13 Temmuz’da Avrupa Ligi ön eleme maçında Östersuns ile karşılaşacak Sarı- Kırmızılı takımda Tudor ideal kadro arayışlarını sürdürdü. Selçuk’u dinlendiren Hırvat teknik adam yeni tarnsferler Belhanda ve Maicon’a ilk 11’de görev verdi. Gomis ise maça kulübede başladı.

Dörtlü savunma ile sahaya çıkan Galatasaray’da, Tudor, Macion’un yanında Ahmet’i oynattı. İlk ciddi atağını 17. dakikada geliştiren Galatasaray’da Donk’un pası ile ceza sahasına giren Rodrigues net bir fırsattan yararlanamadı. 34’te ise Rodrigues ceza sahasında yerde kaldı, Penaltı atışını kullanan Belhanda topu ağlara gönderdi: 1-0. 41. dakikada adalesinde sorun yaşayan Belhanda yerini Yasin’e bıraktı. İlk yarı Galatasaray’ın 1-0’lık üstünlüğüyle tamamlandı.

Yine penaltı golü Galatasaray

İkinci yarıya daha tempolu ve daha fazla ileride oynayarak başladı. 58. dakikada Eren ceza sahasında yerde kaldı ve hakem bir kez daha penaltı noktasını gösterdi. Topun arkasına geçen Eren düzgün vurdu ve skor 2-0’a geldi. Rakibini 2-0 yenen Galatasaray, fizik olarak iyi bir görüntü sergilese de topu ileri taşıma noktasında sorunlar yaşadı. Penaltılarla galibiyete uzanan Tudor’un takımının eksikleri olduğu kesin.

Eren korkuttu

Attığı penaltıdan sonra sakatlık yaşayan ve oyundan çıkan Eren’in durumu ciddi. Yapılan ilk tetkiklerde oyuncunun dizinde problem olduğu ve bugün detaylı tetkikleri yapıldıktan sonra durumunun netlik kazanacağı bildirildi. Kalçasına diz darbesi alıp ağrı hisseden Belhanda’nın tedbir amaçlı MR’ının çekileceği ifade edildi.

Yeniler ne yaptı?

Belhanda: 41 dakika sahada kalan Belhanda duran toplarda etkiliydi. Fizik olarak henüz istenilen düzeyde olamayan yıldız oyuncu adalesine aldığı darbe sonucunda yerini Yasin’e bıraktı.
Maicon: Savunmadaki arkadaşları ile zaman zaman uyum sorunu yaşadı. Hava toplarında etkili olan Brezilyalı yıldız önemli bir hata yapmadı.
Gomis: 62. dakikada oyuna dahil olan Gomis ileri uçta sürekli koşular yaptı. Çok hırslıydı. Fizik olarak daha iyi duruma geldiğinde takıma büyük katkı yapacağını gösterdi.

Gomis, Belhanda ve Maicon gibi ilk 11’de oynayacak üç ismi kampın ilk gününe yetiştirmek önemli bir başarı. Sezonu erken açan ve fazla çalışma imkanı bulmadan resmi maçlarına çıkacak olan Galatasaray’da bu hamle oldukça başarılıydı. Transfer edilen üç ismin maliyetleri oldukça konuşuldu fakat iyi olan her şeyin de bir bedeli olduğu muhakkak.

Yeni parola huzur

Bruma ve Podolski’nin kendi istekleri ile ayrıldıkları malum. İkisini de takımda tutmaya çalışmak pek mantıklı değildi. Sözleşme uzatmak istemeyen Bruma’yı sezon sonunda bedavaya kaptırmak yerine 15 milyon Euro’ya yakın bir bedelle satmak doğru bir iş. Sabri için ise şunu sormadan edemiyorum. Cavanda’nın durduğu bir takımda Sabri bir yıl daha duramaz mıydı? Cevabım ise net. Cavanda kadroda kalıyorsa bu takımda herkese yer var. Sneijder meselesi ise tam anlamıyla satranca döndü. Hollandalı oyuncunun gönderilmek istenmesinin en büyük sebebi yıllık maliyetinden çok Tudor ve bazı oyuncularla yaşadığı sorunlar. Yani Galatasaray’da yeni parola ‘huzur’ oldu.

Lider oyuncu yok

Peki, Bruma, Podolski ve Sneijder gibi üç yaratıcı isim ile yollarını ayıran Galatasaray’a başarı için Gomis, Belhanda ve Gomis transferleri yeter mi? Yetmez.. Acil olarak sağ, sol bek, ön libero ve kanat alınması gerekiyor. Çünkü kadro hala çok yetersiz ve enerjisiz. Takımı ateşleyebilecek, yön verecek ruh katacak bir isim yok. Yani alınacak isimler hem yıldız olmalı ve en önemlisi lider olmalı. Kamp boyunca izlediğim antrenmanlarda gördüğüm, bu takımın bir lidere ihtiyacı olduğu. Örneğin Drogba gibi Sneijder gibi. Sarı-Kırmızılı yönetim lider özellikli bir oyuncuyu transfer edemezse sezonun hiç de kolay geçmeyeceğini söyleyebilirim.

Galatasaray’da İgor Tudor’un takımın başına geçtiği günden beri en fazla duyduğum şey ‘oyunculara nefes aldırmıyor’ cümlesiydi. Durumun biraz abartıldığını düşünüyordum fakat hiç de öyle değil. Hırvat teknik adam tam anlamıyla askeri eğitim yaptırıyor. Sezon boyunca takıma yükleme yapan Tudor, Slovakya’da zirve yaptı. Her koşu sonrasında oyuncuların yüzünde acıyı görmek mümkün. Futbolcular bu durumdan her ne kadar mutlu olmasa da takımın uyumu gayet iyi. Yeni transferler Gomis, Belhanda ve Maicon sırıtmıyor. Öte yandan Gomis ve Belhanda’nın arasından su sızmıyor. Her ne kadar henüz kampın başı olsa da Tudor’un bu tempodan vazgeçmeye pek niyeti yok gibi görünüyor.

Speedy Rodrigues!

Performans testlerine göre, takımın en hızlı ismi Garry Rodrigues. 26 yaşındaki kanat oyuncusu, yeni sezonda Tudor’un prensi olacak gibi görünüyor. Rodrigues, geçen sezonun devre arasında PAOK’tan 3.5 milyon Euro’ya transfer edilmiş ancak performansı beklentinin çok altında kalmıştı.

Pestillerini çıkarıyor

Sezon içinde, “Normal idmanlarımın yüzde 16-17’sini yaptırıyorum” diyen Tudor, acımasız yüzünü Slovakya’da gösterdi! Hırvat hoca takımın pestilini çıkarıyor!

Yağmurla başladılar

Türkiye, sıcaktan kavrulurken, Sarı-Kırmızılılar, ilk antrenmanı yağmur altında yaptı. Galatasaray, akşam ise basına kapalı bir antrenman gerçekleştirdi.

Akşam topla çalıştılar

Tudor, oyuncularına dar alanda pas ve topa sahip olma çalışması yaptırdı. Son bölümde ise 10’a 10 jokerli topa sahip olma ve orta çalışması yapıldı.

Kaptan dayanamadı​

Tudor’un yorucu koşuları, bazı isimleri pes ettirdi. Kaptan Selçuk İnan’ın yanı sıra Semih Kaya ve Ahmet Çalık, koşu testini yarıda bırakmak zorunda kaldı.

Dünya Kupası Eleme Grubu’nda Kosova ile oynayan milli takımımız, rakibi ile Arnavutluk’ta karşılaştı. Arda Turan’ın gazeteci Bilal Meşe’ye fiili ve sözlü saldırısının ardından, Arda’nın milli takımı bırakması ile neticelenen süreçte oldukça gergin bir kamp dönemi yaşayan milliler, mutlak kazanması gereken bir maça çıktı. Uzun zamandır futbol dışı skandallarla gündeme gelen Türk Milli Takımı, maçın başında bulduğu golle öne geçti. 6. dakikada Hasan Ali Kaldırım’ın ortasına ceza sahası içerisinde kafayı vuran Volkan Şen, topu ağlara gönderdi: 0-1.

Golden sonra da rahat bir futbol ortaya koyan milliler, 22. dakikada rakibine ilk pozisyonu verirken Rrahamani savunmanın hatasını affetmedi ve topu ağlarımıza gönderdi: 1-1. Orta alanda Ozan ve Oğuzhan takıma olumlu anlamda hiçbir katkı veremezken, Burak Yılmaz da rakip savunma arasında gezinip durdu. Zayıf rakibi karşısında ikinci golünü duran topta bulan Terim’in öğrencileri Selçuk’un ortasına Cengiz’in kafa vuruşunda Çağlar’a da çarpan top ile bir kez daha öne geçti: 1-2. Düşük tempoda ve kalitesiz geçen ilk yarıda milli takımımız, Volkan Şen ve Cengiz’in golleri ile soyunma odasına 2-1 önde gitti.

İkinci yarı açıldılar

Milli takım ikinci yarıda da durgun ve vasat oyununu sürdürdü. Her ne kadar topa hakim olsa da, zayıf rakibimiz üzerinde ciddi bir baskı kuramadık. Eğer Kosova bu kadar kötü olmasa ve bu kadar çabuk havlu atmamış olsa işimiz çok daha zor olacaktı. Karşılaşma boyunca sahada gözükmeyen Burak, 60. dakikada Oğuzhan’dan aldığı topla ceza sahasına girer girmez vurdu ve farkı ikiye çıkarttı: 1-3. 82. dakikada Emre Mor zor pozisyonda Yusuf Yazıcı’yı gördü.

Yusuf da bekletmeden Ozan’ı gördü. Ozan ceza sahası içerisinde düzgün vurdu ve farkı üçe çıkarttı: 1-4. Bu kadar skandala ve kaosa rağmen bir duruş sergilemek her zaman kolay olmayabilir. Millilerimiz ikinci yarı her ne kadar daha etkili bir futbol ortaya koysa da, bu içinde bulunduğumuz kaos ortamını değiştiremezsek işimiz hala çok zor. Sadece futbol konuştuğumuz bir milli takım ve kişilerin menfi kavgasından uzak bir takım oluşturabilirsek, hedefe ulaşabiliriz. Mutlak kazanmamız gereken bir maçta hata yapmayıp ve grupta iddialı bir durma gelsek de önümüzde çok ciddi sorunlar duruyor.

İlk yirmi dakikalık bölümünde her iki takım, düşük bir tempo sergilerken millilerimiz orta alanda Emre Çolak ve Arda ile ataklara yön verdi. Makedonya ise savunmamızın arkasına attığı uzun toplarla pozisyona aradı. Konuk takımın bunun yanı sıra kenardan atılan yüksek ortalarla Volkan’ı zorlamaya çalıştı. Özellikle genç stoperlerimiz Çağlar ve Kaan’ın üzerine giden Makedonlar, zaman zaman etkili oldu. Çok fazla bir birleriyle oynama fırsatı bulamayan millilerimizde uyumsuzluk göze çarptı. Tabii bundaki en büyük etken sezon boyunca yorulmuş oyuncuların hazırlık maçında konsantrosyonlarını üst seviyede tutamamasıydı. İlk yarısı son derece düşük tempoda geçen maçta iki ekip de gol bulamadı ve soyunma odasına 0-0’lık eşitlikle gidildi.

Değişiklikler etki etmedi

Fatih Terim ikinci yarıya üç değişiklikle başladı. Tecrübeli teknik adam Olcay’ın yerine Cengiz’e, İsmail’in yerine Hasan Ali’yi ve Enes’in yerine Selçuk’u oyuna soktu. 53. dakikada Alioski ceza sahası dışında vurdu top ağlara gitse de ofsayt pozisyonunda bulunan Pandev’in Volkan Babacan’ın görüş açısını kapattığı gerekçesiyle golü vermedi. Makedonya’nın ilk yarıda da bir pozisyonu ofsayt gerekçesiyle gol değeri kazanmamıştı. Millilerimiz ikinci yarıdaki taktiksel değişiklik ile daha fazla önde oynasa da üretkenlik açısından başarılı olamadı.

Zor görünüyor!

11 Haziran’da Kosova ile oynanacak kritik mücadele öncesi her ne kadar bu maçı baz almak yanlış olsa da Fatih Terim’in sezon yorgunluğu yaşayan oyuncularını motive etmesi zor olacak gibi görünüyor. Hazırlık mücadelesin gol sesi çıkmayınca karşılaşma 0-0’lık beraberlikle tamamlandı.

Hafta içinde 120 dakikalık maçın ardından Ziraat Türkiye Kupası’nı kazanan Konyaspor, beklenenin aksine diri bir görüntü ile başladı mücadeleye. Galatasaray ise dağınık, organize olamayan ve isteksiz bir görüntü sergiledi. Orta alanı tamamen rakibine kaptıran Aslan, Bruma ve Sinan’dan da yararlanamayınca, top bir türlü son bölgeye taşınamadı. Düşük tempoda giden mücadelede, 34. dakikada Podolski önünde bulduğu topla rakibinden sıyrıldı ve arka direkteki Sinan’a oynadı.

Boş pozisyonda olan Sinan topu ağlara göndermekte zorlanmadı: 1-0. Kötü oynarken golü bulan Tudor’un öğrencileri, bu golle rahatladı. İlk yarının son bölümünde ise Konyaspor oyunu kendi yarı alanında kabul etti. Konuk takım daha az ileri çıkarken, temposunu da kaybetti. İlk yarıda başka gol olmadı ve Galatasaray soyunma odasına 1-0 önde gitti.

Sinan sonucu belirledi

Galatasaray ikinci yarıya Sneijder- Josue değişikliği ile başladı. Daha fazla ileriye çıkmayı deneyen Sarı-Kırmızılılar Podolski ile tehlikeli ataklar geliştirdi. Konyaspor’da ise yorgunluk belirtileri başladı. Kontrataklarla pozisyon arayan konuk ekip, 63. dakikada Selim’in ayağından beraberlik golünü buldu: 1-1. Aslan son bölümde rakip ceza sahası içerisinde baskılı olsa da sonuca gidemedi. 77. dakika Sinan orta alandan aldığı pasla ceza sahasına yöneldi. Savunmadan kurtulan genç oyuncu, düzgün vurdu ve takımını bir kez daha öne geçirdi: 2-1.

Maça iyi başlayan Galatasaray, orta alanda topun hakimiyetini eline geçirdi. Tolga ve Selçuk’un birbirine yakın oynadığı sistemde, özellikle Bruma ve Sinan son derece etkiliydi. Bu ikilinin ileriye taşıdığı toplarda Podolski, geçtiğimiz haftaların aksine daha fazla öne gelerek, rakip savunmayı zorlamaya başladı. Bruma’nın da ayağında daha az top tutması ile Galatasaray ilk dakikalarda oyunu rakip yarı alana yıktı. 14. dakikada Bruma yaydan şık vurdu, top ağlara gitti: 0-1. Bundan üç dakika sonra ise Bruma bu kez caza sahası içerisinde Podolski’ye verdi. Alman yıldızın şutu savunmadan dönerken, top Sinan’da kaldı. Sinan soğukkanlı bir vuruşla farkı ikiye çıkarttı: 0-2. İlk ciddi atağını 23. dakikada geliştiren Alanyaspor ise Love’un ayağından kazandığı golle, farkı 1’e indirdi: 1-2. Fakat bu gol oyunun seyrinde bir değişikliğe neden olmadı. 27. dakikada Linnes ceza sahasındaki Sinan’ı gördü. Genç oyuncu sert vurdu ve skoru 3-1’e getirdi. Bu gol aynı zamanda ilk yarının da skoru oldu.

Hakem etkisi

İkinci yarıya ise Alanyaspor daha istekli ve atak başladı. 60. dakikaya kadar Galatasaray kalesinde etkili olan ev sahibi takım bu bölümde golü bulamadı. Takımındaki düşüşü fark eden Tudor ise Sneijder-Josue ve Sinan-Rodrigues değişikliğine gitti. 76. dakikada hakem, Ahmet’in ceza sahasında eline çarpan topta penaltı noktasını gösterdi. Ahmet’in bu pozisyonda elleri tamamen kapalıydı. Topun arkasına geçen Love, takımının ve kendisinin ikinci golünü attı: 2-3. Bu golle oyuna ortak olan Alanyaspor ataklarını sıklaştırsa da rakibine 3-2 yenilmekten kurtulamadı.

İyi bir sezon geçirmeyen iki takımın mücadelesinde Galatasaray, Osmanlıspor’u konuk etti. Gaziantepspor galibiyeti ile Avrupa Kupaları’na katılma adına büyük bir adım atan Galatasaray’da Tudor, Podolski’nin yerine Eren’e, Josue’nin yerine de Tolga’ya forma verdi.

Hamzaoğlu’nun takımı...

Mücadeleye iki takım da istekli başladı. Osmanlıspor orta alandan hızlı çıkarak, özellikle Linnes’in görev yaptığı kanada yoğunlaştı. Bu bölgeden yapılan ortalarla Galatasaray savunmasını zorlayan Hamza Hamzaoğlu’nun takımı, yüksek toplarla gol aradı. İlk 20 dakikalık bölümde Galatasaray’da Tolga ve Bruma etkisiz kalırken, Sarı-Kırmızılı takım ileri uçta varlık gösteremedi. Bu bölümde Eren sadece savunmadan çıkarttığı pozisyonlarda topla buluşabildi. Fakat 20. dakikadan sonra, özellikle Sneijder, daha pozitif bir oyun ortaya koydu. 24. dakikada Osmanlıspor’un uzaklaştırmak istediği top, ceza sahası dışındaki Sneijder’ın önünde kaldı. Kaleyi düşünen Hollandalı yıldız, çok sert vurdu ve topu ağlara gönderdi: 1-0.

Aslan, golden sonra coştu

Bu golle moral bulan Tudor’un öğrencileri daha üretken bir görüntü sergiledi. 35. dakikada orta alandan aldığı pasla kaleye yönelen Sinan, ceza sahasında rakiplerinden sıyrıldı ve düzgün bir vuruşla farkı ikiye çıkarttı: 2-0. 42. dakikada Sabri ceza sahasına yerden gönderdi, Eren vuruşunu yapsa da, top yandan auta gitti. İlk yarıda başka gol olmayınca, Galatasaray soyunma odasına 2-0 önde gitti.

Disiplinden kopmadılar

İkinci yarıda Osmanlıspor ileride oynamaya çalışsa da, futbolcuların her halinden sezonu kapattıkları belliydi. Galatasaray ise daha temkinli ve sabırlıydı. Özellikle savunmada hata yapmayan Sarı-Kırmızlılar rakibine pozisyon vermedi. 50. dakikada Tolga sağdan ortaladı, Eren ceza sahası içerisinde kafayı vurdu top üstten auta gitti. 57’de ise Osmanlıspor en ciddi atağını yakaladı. Ndiaye kaleci ile karşı kaldığı pozisyonda vurdu, Muslera nefis çıkarttı. Karşılaşma boyunca savunmada hata yapmayan ve özellikle Sneijder’ın orta alandaki önderliğiyle sonuca giden Aslan, kolay kazandı. Uzun bir zaman sonra takım disiplininden kopmamak ve yardımlaşmanın üst düzey olması galibiyeti getirdi. Son iki maçına çıkacak olan Galatasaray, rakibini 2-0 mağlup ederek Avrupa Kupaları’na katılabilmek için büyük bir adım attı.