Arama

Popüler aramalar

‘’Beklentilerden uzak‘’

Kağıt üstünde beklentileri karşılayamayan bir derbi izledik. Ne heyecanı, ne futbolu,ne de Arena’daki Galatasaray üstünlüğü. Ne de Beşiktaş’ın zirveyi zorlayacak futbolu .Maçtan önce ne kadar öngörü varsa hepsi dün gece çöpe gitti. Ancak Galatasaray bir derbi gecesini aldığı 3 puanla kendi lehine çevirmesini bilen taraf oldu.

Galatasaray kendi seyircisi ve sahası önünde derbide bir adım önde avantajlı olan taraftı. Ancak rakibi karşısında taraftar üstünlüğü dışında bir etkinlik gösteremedi .Mancini’nin ilk 11 tercihleri de ilginçti. Kanatlarda Veysel ve Telles’e görev veren İtalyan hoca Semih ve Hakan Balta’yı stoperde görevlendirdi. Bu blokun önünde Ceyhun ile Selçuk önlerinde ise Melo ve Sneijder yer aldı. İlerde klasik ikili Drogba ile Burak vardı. Galatasaray bu düzen içinde rakibi karşısında etkili bir oyun sergileyemedi. Orta göbekte hem Melo hem de Selçuk bir önceki Arena performanslarını arattı. Sneijder ile Drogba kendi taraftarı önünde oynadığının farkında değilmiş gibi dolaştı.Her iki oyuncu da belki Chelsea maçını düşünerek oyun süresince saklanıp durdu.Topun altına ayağını sokmadı.

Veysel sağ kanatta aksadı. Telles iyi çalıştı. Hakan Balta hatasız oynadı.Gökhan Zan aldığı süre boyunca yararlı işler yaptı. Galatasaray’ın oyun düzeni ve futbolu Arena performansını arattı.Sarı-kırmızılı ekip 90 dakika boyunca pozisyon üretmekte zorlandı.Melo-Selçuk-Drogba-Sneijder gibi silahları etkisiz kaldı.İki taraf da rakip kale önünde etkili olamadı,pozisyon bulmakta zorlandı..İlk yarının sonlarında Dany’nin gelip de Veysel’i indirmesi maçın kader anı oldu. Cüneyt Çakır tereddütsüz penaltı noktasını gösterirken Selçuk’un sakin ve klasik vuruşu skorunu ilan etti.

Maçın adamı Semih Kaya idi. Böyle bir derbi gecesinde Cüney Çakır’ın yanlış kararını tam bir centilmenlik örneği göstererek düzeltti. Birçok futbolcu arkadaşına örnek bir davranış sergileyerek alkışı hak etti. Futbolunu adamlığı ile taçlandırdı.

Galatasaray oyun olarak öne çıkmasa da, sonuç olarak önemli bir derbi akşamını karlı kapattı.Kritik bir virajı kayıpsız döndü.Arena’da 8’de 8 yaptı.Ve zirve yarışında önemli bir adım attı.

22 Şubat 2014, Cumartesi 19:00
YAZININ DEVAMI

‘’Acemi işi !!!‘’

Fenerbahçe ile Beşiktaş’ın maçlarını kazandığı haftada Galatasaray'ı, Antalya önünde kritik bir 90 dakika bekliyordu. Son iki haftanın Arena fatihi deplasman fobisini bu maçta yenebilecek miydi ? Saha ve seyircisi önünde oynadığı futbolu dış sahaya taşıyabilecek miydi ? Son 24 saatte yaşanan bildiri düellosu sona ermiş, söz bitmiş artık futbol sahaya inmişti. 90 dakika sonunda Galatasaray etkisiz, isteksiz oyunuyla rakibi karşısında ancak oyunun son bölümlerinde bulduğu golle yenilgiden kurtuldu.
Mancini 4-4-2 ile başladı Antalya deplasmanına. Hakan’ın sakatlığı, Chedjou’nun cezası,Gökhan’ın maç eksiği İtalyan hocayı 3’lü defanstan 4’lüye döndürdü. Orta sahada Ceyhun merkezli, solda Selçuk sağda Melo, önde Sneijder’li baklava Burak ve Drogba ikilisini besleme amacındaydı.Galatasaray oyuna golle başladı. Alex’in 7. dakikada çizgiye kadar inip, Burak Yılmaz’a çıkardığı topta Burak’ın mükemmel vuruşu görülmeye değerdi. Öne geçmenin avantajı ile Galatasaray maçın kontrolünü eline geçirdi ve oyunu Antalya yarı sahasına yıktı. Ev sahibi ekip kontrataklarla zaman zaman sarı-kırmızılı ekibi zorladı. Murat Duruer’le önemli iki pozisyon Muslera’nın ellerinde eridi.

İlk yarının kırılma anı 30. dakikada yaşandı. Sneijder’in usta gollük vuruşunu kurtaran Hakan, takımını uykudan uyandırdı. Nitekim bu pozisyonun hemen akabinde Burdisso’nun markajında Tita yaptığı sert vuruşla takımına eşitliği getirdi. Bu gol Galatasaray’ın 6 maçlık gol orucunu da sona erdirdi. Devre bu sonuçla bitecek derken acemi işi bir gol Antalya’yı galip duruma getirdi. Galatasaray’ın iyi isimlerinden Alex heyecanına yenildi ve uzaklaştırmak istediği topu Ceyhun’a çarptırınca gelen şok gol sarı-kırmızılıları geriye düşürdü.

İkinci yarıda sarı-kırmızılılar yenik olduklarının farkında değilmiş gibi gezinip durdular. Mancini, aksayan Ceyhun’u Umut’la, sahada dolaşan Drogba’yı Veysel’le değiştirdi. Ama Galatasaray rakip kalede pozisyon bulmakta zorlandı. Son dakikalarda Selçuk-Umut işbirliği ile gelen zarif gol, Cim-Bom’u yenilgiden kurtardı. Golden sonra kalan kısa sürede aklı başına gelen oyuncular 3. gol için çok baskı kurdu, ancak süre yeterli olmadı.

Antalya’daki oyun sarı-kırmızılıların Arena’da oynadığı o coşkulu, atak, hücum zenginlikleri ile dolu futbolunu arattı doğrusu. Savunmada ilk kez bir araya gelen dün geceki dörtlü, güven vermekten uzaktı. Burdisso’nun henüz bu ligin dişli bir deplasmanını taşıyacak bilgi ve deneyimde olmadığını gördük. Maç boyunca ürkek ve tedirgindi. Semih maç eksiğini hissettirdi. Alex hucümda olduğu kadar savunmada iyi değildi. Melo ve Selçuk sarı kartı sınırında olduklarından derbiyi düşündükleri için olsa gerek oyunda risk almadılar. Gittikçe Arena oyuncusuna dönüşen Drogba oldukça etkisizdi. Sneijder gizlenerek oynadı, bu maçı istemedi.

Halis Özkahya maçı hiçbir bildiriden etkilenmeden yönetti. Galatasaray haftayı 2 değerli puanı Antalya’da bırakarak kapadı. Deplasman fobisine bu kez az kalsın yeniliyordu. Dün geceki maç bize futbolun bildiriyle değil, sahada yaptıklarınla sonuç verdiğini gösterdi.

17 Şubat 2014, Pazartesi 19:50
YAZININ DEVAMI

‘’Mutluluk pozu!‘’

Ağır grip olan Semih ile cezası nedeniyle Drogba 18'de yoktu.Mancini farklı bir tercihle sahaya sürdü takımını.3'le 4 arasında gidip gelen defansın göbeğinde Chedjou ve Hakan vardı.Yeni transferlerden Alex ve Hayroviç kanatlarda yer aldı.Ceyhun,Eskişehir hücumdayken savunmanın içine giren oyuncuydu.kalabalık savunma,kalabalık orta saha rakibe nefes aldırmadı.İlk yarıda skor avantajını ele geçiren sarı-kırmızılılar maçı son düdüğe kadar kontrolünde tutmasını bildi.

Galatasaray maça golle başladı.Daha 6. dakikada Burak tabelayı değiştirdi.Bu golün yarısı mükemmel ara pasın sahibi Hayrovic'e aitti.Galatasaray'ın ikinci gol arayışlarını Chedjou dindirdi.Sneijder'in nefis ortasına nefis bir kafa vurdu.Ve daha ilk 45 dakikada iki mutluluk pozu geldi.İkinci yarıda Eskişehir skor dezavantajıyla Galatasaray'ın üzerine gitti.Pozisyonda buldu.Ama Muslera'ya takıldı.Cim-Bom kontrataklarla farkı arttıracak fırsatları harcadı. Ta ki uzatma dakikalarında Umut'un attığı 3. gole kadar..

Galatasaray istekli,arzulu,mücadele gücü yüksek bir futbol sergiledi.Klas ayakları sonuca direk etki etti. Kanat ataklarında Alex ve Hayrovic iyi oynadı.Ortada Melo ve onun performansı arttıkça daha iyi oynayan Selçuk iyi birer maestro idiler.Burak çalışkandı.Sabri sadece reklam yıldızı olmadığını gösterdi ve kaptanlığın hakkını verdi.Kalede Muslera kritik hamleleriyle klasını göstermeyi sürdürdü.Alex Arena'daki ilk sınavında sırıtmadı.Hakan Balta hatasız oynadı.Gösterişsiz futbolu kusursuzdu.Galatasaray taraftarı da 90 dakika boyunca takımını durmadan desteklerken alkışı haketti. İyi futbollla çoşan sarı-kırmızılılar şampiyonluk türkülerine de başladı.

Maçın 17. dakikasında yaşanan tartışmalı pozisyonda Cüneyt Çakır sahne aldı.Boffin'in Burak'ı devirmesine devam dedi.Pozisyon penaltıydı ve kart gerektirirdi.Dünya Kupası'nda maç yönetecek düzeyde bir hakemimizin ülkenin üst düzey takımlarının maçlarını yönetirken ne yazık ki standartların dışına çıkmasını aklımız almıyor.

Sonuçta Galatasaray oynadığı oyun ve futbol aklıyla,kaliteli ayakları ve Mancini'nin yerinde hamleleriyle lige ağırlığını koydu.Yarışı bırakmayacağını kanıtladı.

08 Şubat 2014, Cumartesi 21:55
YAZININ DEVAMI

‘’Rahat uyu Metin ağabey!‘’

Galatasaray her hattıyla uyum içindeydi. Ve her oyuncu elinden gelenin fazlasını yapmaya çalıştı. Savunma üçlüsünde Semih-Ceyhun-Hakan, kanatlarda Eboue ve solda olmasına karşın Sabri kaptan makine gibi işlediler. Selçuk ve Drogba üzerlerindeki tutukluğu savurmuş göründü. Drogba topuğunu yine konuşturdu. Selçuk kapanışı şık yaptı. Ama geceye Sneijder ve Melo damgasını vurdu. Melo 100. maçını bir gala klasında oynadı. Sahanın her yerine ayak bastı. Neredeyse her topa yetişti. Gittikçe yükselen futbol grafiğine bir halka daha ekledi. Sneijder giydiği formanın hakkını verdi. 10 numara ve Kral Metin Oktay’a yakışan bir futbol resitali verdi. Attığı paslar, goller tribünleri coşturdu. Kaliteli çilek tadındaydı. Maçın şanssız adamı Burak Yılmaz’dı. 3 mutlak gol kaçırdı, bir tane de kurtardı!

Aslında maç öncesi Mancini’nin 3’lü defans tercihi, Alex’in yetişmeyen lisansı haberi, yapılan transferlerden birinin bile ilk 11’de yer almaması taraftarların yüzünü buruşturmuştu. Ama santrayla birlikte futbol, tüm dedikoduları çöpe attı. Sarı-Kırmızılılar seyircisi önünde muhteşem bir futbol gösterisi sundu. Takım halinde mükemmel oynadı. Ve bir gün önce kaybeden ezeli rakibine gözdağı verdi. Hem futbolu hem de göz alıcı skoruyla.

03 Şubat 2014, Pazartesi 01:30
YAZININ DEVAMI

‘’Hem kupa, hem KAP'a‘’

Yönetim, Merkez Bankası’na nazire yaparcasına KAP’a bildirimleri maç oynanırken gerçekleştirdi ve kafası soru işaretleriyle dolan taraftarın gönlüne su serpti.

Mancini bu maçta da değişik diziliş ve oyuncu tercihi ile dikkat çekti. Elazığ karşısına 4’lü defans kurgusuyla çıktı. Sağ bekte Salih, sol bekte yılların sağ beki Sabri, stoperde sabah uçağıyla Antep’e gidecek Dany ve de Hakan Balta. Kanatlarda Eboue ve Emre’yi kullanan İtalyan hoca 3. bölgede Umut ve Drogba’ya forma verdi. Oyun içinde düzen, savunma önünde 4-4-2, 4-3-3, 4-2-3-1 gibi çeşitlilikler gösterdi. Ve birçok oyuncunun da görev yeri sık sık değişti. Drogba’nın yerine 2. yarıda Melo girince Sabri ve Hakan aslına döndü. Alışık olmadıkları Olimpiyat Stadı, sert zemin, soğuk hava, ‘yok’ denecek kadar az taraftar desteği ve yedek ağırlıklı kadroya karşın Sarı-Kırmızılı takım arzulu ve etkili oyunu ile öne çıktı. Nitekim ilk 45 dakikada da istediğini aldı. Maçın başarılı isimlerinden Ceyhun ile Drogba’nın kafa golleriyle gelen skor rahatlığının arkasından bu kez KAP fırtınası başladı. Oyunun genelinde özelikle Ceyhun; diri ve ayağı yere basan Emre Çolak; orta sahada Yekta olumlu hareketleriyle göze battılar. Sabri’nin ellerini gökyüzüne çevirdiği (!) gol maçın skorunu ilan etti.

Mancini, bünyeye katılan yeni isimler, açılan kontenjanı dolduracak yabancıları ile Galatasaray’da yeni bir döneme giriyor. Artık sistemini ve onbirini oturtmak zorunda. Elazığ maçı bu bağlamda iyi bir hazırlık oyunuydu. Hafta sonu Bursa sınavı ile lig Sarı-Kırmızılı dünya için yeniden başlayacak. Bu gece sonrasında oluşumun puan kaybına tahammülü olmaz.

30 Ocak 2014, Perşembe 01:30
YAZININ DEVAMI

‘’Mancini'nin mektubu!‘’

Yabancı kontenjanı,planlama hatası de istersen..
Ya da TFF'ye twitterdan kafa tutan yönetim anlayışı..
Ya da Mancini'nin Ceyhun'la Melo'ya;kulübeden sahaya; gönderdiği mektuptan söz et..
(Mektup bize ulaşmadığı için o dakikadan sonraki düzeni bizim de anlamamız zorlaştı doğrusu) İstersen Galatasaray'ın çorbaya dönen oyunundan,düzeninden bahset..
Uzat uzatabildiğin kadar istersen...
Gerçek şu ki Antep 2 puan bırakan
Cim-Bom ağır yara aldı..
Liderle puan farkı kapanacak derken,lidere puan farkını daha da açma şansı yaratıldı.

Mancini yine üçlü defansla başladı.Savunmanın sağında Semih,solunda Hakan ortada ise Melo.Önündeki beşlide en ilginç seçim Sabri'nin sol açıkta görev almasıydı bana göre. Mancini'nin savunmanın ortasında Melo tercihi bence bir gönderme."Benim Melo gibi bir stoper ihtiyacım var" mesajı.İtalyan hoca bu mesajını adresine gönderdikten sonra bu kez 4'lü defansa dönüp Melo'yu orta sahaya yolladı.Bu değişiklikte Hakan stopere gelirken Sabri solbeke,Eboue'de sağbeke geçti.Mancini bu hamleyle hem Melo'nun iyi oyununu orta sahaya kaydırmak istedi hem de kanatlarda doğan boşlukları da kapatarak savunmasını güvence altına almayı düşündü.İkinci yarıda İtalyan hoca yaptığı değişikliklerle her şeyi denedi.Ama takımını hareketlendiremedi.Bir ara Ceyhun'la sahaya posta gönderdi. Yine olmadı.

Bu oyunun bize anlattığı Mancini'nin kafası hala karışık. Transfer edilmesine karşın oynatılamayan oyuncular,kupa maçlarında üst üste gelen puan kayıpları İtalyan hocanın maça çıkarken,hatta maçın ilk 30 dakikası oynanırken bile planlamalarına bir son nokta koyamadığını belgeliyor. Her oyuncu değişikliğinde oyun içinde farklı dizilişler deniyor ve oyuncularına farklı görevler veriyor.Hocanın bir türlü düzeni oturtamaması ise Galatasaray'ın oyununu çorbaya çeviriyor.

Galatasaray'da Melo futboluyla öne çıktı. Galatasaray'ın akıllarda kalan iki önemli fırsatına da o imza attı.Biri ilk yarıda mükemmel vuruşunu,Karcemaskas müthiş önledi.Birin de şutu son saniyede direği sıyırdı.Semih,defans dörtlüye döndükten sonra daha olumlu oynadı.Kritik hamleler yaptı.Sneijder,arkadaşlarına tepki koyarken harcadığı enerjiyi topu kullanırken gösteremedi.Amrabat ise sözünün eri olduğunu gösterdi.İstanbul dışında futbol oynamadı (!)Drogba,İbrahim Akın için kalkan tabelada oyundan alındığını sanacak kadar oyundan uzaktı.

Antep haddini bilerek oynadı.Aklını kullandı.Turgut Doğan ve Mustafa'nın ayağı kaymasaydı bu gece ligi bitirebilirdi.Galatasaray değerli 2 puanı dün gece Antep'te bıraktı.Birkaç oyuncu dışında taşın altına elini sokan olmadı.

YANINDAYIZ


Maçtan önce oyuncular Aydın'ı unutmadı."Yanındayız Aydın Yılmaz" tişörtleriyle sahaya çıkarak arkadaşlarına jest yaptılar.Biz de bu vesileyle hem yeteneği,hem de insanlığı,temiz kalbi ve efendi duruşuyla herkesin sevgilisi kardeşimiz Aydın'a geçmiş olsun diyelim ve bir an önce tekrar yeşil sahalara dönmesini temenni edelim.

27 Ocak 2014, Pazartesi 00:30
YAZININ DEVAMI

‘’Hazırlık tadında‘’

Samet Aybaba takımını kendi yarı sahasında tutup Galatasaray'ın üzerlerine gelmesini bekledi. 3'lü Galatasaray defansı arkasında da zaman zaman boşluklar buldu.Diarra yakaladığı fırsatları değerlendiremedi. Ancak son saniyede attığı kafa golüyle kendisini afettirdi.

Sarı-kırmızılı ekip oyunun hakimi idi. Ancak ürettiği pozisyonların final vuruşlarında;kimi zaman yetersiz kalan,kimi zaman da laubali davranan; oyuncular skorda fark yaratamadılar. Yakaladıkları fırsatları cömertçe harcadılar. İlk yarı sonlarında gelen penaltı golü sonrası da oyunu uyutup,kontrolü ellerine aldılar. Maçın son anlarında gelen golle uyandıklarında ise geç kalmışlardı.

Sakatlığından sonra 75 dakika süre alan Drogba çok sık ofsayta düştü.Kanatlarda Riera ve Eboue etkili ortalar yapamadı.Savunmada Melo iştahlı oyunuyla göze battı. Selçuk çok çalıştı.Emre ikinci yarıda doğru işler yaptı.Kalede Eray bir hatası dışında iyi oynadı.Kritik hamleleri vardı.90 dakika boyunca oyun hazırlık maçı tadında geçti.Maçın hakemi Riera'yı sahada tuttu.Penaltı kararı ise doğruydu.

Galatasaray,2005'ten bu yana hasret kaldığı kupayı bu sezon müzesine götürmek amacında. Antalya karşısında grubun ikinci maçını da puanla kapayarak bitirdi.Genel yapıda ise hazırlık döneminde Mancini oyuncularının fizik gücünü arttırmış göründü.Lige kadar kupa maçları ise Galatasaray'ın şansı.Çünkü bu oyunlar iyi birer deneme sınavı.Hem Mancini için hem de takım için.

20 Ocak 2014, Pazartesi 01:30
YAZININ DEVAMI

‘’Happy new year!!!‘’

Kayseri cephesinde de hedef mutlak puan ya da puanlar elde etmekti.Lige tutunmak için; yeni hoca Hikmet Karaman'la birlikte; iyi bir çıkış yakalama şansı olan bir 90 dakika onları bekliyordu.Roberto Mancini,karşılaşma öncesinde koşulları değerlendirmeye aldığında basit ama önemli bir söz sarf etti :

"Kazanmak için bizim ne yaptığımız önemli"Nitekim talebeleri de onu mahçup etmedi ve kazanmak için her şeyi yaptı.

İtalyan hocanın taktiğe dayalı futbol anlayışında maça göre seçim yaptığının belgesi ise sahaya sürdüğü onbir oldu.Mancini,oyun düzeni doğrultusunda kendi rotasyonunu gerçekleştirirken; hem forma adaletine uygun davranıyor hem de her geçen gün takımını daha da yakından tanıdığını gösteriyordu. Bu hafta yabancı kontenjanına Riera ve Eboue takılırken hakkında kiralık gidecek söylentileri dolaşan Bruma ise süpriz yaptı.Galatasaray oyuna 4-2-3-1 düzeninde başladı.Dörtlü defansın önünde Selçuk-Melo ikilisi,önlerinde Sneijder serbest;sağda Bruma,solda Burak ve önde Drogba tek.Daha düzen oturmadan(!),Cim-Bom golü buldu.Melo'nun muz ortasını Cem Can seyredince,Sneijder'e yine usta işi bir vuruş yapmak düştü.Ardından 13. dakikada ise kaliteli bir işbirliği izledik.Bruma'nın klas ortasına Burak'dan gelen mükemmel bir kafa vuruşuyla sarı-kırmızılı ekip henüz ilk çeyrek dolmadan iki farkla öne geçmişti bile.Galatasaray arzulu başlamış ve istediğini almıştı.
Maçın farkını;iki takım arasındaki daha ilk yarıda skora yansıyan farkı;maçı izlemeyenlere anlatacak iki pozisyon vardı.

Biri Galatasaraylı oyuncuların iştahına örnek. 21. dakikada Hakan Balta-Drogba ver kaçında yaratılan gol fırsatı.Hakan Balta rakip kaleciyle burun buruna kalana kadar çizgiye indi.

Diğeri ise Erciyesspor'un durumunu açıklayan pozisyon.Melo'nun attığı üçüncü gol. Brezilyalı oyuncu,Jorgacevic'i ofsayt pozisyonunda avlarken,kendisine asisti kaleden Muslera yapıyordu.

Daha ilk yarıda istediğini elde eden Galatasaray ikinci yarıya tutuk başladı. Erciyes ise kaybedecek neyim kaldı ki dercesine saldırdı.Bir de gol attı. Ama sarı-kırmızılı takım tekrar baskıyı kurdu,dengeyi buldu. Ve üst üste gol şansları yarattı.Jorgacevic yediğinden çok daha fazlasını kurtardı.Galatasaray'da görevini yapmayan oyuncu yoktu.Hepsinin kafasında son maçta 3 puanı yakalayıp tatile rahat çıkmak fikri vardı.Bu da futbollarına yansıdı.Hepsi oyunu istedi.

Galatasaray ilk yarının son maçını galip kapadı.Ama arzulu futbolu,üstün oyunu,kaliteli ayakları ile göz doldurdu.İkinci yarı için olumlu sinyaller verdi. Bu görüntüsüyle yeni yılda 4. yıldızın peşini bırakmayacağını ilan etti.

29 Aralık 2013, Pazar 01:30
YAZININ DEVAMI