Milli aranın bitimi ile Fatih Karagümrük ile karşılaşan Galatasaray maça golle başladı. Salih’in müdahalesi sonrası Kerem yerde kaldı ve hakem penaltı noktasını gösterdi. 4. dakikada topun arkasına geçen Gomis, takımını öne geçirdi: 1-0. Sarı-Kırmızılılar erken bulduğu golle üzerindeki stresi de attı. Golden sonra da etkili oyununu sürdüren Torrent’in takımı, üçüncü bölgede kalmaya devam etti. Karagümrük ise her anlamda kötüydü. 12’de Cicaldau çıkarttı, Babel vurdu fark ikiye çıktı: 2-0. İlk kırk beş dakika boyunca sahanın tek hakimi olan Galatasaray, soyunma odasına daha farklı bir skorla gitme fırsatını değerlendiremedi. Torrent’in takımı ilk yarıyı 2-0 önde tamamladı.

Riske girmediler

Fatih Karagümrük ikinci yarıya iki değişiklikle başladı. Volkan Demirel’in takımı bu devre daha fazla önde göründü. Orta alanda Emre ile hızlı çıkmaya çalışan konuk takım, Galatasaray savunmasını aşamadı. Sarı-Kırmızılılar ise rakip savunmanın arasına attığı toplarla pozisyon aradı. 65’ten sonra tempo biraz daha arttı. Torrent’in takımı Barış’ın kanadını etkili kullanırken, Karagümrük Emre ile orta alanda etkiliydi. 74’te Aanholt ceza sahasında topa elle dokununca hakem penaltı noktasını gösterdi. Pesic’in vuruşunu Muslera kurtardı. 77’de Emre sert vurdu, Muslera iki hamlede gole izin vermedi.

Sarı-Kırmızılılar ilk yarıdaki etkili oyunu sayesinde istediği skoru da bulunca, ikinci devrede topu daha fazla rakibine verdi. Torrent ve öğrencileri rakibini 2-0 mağlup ederek, Fenerbahçe derbisi öncesi moral buldu.

Geçtiğimiz hafta mali genel kurulda idari ibrasızlıkla sarsılan Galatasaray zor günlerden geçiyor. Nisan ayı sonunda seçim kararı açıklayan Burak Elmas’ın başkanlık serüveni de tamamlanmış olacak. Tabii bu durum birçok belirsizliği de beraberinde getirdi. Milli ara öncesinde Avrupa Ligi’ne veda eden Sarı-Kırmızılılar ligde de Gaziantep’e 3-1 mağlup oldu. Düşme hattından uzak durmaya çalışan Galatasaray her anlamda kaos yaşıyor. Oyuncuların bu kötü gidişatı ligin kalan kısmında sonlandırabilmesi çok zor görünüyor. Takım olmaktan çok uzak bir görüntü sergileyen Torrent’in öğrencileri tamamen hedefsiz kalmış durumda. Özellikle iki Barcelona ve Beşiktaş maçlarındaki olumlu performansın sürmesini beklemek hayalcilik olur. Bu, doğal motivasyonu yüksek mücadelelerde sınıfı geçen Sarı- Kırmızılılar'ı tekrar bir hedefe adapte etmek çok zor.

Kalan kısım can sıkıcı olacak

Futbolcuların yanı sıra Torrent için de benzer şeyleri söylemek mümkün. Kısa bir süre öncesine kadar önümüzdeki sezonun planlamalarını yapan İspanyol hoca çok büyük bir ihtimalle ligin bitimi ile Galatasaray’daki görev süresini tamamlamış olacak. Oyuncuların da belirsizlikten dolayı mutsuz oldukları bilinen bir gerçek. Bu sebepleri alt alta koyunca Sarı-Kırmızılılar'ın, Karagümrük karşısında iyi bir performans göstermesini beklediğimi söyleyemem. Öyle görülüyor ki ligin kalan kısmı Galatasaray için can sıkıcı bir şekilde geçecek.

Portekiz'e 3-1 yenilerek Dünya Kupası'na katılma şansını kaybeden Milli Takımımız, İtalya'yı konuk etti. Kuzey Makedonya'ya mağlup olarak bizim gibi Katar’a gidemeyen İtalya ilk bölümde oyunun kontrolünü sağlamak istedi. Fakat hızlı ataklarla çıkan Millilerimiz golü erken buldu. 4.dakikda ceza sahasına topla giren Cengiz, Chiellini’yi ekarte edip vuruşunu yaptı ve Millilerimiz öne geçti: 1-0. Savunmadan kısa toplarla oyun kurmak isteyen Ay-Yıldızlılar, rakibinin presi ile oyun kurmakta zorlandı. İtalya ön bölgede uyguladığı baskı ile ilk toplara sahip oldu. Mancini'nin takımı kaptığı bu topları son bölgeye taşımakta zorlandı. 35.dakikada Dragi serbest vuruştan ceza sahasına ortaladı Cristante kafayı vurdu ve skora denge geldi: 1-1. İlk yarının neredeyse tamamında topu rakibine veren Milli Takımımız savunmada direnmeye çalışsa da golü kalemizde gördük. 39'da Altay oyunu kurmak isterken topu rakibe verdi. Raspadori bu hatayı affetmedi ve İtalya'yı öne geçirdi: 1-2. Bu gol ilk yarının da skoru oldu.

Basit hatalar devam etti

İkinci yarıda her ne kadar rakibe daha yakın bir oyun benimsesek de asıl sorunlarımızı çözemedik. Millilerimiz bu yarıda da oyun kurmakta zorlandı. İtalya yine kalabalık bir baskı ile ön bölgeye yerleşti. 51.dakikada Hakan serbest vuruştan direkt kaleyi düşündü, kaleci gole izin vermedi. 70'te savunmamızda çok basit bir hata yaptık ve Raspadori cezayı kesti: 1-3. Oyunun son bölümlerinde iki takım da oyuncu değişikliklerine gidince tempo düştü. 83'te ise ceza alanındaki fırsatı Serdar Dursun geri çevirmedi farkı bire indirdi: 2-3. 90 dakika boyunca sahada iyi bir görüntü sergilemeyen Millilerimiz rakibine 3-2 mağlup olmaktan kurtulamadı. üçlü savunmaya geçen Kuntz'un ise bu sistemi oturtabilmesi için önünde çok uzun bir yol olduğu kesin.

Verdiği sözlerin arkasında durmayan, Federasyon’a karşı sessiz kalan, yönetimde ayrışmalara sebep olan, skandal olaylara ses çıkarmayan Elmas, özellikle Fatih Terim'i görevden alarak, kendi başarısızlığını üstünden atmaya çalıştı. Zamanlama ve yönetim hataları ibra edilmemesine sebep oldu.

1- Vaatler yerine getirilmedi

19 Haziran 2021’de Galatasaray Başkanı seçilen Burak Elmas’ın bu makamdaki görev süresi oldukça kısa sürdü. Haziran ayındaki seçimi en yakın rakibi Eşref Hamacıoğlu’nun sadece 41 oyla önünde tamamlayan Elmas’ın karşısında ilk günden beri önemli bir muhalefet vardı. Seçim hazırlıkları sürecinde Burak Elmas’ın kısa zamanda maddi anlamda kulübe kaynak yaratacağı vaadi ilk ayların geçmesinin ardından sık sık kendisine hatırlatılmaya başlandı. 140 milyon Dolar’lık sponsor desteği sağlayacağının sözünü veren Elmas bunu gerçekleştiremedi. İlerleyen süreçte Kemerburgaz, Florya gibi arazilerin değerlendirilmesinde de somut adımlar atılamayınca başkan Burak Elmas çok daha yüksek sesle eleştirilerin odağındaydı. Elmas’ın diğer vaadlerini de yerine getirmemesi tepkilerin artmasına neden oldu.

2- TFF’ye karşı sessiz kaldı

Üst üste yapılan hakem hataları nedeniyle Türkiye Futbol Federasyonu ile gerilen ilişkilerde başlangıçta sert bir tutum sergileyen Burak Elmas daha sonra bu tutumunda ciddi değişime gitti. Birçok kez federasyon kurumlarını eleştiren ve istifaya davet eden Elmas bir netice alamadı. ‘Konuşursam yer yerinden oynar’ restini çeken Galatasaray başkanı bu çıkışına bir karşılık alamazken hakem hataları da artarak devam etti. Tüm bu yaşananların ardından Elmas’ın federasyon ve kurumları hakkında sessizliğe bürünmesi camianın büyük tepkisini çekti.

3- Işıtan Gün’e sahip çıktı

Burak Elmas’ın ibra edilmemesindeki belki de en büyük etken Işıtan Gün oldu. Yönetim kurulu üyesi Işıtan Gün’ün geçmişte attığı skandal tweetlerin ortaya çıkması Elmas’ı çok zor durumda bıraktı. Adeta ayağa kalkan camia, Gün’ün derhal istifasını isterken Burak Elmas, Işıtan Gün’ün arkasında durmayı tercih etti. Bu olay hiçbir zaman gündemden düşmezken, Elmas ‘Kabul edilemez’ demekten öteye gitmedi. Mali genel kurul boyunca bu konu üzerinden sert eleştirel alan Elmas oylama anına kadarki tutumunu değiştirmedi ve birçok üyenin kendisini ibra etmeme kararı almasına neden oldu.

4- Terim ile yolları ayırdı

En büyük seçim vaadlerinden biri Fatih Terim ile çalışmak olan Burak Elmas seçilir seçilmez bu sözünü gerçekleştirdi. Futbolu Terim’e emanet eden Elmas ‘Galatasaray’ın geleceğini yaratmak’ adına yeni bir yapılanmaya gitti. Genç ve umut vadeden oyuncuları kadroya katan Elmas her fırsatta anlık sportif başarıların değil, kalıcı başarıların peşinde olduklarını dile getirdi. Yeni kurulan kadro ligde bekleneni vermese de Avrupa Ligi’nde grubu yenilgisiz tamamlayarak adını bir üst tura yazdırdı. Seçimde Terim’in desteğini alan Burak Elmas, anlık sonuçlara göre hareket etmeyeceğini söylese de ilk icraat olarak tecrübeli hoca ile yolları ayırdı. Fatih Terim’i görevden alarak başarısızlığı kendi üzerinden atmak isteyen Elmas’ın bu süreçteki zamanlaması ve yönetimi ciddi tepkiler almasına neden oldu.

5- Yönetim içi ayrışma ve Fenerbahçe detayı

Görev süresinin hemen başında yönetimiyle ciddi sorunlar yaşayan Burak Elmas, başkan yardımcısı Rezan Epözdemir ve genel sekreteri Köksal Ünlü’nün istifası ile sarsıldı. Yönetimdeki iki önemli gücü kaybeden Burak Elmas, yönetim içerisindeki diğer üyeler tarafından da sert eleştiriler almaya başladı. Özellikle Fenerbahçeli olduğu bilinen kişilerin kulüpte önemli pozisyonlara getirilmesi ve alınan kararlarda bu kişilerin etkin olması yönetimde derin sorunları da beraberinde getirdi. Öte yandan Burak Elmas’ın Fenerbahçe Başkanı Ali Koç ile de sıkı ilişkilerde olması camia içerisinde huzursuzluk yarattı.

Dünya Kupası Elemeleri Play-Off Yarı Final mücadelesinde Türk Milli Takımımız, Portekiz ile karşılaştı. Riskli bir savunma anlayışı ile maça çıkan Stefan Kunt, güçlü rakibine önlem almak istese de bunda etkili olmadı.

Çok kötü başladık

Portekiz mücadelenin ilk dakikalarında itibaren baskıyı kurdu. Orta alandaki baskısı ve yüksek pas yüzdesi ile etkili olan Portekiz, ceza alanımızdan çıkmamıza izin vermedi. 15. dakikada direkten dönen, topu Otavio tamamladı ve takımı öne geçirdi: 1-0. Millilerimiz bu golden sonra da kendi yarı alanında kalmaya devam etti. Kötü oyuna kenar yönetimimiz bir çare bulmazken, baskıyı iyice hissettik. 42’de Otavio ortaladı, Jota kafayı vurdu ve maalesef fark ikiye çıktı: 2-0. İlk yarı boyunca hayal kırıklığı yaratan Millilerimiz, soyunma odasına 2-0 yenik gitti.

Fırsatı teptik

Portekiz ikinci devrede de oyuna hakim olan taraftı. Ev sahibi takım her ne kadar düşük tempoda atak geliştirse de etkili olmayı başardı. 65’te ilk organize atağını geliştiren Ay-Yıldızlılar, Burak’ın golü ile farkı bir indirdi: 2-1. 85. dakikada Enes ceza sahasında yerde kaldı ve hakem ‘VAR’ incelemesi sonrası, penaltı noktasını gösterdi. Penaltıyı kullanan Burak Yılmaz topu auta gönderdi.

İkinci yarıda oyunun kaderini değiştirme fırsatını yakalayan Millilerimiz maalesef bunu skora yansıtamadı. Uzatmaların 4. dakikasında ise son sözü Nunes söyledi: 3-1. Bu skorla Dünya Kupası hayallerimize veda ettik.

Yoğun bir maç trafiği içerisinde olan Galatasaray, Gaziantep FK’ya konuk oldu. Mohamed ve Ömer’in cezası nedeniyle forma giymediği mücadeleye Torrent, Gomis ve Van Aanholt’a forma verdi. İspanyol çalıştırıcı asıl sürprizi ise savunmanın sağında Semih’e şans tanıyarak yaptı.

Zor attı, kolay yedi

Gaziantep mücadelenin hemen başında savunmanın arasına attığı toplarla pozisyon ararken, savunma güvenliğini de beş oyuncu ile sağlamak istedi. Galatasaray ise Morutan ve Kerem ile hücuma çıkmak istese de bu iki oyuncu topu Gomis’e ulaştıramadı. 24’te savunmanın arasına atılan derin topu Kitsiou tamamlamak istedi ama kalesini zamanında terk eden Muslera kritik bir kurtarış yaptı. 34’te Kerem nefis çalımı ile ileri taşıdığı topu Morutan’a verdi. Morutan istediği vuruşu yapamayınca, Gomis önünde kalan pozisyonda sert vurdu takımını öne geçirdi: 0-1. İlk yarı boyunca özellikle hücumda sorun yaşayan Sarı-Kırmızılılar yakaladığı ilk tehlikeli atakta skoru buldu. İlk yarının uzatma anlarında Maxim’in serbest vuruştan ortasını, Djilobodji tamamladı ve skora denge geldi: 1-1. Bu gol aynı zamanda ilk 45 dakikanın da skoru oldu.

Berkan fişi çekti!

İkinci yarı düşük tempoda başladı. Galatasaray daha fazla ileride oynasa da son bölgeye gitmekte zorlandı. 64’te Emre vurdu, Günay gole izin vermedi. 69’da Berkan’ın Figueiredo’ya ceza sahası içerisinde yaptığı hareket sonrası, Arda Kardeşler penaltı noktasını gösterdi. 71’de topun arkasına geçen Maxim sert vurdu ve takımını 2-1 öne geçirdi. İlk golde rakibini takip etmeyen Berkan bu pozisyonda da zamanlama hatası ile penaltıya sebep oldu. Sarı-Kırmızılılar 75’te gole çok yaklaştı. Kerem içeri çıkardı, Gomis boş pozisyonda Günay’ı geçemedi. 81’de Maxim’in asistini Figueiredo affetmedi ve farkı ikiye çıkarttı: 3-1. Girdiği pozisyonlardan yararlanamayan, bireysel basit hatalar yapan ve kırılgan Galatasaray sahadan yenilgi ile ayrıldı. En rahat oyunlarından birini sahaya yansıtan Gaziantep, 3-1 kazanmayı başardı. Torrent’in takımı için ligin kalan kısmı oldukça sorunlu geçeceğe benziyor.

Barcelona’ya 2-1 yenilerek Avrupa Ligi’ne veda eden Galatasaray’da ortaya koyulan oyun ve mücadele alkışı fazlasıyla hak etmişti. Sarı-Kırmızılılar her ne kadar elenmiş olsa da takımda morallerin yerinde olduğunu söylemek mümkün. İki Barcelona maçı ve arada oynanan Beşiktaş derbisi Torrent’in takımına çok şey kattı. Galatasaray, İspanyol hoca geldiğinden bu yana en iyi futbolunu sahaya yansıtırken takım olmayı da başardı. Her geçen gün fizik kalitesi yukarı çıkan Galatasaray, savunmasındaki sorunlarını da çözdü. Başta Marcao, Kerem ve Nelsson olmak üzere bireysel performanslarda da belirgin bir yükseliş var.

Motive etmek kolay değil

Ama unutmamak gerekir ki bu üç maçlık sürecin motivasyonu çok yüksekti. Şimdi hedefsiz kalan oyuncuların aynı performansı gösterip gösteremeyeceği merak konusu. Lige çoktan havlu atan, Türkiye Kupası’ndan elenen, Avrupa defterini kapatan Galatasaray için ligin geri kalan kısmını kestirmek güç. Takımı ile arasındaki bağı kuvvetlendiren Torrent’i zor bir sınav daha bekliyor. İspanyol teknik adam bir yandan sezonu en iyi yerde tamamlamayı hedeflerken, bir yandan da gelecek sezon için sistemini tam olarak oturtmak zorunda. Eğer bunu başarabilirse yeni sezon için umutlu olmak gerekir.

Galatasaray, Avrupa Ligi Son 16 rövanş maçında Barcelona’yı konul etti. İspanya’da rakibi ile 0-0 berabere kalan temsilcimiz, kendi sahasındaki maça az da olsa bir avantajla çıktı.

Tempolu ilk yarı

İlk maçın kadrosundan sakatlığı bulunan Feghouli’nin yerine, Cicaldau’ya forma veren Torrent forvette de tercihini Gomis’ten yana kullandı. Mücadele son derece tempolu başladı. Temsilcimiz savunma güvenliğini bırakmadan, Kerem ve Babel ile kanatlardan etkili gelmeye çalıştı. 28. dakikada Marcao kornerden gelen ortaya kafayı vurdu ve 1-0 öne geçtik. Golden sonra kısa süreli bir şok yaşayan Barcelona, oyuna tekrar ortak oldu. 37. dakikada Pedri, savunmamızdan bir bir sıyrıldı ve güzel bir bitiricilikle skora denge getirdi: 1-1.

Topu alamadık

İkinci yarıya kötü başladık. Orta alanda sahaya yerleşemeyen Galatasaray, savunmada da basit hatalar yaptı. Barcelona ise bu hatayı affetmedi. 49. dakikada Pena’nın üst üste iki kurtarışının ardında, ceza alanında kalan topu Aubameyang gole çevirdi: 1-2. İspanyol temsilcisi bu golden sonra yarı alanımızdaki baskısını sürdürerek, bizi pas hatasına zorladı. Bunda da başarılı olduklarını söylemek yanlış olmaz. Topun hakimiyetini tamamen kendinde tutan İspanyollar, savunmamızı iyice yordu. Bunda orta alanımızın da oyundan düşmesinin büyük etkisi oldu. İki maçta da gücü doğrultusunda çok iyi mücadele eden Galatasaray, maalesef bir üst tura geçmeyi başaramadı. Rakibine 2-1 yenilen temsilcimiz, Avrupa Ligi’ne veda etti.