Cumhuriyet’in 100. yılına bir tarihi hediye de artistik cimnastikten geldi. Türk sporunda, özellikle son 10 yıla damgasını vuran; Olimpiyat, Dünya ve Avrupa gibi uluslararası arena ilk şampiyonlukları, ilk madalyaları getiren Artistik Cimnastik Erkek Milli Takımımız, uzun süredir kovaladığı tarihi ‘takım’ kotasını da kavuştu!.. Aslında, Tokyo 2020 Olimpiyat Oyunları için, İbrahim Çolak’ın ilk altını (halka) ve Ahmet Önder’in ilk gümüşü (Paralel) elde ettiği 2019 Dünya Şampiyonası’nda takım kotasını (244.652 puanla 15.sırada yer almıştık) ucu ucuna kaçırmıştık. Bu başarı, Cumhuriyet’in 100. yılını kutladığımız ve Paris 2024 Olimpiyat Oyunları’na son takım kotalarını veren organizasyon; 2023 Dünya Şampiyonası’na nasip oldu.

Tüm çaba, takım kotası içindi

Yine adım adım gidilmişti, 2022 Dünya Şampiyonası’nda kürsüye çıkan ilk 3 takım kota (Japonya, Çin, Büyük Britanya) alırken, buradaki elde ettiğimiz derecemiz, 2023 Dünya Şampiyonası’na katılmamızı sağladı. Tüm çaba ‘takım’ kotası içindi. Çünkü tek bir takım kotası, Türkiye’nin 5 sporcuyla Paris 2024’ün yolunu tutmasına ve artistik cimnastikte tüm kategorilerde (takım, genel tasnif, bireysel alet) madalya aramasını sağlayacaktı.

İbrahim Çolak yoktu, kadroya Emre Dodanlı eklenmişti

..Ve ‘Tarih Yazarları’ bu kez Belçika’da iş başındaydı. Takımın temel direklerinden biri olan İbrahim Çolak maalesef sakatlığı nedeniyle 2023 Dünya Şampiyonası’na yetişemedi. Kadroda, olimpiyatta ilk madalyayı kazandıran, paralel ve kulplu beygiri güçlü Ferhat Arıcan, halkanın son dünya şampiyonu aynı zamanda atlama masası ve genel tasnifte başarılı Adem Asil ve yine genel tasnifin önemli ismi Ahmet Önder vardı. Ayrıca, bu sezon Dünya Challenger Kupası serilerinde 2 kez kürsüde yer alan, halka aletiyle ön plana çıkan Mehmet Ayberk Koşak’ın yanı sıra, bir de bunlara; daha küçük yaşta, Kanada’da madalyaları toplayan Türk cimnastikci olarak adını duyduğumuz Emre Dodanlı eklenmişti.

Halka ve paralelde daha yüksek puan alabilirdik

Elemeler cumartesi günü başladı. 24 ülkeden 16’sı ilk gün serilerini sundu. Bunların içinde Türkiye de vardı. Tüm tecrübemize rağmen, sporcularımız için yarış inanılmaz stresli geçti, bazı aletlerde hesaplar beklendiği gibi olmadı!. Özellikle dünya şampiyonu çıkardığımız halkada -Adem Asil 14.5’ları görmeliydi- ve her zaman sporcu yetiştirdiğimiz paralelde -Ferhat 13, Ahmet 12’lerde kaldı- daha yüksek puanlar gelebilirdi. Üstüne basit hatalar, ceza puanları eklenince, Erkek Milliler, ilk gün takım elemelerini toplam 247.692 puanla 7. sırada bitirdi. Ancak serisini sunmamış 8 daha ülke vardı. Bunların içinde finale kalma potansiyeli yüksek rakipler bulunuyordu: İtalya, İsviçre, Kanada, G.Kore, Fransa. Tarihi kota başarısı dün netleşti... Elemelerin 2. gününde, İtalya, İsviçre ve Kanada’nın performansları Türkiye’nin 10.sıraya kadar düşmesine neden olsa da ilk 12’ye girmek önemliydi. ‘Tarih Yazarları’ bunu da başardı

Genel tasnifte 2, bireyselde final yok

Bireysel aletlerde final gelmedi. Atlama masasında bile tek atlayış yapıldı, takım ve genel tasnife oynandı. Tabii ki, iyi olduğumuz aletlerde daha iyi puanlar alınsaydı, takım finali dahil ilk 8 kaçınılmaz olurdu. 2 finalimiz sadece genel tasnifte geldi. Adem Asil 82.630 puanla 10., Ahmet Önder 81.164 puanla 25. sıradan finale yükseldi.

Artistik cimnastikte ‘Tarih Yazarları bu kez Belçika’da iş başındaydı... Tokyo 2020 Olimpiyat Oyunları için, 2019 Dünya Şampiyonası’nda (244.652 puanla 15. bitirmiştik) küçük farklarla kaçırdığımız tarihi ‘takım’ kotasına artık çok yakınız... Ferhat Arıcan, Ahmet Önder, Adem Asil, Mehmet Ayberk Koşak, Kerem Şener ve Emre Dodanlı’dan oluşan Erkek Milli Takımımız, 2023 Dünya Şampiyonası’nda sahne aldı. Ülkelerin 6 gruba ayrıldığı elemelerde 4 grupta 16 ülke dün serileri sundu. Önceliğini tarihi ‘takım’ kotası olarak belirleyen Milli Takımımız 1. grupta aletlere çıktı ve yer aleti (42.232), kulplu beygir (39.432), halka (41.332), atlama masası (42.732), paralel (41.465) ve barfikste (40.499) toplam 247.692 puan topladı. 1. grup sonunda Büyük Britanya’nın ardından 2. sırada yer aldı. Ancak yarış yeni başlamış, çünkü henüz 20 ülke serisini sunmamıştı.

Bugün 8 ülke yarışacak

Tabii hedeflendiği gibi, stres yükü büyük bir şampiyona olduğu için de bazı aletlerde beklenen puanlar biraz düşük geldi. Basit hatalar da çabası oldu. Özellikle dünya şampiyonu çıkardığımız halkada daha yüksek bir puan çıkabilirdi. Ancak bu kervana sadece Türkiye değil, diğer iddialı ülkeler de beklenenden kötü performanslar ortaya koydu. Her şeye rağmen, dün 4 grupta 24 takımın 16’sı yarıştı. Ve Türkiye 7. sırada yer aldı. İlk sırada bitiren Japonya, Çin ve Büyük Britanya zaten 2022 Dünya Şampiyonası’nda kota almıştı. Bugünkü 2 grupta 8 ülke yarışacak. Bunların içinde; İtalya, Güney Kore, Fransa (Ev sahibi), İsviçre potansiyeli olan ülkeler. Büyük bir sürpriz olmazsa ilk 12’de yer alarak, Paris 2024 biletini, takım halinde alırız.

2023 Dünya Güreş Şampiyonası’nda sona yaklaşırken, Belgrad’da İstiklal Marşımız, Buse Tosun Çavuşoğlu’nun zaferiyle, 6. günün sonunda okundu!.. Kariyeri boyunca, Dünya ve Avrupa Şampiyonaları’nda altın madalyanın kapısından dönen 27 yaşındaki milli güreşçi sonunda, hayalini gerçekleştirdi. Olimpik sıklet; 68kg’da inanılmaz bir performansa imza atan Buse Tosun Çavuşoğlu final müsabakasına da adına yakışır bir mücadele ortaya koydu. Yarı finalde, son dünya 2.’si Japon rakibi Ami Ishii’yi şiir gibi bir oyunla deviren milli güreşçi finalde de Moğol rakibi Delgermaa Enkhsaikhan karşısında aynı tarifeyi yazdı..

Tuşla gelen 2. tarihi altın

Finalin ilk 3 dakikası, iki sporcunun da birbirinin tartmasıyla geçti, pasif oyundan Buse Tosun Çavuşoğlu 1 puan almıştı. Kalan 3 dakika ise, öyle bir atakla başladı ki, 4-3 geriye düştüğümüz oyunda Buse bırakmadı, devam eden pozisyonda rakibini öyle bir yakaladı ki, tuşa giderek kariyerinin ilk dünya şampiyonluğunu ilan etti. Milli sporcumuz daha önce 2018 ve 2021’de dünya 3.’lüğü elde etmişti. Bu sonuçla kadın güreşinde Yasemin Adar Yiğit’ten sonra dünya arenasında altın madalya kazanan bir diğer isim Buse Tosun Çavuşoğlu oldu. Paris 2024 kotasını daha önce garantileyen milli güreşçimiz ayrıca 2. kez ülkemizi olimpiyatta temsil edecek

Türkiye’nin takım sporlarındaki en başarılı branşı olan, kadın voleybolu, Cumhuriyet’in 100. yılında ‘Altın Çağı’nı yaşıyor... Milli Kadın Voleybol Takımı için, bu süreçte en büyük kırılmayı 2003 Avrupa Şampiyonası’ydı. Çünkü o zamana kadar, Türk milli takımının uluslararası arenada -Akdeniz Oyunları hariç- başarısı yoktu. Ne olimpiyata, ne Dünya Şampiyonası ne de FIVB Milletler Ligi (Grand Prix) gidilmişti. Ancak 1990’ların sonu ve 2000’lerin başında öyle bir jenerasyon yakalanmıştı ki, Türk Kadın Voleybolu için müthiş bir dönemin başlangıcı olacaktı.

Ablalarından aldıkları bayrağı daha da yükseğe çıkardılar

Nitekim, 36 yıl sonra yeniden Avrupa Şampiyonası’na ev sahipliği yapan Türkiye, 2003’te Filenin Sultanları’nın doğuşunu izledi. Başantrenör Reşat Yazıcıoğulları önderliğinde; Bahar Mert, Esra Gümüş, Sinem Akap, Özlem Özçelik, Aysun Özbek, Natalia Hanikoğlu, Mesude Kuyan, Pelin Çelik, Çiğdem Can Rasna, Gülden Kayalar, Seda Tokatlıoğlu ve Neslihan Demir Darnel’den oluşan Ay-Yıldızlı ekibimiz tarihi değiştirecek Avrupa 2.’liğiyle Türk Kadın Voleybolu’nun yolunu çizdi. Böylece tarihinin en büyük başarısını yakalayan bu kadro Türk voleybol tarihine geçti. Bu başlangıç, gerisini de getirdi. Tarihi jenerasyonla birlikte Türkiye, 2006’da ilk kez Dünya Şampiyonası’na gitti. Ardından altyapıdan gelen genç yeteneklerle oluşturulan yeni kadrolarımız, ablalarından aldıkları bayrağı daha da yükseğe çıkardı... 2011’de Avrupa Şampiyonası’nda 2. kez kürsüde yer alırken 2012’de de Filenin Sultanları, ilk olimpiyat şansını elde etti ve Londra 2012’de ülkemizi temsil etti. Ayrıca aynı yıl, kızlarımız Milletler Ligi’nde (Grand Prix) ilk madalyaya gelmişti.

2023 yılı, tüm ‘ilk’leri değiştirdi

Tabii ki, 20 yıllık süreçte, kulüplerin altyapıya verdiği önem, altyapı havuzun genişleyerek ilerlemesi, federasyonun eğitimden, koordinasyona kadar profesyonelleşme yoluna girmesi, sponsor anlamında paylaşların artması, kadın voleybolunun da paralel şekilde gelişmesine ve istikrarın yakalanmasına büyük katkı verdi. Günümüze geldiğimizde sadece A takım seviyesinde değil aynı zamanda U23, U20, U18, U16 altyapı kategorilerinde de uluslararası arenada kürsü başarımız da arttı. O günden, 2023’e kadar; Filenin Sultanları, 3 kez olimpiyata katıldı, 5.’liğe kadar çıktı. 5 Dünya Şampiyonası’nda boy gösterdi. Avrupa Şampiyonası’nda 2’si gümüş, 3’ü bronz olmak üzere 5 madalya elde etti. Milletler Ligi’nde de 2018’de en iyi derece gümüş madalya kazanılmıştı. Ancak 2023 her şeyi değiştirdi!

Rakipler değil, son sözü kızlar söyledi

Kadın voleybolunun tarihi başlangıcı 2003, ‘Altın Çağ’ın başlangıcı ise 2023 oldu. Yine değişime gidildi. En kritik nokta ise, bir türlü sonunu getiremediğimiz maçları bize kazandıracak bir ‘Winner’ isimdi. O da, Vargas oldu. Küba asıllı sporcu, geliş hikayesi ve uzun bir bekleyiş sonrası, Filenin Sultanları’na öyle bir adapte oldu ki, sanki içimizden biriydi. Güçlendirilmiş kadro ve yeni başantrenör Santaralli’yle çıkılan ilk sınav; Dünya Milletler Ligi’nde (VNL) dünya devlerini yenerek ilk şampiyonluk başarısı geldi. Sadece altın madalya değil aynı zamanda Filenin Sultanları, dünya sıralamasında zirveye çıktı. Hemen ardından Avrupa Şampiyonası’nda da bir eksik vardı. Yarı finalde İtalya’yı finalde de Sırbistan’ı müthiş geri dönüşler dize getirdi. Artık rakipler değil son sözü kızlarımız söyledi. Ve 3 aylık süreçte Filenin Sultanları, tarihi 2 altın madalyayı boynuna taktı. Cumhuriyet’in 100. yılında, kadın voleybolu ‘Altın Çağı’nı açtı!.. 

Ay-Yıldızlı formayı giydi Türkiye’yi uçurdu!

Vargas, Vargas, Vargas... Milli takım formasını üzerine giymesiyle birlikte adeta Filenin Sultanları’nı uçurdu!!! 2023 Avrupa Şampiyonası’na damga vuran Küba asıllı milli sporcu, sadece turnuvanın ‘En Değerli Oyuncusu’ değil, gönüllerin de MVP’si oldu. Şampiyonaya 112km/h hızla attığı servisle giriş yapan ve dünya rekorunu Boskovic’in elinden alan Vargas aynı zamanda ‘Winner’ özelliğiyle de şampiyonluğa getiren kritik İtalya ve Sırbistan maçlarında son noktayı koydu. İlk Ay-Yıldızlı formasıyla çıktığı Milletler Ligi şampiyonluğu, Avrupa Şampiyonluğu, MVP ödülü, rekor, en skorer oyuncu unvanı gibi bir çok başarıyı kısa zamanda kariyerine ekledi.

Şimdi sıra Olimpiyat Elemeleri’nde

Filenin Sultanları, Dünya 1 numarası, Milletler Ligi ve Avrupa şampiyonu unvanıyla, 2024 Paris Olimpiyat Oyunları Elemeleri için Japonya yolculuğuna çıkacak. A Milli Kadın Voleybol Takımı, Paris 2024 Olimpiyat Elemeleri’nde B Grubu’nda mücadele edecek. 16-24 Eylül tarihlerinde Tokyo’da oynayacağı grup maçlarında ev sahibi Japonya’nın yanı sıra; Brezilya, Belçika, Bulgaristan, Porto Riko, Arjantin ve Peru ile karşılaşacak. Grupta ilk 2 sıraya girecek takımlar, Paris 2024 Olimpiyat Oyunları’na gitme hakkı eldecek. Bu elemelerde 6 takım kota almış olacak. Ev sahibi Fransa’nın yanı sıra, diğer 5 takım da Dünya sıralamasından gelecek.

Erkekler yüzmede, son zamanların dikkat çeken ismi Fenerbahçe sporcusu Kuzey Tunçelli, 6 ay içinde, Paris 2024 Olimpiyat Oyunları’na çifte kota almayı başardı. Son olarak, İsrail’de devam eden Dünya Gençler Şampiyonası’nda havuza giren Milli yüzücü, iddialı disiplinlerin başında gelen 800m’de 7:48.75’lik derecesiyle şampiyona rekoru kırarak altın madalya kazandı ve Olimpiyat A barajını geçerek kota hakkı elde etti.

Cumartesi günü 1500m’de final yüzecek

Kuzey Tunçelli, nisan ayında Edirne’de düzenlenen Türkiye Yıldız-Genç ve Açık Yaş Uzun Kulvar Yüzme Milli Takım Seçmeleri’nde 1500m’de 14:56.67’yla bu disiplinde olimpiyat A barajını geçmiş, aynı zamanda U15 kategorisinde tüm zamanların en iyi derecesini yüzmüştü. 30 Ağustos’ta 16 yaşına basan genç yetenek, böylece, Paris 2024 Olimpiyat Oyunları’na 1 yıldan az bir süre kala, 2 disiplinde de çifte kota aldı. Milli yüzücü, cumartesi günü, 1500m’de de dünya kürsüsünde kendine yer arayacak.

Avrupa’da da 1 altın, 1 bronz kazanmıştı

Temmuz ayındaki Avrupa Gençler Şampiyonası’nda da mücadele eden Kuzey Tunçelli, bronz madalya kazandığı 800m’de 07:52.39’la yüzmüş, olimpiyat B barajını geçmişti. 1500m’de de 15.13.20’yle altın madalya elde etmişti.

Türkiye’nin tartışmasız en büyük gururu; Filenin Sultanları... Kadın voleyboluna uzun süredir verilen emek, destek sonunda en iyisine ulaşmamızı sağladı. Tabii ki, bu bir son olmayacak, çünkü daha ulaşılması gereken başarılar var. Buradaki önemli kriter; istikrardı. 2003’te başlayan kürsü başarısı serüveni sonrası, A Milli Kadın Voleybol Takımımız, özellikle Avrupa’da ilk 10’un altına düşmedi. 2006’da ilk Dünya Kupası katılımı geldi. Hatta altyapıya büyük önem veren kulüplerin yatırımları, milli takımların paralel yönde yükselişini sağladı. İyi jenerasyonların bir araya geldiği 2011’den itibaren Türkiye kürsüden hiç inmedi. Olimpiyata da ilk kez Londra 2012’de boy gösterdik. Sonuç ne olursa olsun, kadın voleybolunda yatırımlar devam etti... Bu süreçte Filenin Sultanları’nın adı, gün geçtikçe büyüdü ve güçlendi. Filenin Sultanları’yla birlikte Türkiye, kadın voleybolunda dünyanın en iyileri arasına girdi. Olimpiyat, Dünya seviyesinde kürsü arayan Avrupa’da ise şampiyonluk arayan bir takım haline gelmiştik. Tokyo 2020 Olimpiyat Oyunları’nı 5., 2021 Avrupa Şampiyonası’nı 3., 2022 Dünya Şampiyonası’nı 7. bitirmiştik. Ancak yetmiyordu. Ve milli takıma, şampiyonluk, kürsü ya da onların yolunu açacak kritik maçların sonunu getireme, son noktayı koyamama gibi eleştiriler bile gelmeye başlamıştı. Değişim şart gözüküyordu.

Vargas, Ay-Yıldızlı formayla kendini aştı

Cumhuriyet’in 100. yılının kutlanacağı 2023 bir dönüm noktası oldu. Federasyon başantrenör değişikliğine gitti ve takımın başına İtalyan çalıştırıcı Daniele Santarelli getirdi. Aslında beklenen, Türk vatandaşlığına geçen Küba asıllı 23 yaşındaki pasör çaprazı Vargas’ın kadroya ne zaman dahil olacağıydı. Onun da lisans bekleme süresi 2023 mart ayında tamamlanınca, taşlar yerine oturdu. Zaten Fenerbahçe’den tanıdığımız Vargas’ın ne kadar katkı sağlayacağı merak konusuydu. Ancak Sonuç ise munteşem oldu. Vargas ‘Ay-Yıldızlı’ formayı üzerine giyer giymez kendini aştı!

Üst seviyede ‘Altın’ madalyamız yoktu

Değişim yapılmıştı, sıra kadın voleybolunun ilk ‘Altın’ madalyalarına’ gelmişti. Akdeniz Oyunları, Avrupa Oyunları, Avrupa CEV Altın Ligi gibi organizasyonları saymazsak kadın voleybolunun, üst seviye bir uluslararası turnuvada henüz ‘Altın’ madalyası yoktu. Ve koleksiyonda Filenin Sultanları’nı bekleyen, henüz kazanılmamış birçok şampiyonluk vardı. Ancak hedefler koyulmuştu. İlk büyük sınavını, Milletler Ligi’nde (VNL) veren A Milli Kadın Voleybol Takımımız şov yaptı. İlk şampiyonluğu almakla kalmadı, dünya sıralamasında zirveye yerleşti. Bu turnuva aynı zamanda Santarelli’nin sistemini ve Vargas’ın uyumunu bize gösterecekti. Nitekim bu takım çok güven verdi.

Kararı rakipler değil artık biz söylüyoruz

Yaklaşık 1 ay sonra çıktığımız Avrupa Şampiyonası’nda da Filenin Sultanları rakip tanımadı. Galibiyet almanın yanı sıra, Filenin Sultanları artık; son noktayı koyan, skor anlamında geriye düştüğü maçları bile kazanma alışkanlığı yakalamış, mental anlamda oyun içinde kendini toparlamayı başarmış, sonuna kadar giderek, karar setini en iyi şekilde oynamayı bilen bir takım haline gelmişti. Zaten bugüne kadar da kritik seviye ve madalya maçlarını bu nedenlerden dolayı kaybetmişti. Ve tabii ki, ‘Winner’ özelliği taşıyan bir oyuncusuz varsa, artık durdurulmanız imkansız hale geliyordu. Vargas, yıllardır aranan ve galibiyeti getirecek ‘son oyunları’ öyle güzel sahaya yansıttı ki, Filenin Sultanları, yaklaşık iki ay içinde, üst seviye iki turnuvayı kazanarak, boynuna 2 altın madalya taktı. Şimdi sıra olimpiyat kotasında...

Türk voleybolu, Cumhuriyet’in 100. yılında destan yazıyor... Başrolde yine Filenin Sultanları var!.. Kızlar, bu sezon için öyle bir ‘yapılacaklar listesi’ hazırlamış ki, her maddenin yanına ‘Şampiyon’ yazdılar. Yeni coach Santarelli ve kadroya eklenen ‘Winner’ Vargas’la daha da güçlenen, yeni bir vizyon kazanan A Milli Kadın Voleybol Takımımız önce açılışı Milletler Ligi’ndeki ilk şampiyonlukla yapmıştı. Bununla da yetinmemiş dünyanın 1 numarası olmuştu. Daha bitmemişti, sırada Avrupa Şampiyonası’nda henüz hiç kazanılmamış bir altın madalya vardı...

Hikayenin kahramanı bu kez bizdik!

Filenin Sultanları bunu da başardı, Avrupa tarihindeki 3. finalde ilk kez kupayı havaya kaldırdı. Ay-Yıldızlılar, gümüş madalya kazandığı 2019 finalinde olduğu gibi yine Sırbistan’la karşılaştı. Ancak bu kez hikayenin kahramını; ‘Çılgın Türkler’di... Yarı finalde İtalya’yı şapka çıkarılacak hatta birçok takıma izletilmesi gereken bir geri dönüşle yıkan Filenin Sultanları, Sırbistan’a aynı tarifeyi uyguladı.

3. seti kaybetmek bile moralimizi düşürmedi

Motivasyon anlamında maça iyi başladık. Santarelli’nin Sırbistan karşısında özellikle büyük önem verdiği servislerde sıkıntı yaşadık, özellikle ilk sette istediğimizi yapamadık. Her şeye rağmen hep oyunun içinde kaldı. Büyük farkla önde olduğumuz 3. seti elimizle verdik. Adeta final maçı oynadığımız unutmuş gibiydik. Hata yapma lüksümüz yoktu, çünkü karşımızda; son yıllarda dünya voleybolunu domine eden ülkelerin başında gelen Sırbistan vardı. 3. seti adeta hediye ettik. Bu durum moralmen bizi düşürür diye düşmüştüm ancak karşısımızda yeni bir Filenin Sultanları... Kaptan Eda, dengelerin değişeceği anlarda sayıları bularak takımı diri tuttu, Zehra’nın ekstra katkısı, libero Gizem’in Vargas’a gönderdiği manşet pasları çok kıymetliydi. Etkili savunmasıyla ön plana çıkan ve hücumda da hatayı affetmeyen güçlü rakibi karşısında Millilerimiz zaman zaman düşüş yaşadı ama4 bir kişi vardı ki, hep ayakta kaldı: Vargas...

Winner eşittir Vargas!

Karar setine giden maçta Küba asıllı milli sporcu, üst üste bulduğu sayılarla, sürprize yer vermedi ve Türkiye 3-2’lik zaferle, Avrupa Şampiyonu oldu. Servis hızında dünya rekorunu organizasyonun başında eline geçiren Vargas, finalde de 41 sayıyla ‘Maşallah’ dedirtti!. Türk voleybolu böylece, 2003’te Avrupa’da ilk final ve ilk kürsü başarısıyla başladığı serüveninde 20 yıl sonra ilk altın madalyasına kavuştu.

Ne maçtı ama!.. Türkiye dün akşam, A Milli Kadın Voleybol Takımımız’ın Avrupa Şampiyonası yarı finalinde, son şampiyon İtalya karşısında aldığı zafer karşısında işte bu ruh halini yaşadı... Nefeslerin tutulduğu mücadele neyseki lehimize bitti. Yeni bir vizyon kazanan Filenin Sultanları, İtalya’yı 3-2 yenerek, tarihinde 3. kez Avrupa finaline çıktı.

Korktukları başına geldi!

Kızlarımız bu sezon Milletler Ligi’nde ilk altın madalyasını aldı, dünya sıralamasında zirveye çıktı ve koleksiyondaki eksik Avrupa şampiyonluğu için emin adımlarla ilerliyordu. Grup aşamasını kayıpsız geçti, 16’lı turda kötü oynadığı Belçika maçını kazandı, çeyrek finalde de Polonya’yı adeta sahadan sildi!. Sıra İtalya’daydı. Onlar bile ‘Annecim Türkler Geliyor’ diyerek yarı final öncesi manşet atmıştı. Evet korkmaları gerekiyordu, çünkü bu takım çok güven veriyor ve oynayınca durdurulması imkansız hale geliyordu.

Böyle zaferi alan takıma şapka çıkartılır

Evet, ilk 3 sette gerçek Filenin Sultanlar’ı pek izleyemedik... İtalya karşısında, maça düşük bir motivasyonla başladık, set oyunlarında fark yedik, geriye düştük, kötü oynadık, en iyi yaptığımız şeyleri yapamadık, rakibin müthiş savunması karşısında skor üretmekte kısıtlı kaldık... Ancak bu kadar olumsuzluğa rağmen yarı final seviyesindeki bir maçta, sonuna kadar ayakta kalmayı ve mental olarak kendini toparlamayı başaran bir takıma şapka çıkarmak gerek. İşte Filenin Sultanları bunu başardı.

Sadece Egonu değil, hepsi ekstra oynadı

İlk seti kaybedince, daha kötüsü olmaz dedik ancak 3. set hiç varlık gösteremedik. Tüm maç boyunca, Ebrar Karakurt en istikrarlı isimdi. 2. seti de Hande’nin katkısı ve özellikle blok out’tan gelen sayılarla kazandık, durumu eşitledik: 1-1. Egonu, İtalya’nın tartışmasız en büyük silahıydı. Ancak Pietrini, Lubian, Danesi, Sylla gibi isimler ekstra oyandı, inanılmaz skor katkısı yaptı.

Vargas 26 sayıdan 17’sini son 2 sette buldu

İtalya kazansa, her şeyi bitirecek 4. sette 20-16 gerideyken, bir Vargas kıvılcımı yetti!. Aslında, tüm gözler onu aramıştı. İtalyanlar, Vargas’a çalışmış tatikleri de en azından belli bir süre işe yaradı. Ancak Vargas’ın dönüşü muhteşem oldu. Işık hızı servisleri geri geldi, yüksek smaçlarıyla İtalya’nın sadece savunmasını değil, motivasyonunu da mahvetti. Hande yine müthiş manşet aldı. Ve maç, karar setine gitti. Filenin Sultanları artık ‘durduralamaz’ modunu açmıştı.. Eda ve Zehra’nın sayıları da bu geri dönüşe eklenince sonuç kaçınılmaz oldu.