra’da buluşmuştuk. Tüm medyanın röportaj yapmak için peşinden koştuğu Mesut’la, her zaman gittiği restoranda yaklaşık 2 saat röportaj yapıp, fotoğraflar çekmiştik.

Arsenal’in yıldızıydı

O zaman teknik direktör Arsen Wenger‘di. Arsenal’de çok iyi oynuyor ve takımın en çok konuşulan, en iyi futbolcusu Mesut’tu. Hatta maç için stada giderken çoğu taraftarda Mesut Özil forması vardı .

Mütevazı ve olgundu

Yaklaşık 2 saat boyunca tüm sorulara içtenlikle ve samimi bir şekilde cevap verdi. Klasik soruyu da sormuştuk. Türkiye’de futbol oynar mısın diye. Cevabı çok netti. “Zamanı gelince ve şartlar uygun olunca neden olmasın“ demişti ama o zaman zamanı değildi.

Çatıda fotoğraf çektik

Röportaj bitmiş sıra fotoğrafa gelmişti. Restoranda fotoğraf çekecek yer olmayınca restoranın çatısında fotoğraf çekmiştik. Çok güzel bir röportaj olmuştu ve fotoğraflar da güzel olmuştu. Yanında kalabalık bir ekibi vardı.

Mönüsü menemendi

Ertesi sabah telefonumuz çaldı. Arayan menajeri Erkut Söğüt’tü, “Mesut sizin için forma imzaladı aynı restoranda sizi bekliyor” dedi. Koşarak restorana gittim. Aynı masada oturmuş kahvaltı yapıyordu. Önünde büyük tavada menemen yiyordu. Müthiş bir fotoğraftı. Formaları unuttum ve menemen yerken fotoğrafını çekmek istedim ama fotoğrafa izin vermedi. Çekemediğim, içimde ukde kalan fotoğraflardandır bu fotoğraf..

Emre Belözoğlu sonrası milli takımda kaptan Burak Yılmaz, Şenol Güneş’in saha içinde ve dışında lideri oldu. Burak Yılmaz, takımda en fazla forma giyen futbolcu, 2. sırada Ozan Tufan Bulunuyor. 2020 Grup Eleme maçlarına başlarken Şenol Güneş’in en büyük silahı oynasa da oynamasa da Emre’ydi. ™enol Güne∫, deplasmandaki Arnavutluk maçı öncesi Emre’yi yanına alıp yaptığı basın toplantısında bu mesajı vermişti. Pandemi süreci araya girmese ve 2020 Avrupa Futbol Şampiyonası zamanında oynansa Emre de şampiyonada kadroda olacaktı.

Kurgu onun üzerine

Kampları ve idmanları yakından takip edenler bilir ki Emre’nin saha içindeki yardımcısı da Burak Yılmaz’dı. Burak futbol hayatının en olgun zamanında şimdi milli takımda büyük bir misyon üstlendi. Şenol hoca da hem Beşiktaş hem de milli takımda Burak Yılmaz’a formayı hep verdi. Çoğu zaman da Burak’ın üzerine oyun kurdu. Burak da Emre gibi formanın hakkını verdi. Artık Emre yok ve Burak Yılmaz saha içinde ve dışında Emre’nin liderlik görevini üstlendi. Genç ve istikbal vadeden oyuncuların hem Emre’ye hem Burak Yılmaz’a gösterdikleri saygı da gözden kaçmıyor.

Kadıköy’de sağlık ve mesafe ile ilgili tüm önlemler alınmıştı. Tahir hoca, bir kez bile yedek kulübesine girmedi. Ancak o son derece heyecanlı olsa da ondan daha heyecanlı bir isim ise kesinlikle Emre Belözoğlu’ydu.

Galatasaray-Beşiktaş maçı sonrası 89 günlük ara sonrası Fenerbahçe- Kayserispor maçıyla biz de spor gazetecileri olarak yeşil sahalara döndük. Kadıköy’de sağlık ve mesafe ile ilgili tüm önlemler alınmıştı. Bu şartlarda maça girdik. Fenerbahçe, Federasyon ve TSYD, tüm önlemleri almıştı. 90 dakika boyunca Fenerbahçe kulübesinin olduğu köşede görev yaptım. Herkes gibi biz de Tahir Karapınar ve Mehmet Aurelio’yu merak ediyorduk. Tahir hoca futbolculuğunda olduğu gibi oldukça heyecanlıydı, bir kez bile yedek kulübesine girmedi.

Sahadan zor çıktı

Ama Tahir hocadan daha heyecanlı ve istekli biri vardı; o da Emre Belözoğlu. Neredeyse tüm pozisyonlarda oyuncuları uyardı. Ozan Tufan’ın kırmızısı buz gibi hava estirdi boş statta. Ozan sahadan zor çıktı. Emre zaten kulübede de oturmuyordu. Hakemin her düdüğünde bir şeyler söylüyordu.. Ve sonunda sarı kartı gördü. Sarı karta da hiç itiraz etmedi. Tecrübeli oyuncu 2. yarı başlarken kendini ısınmaya gönderdi. Yeşil yeleği alıp ısınmaya gitti.

Muhteşemdi ama...

Mensah’ın golü buz gibi hava estirdi. Emre ve Tolga oyuna girdi. Oyuna gireceğini zanneden Jailson oyuna giremeyeceğini anlayınca sinirli bir şekilde yerine döndü. Emre, saha dışında ne kadar istekli ise saha içinde daha çok istekliydi. Benim görev yaptığım bölgeye yakın oynuyordu. Topla ve topsuz tüm pozisyonlara saha içinde müdahale etti. 1-0 geriden gelip maçı kazanmasını bildiler. Luiz Gustavo müthiş bir gol attı evet ama bu galibiyet benim gözümde Emre’ye yazar.