Arama

Popüler aramalar

‘’Güzel değil iyi‘’

Güzel olması gerekmez. Galatasaray için iyi ve doğru oyun dengeli bir 4-4-1-1 ya da Umut oyuna girdikten sonra oynadıkları 4-4-2’dir. Güzel değildir ama etkilidir. Bu yıl zirve hedefleniyorsa, yöntem budur. Sneijder oyuna kendisini adıyorsa sahada olmalıdır. Bunun yöntemi hücumun bir parçası olmasıdır. Eğer oyundan düşüyorsa orta sahadan eksiltip onu mutlaka tutmak çözüm değil, sorun büyütmedir. O yüzden her ne kadar takımın en parlak markası olsa da dışarı alıp Umut’la hücumu çiftlemek doğru yaklaşımdır. Çünkü dün Sneijder beklenen seviyesine hiç yaklaşamadı. Dün Prandelli’nin şansı erken golle Karabük’ü sahasından çıkarmak oldu. Normal şartlarda beraberliğe kilitlenecek maç duran toptan gelen golle değişti. Kompakt ve oyun merkezi görece geride olduğu için oyun işledi. Eksik kalan çıkışlar oldu. Sneijder’in yaşadığı zorluk burada kendisini gösterdi. Dortmund maçında yeterince pas opsiyonu bulamaması normal. Ancak Karabük’te Hamit ve Dzemaili’nin hızı çıkışlarda ona şans yaratması lazım. Hamit’in sağ kanatta bu oyunun bir parçası olarak tercih edilmesinde sıkıntı yok. Ancak solda Bruma’nın ve sakat ya da cezalı değilse Olcan’ın tercih edilmesi oyunu bir üst seviyeye çıkarabilir.

Sol kanadı işlemek lazım


Melo/Selçuk tandem oynadıklarında normalin ötesine geçiyorlar. Dün de iki yönlü iyi fena işlemedi. Ancak hedef şampiyonluksa sol kanadı daha süratli ve hücuma yakın durabilir şekilde inşa etmek lazım. Bu planda Bruma a da Olcan kullanılmalı. 4-3-3’ten çok daha doğru bir seçim bu. Haftalardır vurguladığım gibi. Şimdi doğru 11’i bulmalı.

09 Kasım 2014, Pazar 01:30
YAZININ DEVAMI

‘’Başrol Sneijder'in‘’

Prandelli 4-3-3 ile ne güvenli ne de üretken olabiliyor. Bu akşam başrol Wesley Sneijder’de. Galatasaray’da oyuncular bu sıkıntıdan çıkmak istiyorlarsa bu durumu kabul etmeliler. Açık söylemek gerekirse form durumundan bağımsız olarak Galatasaray’a ligde en ters gelecek takımların başında geliyor Karabükspor. Oyun gücünden ziyade oyun yapısı açısından.

Bruma oynamalı

Burada yine belirleyici olan savunma kanatlarının önden kademelenmesi. Eğer bu savunma hattı özellikle kanatlarından yalnız bırakılırsa, Karabükspor geniş alanda onları zorlar. Kuşkusuz yazdıklarıma ‘korkaklık’ diyenler olacaktır. Ancak bu oyun Galatasaray açısından 1-0’a göre planlanması gereken bir futbol. Sneijder’in santrfor arkasında serbest oynadığı ve Burak’ın tek santrfor olduğu bir oyun. Buradaki kritik seçim 4’lü orta sahanın kenarlarından iki yönlü oyunu oynayabilecek oyuncuların seçimi. Olcan’ın cezasında burada mutlak olarak Bruma’nın görev alması gerekiyor. Dzemaili, Dortmund maçından çok daha rahat edecek olsa da burayı Bruma kadar iyi doldurması mümkün değil.

Savunma desteklenmeli

Prandelli 4-3-3’le ne güvenli ne de üretken olabiliyor. Dortmund maçının ilk yarısında güvenli olabildi. Şimdi de biraz daha etkili olma yolunu arayacak. Başrol Sneijder’de. Oyuncular bu sıkıntıdan çıkmak istiyorlarsa bu durumu kabul etmeliler. Egoları bırakıp kenetlenmeden bu maçtan çıkılmaz. Bu savunmayı desteklemeden olmaz.

08 Kasım 2014, Cumartesi 01:30
YAZININ DEVAMI

‘’Maalesef bu da olmadı‘’

Korkunç skora rağmen takım şekli açısından en doğru tercih bu. Üzücü ama gerçek bu. Dortmund'a evinde bu kadroyla başka bir şekilde oynanmaz. Tabii ki oyuncu tercihleri ve oyun anlayışı hakkında itirazlarım var.

Djemaili tercihinin doğru olduğunu söyleyemem. Olcan dripling özelliği açısında çok daha doğru olabilirdi. Özellikle ileride top tutabilen bir santrforun yoksa...

Korkunç hata

Galatasaray bir tek hücuma hızlı çıkışlar konusunda eksik kaldı. Bu da her ne kadar akan oyunda fazla açık verilmese de Dortmund savunmasının kolaylıkla oyuna katılmasına yol açtı. Chedjou ve Semih'in bir anlık uyumasıyla da Piszczek, Reus'u kaçırdı. Pozisyon ofsayt olsa da 2 stoperin hatası korkunç. Bunun dışında hiç açık vermemiş 8'li bloğun tüm çabası boşa çıkıverdi. Gol sonrası yapıyı bozmamak mantıklı. Çünkü 3. golde de görüldü ki, Klopp'un sürat konusunda seçeneği çok fazla.

Muslera sıradanlaştı!

Ancak Prandelli'nin neden Olcan ya da Bruma gibi delicileri oyuna almadığı önemli bir soru işareti. 4'lü orta sahayı bozmadan, Hakan ve Tarık'ın önündekilerle mesafesini koruyarak aynı şekli, oyun merkezini biraz ileriye taşıyarak devam ettirmek gerekirdi. Ancak Hamit ve Djemaili'yle öne çıkınca bu mesafeleri korumak güç. Yani ilk plan doğru ama modifikasyonda sorun var.

Umut'un santrfor olarak başlaması zaman zaman stoperlere baskı yapmak fikri çerçevesinde mantıklı. Ancak 2. yarıda oyunu yıkmaya çalıştığın anlarda Burak'ın resme bu kadar geç girmemesi de tartışılır.

Ve Muslera... Maalesef bu macerada sıradanlaştı. Kabul etmek gerekir ki bu kadar pozisyon Neuer'e de geliyor. Bu sene bilinen direnç noktası olmaktan uzak.

En az ona kızmalıyız

Ancak ne olursa olsun bu bir hoca kaybından ziyade kadro kaybıdır. Prandelli'ye en az kızmamız gereken maç budur.Son olarak... Eğer 5 yabancıyla Dortmund maçında çıkıyorsanız ve Dzemaili'nin varlığı da tartışmalıysa. Aysal yönetimi haklı olarak yabancı sınırlamasının kalkması gerektiğini söylerken bir taraftan da işini tam yapamamış oluyor... Demek ki üst sınıf yabancı kotasını doldurulamamış.

05 Kasım 2014, Çarşamba 01:30
YAZININ DEVAMI

‘’Bir ihtimal daha var!‘’

Galatasaray’ın Dortmund karşısında ilk maçta oynadığı oyunun etkisizliğinin sebebi lig farklılığı. Basit bir anlatımla pas yüzdesi ve koşu mesafeleri, sprint sayı ve başarısıyla oluşan oyun temposu ve etkinliği farkı. Bundesliga yeniden çıkışa geçen Batı Avrupa futbolunun bayrak ligi. Tempo açısından İngiltere ayarına çıkmış durumdalar. İspanya’yı da (Barça-Real kutbu dışında) geçtiklerini söylemek yanlış olmaz. Dortmund ise her ne kadar an itibarıyla lig 17.’si olsa da milli gelişimin temel taşlarından. Böyle bir dengede Türkiye Ligi’nde dahi işlemeyen bir diziliş, sistem ve stratejiyle başarılı olmak olası değil.

Temel konu bu...


İlk maçtan önce de söyledim. Bu oyunu dengede tutmanın yolu, kalabalık orta sahadan geçer. 4-1-4-1 ya da 4-4-1-1’den birini tercih etmek zorunluluğu sabittir. Bunun için Sneijder’i orta saha kadrosundan çıkarıp forvete yaklaştırmak gerekir. Buradaki temel konu bu. 4-4-2 oynasanız dahi Sneijder orta 4’lüde olduğu sürece sorun yaşanır. Zira post - Drogba döneminde topu ileride tutacak oyuncu eksikliği 4-3-3’ü olduğu kadar 4-4-2’yi de etkiliyor.

Bu işin ortası yok

Galatasaray’ın hem kanat savunmalarının akın sonlandırmadaki geriliği hem de hücum hattında top tutma sıkıntılarını minimuma indirmek, kalabalık ve dinamik bir 4’lü orta sahayla sağlanabilir. Örnekse Olcan - Melo - Selçuk - Hamit gibi. Kadro vermek bizim işimiz olmasa da Chedjou’nun sağ bekte eldeki en iyi oyuncu olduğunu söylemek de hata olmaz. Semih - Hakan ve Telles’le bu ekibi tamamlamak mümkün. Dortmund’un dar alanları aşmada yaşadığı sıkıntıyı 8’li bloğu 1 ve 2 bölge geçişine dizip baskın pozisyonlar bulmak denenecek yol olmalı. Bu işin ortası yok. Galatasaray maçı kazanmak için yüzde 110’la oynamalı. Lig seviyesi ve planı asla yetmez.

Mehmet Demirkol

04 Kasım 2014, Salı 01:30
YAZININ DEVAMI

‘’Doğru plan kazandı‘’

İsmail Kartal’ın 4-1-4-1’le başlayışı ‘diploma’dır... Beşiktaş’a karşı çok doğru analiz. Alper-Caner ikilisiyle sağ bek Necip’in üstüne gitme fikri de öyle... Sow bu sezon kanat hücumcusundan ziyade içeri santrfora gömülen adam oluyor çoğunlukla. 4-1-4-1’le Beşiktaş’ın orta saha pres ve üstünlüğünü kırmak istiyorsanız Alper’le oynamak çok mantıklı. Rakibi kesmek konusunda mükemmel işleyen plan Alper’in Necip’in koridorundan yaptığı asistiyle erken golü de getirince Beşiktaş için iş zorlaştı. Sezon başından buyana ilk kez, hem de 3-4 defa demarke gollük şut atılabilince İsmail hoca fikren galip oldu. Ancak iyi yerleşime rağmen topun doğru dolaştırıldığını söylemek mümkün değil. Çok fazla geri dönüş oldu. Pas opsiyonları olmasına rağmen özellikle de Alper’in sürekli arayışları varken. Takım ileri yerleşmişken geri dönüşler, gereksiz geri koşuşlar ve top kayıplarına yol açtı. Başrolde Meireles vardı. Skorboard’da asist ve golle imza sahibi Emenike... Ancak ilk yarı sonlarında var oluş sebebi olan bir karşı karşıyada, Ersan’ı arkasına almışken, kaleye girmesi gereken poziyonda geri dönüşü... Üstüne ikinci yarıda daha net pozisyonda gidip Tolga’ya çarpışı zirveydi. Şu gerçek, Nijeryalının top tutamayışıyla Fenerbahçe’nin 11’e 10 üstünlüğü hiç hissettiremedi. Üstüne asıl yapması gereken koşu işlerinde de çok kötüydü. Dolayısıyla Beşiktaş 4-3-1-1’le dengeyi tuttu. Ancak futbol. 2 hamleyle kahramansın.

Kartal’ın hatası...

Kartal’ın önemli hatası ise Emre’nin sakatlığında Diego’yu oyun almamak oldu. Topal’ın savunmaya gömülmesiyle orta sahada topla ilişkisi olan oyuncu kalmadı. Diego burada dahi oyuna giremiyorsa ayakta duracak hali yok demektir. Ancak temel plan doğru olunca hatalar ve kötü performanslar kaldırılabiliyor işte. İsmail Kartal temel plan anlamında bugün rüştünü aspat etti. İki not: Kırmızı kart sonrasında Emre, daha geçen hafta Töre’nin atılmasına sebep olan sözleri açıkça sarf edebilmesini nasıl açıklayacak? Ve Bülent Yıldırım... Sadece 78’de Sosa’nın pozisyonunda oynatmadığı avantaj dahi hakemlik açısından durumunun ne olduğunu anlatıyor.

03 Kasım 2014, Pazartesi 01:30
YAZININ DEVAMI

‘’Kilit adam Caner‘’

Fenerbahçe Emre sahada olduğu sürece belli bir standardı tutturuyor. Topu ayağında tutmak ve pas yapmak isteyen İsmail Kartal’ın en vazgeçilmez oyuncusu o. Dolayısıyla Emre, 90 dakika sahada olmalı. Hele de Atiba gibi olağanüstü bir form karşısında dururken. Onun Veli’yle kurduğu ortaklık an itibarıyla Beşiktaş için vazgeçilmez. Necip’in sağ bekte Töre’nin dışarıda olduğu bir kanat Caner için biçilmiş kaftan. Eğer Sow biraz kıpırdanırsa geçen seneki etkinliğe ulaşabilirler. Onların özellikle ters kanada yapacakları ortalarda Kuyt geçen sene başındaki gibi olacaksa pozisyon çıkar. Aksi taktirde orada Emenike’nin yer alması lazım.

10’a kulübe gözükecek

Beşiktaş önde basarak Fenrbahçe’nin top yapmasını engellemeye çalışacak. Pas opsiyonu fazla ama delici orta saha eksikliği Alper’i Diego’nun önüne geçiriyor. Türk pasaportu avantajı da göz önüne alındığında Brezilyalı muhtemelen yine kenarda oturacak. İsmail Kartal için santrforda Emenike tercihi, Ersan karşısında avantaj yaratması açısından ilk akla gelen seçenek olur. Ancak ön alan baskısından zaman zaman uzun toplarla çıkmak zorunluluğu doğacağını unutmamak gerekir. Eğer geçen seneki mücadaleci oyununa dönecekse Emenike tercihi mantıklı olur. Ama bu seneki formu olacaksa Webo’nun pivot özellikleri daha etkin olabilir. Bu tamamen Kartal’ın antrenmanda hissettiği formla alakalı bir seçim.

Beşiktaş’ta sıkıntı var!


Beşiktaş kadro sıkıntısı çekecek. Gökhan’ın yokluğu, Sosa’nın da forma giymeyeceği düşünüldüğünde büyük kayıp. Sosa kanatta da oynayabilen bir oyun kurucu olarak Biliç tarafından özellikle istenmişti. Pektemek de olmadığına göre o bölgede Kerim görev yapacak. Ve o kalibrede bir hamle oyuncusu kenarda olamayacak. En yakın aday ise Cenk.

Tempoları yetersiz ama...

İsmail Kartal Alves’in sabotajından önce de Galatasaray’ın dökülen savunmasını zorlayamamıştı. Bir ayda 3 kez 4 yiyen Galatasaray’ı oyun olarak yıktı ama skor ve pozisyon olarak zorlayamadı. Fenerbahçe sezon başından bu yana hemen hiçbir forvetini demarke şekilde pozisyona sokamıyor. Çünkü pas yapıyolar ama boşa çıkma ve çıkartma konusunda çok eksikler. Temposuzlukları ve hareketsizlikleri buna izin vermiyor. Şimdi ligin en tempolu takımı karşısına çıkacak. Şu ana kadarki planla işleri zor. Ama rakibin eksiklikleri birçok imkan sağlıyor. Maçın kilit oyuncuları Caner ve Kuyt. Hollandalı eğer geçen sene başındaki formuna dönerse sorun yok. Ama aksi taktirde yerine Emenike oynamalı. Webo da santrforda... Caner gibi bir silahı kullanmak için her türlü yolu denemeli.

29 Ekim 2014, Çarşamba 01:30
YAZININ DEVAMI

‘’Prandelli gitti!‘’

Galatasaray iki maç üst üste 4 gol yemez. Yerse bir şeylerin değişmesi gerekir. Değişecek olan da teknik direktördür.

Dortmund’un, beklerin arkasına atılan topların paralel ortalarla gollük pozisyonlara dönüştürme planı, Koray-Hakan savunmasında çok daha iyi işledi. Prandelli buna çözüm getiremedi.

Çözülme beklerden başladı

Bir yandan bu iki oyuncuyu suçlamak haksızlık. Zira uzun süredir atıllar. Ve heyecanla maça başladıklarında kendi rollerini yapmak konusuna odaklanamadılar bile. Çünkü sorun daha büyük. Çünkü çorap beklerden sökülüyor. Büyük takım beki hem hücum adamı olmalı, hem de stoper. Veysel ve Tarık bunların ikisi de değil. Büyük takımlık olmadıkları kesin. Hatta sıradan bek oldukları tartışılır...

Prandelli farkında değil.

Dortmund’dan bile iyiydi

İBFK’nın ‘kompakt savunma - kapılan topları beklerin arkasına at’ planının Dortmund’unkinden dahi mükemmel işleyişinin üzerinde durmak lazım aslında. Milli takımda Avcı’nın yardımcısı olan Tayfun Korkut’un bu hafta Dortmund’u devirmesi, onun Fenerbahçe’den takım arkadaşı Erol Bulut’un Avcı’nın yanında oturması da ayrıca ilginç.

Transfer yapanların saçmalığı

Prandelli’nin rakip analizi konusundaki korkunç eksikliği (umursamazlığı) onun bu işi yapamayacağının temel göstergesi. Ancak Tarık - Hakan - Koray - Veysel diye bir Galatasaray savunmasının olması da transferi yapanların saçmalığı.

Galatasaray açısından durum şu. Albayrak başkan... Prandelli de gitti.

Başkan kararı verecek...

27 Ekim 2014, Pazartesi 01:30
YAZININ DEVAMI

‘’Sadece penaltılar‘’

Şampiyon savunmanın 4 oyuncusundan 3’ünün sahada olmayışı Fenerbahçe’nin savunmasından çok hücumunu etkiledi. Caner’in yedekliğinin yanı sıra Gökhan Gönül’ün de sakat sakat sahada oluşu Sarı-Lacivertliler’in savunma kanatlarının oyuna katılımını en aşağıya indirdi. Kompakt bir blok halinde savunma yapan 9’lu Gençlerbirliği bloğunu aşmak çok zorlaştı.

Ev sahibinin avantajı, yüksek gayretle oynayan Emre’nin, iki yönlü oynuyla, Topal’ın savunmada yer almasından kaynaklanan orta saha sıkıntısını kapatması oldu. Raul’dan yardım aldı. Alper de delici oyuncu statüsünde rakibi zorlamaya çalıştı. Ancak başrol onundu. Gençlere kontratak ve pozisyon vermediler. Öte yandan penaltıyla gelen ilk gole kadar ‘iş bitirememe’ sıkıntısı devam etti. Hiçbir oyuncusunun demarke şekilde topa vurma durumu ortaya çıkmadı Sarı-Lacivertliler’in. Hiç boşa adam çıkaramadılar. Duran toplar da bir silah olmaktan uzaktı.

Sıkıntıya çözüm yok

Çabaya söyleyecek bir şey yok. Ancak oyunda rakibi zorlayacak şablonlar yok. Geçen yıl ezberden yapılan dönen toplara baskı ve toplu şekilde rakip ceza sahasına dalışlardan eser yok. Hele Caner de olmayınca bu iş çok zorlaşıyor. Oyunu enine açmak yok. Arka direğe ekstra hücumcu sokmak yok. Ve oyun çok yavaş. Bunun ilk sebebi delici ama topla iyi orta sahaların olmayışı. Yanal bunu önde baskıyla çözmüştü. Bugün bu sıkıntıya çözüm yok. Galatasaray maçında olduğu gibi Emre sahadayken oyuna hakim ama skor yapamayan bir takım. Emre çıkınca hakimiyet de kayboluyor. Dünkü penaltılarla gelen galibiyette önceki haftalardan farklı pek bir şey yok anlayacağınız. Üretim hala çok düşük ve Emre ile Caner olmadan durum daha da vahim.

26 Ekim 2014, Pazar 02:30
YAZININ DEVAMI