Arama

Popüler aramalar

‘’En iyisi Mariano‘’

İkinci kamp dönemindeki ilk hazırlık maçında Akhisarspor ile 1-1 berabere kalan Galatasaray’da organizasyon sorunları devam ediyor. Sarı-Kırmızılı takım topu ileri taşırken hâlâ çok yavaş ve Gomis hâlâ yeteri kadar topla buluşamıyor. Savunma konusunda da özellikle duran toplarda geçtiğimiz sezon yaşanan hataların benzerleri devam ediyor.

Sol bek ve stoper lazım

Öte yandan bu kadronun gelecek transferlerle ciddi bir değişime uğrayacağı kesin. Topu daha fazla ileri yönlendiren bir orta saha ve atakları hızlandıracak kanat oyuncusu alınırsa tablonun değişme ihtimali yüksek. Savunma için de mutlaka bir sol bek ve tecrübeli bir stoper alınmalı

Sinan artık zarar veriyor

Bir an önce sorun çözülmeli. Belli ki gitmek istiyor ve tutmanın da faydası yok. Bu haliyle hem kendine hem de takıma zarar veriyor.

Eren’i kaybetmek büyük hata

Akhisarspor karşısında bir dakika bile şans bulamadı. Gomis’i hazırlamak uğruna Eren’i tamamen kaybetmek büyük hata. Tudor’un bir an önce bu yanlıştan dönmesi gerekir. Eren’in de çok önemli bir oyuncu olduğunu birinin hocaya hatırlatması lazım.

Belhanda sorumluluk almıyor

Beklentilerin uzağında. Zaman zaman kalitesini gösteren hareketlerini görsek de yeteri kadar sorumluluk almıyor. Daha fazla oyuna girmeli ve fizik olarak da daha iyi olmak zorunda.

Maicon tek başına kurtarmaz

Hazır görüntüsü veren isimlerden. İyi bir savunma hattında çok iyi işler çıkartabilir. Ama Maicon’un tek başına savunmayı kurtarmasını beklemek hayalcilik olur.

Gomis’in fiziği yetersiz

Geldiği günden bu yana fizik olarak takımın gerisinde. Yıldız oyuncu sahada çok istekli olsa da istediklerini yapabilecek fizik kalitesi yok.

02 Ağustos 2017, Çarşamba 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Neden inanalım?‘’

Galatasaray tarihinde ilk kez Avrupa defterini Temmuz ayında kapatırken Tudor, Östersunds maçlarında potansiyelini ortaya koydu. Aslında sezon başı kampını yakından takip eden benim için bu hiç de sürpriz olmadı. Defalarca takımda taktiksel bir gelişme olmadığını, Tudor’un takım ortamını yaratamadığını ve kendisinin de oyuncuları ile sıkı bir bağ kuramadığını söyledik. Fakat Tudor, İsveç’teki ilk maç öncesi ve sonrası, bunun ardından da İstanbul’daki ikinci maç sonrası yaptığı basın toplantılarında kendine ve takımına güvendiğini söyledi. Tabii aralarda bir çok Galatasaray için etken olmayacak bahaneyi de sıraladı. Hırvat teknik adam 12 Temmuz’daki basın toplantısında ‘koşullar ne olursa olsun şu an elimizde olan takım kalitesi turu geçmek için yeterli olacak’ diyor.

Yine vites yükseltti!

Maçta Galatasaray tek gol pozisyonuna giremiyor ve sahadan 2-0 mağlup ayrılıyor. Ve tur mucizelere kalıyor. 19 Temmuz’daki basın toplantısında Tudor bu kez ‘ilk maçı 2-0 kaybetmiş olabiliriz ama bunu tüm kalbimle söylüyorum 4-0 bile kaybetmiş olsaydık bu turu geçeceğimize inanıyorum’ diyor. Galatasaray rakip kaleye dört kez bile gidemedi ve sonuç 1-1. İki maçta da İsveç ekibini yenemeyen sadece bir gol atabilen Sarı-Kırmızılı takımda Tudor her başarısızlığın ardından yaptığı gibi vites yükseltti ve ‘bu sene bizim mükemmel geçecek’ dedi. Ve işte bu zirveydi. Kuruluş felsefesini ‘Türk olmayan takımları yenmek’ üzerine kuran bir takım, Avrupa’ya Temmuz’da veda ediyorsa o sezon mükemmel geçemez hoca. Türkiye şampiyonluğu elbet mutlu eder ama hiçbir hedef Avrupa’da başarıdan önce gelmez. Her halde Tudor hala Galatasaray’ın büyüklüğünün ve hedefini idrak edebilmiş değil. Bu vizyona sahip olan ve takımının ruhunu yakalayamamış bir teknik adamdan daha iyisini beklemek hayalcilik olur.

Yardımcı olmadılar

Östersunds hezimetinin ardından basının sorularını yanıtlamak için toplantıya gelen Tudor soru soran taraf oldu. Bu tarihi yenilgi sonrası Tudor, ‘çok üzgünüm, diyebilecek bir şeyim yok. Müsaadenizle soru almayacağım’ dese Galatasaray teknik direktörü bu kadar zor duruma düşmeyecekti. Aslında burada tek sorumlu Tudor değil. Bu iletişimi sağlamak için göreve getirilen kişiler belliki genç hocaya gerekli doneleri vermemiş. Bu kadar tecrübeli iletişimcilerin basından soru almak yerine basına soru sorulmasının gereksiz diyaloglara neden olabileceğini söylemesi gerekirdi. Keşke bu kişiler basındaki haberleri takip edip ertesi gün akıl vermek yerine Galatasaray teknik direktörünü zor duruma düşmesi engelleselerdi. Gerçi her zaman bir günah keçisi bulunur ve birileri yetersiz gösterilmeye çalışılır. Herkes yerini korur.

Başkana hatırlatma

Galatasaray sosyal medya hesabı dün sabah yaptığı paylaşımında ‘kenetlenin başka Galatasaray yok’ sloganı kullandı. Umarım başkan Dursun Özbek, yönettiği kulübün sosyal medya hesaplarını takip ediyordur. Çünkü bu mesaj tamamen kendisini ilgilendiriyor. Evet başka Galatasaray yok ve deniz bitmek üzere. Kenetlenmek için bu kulübe hizmet etmiş, tecrübeli ve Galatasaray’a hâlâ katkı sağlayabilecek isimlerin kapısını çalın. Unutmayın sayın başkan başka Galatasaray yok ve tablo hiç iç açıcı değil.

25 Temmuz 2017, Salı 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Galatasaray şaşırtmadı‘’

Avrupa Ligi ön elenmesi mücadelesinde ilk maçta İsveç’te, Östersunds’a 2-0 yenilen Galatasaray, rövanş maçında rakibini Türk Telekom’da konuk etti. Sakatlığı düzelen Belhanda bu mücadelede forma giyerken Yasin de sahaya iğne ile çıktı. Seyirci desteğiyle maça iyi başlayan Galatasaray oyunu rakip alana yıkmayı başardı. Yasin ve Sinan ile kanat organizasyonlarına yönelen Sarı-Kırmızılı takım ilk 10 dakikalık bölümde baskılıydı. Östersunds ise savunması ile orta sahasını bir birini yakın tutarak, temsilcimizi yarı alanlarından uzak tutmayı denedi. Bu düşüncede de başarılı olan İsveç ekibi hata yapmayarak gol girişiminde bulunmamızı engelledi.

Gomis istediği topları alamadı

İlk yarının ortalarına doğru temposunu kaybeden Tudor’un takımında Belhanda, Sinan ve Yasin arkadaşlarına hiçbir katkıda bulunamadı. İstediği topları bir türlü alamayan Gomis ise zaman zaman orta alana kadar geldi. Konsantrasyonunu hiç kaybetmeyen, takım savunmasını eksiksiz yerine getiren Östersunds ilk 45 dakikada istediğini aldı. Pozisyon açısından oldukça kısır geçen ilk yarıda iki ekip de gol bulamadı ve soyunma odasına 0-0’lık beraberlikle gidildi.

Ahmet’ten büyük hata

Maçın ikinci yarısı da benzer tempoda başlarken Tudor, 55. dakikada Carole-Eren değişikliğine gitti. Daha fazla ileride oynamaya çalışan Sarı-Kırmızılı takım yine topu son noktaya taşıyamadı. 59’da ise Ahmet’in büyük hatası ile ceza sahasına giren Ghoddos, Muslera’nın müdahalesi ile yerde kalınca hakem penaltı noktasını gösterdi. Topun arkasına geçen Nouri takımını öne geçirdi: 0-1. Golden sonra demoralize olan temcilcimiz 69. dakikada Ahmet’in ayağından kazandığı golle 1-1’lik eşitliği yakaladı. Tabii ki bu gol mucizelere kalan turu atlamamıza yetmedi.

Aslan takım olamıyor

Kamp boyunca ısrarla altını çizdiğim gibi bu takımın fizik değil ama takım olma ve maneviyat yönünden eksiği var. Ve bu sonuca ne yazık ki şaşırmadım. Sorunu çözmesi gereken Tudor, egosunu bir kenara bırakmadığı sürece oyuncuları ile aynı dili konuşması imkansız. Hırvat teknik adam şimdi istediği kadar ‘hazır değildik’ dese de Galatasaray kariyerinin çok kısa süreceği kesin.

21 Temmuz 2017, Cuma 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Tudor için erken final‘’

Östersunds’a deplasmanda 2-0 yenilen Galatasaray, sezonun hemen başında adeta final maçına çıkıyor. Kendinden kat ve kat zayıf rakibi karşısında tek bir atak dahi geliştiremeyen Sarı-Kırmızılı takımın turu geçmesi de kolay gözükmüyor. Yenilginin ardıdan rakiplerinin kendilerinden daha hazır olduğunu ve İsveç Ligi’nin devam etmesinin dezavantaj yarattığını söyleyen Tudor, anlaşılan hala Galatasaray’ın büyüklüğünün ve hedeflerinin farkında değil.

Yine çok zor geçecek

Kadro maliyeti Belhanda ile hemen hemen aynı olan Östersunds, mücadele etmenin ve takım olmanın her şeyden önemli olduğunu net bir şekilde ortaya koydu. Takıma fizik yüklemesi dışında olumlu bir katkı yapamayan Tudor, umarım gereken dersi almıştır. Çünkü kamp boyunca edindiğim izlenimler, Galatasaray’ın ikinci maçta da sorunlar yaşayacağı yönünde. Bu durumun değişmesi için Hırvat teknik adam bir an önce takımı ile kuvvetli bağ kurmalı ve her şeyden önce bu oyuncu topluluğundan bir takım yaratmalı.

Riekerink’in de arkasındaydı!

Bu maç Galatasaray’dan ziyade Tudor için erken final anlamına geliyor. Genç çalıştırıcı turu geçemezse Galatasaray macerası noktanalabilir. Zaten göreve geldiği günden bu yana soru işaretlerini kaldıramayan Tudor’un olumsuz sonuçta maçın ardından hem taraftar hem yönetim tarafından istifası istenecektir. Başkan Dursun Özbek her ne kadar ‘hocamızın arkasındayız’ dese de Türkiye’de bilinen bir gerçek ki bu laf; o hocanın gönderilmeye yakın olduğunu gösterir. Özbek, Riekerink’in görevine son vermeden beş gün önce de Hollandalı hocanın arkasındaydı! Ama yanında olmadı.

Lucescu ilk aday olacak

Tudor ile yolların ayrılması halinde düşünülen ilk aday ise Lucescu olacaktır. Rumen hocayla Riekerink döneminde de temas geçen Başkan Dursun Özbek, o dönem Luce’yi Zenit’e kaptırmıştı. Bu kez tecrübeli teknik adam boşta ve bu büyük bir fırsat. Türkiye’de önemli ba∫arılara imza atmış ve taraflı tarasız herkesin saygısını kazanan tecrübeli hocanın Galatasaray’ın başına geçmeye sıcak bakacağını düşünüyorum. Diğer bir yandan olumlu senaryo yaşansa dahi Tudor için tehlike devam edecek. Yani Galatasaray turu geçse dahi Hırvat hoca hep bıçak sırtında görev yapacak.

19 Temmuz 2017, Çarşamba 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’10'un gibi zor bulunur!‘’

Sneijder’in 4.5 senelik Galatasaray kariyeri sona erdi... Ünal Aysal’ın ‘çilek transfer’ diye tabir ettiği Hollandalı oyuncu Sarı-Kırmızılı forma ile 2 kez lig şampiyonluğu, 3 Türkiye Kupası zaferi yaşarken, 3 defa da Süper Kupa kazandı. Özellikle büyük maçlarda kalitesini ortaya koyan Wesley için son dönemler ise pek huzurlu geçmedi. Hamza Hamzaoğlu ve Mustafa Denizli ile anlaşamayan Sneijder, bazı takım arkadaşlarıyla da problemler yaşadı. Denizli’nin ardından takımın başına vatandaşı Riekerink’in getirilmesinde büyük paya sahip olan Sneijder için ‘takımı kendisi yapıyor’ söylentileri ayyuka çıkmaya başladı...


10 numarayı verince...

Rikerink’in ardından teknik direktörlük koltuğuna İgor Tudor’un oturması onun için sonun başlangıcı oldu. İlk günden beri ikilinin yıldızı barışmazken, Hırvat teknik adam hem idmanlarda hem de maçlarda sergilediği davranışlarla Sneijder’i istemediğini gösterdi. Tudor, yeni sezondaki tüm planlarını Sneijder’in olmadığı bir ilk 11 üzerine yaptı. Yönetimin de desteğini arkasına alan genç çalıştırıcı, 10 numaralı formayı Belhanda’ya verince ipler tamamen koptu.

Bu tepkiler bitmez

Taraftarların kalbinde çok ayrı bir yeri olan Sneijder’in takımdan ayrılışı, taraftarları bir hayli üzdü. Hollandalı’nın gönderilme şekline sert tepkiler veren taraftarların büyük bölümü Dursun Özbek ve Tudor’a cephe aldı. Östersunds maçında ortaya konulan kötü futbol ve 2-0’lık yenilgi bu tepkinin daha da artmasında bir etken. Görünen o ki her kötü futbol ve yenilgiden sonra tribünler Wesley Sneijder tezahüratları ile inleyecek. Son iki yılda alınan başarısız sonuçlar nedeniyle taraftarlarca ağır eleştirilere maruz kalan Dursun Özbek’in artık işi daha da zor. Bruma, Podolski ve Sneijder’in ayrılışı Özbek’i iyice yıpratacaktır. Başkan her ne kadar Belhanda ve Gomis gibi yıldız isimleri takıma kazandırmış olsa da Sneijder’in taraftarların gönlündeki yerinin çok başka olduğunu anlaması gerekirdi.

Eğer turu geçemezse...

Bu durum tabii ki Tudor’un üzerindeki baskıyı da arttı. Hakkındaki soru işaretlerini bir türlü olumluya çeviremeyen Hırvat teknik adamın kredisi erken azalıyor. 20 Temmuz’da Östersunds ile oynanacak rövanş maçında tur gelmezse, Tudor’un o koltukta kalması hiç de kolay değil. İlk maçta Sneijder’in yokluğu fazlasıyla hissedilmişti ve 10’un gibi zor bulunur fikri hakimdi. Sneijder’in gönderilmesinde büyük paya sahip olan Tudor ‘savaşı’ şimdilik kazanmış olsa da, Wesley’in boşluğunu doldurup dolduramayacağı merak konusu.

16 Temmuz 2017, Pazar 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Rezalet!‘’

Yeni sezonun ilk resmi karşılaşmasında Avrupa Ligi ikinci ön eleme ilk maçında Östersunds ile karşılaşan Galatasaray sahaya beklenen on biri ile çıktı. Yeni transferlerden Belhanda, sakatlığı nedeniyle sahadaki yerini alamazken Maicon ve Gomis mücadeleye ilk on birde başladı. Maçın ilk bölümünden itibaren daha fazla topla oynayan, daha fazla mücadele eden Östersunds yarı alanımızda etkli oldu. Özellikle kanatlardan etkili ataklar geliştiren İsveç temsilcisi Linnes ve Carole’u bir hayli zorladı. Oyunu geniş alanda oynayan ev sahibi ekip, top temsilcimizdeyken ise başarılı bir şekilde alan kapattı. Galatasaray ise hiçbir bölgede organize olamadı.

Dağınık görüntü!

Orta alanda görev yapan isimlerin hepsi bir birinde bağımsız ve dağınık görüntü sergiledi. Topu ileri taşımakla görevli olan Yasin, Rodrigues ve Sinan’ın ayağına kaç kere top değidiği soru işareti! Maçtaki ilk tehlikeli gol girişimini 35. Dakikada Selçuk’un 30 metreden kullandığı serbest vuruşuyla yakalayan Galatasaray’ın bu girişimini kaleci Keita topu kornere tokatlayarak sonlandırdı. Östersunds’un daha iyi oynandığı ilk 45 dakika 0-0’lık eşitlikle sona erdi.

Gol izlemeye devam

Galatasaray ikinci yarıda daha fazla topa hakim olsa da aslında ilk kırk beş dakikadan çok farklı bir görüntü sergileyemedi. Yine organizie olamayan ve yine topu ileri taşıyamayan bir takım vardı sahada. Ne kanatlar çalıştı ne de Selçuk oyuna ağırlığını koyabildi. 68. dakikada ise Östersunds’ta Ghoddos elini kolunu sallaya sallaya golü attı. Sevunma ise aynı geçen sezon olduğu gibi golü izledi. 69’da ise sorunun sadece Gomis’te olduğunu düşünen Tudor, Gomis-Eren değişikliğine gitti. Bunu da anlamak çok kolay değil!

Farklı kadro hayal

Golden sonra sahada gezinen ve bu durumdan hiçbir rahatsızlık duymayan oyuncu topluluğunda bir değişiklik olmadı. Tudor’dan da fazla bir şey beklememek gerektiğini düşününce aslında bu durumu çok da yadırgamamak gerektiği ortaya çıktı. Uzatma anlarında ise Hopcutt tam anlamıyla savunmayı ipe dizdi ve farkı ikiye çıkarttı. 2-0. Bahanelerin arkasına saklanmak için fırsat kollayan teknik direktörden daha iyisini beklemek yanlış olurdu. Kendiden kat ve kat zayıf rakibi karşısında bir tek gol girişiminde bulanamamak sahada hiçbir oyuncunun mücadele etmemesi açıklanabilecek durum değil. Rakibine 2-0 mağlup olan Galatasaray’dan İstanbul’daki rövanşta değişik bir tablo beklemek hayal olur.

14 Temmuz 2017, Cuma 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Mücadele etmeden zor‘’

Sezonu en erken açan takımlardan olan Galatasaray, ilk resmi maçına da erken bir tarihte çıkıyor.

Sert bir kamp dönemi geçiren Sarı- Kırmızlılar oynadıkları iki hazırlık karşılaşmasında da galibiyetle ayrıldı. Fakat Tudor’un takımı bu maçlarda attığı üç golü de penaltılardan buldu. Fizik olarak sorun yaşamayan Galatasaray’da görülen eksiklik topu son bölgeye taşıma noktasında yaşanıyor. Sarı-Kırmızlı takım hücumlarda kanatları kullanmak isterken ceza sahasına yeteri kadar orta yapamıyor. İsveç Ligi’nin devam etmesi nedeniyle kendisine oranla daha hazır bir takımla karşılaşacak Galatasaray’ın işi hiç de kolay değil. Suni çimde oynanacak karşılaşma temsilcimizin diğer bir handikabı olacak. Ağır tempoda çalışmış taktiksel eksikleri olan Cim Bom, mücadele gücünü yüksek tutmak zorunda. Aksi takdirde rövanş için telafisi zor bir sonuç ortaya çıkabilir.

13 Temmuz 2017, Perşembe 02:30
YAZININ DEVAMI

‘’Top artık Tudor'da‘’

Florya’daki antrenmalarda her ne kadar Tudor’un çalışma sistemini ve mantiletisini görme fırsatım olsa da Slovakya kampı bu anlamda yeteri kadar bilgi edinmemize fırsat verdi.

Artık söylemenin bir anlamı var mı bilmiyorum ama Tudor kamp boyu çok ağır ve sert antrenmanlar yaptırdı. Hatta oyuncular uzun süre top dahi göremedi. Tabii ki bu antrenaman tarzı futbolcuların hiç de hoşuna gitmedi. Yıllardır hafif tempoda çalışan, yaşlanmış kadro epey bir zorlandı.

Evet Igor Tudor bu yüklemelerle takımı fiziksel açıdan bir yere getirebildi. Fakat sonrası... Kaktisel açıdan Tudor’un bir çeşitlilik kattığı söylenemez. Takımla iletişimi her geçen gün daha iyi giden Hırvat adamın duvarlarını yıkması gerekiyor.

Özellikle yerli oyuncular üzerinde etki sağlayabilmek için bu anlamda biraz daha çaba sarfetmesi gerekiyor. Fakat bir gerçek var ki; kadro revizyonu isteyen ve yönetimden uzun süredir hiçbir teknik adamın alamadığı bütçeyi alan Tudor’un bu anlamda pek bahanesi kalmadı. Artık kendi takımını oluşturabilmek için top kendisinde. Hırvat teknik adam kendi göbeğini kendi kesecek. Ön görüm ise işi bir hayli zor.

Semih’e biraz saygı

Galatasaray’ın alt yapsından çıkmış, senelerdir A takım formasını giyen, kaptan olmuş ve A Milli Takım’ın geniş kadrosunda yer alan Semih Kaya takımdan ayrılıyor. Semih’i performansı nedeniyle zaman zaman ben de eleştirdim ama özellikle bir kısım taraftarın bel altı vurmalarını hiçbir zaman hakketmedi Semih. Ne yedek kaldığında, ne parasını almadığında ağzını açmadı. İşine baktı ve üzerindeki formanın hakkını vermeye çalıştı.

Genç yaşına rağmen çok sayıda ciddi sakatlık ve ameliyat geçiren Semih oyunda kaldığı her dakika giydiği formanın hakkını verdi. Eleştiri futbolun değişilmez kuralı olsa da Florya’nın alt yapısından çıkan isme saygı duymak zorundayız. Bugün Semih için yapılan gerçek dışı eleştiriler, yarın alt yapıda oynayan genç kardeşlerimizin de gözünden kaçmaz. Onlar da bu takımın kaptanına gösterilen davranış şeklini unutmaz ve seçimlerini o yönde yapar. Lütfen biraz saygı.

Yeni uçaklar inmeli

Gomis, Maicon ve Belhanda ile transfere hızlı giriş yapan Galatasaray önemli uçaklar indirdi. Ancak bir de gidiş uçaklarına bakmak lazım. Bruma, Podolski, Sneijder (mucize olmazsa)... Hatta bu uçağın yolcuları arasında Cenk, Semih ve Sinan da var. Onlar da sırada bekliyor. Kadro revizyonu için önemli adım atan Sarı-Kırmızılı yönetim hala asıl gönderilmesi gereken faydasız oyuncularla yolları ayıramamışken takıma değer katan isimleri göndermesi ne kadar doğru, ileri de göreceğiz. Eğer Dursun Özbek 4-5 kaliteli oyuncuyu daha taşıyan uçakları indiremezse sezon sonunda hüsran yaşanılması kaçınılmaz.

10 Temmuz 2017, Pazartesi 02:30
YAZININ DEVAMI