‘’İpler Aslan'ın elinde ama Fener için bir şans...‘’
Mehmet Demirkol, bugünkü derbi öncesinde 2 takımı masaya yatırdı...
Nagatomo ve Fernando’nun yokluğunda Galatasaray’ın oyunu kurma konusunda başka bir plana geçmesi gerekiyor. Ev sahibi için önemli olan oyun merkezini nerede alacakları. Fenerbahçe’nin stoperlerine topu aldırmayıp uzun mu vurduracaklar, yoksa stoperlerin topu almasına izin verip hemen baskıya mı girişecekler?
70’ten sonra yüzde 70!
Fenerbahçe’nin 5’li bir savunmayla oyunu geride kabul etmesi daha beklenir bir durum. Böyle olacağı için Rodrigues ve Onyekuru’nun içeri doğru kıvrılacağı Ömer ve Linnes’in çizgiye basarak oynayacağı bir hızlı bir kanat oyunu bekliyorum. Kritik görev hem oyun kurulumu hem de hızlı çıkma girişimlerinde Donk, Belhanda ve N’Diaye’nin oyunları. Eğer kart sorununa girmezlerse 70’ten sonra fizik olarak düşen rakiplerine karşı yüzde 70 şanslı olurlar.
************************
Fenerbahçe için Cocu sonrası ilk maçın Galatasaray karşısında olması bir şans. İstedikleri bozan oyunu oynayıp savunmada kalmaları eleştirilmez. Ayrıca konsantrasyon sağlamak da kolay olacaktır. Koeman büyük ihtimalle 5’li bir savunmayla kontra oyunu isteyecek. Eğer büyük savunma hataları yapmazlarsa Hasan Ali, Elijf ve Benzia’nın driplingleriyle oyunu ileri taşımaya çalışacaklar.
Hızlı paslarla çıkarlarsa...
Bu üç oyunun performansı Fenerbahçe için her şey... Ancak bu planın tutması için atan ve tutanın seviyesini yükseltmesi şart. Özellikle Harun ve Soldado’nun standartlarının çok ötesine çıkmaları gerekiyor. Eğer orta sahada hızlı paslarla çıkarlarsa karta yakın Galatasaray orta saha ve savunmasının direncini düşürüp coşkularını köreltebilirler. Bu durumda yüzde 50 şansları olacaktır.
‘’The End‘’
Ligde en çok şuta maruz kalan takımın kalesine ilk isabetli şutu 55. dakikada bir duran topun sonrasına atabilmek... Hem de evinde oynarken, hem de rakibin ligde kurtarış rekortmeni kalecisi yokken. Aynı zamanda rakibine en çok şut attığı maçı yaşatmak... Geçen haftaki sözümün arkasındayım. Sorun Cocu değil. Ama çok belli ki çözüm de o değil. Muhtemelen siz bu yazıyı okurken Cocu gitmiş olacak. Normal olan bu. Ben beklerim ama büyük takım beklemez. Fenerbahçe’nin çok sorunu var. Ancak Yer darlığı dolayısıyla sadece birincisinin altını çizeyim. Topu içeriye vuracak bir oyuncusu yok. Slimani futbolda yaşadığım en büyük hayal kırıklıklarından biri. Sedece korkunç formuyla değil, vücut dili, negatif enerjisiyle de... Sahada bir pırıltı değil, bir keder sergiliyor sürekli. Bunu söylediğime inanamıyorum ama Frey an itibarıyla ondan iyi. Eğer böyle devam edecekse etmesin.
Gecenin sorusu
Şimdi ne olacak?
Maçın starı
Korcan’ın Skrtel’in vuruşunu çıkarması bir çok kişinin kariyerinin dönüm noktası. Ancak asıl yıldız iki stoperi maç içinde sakatlanıp çıkmışken, kalecisi Hopf ve Cerci yokken oyunu alan İsmail Kartal. Keşke biraz da özgüvenli, inatçı olsaydı. İyi bir insan ve iyi bir teknik direktör. Fazlasını da yapabilirdi.
Maçın olayı
Kaleci sakatlığı ya da kavga gürültüyle bölünmemiş bir ilk devre normal süresinde sakatlık yokken neden 5 dakika uzatılır? Ve neden sonrasında 52. dakikada biter. İşte bu bir hakemlik sorunu. Hüseyin Göçek yetenekli bir hakem değil. Ancak 42 yaşında hala bu işi yapıyorsa sorun onda değil.
Kısa mesaj
The End
‘’Süper Lig'e hazırlık!‘’
Mucizelere çok inanan biri değilseniz, güncel şartlarla Fenerbahçe’nin Europa League’i, Süper Lig’e bir hazırlık olarak görmesinin daha mantıklı bir yol olduğunu kabul edersiniz... Bu açıdan bakıldığında 2-0’dan dönmek de, 2 gol atmak da önemli bir kazanım olarak görülebilir. Öte yandan orta sahada bu kadar pas hatasıyla oynayıp hiç bir defansif direnç gösterememenin de üzerinde durmalı. Anderlecht’in ilk yarıda 2-3 kez 8-9 Fenerbahçeli’yi geçerek kaleye kadar inebilmesi bir SOS işareti. Fenerbahçe’nin, rakibi sadece kartlık fauller yaparak durdurabilmesi de... Şut kalitesindeki korkunç düşüklük de... Sevinilecek tek şey Frey’in gol atması. 3 net pozisyondan sadece rakibin hediyesini vurabilse de. Benim asıl aklıma takılan şu: Gerkens’in hatasıyla gelen golün ardından 2.’yi de yedikten sonra dağılan rakibe karşı 2 değişiklik lazım mıydı? Slimani ve Benzia ne kadar iyi olmasalar da oyunun ruhunu bozmak doğru muydu?
Gecenin sorusu?
Slimani sen misin?
Maçın starı
Bakkali... Sahada kalite kokan tek oyuncuydu. Tek başına parladı. Ayağına her top gelişinde ‘bu seviyenin üzerindeyim’ dedi. Devler Ligi seviyesini hak eden tek adamdı. Öte yandan Frey’in de gol attığı bir maçta en azından bir mansiyon alması lazım.
Maçın olayı
Hakem kalitesi. Kabakov avantaj ve kart uygulamaları açısından oyunun kalitesinin de altında kaldı. Özellikle avantaj uygulaması. Maçın sonunda Hasan Ali’ye verdiği sarı kartta uyguladığı dışında oyunun akışını hiç okuyamadı.
Kısa mesaj
Üçlüleri geçtim. Birbirini iyi anlayan 2 tane ikili bulsa Cocu mesafe kaydedecek.
‘’Cennetten gelen bir puan...‘’
Schalke pres yaptı, Galatasaray adam kovaladı. İki takım arasındaki temel fark buydu diyebiliriz. Fernando’nun olmadığı bir oyunda presten çıkmak kolay olmuyor. Schalke ise Galatasaray’ın hep geç kalan pres çabasının gerçek bir baskıya dönüşmesine izin vermedi. Buna Caliguri’nin, Nagatomo üzerinde kurduğu felç eden üstünlüğü de eklenince içinden çıkılmaz bir durum oluştu. İlk yarıda Ozan ve Nagatomo’nun tarafını çok iyi kullandılar. 40’dan sonra defakto üçlüye dönen ve Maicon’la Ozan’ın yerini değiştiren Terim bundan da bir sonuç çıkaramayınca Selçuk’u savunmanın önüne koyup Donk’u sürekli olarak savunmanın göbeğine koydu. Bunun sonucu Schalke’nin akın sıklığını biraz olsun azaltmak oldu sadece. Galatasaray oyuna ortak olamadı bir türlü. Porto maçındaki pırıltılı oyundan 3 puan çıkmayışının diyetini Schalke ödedi diyebiliriz. Cennetten gelen 1 puan bu...
Gecenin sorusu?
Muslera kaç yaşına kadar oynar? Mümkünse 40 olsun. Yerine birini koymak ne kadar mümkün?
Maçın starı
Muslera’nın bir süper kahraman olarak yıldızlaştığı bir maç oldu. Artık Örümcek Adam mı dersiniz, Batman mi siz seçin. Bu maçtan çıkan 1 puanın tamamı onundur, primi varsa da onundur.
Maçın olayı
Benoit Bastien... Penaltı ve kırmızı karta teğet geçebilecek pozisyonlarda istenmeyen hareketlere hiç yaklaşmadı. Özellikle ilk yarıda Muslera’nın Embolo’ya darbesinde verdiği devam kararı için kendisine müteşekkiriz.
Kısa mesaj
Özellikle bu seviyede Fernando olmayınca Galatasaray’ın sadece orta sahası değil, oyununun tamamı dağılıyor.
‘’Cocu değil kalite‘’
Fenerbahçe’nin sorununun Cocu olmadığı an itibarıyla kesinleşti. Dün bütün çıplaklığıyla ortaya dökülen bu. Sorun kalite... İlk yarıda 2. bölgeden 3’e geçişte ve ortalarda yaşanan sıkıntı 2. yarının başından itibaren, hele de değişikliklerden sonra kale önüne gollük pozisyonlarda indirilen toplarla düzeltildi. Fenerbahçe maç içinde dakikalar geçtikçe iyileşen, pozisyon bulan, yeni metotlar bulup oyuna hakim olan bir takıma dönüştü. Çok net şanslar buldular. Ama bir kalite sorunu var. Büyük ve ağır forma kaliteniz yüksekse size ekstra güç katar. Temelde kalite sorunu varsa baskı oluşur. Bunu hicap duyarak söylüyorum, Fenerbahçe’nin dün sahadaki kalitesi iyi bir Anadolu takımı seviyesindeydi. Çalışkan, özverili, disiplinli. Kaliteli oyuncularınız veteran (Soldado, Ayew) lider oyuncularınız vasat (Hasan Ali, İsmail) Frey’i sınıflandıramıyorum. Hiç kimseyi suçlayamam. Kalite olmayınca olmuyor. Hollandalı teknik adam Türkiye’de yapamaz diye ilk günden bu yana bağıran bendeniz, bugün sorunun Cocu olmadığını net olarak söyleyebilirim.
Gecenin sorusu
Comolli bu takımın kalitesini geçen senenin de gerisine düşürmeyi nasıl başardı? Uğraşsan olmaz. Frey mi? Gerçekten mi?
Maçın starı
Sahada olduğu dakikalarda fark yaratan Ekici’ydi. Savunmasına verdiği destekle Robinho saygı uyandırdı. Böylesine bir virtüözün bu kalitede bir oyuna bu kadar kendini verebilmesi inanılmaz. İkisi arasında kaldım.
Maçın olayı
Cocu’nun kibarlığı. Taç atışını Hasan Ali onca kibarlığıyla isterken Cocu’nun yardımcıya dönüp ‘top bizdeydi’ dediği sahne. En kibar Türk teknik direktörün dahi nasıl tepki koyacağını biliyorsunuz. Kibar adam, buralarda trafiğe çıkamaz.
Kısa mesaj
Hollandalı olmaz iddiamı Cocu özelinde rafa kaldırdım. Dün teknik direktör sorunu yoktu. Sorun özellikle 3. bölgede olan kalite sorunu.
‘’Coşkulu seyirci 1 puanı getirdi‘’
Galatasaray’ın bu kadrosuyla hala bir set oyunu oturtamamış olması ilginç. Dün Fatih Terim’in 21 dakikada iki, 42 dakikada 3 zorunlu değişiklik yapması zorlayıcı bir faktör kuşkusuz. Ama yine de bir set oyunu kurulabilecek bir kadro vardı. Terim’in ilk yarı neredeyse pozisyon bulamadan bitince risk alması olağandı. Fakat en büyük silahı coşku eksik kalınca 2. topları her seferinde Bursa aldı. Badji ve Aytaç’ın mükemmele yakın merkez oyunları Selçuk-N’Diaye ikilisine fazla geldi. Galatasaray da oyunu Rodrigues ve Sinan’a çeviremedi. Golden sonra oyun tamamen Bursa’nın eline geçti ve ellerini kollarını sallayarak 3 pozisyona girdiler. Çok kötü kullanınca Galatasaray ayakta kaldı. Seyirci çoşkuyu yeniden yükledi. Ve o dakikaya kadar hareketli olmasına rağmen pasa giremeyen Belhanda çok hareketsiz olan Eren’e golü attırıp Bursalı gençlere nerede olduklarını hatırlattı. “Bu fırsatları kaçırırsanız yakalanırsınız.”
Gecenin sorusu?
Akıllarda tek bir soru var: Fernando ve Serdar’ın durumu ne? Schalke maçında çok lazımlar.
Maçın starı
Aytaç ve Badji arasında gidip gelirken birden sahneye Belhanda çıktı. Bursaspor üst üste pozisyonlara girerken sağ kenara kaçtı. Çok net ve etkili bir pasla Eren’e golü attırdı. Takım bu kadar düşükken belki de ilk kez elini masaya vurdu.
Kısa mesaj
Galatasaray tempo oyunlarını bir şekilde yapıyor. Çoşkusu var. Ama set oyunu da lazım. Hele de böyle yorgun zamanlarda.
‘’Kolay bir savaş değil‘’
Ali Koç’un kulüp içinde olup bitenleri kendi bakış açısıyla anlatışı bugüne kadar az görülmüş bir durum. Belki ilk. Bu konuda eleştirilecek. Eleştireceklere de bir şey demek mümkün olmaz. Ancak onun açısından da bakmak lazım. Kültürel ve yapısal bir değişimin peşindeyken, puan durumu facia iken başka ne yapabilirdi? Bu tip devrimsel değişimler bireylerin ortak bir hedefle paralel ve bir liderin ardında toplanarak gitmesiyle mümkün olabilir. Peki Türk futboluna hakim ve Fenerbahçe’yi etkilemek isteyen gruplar ve lobilere rağmen bunu yapmak mümkün mü? Kolay bir savaş değil bu...
Tahmin etmemişti
Koç, ‘Comolli’ye vururken aslında hedef benim’ diyor. Haklı. Ama bunu doğru anlamak lazım. Vuranların hedefi Koç’u yok etmek değil. Koç’u yola getirmek. Ali Koç bunu reddediyor. Hollanda ekolünü tercih etmesi ve iletişim hatalarının dışında yaptığı doğru. Kendi planlarını uygulamak istiyor. Kulübü dönüştürmek istiyor. Bunun zor olduğunu biliyordu ama bu kadar geniş bir cephede savaşacağını sanırım tahmin etmemişti.
‘’Zor bir yol‘’
Fenerbahçe’nin Ersun Yanal’dan bu yana, bu tip maçlarda özellikle de Başakşehir karşısında başarılı oyunları hep bozmak üzerine. Belki Pereira’yı biraz bunun dışında tutabiliriz. Aynı oyun, perşembenin kadrosuyla ama bu kez 4-4-2’yle denendi. Topa konuk takım sahip oldu. Cocu’nun istediği de buydu. Rakibi geçerli sayılmayan gole kadar 1.5 pozisyonda tuttular. Orta 4’lünün solunda oynayan Elijf Elmas’ın son vuruş başarısızlığı dışında harika oyunuyla pozisyonlar da buldular. Avcı, Emre’nin yokluğunda istediği hızda topu çeviremeyen takımını baskıdan çıkaramadı. Kaptırdıklarıyla posizyonlar verdiler. Hücumdaysa Adebayor’un indirdiklerinde Mossoro başarılı değildi. Oyun Cocu’nun istediği gibi oynandı ama taraftarın bunu istediğini sanmıyorum. Yine parıltıdan ve bu kez skordan uzak bir Fenerbahçe var. Zor bir yol bu.
Gecenin sorusu
Frey mi? Gerçekten mi? Comolli’nin tüm transferlerini eleştirmek mümkün ancak zaman tanımak da lazım. Ama Frey! Gerçekten mi?
Maçın starı
Mert Günok. Fenerbahçe’den ayrılıp Bursa’ya gittiğinde formayı Harun’a kaptırmıştı. Tıpkı Volkan Babacan gibi hayata Başakşehir’de döndü. Dün Fenerbahçe’ye duvar oldu. Maçın tartışmasız yıldızı, net pozisyonlarda sağlam ve soğukkanlı duran Mert...
Maçın olayı
Elia’nın golünde pası veren Visca’ya kalkan ofsayt bayrağı. Pozisyondan bir süre önce Ali Palabıyık VAR’da arıza olduğunu işaret etmişti. Golü sistem mi iptal etti yoksa Ali Palabıyık mı anlamak zor. Ancak pozisyonun tartışmaya açık olduğu kesin.
Kısa mesaj
Fenerbahçe hiçbir maçta çok iyi oynamadı. Ama her maç en az 1 mutlak gol şansı yakaladı. Slimani benim için an itibariyle büyük hayal kırıklığı.