‘’Son söz Kral'ın‘’
Ligin ikinci yarısına Sivasspor’u konuk ederek başlayan Galatasaray’da Mustafa Denizli sürpriz sayılabilecek bir kadroyla sahaya çıktı. Uzun bir sakatlık döneminin ardından Burak ilk 11’de sahaya çıkarken ağrıları bulunan Donk ve Sneijder de takımlarını yalnız bırakmadı. Sinan’ın sahada olması ise Mustafa Denizli’nin ‘hak eden formayı alır’ mesajıydı.
Taktik işledi
Karşılaşmaya oldukça hırslı başlayan Galatasaray, maça önde baskı yaparak başladı. Selçuk, Sneijder, Olcan ve Sinan’la Sivas savunmasının üzerine giden Sarı- Kırmızılı takım organize ataklar geliştirdi. Orta alanda Donk aldığı topları olumlu bir şekilde kullanırken topsuz anlarda rakibe sert futboluyla dikkat çekti. Savunmasını önde kuran Sivas ise oyunu kendi yarı alanında kabul etti. Özellikle savunmanın sağı ve solu fazla açık verdi. Aslan, bu fırsatı Olcan ve Sinan gibi süratli oyuncuları ile iyi değerlendirdi ve defansın arkasına top taşımakta zorlanmadı. 2. dakikada Hakan’ın topuk pası ile topla ceza sahasınagiren Burak, vuruşunu yaptı kaleci son anda önledi. 14’te ise İbrahim Öztürk, Sinan’ı ceza sahası içerisinde düşürdü, Cüneyt Çakır penaltı noktasını gösterdi. Selçuk topun başına geldi ve kaleciyi ters köşeye yatırdı: 1-0. Bu golle rahatlayan Cim Bom ikinciyi bulmakta zorlanmadı. 24’te Sinan sağ çizgiden çalımlarla ceza sahasına girdi. Bir anda kaleci ile karşı karşıya kalan Sinan çaprazdan vurdu ve farkı 2’ye çıkarttı: 2-0. Karşılaşmanın ilk yarısında her anlamda rakibine oranla üstün olan Denizli’nin takımı soyunma odasına 2-0’lık üstünlükle gitti.
Anlamak mümkün değil!
İkinci yarıda ise futboldan önce başka bir şeyden bahsetmek daha doğru olur. Bu takımda sayısız gol atan, defalarca gol kralı olmuş, şampiyonluklarda, kupalarda başrol oynamış Burak Yılmaz’ı gol kaçırdı diye yuhalamak nasıl bir mantıktır. Her ne kadar bu hataya tüm tribünler katılmasa da Galatasaray’da adam harcamak bu kadar kolay olmamalı. Islıklanan, yuhalanan oyuncu Galatasaray forması altında sayısız başarıya imza attı. Neyse ki aklıselim çoğunluk Burak’a sahip çıktı ve bu anlamsız durum fazla uzamadı. Bu protestonun takıma olumsuz etki etmesi uzun sürmedi. 69. dakikada Texeira sağdan gelen ortaya ceza sahası içinde kafayı vurdu ve farkı bire indirdi: 2-1. Bu golle Galatasaray moral ve oyun olarak iyice düştü. Sivas ise daha fazla ileri çıkmaya başladı. 86’da ise Sneijder ceza sahası içerisinde yerde kaldı ve hakem bir kez daha penaltı noktasını gösterdi. Topun arkasına geçen Burak düzgün vurdu ve farkı tekrar 2’ye çıkarttı: 3-1. Bu gol aynı zamanda maçın da skoru oldu. Son sözü Burak’ın söylemesi de söylenecek başka söz bırakmadı.
‘’Galatasaray'dan erken final‘’
Galatasaray ligin ilk yarısının son maçında Kayserispor’a konuk oldu. Zorlu deplasmana Sneijder ve Burak’tan yoksun gelen Galatasaray’da, forvette beklendiği gibi Umut forma giyerken, Mustafa Denizli orta alanda Rodriguez’e şans tanıdı.
Kayseri’den futbol dersi
Mücadeleye son derece iyi başlayan Kayserispor, son derece cesur ve organize ataklarla Galatasaray kalesine geldi. Mücadelenin 5. dakikası geride kalırken, ev sahibi takımın iki isabetli şutunu Muslera önledi. 11. dakikada Biseswar, Podolski’den kaptığı topla, Galatasaray kalesine hızla ilerledi. Başarılı oyuncu ceza sahası dışından köşeye sert vurdu, Muslera son anda topu kornere çeldi. Her geçen dakikada ‘gol geliyorum’ derken, Galatasaraylı oyuncular çoktan tatile çıkmıştı. Sahada teslim bayrağını çeken Denizli’nin takımı iki pas üst üste yapamadı. Savunma ise her zamanki gibi evlere şenlikti. Uzun süredir birbiriyle oynayan oyuncuların bu savruk durumu, taktikle açıklanacak bir durum değildi elbet. Hedefini yitirmiş, vazgeçmiş bir oyuncu topluluğu kötü bile denemeyecek kadar aciz bir futbol ortaya koydu.
‘Gol geliyorum’ dedi
16. dakikada beklenen oldu. Deniz kornerden ortaladı, Mabiala kale ağzında kafayı vurdu ve golü attı: 1-0. Sezonun en rahat maçlarından birini çıkartan Kayserispor ise ikinci golü aramaya devam etti. Poziusyonları değerlendiremeyen Kayserispor, 16. dakikada bulduğu golle, soyunma odasına 1-0 önde gitti.
45 dakika oynamak yetmez
Galatasaray’da, Mustafa Denizli ilk yarıdaki takımından ve özellikle orta alan kurgusundan memnun olacak ki, ikinci 45 dakikaya değişiklik yapmadan başladı. Chedjou, Rodriguez ve Selçuk’lu orta saha, ne savunmada ne de hücumda bir varlık göstermezken, bu bölgede değişime gitmemek Kayserispor’un rahat futbolunu devam ettirmesini sağladı.
Sakatlanan Podolski yerini Sinan’a bıraktı. Bu zoraki değişiklik beklenmedik anda golü de getirdi. 61. dakikada sağ tarafta Sinan kendi kaptığı topla rakiplerinden sıyrıldı ve şut pozisyonu aradı. Kaleyi karşısına alan genç oyuncunun vuruşu, savunmaya da çarparak, ağlarla buluştu: 1-1.
Bilal hareketlilik getirdi
Bilal’in oyuna girmesi Galatasaray’ın topu ileriye taşımasını çabuk hale getirdi. Kayserispor ise yenen golün ardından tempoyu düşürdü ve daha fazla savunmada beklemeye başladı. 74. dakikada Tarık’ın getirdiği topla ceza sahası içerisinde buluşan Umut bomboş pozisyonda kaleciyi nişanlayınca, Galatasaray ikinci golden oldu. takımını bir golden daha etti. Umut’un bu maçtaki performansı Galatasaray için yeterli bir forvet olmadığını bir kez daha gösterdi.
İkinci yarının son bölümlerinde rakip kalede yoğun baskı kurmasına karşın, golü bulamayan Galatasaray sahadan 1-1’lik beraberlikle ayrılarak, şampiyonluk umutlarını ilk yarıda tüketti.
‘’Ellerinize sağlık!‘’
Geçtiğimiz sezonu üç kupayla tamamlayan Galatasaray’da bu kadar büyük düşüş yaşanması kimilerine göre beklenen bir durumken, kimi kesime göre ise akla gelmeyecek bir durumdu. İşleyen çarklıya birkaç takviye ile Avrupa’da başarının gelmesi muhtemelken bu yıkımın artçı sarsıntıları sezon başında hissedilmeye başlandı aslında. Sezon başı kampında yönetim-Cüneyt Tanman ve Hamza Hamzaoğlu arasında yaşanan transfer çatışması ahengi bozdu. Bu noktada üç cepheden birini salt suçlu göstermek tabii ki haksızlık olur. Fakat bir gerçek var; hem yönetim hem Tanman ve Hamzaoğlu orta yolu bulabilmek adına hiçbir çaba sarf etmedi. Aksine her fırsatta yatak odası sırlarının ortalıkta konuşulması çözülmeyi hızlandırdı. Anlaşılan o ki, Galatasaray menfaatlerini her şeyin üzerinde görüp, egoları bir kenara bırakmak çok zor geldi.
Muhalefet iyi değerlendirdi
Camia içindeki muhalefet de bu fırsatı çok iyi değerlendirdi. Daha önce sağlık sorunlarını gerekçe göstererek göreve gelmeyen eski yöneticiler bir anda iyileşti ve hızlı muhalif oldu. Çıkan tablo şunu gösteriyor ki, Galatasaray’ın en büyük rakibi Galatasaray tezi son derece doğru. Ne Fenerbahçe ne de Beşiktaş büyük uğraşlar verse de Galatasaray’ı bu denli aşağıya çekemezdi. Emeği geçen herkesi tebrik etmek gerekir sanırım çünkü hiç de kolay olmayan bir işi başardılar. Dördüncü yıldızı takmış, tüm kupaları almış her sene Şampiyonlar Ligi’ne direkt ve tek başına katılan kulübü dibe vurduranların vicdanları umarım rahatsız olmuştur.
Yol haritası belirlenmeli
Peki Galatasaray bu durumu nasıl değiştirebilir? Bu noktada artık Dursun Özbek’in bir yol haritası belirlemesi gerekiyor. Yönetim içerisinde hem transferde hem de iletişimde skandallara imza atan ekibini revize etmeli. Eski yönetimlerden kalan kulüp içerisindeki çalışanların o yönetimlerle organik bağının devam edip etmediğinden emin olmalı. Çünkü muhalefetin hâlâ kulüp içerisindeki sır sayılabilecek bilgilere çok kolay ulaşması oldukça manidar. Her konuda kendisine çok güvenen başkan, arka bahçesini iyi analiz etmeli ve yenilemeye gitmeli. Aksi takdirde muhalefet kulüp içerisinde cirit atmaya devam edecek.
Denizli etkisi
Ligde ve özellikle Avrupa’da alınan başarısız sonuçlar pamuk ipliğine bağlı olan Dursun Özbek ve Hamza Hamzaoğlu bağının kopmasına neden oldu. Aslında ufak bir bahane bile ayrılık için yeterli olacaktı. Hamza Hamzaoğlu’nun ardından Mustafa Denizli göreve gelirken Özbek aslında her zaman çalışmak istediği ismi takımın başına getirdi. Denizli işe Florya ile başlarken yönetimden futbolculara kadar ‘buranın tek hakimi benim’ mesajını verdi. Kendisinden habersiz kuş uçurtmayan tecrübeli hoca, dağılan aile ortamını tekrar sağlamak adına mesaisinin büyük bölümünü bu konuya ayırdı. Her ne kadar bu çabanın karşılığı kısa vadede alınamasa da Denizli’nin yönetim ve oyuncular üzerinde önemli bir etki bıraktığı muhakkak. Sorunların teşhisini doğru yapan Denizli tedavi için de doğru yolda ilerliyor. Medya ile de son derece sağlıklı bir iletişim kuran tecrübeli hoca, herkesten büyük saygı görüyor.
Gençler nereye
Yabancı kısıtlaması sonrası kalitesine bakılmadan alınan yerli oyuncuların büyük bir kısmı, Galatasaray forması giyebilecek düzeyde ve vizyonda değil. Bu konuda yanılmayı çok isterim fakat bundan sonraki süreçte de umutlu değilim. Son olarak kupa maçlarında şans bulan Koray, Tarık, Sinan ve Emre’den hangisi taşıdığı formanın büyüklüğünün farkında bilinmez. Emre’nin potansiyeli olduğu kesin ama o bunun farkında değil. Bir gün Florya’dan ayrılırsa dönmesi çok zor olur. Dilerim örnek aldığı ağabeyleri bu formanın kıymetini iyi anlatırlar. Sinan Gümüş ise hâlâ aynı seviyede. Hatta geriye gitti. Eğer ‘ben oldum’ diyorsa Sinan için de yapabilecek fazla bir şey kalmamış demektir. Umarın son şanslarını iyi değerlendirirler.
Yenemezse hedefsiz kalır
Kayseri ile oynanacak ilk yarının son maçı büyük önem taşıyor. Artık kaybedilecek bir puan dahi Galatasaray’ın işinin bitmesi anlamına geliyor. 3.’lük için mücadele etmenin pek anlamı yok. Çünkü bu arma ve forma zaten en kötü 3. olur. Her anlamda düşüş yaşayan takımın bu maçta ruhunu ortaya koymaması durumunda puan alması imkansız. Fakat bunu yapabilecek inancın olduğundan emin değilim. Şu anki tabloda görünen o ki başarıya en çok inanan kişi Mustafa Denizli. Eğer oyuncuları bu inanca eşlik etmezse Galatasaray ikinci yarıya hedefsiz başlayabilir.
‘’Cim Bom şansa bırakmadı‘’
Ziraat Türkiye Kupası grup maçlarının 2.’sinde Kastamonuspor’a konuk Galatasaray, beklendiği gibi sahaya yedek ağırlıklı bir kadroyla çıktı. Uzun bir sakatlık sürecinin ardından takıma geri dönen Carole bu mücadelede sahaya ilk 11’de çıkarken Sinan, Jem, Emre ve Koray gibi fazla forma şansı bulamayan oyuncular da kadroda kendilerine yer buldu.
Başa baş ilk yarı
Maçın henüz başında iki takım da henüz sahaya yerleşmeye çalışırken Kastamonusporlu Fatih 4. dakikada Sinan’ı ceza sahası içerisinde düşürünce, hakem penaltı noktasını gösterdi. Topun arkasına geçen Emre düzgün bir vuruşla takımın öne geçirdi: 0-1. Golden sonra ise ev sahibi takım maçın kalitesini düşürme gayretine girmedi ve son derece açık bir futbol ortaya koydu. Futbol adına pozitif işler yapmaya çalışan Kastamonu, güçlü rakibi karşısında başa baş mücadele etti. Sarı-Kırmızılı takım ise tempoyu düşük tutarken Sinan ve Emre ile rakip kaleye gitmeye çalıştı. 16. dakikada sol taraftan kazanılan serbest vuruşu Emre kullandı. Onun ceza sahasına gönderdiği topa Carole altı pasta kafayı vursa da kaleci gole izin vermedi. 32. dakikada ise Kastamonuspor gole çok yaklaştı. Selim’in uzaktan vuruşu üst direkte patladı. İlk yarısı başa baş geçen karşılaşmada Galatasaray soyunma odasına 1-0’lık üstünlükle gitti.
Kastamonu’nun gücü yetmedi
Karşılaşmanın ikinci yarısı Galatasaray’ın hakimiyetinde başladı. İlk yarıda çok koşan, mücadele eden Kastamonuspor’da düşüş gözlendi. Özellikle ilk yarıda oldukça iyi bir performans ortaya koyan orta alan oyuncuları bu devreye kötü başladı. Galatasaray’da ise hem fizik gücü kalitesi hem de kadro kalitesi ön plana çıkmaya başladı. 61. dakikada Carole’le başlayan atakta, Emre ceza sahasındaki Rodriguez’i gördü. İspanyol oyuncu bekletmeden Umut’a oynadı. Tecrübeli oyuncu düzgün bir vuruşla farkı 2’ye çıkardı: 0-2. Bu golün ardından Cim Bom’da rehavet başladı. Ev sahibi ekip ise futbolda rehavetin yerinin olmadığını ve son düdük çalmadan maçın bitmediğini geç olmadan gösterdi. 72’de Osman ortaladı Fatih Özçelik kafayı vurdu golü yaptı ve fark 1’e indi: 1-2. Her takımdan gol yeme alışkanlığını sürdüren Sarı-Kırmızılılar’da savunma yine pozisyonu izlemekle yetindi. 76’da ise Fatih Özçelik, Koray’dan topu kaptı ve direkt kaleye yöneldi. Cenk ile karşı karşıya kalan Fatih Özçelik iyi vuramadı ve pozisyon golle neticelenmedi. Mustafa Denizli ise oyuna müdahale etmekte gecikmedi. Tecrübeli hoca önce Emre-Bilal sonra ise Carole-Olcan değişikliğine gitti. Bu müdahaleler işe yaradı ve Cim Bom orta alanda tekrar toparlandı. Zayıf rakibini maçın belirli bölümlerinde zorlansa da 2-1 mağlup eden Aslan 2 maç sonunda puanını 6’ya çıkarttı. Cim Bom’da takımda kalabilmek adına çok daha fazla çaba sarf etmesi gereken oyunculardan Jem, Koray, Tarık, Sinan ve Emre’nin bu maçta da vasatı aşamadığını söylemek gerekir.
‘’3 puandan fazlası‘’
Ligdeki en kritik sınavlarından birine çıkan Galatasaray, Akhisar Belediyespor’u konuk etti. Hafta içerisinde Ziraat Türkiye Kupası mücadelesinde karşılaşan iki takım, bu kez as takımları ile mücadeleye başladı. Galatasaray’da cezalı Selçuk ve sakat olan Burak forma giyemezken, bu iki oyuncunun yerine Bilal ve Umut ilk 11’de yer aldı. Bu zorunlu değişimlerin yanı sıra Mustafa Denizli, savunmanın sağında Sabri yerine Tarık’ı oynatarak, sürprize imza attı. Akhisar Belediye ise kupa maçı kadrosundan 10 farklı isimle sahaya çıktı.
Podolski savunmayı çözdü
Mücadelenin ilk anlarından itibaren topa sahip olan, pas yapan ve kaleye gitmeye çalışan taraf Galatasaray oldu. Cim Bom hazırlık pasları ile rakip kaleye gitmeye çalışsa da, Akhisar disiplinli savunma anlayışı ile birçok atağı başlamadan bitirdi. Orta alanda kaptığı topları ceza sahasına sokmakta zorlanırken, Umut zaman zaman orta alana kadar gelmek zorunda kaldı. Akhisar ise savunmadaki başarısını hücuma yansıtamadı. İlk 20 dakikalık bölüm neredeyse pozisyonsuz geçilirken, Aslan bu bölümden sonra daha organize gelmeye başladı. 26. dakikada Chedjou’nun pası ile ceza sahasına yönelen Podolski rakibinin müdahalesine rağmen Umut’a oynadı. Umut zor pozisyonda topa dokundu ve takımını öne geçirdi: 1-0. Bu gol Denizli’nin takımının üzerindeki stresi alırken, Akhisar’ın gardı düştü. 39’da Olcan’ın soldan ortasına, Umut ceza sahası içerisinde vurdu ve top kaleciden döndü. Pozisyonu iyi takip eden Podolski düzgün vurdu ve farkı 2’ye çıkarttı: 2-0. Bu gol aynı zamanda ilk yarının da skoru oldu.
Akhisar geç açıldı
İkinci yarıya Akhisar Belediyespor daha fazla golü düşünerek başlayınca, tempo da artmış oldu. Daha fazla risk alan konuk takım, bunun karşılığını 48. dakikada aldı. Nguemo’un uzaktan şutu direkten döndü. Semih bu topu uzaklaştırmak isterken Nguemo, Semih’e rağmen vuruşunu yaptı. Hakan’a da çarpan top ağlara gitti: 2-1. Golle moral bulan Cihat Arslan’ın takımı oyuna ortak oldu. Fakat Cim Bom’da 56’da Sneijder’ın pası ile ceza sahasına giren Yasin, kaleci ile karşı karşıya kaldığı pozisyonda düzgün vurdu ve skor bir kez daha değişti: 3-1.
Semih sağ beke geçti
Golden sonra Akhisar Belediye yine hücum etmeye devam etti. 65’te Mustafa Denizli, Tarık-Rodriguez değişikliğine gitti. Bu değişiklik sonrası Semih sağ beke, Chedjou stopere geçti. Fakat taktiksel varyasyon çok da işe yaramadı. 74’te Güray soldan ortaladı, Rodallega ceza sahası içerisinde kafayı vurdu ve fark tekrar 1’e indi: 3-2. Bu golde Semih’in hücum sonrası yerine dönememesinin büyük payı olduğunu söylemek gerekir. Son bölümde ise Galatasaray’ın fizik olarak büyük düşüş yaşaması, oyunun Sarı-Kırmızılı takımın yarı alanında oynanmasına neden oldu. Galatasaray ikinci yarısında ciddi sorunlar yaşadığı maçtan 3-2’lik galibiyetle ayrılarak nefes aldı.
‘’Yedeklerle yüzü güldü‘’
Beşiktaş’a 2-1 mağlup olarak şampiyonluk yarışında ağır yara alan Galatasaray, Zıraat Türkiye Kupası mücadelesinde Akhisar Belediyespor’u konuk etti. Rakibini 2-1 mağlup eden Cim Bom, kupaya iyi bir başlangıç yaptı. As oyuncularını dinlendiren Mustafa Denizli, fazla forma şansı bulamayan oyuncularını sahaya sürerek ciddi anlamda bir rotasyona gitti. Ara transfer dönemi öncesinde yedek oyuncularının son durumunu görmek isteyen Denizli; Koray, Tarık, Emre, Sinan Gümüş gibi genç isimlere forma verdi.
Protesto damga vurdu
Taraftarların yoğun protestosu ile karşılaşan Sarı-Kırmızılı oyuncular maça bu baskı ile başladı. Takımdaki kötü gidişattan oyuncuları sorumlu tutan taraftarlar, kadroda olmayan Muslera lehine tezahuraatta bulunarak mesaj verdiler.
Amatörce hatalar...
Galatasaray gibi sahaya yedek ağırlıklı bir kadroyla çıkan Akhisar Belediyespor maça çok kötü başladı. Oyunu ilk dakikalardan itibaren geride kabul eden konuk takım, Galatasaray baskısına uzun süre dayanamadı. 8. dakikada Akhisar defansı ancak halı saha maçlarında görülebilecek bir hata yaptı. Topu savunmadan bir türlü çıkaramayan konuk takımın savunmacısı Douglao’ya pres yapan Umut topu kaptı ve golü yaptı: 1-0. Cim Bom’da Tarık, Emre ve Rodriguez iyi futbollarıyla dikkat çekerken, Aslan rakip kalede sık sık görünmeye başladı. 24’te Yasin topu soldan ceza sahasına gönderdi. Bilal ceza sahası içerisinde tamamladı ve fark 2’ye çıktı: 2-0. Bu gol aynı zamanda ilk yarının da skoru oldu.
İlk pozisyonda gol!
İkinci yarıya daha temposuz ve daha etkisiz başlayan Galatasaray, rakibine oyun üstünlüğünü kaptırdı. Akhisar ise daha derli toplu bir oyun oynarken futbol adına pozitif işler yapmaya başladı. 50. dakikada Mervan savunmanın arasına derilemesine oynadı. Ceza sahası içerisinde topla buluşan LuaLua sert vurdu ve farkı 1’e indirdi: 2-1. Konuk takım ilk pozisyonunda golü bulmuş oldu. Cim Bom rakibini 2-1 mağlup ederek kupaya iyi bir giriş yaparken genç oyunculardan Tarık ve Emre sınıfı geçti, Koray ve Sinan yine beklentileri karşılayamadı.
‘’Zor da olsa Avrupa Ligi'nde‘’
Şampiyonlar Ligi’nde bu sezonki son maçına çıkan Galatasaray, Astana’yı konuk etti. Yoluna Avrupa Ligi’nde devam edebilmek için rakibini yenmesi veya berabere kalması gereken Galatasaray son derece kritik bir maça çıktı. 9 gündür İstanbul’da kamp yapan rakibi karşısına sürpriz bir kadroyla çıkan Mustafa Denizli, Chedjou’ya ön liberoda görev verirken, Olcan’ı sol bekte kullandı.
Tempo düşük kaldı
Mücadelenin ilk on dakikalık bölümünde daha fazla topla oynayan taraf olan Galatasaray, bu anlarda oyunun da hakimiydi. Taraftarının da desteğiyle rakibine önde basan Aslan, Astana’yı kendi yarı alanında tuttu. Fakat Sarı-Kırmızılı takımın bu oyunu çok da uzun sürmedi. 14. dakikada Astana’da Twumasi sert vurdu, top yan direkten döndü. Sneijder ileride rakibine pres yaparken, orta alanda kimse arkasında kademeye girmedi. Bu pozisyon iki pasta Galatasaray kalesinde gol oluyordu. 20. dakikadan sonra ise Astana daha fazla oyuna ortak olmaya başladı.
Chedjou zayıf kaldı
İki kanat oyuncusuyla Galatasaray orta sahasını çabuk geçen Kazak ekibi, tehlikeli gelmeye başladı. Bu mücadelede ön libero görevini üstlenen Chedjou, oyuna bir türlü dahil olamazken aldığı bütün pasları yana ve geriye kullandı. Tecrübeli oyuncu mücadele anlamında da zayıf kaldı. Öte yandan Yasin’in gereğinden fazla özgüveni ve yerli yersiz her pozisyona dahil olması temsilcimizin gol bulma ihtimalini iyice azalttı. Tabii Burak’ın da ileri uçta top istemek yerine, çok fazla çizgiye dahil olması başka bir olumsuz durumdu. Karşılaşmanın ilk yarısı iki ekip de fazla risk almazken, soyunma odasına 0-0’lık eşitlikle gidildi.
Şoku erken atlattılar
Mücadelenin ikinci yarısında her iki takım da golü daha fazla düşünmeye başladı. Aslan daha fazla önde oynarken, Astana uzun toplarla kanatlara inmeyi hedefledi. Cim Bom’da ilk yarıda oyuna pozitif anlamda bir katkı yapamayan Chedjou, aldığı topları bu kez dikine kullanmayı düşünse de, bir hayli fazla pas hatası yaptı. 60’ta Olcan soldan ortaladı, Sneijder ceza sahası içerisinde kafayı vurdu kaleci son anda kornere çeldi. Süre azaldıkça daha cesur ataklar yapan Astana bunun karşılığını 62. dakikada aldı. Shomko soldan ortaladı arka direkte bom boş pozisyondaki Twumasi vuruşunu yaptı ve golü attı: 0-1.
Neyse ki Aslan bu golün etkisinden çabuk kurtuldu. 64’te ceza sahası içerisinde topu önünde bulan Kaptan Selçuk düzgün vurdu ve oyuna denge geldi: 1-1.
Sakin kalmayı başardılar
Golden sonra aşırı sabırlı davranan Mustafa Denizli, ilk değişikliğini 82. dakikada Olcan’ı oyundan alıp Rodriguez’i sahaya sürerek yaptı. Bu değişikliğin ardından Chedjou asıl mevkii stopere, Hakan da savunmanın soluna geçti. Son bölümde Astana her ne kadar fizik olarak düşüş yaşasa da, tüm riskleri aldı ve kalemize yüklendi. Oyunun son bölümlerinde sakin kalmayı başaran Aslan sahadan 1-1’lik beraberlikle ayrılarak Avrupa Ligi’ne katılmaya hak kazandı.
‘’Cim bom nefes aldı‘’
Mustafa Denizli yönetiminde ilk kez Arena’ya çıkan Galatasaray için, tek alternatif kazanmaktı. Kasımpaşa maçının kadrosunda sadece bir değişikliğe giden Denizli, Emre yerine Rodriguez’e ilk 11’de şans verdi.
Risk almadılar
Mücadeleye temkinli başlayan Galatasaray ilk bölümde sahaya yayılarak, pas yapmak istedi. Bursaspor ise rakibine önde basarak, Galatasaray’ı kendi yarı sahasında tutmaya çalıştı. Orta alanda Sneijder ile ataklara yön veren Cim Bom’da Yasin ile Podolski beklentilerin çok uzağında kaldı. 8. dakikada tek paslarla ceza sahsına giren Aslan’da müsait pozisyonda Podolski ve arkadan gelen Selçuk aynı anda müdahale edince, ikisi de topa vuramadı ve pozisyon sonuçsuz kaldı. 15. dakikadan sonra ise Burasapor oyuna daha fazla ağırlığını koymaya başladı.
Bursaspor etkisini artırdı
Josue, Traore ve Necid ile atak üreten konuk takım, kanatları etkili kullandı. 25’te Dzsudzsak ceza sahası içerisindeki Traore’yi gördü. Sol çaprazdan vuruşunu yapan Traore’nin şutunu Muslera son anda çeldi. Futbol adına oldukça düşük kalitede geçen ilk yarıda iki ekip de önceliğini gol yememek olarak belirleyince, skorun değişmesi de imkansızdı. Karşılaşmanın ilk yarısı başladığı gibi 0-0 tamamlandı.
Podolski hayat verdi
Karşılaşmanın ikinci yarısında Galatasaray, oyunu daha fazla rakip yarı alanda oynamaya başladı. Fakat kazanılan toplar, basit pas hataları ve anlaşmazlıklar yüzünden tehlike haline dönüşmeden Bursasporlu oyuncularda kaldı. Sneijder’ın ısrarlı oyunu ve skoru değiştirmek istemesi ve bu hırsını arkadaşlarına yansıtması Cim Bom’u az da olsa kıpırdattı. Fakat Aslan’da yine bireysel hatalar, disiplinden kopmalar, bu yarıda da devam etti. Galatasaray’ın oyun sisteminde önemli bir role sahip olan Yasin ve Podolski’nin aksaması Aslan’ın skor üretmesindeki en büyük engeldi.
Kendine güvenleri geldi
68. dakikada o ana kadar kayıplarda olan Podolski, Sneijder’ın ortasında, Sabri’nin kafayla indirdiği topa dönerek çok sert vurdu ve takımına hayat verdi: 1-0. Golden sonra güveni yerine gelen Sarı-Kırmızılılar’da 80. dakikada Sabri sağdan yerden içeri çıkarttı. Burak altı pas üzerinde dönüp vurmak isterken, Yasin’e çarpan top ağlarla buluştu: 2-0. Galatasaray’da son sözü ise Burak söyledi. Yıldız oyuncu, 89. dakikada Podolski’den aldığı pası düzgün bir vuruşla ağlara gönderdi: 3-0. İkinci yarıda takım oyununu hatırlayan Aslan, yıldız oyuncularının daha fazla sorumluluk almasıyla sonuca gitti. Son derece kritik geçen mücadelede Bursaspor’u 3-0 mağlup eden Galatasaray, ‘Şampiyonlukta ben de varım’ diyebilmek için Beşiktaş’ı devirmek zorunda.