Arama

Popüler aramalar

‘’Alperli plan yeter‘’

1- Gökhan ve Caner’in savunma beki değil, orta saha oyuncusu gibi olması.

2- Alper’in dripling ve dinamizmiyle varlığı.

3- Eğer Diego ve Emre sahada olacaksa forvetin 1’e inmesi (Kuyt orta saha görevi alabilir).

4- Egemen’in Topal’la birlikte savunmayı öne çekip takım boyunu kısaltması. Bunlar olursa Fenerbahçe Türkiye Ligi’nde kolay kolay maç kaybetmez.

Emenike önemsiz

Fenerbahçe kültürüne uygun bir santrfor bulamayalı çok ama çok uzun süre oldu. Anelka ve Van Hooijdonk gibi efsane hücumcuları da oldu, ama net bir garanti santrfor bulamıyor. Dolayısıyla Fenerbahçe’nin yarın akşam santrforunun kim olacağı çok önemli değil. Oraya Bruno Alves’i ya da Emenike’yi koymanız çok bir şey değiştirmez. Önemli olan arkadaki ekibin mesafeyi kısa tutması. Bunu yaptığı sürece Beşiktaş’ı rahatsız eder. Ve hatta Emeneke’yi de yıldız yapabilir.

Fazla yük biniyor

Her ne kadar perşembe akşamı olağanüstü bir gol atmış olsa da Kuyt ve sağlıklı bir Gökhan’ın, Motta’nın başını fazlaca ağrıtacağını Bilic de biliyor. Buraya Olcay’ı çekerek yardım edecektir. Topal, Gökhan’ın boşluğunu doldurmakta sorun çekmez. Solda ise Caner ve Alper’in ilk maçta olduğu gibi Necip’i sıkıntıya sokması da normal. Töre, Olcay’ın yardımını yapamaz. Burada önemli olan iki diz sakatlığı çeken Topal ve Gönül’ün fiziksel yeterliliği. Aynı şey Egemen’in sağlığı için de geçerli. Fenerbahçe’nin kadro durumu ve sistemi gereği bazı oyunculara fazla yük biniyor. Topal, Egemen, Caner ve Gökhan da bunların başında geliyor. Bu oyuncuların sakatlıkları tesadüf mü? Sanmıyorum.

Beşiktaş’ın bunalımı

Beşiktaş, Brugge maçından sonra bir güven bunalımı yaşıyor. Taraftarın, skor 1-1’ken takıma sırtını çevirmesi bu takımı kötü etkiler. Bunu hak etmemişlerdi ve bunun farkındalar. Ancak diğer taraftan bir sistem karmaşası yaşanması ihtimali ortadan kalktı. Eğer bir şekilde 4-4-2’yle Brugge’ü geçseler Fenerbahçe maçına da bu dizilişle çıkmak zorunluluğu olurdu. Ve açık söylemek gerekirse bu karmaşadan Fenerbahçe istediğinden fazlasını çıkarırdı. Bilic’in eski plana dönmesi İsmail Kartal için bir fırsatın ortadan kalkması demek. Ancak ne olursa olsun ilk maçtaki gibi Fenerbahçe’nin stoperlerine top yaptırmamak yerine dengeli oynarlarsa aynı sorunları yine yaşarlar. Buradaki soru şu;

Moralleri önde baskı için yeterli seviyede mi?

Güven bunalımını çözmek ise takımdaki tecrübelilerin işi daha çok. Beşiktaş açısından bu konudaki avantaj deplasmanda olmaları. Brugge maçındaki tepkilerin ardından yeniden seyircinin önüne çıkmaktansa rakibin sahasında olmak onlar için daha iyi olacak. Beşiktaş önümüzdeki yıl stadına taşındıktan sonra da bir dönem zorluk çekecek. Bir deplasman takımı olmaya alıştılar. Evdeki tepkilere alışmaları gerekecek.

21 Mart 2015, Cumartesi 01:30
YAZININ DEVAMI

‘’Tribünler yanlış yaptı‘’

Çok çabuk kırılıyoruz. Maç 1-1. İhtiyaç olan sadece 1 gol. Liverpool maçından farklı değil. Ama tribünlerde umutsuzluk çok. Mırıldanmalar, homurdanmalar başlıyor. Bu, 24 yaş ortalamalı bir takımı etkiler. Etkiliyor da... Takımın en tecrübelilerinden Tolga’nın yaptığı büyük hatayla gelen golden sonra daha da fazla etkiliyor. Halbuki takımın en zayıf zinciri Motta’nın şahane vuruşuyla gelmiş bir gol var. Her şeye, temposuzluğa, oyunu ele alamamalarına rağmen... Uzatma, bir gol uzakta. Tribünlerin bu yaptığı yanlış, nereden baksanız çok yanlış. Bilic’in 4-4-2’si bir sistem tercihi değil, oyuncu tercihi. Önde kompakt oyuna uygun bir 10 numarası olmayışından. Ancak oyunu enine genişletememek, Mustafa ve Demba Ba’nın sırtı dönük oyunda stoperlerin kontrolünde kalışı bunun avantajını kullanmamızı engelledi.

Brugge hak etti


Golün ardından gelen sıkıntı ise 4-4-2’yle kontrol oyunu sağlamanın zorluğuydu. Beşiktaş, 3 orta sahayla dahi skoru korumakta zorluk çeken bir ekip. 1.92’lik De Sutter dahi deparlarda stoperlere fark atıyorsa bu, kontrosüzlüğün yarattığı bir diğer büyük sorun nedeniyle oluyor işte. Bir degajın dönüşünde tek pasla gol bulmaları da bundan. Tolga’nın, Cenk’in sakatlığında (ama 18’de) geri dönüşünde yaşadığı şanssızlıkla birlikte bu ‘son’ oldu. Zorunluluktan da olsa 4-4-2’nin üretimi, yarattığı risklerin yanında göze alınamaz bir seviyedeydi. Club Brugge hak etti.

20 Mart 2015, Cuma 01:30
YAZININ DEVAMI

‘’Favori Beşiktaş‘’

Erciyes maçındaki 4-4-2 bir sistem değil, bir oyuncu tercihiydi. Sosa ve Atiba yokken santrfor arkasında istediğini alabileceği bir oyuncu bulamadığı için bunu denedi. Demba Ba’nın son dönem düşüşü de bunda etkili kuşkusuz. Ayrıca Erciyes ve Brugge seviyeleri farklıdır. Bilic, bu iki oyuncu sağlıklıyken 4-2-3-1’den vazgeçmez. Yani Atina’nın durumu belirleyici olacak. Necip’in formu yüksek olsa da ilk maçın 2. yarısında Oulare (1.96) De Sutter (1.92) karşısında zorlandı. Bu kötü bir eşleşme. Beşiktaş turun favorisi. Olcay ve Töre’nin performansları ise belirleyici olacak.

19 Mart 2015, Perşembe 01:30
YAZININ DEVAMI

‘’Tur uzak değil‘’

Sosa’nın yokluğunda Kayseri Erciyes’e karşı Bilic’in Mustafa tercihi mantıklı seçimdi. Brugge karşısında aşırı kontrollü ya da fazla saldırgan olmaya gerek yok. Standart Beşiktaş oyunu; Ba, Olcay ve Töre’nin vasat performanslarıyla dahi turu getirir.

1- Oğuzhan beklenen seviyede değil

Ligde; Eskişehir, Balıkesir ve Sivas maçlarındaki görüntüsüyle eleştirilen Beşiktaş’ta, Erciyes’e karşı neler değişti?

Sosa, sağlıklı bir şekilde sahada değilse santrfor arkasını oynayacak oyuncu bulmak zorlaşıyor. Oğuzhan, maalesef istenen seviyede değil. Töre, oraya geçince hem kenardan eksiliyorlar hem de merkezde isteneni tam olarak veremiyor. Tolgay da arkada daha iyi. Durum buyken hem orta sahayı hem hücumu oynayabilen Pektemek’i tercih etmek mantıklı. Bu bir sistem ya da diziliş tercihi değil, oyuncu tercihi aslında.

Ancak Bilic’in bu tercihi, işe yaradı. Kuşkusuz Erciyes’in durumu da etkili oldu. Bunu söylemek üzücü ve zor ama Mehmet hoca, bu sezonun en formsuzlarından.

2- Mustafa Pektemek bu maçta da olabilir

Brugge karşısında ilk maçta oynamayan Atiba ve Sosa’nın rövanşa yetişeceği tahmin ediliyor. Bu ikilinin dönüşü Siyah-Beyazlılar’ın oyununu nasıl etkiler?

Atiba’nın yeri başka bir şekilde de olsa Tolgay tarafından doldurulabiliyor. Tolgay alternatifinin kulübede olması da bir zenginlik. Öte yandan Sosa, takımı başkalaştıran bir hücum zekası ve maalesef Oğuzhan’ın eşiği geçemeyişi onu alternatifsiz kılıyor. Sosa’nın diz bağlarındaki sorun geçmiş gibi. Ancak bel fıtığı öyle kolay halledilebilir bir durum değil. Eğer beli onu zorluyorsa Pektemek planı bu maçta da kullanılabilir.

3- Beşiktaş’ın oyunu her yerde işliyor

Bilic, perşembe günü nasıl bir oyun sistemiyle Brugge karşısına çıkmalı? Erciyesspor karşısındaki çiftli forvet, Brugge’e karşı da denenmeli mi?

Sosa sakat değilse sahada olur. Pektemek planı cepte bir alternatiftir. Çünkü bu, oyunculara bağlı bir tercih. Onun dışında rakipte Oulare oyuna girdikten sonra Beşiktaş bir ‘size’ problemi yaşadı. Necip’in 1.92 ve 1.96’lık iki santrfor karşısında çok yorulduğunu gördük. Necip her ne kadar sonuna kadar mücadele verse de bu tip bir tercihte Pedro ve Atınç’ın sahada olması daha doğru olurdu. Bunun dışında ikinci yarının başındaki orta sahayı alan oyundan galibiyet çıkarmak mümkündü ancak kompakt oyundan çabuk kopup geri yaslandılar. Burada öyle bir sorun olmayacaktır. Alınan skor, yenilgilerin en iyisi. Aşırı kontrollü ya da fazla saldırgan olmaya gerek yok. Standart Beşiktaş oyunu; Ba, Olcay ve Töre’nin vasat performanslarıyla dahi turu getirir. Siyah-Beyazlılar, ligin en ve tek Avrupalısı. Oyunları konvertibl. Her yerde işliyor. Brugge, direkt kaleye giden bir ekip. Ama bunun ilacı Beşiktaş’ta var. Tur uzak değil.

17 Mart 2015, Salı 01:30
YAZININ DEVAMI

‘’Emenike'ye mahkum ve durgun‘’

Galatasaray maçından sonra NTVspor’da ‘90+’da ilk sorduğum soru, ‘Gençlerbirliği maçına aynı kadroyla çıkılır mı?’ oldu. Gençler iyi bir kontarak takımıydı. Ama asıl önemlisi Galatasaray maçı konsantrasyonu olmadan bu kadroyla oyunu önde kurmak kolay değildi. Unutmamak lazım Fenerbahçe çok zorlanarak başladığı maçta bazı oyuncuların insanüstü çabasıyla açıkları kapatmıştı.

Anlamak mümkün değil

Şüpheliydim çünkü oyunu önde tutamazsanız geniş alandaki git-gellerde Emre ve Diego’ya güvenemezsiniz. Hele de bu oyunun tıpası diyebileceğimiz Topal ve Egemen hafif de olsa adale sakatlığı yaşarken. Topal derbi atmosferinde tek başına bir takım olup, bu kadro ve stratejinin muhtemel bütün açıklarını 10’uncu dakikadan sonra kapatmıştı. Ancak bu tip bir orantısız görev dağılımıyla bütün sezonu geçirmek çok zor. Bu genel durumda nasıl olur da takımın alternatifsiz orta sahası Alper dışarıda kalır? Gerçekten anlamak mümkün değil. Emenike sürekli gidip rakibe çarparak top kaybederken... Önde top tutabilecek bir hücumcu yokken nasıl olur da orta sahanın direnci bu kadar düşük tutulur?

Büyük bir kumardı

Kartal’ın şansı var ki, Gençler de aşırı kontrollü oynadı. Bu da durgun, uyku verici bir oyun yarattı ilk yarıda.

Fenerbahçe pasla kontrollü çıkıp, son derece riskli, karta yakın bir savunma göbeği olan Sedat ve Ahmet Çalık’ın arkasına Emenike ve Sow’u kaçırıp işi bitirmek istedi. Ancak belki de ligin en formsuz hücum 3’lüsüne güvenerek bu işi yapmaya çalışmak büyük bir kumardı. Hiç zorlayamadılar. Petroviç’in muhteşem golü de gelince Gençler cesaretlendi. Oyunu aldılar. İşte sonrasında hızlı hücum nasıl yapılır izledik. İkinci yarıda Volkan’ın büyük hatasıyla El Kabir’in attığı gole kadar 4 kez mutlak şanslar yakalan Gençler’di. Eğer Fenerbahçe puan çıkarabilse büyük piyango olurdu.

Alper, Diego mu?

Denklem şu. Orta saha dirençsiz ama yetenekli, hücum yetenek olarak parlak değil, formsuz ve fizik olarak düşük. 3 hücumcudan birini çıkarıp hem orta saha hem hücuk işlerini yapabilecek Alper’i oyuna almak varken neden yetenekten eksiltirsin? Sahada yetenek fazlası mı var? Emenike mi yetenek? Kuyt mı? Kartal’ın 2. yarıya müdahale etmeden başlaması yanlış. Hem de Egemen sakatlanıp çıkmışken. Alper’i 57 alması geç ama doğru. Ancak Emenike dururken Diego’yu çıkarmak bütün doğruları götürüyor... Fenerbahçe sürekli rakip savunmaya çarpıp top kaybeden, sadece 4 gol atmış bir santrfora neden mahkum? Neden santrfor arkasını bir yetenek değil, mücadele adamı olan Kuyt oynuyor? Baştan sona anlaşılmaz.

Derbi başka, lig başka

Beşktaş’ın Kadıköy’e iki santrforla gitmesini beklemiyorum. Orta sahası yine 5’li olacaktır. Her ne kadar ligin ilk yarısındaki ileride forse eden takım olamasalar da Galatasaray’ın Selçuk’un üzerne yıkılmış orta saha organizasyonların fazlasına sahipler. Eğer İsmail Kartal, Egemen ve Topal’ın yine 3’er kişilik oyunlarıyla sahada olacaklarından eminse, söyleyecek bir şey yok. Ancak Fenerbahçe’nin hem Galatasaray’ı yenerken sahada olan ekibi hem de ilk Beşiktaş maçında kazanan planı güçlü bir oyun vaat ederken bu riskleri almak mantıklı değil. Rollerin bu kadar adaletsiz dağıltıldığı bir oyunu Beşiktaş’ın cezalandırma olasılığı Galatasaray’dan daha fazla. Tabii derbi havası başkaydı, ancak sorun başka yerde. Şampiyonluk iddiası olan bir takımın, böyle gelgitler yaşayan bir oyunla Beşiktaş maçını kazansa dahi, misal Bursaspor’u yenebileceğine emin olunamaz.

16 Mart 2015, Pazartesi 01:30
YAZININ DEVAMI

‘’Yine aynı...‘’

Avcı’nın planı iki kanattan Alparslan ve Visca ile inip geriye yapılan paslarla Galatasaray’ın orta saha savunma bağlantısızlığından sıkıntı yaratmaktı. Bu planla iyi de indiler. Maçın ilk saniyelerinden itibaren. Belki Doka ve Semih’in kalitesini yakalayamasalar da gollük akınlar yaptılar. Ancak beklenmedik bir şey oldu. Galatasaray orta sahası çok iyi döndü. Visca ve Alparslan iyi inse de pas çıkaracak boş adam bulamadılar. Bu yüzden içeriye pas çıkarılması gereken yerde pas opsiyonu bulamayan Başakşehir kanat hücumcuları şut denedi. Hem Alparslan’ın hem Visca’nın tehlike yaratan şutları olsa da garanti plan bozuldu. Avcı’nın istediği, boşta, içeri yuvarlayacak bir adam yaratmaktı.

Hamit her yerde

Hamzaoğlu Sabri’yi hücumun en önemli parçalarından biri yaparak bunu nasıl sağladı diye sorarsanız, risk aldı derim. Selçuk’u net olarak hücum oyuncusu, Hamit’i de savunmanın parçası yaptı. Hamit buna rağmen hücuma destek de verdi. Hızlı geri döndüler ve arkaya çıkarılan toplara boşluk bırakamadan cevap vermediler. Büyük takımlar gollük şans vermezlerse kazanırlar kuralı da Selçuk’un şahane volesiyle ilk yarı skorunu belirlerdi. İkinci yarıda sağ kanadı Tarık, Bruma’ya teslim etmek Galatasaray’ı tüketti. Bu çok tehlikeli bir ikili. Hücum yaparmış izlenimi veriyor ama olmuyor. Savunma ise zaten yok. Buna rağmen Yasin’in oyundan çıkışı ise 2-0’lık oyunu riske attı. Bir maçta 1 rest yeter. 2 rest belki ama 3 rest olmaz. Hamzaoğlu’nun eli kötüydü. Ne hücum edebildiler ne savunma yapabildiler. Çünkü Yasin çıkınca Sneijder de orta sahadan çıktı.

Bu takımın başına...

Sağ kanadı olmayan sol kanadı zayıflatılmış ve Burak ve Melo’suz bir Galatasaray’dan bahsediyoruz. Bu takımın başına her şey gelebilir. Son dakikada iki hafta Muslera’sız ya da 3-2 mağlup da olabilirdi. Ama Yıldırım sarıyla yetindi. Arkasında sadece elleriyle oynayabilen kaleci varken bir oyuncuyu düşürdüğünüzde kırmızı oluyor da elleriyle oynayamayan bir oyuncu varken nasıl sarı oluyor? diye sormak lazım tabii.

Hamzaoğlu yine oyunu okuyamadı. İyi kurgu kötü hamleler. Yine...

15 Mart 2015, Pazar 01:30
YAZININ DEVAMI

‘’Bu iş olur‘’

Rakibin hocası Preu’dhomme sanırım Beşiktaş’ın Liverpool performansından çok etkilenmiş. Orta sahada Siyah-Beyazlılar’la mücadele etmenin pek de gerekli olmadığını düşünmüş olmalı. Sivas’tan da feyz alarak direkt De Sutter’le topu buluşturmayı planlamış. Bu sebeple direkt oynadılar. Orta sahayı by-paslamak istediler. İlk yarıda bu plan, hücum yönünde işlemedi ama Beşiktaş da istediği ortamı bulamadı. Oyun iki takımın da istemediği bir şekilde oynandı diyebiliriz. Beşiktaş geri koşup bu uzun toplardan dönenleri topladı ama kaleye uzak kaldı. Birer korner dışında pozisyona yaklaşamadılar.

Çok anlaşılamadı

İkinci yarının başında Beşiktaş öndeki dörtlüsüyle arkadan da destek alarak kendi tarzıyla direkt oynadı. Her ne kadar Gedos’un oyuna girişi bunun sinyallerini verse de Brugge oyununu değiştirmiş miydi çok anlaşılmadı. Çünkü Töre, hemen standart tarzıyla golü buldu, üç kişinin arasından sıyrılarak. Bundan sonra Oulare de oyuna girince oyun merkezlerini ileri taşıdılar. Golden sonra ise tamamen yerleştiler. 1.96’lık Oulare ve 1.92’lik De Sutter’le özellikle sarı kartlı Necip çok yoruldu. Oyuna giremedi. Bunun üzerine bir de Kerim, Oğuzhan’ın yerine oyuna girince konu sadece savunma oldu. Orta sahada top tutmak çok zordu.

Saçma bir penaltı

Bilic, Necip’i orta sahaya çekip ya da çıkartıp Atınç ya da Pedro’yu savunmaya alarak bir boyut denkliği sağlasa bu kadar net ve etkili bir baskı kurabilir miydi rakip? Bilmek zor. Yine saçma bir penaltıyla gelen 2-1’den sonra Brugge’ün otomatik geri çekilişi, Beşiktaş’a turu getirebilecek kutlu bir hataydı. Zira o baskıdan çıkmak için yeterli bir orta saha kalmadı, Olcay-Pektemek değişikliğinin ardından. Gerçi bu zaaf gollük iki kontratak yememize de neden olmadı değil. Atiba ve Sosa olsaydı bu zaaf olmayacaktı kuşkusuz. Onlar dönerse bu iş olur.

13 Mart 2015, Cuma 01:30
YAZININ DEVAMI

‘’Kilit adam Olcay‘’

Atiba ve Sosa sağlıklı olsalar bu şartlarda bu turun net favorisi Beşiktaş derdim. Cenk ve savunmanın performansları önemli. Beşiktaş gol yemezse turu Belçika’da bitirir. Olcay da direkt belirleyici olur.

1- Necip’ten şüphem yok ama...

Sosa ve Atiba’nın yokluğu Beşiktaş’ı ne madar etkiler?

Sosa ve Atiba takımın omurgasını oluşturan önemli parçalar. Yoklukları kesin olarak önemli. Necip’in stoperdeki performansını orta sahaya taşıması konusunda bir şüphem yok. Burada önemli olan Veli’nin yüzde 60 hücuma dönük olup ön tarafla bağlantıda rolünü iyi yapması. Veli-Necip-Tolgay üçlüsü bireysel olarak değerli ama birlikte vaat ettiklerinden fazlası lazım. Bu resime Oğuzhan’ın giremiyor oluşu ise bir felaket. Onun yeteneklerine çok ihtiyaç var ama maalesef adı dahi geçmiyor. Böyle bir durumda takımı yaratıcılık anlamında sırtlamalı halbuki.

2- Liverpool’a da Konya’ya da aynı

Beşiktaş, Sivas’tan sonra Brugge’e karşı hızlı bir şekilde toparlanabilir mi?

Beşiktaş konvertibl bir futbol oynuyor. Tottenham’a da aynı oyunu oynuyor, Liverpool’a da, Konya’ya da... Rakip ve saha neresi olursa olsun genel itibarıyla istediğini oynuyor. İstediğini alamadığı zamanlar da olsa, maçı bitiremese de oyun çok değişmiyor. Bu büyük bir avantaj. Ancak son dönemde zaman zaman dibe vuran performanslar da gördük. Sivas maçı bunun en alt seviyesi oldu. Normal şartlarda Liverpool’dan sonraki turda Brugge’ün gelmesi bir konsantrasyon düşüklüğü getirir. Sivas’taki kötü oyun bu anlamda avantaj. Bu maç oyuncuları uyandıracak bir kabustu. Aslında omurgası bozuk takım için en büyük şans bu. Gerçek olamayacak kadar kötü bir oyun herkesi kendisine getirecektir.

3- Dengeli oyun hızlı hücum


Kartal, bugün nasıl bir oyun anlayışı sergilemeli?

Brugge kolay gol yemiyor. Beşiktaş’ın ise planı belli. Dengeli oyun, hızlı hücum. Atiba ve Sosa sağlıklı olsalar bu şartlarda bu turun net favorisi Beşiktaş derdim. İki takımı defalarca izledikten sonra şunu söyleyebilirim. Eğer orta sahada karttan uzak durup normal stratejiyi uygularsa Beşiktaş bu çok az gol yiyen rakibe 1 ya da 2 gol atabilir. Cenk ve savunmanın performansları önemli. Beşiktaş gol yemezse turu Belçika’da bitirir. Olcay da direkt belirleyici olur.

12 Mart 2015, Perşembe 01:30
YAZININ DEVAMI