‘’Sneijder ipten aldı‘’
Son lig maçında Kasımpaşa’ya mağlup olan Galatasaray, haftayı ciddi sorunlarla geçirdi. Her anlamda eleştirilerin odağı olan Sarı-Kırmızılı takımda bir yandan da sakat oyuncuların fazlalığı, Tudor’u bir hayli zor durumda bıraktı. Yasin, Carole ve Hakan sakatlığı nedeniyle forma giyemezken, Tolga da cezalı olduğu için kadrodaki yerini alamadı.
Josue’den klas gol
Karşılaşmanın ilk bölümü son derece temposuz geçerken, Galatasaray yavaş yavaş rakip yarı alana yerleşmeyi başardı. Savunmasını önde kuran Tudor, bloklar arasındaki mesafeyi kısa tuttu. 23. dakikada Sneijder derinlemesine ceza sahasına oynadı. Bekletmeden şutunu atan Sinan’ın vuruşu yan direğe çarpıp, dışarı çıktı. Galatasaray bu dakikadan sonra Bruma ve Sinan’la rakip üzerindeki baskısını artırdı. 31. dakikada Josue yaklaşık 30 metreden çok sert vurdu, top köşeden ağlarla buluştu: 0-1. İlk 45 dakika bu golle sonuçlanırken, oyun temposu ve kalitesi son derece düşük kaldı.
Hakem penaltıyı vermedi
Karşılaşmanın ikinci yarısı daha tempolu başladı. Galatasaray kanatları daha etkili kullanırken, Bruma topu ileri götürmekte zorlanmadı. 49. dakikada Bruma kaleci ile karşı karşıya kaldığı pozisyonda vuruşunu yaptı, Victor’dan dönen top Sneijder’ın önünde kaldı. Sneijder’ın şutunda Gaziantepli oyuncu ceza sahası içerisinde topa elle dokunsa da, hakem devam dedi. 53’te ise Thiam ceza sahasına gelen ortaya kafayı vurdu ve skora denge geldi: 1-1. Bu golden sonra Galatasaray’da panik başlarken, savunmada ciddi açıklar verdiler. Ev sahibi ise orta alandan hızlı çıkarak, rakibini dengesiz yakalamaya başladı. 70’ten sonra oyunda hem tempo hem de kalite düşmeye başladı.
80. dakikada ise ceza sahası dışından kullanılacak serbest vuruşta topun arkasına Sneijder geçti. Yıldız oyuncu harika vurdu ve takımını tekrar öne geçirdi: 1-2. Galatasaray bu golle galip gelmeyi başarsa da önümüzdeki sezon için yapılması gereken çok fazla değişim olduğu bir kez daha görüldü. Hırsını ve isteğini kaybeden oyuncularla yola devam etmek bu sezona benzer bir durumu yaşatacaktır.
‘’Aslan ruhunu kaybetmiş‘’
Bursaspor’u geçen hafta farklı mağlup edip moral bulan Galatasaray, Kasımpaşa’yı konuk ettti. Son lig maçındaki kadrosunu bozmayan Tudor, Semih’in sakatlığı geçmesine karşın ilk onbire almadı. Seyircisiz oynanan mücadele oldukça temposuz başladı. Galatasaray topla daha fazla oynayan taraf olsa da, etkili bir atak geliştiremedi. Kanatları kullanmayı deneyen Sarı- Kırmızılı takım Yasin ve Bruma ile beklenen hücum kalitesini yakalayamadı. Tudor ilk hamlesini 18. dakikada yaptı ve Bruma-Rodrigues değişikliğine gitti. Oyunu daha çok kendi yarı alanında kabul eden Kasımpaşa ilk ciddi atağında, golü buldu. Ahmet Çalık’ın hava topunu alamadığı pozisyonda top Adem Büyük’ün önünde kaldı. Adem’in bekletmeden yerden yaptığı ortaya, Castro vurdu ve konuk takımı öne geçirdi: 0-1. Golden sonra da oyunun temposu artmazken, 31. dakikada Sneijder serbest vuruştan ortaladı, Rodrigues ceza sahasında kafayı vurdu kaleci son anda kornere tokatladı. Sarı-Kırmızılılar bu pozisyonda gole çok yaklaştı. İlk yarının kalan bölümünde başka gol olmadı ve Kasımpaşa soyunma odasına 1-0 önde gitti.
İsyan eden olmayınca
İkinci yarı da benzer bir tabloda başladı. 59. dakikada ikinci sarı kartını gören Tolga’nın oyundan atılması, zaten işlemez halde olan Galatasaray orta sahasını iyice düşürdü. Turgut, 63’te sağdan yapılan ortaya gelişine vurarak, harika bir gole imza attı: 0-2. Bu gol ev sahibini oyundan koparttı. Mağlubiyete isyan eden bir oyuncusu dahi olmayan Galatasaray’ın bu haliyle skoru değiştirme ihtimali de kalmadı. Kazanmak için hiçbir şey yapmayan Tudor’un takımının sezon sonu Avrupa potasına girebilmesi büyük sürpriz olur. Yönetiminden, teknik heyettine ve oyuncusuna kadar Galatasaray köklü bir değişime gitmezse, önümüzdeki sezon da benzer bir tablo ortaya çıkacaktır. Tudor’un, takımı 2-0 yenik durumdayken 79. dakikada Eren’i ikinci forvet olarak oyuna sokması ise mantıkla açıklanabilecek bir durum değil. 81’de Castro, Muslera ile karşı karşıya kaldığı pozisyonda düzgün vurdu ve farkı üçe çıkarttı: 0-3. Uzatmalarda ise Sneijder 30 metreden çok sert vurdu ve nefis bir gol attı: 1-3. Özellikle ikinci yarıda iyi bir futbol ortaya koyan Kasımpaşa sahadan 3-1’lik galibiyetle ayrıldı.
‘’Avrupa için dev adım!‘’
Mücadeleye iyi başlayan Galatasaray, ilk dakikalarda baskıyı kurdu. Orta alanda uyguladığı presle topa hakim olan Tudor’un takımı, Bursaspor’u kendi yarı alanından çıkartmadı. 5. dakikada Bruma soldan ceza sahasına girdi. Genç oyuncunun dar açıdan içeri gönderdiği top Ertuğrul, ters bir vuruşla kendi ağlarına gönderdi: 0-1. Bir dakika sonra ise Yasin karşı karşıya kaldığı pozisyonda aşırtma denedi, savunma son anda çizgiden çıkarttı. Yasin ve Bruma ile kanatları etkili kullanan Galatasaray, ilk yarının büyük bölümünü rakip yarı alanda oynadı. Bursaspor ise oyunun hiçbir anında varlık gösteremezken, orta alanda büyük hataların yanı sıra çok fazla isabetsiz pasa imza attı. 25. dakikada Sabri sert vurdu, savunma bir kez daha çizgiden çıkarttı. 45. dakikada Bruma, Podolski ile duvar pası yaptıktan sonra, kaleci ile karşı karşıya kaldı. Düzgün bir vuruş yapan Portekizli oyuncu farkı ikiye çıkartı: 0-2. Bu gol aynı zamanda ilk 45 dakikanın da sonucu oldu.
Sneijder sahneye çıkınca
Galatasaray ikinci yarıya aynı istek ve disiplinle başladı. İlk yarıda pek rol almayan Sneijder, bu yarıda sahneye çıkmaya başladı. 57’de Hollandalı yıldız duran toptan ortaladı, Ahmet Çalık ceza sahasında kafayı vurdu, skor 3-0’a geldi. 60. dakikada ise Sneijder bu kez orta alandan derinlemesine savunmanın arkasına oynadı. Topu önüne alan Podolski, ceza sahasına girer girmez vurdu ve topu ağlara gönderdi: 0-4. İlk yarıda rahatlayan Galatasaray bu gollerle de maçı kopartmış oldu. 89. dakikada ise son sözü Yasin söyledi. Ceza sahası içerisinde sağ çaprazdan sert vuran Yasin, farkı beşe çıkarttı: 0-5. Bursaspor’un ise her anlamda sezonu kapattığı, dün akşam net bir şekilde görüldü. Böylesi önemli bir camianın oyuncularının Galatasaray karşısında bu kadar vurdumduymaz bir tavır sergilemesi, önümüzdeki sezon yeni bir yapılanmanın kaçınılmaz olduğunu gösteriyor.
Moral buldular
Zorlu geçmesi beklenen deplasmandan 5-0 gibi farklı bir skorla galip ayrılan Galatasaray, kalan maçlar öncesi moral buldu. Bu galibiyette, İgor Tudor’un artık takımla çok fazla oynamaktan vazgeçmesinin, Sneijder ve Podolski’den daha fazla yararlanmayı düşünmesinin de etkisinin olduğunu söylemek gerekir.
‘’Fenerbahçe'den altın gol‘’
Şampiyonlar Ligi’ne katılma ihtimalini sürdürmek isteyen Galatasaray ve Fenerbaçe, Türk Telekom Arena’da karşı karşıya geldi. Ligin son maçında Başakşehir’e 4-0 yenilen Galatasaray’da teknik direktör Tudor, derbiye beş farklıisimle çıktı. Sneijder, Carole, Podolski, Tolga ve Sabri’ye tekrardan forma veren Hırvat teknik adam, savunmasını dört isimden oluşturdu. Fenerbahçe’de ise Advocaat’ın sol taraftaki tercihi Aatif oldu.
Galatasaray istekliydi
Karşılaşmaya iyi başlayan taraf Galatasaray’dı. Rakibine orta alanda uyguladığı presle bu bölgede topa hakim olan Sarı-Kırmızılılar etkiliydi. Fenerbahçe ise kontrolü elden bırakmazken, dörtlü savunmasının önünde görev yapan Mehmet Topal ve Josef ile Galatasaray’ı ceza sahası yayından içeri sokmadı. Yasin, Bruma ve Sneijder’la topu ileri taşıyan Tudor’un takımı 20. dakikadan itibaren daha tehlikeli ataklar geliştirmeye başladı. 24. dakikada Yasin, savunmanın hatasında kaptı topu. Ceza sahasına girerken vurdu, Volkan’dan dönen top Sniejder’in önünde kaldı. Bekletmeden vuran Sneijder’in şutu yine Volkan’da kaldı. 26’da ise Yasin’in pasında Selçuk ceza sahasında topla buluştu. Zor pozisyonda vuruşunu yapan Selçuk’un şutu az farkla auta gitti. Galatasaray bu iki atakta gole çok yaklaştı. Savunma güvenliğinden vazgeçmeyen Fenerbahçe’de ise Van Persie ilk yarı boyunca topla neredeyse hiç buluşamadı. Oyun kalitesi olarak son derece düşük olan mücadelenin ilk yarısı 0-0’lık beraberlikle sonuçlandı.
Tek atak tek gol
İkinci yarı da benzer bir görüntü ile başladı. Galatasaray daha önde ve atak oyarken, Fenerbahçe savunmada kalmayı tercih etti. Kanatları daha fazla kullanmaya başlayan Galatasaray, bu bölümde rakibini bunalttı. Oyuna ilk müdahaleyi Advocaat, Aatif-Volkan Şen değişikliği ile yaparken, Tudor bu hamleye Bruma’yı oyundan alıp Rodrigues’i oyuna sokarak karşılık verdi. 65’ten sonra Sarı-Kırmızılı takım daha fazla risk almaya başladı. Geriye yaslanan Fenerbahçe ise savunmadan uzun toplarla çıkmayı denedi. İki hoca da ikinci hamlelerini 80’de yaptı. Galatasaray’da Yasin çıktı, Eren girdi. Fenerbahçe’de ise Van Persie kenara gelirken, oyuna Sow dahil oldu. İlk ciddi atağını maçın uzatmalarında yakalayan Fenerbahçe’de Şener’in ortasına, Josef kafayı vurdu ve topu ağlara gönderdi: 0-1.
Bu golle maçı kazanan Sarı-Lacivertliler ikincilik için iddiasını sürdürürken, Galatasaray Avrupa Kupaları’na katılma ihtimalini zora soktu.
‘’Futbolcular depresyonda‘’
Fenerbahçe ile Avrupa kupalarına katılabilmek için kritik bir maça çıkacak olan Tudor’un takımı, moral ve motivasyon açısından dağılmış durumda. Florya’da tam olarak depresyon yaşanıyor. Adana galibiyeti sonrası gelen bahar havasından eser yok...
Başakşehir ile Şampiyonlar Ligi’ne katılabilmeye hak kazanmak için hayati maça çıkan Galatasaray, sahadan tam anlamıyla hezimetle ayrıldı. Futbolun içinde her zaman farklı mağlubiyetler vardır. Fakat Başakşehir karşısında Galatasaray’da skordan öte ortaya konan ruhsuz futbol ve oyuncuların tümünün acınacak şekilde sahada bocalanması eşine rastlanır bir durum değildi. Sarı-Kırmızılı takım daha önce sahadan skor olarak çok daha ağır yenilgilerle ayrılsa da hiç bu kadar küçük düşmemişti. Bu yenilginin tabii ki takıma sadece puan olarak olumsuz yansımayacağı kesindi.
Baş sorumlusu İgor Tudor
Fenerbahçe ile Avrupa kupalarına katılabilmek için kritik bir maça çıkacak olan Tudor’un takımı, moral ve motivasyon olarak dağılmış durumda. Florya’da tam olarak depresyon yaşanıyor. Adanaspor galibiyetinin getirdiği bahar havasından eser yok. Başakşehir karşısındaki tercihleri ve oynatmaya çalıştığı sistemle hezimetin baş sorumlusu olan Tudor, her ne kadar oyuncularına moral vermeye çalışsa da bu pek mümkün görünmüyor.
Göstermelik sözler verildi
Sneijder, De Jong, Bruma ve son olarak da Podolski ile sorun yaşayan Hırvat teknik adam, takım içerisinde yüksek sesle eleştirilmeye başlandı. Tabii bu olumsuz havada, alacakları biriken oyuncuların isteksiz halleri de büyük pay sahibi. Florya’dan gelen haberler iç açıcı olmasa da derbiye daha uzun bir süre olması bu havanın değişebilmesi ihtimalini az da olsa yükseltiyor. Fakat takım kaptanları ve oyuncular yıllardan beri her kötü gidişatta göstermelik söz vermekten uzak kalmazsa, kalan maçlar tüm camia için tam bir eziyet olacaktır.
Futbolcuya dayalı sistem
Gerek teknik heyet ve oyuncular arasında gerekse yönetimin içinde sevgi ve sadece Galatasaray menfaatlerini düşünmek ön plana çıkmazsa umutlu olmak imkânsız. Uzun zamandır Galatasaray’ı takip eden biri olarak bu kadar kötü bir dönemi hatırladığımı söyleyemem. Ve hep söylediğim şeyi bir kez daha yinelemekte fayda görüyorum. Florya’da futbolcuya dayalı sistem bitmedikçe, başarı imkânsız. Fakat bunu yapabilecek bir iradenin olduğunu da düşünmüyorum.
‘’Alkışlar Başakşehir'e‘’
Mücadeleye iyi başlayan Başakşehir orta alanda rakibini durdurmayı başardı. Galatasaray’a kendi yarı alanında uyguladığı presle, ileri çıkmasını engelleyen Başakşehir’de özellikle Emre ve Mossoro oldukça çalışkandı. Galatasaray’da ise Tudor’un sahaya sürdüğü kadro birbirinden bağımsız, plansız ve hedefsiz bir takım görüntüsü sergiledi. Bruma sol tarafta kaybolurken, Yasin’in ilk yarı boyunca hangi mevkiide oynadığını anlamak çok zor oldu. Selçuk ve Josue de mücadeleden kaçınca, Başakşehir için son derece rahat bir maç oldu. 11. dakikada savunmada Semih’in art arda yaptığı iki hatanın ardından top Mossoro’da kaldı. Mossoro bekletmeden boş durumdaki Adebayor’a oynadı. Yıldız golcü topu ağlara gönderirken hiç zorlanmadı: 1-0. Golden sonra da ev sahibi takım oyundaki üstünlüğünü sürdürdü. Hem orta sahada hem de savunmada dağılan Galatasaray ise tek bir olumlu atak geliştiremedi. 44. dakikada Caiçara ortaladı, Adebayor tüm savunmaya rağmen kafayı vurdu ve topu bir kez daha ağlara gönderdi: 2-0. Takım oyununu oynayan, mücadele eden ve kazanmak için sahada olan Başakşehir soyunma odasına 2-0 önde gitmeyi başardı.
Aciz futbol
Tudor ilk yarıdaki oyundan memnun olacak ki, takımında değişiklik yapmadan ikinci 45 dakikaya başladı. Tabii ki aynı aciz futbol devam etti. Her geçen dakika daha da kötüye giden Galatasaray 57. dakikada kalesinde bir gol daha gördü. Visca sağ kanattan Ahmet’ten nefis sıyrıldı ve Muslera ile karşı karşıya kaldı. Visca’nın vuruşunda Muslera’dan dönen topa Adebayor, Selçuk’un üzerinden kafayı vurarak ağlara gönderdi: 3-0. Bir şeylerin yanlış gittiğini 67. dakikada fark eden Tudor, Semih-Podolski, Rodrigues- Sneijder değişikliğini yaptı! Sezonun en rahat maçlarından birini oynayan Başakşehir ise farkı artırmak için baskısını sürdürdü. Bu sezon birçok maçta kötü bir oyun ortaya koyan Galatasaray, ilk defa bu kadar aciz kaldı. Kadro seçimi, oyunu okuyamaması ve geç müdahaleleri ile Tudor bu tablonun en büyük sorumlusu olurken, vurdum duymaz oyuncular için söylenebilecek söz bulmak zor. 86. dakikada Mustafa’nın attığı gol ise her anlamda bitmişliğin göstergesiydi: 4-0. Başakşehir rakibini 4-0 mağlup ederek, hem zirve yarışını sürdürürken, Şampiyonlar Ligi’ne katılabilmek adına çok önemli bir adım attı.
‘’Özlenen Aslan‘’
Başakşehir’in puan kaybettiği haftada lig ikinciliği için mutlaka kazanması gereken bir maça çıkan Galatasaray, Adanaspor’u konuk etti. Göreve geldiğinden bu yana üçlü savunmada ısrar eden Tudor, bu mücadeleye dörtlü defans kurgusu ile çıktı. Formsuz Tolga ve De Jong’u yedek soyunduran Tudor, Sneijder’e de ilk onbirde forma vermedi. Göbekte Selçuk-Josue’yi oynatan Hırvat teknik adam, ileride de Eren-Podolski ikilisine şans verdi.
Orta alan işi bitirdi
Savunmasını önde kuran Galatasaray, orta alanda rakibine uyguladığı presle topun kontrolünü sağladı. Yasin, Josue ve Rodrigues ile orta alanı çabuk geçen Tudor’un takımı ilk bölümde baskıyı artırdı. Adanaspor ise yedi oyuncu ile kendi yarı alanında kalınca güçlü rakibini üzerine çekti. İlk yirmi dakikalık bölümde Galatasaray son paslarda fazla hata yapınca, ciddi bir atak geliştiremedi. 25. dakikada ise Selçuk’un ortasına Podolski kafayı vurdu ve topu ağlara gönderdi: 1-0. Golde Adanaspor kalecisi İtanje’ın da hatası olduğunu söylemek gerekir. Sarı-Kırmızılı takımda özellikle Linnes ve Cavanda’nın ataklarda takıma destek vermesi, rakibini bir hayli zorladı. Fakat Cavanda’nın bir çok bireysel hata yapması, Ahmet ve Semih’in çok daha fazla efor sarf etmesine neden oldu. 42. dakikada Yasin sağdan ortaladı, Eren ceza sahası içerisinde kafayı vurdu kaleci son anda kornere tokatladı. İlk 45 dakikada oyunun hakimi olan ve rakibine pozisyon vermeyen Galatasaray, soyunma odasına 1-0 önde gitti.
Goller art arda geldi
İkinci yarıya Galatasaray gol yağmuru ile başladı. 47. dakikada Eren’in pasında ceza sahasına yönelen Rodrigues çok sert vurdu ve topu ağlarla buluşturdu: 2-0. 56’da ise Linnes ceza sahası içerisinde rakibinin müdahalesi sonrası yerde kaldı ve hakem penaltı noktasını gösterdi. Topun arkasına geçen Selçuk sert vurdu, fark üçe çıktı: 3-0. Üç dakika sonra ise Yasin’in ortasında ceza sahası içerisinde top Vinicius’un eline çarpınca hakem bir kez daha penaltı noktasını gösterdi. Atışı yine Selçuk kullandı ve takımını 4-0 öne geçirdi. Art arda bulduğu gollerle maçı kopartan Galatasaray, rakibine şans tanımadı. Mücadele boyunca iyi savaşan, iyi organize olan Aslan rakibine üstünlük kurmakta zorlanmadı. Josue, Yasin ve Rodrigues takımı hücuma çıkartmakta kusursuz oynarken, Ahmet ve Semih de birbirlerine uyumu ile dikkat çekti. Galatasaray’a geldiği günden bu yana iyi bir performans gösteren Ahmet, bu takımın birinci stoperi olduğunu da gösterdi. Galatasaray kritik maçtan farklı galip ayrılarak, Başakşehir ile puan farkını dörde indirdi.
‘’Geleceğimiz aydınlık‘’
Dünya Kupası Eleme Grubu maçında Finlanda’yı 2-0 yenen milli takımımız, hazırlık maçında Moldova’yı konuk etti. Eskişehir’deki maça son derece genç bir kadroyla çıkan Fatih Terim, geleceğin milli takımını görmemiz için önemli bir fırsat verdi. Gencecik pırıl pırıl bir kadroyla sahaya çıkan Ay-Yıldızlılar oyuna ağırlığını koymakta zorlanmadı. Oğuzhan ve Emre Mor’un orta alanı kurguladığı milli takımımızın golü bulması zor olmadı. 14. dakikada Oğuzhan ceza sahasına koşu yapan Emre Mor’a yerden oynadı.
Topu önüne alan genç oyuncu kaleciden de sıyrılarak skoru 1-0’a getirdi. İştahlı gençler her geçen dakika baskıyı artırdı. Özellikle Emre Mor topu her ayağına aldığında Moldovalı oyuncuların tek yapabildiği faul yaparak oyunu durdurmak oldu. 24. dakikada ise Emre Çolak kornerden ortaladı Ahmet ceza sahası içerisinde kafayı vurdu ve topu ağlara gönderdi: 2-0. İlk yarısını kusursuz oynadığımız mücadelede soyunma odasına 2-0 önde giderken, Moldova’nın tek bir atağı dahi yoktu.
Her alanda üstündük
İkinci yarıya da iyi başlayan taraf biz olduk. 51. dakikada Cengiz, ceza yayı üzerinden düzgün vurdu farkı üçe çıkarttı: 3-0. Hazırlık maçı olmasına karşın oyun disiplininden bir an kopmayan Ay-Yıldızlı oyuncular futbollarıyla her geçen dakika büyüdü. Sahanın her bölümünde rakibinden çok üstün olan millilerimiz sürekli golü kovalayan taraftı. 46. dakikada Onur’un yerine kaleye geçen Harun ve 65’te Oğuzhan’ın kenara gelmesi ile oyuna dahil olan Deniz ilk kez milli formayı giydi.
Bu güzel akşamda gençlerimiz gözümüzün pasını silerken bir parantez de Eskişehirli futbolseverlere açmak gerekir. Stadı tam anlamıyla dolduran Eskişehirliler, bir an olsun desteklerini kesmediler. 90 dakika boyunca itici güç olan tribünler gösterdi ki, milli takımımızın artık bir evi daha var. Uzatma anlarında Ginsari’nin ayağından yediğimiz gol ise nazar boncuğu oldu. Baştan sona üstün olduğumuz mücadeleden 3-1 galibiyetle ayrılırken gelecekte bizleri güzel günlerin beklediğini de gördük.