Arama

Popüler aramalar

‘’Aslan'ın şans gecesi‘’

Gaziantepspor yenilgisi sonrası Mustafa Denizli ile yolların ayrılmasının ardından ilk resmi maçına çıkan Galatasaray ’da takımın başında Orhan Atik yer aldı. Uzun zamandır yönetim ile sorunlar yaşayan Denizli ’nin bu ayrılışı sürpriz sayılmasa da zamanlamasının bu kadar erken olması beklenmiyordu. Aslan ikinci şoku ise maça birkaç saat kala UEFA ’nın bir yıl Avrupa Kupaları ’ndan men cezası ile yaşadı.

Aslan tempoyu belirledi

Bu iki önemli gelişme ile maça başlayan Sarı-Kırmızılı oyuncular hırslı ve istekli bir görüntü sergiledi. Orta alanda Selçuk, Bilal ve Sneijder ile baskı kuran Aslan, rakibine önde bastı. Akhisar savunmasını hızlı ataklarla geçen Cim Bom’da 11. dakikada Deneyer’in sağdan ortasını Dauglao kafayla uzaklaştırmak isterken topu kendi kalesine gönderdi: 1-0. Bu gole kadar zaman zaman gol arayan Akhisar oyundan düştü. 23. dakikada Umut ceza sahası içerisinde sert vurdu kaleci son anda topu köşeden çıkarttı. 35’te ise bu kez Sneijder kale önünde vurdu kaleci yine tehlikeyi önledi. Bir dakika sonra Yasin’in ceza sahası dışında şutu az farkla yandan auta gitti. İlk yarı boyunca hırsı ve yüksek pas yüzdesi ile herkesi şaşırtan Sarı-Kırmızılı oyuncular ‘ bu güne kadar neredeydiniz?’ sorusunu akıllara getirdi. Galatasaray, Douglao ’nun kendi kalesine attığı golle soyunma odasına 1-0 önde gitti.

Sabri turu getirdi


Karşılaşmanın ikinci yarısında Galatasaray fizik olarak oyundan düştü. Akhisar ise daha cesur oynadı ve gol için yüklendi. 46 dakikada Soner serbest vuruştan ceza sahasına ortaladı. İyi yükselen Rodallega kafayı vurdu ve skora denge geldi: 1-1. Golden sonra konuk takım rakip kalede baskısını arttırdı. Akhisar ’ın yaptığı her orta Aslan ’ın kalesinde ciddi tehlike oluştururken savunma yine döküldü. 51’de Podolski, soldaki Umut’a oynadı. Umut ’un yerden gönderdiği topa Sneijder bomboş pozisyonda boş kale yerine topu üstten auta gönderdi. 68’de ise sahalarda ender rastlanan bir olay yaşandı. Orta alanda Olcan’ın pası Sneijder’a çarpınca Muğdat araya girdi ve topu kaptı. Hızla kalaye yönelen Muğdat, Muslera ile karşı karşıya kalacağı anda müthiş bir depar atan Sabri sakatlanma pahasına araya girdi ve mutlak bir golü önledi. Pozisyonun devamında topa müdahale etmek isteyen Hakan, yerde yatan Sabri ile çarpıştı ve Sabri oyuna devam edemedi. Sabri bu müdahalesi ile belki de turu getiren isim oldu. 80’de Grbic sağdan çıkarttı ,Soner boş pozisyonda vurdu, Denayer son anda çizgiden çıkarttı. İkinci yarıda sayısız gol pozisyonundan yararlanamayan Akhisar’da ileri uç elemanları daha becerikli olsaydı konuk takım en rahat galibiyetlerinden birini alabilirdi. Galatasaray düzeyinde bir takımın ise bu kadar amatörce savunma hataları yapması inanılmaz bir durum. Galatasaray rakibi ile 1-1 beraber kalarak yarı finale çıkarken futbolun bütün şansları yanındaydı.

03 Mart 2016, Perşembe 11:00
YAZININ DEVAMI

‘’Eziyet gibi futbol‘’

Lazio’ya deplasmanda 3-1 yenilerek Avrupa defterini kapatan Galatasaray, haftalar önce havlu attığı Süper Lig’de Gaziantepspor’a konuk oldu. Podolski ve Sneijder gibi iki hücum silahının, cezası nedeniyle, forma giyemediği Aslan’da, Yasin tekrar 11’e dönerken, Umut da forvette görev aldı.

Lazio maçı sonrası isim vermeden oyuncularını eleştiren Denizli, faturayı ise Donk’a kesti. Haftalardır kötü bir performans ortaya koyan Donk’u, kulübeye çeken Denizli, Bilal’i sahaya sürdü.

Savunma şaşırtmıyor!

Galatasaray mücadeleye tempolu başlasa da, 5. dakikada Hakan Balta’nın büyük hatası, çabuk demorilize olan Cim Bom’un el frenini çekti. Hakan’ın zamanlama hatası sonucu, sektirdiği topu Larsson, ceza sahasına hareketlenen Abdülkadir’e çıkarttı. Abdülkadir’in penaltı noktasına çevirdiği topa, Emre sert vurdu ve takımını öne geçirdi: 1-0.

7. dakikada ise Bilal ceza sahası dışından sert vurdu, kaleci son anda topu çeldi. Rakibinin üzerine kanatlardan gitmeye çalışan Denizli’nin öğrencileri, bu konuda başarılı olsa da, yapılan ortaların Umut’la bir türlü buluşmaması skoru değiştirmedi.

Karcemarskas başarılıydı

20’de Linnes sağ kanattan ceza sahasındaki Sabri’ye oynadı. Tecrübeli oyuncu bekletmeden sert vurdu, Karcemarskas son anda kornere çeldi. Hücum anlamında, önceki karşılaşmalara göre, daha üretken olan Sarı-Kırmızılılar, savunmada ise her zamanki gibi amatörce hatalar yaptı. Yapılan bireysel hatalar sonucu Gaziantepspor’un ikinci golü bulamaması, Galatasaray için büyük şanstı. İlk 45 dakika Gaziantep’in 1-0 üstünlüğü ile sonuçlandı.

Adaleler patladı

İkinci yarıda ise Galatasaray fizik olarak, ciddi düşüş yaşadı. İlk 45’te, zaman zaman da olsa, kanatlardan atak yapabilen Sarı-Kırmızılılar topu ileri taşıyamadı. Gaziantepspor ise kontralarla, pozisyon aradı. 54. dakikada savunmanın arkasına sarkan Larsson, ceza sahası içerisinde Muslera’dan da kurtularak farkı 2’ye çıkartı: 2-0.

63. dakikada Linnes’in yerine oyuna giren Carole, 78’de adalesinden sakatlanarak, oyundan çıktı. İlk yarıda da Chedjou, yine adale sakatlığı nedeniyle, oyundan çıkmıştı. Bu durum bile Sarı-Kırmızılı oyuncuların, yeteri kadar çalışmadığını ve kendilerine iyi bakmadıklarını göstermeye yetiyor. Kulübede yer alan 6 savunma ağırlıklı oyuncu ile skoru değiştirmeyi düşünmek ise, tam anlamıyla komediydi.

Şubat ayı sonunda, artık Türkiye Kupası dışında, hedefsiz kalan Galatasaray için Mayıs’ın nasıl geleceği, büyük soru işareti. Fizik, mantalite, inanç olarak biten Mustafa Denizli’nin takımını izlemek, her geçen karşılaşma eziyete dönüyor. Bundan sonraki dönemde, başta yönetim ve teknik heyet acil önlemler almazsa, önümüzdeki sezon da, başarı hayal olur.

Gaziantepspor gücünün doğrultusunda, son derece iyi bir performans göstererek, sahadan 2-0’lık galibiyetle ayrıldı.

29 Şubat 2016, Pazartesi 01:30
YAZININ DEVAMI

‘’Ruhunu yitirenler topluluğu‘’

Arena’da 1-1 sona eren maçın rövanşında, Roma’da, Lazio ile karşılaşan Galatasaray, sahaya beklenene yakın 11 ile çıktı. Maça geçmeden önce, İtalyan güvenliğinin ve polisinin, basına tutumundan bahsetmek gerekir. Çantalarımızı en az ikişer kez aradıktan, ayakkabılarımızı çıkardıktan sonra, kapıda bir saat beklemenin ardından, karşılaşmaya yaklaşık bir saat kala yerimizi alabildik.

Bu sitemim ya da şikayetim tabii ki İtalyanlar’a değil. Fakat her Avrupa organizasyonunda statlarımızda en iyi yerleri onlara veren, en iyi hizmeti onlara sunan Türkiye Futbol Federasyonu ve Türkiye Spor Yazarları Derneği, artık birilerine yaranma sevdasını bırakmalı. Adamların, bir takımı kritik maça çıktığında, sadece sahada değil saha dışında da polisi, güvenliği, stat güvenliği ile psikolojik baskıyı kuruyor.

Gol mucize olurdu

Tur için mutlaka gol bulmak zorunda olan Galatasaray, ilk yarıda ceza sahasına dahi giremedi. İlerideki aksiyonları yönlendirecek olan Selçuk, Sneijder ve Podolski adeta sahada volta attı. Yasin ise futbola yeni başlayan çaylak oyuncular gibi, her topu ezdi.

İlk yarı bitebilirdi!


Lazio cephesi ise, elinde tuttuğu skor avantajını koruyabilmek adına, tempoyu düşük tuttu. Maçtan önce ‘planlarımızı gol atmak üzerine yaptık’ diyen Mustafa Denizli’nin takımı, skoru değiştirmek adına, tek bir hamle bile yapamadı. Organize olmakta zorlanan, ileri top taşıyamayan Galatasaray, koca 45 dakika boyunca rakip kaleyi yoklamak bir yana, ceza sahasına dahi giremedi. 42. dakikada Biglia’nın ceza sahası dışından sert vuruşunu, Muslera son anda kornere tokatlamasa, Denizli ve takımı için macera ilk yarıda sona ermiş olacaktı. Futbol adına son derece keyifsiz geçen mücadelenin ilk yarısı 0-0 sona erdi.

Amatörce hatalar


Karşılaşmanın ikinci devresi ise, bambaşka bir tempoda başladı. Galatasaray, Podolski ve Sneijder’la önde basarken, daha fazla risk aldı. Cim Bom tempoyu artırırken, Lazio kalesine yüklenmeye başladı. İtalyan temsilcisi ise savunma güvenliğini ikinci plana atan temsilcimizin üzerine, hızlı ataklarla geldi. Fakat 59. dakikada Parolo kornerden gelen topa ceza sahamız içerisinde kafayı vurdu ve top ağlarımıza gitti: 1-0.
İlk maçta olduğu gibi yine duran toptan gol yiyen Sarı-Kırmızılar’ın bu sorunu hala çözmemesi, açıklanabilecek bir durum olamaz. Golden iki dakika sonra ise Anderson, Matri’nin gönderdiği topa arka direkte dokundu ve fark 2’ye çıktı: 2-0.

Yasin umutlandırdı

Tur için umutlarımız biterken 62’de Sabri’nin derinlemesine gönderdiği topa, Yasin ceza alanında iyi vurdu ve skor 2-1’e geldi. Fakat savunmadaki amatörlükler devam etti. Oyuna 70’te giren Klose, 72. dakikada Radu’nun pasında ceza alanı içerisinde golü yapmakta zorlanmadı: 3-1.

Böylesine amatör goller yiyen ve bir türlü kalesini savunamayan bir takımın tur atlaması mucize olurdu. Öte yandan, karşılaşma boyunca, sahada gezen Podolski, Selçuk ve Sneijder’ın vurdum duymazlığı gelecek için son derece vahim. Mustafa Denizli’nin ise her iki maçtaki kadro ve taktiksel tercihi tam da İtalyanlar’ın istediği gibiydi. 180 dakika boyunca golü düşünecek kadro, sahada bir türlü yoktu. 85. dakikadaki Donk-Bilal değişikliği ise herkesin aklıyla dalga geçer gibiydi. Ligden sonra, bir kulvardan daha kopan Aslan için, artık köklü bir değişim zamanı.
Bu yönetim ve bu oyuncularla başarıya ulaşmak hiç de gerçekçi bir hedef değil.

26 Şubat 2016, Cuma 01:30
YAZININ DEVAMI

‘’Futbol yok, olay çok‘’

Ligde hedeften kopan Galatasaray kendisi gibi hedefsiz kalan Trabzonspor’u konuk etti. Lazio maçında sürpriz bir kadroyla sahaya çıkan Denizli’nin bu karşılaşmada ideal 11’e dönmesi bekleniyordu. Fakat Mustafa Denizli’nin, Trabzonspor karşısına sürdüğü onbir, çok büyük sürpriz oldu. Wesley Sneijder’ı yedek bırakan Denizli, maç öncesi yıldız oyuncuyu dinlendirmek istediğini açıklasa da pek de inandırıcı olduğu söylenemez. Denizli tecrübesindeki bir hocanın dinlendirmek istediği oyuncuyu ilk onbire almıyorsa, kulübede de tutmayacağı şüphe götürmez. Mustafa hocanın ısrarla istediği Linnes’i bu maçta da ‘dinlendirmesi’ diğer ilginç bir tercihti.

Gol dengeyi değiştirdi

Defansif ağırlıklı kadrosuna karşın, Galatasaray atak bir futbolla maça başladı. Olcan, Selçuk ve Podolski ile rakip kaleye gitmeye çalışan Sarı- Kırmızılı takım, etkili ataklar yakaladı. 12. dakikada Sabri ceza sahasına koşu yapan Podolski’ye oynadı. Topla buluşan Alman oyuncu, sağ çaprazdan vurdu. Onur son anda topu çelmeyi başardı. Bir dakika sonra ise yine Podolski bu kez 25 metreden vurdu, top direkten döndü. Trabzonspor ise bu bölümde atak geliştirmek bir yana, yarı alanı geçmekte zorlandı. Marin ve Erkan orta alanda etkisiz kalınca, Muhammet de bir türlü istediği topları alamadı. Fakat Trabzonspor için maçın kaderi 25. dakikada değişti. Koray’ın ceza sahası içerisinde Erkan’a yaptığı hamleye hakem penaltı dedi. Topun arkasına geçen Erkan, düzgün bir vuruşla topu ağlara gönderdi: 0-1.

Cim Bom düşüşe geçti

Hakem Deniz Ateş Bitnel, bu pozisyondan penaltı yaratmak için önemli bir çaba harcamış olması gerekiyor. Bu golün ardından kötü oynayan Trabzonspor, maça ortak olurken psikolojik olarak dibe vurmuş olan Galatasaray, düşüşe geçti. Mustafa Denizli takımını toparlamak, hatta önümüzdeki sezon bu oyuncu topluluğundan bir ekip yaratmak istiyorsa, ilk iş olarak psikolojik tedbirler almalı. Trabzonspor, karşılaşmanın ilk yarısını Erkan’ın penaltı golü ile 1-0 önde kapattı.

Kırmızı kart darbesi

İki takım da ikinci yarıya benzer oyun anlayışı ve tempo ile başladı. Mustafa Denizli ise 58. dakikada Sneijder’ın yeteri kadar dinlendiğini düşündü ve iki oyuncu değişikliğine birden gitti. Olcan-Sneijder ve Koray-Bilal değişikliklerini yapan Denizli, golü daha fazla düşünmeye başladı. 59’da ise Özer, Carole yaptığı faulün ardından ikinci sarı kartı gördü ve takımını 10 kişi bıraktı. Bu dakikadan sonra Sarı-Kırmızlı takım daha saldırgan oynamaya başladı. 63. dakikada sahada tek şut atan adam olan Podolski bir kez daha denedi. Alman oyuncu ceza sahası içerisinden çok sert vurdu ve skora denge getirdi: 1-1. 69’da ise Sneijder ceza sahası dışından çok klas vurdu, Onur son anda köşeden çıkarttı.

7 kişi kaldılar

69’da ise bu kez Aykut ikinci sarıdan, kırmızı kartı görünce Trabzonspor 9 kişi kaldı. 85’te ise Bilal’in ortasına Umut altı pasta kafayı vurdu, inanılmaz bir şekilde topu auta gönderdi. Bir dakika sonra ise Cavanda, Umut’u ceza sahası içerisinde düşürdü ve hakem penaltı noktasını gösterdi. Topun arkasına geçen Selçuk düzgün vurdu ve Sarı-Kırmızılı takımı öne geçirdi: 2-1. Penaltı kararı sonrası iki kırmızı kartın daha çıktığı ve özellikle ikinci yarısı çok uzun süre konuşulacak bu mücadeleyi Galatasaray 2-1 kazanmayı başardı.

22 Şubat 2016, Pazartesi 01:30
YAZININ DEVAMI

‘’Denizli'nin hataları‘’

Lazio karşısına savunma ağırlıklı bir kadro ile çıkan Mustafa Denizli tepki çekti. Karşılaşmanın ilk bölümünün dışında sahada hiçbir varlık gösteremeyen Galatasaray’da, Denizli değişiklikler konusunda da eleştirildi. İşte Denizli’nin Lazio maçında eleştirildiği konular:

-Arena’da mutlaka gol atarak rövanş için iyi bir skor almak zorunda olmasına karşın 7 savunma oyuncusu ile sahaya çıktı.
-İlk 11 ’de forma giyen oyuncuların sadece 4 ’ü kendi pozisyonunda forma giydi.
-Topu ileri taşımakta zorlanan takımında uzun süre değişikliğe gitmedi. Bilal, Olcan ve Yasin’i kenarda bekletti.
-Son bölümde Donk ve Chedjou gibi iki defansif oyuncu yerine Sneijder’ı oyundan aldı.
-Arena’da mutlaka ikinci golü bulmak zorunda olmasına karşın çift forvete dönmedi.

20 Şubat 2016, Cumartesi 01:30
YAZININ DEVAMI

‘’Denizli istediğini aldı!‘’

Savunma güvenliğinin ön planda tutulduğu bir kadro ile sahaya çıkan Galatasaray, buna rağmen önde pres yaparak beklenildiğinden atak şekilde maça başladı. Avrupa arenasında her zaman farklı oynayan Sarı-Kırmızılılar, ilk 15 dakikalık bölümde Sneijder, Selçuk ve Sabri ile etkili oldu, muhteşem taraftarının desteği ile sahaya iyi yayıldı.

12. dakikada Selçuk savunmanın arkasına uzun oynadı ve topu Donk’la buluşturdu. Topu iyi kontrol eden Donk bekletmeden ceza sahası içerisindeki Sabri’ye oynadı. Tecrübeli oyuncu müsait durumda düzgün vurdu ve golü attı: 1-0.

Donk’un gereksiz faulü!

Bu golle özgüveni yerine gelen Cim Bom, etkili futbolunu sürdürmeye devam etti. Fakat 21. dakikada Donk’un gereksiz faulü pahalıya mal oldu. Serbest atışı kullanan Biglia’nın sol taraftan yaptığı ortaya ceza sahası içerisinde Savic kafayı vurdu ve skora denge geldi: 1-1. Bu pozisyonda Donk ve Chedjou’nun hatası büyüktü. Yenen bu gol Galatasaray için kırılma anı oldu. Bu dakikadan sonra Lazio toparlanırken, Galatasaray kırılgan yapısına geri döndü.

Pas hataları oyunu düşürürken, hücum organizasyonları başlamadan bitti. Lazio ise sabırlı futbolunu sürdürürken, hızlı ataklarla kalemizde ciddi tehlikeler yaşattı. İlk yarının son 15 dakikalık bölümünde oyundan iyice düşen Galatasaray, kalesinde ikinci golü görebilirdi. İlk 45 dakika karşılıklı atılan gollerle 1-1 sona erdi.

Tek atak yok!

İkinci yarı ise Galatasaray’ın tipik bir lig maçı gibi başladı. Top kayıpları had safhaya varırken, karşılaşmanın ilk 15 dakikasının aksine takım olmaktan uzak 11 oyuncu sahadaydı. Lazio ise kendini hiç yormadan orta alanda baskı kurdu. İtalyan temsilcisi kanatları daha etkin kullanırken, oyun disiplininden taviz vermedi. Bu kadar savunma ağırlıklı birkadroyla sahaya çıkan bir takımdan hücum anlamında maç boyunca etkin olmasını beklemek büyük haksızlık olsa da, Mustafa Denizli’nin umudunu yitirmemesi ilginçti.

Mucize olurdu

Mustafa hoca gidişattan ancak 71’de rahatsız oldu ve Carole-Olcan değişikliğine gitti. Tüm taktiğini kaybetmemek üzerine kuran Denizli’nin, bu kadro ile takımını galibiyete inandırabilmesi mucize olurdu. Öte yandan Lazio’nun en ufak bir efor sarf etmeden tempoyu belirlemesi bile aslında maçın özetiydi. Galatasaray’ın sezona tutunabilmesi için tek şansı olan maçta bu kadar tepkisiz kalması, sorunun derinliğini net bir şekilde ortaya koydu. Her ne kadar rövanş için skor anlamında biten bir şey olmasa da, Galatasaraylı oyuncuların kafasında biten çok şey olduğu kesin. Geldiği günden bu yana kendisinden çok şey beklenen Mustafa Denizli, bu maçta da beklenen oyunu izletemedi. Bu kadro seçimi ile aksi de beklenemezdi. Mücadele ilk yarıda atılan karşılıklı gollerle 1-1 sona ererken İtalya’daki rövanş için umutlu olmak zor.

19 Şubat 2016, Cuma 01:30
YAZININ DEVAMI

‘’Bunlar iyi günler!‘’

Zirve yarışı hesaplarını çoktan rafa kaldıran Galatasaray, ligde kalma mücadelesi veren Mersin İdman Yurdu’na konuk oldu. Hafta arasında Lazio ile Avrupa Ligi mücadelesine çıkacak olan Sarı-Kırmızılı takımda Mustafa Denizli savunmada değişime gitti. Sağda Denayer’e formayı veren tecrübeli çalıştırıcı, Linnes ve Sabri’yi yedek bıraktı. Orta alanda rakibine basan Galatasaray, bu bölgede topa hakim olmaya çalıştı. Podolski ve Olcan, Umut’a yakın oynarken Umut bir türlü kendi yerini bulamadı. Mersin ise orta alandan savunmanın arasına yerden oynadığı toplarla, Semih-Chedjou ikilisini zorladı.

Mersin diri kaldı

16. dakikada kornerden gelen topa Nakoulma kafayı vurdu, Muslera son anda çizgiden çıkarttı. Rakip savunmayı bir türlü aşamayan Cim Bom topu bir türlü son bölgeye de taşıyamadı. Durum böyle olunca tek çare uzaktan atılan şutlar oldu. 19. dakikada Selçuk 30 metreden vurdu, top az farkla üstten auta gitti. İlk yarının 30 dakikalık bölümü geride kaldıktan sonra, özellikle Donk ve Podolski’de düşüş başladı. Mersin ise daha diri kaldı.

39. dakikada Tita ceza sahası sağ çaprazındaki Nakoulma’yı gördü. Topla buluşan başarılı oyuncu, Semih’ten sıyrıldı, düzgün bir vuruşla topu ağlara gönderdi: 1-0. Bu gol aynı zamanda ilk yarının da skoru oldu.

Semih noktayı koydu!

İkinci yarıya Carole-Sabri değişikliği ile başlayan Galatasaray’da oyun olarak bir değişiklik olmadı. Takım yine ruhsuz ve amaçsız futboluna devam etti. 54’te ise Semih kendi hatası sonrası oluşan pozisyonda Nakoulma’yı düşürdü ve ikinci sarı karttan oyundan atıldı. Bu dakikadan sonra ise Denizli’nin takımı tamamen teslim oldu.

Yenen ilk golde büyük hatası olan Semih, arkadaşlarını eksik bırakarak maçın kaderine direkt etki etti. İkinci yarıda da Umut ve Podolski sahada sağlıklı yaşam yürüyüşlerine devam etti. Tabii ki bu futbolda, sadece oyuncuların kabahati yok. Oyuncu tercihleri ve değişiklikleri ile Mustafa Denizli de bu sonuçta büyük pay sahibi. Orta alanda yaratıcı tek bir hamle olmazken Bilal’in hala kenarda tutulması büyük hata oldu.

Daha iyi günleri!
Kötü olan Donk, Podolski ve Sneijder dokunulmaz olmalı ki, Bilal sahada yoktu! 63’te ise Mersin’den beklenen gol geldi. Vederson kornerden ortaladı, Muslera boşa çıkınca Güven kafayı vurdu ve topu ağlara gönderdi: 2-0. 88’de ise Yasin’in ortasına Podolski kafayı vurdu ve fark 1’e indi: 2-1.

Bu gol maçın da skorunu belirledi. Şubat ayında havlu atan bir takımı, sezonun geride kalan maçlarına motive etmek için mucize gerekir. Dün akşam göründü ki bunlar Galatasaray’ın daha iyi günleri.

Sezon sonunda Avrupa kupalarına katılma potasına girilememesi, kimse için sürpriz olmasın. Forvet almadan Burak’ı gönderen yönetim ise bileklik satarak günü kurtarsın.

14 Şubat 2016, Pazar 01:30
YAZININ DEVAMI

‘’İlk raund Denizli'nin!‘’

Mustafa Denizli’nin Galatasaray’ın teklifini kabul etmesi kesinlik kazanır kazanmaz, özellikle Florya’da köklü değişikliklerin olacağı ilk antrenmanda ortaya çıkmıştı. Florya’nın tek hakimi olmak koşulu ile görevi kabul eden Denizli, ilk iş olarak kendi düzenine uygun bir yapı oluşturmak için kolları sıvadı.

Başkan yetkiyi verdi

Yemekhaneden oyuncuların odalarına kadar tüm düzeni baştan aşağı değiştiren tecrübeli hocanın asıl hedefi Florya’da kendisi dışında hiçbir gücü tutmamaktı. Aslında başkan Dursun Özbek ilk günden hocanın bu isteğini saygıyla karşılayıp tek yetkiyi ona verse de, bu saatten sonra güç savaşları kendini gösterdi.

Akıbeti belli oluyor

Kısa bir süre önce futbol direktörlüğüne getirilen, yani futbolun patronu olan Cenk Ergün’ün akıbetinin ne olacağı sorusu, yavaş yavaş yaşananlarla cevap bulmaya başladı. Galatasaray’da çok uzun yıllardır birçok görevde mesai harcayan Ergün’ün, zirveye ulaştıktan sonra bu kadar kısa sürede pasifize edilmesi normal karşılanacak bir durum değildi.

UEFA’yı hedef gösterdi

Özellikle yerli oyuncular üzerinde büyük etkisi olduğu bilinen Cenk Ergün, ilk günden Mustafa Denzili’nin radarına girdi. Antrenman esnasında dahi kendisi dışında kimseyi istemeyen Denizli’nin, Florya’da Ergün’le uyumlu çalışamayacağı ortaya çıktı. Denizli’nin, ‘Kulübün sana UEFA konusunda daha çok ihtiyacı var’ dediği Ergün, böylelikle yavaş yavaş Florya’dan uzaklaştırıldı.

İstifadan geri döndü

Bilinen bir gerçek var ki, yapılamayan transferler konusunda dahi yönetimi açık açık eleştirmeyen Denizli’nin olmazsa olmazı, futbolda tek patronun kendisi olmasıydı. Grosskreutz skandalının ardından istifanın eşiğinden dönen Cenk Ergün, Denizli’nin taviz vermemesi sonrası Florya’dan uzaklaşmak zorunda kaldı.

Rüzgarın yönü değişir

Denizli bu tutumu tüm yöneticiler için sergilerken, Cenk Ergün’ün Florya’da bu kadar güçlü olmasının kendisini bir hayli rahatsız ettiği kesin. Bundan sonraki süreçte ikilinin arasının düzelmesi bir hayli zor görünürken bu güç savaşında ilk raundun galibinin Mustafa Denizli olduğunu söyleyebiliriz. Fakat unutulmamalı ki, Galatasaray’da rüzgar her an yön değiştirebilir.

13 Şubat 2016, Cumartesi 01:30
YAZININ DEVAMI